04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 19 HİJ« 1974 H ukufc," Siyasal ve Sdsyai billmlerle mesgul Fakultelerlmizde biz ögretim Uyeleri öğrencilerimize her şeyden önce DEVLET kavrarm konusunda bilgller vermeğe çalışır ve onlara Devlet'in ve onun yürUtücU aracı olan Hukumet'lorin bıtşlıoa görevlerinin ve kuruluş amaçlarının yurttaçlara can güvenliği ve huzuru saglumak oldugunu anlalınz. Bunu yaparken tarihin ilk çaglarına iner, eski Yunan ve Roma'dan geçerelc Orta Çağ, Yeni Çağ ve Akıl Çağı dediğimiz aşamalardan RünümUze kadar bu konudaki görüşlorl, uygulamalan ve örnekleri belirtiriz. Devlet. oifîanlan içerisınde yürütme ve kanunların egemenliğini sürdürme işiyle görevli oıganın, yani hükümetlerin bu güvenliği sağlayamama halinde iş başında kalnıamaları gerektiğlni; knltükları takdirde bundan çok tehlikeli ve sakıntHİı sonuçlar doğabileceğini anlatır ve tarihten felâketli örnekler veririz. Ne acıklıdır ki içtnde bulunduğumuz karanlık dönem bu söylediklenmizin pek boş şeyler olmadığını tanıtlar doğrultudadır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EU KOŞULLAR SÜRDÜKÇE îlhan ARSEL !"«eeeği zamana kadar univergitenln öğretime açılmamasının gerektiği anlaşılmaktadjr. o'dur kl ele aldığımız konuları pek çok yönlll eleştiriye tâbi kıldığımız halde dinsel yönden enine boyuna tartışmayız. Sanki Türklyemiz Tanzimat ve Meşrutiyet dönemleriyle kendisını artık dogmatizmadan kurtarmış ve örnegin Batı'da oldugu glbi «renaissance». «humaniznıa», «skolastisizm», «reformasyon» ve «akıl çagı» (XVIII ncı yüzyıl gibi) aşamalarını yapmış ve böylece layik ve müspet düşün rayına oturmuş gibi, ve sanki o tarihlerden sonra flkirsel yaşamlanmıza din egemen degilmış ve sanki parlamentonun kuruluşuna ve hürriyet bagırııjmalarıııa rağmen «kişisel ve toplumsal hlç bir davranış Şerlata nykırı ya da onun dışmda olamaz» zihniyeti silinmiş, kalkmış gibi bir rahatlık içerisinde davranır ve buna göre konuşur, geçmişi de buna göre konuştururuz. Sanırız ki parlamentonun kurııluşu ve «meşveret» usulunun olıışturuluşu, ve «hürriyet» deyiminin kullanılışı demokrasiye ya da uygarlığa yöneliştir. Unuturuz ki «hürrivet» sloganını kutsallaştırır göriinen Nanıık Kemnl'ler, ve parlamentoyu yücelten Mithat Paşalar va daha niceleri Şeriat'ın Ustünde ve dışında gerçek ve defter diye bir şoy tanunamı?lardır. O Şeriat ki doğal hakları tanımaz, ve köleliği dogal kuruluş sayar. ve farklı Inançtakilere karşı savaşı (Cihad'ı) ve «Islâm'a ragbet etmeyenler sapıktırlar» hükmünU (ve daha buna Denzer nicelerini) yani hoşgörü ve vicdan hürriyeti yoksunluğunu din emrl olarak koyar. kadının «fikren ve dinen» eksikllğini eşitsizliğln temell yapar ve demokratik ve uygar bir toplum yaşamını engelleyici buna benzer nice esasların hiç bir «beşeri» irade (karar) ile (yani ne parlamento ve ne de millet oylamasiyle) değistirilemeyeceğini emreder. Bundan dolayıdır ki Şeriat ülkclerinin hiç blrinde 1400 yıl boyunca anayasal ve RSliçme. htttâ kıpırdanma gBrülmemlştir. Ama hıç birimiz çıkıp da bu gelişmezliKin nedenlerinin Şeriat İçerisinde bulundugunu araştırmayız, söylemeyiz, ve tartışmayız. Ekonomık ve sosyal alanlarda da durum bbyle oldugu halde Şeriat'ın olumsuz etltisini bilimsel yönden ele almayız. Nitekim 2. Meşrııtiyetin ekonomik yönü ve problemleri konusunu işleyen arkadaşımız ekonomik atAletin nedenlerinl çeşitli unsurlara ve Örneğin özel mülkiyet yoklugu fikrine dayatırken unutmuştur ki Şeriafın, yoksullugu fazilet niteligine sokan, Tann'nın bazı kimseleri sırf sınamak için diğer bazılanndan rızık ve paye bakımından yüeelttiğini ve yoksulların varlıkhlardan beşyü?; yıl önce cennetlere pdecekMrlni öngören. faizi yasaklayan ve daha buna benzer ytizleroe emirleri ekonomik düzen temeli yapan (2) bir ortamda ne ekonomik, ne sosyal ve tabit ne de demokratik gelisme olabüir. ARKADAŞIMIZ SADUN TANJU, GÖREV NEDENİYLE ÎSTANBUL DIŞINDA OLDUĞUNDAN, «HAFTAN|N RAPORU»NU YAZAMAMIŞTIR. OKURLARIMIZDAN ÖZÜR DiLERiZ. i VEFAT Merhum Osman Bey ve Merhume Pembe Hanımefendi'nin kerimeleri, Ağır Cesra Reisi M. Kâmil Serhatli'nin eşi, Giizin Akyalçın ve Dr. Talha Serhatli'nln anneleri, Halise Serhatli'nin kayınvalidesi, Tezcan Yaramancı, Mihrinur Yaramancı, KAmil Serhatll, Ugur Yaramancı, Kâmuran Serhatli, îzzet Serhatli ve Begum Yaramancı'nın büyükannelerl SALtHATI NİSVANDAN HACI Üniversiteler Açılmamalı Aylardan beri ders yapılmak istendiği her kea Fakültelerde olaylar çıknuş ve devlet güçlerinı kendüerinden yana sayan ve silâhsızlara silâh ile seldırmayı yiğitlik bilen kişiler ve kuruluşlar ve brgütler, öğrenim hevesiyle smıflara glrmek isteyen masum evlâtlarımıza kıymışlar, onİp.ra saldırmışlar, onları dövmüşler ya da öldürmüşlerdir. Gerek biz öğretim Uyeleri ve gerek bizlere emanet olunmuş öğrenciler her an saldırıya uğrama ve öldürülme tehlikesl ve tehditleriyle karşı karşıya bırakılmışızdır. Hiç bi. rimizde huzur ve can güvenliği diye bir duygu kalmamıştır. BütÜn bunlara karsılık iş başıntiaki hükümetler olayları önemsemezlikten ve hattâ. bilmezlikten gelmişler ve asayişi sağlayıci bir varlık gösterememişlerdir. Bu koşullar al1(indn ve can Rüvenliftinin çerçekten sağlanacağı •'âna kadar öğretim yapmağa kalkışmanın çılgınlık olac:ağı şüplıesizdir. Çünkü Üniversiteyl üğrenime açmakla ve derslere yeniden haşlnmakla her şeyden önce öğrenciyl smırsız tehiikelere itmiş olmaktan başka bir iş görülmüş olmayacaktır. Böyle bir halde ögrencl, ikl şıktan birini, yani ya derslere girmediği takdirde lmtihanla. ra hazıılanamama ve sınıfta kalma endişesiyle ya da derslere glrdiği takdirde saldırıya uğrama, yaralanma ve öldUrülme tehlikesiyle baş başa kalmış olacaktır. Böyleslne olumsuz dıırumlar içerisinde öğrenciyi böyleslne insafsız vcı fikla ters düşer karar verme zorunluğunda bırakmağa, hiç klmsenin hakkı olmamak gerekir. Bu nedenle, tam bir g^lvenlik duygusunun yerle Ferahlığa Doğru... Aydınların Görevi Batı'da «çalışma» din haline getirilmlştir. Oysa ki Şeriat ülkelerinde bugün dahi halft yokeulluğun Tann'dan gelme oldugu insan beyinlerıne sokulur. Almanya'lara gidip de varlık edinmenin ve İnsan gibi yaşamanın Tanrı işi olmadığını anlayanlar ve «Biz Türkiye'de iken yoksulluğun Tann'dan geldiğini sanırdık, oysa kl Tann'dan değil kuldan gelme imiş» diyenler nufusumuza oranla hlç denebilecek kadar azdır. Halkımıza bu orta çâg «atalet» anlayışını aşılayanlarla sava^an aydınlara, gün geçtikçe daha çok İş dllşmektedir. Söylemek istediğim şudur ki her nedense din sorunlanna ejilmek bizim aydınımızın önem vermediği bir şey olarak görünmektedir. Oysa ki din denilen kuruluş akıl kıstasına vurulmadıkça. »kıl süzqecinden geçmedikçe ne kendl gelişebiltr ve ne de toplumun Kelişmesine olanak verir. Aydınlarımız bu konuda da hazırlıkiı ve girişimci olmalıdır. (1) Bu gelen trk üyp de 1961 Anayasasının lyt yapılmadııtından yakınmıştır. Ancak düşünmemiştir Id, ne kadar kotü yapıhrsa yapıl•ın bu Anayasanın eıı lyl hükümlerl, sadece kendl çıkarlarını düşünen parlamentonun bazı Uyelerince dPKİŞtlrilmiştir. Ylne düşünmemiştir kl kendlstnln öılem duyar oldutu nltrllkte ve mükemmelllkte btr Anayaıta yspılnıış olns Idl dahl yine de aynl ellcrdc aynl şekUlere sokulacnktı. (2) Bu konuda bk. llhan Arsel, Trokratlk Devlet Anlayışından Oemokratlk Devlet Anlayışın>, Ankaro 1975, ah. 302 ve d Şimdi gelelim ferahhk verici baska bir konuya: Siyasl îlimler Ttlrk Demeği'nin «TUrk Parlamentoculuğunun İlk Yüzyılı* adıyla düzenlediği sempozyuma katılanlarımız, ülkemizin bilimsel yasamlarına bu Derneğin ne buyuk hizmetlerde bulunmakta olduğunu bir kez daha izlemekle kıvanç duymuşlardır. Konu esas itibariyle parlamenterlerimizi yakından ilgilendirir olmasına ve özel olarak her bir parlamentere çağırı yapılmış bulunmasına rağmen, bir tek Uye hariç (1) Meclislerimlzden hiç kimsenin toplantıya gelmemiş olması ne kadar UzüntU verici olmuş ise, gerek sunuşlar ve gerek tartışmalar yolu ile katkıda bulunanların bilimsel niteliklerini ve bilim durüstlüğU çizgislndekt yerlerini ve yeteneklerlnl izlemek o kadar gurur verici olmuştur. Üniversite ye mensup bu tip kişilerin sayısının bir gün gelip üniversiteyi gerçek yerine oturtttcağını düşünmek, bugünkü koşullar içerisinde hayal bile olsa, ferahlatıyor insanı. Bu değerli kişilerin her birini dinlerken ne zamandır kafamdaki karamsar bulutlann yoftunlaştırdığı umutsuzluk duygularınm gevşediğine tanık olmak benim lçln nıutluluk havası yarattı. Ancak şuna inanmaktayım ki takdir ve hayranlık duygulannm özlüğü, yapılmasını gerekli görduğUmUz tenkitlerle oluşur; «sevgisaygı» ve «tenkit» yapışık kardeşler gibidir; biri olmadan öbUrü yaşayamaz. Bu anİHyış içerisinde ben de bir iki hususu belirtmek istedim. Bilgl düzeyinde hangi noktaya gellrse gelsin bizim ortamımızın insanlanna özgU genel tutum Emine Didar Serhatli HANIMEFENDİ 17.4.1?>76 güntl Hakkın rahmetlne kavuşmuştur. Cenazesı, 19 Nisan Pazartesl günü (Bugün), ögle namazmı müteakip Teşvikiye Camiinden alınarak Zincirlikuyu mezarlıâında topıafea vpriloopkttr. Çelenk göndenlmemesi rica olunur. AiLESI (Cumhuriyet: 3180) TEŞEKKÜR Çok renclsl değerli oğlumuz Karadeniz Teknik Üniversitesl öj O R HA N A Y D I N ' ı Halka Neresî Açık? OKTAY AKBAL Evet Hayır Yeni Bir Orman Yağması! ürürlüğe konan, 19.3.197S tarih ve 15533 sayıh Orman Kadastro Yönetmeliğinin 35. maddesinin (s) Bendi, 40. madv desinin (A) Fıkrası ile 41. madclesinin değiştirilmesi hakkında yönetmelik. Devlet ormanlarını btlyük ölçüde azaltıcı yönde jargılar getirmektedir. Ancak, son günlerin politlk ortamı; bu yeni yönetmelik değişikliğinin neden olacagı ve yerine konması olanak dı?ı bulunan kayıpları kamuoyunun dikkatlnden kaçırmaktadır. Gerçekten, yurt ormanlannın önemli bir kesiminin, özellikle sahil ormanlarınm yağma edilmesl sonucunu doğurabilecek Qlan böyle bir yönetmelik karşısında ortaya çıkan durumun, yayın organlanndan gereken ilgiyl görmemiş olmasııu açıklayabilecek başkaca bir neden bulmak güçtür. Ancak, şu ana kadar bu yonetmeliein uygulanmasına başlanmadığından ormanlanmız açısından henüz kaybedilmiş birşey yoktur. Bu nedenle aradan zaman geçmeden, ortaya çıkacak tehlikeyi vur gulayarak, llgililerl uyarma görevinl yerine getirmek olanağı kaoanmış değildlr. 31.8.1956 tarihli, 6831 sayıh Orman Kanunu ve 20.6.1973 tarihli, 1744 sayılı kanunun ilgili maddeleri ile 2.7.1974 tarihli, 7/8570 sayılı Orman Sınm Dışına Çıkarılacak Yerler Hakkında TUzük'e uygıın olarak çıkarılan 25.7.1974 tarihli, 7/8639 sayılı Orman Kadastro Yönetmeliği: T.C. Anayayasının 131. maddest hükmu ışığı altında, orman kapsamım ve orman sınırını açıklıga kavuştur. muş bulunuyordu. Sözli edilen kanıın, ttlzük ve yönetmeliğtn tümü ile uygulanması halinde orman alanları güvence altına ahnabilecekti. Buna karşılık, yeni bir yönetmelik değişikllği İle 193.1976 t.arihinde ortaja konnn 4 madde ise, yurt ormanları İçin biiyük blr tehlike gösteren yargılar Retlrmektedir. Yazımızda bu 4 maddeyi içeren bir sayfahk yeni yönetmelik degişikligi ile ne bUylik ölçilde bir orman yağmasına olanak sağlandığı ve sonınun Ulke için önemi sergilenmeye çalışılacaktır. kaybımız nedeniyle maddi ve manevl reciakarlıklarla bizzat epııaze torenine katılan KAKADF.Vİ/ TEKNtK ÜNtVEft. StTESİ ÖGRENCttKRtNE: ŞtRAN'Ll, KELKİT'U ve TELME'Lt kadirşlnas dost ve akrabalanmıza: mektupla, telgrafla ve çeşitli zamanlardn bizzat gp.lerek bUyUk aeımızı paylaşma çabası gösteren HACETTEPE ÜNtVERStTESt mensuplarına ve aile dostlanmıza; cenazeye yakın ilgl ve yardımlarını esirgemeyen Trabzon Numune Hastanesi yetkilllerine ve peısonellne en içten teşekkürlerimizi sunarız. AYDIN AttESt (Cumhuriyet: 3178) Y alka açık Nercsl açık, neden açık? Bu sorular gellr aklıma hemen, halka açık dedlklerinde... Bir takım ortaklıklar kuruluyor, hildlriler yayınlıyorlar «halka açılıyoruz» «li.ve. Neden böyle bir şeye gerokslnmc duyuyorlar? Anamalcı du/ondc böyle davranışlar neden gerekli görülür? Bunu hlç düşündünüz mü? Dnstlar Tlyatrosu'nda bir süredir oynayan Bllgeüu Erenus'ıın «Ortak» oyunıınu seyrederh«n yakın yılların anıları canlandı. Bir zamanlar böyle bir büvük ortaklık ortaya çıkrnıştı. halka açık ortaklık... Bir sürü Işycrl, işlrtmesi. çeklcl K1İ7. alıcı sözlerl, planları, hayallerl vardı bunların. Herşeyln başıncla tla ağ/.ı lâf yapan. ama adamakıllı lâf yapan miiteppbbis vöııetkileıi... En trüzel semtlerde. caddelerde katlar klralandı, bir degll hpş dcğil... Gönterlşll Ifvhalar, RÜZCI sckreterler. blr sürü müdür. ?ef vb. . Pay kâğıtları basıldı, satışa çıkarüdı. MiUot bütim bu. propaRandaya kaptldı, kapıştı o kftğıtları, klml bln, kimi heş, klmi nn bln, kiml daha çok llra vererek, A cnıbu. ~ B^> C «rubu, «IHnrar ım (trubn . Kimüe anlamıyordu bllmlyordu bu fşleri, koskoca blr ortaklığın ortagı «lmak yetlyordu sanki... Blr süre geçtl, blrkaç yıl baktılar kl koskoca blr «dtiş» bu. C.Uzcl kurulmuş, güzel >aratilmış bir yokmıllar düfü. Dııyulmaya başladı bu büyük ortaklığın hlç blr iş yapmadıgı. öne düçenler oldu, blr gcnel kurul toplandı. Ben de mprak edip seyre igitmiştlm. Bir talnm ateşll ortaklar vardı, iklde bir s»ı Istijorlardı. KUrsüdeki yönetici durmadan konuşuyordu. Blr ikl, jiiç saat... Bağırmalar artınca «Hcrkes konuşacak, hepinlze söz Terllecek» dlynrdu. Ama soıııında klmse konuşamadı. öyle tatlı hayaller, umutlar dökmüştii kl ortaya, azıcık paralarla o büyük düşe ortak olan kadınlar, erkekler hayallerinl bozan kötü klşlIcre kızmaya başltulılar. Kısacası. dört »aat sonra toplantı dağıldı, karşı çıkanlardan bir tanesl bile konuşamadan... Genco Erkal'ın eksikslz blr ba?arıyle .yarattıfı TlrbUşon tlplni görünce sahnede, o genel kuruldakl blr takım hayalci «Hakları hatırladını. Tlrbüşon da, ikl üç bln llrasını o ortaklıfea yatırnuş, o toplantıya katılmış olabllirdi. Orada tatlı düşlerinl hozan kimsclere öfkelenenlerden birlydl belkl dc! .Ortak» oyununda da Tlrbüşon'un blllnçll damadı Ahnıet anlatır gorçefti, anla artık, anla, der. Kendlnl düşlere, hayallere, umutlara kaptıran kişi ise kaçar Inadına gerçekten, kendlsine gerçekleri gösterenlere de kızar. KUçük blr Işportacının üç drtrt biıı liıası o halka açık kasaya düştü mü bir daha çıkamaz. Nasıl çıkabilsln? O ufak ufak paralarla büyük işler çevrllecektir. 'Danıl.Tİar hirlkınese denlz olur mu? O denizde o koca koca gemller yiizcbillr ml? Ama kim blnecek o gemilere, klm aşacak o dcnizlcrl? Ne Tirbüşon, ne onun kızı, oglu, damadı, ne Ifle onun yalunları, çrıvreslndekiler... Onları bekleyen, yaşamın [acılarıdır yalnız. İnsan herkesle ortaklık kuramayacajtını hü* mclidir. Üç beş bln lirayla yUzlcrce milyonluk bir denlze çıkılartiHZ. İlk adımda boğulur gider kişl... > Vakın dostlarım var, ara sıra bu konu açılır, konuşuruz. Kinıinin üç, kimlnln beş biıı llrası o «lıalka açık» ağıza akıp gltnılş! Tıllar geçmlş, kâr alınak şıiyle dursun, ana parayı kurtarmak bile olası değil! Üstelik bu kişiler toplumun bclirli hatlarında yer sahlbi kimseler. Bunlar bile scklz on yıl önce kaptirdıklan parayı gerl alamıyorlar! Gltseler de o ortaklığın yetkilllprine, atlatılıyorlar! Ncrde kaldı üç beş bin llrasını verlp ortak olan Tlrbüson'lar haklarını arasın. kurtarıın? Dostlar TiyatroRu'nda oynanan «Ortak» oyunumı görmenlzi Isterlm. lifacık ııfacık paralarını o «açık» ajiızlara, dişlere kaptıran yii/lerce, blnlerce Tlrbüson'lar da RÖrsünler. Blllnçlenme derliğimiz. gcrçeklcri görmosinl öğrenmektlr. Oerçefee baknıasını bilmcktir. Bu kadarcık blr başlangıç yctor insanı İnsan etnıeye... NOT: Çay Kur Genel Müdür Yrd. MevKıt Kinez'den «Şehit Babası Osman» başlıVılı yazımla ilglli bir yazı aldım. Bunda, yaşı kırkı geçenlerin devamlı kadroya alınma olanağı bulunmadığı, nyrıca lşletmclerde elli bin ışçi çalışmadığı bildirilmekte ve adı geçen şehit babası Osman Tepebaş'ın 1976 çay kampanyasmda «mutlak surette ışe alınması» için ilgili çay tabrikasma talimat verildiği yazılmuktadır. Sayın Kinez'e ilgisi için teşekkür ederım. Deniz Kuvvetleri Komutanlıgı Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığından Bildirilmiştir DKNİZCİLERE ii SAY1LJ BİLUlRl f EGE DENtZİ İZMİR ' 1. îzmlr körtezi giriçinde: 38 derece 40 daktka kuzey pnleminin gUneylnde italan denlz sahası tçerstnde. 23 Nlsan 1976 günü sabah 05(ii) c i)e i:«H) c saatlen arasında seyretmck. avlanmak vo körtez Rlrlş • çıkı<? rotaları Uzerındekl Keçltlen daraıtacak şekilde demlrlemlş olarak bulunmak yasaktıı. 2. Aşagıdakl koordınatların sınırladıgı denı? sahası ıçerslnde 23 Nısan 197e gUnü sabalı UH o lle r«H) c sastleri 8U arasında seyretmek veya demirli herhangıbır denız teknesinin bulurunası yasaktır. I. Nokta : Enlemı 38»40'«>" kıızey Boyiamı 28*42*1 ()" aolru II. Nokta : Enlemt ;iH*4U'OO" kuzey III. IV. Nokta Nokta Hoylamı 2B'3e'5.v 1 Enlemı »H*v*)'3f ' Kiırey Bovlamı 26"4K'IS" doSu Knıemı 3S'2K'3fl** kuzev Boylamı 2B°53'3U'* dofu Çtl.A/.MAN Hlirnu sıghk Hamanaırası) DENÎZCİLERK ONKMLE DUYURULUR. (Basın: 14646). 3169 19.8.1974 tarihinde yiirUrluge konan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinde, «... Bitişiglndeki ormanın devamı şeklinde olan toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyan, ortalama meyli 1 12'den fazla olan ve sekonder ' n mahiyette bulunan ftında ve rnaklliklerle örtülü sahalar devlet ormanı olarak sınırlandırılacak yerler arasında bulunmaktadır» yargısı vardı. Fakat yeni yönetmelik değişikligl ile yukarıdaki yargıdan «ortalama meyli '.% 12' den fazla olan ve sekonder mahiyette bulunan funda ve makilerle örtülü sahalar devlet ormanı olarak sınırlandırılır» cllm leciği çıkarılmıştır. Böylece, orman rejlmi içinde bırakılarak varlıkları güvence altına alınan ve özelliklerl belirlenen funda ve makllikler. ancak «orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması» koşuhına bağlı kalarak orman kapsammda bırakılmaktadır. Oysa, aslında °o 12'den , fazla meyilli funda ve makiliklerin tümü orman ve toprak muhafaza karakterinde oldukları için eski yönetmellkle varlıkları korunmak istenmişti. Aynca, hemen belirtelim ki. orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makiliklerın bile, bu yeni yönetmelik deftisikliftinc cöre orman kaosamı I çmdp bırakılacaklan sanılmamaiıdır. Zlra, son yönelmeün deftişikliginin 3. maddesine eklenen (e) bendl, muhafaza karak terlndekilerle birlikte tüm makı ve fundalıkların orman re.jimı dışına çıkanlabileceği hUkmüııtı de geürmlştlr. Nitekim, yeni degişikllkteki «Uzerlndekl funda r* maki florası kalktıktan sonra alı nacak tedbirlerle orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan duruma (tetlrilecek olan funria ve mfkiHklerle örttllU vprlonn orman dışında bırakılması» yargısı bunu doSrulamaktadır. Bunun yanında, %12'den fa2îla meyilli funda ve maklllklerin hangl tedbirlerle, onnaa, ve top önee bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kayRiNDE TUTUNABiLEN M&Ki VE FUNDALIK ALANLARIN BUbetmlş olan tarla, bağ, meyvalık zeytlnlik gibi çeşitll tarım alanCÜNE KADAR KORUNABiLMELERi, ANCAK ORMAN KAPSA larında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topMINA ALINMAKIA SAGLANABilMi$TiR. raklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduRU yerler dışında orman sınırında hiç bir daraltma yapılamaz.» Açıkça göruldUğü Uzere, bazı koşullarda ve ancak tarım ile Or. Yük. Mühendisi ve Ekonomici hayvancılıkta kullanılmasında ya rar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında rak muhafaza karakteri taşımaz »ormak gerekir: Acaba, orman sınırının hiçbir daraltma bir duruma getirilebilecekleri de Akdeniz ve Ege sahil şeridinde, yapılmaması zorunluluğu Anayabelirlenmemiştir. Üstelik. ileride dekarında 10 tane sakız ağacı samızm gereğidir. Ota yafidan» alınacak orman ve toprak muv*yn yabani reytin/ya da« harnu özellikle sahil bölgelerindd buluhafaza tedbirleri bahanesl altınbu başka yerlerden söküp getl nan ve denijin etkisi jle ortaya da, birçok Tunda ve makiliklererek dikmenin ve . b\x • çekııde çıkan kayalar uzerinde tutunabl rtn, orman kapsamı dışına çıkaorman rejimi içinde bulunan len maki ve fundahk alanlann rılması nedeniyle bu toprakların alanları orman dışına çıkarnıabııgüne kadar ancak orman kaptümünün kaybedilmesi sonucu nın gayet kolay olacagı düşünii samı içine alınmış olmaları nedoğaoaktır. Ayrıca, eski yönetlemiyor mu? Acaba, yeni yönetdeniyle korunabildikleri gerçeği melikle, «bitişiğindeki ormanın melik değişikliğinin getirdiği hiltle ortadadır. Buna karşılık, bu devamı şeklinde olmak» özellikümler arasında bulunan ve üsözellikteki toprakların bile orfti nedeniyle orman kapsarmna telik Anayasamızm 133. maddesi man sayılmayan yerler arasında alınan funda ve makilikler bile, ne de aykırı olan «sahasının bırakılması hususu, yerine konyapılan son değişiklikle orman %60'tan fazlası sabit kayalarla ması olanağı bulunmayan (büyük aışında bırakılmış olmaktadır. kaplı funda ve makilik alanlar kayıplara neden olacaktır. Zira Oysa, yalnızca orman butUnlüsınıriandırmada orman dışında tarım ve hayvancılık yapılmayan ğünün sağlanması ve sınırlartm bırakıhr» hUkmünün ne btlytlK bu alanlann orman dışında bıso»yoekonomik etkilerden koruölçüde orman yağmasına neden rakılması, buraların; hemen or yabilmek nedenl ile bile, maki olabileoeği takdir edilemiyor taya çıkanlacak eski tapularla ve fundalıkların orman rejlmi mu? şahısların arsaları haline gelmeiçinde kalması zorunludur. Bu sine, sahil şeridinin yağmasına, nedenle, yeni yönetmelikle ülke ÖNEMIE DURUIMAU... çevre kirlenmesine neden olabiormanlarınm bütUnlUgtinUn kelecektir. Bu şekilde, yeni yönetGerçekten, sahasımn o/o6O'tan sinlikle kaybedilmiş olacagı her menliğin uygulanması ile en çols fazlası sabtt kayalarla kaplı funtürlU açıklamadan kurtulmuş du bir yıl içinde, özellikle Iskendeda ve makilik alanlann orman rumdadır. run'dan İstanbul'a kadar uzanan kapsamma girmeyen yerlerden BİR MADDE DAHA... tüm kıyılarımızda orman rejimi sayılması hususu Uzerinde önem içinde bulunan Devlet topraklanöte yandan, Orman Kadastro le durulması gereken, yıırt ve ornın yağma edileceğint kesinlikle Yönetmeliğinin 41. maddesi (d) mancılık gerçeklerine ttlmll İle söyliyebiliriz. bendinin «bitişiğindeki ormanın ters düşen çok yanlış bir anlayıS 0 M UÇ : devamı şeklinde olmayan, su ve şı yansıtmaktadır. toprak rellmtne zarar vermeyen O Zira, herşeyden önce, •« BO'dan • ' ol5'ten az meyilli arazlda buKısaca açıkladığımız nedenlerfazlası sabit kayalarla kaplı alan lunan, primer mahiyetteki maki le; 31.8.1956 tarhli, 6831 sayılı lar, arazi sımtlandırmasında 8. ve fundalıkla örtülll olanların Kanun ile 20.6.1973 tarihli, 1744 orman dışında bırakılacağı» yar sınıf araziyi, yani Uzerinde ta sayılı Kanun ve 2.7.1974 tarihli. rım ve hayvancılık yapılmayacak Kisı da yeni yönetmelik değişik7/8570 sayılı TUzuğün orman araziyi bellrler. «Bu özellikteki liğinin 3. maddesi ile kaldınlsayılan yerler kapsamım belirkUçlik alanlann bile korunması mıştır. Böylece, "/ol5'ten fazla c gerekir». (1) Bu nedenle, /« 60' leyen yarglarına aykırı oldugu meyilli yerler ile su ve toprak için son çıkarılan 19.3.1976 tarihtan fazlası sabit kayalarla kaplı re.jimine zarar veren alanlarda, funda ve makilik alanlann or li, 15533 sa"ilı Ytnetmeliğln, Daorman re.lminin uygulanması zoman kapsamı dışına çıkarılma nıştayca iptal edilmesi ve başlarunluğu da ortadan kaldınlmış sında, tarım ve hayvancılık yap mış bulunan yürütmenin durdubulunrnaktadır. 41. maddenin (d) rulması gerekmektedir. Bu ltimak Uzere bu alanlann köyllllebpndi yerine konan, son yönetbarla, ilgili kuruluşların Danışre verilmesi gayesi düşUnUlemeliğinin 3. maddesi (d) bendi tayda dava açmalan zorunluj'J İle orman yagmasınırt buyük çap mez. Ayrıca, Anayasamızın ordoğmaktadır. Ayrıca, Anayasaman dışına çıkarılabilecek alanta olacagı aniaşılmaktadır.ı Gerlar arasında gösterdiği «şehir, ka mızın 131. maddesine aykın hüçekten sözUnU ettiftimiz (dl benkümler getirerek, orman alanısaba ve köy yapılarının toplu odinin inoplpnmesivlp bıı tplılikenı daraltmayı amaçlayan bu yölarak bulunduğu yerler» bu nln önemi belirlenebilecekdir. "o 60'tan fazlası kayalık sahil netmeliğin, Anayasa Mahkemesin ce iptal edilmeslni sağlamak ıcin «Made 3 (d) l'yg^ılaına leri için söz konusu olamaz. Bu gününde aşılanmaya milsait du itlbarla uygulama, aşağıda gös girişimde bulunulması doğru ola caktır. Bu hususu gerçekleştitruma gelmiş ve dekarında top terdiğimiz Anayasamızın 131. mek Uzere, iptal davası açılniRsı lam olarak en az 1015 fldet ya maddesinin İİRilt hUkmune aykıiçin Üniversitelerimizin ya d> s bani zeytin, sakız ve harnup gi rı dilşmektedir: siyas! parttlerin Anayasa Mahkn bl aşılandıjında meyveli afeaçmeslne başvurması uygun olalara dönllştürülebilecek yabaııi «T.C. Anayasası, Madde 131caktır. ağaç türleri ile veya sahasının % Devlet ormanlarınm mUlkiyeti; fiO'dan fazlası snblt kayalarla yönetlml vo lşletilmesl özel kişikaplı funda ve makllik ajanlar lere devrolunmaz. Bu ormanlar (1) ABD Tarım Bakanlıgı Topsınırlnndırmada orman drsınd» zaman aşımıyla mUIk edinilemez rak Konınm Oenrl MiitKJrbırakılır.i) ve kamu yararı dışında irtifak lügü. Toprak ve Su Mııhafahakkına konu olamaz.. AnayaBu hükmtin TUrkiye ormanlaza el Kltabı, «. 55 • 56. lzsanın yürürltiğe girdigi tarihten rında uygulanmnsını önerenlfete mir. ÖZELLiKLE KIYI BÖLGELERiMiZOE BULUNAN KAYALAR ÜZE Doktor Suad Bertan AYNÎ HAKLAR (Medeni Kanunun 618 764'UncU maddelerlnin serol) Her hnkukçuda bulonmatı gerekll 1800 •ahltelib bıİTİik e»er. 2 cUU 8MI TU DAGrrnvı Yeni Unjverslta KJtaperi Adllye Karstm ÎSTANBUL (Cumhuriyet: 4177)! Dr. Ertuğrul ACUN (Cumhuriyet: 3179) 1 S.S.K. tstanbul Hastanesinde 657 sayıh Kanunu tndil eden 1327 vc 1897 sayılı Kanun hükümlerlne göre Memur statiisünde çalışmak Uzere aşağıda yazılı kadro sınıflarına T.C. ENERJi VE TABii KAYNAKLAR BAKANUGl DEVLET SU iŞLERi GENEL MUDURLÜGÜ III. Bölge Müdürlüğü 1 Bölgemlz hudutları içinde bulunan »e aşağıda oelirtllen lcansık kavak ağaçlan ?490 «ayılı kanunun 31. maddesi gereğince kapalı za rt usulü tle tatısa çıkanlmısUr Partl No 3. 4. 5. 6. 7. ELEMAN AÜNACAKTJR Yapılacak giriş imtlhan tarlhi ve yerl müraeaat sahıplerine ayrıca blldirlleeektlr. Şahsm giriş lmtlhanını kazanması mUktesep blr nak tc$kil etmeyecek nlha) karar tayine vetkilı makamca verllecektir. 2 Isteklilerin en geç 30. Nisan. 1976 Cuma gunü akşamınn kadar Kocamustafapaşa S.S.K tstanbul Hastanesi Baştıeklmllğlne dllekçe tle mUracaat euueierı nca olunur. MlkUn ad. H50 41». 487 712 204 850 Muhammrn hedell 1L. Murahkat tem. l'L. Ihnlp larthl MI.»<MJ.«(J S57.22Ü0O 41ft.l*7.1O »0.32H 70 373.12!) H0 148.2:^.40 290.tM2.S0 Ihalp «»»ti ıa 1. cı partı 2. • . • . > • sm 28.4. ıırtb 28040.(10 203S7.IM 5787 .(Kl 18(f7fı.lKI H8H2.UU 19372.00 î thai* c;sKişehir DSt. 3. Bölge MUdUrlüğU ölnasınd» toplanteak kotnlsron tartfından vapılacaktır 8 îjartnameier ve ekier aynl verden 10(1 TL. karşılıftinda temln edılebilir. 4 tsteklllerin teklii mektııpiannı thale saatınclen bir taat önce komlsvon başkanlıjfın» mflkhu? ksrsılıf) teslım etmplert şarttır ö relgral ne yapıiacak mUracaatlaı ve püstaüa vakj geclkmeleı ubuJ Miimm. Keyfiyet Uân olunur. '"Z*s\r' KADRO ÜNVANI Rontgen Laborantı Film Banyocusu Hastabakıcı Pansumancı Müteterrik Personel Hademe J (Basın: 14790);.,. 3163 4323) 316S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle