Katalog

itf. ürMy* kazan, TUrk pelid kepee, »55 ra?wda bir çocuğu» aradı durdu günlerce. Bu «çocuk» hakkında tutuklama karan vardı. Bu» mın ıçin araruyordu çocuk. Hera bu çocuk, «harika çocuk»Iardan. Akıllı. öyle anarşist falan de|il. Zaten bugunku kurulu duzenin aksaklıklanm görup onun değışmesıni isteyen kısı, 20'nin, hatta 18'in altında bile olsa, çocuk sayılmas bu lilkede. Ama iş adamı olup, milyonlar kazanırsa, birkaç yıld» milyoner olursa, 26 yaşındaki ki?i bıle çocuk sayılıyor. Hıç değılse, Başbakan Demırel oyle dıyor. Hanı pek hakkı da yok değıl: Kendi evlâtlan ve yeğenlerı hep çocuk görümir jısanın gözune. «Ben ış adamıyım» dese de, pavronlarda keyıf sürsc de, herkesin gozıi onunde ılkemn çurasında burasmda dolaşıp yalmz polinn gözünden kaçmayı basarabüse de yine ç o :uktur. Şakayı bırakıp işin ciddl yönüne bakalım: Joğmsunu söylemek gerekırse, bu ülkede Yahya îemırel'e yuklenmek haksızhk oluyor, benım tanırrtca. Onu ve onun gibileri pugunkü düzen •etıstmyor çünkü. Bu düzenin yarattıgı ortam ılmasa ve Yahya Demırel'ı, yonelmış oldugu •anlış dogruituda destekleyen baba ve amcalar • bır suru yardakçı bulunmasa, bu kadar genç e :ışı, bu kadar kısa zamanda kendı kendine haali mobilya ve sunta isinı döndürebilir mıydı? îanı, çimdıye kadar kım dondurmuş de onun lınde bulundurdugu olanaklara ve refaha kavuştıuş ve bırkaç yılda mılyoner oluvermış? Bence , gerçekte sadece kendi eyleminin sorumlusu v« anığı değıl, aynı zamanda bır kurbaaıdır: Topimun ve aılenın kurbanı. Az önce «döndürmek» sözcugünü kuUanmca, dönme dolap» geldi aklıma: Eski buyük konakırda, kadınlann yasadıgı harem dairesi ile ereklerin toplandığı selamlık arasmdakl duvaroa, ;ınde raflan bulunan, tahtadan yapılmış donıe dolaplar olurdu. Selâmlık kısmında liyafetler verıldığı zaman ıjaklar, donme dolabın arks yarunda kalfalann, hretliklerın raflara yerleştırdıklerı yemek saanlarını, baklava ve bdrek tepsilennı, bu dolabı &vasça döndürmek suretıyle selâmhk bolürauns evınp oradan alırlar ve «ofrada sems yaparırdı. Eğer davet sahibinın dcel bir arzusu olureaman 50 metreyl buluyor. örneğta, Viyana'da Prater denılen eglence yerindekı çelik dönme dolap böyle kocaman bır çark bıçımındedır. 1932 yüında gezmış olduğum Pans Somurgeler Sergısınin eğlence bolümünde de boyle çark bıçımınde ve yatay ekseni ybresınde donen çelik bır donme dolap vardı. Çccukluktan kalma bır merakla bunların her ıkısine de bınmıştım. Aşagıdan 5ukarıya ve yukarıdan aşağıya döndük durduk başımız dönene kadar Dolaplann «donmeası oldugu gıbi, lnsanlann da oluyor Turkçe'de «dönme» denılince, eskıden Selânık'te Yahudılıkten çıkıp Muslumanlığı kabul etrraş bır cemaatın bıreylerı anlaşıhr. Ötaur dmlerden donenler» ornegin «Frmenı rionmesi, «Rum dönmesi» denilir de, her nedense «Yahudı dönmesı» denılmeyıp, onlar ıçın sadece «Dönme» deyimi kullanılır dılımizde. Şımdı polıtıka arenasında bır de sıyasal dön. meler vmr. Partıden partıye donenlerdır bunlar. «Pılavdan dönn:ek» sözünü de unutmayalım. Geçende savın Demırel. «Pılavdan donenın kaşıgı kırılsın» dıye bır söz ettı. Bunu, nıçın kullandı, pek anlayamadım. Demek kaşığı kınlmadan, pılav tepsisının önıinden dö ımeyecek sayın Başbaksn. Kaşık ne zaman kırılır acaba? Pllav tepsısine fazla derınce batınldığı zaman mı, yoksa pılavla dolu kaşıgın agıza atıldıgı zaman mı, ne zaman? Orası bilınmez. 12 mart 1971'de bir kez kırıldı sandı herhalde, bu kaşıgı ve o z«man Başbakanlıl: makamını bırakıp evme döndü. Ilaşık kınlmadan pılavdan dönmenin yararını da b:r denerse, yalnız kendısi içın değıl, ulke ıçm de ıvı olur sanırım. Galıba «ıstıfa» derler bunun adına. Turkçesı .çekılme » Bir de «sınıftan donmek» var. Ben emekll bir hoca gözü ıle bakıyorum da, birçok hukuk. çu geçınen polıtıkacıyı smıftan döndürüp duruyonım, hayalimde. Tabıl bunun onemi yok. Kendi kendıme gehn guvey oluyorum, bunu bılmez değılım. Ama, ulkede dbnen dolaplan ve bunlan döndürenlen ve döndurenlrre yardım edenleri, omua verenlen gördükçe, benım de bu kadarcık hayal kurmamı herhalde bağıslarsmız. değil ml' CÜMHURİYET 1 N v i 1975 T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Dört İslem DÖNME DOLAP Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU ra, btırnı uçaga sflyier, u$ak dönme dolabın yanına gıdıp seslenır, dolabın arkasmda bulunan kalfa veya hızmetçıler ıstenılen şeyı rafa koyunca parmaklanyle hafıfçe tıklatırlar, bunun üzerine usak dolabı döndurup ıstenılen şeyi alır, sofraya gotururdu. Boylece, ne hızmet eden kadınlar erkekleri, ne de hizmet eden erkekler kadınlan görmeksızin, sahanlar, kaseler, tepsüer, bal şerbetı ve ayran dolusu surahıler duvarın bır yanından obur yonune bu donme dolap sayesinda aktanlırdı. Bugün büyıik otellerin, bankalann kapılarında çelik veya alumınyum çerçevesi ıçıne yerleştirilmış kalın camlardan yapılan ve insanların tekerteker geçmesını sağlayan döner kapılar da bır tur büyuk donme dolaptır. Hatta vapur ıskelelerindeki demir turnikeler bıle dönnıe dolabın uygulamalarındandır. Dahası var; ben yıllarca önce Almanya'nm Stuttgard kentinın TV kulesındekı lokantada yemek yerken bunun da bır «donme dolap» oldugunu gordum. Yuvariak lokanta yavaş yavaş donuyor ve insanın gozu onundekı manzaralar defcisiyor. 10 veya 15 dakıka sonra yıne ılk manzaraya gelımyordu. Boylece, yemek süresınce hep aynı görünüm karşısında kalınmıyor, yöredeki butün manzaralara goz atmak olanağı doguyordu. Bunun tıpkısını Çamlıca'daki TV kulesınde de yapacaklarmıs. Demek kl, bu kultnin lokantasında yemek yersek, Çamlıca tepesınln eksemnde dönerek butun yorenın manzarasını tekrar tekrar seyredebıleceğız. GereK anlattığım donme dolap ve donme kapılar, gerek TV kulelerındekı donme lokantalar, tıpkı bır topaç gıbi kendı dıkey ekseni yoresmde, fakat çok agır ve yavaş donen nesnelerdır. Dönme dolabın bır de yatay ekseni yöresınde dönen yuvariak türil var. Dıkey eksende donen, aynı düzeyde yavaş yavaş dolandıgı halde, yatay eksende dönen dolaplar asağıdan yukarıya ve yukarıdan aşafıya doğru dıklemesıne donup çıkan yuvariak dolaplardır. Bayram yerlerınde çocuklar bayıhr bu dolaplara binmeve. Ben de severdım. Aşağıda kuçük loca gıbi yere bınen çocuKiar, dolapçınm onu biraz dondurmesıyle azıcık yukarıya yükselır ve aşağıva gelen obur locaya baska çocuklar bıner. Boylece koskocaman bır araba tekerleği, ya da ırmaktar. su alan çelıkten vapılmış doner çarklar gibı bır değırmen bıçınnnde olan bu donme dolaolar benım kuçüklupumde Çorum'un bayram alanlanncla bu ış ıçın tutulmuş guçlü kışılerce yatay eksenın ikı yanmöaki kollar aracılığıyle, yanı insan gucü ıle dondurulurdü. Ve değirmenın çapı beşaltı metreyı geçmezdi. Şımdı bunlar elektrık gucü ıle dönüyor ve çaplan da, kıral C GüzelJik ve Çirkinlik. )KTAY AKBAL Evet Hayır Tarımda Vergileme Ve Bağışıklık ÎLLET Meclisınde 193 sftÎARIM VERGiSiNDE YAPILAN DE6i$iKLiKLERiH, TÜRK ÇiFT yılı Gelir Vergısi YasasınÇiSiNiN % 75'ıNi OLUŞTURAN BÖIÜMÜNOE DEĞİL DAda geçen ay yapüan degişıklıkle, tarımsal kazançlardaki HA UST CELıR BASAMACINDAK1LER1NİN YARARiNA vergı bagısıklıgı 30 bin liradan 90 bin liraya çıkanlmış; daha OLACAGI, ALINAN VERGıY; DE AZALTACAGI ORTADADIR. yuksek gelir basamagındakıler ıçın de defter tutma yükümlülügü, yeniden 4 yü ıçin ertelenmiştır. Senato'da gorüşülmedıği Prof. Dr. Ali BALABAN içın henuz yasalasmamış olan bu değışiklıklere ılışkın önemli bul duğumuz kımi noktalara deginmekte yarar gormektevız. Tarımda Gefir Dağılımı maktadır. Ülkenın tanm toprak da gelır vergisı kapsamına giren lannın • 10'u 1000 dönüm tüm çiftçi vergısıni, «Götürü Gi• Tanm kazançlarında arttınlması öngörulen vergi bagışıklı den fazla topragı olan ışletme der Yöntemine» göre bdemektelerden oluşmaktadır. Yaklasık dır. gının yerinde olup oJmadığınm Tanmda gelır vergısi ılk kez sağlıklı biçimde değerlendırilebıl 5000 dolayındakı bu büyük topmesi için, once tanm kesiminde rak sahıplerinde ise aıle başına 1962 yılının tanmsal kazançlakı gelır dağılımının belirlen ulusal tanm gelirinden düşen rından alınmıştır. Uygulamanın ikinci yılı olan 1963te, 16.433 çiftmesınde yarar vardır. BılındığL. çi, tanmsal kazançlanndan topresınde olmaktadır. gibi Türkiye'nın 1975 yılındaki Ulusal tanm gelırinin bölüşü lam 25 milyon dolayında gelır Ulusal Geliri (Gayri safi milli vergisi ödemistir. Aynı yü tophasıla, kısaltılmış olarak GSMH) müne ilışkin venlen bu ortala lam çiftçi savısı 3,5 milyon, uîu525 milyar lıra olmuştur. Tan ma değerler, ülkemizin çevrebisal tanm geliri ise 34 milyar lımsel gizilgücü muı ulusal gelirdeki payı °>25 tansıyelı) yuksek (ekonomik po lıra çevresinde idi. Günumüze kıyı bolgeleolduğuna göre. bu gelirin 131 rınde, sulanan alanlarda ve yo değın yapılan uygulamada gelir milyar lirası tanm kesimınden gun tanm uygulamalarında ar vergısi ödeyen çiftçi sayısı en sağlanmıstır. Şimdi bu ulusal tac»k öMr kpşııllarda ias jjaha çok 37 bin, ödenen vergi ise 300 Tnılyoa Hfâ dolayflîSS olmıı&aıv' tRışlı < •ğunu gösterelim: Yükümlü çiitgj baîina alırmn or'^TÖJSfifm* çiftçuüm *rt talama ver^f'SlOÖTînttfiî. Blİ^îfuturan 2.8 milyon aıle geçımını Tarımsal kazançların gehr ver rumda günümüzde 4,1 mılyonu 50 donümden az topraktan r.ag gisi bulan toplam çiftçinin ancak lamaktadır. Tüm tanm toprakla lındakapsamına alınması, 1960 yı binde dokuzundan, 131 milyar liMılli Birlık Komıtesinc* c rının o 25'ini işleyen bu «kuçlik çıkanlan 193 sayılı Gelir Vergisl ra tutanndaki ulusal tanm geçiftçi» aılelerinin ulusal tanm ge Yasası ıle olmuştur. Yasanın ta lınnden ise ancak binde İKİ oralırinden yılda aldıgı ortalama nay rımsal gelirlerm vergilendirilm» nında vergi alınabilmektedir. 12 bin lıra dolayında bulunmakta sine ılişkin hüklimleri ise, ancak Vergl Ntden Aı dır. 1963 yılında bir takım önemli deUygulamada tanmsal kazançlar Çiftçi sayısınm %27,5'una denk gişiklikler yapıldıktan sonra yü1,1 milyon aile 50200 donum rürlüğe konmuştur. Yasanın gü dan, gerçek degerinin çok altıntoprak üzerinde tanm yapmak nümüzdeki biçiminde, ürünleri da vergi alınmasının bir çok netadır. Tüm topraklannın «< 42 nin yülık satış tutan 30 bin li deni vardır. Bunlardan bınncisi, ", sini işleyen ve «Orta Çiftçi» ola ranm altında olan üreticıler «kü defter tutma yükümlüluğunun rak nitelenebilen bu kumedekl çüfc çiftçi» olarak nıtelenmiş ve sürekll biçimde ertelenmesi soailelere düşen yıllık ortalama ge bunlar gelir vergisinden bagışık nucu, vergınin gerçek kazanç tutulmuştur. Gelir vergisi kapsa yerıne gotüru gider yöntemine lir 50 bin liradır. göre ödenmekte olmasıdır. BilinÖte yandan tüm çiftçinin "» mına giren çiftçiden, ürün satıs diği gıbi yasada götürü gider değeri 150 bin liraya kadar olan 3,6'sını oluşturan 148 bin ailenin (masraflar) satış degerinin en aa ise 2001000 dönüm arasmda top ların vergilendirilecek tanmsal yüzde 70'i oranında saptanmıştır. kazançlan «Götürü Gider Yönrağı bulunmaktadır. Ülke toprak Uygulamada ise giderin satış lannm "o 23'ünü işleyen ve •Bu temine» göre, 150 bin liranın us degerinin yuzde 95'ine dek yüktünde olanlannki ise «Gerçek yük Çiftçi» olarak nitelenebilen seltıldigi örneklerin bulunduğubu bölumdeki bır aileye duşen Kazanç Yöntemine» göre saptan nu burada belirtmelc isterız. ması öngörülmüştür. gelir 200 bin lira çevresinde olOysa anüan giderler çoğu ürünGötürü gider yönteminde ver ler için yüzde 50 dolayında bugılendirilecek tarımsal kazanç, lunmaktadır. Yogun tanm ve çiftçinin bıldirdiği yıllık satış yuksek teknolojinin uygulandıjjı degerinden, Vergi Dairesince yö dunımlarda giderler daha da dürenin koşullarına göre saptanan şuk olabılmektedir. önemli görtoplam gider çıkanlarak hesap dügümüz bır başka neden de talanmaktadır. Yasada, götürü gi rımsal kazançların 30 bin liraya der katsayısının, satış degerinin kadar olan sınınna vergi bağıen az °ı 70'i oranında alınacağı şıklıgının getirılmiş olması ve belirtilmiştır. Gerçek kazanç yon bunun da uygulamada vergiden 100. Mart Sayısı Çıktı. temınde ise çiftçi, tuttuğu defter kaçınma aracı olarak kullanılaBütun bayilenle bulunur. kayıtlarına dayanarak yıllık ta bütne olanagının bulunmasıdır. nmsal kazanctnı saptamakta v» Anılan bagısıklıgın Anayasamızın Vergı Dairesıne bıldırmektedir. vergi ödevine iliskin 61. maddeDefter tutma yukümluluğune ıliş sınde sözü edilen «Herkes kamu kin hükümler, yasada yamlan (Basın: 125» 1748 degışıklerle günümüze dek ertelenmiştir. O nedenle uygulama M bir tek ffirunöffl vardır, çirkuılifin büı.» Vietor Hugo'nun bu dizesini aık sık hatırlıyorum aon »• uuılarda. Oyle sdzler vardır M, gerçekten anlaşümalan belirbir süreçin geçmeslne bafbdır. Yaşam deneyleri öğretir bir ;ylrri biıe. GüzeUifin bir tek görünüşü olduğunu anlamak ;in gözellitl, gflzellikleri görmek baş koşuldur. Bir ins»n yaunı boyunca bir tek «güzellikle» karşılaşmamı? ise, elbet bimez onu. Lstelik etitimle öğrenilir güzeUlk çirkinlik. BUgiIzlik, bakışlanmıza da etki yapar. Neye baksanız tekdüze göirsünüz, hem çirkin güzel »ynmını da yapamazsuuz, böyle lr ç*yi düşünmezsiniz bile... Ama bir knt tanıdınız mı gfizelliği, Ister bir insamn yüönde, iıter davranışında, ister bir şiirde, bir yanda, bir reImde, bir beykelde, bir duygnda, bir düşüncede .. Güzellikle ir kjırjı karçıya kaldınıı mı ya$amınızca unutamazsınıı onu. ucelirsiniz, bir doruğa çıkarsınıı kendi kifiliğinizde. Ne mut1 güzeli, guzelliği görebilmiş, tanıyabilmiş, içine gindirebiU liş insana. Hele bunu valdt geçirmeden yapabllene, yapabllesk giıcti. yctenegi bulmuş olana... Çirkinlik bin yüzlüdür, bin gdrünöşlüdür elbet. Tanıdım, Srcndim sayarsınıs kendiniıi. Bcn çirkini, çirldnligi biliyoım dersiniz. Sonra bir de bakarsınız bambaşka bir çirkinlikkarşılaşmışsınız. Yanılmak. aldanmak bu yüzden pek çokır çirkinlik önündr. Güzellik bir. çirkinlik bin ise, bu çlrnligin ffücünü, etkisini, eeemenliğini föstermeı mi? Yaygınpn, çirkinlikte olduğunn? Insanoğlunun yaşanu süresinc* tha çok çlrkinlikler içinde bocalayacağını, !daha çok çirkinll• alışacağuu, bn yüıden de güzeli göremez, arayamaı olaca> Siz «edebiyat yapmak» diyeceksiniz belki de bu sözlere. 'azar, okumur bir dize, hoşlanmif, geçmiş karşımıza lât dök. iiriiyor diye düşüruneniz de, olasıdır. Ben yıllar yüzyıllar önea arUmıs gerçekleri bize Uşıyan, günümüze getiren böyle dize•rden. sözlerden hojlanınm. Zaman zaman bir >erlere, elim» eçen kağıtlara, defterlere, kitap sayfalarına vazarım. Bir Vieır Hugo kalkmış «Cromwel» adlı yapıtının bir yerinde böyle lr söz söyletmi?. Boşuna mıdır, havada kalacak parlak bir sö» sıuı diye nüdir? Hayır, koca sair çiizelliçin tek, çirldnligln ok olduğunu kimbilir kaç kez görmüştür, yasanuştır da on. [an... Kısacası yazarlar, şairler en «doğru» serçekleri verirler ılze. önce anlamasak, yadırgamasak da günü gelir benimaeris sözlerin önrmini, yaşanmışlığinı. Sıradan kişiler «edebiyat» arsalar da bir takıra sdzleri, dizeleri, yapıtları, çafiar aşınca sözler, dizeler, yapıtlar «edebiyat»m «gerçek yaşam* oldnğn nlaaüır gelecek kuşaklarca... önümdeld gazeteleri okuyorum, notlar alıyorum, oturup en de bir şeyler yazıyorum. İşte Türkiye'nin dunımu, işte dünanı dunımu: Güzel olan bir şey görüyor musunuz? Bir güzel. k bıraktılar mı ortada? Içimizüe, dışımızda, bir yerlerde? Ha. • ne varsa çirkindir, çirkinliktir egemenliğini bir daha kalkr ıaıcasına kurmuş olan . Bin demiş Huço, hangi bin, kaç bin, aç yüz bin? Günümüzde, hele bugünkü ortamın Tiirlcije'sine çirkinlıkier sayılmayacak kadar çok. Bu çirkinlikler dört anınuzda olunca, neye baksak çirkinliği gorünce «güzeNİ araıak bir diiş oluyor!... Hatta gülünçleşiyor böyle bir çaba! .. «GüzeUiJin bir tek görünüşü vardır. çirldnliğin bin». Ctü. Uigin düşmanlan bin kat çoktur demeye gelir bu. Güzel duyılann. isteklerin, özlemlerin binlerce düşman karşısında sür. ırduğü savaş ne denli güçtür, ne denli umutsuzdur anlayın 'tık! .. t'stelik güzellik tek kalır, çirkinlikse çirkinlik doğurur, ıratır. Yapılacak »ey, bir guzelliği bin yapabilmek, bin çirnligi de azaltmanm yolunu bulmak. Poütikada, sanatta, düfünde, yasamda, insanoflunun iç dünyasında heryerde, her iıte .. Nereye baksan çirkinliğin göründüğü bir zamanda, kalkmif ızelliğin övgüsünü yapıyoruz işte!. . Nerdeyse «hayali» bir konu, oyuU bir nesne olmuş, masallara kanşmış, kaçmış gizleııiş derinliklere, çafa yakışmaz olduğunu anlamış bir kavram . na bir gün yaşatılacak, benimsenecek, ortadan kaldınlsa büe geç yaratılacak... giderlerini karsılamak üzere, mall gücüne gore vergi ödemekle yükümlüdur» hükmu ile çelişkıli olduğunda kuşku yoktur. Ancak, kırsal alanda 70 bınden fazla yerleşım biriminde yaşayan ve büyük çoğunlugu yeterli gelir. den yoksun olan çiftçinin rümün den gelır verçısı almanın maliyetı ve uygulama guçlugu de ortadadır. 6 nedenle, vasava konul duğu yıllarda konunun uzmanlaruıca, olması gerekenden uç kat fazla bulunan bağışıklık sının, fıyat artışlan yuzunden bugün buyuk sakınca gostermeyen mall ve ekonomik bir dayanağa kavus muş bulunmaktadır. Tanmsal kazançlardakl bu, bağışıklık sınınnın, aluıan vergiye olan azaltıcı etkısı, bağışıklık kapsamına giren gerçek kuçuk çiftçiden çok, bu sınırın altında kalmak ıçin çaba harcayan daha üst gelır basamafmdakılerden gelmekte. dır. Sonuç Gorüldüğü glbı, ülkemiadlıki 4,1 milyon dolayındaki çıftçının •o 75'ınden fazlasmın (orta çıft, jjpnın alt «• 251 dahıl) ulusal ta^ "rritt ge'Öririden aldığiHpay. YÜ* lükteki yasanın vergi beğışılS" ıçııf 'tlSfiüıgı 30 bin Hrahk " rımsal kazanç sınınnın altında kalmaktadır. Bunlar vergl kapsamı dışında bırakıldıgında bile, ulusal tanm gelirinin •• 64'ünU < oluşturan 84 milyar lira tutanndaki gelirin vergılendırilmesı olanagı ortaya çıkmaktadır. Katsayının en çok °o 50 oranında ola, cak biçimde indirilmesi durumunda, Götürü Gider Yöntemi uygulamasından bile tanm kesımınde, bir milyon dolayında çıftçirün vergüendirilerek 12 milyar liraya kadar Tanmsal Vergi sağlama olanagı vardır. O nedenle önerilen yasa değişıkliklerinın, Türk çıftcısmin % 75'inl oluşturan bölümünün degil, daha üst gelir basamağında 'Krinin yararına olacagı ve tarımsal kazançlardan alınmakta olan vergiyi ue önemli olçüde azaltacağı ortadadır. evdet Kerim İncedayı, İkinci Dünya Savaji'mn bunahmlı giinlerinde Meclis kürsüsünden: Biz, demişti, amali erbaa'ya gelmeyen bir mlllett». Amal.i erbaa Osmanlıcadır; dört işlem demektir. Hepimizin bildiği toplama bölme çarpma çıkarma tşlemlerini kapsar. Cevdet Kerim'in sÖ7Ünü Türkreve ce»irirwk «Biz dört işleme gelmeyen bir ulusuz» demek gerekir kl, tuhaf kaçıyor. Zaten Osmanlıcada ıtorkemlı sörünen nice sox, konuşulan dile çevrildiçi zaman balon gibi söner. Oysa CHP nin ileri gelenlerinden savılan Cevdet Kerim tncedavı'nın o snclerinl Meclis uzun uzun alkışlamıstı. Çünkü » günlerd* saldırjanlar sınırlarımi7a yaklaşmıştr, tncedavı meydan okuyor «Top, tüfek, asker, subay bakımmdan sayıe* an« ama: moral eücümüz büvüktür» dpmek Istivordu Nitelikle nicelik arasındald bazen ters, bazen doğru orantıyı kuşkusuz hcpimiz biliriz. Bazen sayıca büvuk orduiarın, küçükier kar«ısında %enilçive uğradiRinı tarihler vazar. Si. yasal yaşamda d« benzerl olavlara rastlarız. Rakarsınız sa>nca büvük bir parti, küçük bir parti karşısmda perişan olur; bir küçücük muhalefet grııbu. parlamentoda çogunlutun c*nına okur. Tersine durumlar da cörülebilir. Sandalva sayısı yüklü bir muhalefetin Meclis sıralarına muhallebi gibi yayıldı*ı izlenir. Ama bu çörii»ümler bizl aldatmaMn. Hesabm, kttabın ve en basta dört işlemin sirasal yasamda büyük etkileri vardır. Gazetelerde okuduğumuza çbre son günlerde başkentte ve Mecli» kulislerinde politikacılar dört inlrme merak sarmıslar, herkesin elinde bir kâğıt ve kalem varmıs: Yedi bir daha sekiz... Aitı iki daha vine sekiz... üekız sekiz daha onaltı.. Hajır altı bir daha vedi onaltıdan T»di çıktı ım dokuz kalır; bu iş de biter .. Sen öyle zannet; bu iş sekize sekirdir. Pariamento çevrelerinde dört i^leme merak sanlmastnın nedenini Mne caîeteler vazıvorlar. Mobilva vol<uzluçu konusunda Sülevman Ocmirel'e ilişkin soruçturma öner«e»ini ele alacak Sorıtşturma Hazırlık Komlsyonuflyelerisaptandı. Şimdi hesabı yapılan hudur. CHP 7, AP 6, DP 1. MSP 1, CGP 1 üye verdıler Sorusturma Komisvonuna. Muhalffet (CHP 1 ve DP 1) 8 oya sahip: iktidar (AP 8. MSP 1. CGP 1) 8 oya sahip . İşte dört işlem bunun için vapılıvor; ve anlaşUan ülktmizde adalet ile dört islem at bası eidıvor. So. ruşturma Komisvonunda Demlrel'i tutanlar çocunlueu kazanırlarsa. Sülevman Bey kurtulacak. Bu hakımdan tek oyun bü.vilk dejrrl var. Gerçi nicelikie nitelik arasındald Uisklleri hesaplamak bazen olanaksız. Sorusturma Hazırlık Komisyonunda bir oyun detreri nedlr? 1 mllvon? 2 milyon? 5 milyon? Haydi canım siz de! Eloglıı bir tlde 20 milvona bana mı&ın demezken, 5 milyonun lafı mı olur? 5 milyon tstanbul'da iyke bir apartıman katı . Ama bugünlerde başkentte vapılan hesaplar dört lslemin önemlni eöstermesi bakimından ilçinçtir. Adalete »İTaset kanştığutda iş parmak besahına dökülür. Parmak hesabına dökülünce gelsin toplama ve çıkarma; kurulsun mebus p»zarları... Bu arada bizim merak ettiğimiz bir konu da «a: Parlamentoda erubn bulunan ama halk kesiminde tabanı bulunmayan bir parti var: CGP. Bu CGP. Mecliste grup kurabilraek için geçenierde AP den bir ödiinç mebus almıjtı. Simdi dört işleme haşvuralun: CGP'nin 9 milietvekili vardı. AP'den 1 aldı etti 10 . Bmlece îTuhunu kurdu. Şimdi bu çrup Sorusturma Hazırlık Komtevomına 1 mftletrekil] veriyor, ama kendi grubunda AP'li mebu* otmas* çözüiecek.. CGP temelde AP'ye ba*lı bir nvdn parti: kanıö ortada; AP olmasa grup bile kuramavacak. Peki, AP'den ödiinç bir mebus alarak Sorusturma Hanfilık Komisvonuna 1 üye sokan CGP'nin tutıunu ne olacak? B»> lonız nicelik ile nltellk ara«ında ne tarlp ilisktler var. Rahmetli Cevdet Kerim Incedan vaktlvle. «Biz dftrt Isleme «el. meyen bir ulusuz» demişti: is tersfne dftndü: hiz dört Isletne gelen bir ulııs olduk; hem de bu yolda çok Ucrledik; artak adaleti bile dort işleme bağüyonız. 1976 Yıh Birirıci Dönem Kıırslan Devam Edivor 1. PAZARLAMA VE PAZARLAMA ARAŞTIRMASI. 8 mart 1976 pazartesi. saat 18.30 20.30 2. SATIŞ ÖRGÜTÜNÜN KURULUŞU; YÖNETiMi VE DENETiMi. 19 nisan 1976 pazartesi, saat 18.30 20J0 • Kurs programlan Mıllî Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Dairesince tasdik edilmıştır. Kurslarda başarı gösterenlere Milli Egıtım Bakanlığından tasdıkli kurs belgesi varUir. Tanmmlayıcı bilgı ıçın müracaat: BİLİM veTEKNIK'in TBTAK SEVtLAY TÜGCD Ue MVNÎR BAYKURT nişanlandılar Kadıköy 6 Mart 976 • PEVA Ptyaaa Etiid Müşavirlik Araştırma Ltd. $tt Beyoğlu, tstiklâl Caddest tmam Sok. 1 4 / Tel.: «66 47 Cumhuriytt 1752 Cumhuriyet: 1745 Numan ESİN Osman AROLAT Nimet ARZIK Türkkaya ATAÖV Nihat BEHRAM Yaşar GÜRBÜZ Arslan Başer KAFAOGLU Tarık Dursun K. Alp KURAN OnatKUTLAR, Emil Galip SANDALCI Candan SELEK İlhami SOYSAL Kema!rSÜLKER Galip ÜSTÜN TONGUÇ i VE Bekir YILDI BASIN BALOSU ERTELENDİ GAZETECÎLEE CEMIYETİ'NÎN 12 MART 1976 GUNU HtLTONT>A YAPILACAĞI BİLDÎRİLEN GELENEKSEL «BASIN BALOSü» 23 MART 1976 SALI GUNUNE ERTELENMÎSTIR. EVVELCE VERtLEN DAVETİYELER AYNt GÜN AKŞAMI ÎÇİN GEÇERLtDIR» YÖNETIM KURULD (Cumhunyet: 1756) Türkiye Emlâk Kredi Bankası A.O. Çemberlitaş Şubesi Taşınmaz mal SAT1Ş 1LÂNI 14.2.1976 Tarıhli gazetenizin 5 Sahıfe 3 4 SUtunlarınd» yayınlanan taşınmaz mai satış ılâmmızın aynı koşullarla 1. saüşı 29.3.1976 ve 2. satısın 8.4.1976 tanhı oidugunun ilânen tebliğüıi rica ederiz. (Basın: 12520) 1750 12 MARTLARA' KARSI TEŞEKKÜR Başanlı bır amelıyatla oflumuz Dılâver Külcü'yü tekrar hayata kavuşturan Cerrahpaşa Hastanesı K. B. B. Klinığı Profesorü Sayın Pror. Dr. FULBRIGHT BURSLARI Türkiye • Amerika Birlesik Oevletleri Kültörel Mübadele Komisyonunca, 1977 78 ders yılında, Amerikada Yuksek Lısans (Graduate) ve Doktora (Post Graduate) çalışmaları yapmak isteyen öjrencilere her sahada bir miktar öğrenim bursu sağlanacaktır., 12 MARTTA CIKIYOR YENİDEN MÜRACAAT ŞARTLARI t a. Türk vatandası olmak b. 30 yasından büyük olmamak €• iyi ingilizce bilmek, d.^Üniversiteden veya dört tenellk bir fükTek~okuldrn~mezun'olm»k (197576 ders yılı sonunda mezun olacaklar müracaat edebijlrler). e.'.Yükıek tahsil süresince altnan notların ortalaması en az "İYİ" olmak. Ooldurulmuş müracaat formlarının en gec 15 Nisan 1976 akjamına kadar Fulbright Komisyonunda bulunması gerekmektedir. Müracaat formları ve daha fazla bilgi asağıdaki adresten temın edılebılir. Fu^bright Eğitim KomKyonu Çelıkkale Sokak 3/8 Kız.lay, Ankara Aziz NESİN Yaşar KEMAL ORHAN SUNAR'a Sayın Dr. Tahir Altuğ Ue Sayın Dr. îlhan Halıl beylere ve bu ameliyatta emeğı geçen kiıniğın şefkâtü hemşıre ve hastabakıcılanna tesekkürü borç bılırız. KÜLCÜ AtLESt VATANDA 12 MARTTA