03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KİRILENKO: HELSINKI ZİRVESİ 2. DÜNYA SAVAŞI'NIN SONUÇLARINI DOĞRLJLADIrr PHAC. Sovyet Komünist Partisi Siyasî Bürosunun ileri gelen üyelerinden Andrei Kirılenko'ya geçen yaz Helsinki'de dtizenlenen Avnıpa GUvenlik Konferansmın «Ikinci Dilnya SHvaşının sonuçlannı doğrulamış olduğunu» söylemiştir. Siyasî yönden Sovyet Komtinist Partisi Oenel Sekreteri Leonid Brejnev'e yakınlığı ile tanman Klrilenko'nun bu sözleri, geçen yaz Helsinki'de Inızalanan rieklarasyonun yasal bakımdan imzacı ülkeleri bağlayıcı olmadıgı ve bir barış anlaşması yerine Reçemeyecefii yolundaki Batılı görüşü ile çelişmektedir. Çekoslovnk Komünist Partisinin 15. Kongresinde o..eki gün konuşan Kirilenko, Helsinki Anlaşmasını «KrRmlin'in detant (Dogu Bnh yakmlaşması) siyasetinin baaprılı sonuçlarından biri» olarak övmuştür. Kirilenko, Batı Almanya'nın Doğu Avrupa tllkeleri ile imzalamış olduğu bir dizi anlaşmaya, Batı Berlin konusundaki dörtlü anlaşmaya Sovyetler Birligi ile ABD arasındaki çeşilli anlaşma ve sözleşmelere değindikten sonra, «tkinci Dünya Savaşının sonuçlannı ve Avrupa kıtasındaki savaş sonrası gelişmelerinf rioğrulayan» Avrupa GUvenlik ve îşbirliği Konferansını tarihl bir olay olarak nitelemiştir. Bilindiği gibi. Helsinki Deklarasyonıı ile imzncı Ulkeler «birbirlerinin sınırlarınm çiğnenmezliğinl» kabııl et.mişlerdir. Kirilenko, Çekoslovak Komünist Partisi KoıiRresinde Brejnev'i temsil etmektedir. Sovyet temsilcisi detanttan övgüyle sözetmekle birlikte, konuşmasının bir yerinde NATO ülkelerindeki «saldırgan çevrelerin» çılgınca bir silâhlanma yarışına girmis olduklan ve Ulusnl Kurtuluş Hareketlerini gerçekleştirmeye çalışan güçleri parçalamak için komplolar kıırulduğu gıbi Fiıçlamalarda da bulunmustur. Kirilenko, ayrıca Çin Halk Cumhuriyetindekı yünetimi «Uluslararası durumu daha da karıştırmak gihi tehlikeli bir uğraş Içinde olmakla» ve •Emperyalizmle bu yolda doğmdan işbirliği yapmakla» suçlamıştır. (a.a.) Çin'deki son Reli«.melpr riiîskatleri bir ktı?, daha yeryüzünun bu an kalnbalık ülkesine çevırdi. G«rçekten Çin, geçen haita 1967'deki kültiir devriminden bu yana en karışık gtlnlerini yaşadı. Gözden düşen ve ttinı görevlerinden alınan Teng Hsiao • Ping taraftarlarının yaptıklan göstıriler, Kaşkaıı Maoyu'yu destekleyen yüzbinlerce klşinin düzenledlği gösteriler tarafından izlendi. Ancak yabancı basın muhabirleri Teng Ilisao Ping aleyhindeki gösterilere halkm büyük bir hevesle katılmadığını bildirmektedirlpr. örneğin Ingiltere'de yayımlanan .The Observers. gazetesinin muhabiri kırsal bölgplerde halkm Teng Hsiao Ping'den çok îarımsal üretimi arttırma sorunu ile ilgilendiğinl bildirmekteaır. Ülkecip halen sürmekte olan mUeadele ıse Başkan Mao'nun eçi Bayan Chiang Ching'i ön plana çıkarmıstır. Milcadele temelde Mao'nun ölümünden sonra Çin'in gelismesinin hızı ve ne yönde olacağı sorunudur. Ekonomik ve politik yanlan olan bu sorun şu şekilde de tanımlanabilir: Pragrnatik grubıın önderi Çu En Lay'in sanayileşme hedefi hangi yollardan ve na hızla gerçekleştirilecektir? Geçen yıl ocak ayında loplanan 4. Ulusal Halk Kongresine sunduğu raporda, Çu En < Lay, «Çin sanayiinin tam olarak modernleşmesi açısından önümilzdekl lfl yılın büyük önem taşıdığına» işaret etmiş, ve halkı bu hedefe ulaşmak için birleşmeye çağırmıştı. ÇİN'DEKİ MÜCADELENİN TEMELİNDE SANAYİLEŞME TÜRKİYE'NİN YA DA SINIF SAVAŞINA ÖNCELİK SORUNU YATIYOR YÜKÜMLÜLÜKLERi OTOMATIK • FSKi BiR AKTRiS OLAN RADiKALLERiN ÖNDERİ BAYAN CHİANG CHİNG, ÇiN TARiOLARAK IŞLERKEN HİNOE KAOINLARA BÜYÜK HAKSIZLIK YAPILDIGINA İNANIYOR ORTAKPAZAR'LA • 1972'DE BAYAN CHiNG'LE GÖRÜŞEN ABD UZAYIP ĞIDECEK Li TARiHÇi BAYAN ROXANNE 5ÖYLE DıYOR: «MAO'NUN EJiNi KUŞKULU BULDUM. YENİ BİR KAP'I OLMASINDAN ÖTÜRÜ GÜCÜNÜN 51NIRLI OLDUGUNU BiLiYORDU. MÜZAKERE DÖNEMINE TEMELDEKI SORUN Çin'deki GIRILIYOR RADiKALLERiN TEPKiSi Çu En Lay'ın raporu Bayan C'hiang Ching'in önderligindeki radikaller grubtmun sert tepkilerine yol açmıştır. Bu gruba göre, Çu En Lay'in önerdiği pragmatik yöntem devrimin üretim için feda edilmesine, ve sınıf savaşının geri plana itilmesine yol açacaktır. Çu En Lay'in 1973 yılınd^ Çin ekonomlsinl ınodernleştirme göreviyle lş başına getirdigi Teng Hsiao • Ping ise, eski Başbakanıri ölümiinden kısa siire sonra radikallerin boy hedefi olmuştur. Teng'e karşı yürutülen kampanya'da Mao'nun eşl Chiang Chlng ise başı çekmiştir. son gelişmeler Mao'nun ii eşını yeniden ön plana çıkardı Ching büyilk göstertlerin çogunda önemli rol oynamış ve kültür somnla,rı uzerind» tam bir denetim sağlamiBtır. ı BATAN CHtANG CHİNG: Dcvrlm yozUfmasın ESKİ BİR AKTRİS TUrkiye İle Topluluk arasında geçen ay yapılan son Ortaklılt Koruseyi toplantısırıın nasıl geçtiğini de merak edip ögrenrneye çalıştık Brüksel'deyken. Dışişleri Bakanı Çağlayangil toplantıyı terk mi etmiştı? Ortal» pazar dışişleri bakanları bunun Uzerlne titreyerek kendilerine gelmişler de TUrk taleplerine «evet»ml demişlerdi? UC Hükümetl «Ortakpazar'ı dize ml getirmişti?» Çaglavangil'in yurda dönüşta dediği gibi Türkiye Topluluk ilişkllerinde bir «dönüm noktası» mı olmuştu bu son toplantı?.. Toplantının TUrk kamuoyıına yansılılmış blçlmlne bakıiacafc olursa. bu sorulann tUmüne olumlu yanıt vermek Rerekecektl. örnegin Çağlayangil toplantıyı terk mi etmişti? Anlatalım: Tarih, 1 mart 1976. Günlerden pazartesi. Saat. ögleden sonra dörtbuçuk. Türkiye Avrupa Ekonomik Toplulugu Ortaklık Konseyi Lüksemburg da toplanır. Türk Heyçtine Dışişleri Bakanı llv san Sabri Çağlayangil başkcnlık etmektedir. Toplantının başkanı İse, Topluluk Bakanlar Konseyl dönem başkanı olan Lüksemburg Dışişleri Bakanı Gnston Thorn'dur. Toplantı gtlndeml 8 maddeden oluşmaktadır. Yedincl madds tarım tavizlerl, sekizinci madde ise Topluluğa yeni bir üyenln katılması halinde TUrkiye İle isttşare mekanizmanın geregi gibi işletilmesine ilişkmdir fYunanistan'ın tam üveliginin ilke olarak kabul edilmesinden ötürü bu madde önem kazanmıştır). Eski bir aktris olan Bayıın Chiang Ching, Mao'nun üçüncU eşldir. Söylentilere göre, Mao Chlng'le evlendlği zaman, arkadaşlarına eşinin siyasete karışmayacağına dair SÖÜ vermiştir. Ancak Bayan Ching bir süre lonra siyaset sahnesinde adını duyurmaya başlamış ve 1950'lerde Ulkede geleneksei sanatın yeririe devrimci sanatın getirilmesl amaoıyla geniş çaplı hir kampanya başlamıştır. Bu kampanya 1967'de kültür devriml ile doruğuna ulaşmış ve Bayan Ching merkez komitesine seçilerek kültürel »orunlarda tiim sorumluluğu üzerine almıştır. ÇAĞLAYANGİL THORN Gündemln ilk altı maddesi gorüşUHip, tarım tavtzlerine Ulskin yedincl maddeyo gelindiğinde saat akşamın yedisini bulmuştur. Bu sırada Çaftlayangil ile Başkan Gaston Thorn arasında rtzetle şu konuşma geçer: Çağlayangil: Türkiye'nin 1annı tavlzleri konusunda üçüncü Ulkelere karşı dezavanta.llı dımımundan kurtanlacagı VR tavizlere llişkin önarilerin hazırlanacağı son Konsey toplantısında söylenmiştl. Acaba oneriler hazır mı? Thorn: Ortaklık Koınitpsi nezdindft bunlar görüşüldü. Ancak Türk tarafı, sunulan önerileri müzakere bazı olarak dahl kabul etmedl. Çaglayangil: Galiba yanlış anlaşıldı. Ben şu anda Topluluk onerilerlnin hazır olup olmndıgmı ögrenmek istedım. Şimdiki önerilerin na olducunu soruyorum. Thorn: YA5AM OYKÜSÜNÜ ANIATT1 Başkan Mao'nun tam güvenlnl sağlayan Kayan Ching'in 1972 yılında bir Amerikah tarihçi olan Rcncanne Witkle'ye yaşam öyküsünün anlatması ise geniş yankılara yol açmıştı. Amerikah tarihçi, Bayan Ching hakkındaki izlenimlerinl şöyle ifade etmiştir: • Bayan Ching'i, gticunün doruğunda olmasına karşın kuşkulu buldum. Halkına yardımcı olmak ateşiyle yanıyordu. Ama aleyhindeki ön yargılardan huzıırsuzlanıyor ve bir kadın olmasından öttiru gücünün sınırlı oldugunu billyordu.Bayan Roxanne, Mao'nun eşi hakkındaki izlenimlerini şöyle surdürtiyor «Çu En Lay'in kültür devrimlnin sonuçlannı yumuşatmaya başlaması Bayan Ching'i kuşkulandıryordu. Teng Hsiao • I'ing'den ise ateşli biçimde nefret edlyordu. Rayan Ching, Çin tarihinde çok ar. kadının iktidara geldiğint ve bunların çoğunun da ağır suçlamalara hedef oldugunu biliyor ve \ bu oluşuma isyan ediyordu. Bayan Chlng'e giire, Çin'li kadınlara büyük haksızlık yapılmıştı." INGiLTERE'DE "VVİLSON DÖNEMi,, KAPANMADI LONDRA James Callaghan'ın görevi devralmasıyla artık r t ı m t n «t»ki ba^bakan» olan Harold Wllson, istifa edeceğini açıklamadan beş gün önce altmışıncı dogum gününii kutluyordu. Aynı gün BBC ttlavizyonunda yayınlanan bir röportaj programında Mr. Wil»on'un seçlm bölgeslndeki »«çmenlere, Bafbakan'a vtrllectk en uygun doğum günü armağanının nc olabllcceğl soruldugunda toruyu yanıtlayanlardan bazıları Mr. Wll»on'un htrhangl bir armağanı hak etmediğlnl bellrtm«kten çeklnmiyorlardr. Bu küçük örneğln de gösterdiği gibi «barış döneminde en uzun süre görev yapmif ba}bakan» olmakla öviinen Mr. Wlljon, seçmen gözundrkl illbarını giderek ylliriyor, illkenln içlnde bulunduğu bunalımdan çıkabilmeji için daha «innndırıcı» bir lldere gerek olduğunu llerl •üfanlarln layısı artıyardu. Usta pollllkacı Wiljon, bu eglllmln fazla yaygınla;masına fırtat bırakmadan v * tiim etkinliğini yitirmeden Isllfa ettl. Böylcllkle demokratide istifa müeıseıttlnln Işlevlnl göttermi» ve izlediğl politlkanın, genel çlzgllerlyle, türdürülmninl s«4l«V«cak nltelikle bir yenl llderln leçllmeslnl kolaylaftırmıs, oldu. Isçl Partisi llderllglne Mr. Callaghan'ın aeçilmi» olmAtı «Wllıon dönemlınin kapanmadığını gösterlyor. Adayların en yaflısı olmasına rağmen liderliğe getlrilen Callaghan'ın, Wilson'dan »oııra, lılke va parli bünyesindeki çelişkileri uzlaştırmaya en yetenekll klşi olarak en fazla oyu topladığı bir ıır değll Yeni liderln ılımlı fakat otorlter bir «büyük amca» tavrıyla partltlnin tağ ve sol kanatlarını denetfm altında tutablleceği; sendikaları sınırlı ücrat artıjlarını onaylamaya, ış çevrelerini Ulke Içl yatırımları arttırmaya Ikna edebileceğl umuluyor. Dıs polftikada ise, Avrupalıları fazla gücendirmadvn, Kisılnger ile gellstirmls olduğu cyakınlıflı» türdüreceğl sanılıyor. Kısacası Callaghan'ın, Wil«on politikasını, belki blraz değlşlk bir tüslupıla »ürdürmesl bckleniyor. «Üslup» deyip geçmemek gerek. Batı demokraıllerinde çoğu kez bellrll bir politikanın özü kadar uygulanıs Uslubu da büyük 6nem tasıyor, basarı ya da basarısızltgını bellrleyebiliyor. Çünkü bu demokraıilerin temellni olusturan seçmen kitlesi, bazen sanıldığı glbl, tamamen «aydınlanmış» ve «blllnçlenml|i bir kltle değll. Örneğin Ingillere'de, kltle eğlllmlerlne gereğinde ne denli llkel sloganlarla yön verileblleceğinl anlamak İçin en çok satan gazetelerln, en fazla ilgi toplayan filmlerin ve TV programlarının, en başarılı reklâm kampanyalarının Içerlğlne söyle bir göz atmak yeterli. Bu kltleye bir malı, bir hlzmetl ya da bir politikayı csatabllmek» için çogu kez ilkel giidiilerine, duygularına, özlemlerlne seslenmek yeterli oluyor. Böylelikle özünde benimsenmesl kuşkulu bir politikanın, bu öze dokunmadan, ustalıkla «pazarlanarak» kltlelere benlmsetllmesl olanağı doğuyor. Bellrll tıkanma noktalarına gtlindlğlnde «satıcunın ya da ıllder»ln değlstirllmesi oyunun kurallarından. Yeni liderln gerçek nltellklerl yanında kltlelerin gözünde yaratacagı «grirüntü» de büyük önem Isjıyor; bu «slhlrll etki.yl sağlayabilen bir lider, gereğinde kitlelerl baska türlü katlanmayacakları özverllere razı edebiliyor. Onceki mekluplarımdan birinde dcğinnnis olduğum glbl, IngiHz kapltallzminin bunalımdan kurtulusu son çözümlemede çalısan kitlelerin özvcrlslne bağlı. Isçi Partlsl'nde Wilson'dan tonra Callaghan'da ifadeslni bulan hakim eğllim, örgütlü emeği, sistemin politik çerçevesinl zerielemcden yrni özvprilere razı etmeyi; böylelikle sermayeye güven vererek kapitallzmln l>lerllğinl sürdürmeyi öneriyor. Baska bir deyişle Callaghan'dan beklenen, bir yandan %S'I asmayacak bir yıllık ücret arlısı tavanını, «büyük amca» görüntüsünü kullanarak, gijçlü sendikalara ve genel slarak fsçi sınıfına onaylatman! dljj»r yandan bu mesini öneriyor ve sosyal dtvletten ödün verllmesine keslnllkle karsı çıkıyor. Partl içindekl Tribün Grubu'nda ifadesini bulan bu eğilime gör« Dunalımın çözümü, her seyden önce, ülke ekonomislnde büyük agırlık tasıyan az sayıda firmanın kamu denetimine alınmasını gerektiriyor. Gruba yakın iktisatçılardan Stuart Holland'ın belirttiğine göre, ülkedeki firmaların %1'lnden azı tüm degerlerln, tüm üretimin ve tüm tlcaretin °c50'den fazlasını denetlml altında bulunduruyor; 10.000 ihracatçı flrmadan yalnızca 75'I tüm ihracatın yarısnı gerçeklestiriyor. Sayıları 200'U geçmeyen bu dev flrmalar kısmen kamulastırılarak emredici bir merkezl planlamaya bağlandıklarında bunalımı çözmek ve endüstrinin kapasiteslnl kısa sürede iki katına çıkartmak olanağı var. (1) Ancak bu olanak belki de yalnızca «kâğıt üstünde» var. Kamu denetimine alınmaları önerilen dev firmaların çoğunluğu çokuluslu tekellere ait. Çokuluılu sermayenin dünya çapındaki yönetim llkelerl ve politik Ideolojik etkenllğl hatırlanınca Tribün Crubu'nu hayalcilikle suçlayanlara hak vermemek elde değil. Gelismekte olan ülkelerde zaman zaman demokrasi dışı yollara, siddet ve zorbalığa basvurmak zorunda kalan çokuluslu sermayenin, hoslanmadıgı akımları ctkisiz hale getirmesl inglltere gibi bir ülkede çok daha kolay. Burada yöntem, hosa gltmeyen akımı flddet ve zorbahkla bastırmak değil tersine bir azınlık akımı olarak yasamasını sağlamak. Böylece «özgiir tartısma ortamı» korunmus ve karsıakımlara bir «çıkıs noktası» sağlanmıs oluyor.Bu tür bir azınlık akımının çoğunluk akımı haline gelerek iktidarı alması için, çokuluslu sermayenin kitle haberlesme araçları ve dolayısıyla kltleler iizerinde kurmus olduğu ideolojik tekeli kırması gerekiyor. Bu ise Tribün Grubu'nun basaracağı bir «is» değil. Olağanüstü toplumsal koşulların ve baska tür «kavgacılar»ın işi. Foot ve benzerleri Isçl Partisi Içinde blle «Iklncl adamılıkla yetlnmek zorundalar. Orneğin bugün Callaghan'a bir jey olsa İsçi Partisi içinde Foot'u altedecek bir yeni lider adayı hemen bulunuverir. Bir saskınlık antnda Foot liderliğe gptirillrse bu kez Işçi Partisi tüm seçim ve iklldar sanjını yitlrir. Niteklm son liderllk seçimi sırasında yapılan bir anketl yanıtlayan tşçi Partili secnienlerden °ö50'si Callaghan'ı, %1('i Jenkins'i, "ol4'»ı Healcy'l basbakanlığa uygun görürken Foot'u bu göreve yakiftıranlar %10'u asmamiftır. Yazdıklarımdan VVİIson Callaghan doğrultusundakl Ijçi Partlsl'ni çokuluslu sermaye İçin «ba> tercih» olduğu sanılmasın. Isçl Partisi, Ingiltere'rie günün kosullarında geçerliiik kazanan «yedek tercih» aslında. Foot ve arkadasları İse yedeğln yedeği olduklarından büyük bir «kaza» olmadıkça «ikincl kaptan»lıkla yetlnmek zorundalar. ikincl kaptanın hlç ml rtklsi yok «gemi»nin yönetiminde? Var tabli, Ikinci kaptan kadar... (1) The Economist, 39 Nisan 1976, sh. 92 93. AET'DEN NOTLAR Hasan CEMAL DOVVAGER İMPARAÎORIÇESI , îngiltere mektubu Osman ÜLAGAY Amerika'lı tsrihçl Bayan Chlnr'ln bir «Ür« sonra, 1885 • 1908 yıllan arasında hüüküm süren Dowager tmparatoriçesine benzeyeceğini ilerl sUrmüştür. Ancak Çin halkının bu konuda ne duşündügil henüz bilinmemektedir. Geçen hafta tüm Çin, Teng Hsiao Ping'1 kınayan duvar afişlerl ile kaplıydı. Pekin'de bir duvar afişl ise gözlemcllerin dikkatini çekmiştir. Bu afişt* Dowager lmparatoriçesi kınanmaktaydı. (Dış Hsberler Servlsi) onayı, Ingiltere'deki klrlılık era«Jarını yHerslz bularak emeğin alabtldlğine sömürüldügü Cüney Kore, Formoza, Hong Kong glbl yerlere yatırım yapmayı yegleyen, sermayeyl yeniden «anavatan»a çekmek için bir koz olarak kullanmaıı. Lideriik yarısının ilk turlarmda Callaghan'a rakip olduktan sonra yeni kablnede yerlni koruyan Ma• iye Bakanı Denis Mealey'ln Parlamento'ya sunduğu yeni bütçede llke olarak bu amaçlara yönelik. Healey, «ılımlılık» testini veremedlğl ve Inglllz kapitalizmlnln bunalımını çözmek için sosyal devletten odıın vermek gerektiğini gerçeğinl açık olarak söyledfği için liderllk mUcadelesinde başarılı olamadı. Buna karsılık Parti içlndeki «loUun adayı Michael Foot, tahminlerin üstunde oy toplayarak Callaghan'a en yakın rakip oldu. Böylece Işçl Partlsl'ndekl hâklm eğilimln tek eğllim olmadığı bir kez daha vurgulandı. Foot'a sağladığı destekle başarılı bir gövde gbsterlsl yapan iklncf eğllim, bunalımın çözümünda ağırlığın emekten çok sermayenin denetlmlne verll ÇİN'DE TENG HSİAO PİNG'İ KINAYAN GÖSTERİLER DEVAM EDIYOR TOKYO Çin halk Cıımhuriyetinin çe^itli kcntlcrinde Hıı» Kua Fep?"irı baçljakanhŞa atanmasını kuUayan ve eski başbakan Teng Hsiao i'iııe'i tKapitalist yolda ilcrlcdiRi» için kınajaıı gos'erilfrın yoeunlaştıgı resml Çin haber ajansı llsınhua tarafından bildirilmektedir. Aynı haber ajansı. Çin Komünist Partisinin bütün üyplerı «Başkan Mao»ya ke'iin bağlılıklarını sunduklarını ve <l;c> sınıFının düşroanı olan, ülkede karşı dcvrim tezgâhlamak için 5 nisanda Tien An Mcn nıeydanınıncla toplanan Teng Hsiao Ping yaıılılarını şiddetle kmadıklannı» bildlrmijlir. Başkan Maoyu destekleme ve Teng Hsiao Ping'i .\nrme mitinglerinin, Ulusal Halk Kongresi Yonetim Kurulıı, Yüce Halk Mahkemelerı. Dısişleri BakanliKi. Ulusal Savunma. Halk GCivenligi. Dı^ Ticaret. Tsnm vc Ormanciiık. Mauen Endüslrısi, Kömiir Endflstrisi, Posta ve Haherle?me. Knerji Endüstrisl, Petrol ve Kımya Sanayi, Maliye Ticaret ve diğer resrai kurulujlar tarafından düzenlendiği bildirilnıijtir. (Assoclated Pressy Maalesef şimdi hazır değil. Çağlayangil: O halde toplantıyı tatil etsekdaha lyl olaeak. Thorn: Toplantıyı geçici olarak mı tatll edeceğlz (Inglllzce karşıh«suspension»), yoksa toplantı burada kesiliyor mu? (Ingilizce karsılığı «rupture») Başkan Thorn, Çağlayangil'in toplantıyı kesip, terkedip cekip gitmek ml lstediğinl, yoksa ertesi RÜnü teKrar buluşmanm mümkün olup olamayacağını ögrenmek İstiyordu. Çünkü diplomasl mesleğinde lkisinin arasında daglar kadar fark vardı. Ve blrlncl yolun seçilmesinin karşı taraf İçin tıayli ağır bir nnlamı vardı ve diplomaside bir bakıma «hakaret» niteliğl taşıyordu. Bu nedenle Thorn Çağlayangil'e bir kez daha sordu: Yarın tekrar bulaşacak mıyız? Çağlayangil'in yanıtı İse: Yarın burada olacağım, şeklindeydi. Ve ertesl sabah saat 10'da yeniden toplanmak üzere Konsey toplantısı dağıldı... Toplantıda hazır bulunmuş olan bir Komisyon yetkilisi ise blze bu olayı şöyle anlattı: Çağlayangil'in toplantıyı terketmesi, toplantının koptnası kesinlikle söz konusu olmadı. Zaten saat ycdıbuçuğa gelmıştı. Saat sekizde Dışişleri Bakanmız Çağlayangil'in onuruna bir vemelc verecektı. Yemek sırasında da görüşmelerin gayrııesmi bir nava içinde sürmesi dUşurıülmüştü. Bu nedenle ertesi sabah yeniden top lamlması kararlaştırıldı. Bununla birlikte, tarım tavızlerı konusu görüşülürken böyle bir durumun ortaya çıkması ve Dışişleri Bakanınızın bu çıkışı sadece ciddi bir jest sayılabilirdi... AGIZDAN KAÇAN BiR SOZ Çağlayangil, ürtakpazar Bakanlanna «yarın burada olaca» ğım» demiş ve toplantının ertcsı sabah tekrar yapıiması kararlaştırılmıştı ama, Dışişleri sözcUsunün de agzından, her nedenso, toplantının ertesi güne bıraküdığı yerine şu cümlecik kaçıvermiş tı: Toplantı kesildi, Çağlayangtl toplantıyı terketti! Durum gerçekten ciddiydı. Toplantıyı izleyen gazeteciler haberi gazetelerine yetiştirmek İçin teleton ve telekslennin bus?ına koşarıaıken, mizansenın ıkinci bolümii de dlişünUlmüstU bile: Ertesi sabah toplantının yeniden açıldığını görecek olan gazeteciler, • Yahu ne oluyor, hani toplantı kcsllmiştl, Çnğluynngil tfiikBtınlşti?.» dediklerine onlara verilecek yanıt gayet basitti: , livet öyleyüi ama, Urtakpazar bakanları «Biz ettik slz etmeyin» dcdiler, tıtreyip kendilerine döndüler. Dönem Haşkanı Gaston Thorn araya pirip Çağlayant»ıl'ı ıkna etti de onun Uzerms bakanlar yeniden bir araya geldiler. Bakın göreceksiniz Cağlaynngil'irı bu davranışı suyesinde çok olumlu sonuç alınacak... Nıtekim ııynı crün vayınlıınan orlak bilciıride hır "zater> gibly mişceslne TUrk kamuoyuna yansıtılıyor, hatta MC destekçisi bir gazete •Ortukpazıır'ı dıze getırdiK» diye manşet çeKebılıyordu... Böylelikle önceden hayli ııstalıklı hazırlanmış blr mlzansen sayesinde her yanından su almaya ba.şlamış MC teknesı. hlç olmazsa Ortakpazar konusunda bir puancık kazanmış ıjlbt eörünebilecekti. Bir de bu knmıdu seslerinln tonıınu glderpk yükseltmek te olan sanayicilere dönüp, onlara göz kırpabilecektl... f Ankara Ankara '...% ,Ankara Ankara.... Ankara Ankara Ankara Ankara .. Ankara AnkaJ Cumhurbaşkanı önerileri uygulayacak mı ? Cumhurbaşfcam KorutUrk, yapılan önerilerı uygulayacak mı? diye merak ediliyor. özelliklo Mllli Birlik Grubu Başkanı Pahrl özdilek'in Cumhurbaşkanına başkanlık ettiği kurulun gündemine kanlı olaylan, güvenlik sorunlarını koyabileceğini, htikümetin yetklli Bakanlarından hesaj| sorabileceğüıi söylediğini, anlatıyorlar. Korutürk'ün ayrıca htlkümete de başkanlık etmest öneriliyor. Ama bunlan yapsa da olumlu bir sonuç alınamayacağı öne sürülüyor. Çankaya Köşkünde Cumhurbaşkanının Başbakanla yaptığı konuşmaların sonııcu alınıyor mu, diye soruluyor. Devlet Başkanının sert, yumuşak tüm eleştirllerine gülümseyerek dinliyormuş Başbakan Demirel. Sonra da bir uyutma politıkası uyguladığı söyleniyor. Bazı olaylan dinleyenler de gUlUmsüyorlar: Çok da başarısız değil uyutma politikası. Başkentte çok kişi bitkisel uylruda son zamanlarda... Cumhurbaşkanının Milli Güvenlik Kurulu toplanıncaya kadar îrfan özaydınlı'nın kararnamesinı onaylamak için Başbakanı uyardığı da söyleniyor ama, Demlrel'in yakınları o konunun da bitkisel uykuya yattığını öne sürüyorlar. Başbakan Demirel, Mılll Güvenlik Kurulunda konuşan komutan istemiyormuş... Peki Güven Partisinin direnisleri ne oldu, Demirel koalisyonun bu küçük kânadmı ne tüı bir pazarukia bıtkısel yasama vöneltti acaba? Faşolar ve bir CHP milletvekili Üç genç daha toprağa verildikten, onbeş yaralıyı hastane odalarına kapattıktan sonra, Başbuğ basın toplantısı yaptı: Ülkücü gençleri memleketin geleceğinin teminatı olarak görüyoruz.. Parlamentoda CHP'liler gibi DP'liler de çok kızmış bu sözlere. DP gensoru veriyor. Metin Tüzün ile Fikret Övet Türkeş'in bu sözlerinl eleştlrdikten sonra. ögrenci olajlarına dejîindiler. Kuliste gezerken yapılan değerlendirmede, TUzün başından geçen bir olayı anlattı: Geçen hafta Galatasaray YUksek Mimarlıkta Faşo'lar beni bile öldürebilirdi birader. Adamlar milletvekili. senatör falan tanımıyor ki. Onbeş silâhll okulu işgal etmlşler, kalanlar dışarda. Dertlerinl anlattılar. Yanıma bir kız ve birde olaylara hiç karışmamıs erkek ögrenci aldım. Kapıya Ritiğimde biri, •ÜstünüzU arayacagız» demez mi. Yanımda da polisler var.. Ben, «Milletvekiliyim» dedim. ısrarla aramak istiyorlardı. Sonunda girdim. MUdüre çıktım. konuştum. Bir süre sonra, dışardaki çocuklar Faşo'ların beni rehin aldıklarını sanarak okula glrmişler. Çıktım kl, barut fıçısı ortalık, çak kibritl. patlasın.. Yatıştırmak lstedim. Ortaya gelip, sınav haklannı konuştuğumu söyledim. Biri 'Sen komünistsin, sol bir partinin milletvekili degil misln?» deyince, iyice kızıstı. Faşo'lar parkalannı kaldırrmş hafifçe, tabancaların ucunu gösteriyorlar. Neyse, yenl bir polis eklbl geldl.lOrtada barikat kurdular. Bana, • Soni çıkaralını. dedilor. Bende, Bu öğrenciler teker teker buradan çıkmadan adıtnımı atmsıın. dedim. Çocuklar çıktı, bende yürüdüm. PTT memurunun mimlediği yazarlar Şakir Ralrı adlı bir yurttaşımız, Almanya'daki arkadaşı Haydar Tank'a kitap göndermek istiyordu. Kapıcısı Yusuf Karakaya ile kıtaplan PTT'ye yolladı. PTT görevllsi kitap paketint açtı. Kitapları kanştırdı. Sonra «Olrııaz henışehrim» dedı, sonra Rerekçesini açıkladı. «Olma/., çünkü bunlan yazanlar içeri girip çıkmış kimseıer. Olmaz gönderemeyiz.» Paketin en iistünde Nadir Nadi'nin Sil Baştan» adlı kıtabı bulunmaktaydı. Sonra llhan Splçuk'un, «Sovyetler İran, Amerika» adlı kitnbı. fievket. Sürpyya Aydfmır'ın, Tek Adam, Doğan Avcioglu'nıın, Millı Kurtuluş Tartlıi» ve • Mobilya Dosyası» adlı kitap. Bir de Çetın Altan'ın «Kopuk Kopuk. adlı kitaDi. PTT görevlisi Nadir Nadi'yl. llhan Selçuk'u, Doğan Avcıoglu'nu. Çetin Altan'ı, Altan Öymen'i ve Şevket Süreyya Aydemlr'l, mlmliler listesine almıştı. Bu yüzden îjaklr Halcı kitaplan tkılaşı Haytlar Tank'a yollayamadı... parlamenterlerle konuşmaktaydı. lsmail Barm, cinayetlerln her geçen gün arttığını, buna CHP'nin kesin tavır almasını istiyordu. lsmail Barın'ın konuştuğu Parlamenter Kasım Parlar'dı. Etem Eken ve Nadir Yavuzkan da, lsmail Barın ile görüştüler. Kasım Parlar, Çorumluydu. lsmail Barın da Çorumluydu. Kasım Parlar, «Çarpışan bizim dışımızdakl soldur» deyince, lsmail Barın Uzülerek CHP Genel Merkezlnden aynldı. Yanm saat sonrada ağabeyisinin ölümünü haber aldı. DONÜM NOKTAS! Ml! Acaba toplantı Çağlayangil'in inandırmaya çalıştığı gibi blr «dönüm noktası»mıydı? Brüksel'de komisyon yetkillleri bu konudaki sorumıızu genellikle şöyle hir geçıştlrdller Bunun Uzerine biz de toplantı sonunda yayınlanmış olan or> tak basın bildirisint alıp dikkarlice blr Kaç kez okuyup, gerçekten Ortakpazar Bakanlarınm titıeyip de kendilerino gelip «elmediklerinı ögrenmek ıstedık. Ama ne yazık kl, «Brüksel, 3 mart liiTö» tarihini taşıyan ortak basın btldirisinde çok genel Dirkaç «iyı niyet» beyanından başka birşeye rastlayamadık. Rastladıkları mız tse şunlar: • Topluluk Delegasyonu, TUrklye'nln ortakhğı konusunda karşılaşılan güçlüklerin giderllmesl İçin birlikte çalışma ıhtlyacının Rerekliliğl Uzertnde durmuştur. • Topluluk, Tilrk Delegasyonunun beltrttlgl sorunları ıncelemeye hazır oldugunu bildirmlstir. • Ortaklık Konseyl, TUrkiye Ue Ortakpazar arasındaki tlca» ret dengesi açığına lllşkln önemli sorunda, Ortaklık Komttesinl, raporunu bir dahakl bakanlar toplantısına kadar hazırlamaya cağirmıştır. 0 Ortakpazar Ülkelerindeki TUrk lsçilerlne sağlanacak sosyal güvenllk hakları konusunda blr karara varmak için Rörüşmelerin blrkaç günc kadar başlatılmasjna llişkin görüş blrliftlne vanlmıştır • Topluluk Delegasyonu, Türk tarımsal Urünlerintn ropluı luk pazanna girişinl kolaylaştırmağa hazır oldugunu bevnn eder. lşte, Cephe Hükümetinin Sayın Dışişleri Bakanının nır lesöy le titreylrj de kendilerine gelen Ortakpazar Bakanları vukanda beyanlar^a bulunmuşlar. Ne blr ekslk ne blr fazla. Ve hemen her toplantıdan sonra «iyl nlyet beyanlan» İle donanmış olarak yayın lanan türden blr bildirinln anlamıda MC'cl basında «ürtakparar'ı dize getlrdlk» oluvermls. Gcçelim. (Devamı 9. Alpkaya ve Özaydınlı Burhan Barm vurulurKen Oenelkurmay Mahkemesl önünde, gazeteciler Hava Kuvvetlerı eski Komutanı emekll Orgeneral Enıin Alpkaya İle sohbet ediyorlardı. Söz döndü dolastı trfan Özaydınlı'nın kararnamesine geldi. Alpkaya'nın cevabı şaşırtıcıydı. Alpkaya, «Hükümet isterse özaydınlı yerine bir baskasını atayabilir.» Emın Alpkaya'nın avukatı Emln Değer. Orgeneraı Emın Alpkaya gibi dUşünmüyordu. Emln Deger, Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavırligınden ayrılmıştı. özaydınirnın, nıutlaka Kuvvet Komutanı olması gerektiglnl gazetecilere huktıksal gerekçeleriyle anlatıyordu... Sohbetln tam can alıcı yerinde, durusma başladı. Alpkaya da, Emln Deger de, duruşmaya gırdiler... Burhan Barın'ın «kanlı perşembe» günü karnından ve şakagır ian vurulduğu taatlerde, kardeşl Ismail Barm da CHP Genel Merkezinde, bazı HAZIRLAYANLAR: Müşerref HEKÎMOĞLIJ Uğur MUMCU Ismct SOLAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle