18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ıın 40 YIL ÖNCE CUMHURİYET 123.1937 nhten bir görev almış bir milletin çocuklarıyız. Bundan yararlanacak yalnız biz Egeliler degildir. bütün Türkiye ve ondan sonra bütün bir insaniyettir. Hemşerilerim! Bütün bir insaniyet sizin mahsullerinize bakmaktadır. Bilir misiniz Egelileri kurtarmak için bütün TUrk halkı, yayla halkı neslni feda etmedi? Elinde ve kesesinde olanın hepsini verdi. Yalnız bu kadannı da değil, ç o cuğunu, anasmı da verdi. Bu da kâfı gelmedi, kızını ve gelinini de verdi. Eğer bu topraklardan azami randıman almazsak bu toprak bizi affetmez. Bir bağcı, bir çiftçi. bir tüccar, hudutta vatanını bekleyen nöbetçi kadar kutsi birer vazife almışlardır.» Şükrti Kaya'dan sonra Hariciye Vekili Tevfik Rüştii Aras ve Adliye Vekili Şükrii Saraçoğlu da birer konusma yapmışlardır. CUMHURİYET 12 Mari (976 dısına götürmeyi ve yapmayı ta TÜRKİYE'DE SİNEMACILAR NE ZAMAN AKILLANACAK? Atillâ DORSAY Türkiye'de sinemamn bugün ge lip dayandığı bunalım ve seviyesızlik ug noktasında, en büyuk sorumluJuk, bızce sinemacılarındır. Ancak burada, sınemayla ugraşan nerkesi kapsayan bu genel deyimle özellikJe sinema salonu sahiplerinı kastettigimizı belirleyelim. Sinema salonu sahıpleri, yıllar yılı süregelen çagdışı tutumlarıyla bugün ulaşıian yerıo en büyük sorumluluk payını taşımakta, üstelik bunun kesinlikle farkında ve bilıncinde olmaksızuı, aynı yanlışları sürdurüp gitmekte dirler. HEPiMiZiN VATAN BORCU ANKARA, 11 (Telcfonla) İktisat Vekili Celâl Bayar bugün oJ6U1, Izmir üzüm incir kongresi müstahsilleri şerefine Anadolu Kultibüncie 110 kışılik bir ziyafet verdi. Ziyafctte Dahiliye. Hariciye, Adiiye ve Ziraat Vekilleri de hazır bulunmuştur. İçişleri Bakam Şükrii Kaya verdiği nutukta şunlan söylemiştir: «Hemşerilerim! Size aynca baş ka sıfatlarla da tutap edebilirim. Bu herkesin normal, alıştığı bir usuldür. Ben bu usulün daima aleyhinde bulunan bir Türk çocu ğuyum. Biz dünyamn her tarafını, her bucağım vatan biliriz. Eğer bizim kültürel ve siyasi durumumuz hudutlanmız içinde fcapalı kalmışsa. insani ideallerimiz hudutlann dışındadır. Biz insanî amaçlarımızı hudutlarımızın Ülkemizde sinema salonu sayısı 1949'dan 68'e yüzde 700 oranında, film sayısı daha da büyük oranda arttı uhal edilip gösterilebilecek olan birçok değerli film, seyircı karşısma çıkamamıştır. Saatler süren reklâm filmîeri. kesilip bı çilerek anlaçılmaz hale gelen kurdelâlar, yetersiz teknik ko şullar, seyirciyi bezdirmiş, bıktırmış, seyirci ilk fırsatta, ilk yeni seçenekte sinemadan uzaklaşmıştır. (Türkiye'de. herjrerde oldugu gibi, bu seçenek özellikle TV olmuşrur). Hem sinema nın sanat yamndan, hem de kapitalist dünyadaki sinema dü zeninden biraz haberli kişilenn eliyle yürütülecek akıllı, bilgili bir sinema politikası, bugüne dek Türkiye'de gerçek bir sinema seyircisini yetiştirmiş olur du; o seyirci de sinemadan bu denli kolay ve çabuk kopup TV deki Amerikan dizilerine veya seks kepazelifclerine dalmazdı. Batı ülkelerinde de sinemacılık önce bir ticarettir kuşkusuz Ama oralarda, sinemayı bilen seven, sayan, sinemalarını gözde ve güncel yozlaşmalara, akım lara israrla kapalı tutup seyirci lerini (biraz azalsa da) koruyan sinemalar vardır. Bizde. daha dün tstanbul'un en seçkin. Sinemacılar film gösterimini kapitalist sinema düzeninin kendi mantığına bile uyduramamışlardır en gözde sinemalan olan bazı salonlann bugün en pespaye seks filmlerine dönüsmesi gibi bir duruma raslanamaz. Yine Batı'da, devletten belli bir destek gören «Sanat/Deney Sinemalan Zincirleri» vardır. Bunlar, sanat yanı önemli yapımlan göstererek. ber sanat gibi deneylere. yenileme çabalanna gereksinme duyan sinema sanatının varlıgını ve süregitmesini saelarlar. Yine oralarda. bir filme bir «sanat eseri» olarak saygı duyan. bir karesini bilc su veya bu nedenle kesip atmayan, seyirci için gerekli teknik koşulları sağlayan bir sinemacılık aniayışı, bu anlayışı bekleyen ve görmedigınde etkın biçimde karşı çıkan. protesto • • den bir seyirci bilinci vardır. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 Yakındoğu'da uzunca kalıp yerleşmiş veya evlenerek soyu kanşmış Avrupalı. 2 Aynı doğumda dür.yaya gelmış iki benzer Tersi İsviçrede bir kent. 3 Büyük ağır yapılı mezar Su (eski dil). 4 Ter si yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi Bir hayvan. 5 Bir harfin okunuşu Eskiden Osmanlıların başlarına giydikleri başlık. 6 Derece, radde. 7 Vurma, dövme Bağlaç. 8 Tersi bir sayı Tersi bir emir. 9 Yüz, çehre Tersi kurtuluş yolu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Ortaklannın sorumlulukları koydukları para ile suıırh olan bir ortaklık türü. 2 Par SALON SAYISINDAKt ARTIJ: YANUJUR HAlA SÜRÜYOR: Eizde ise durum, aynı acıklı bl çimde süregitmekte, seyirci azalması, sinemacılarda hiç bir akıl lanma etkisi yapmamışa oenzemektedir. Bunlar, yanlışlarım bu zor dönemde bile sürdürmekte, durup geçmış hataları üzerin de düşünmeye, ders almaya yanaşmamaktadırlar. Bir firma sahibi, normal uzunlukta sayılabüe cek «Zorro» filmıni sinemacıların nasıl kestiklennden ve seyircinin tepki gösterdiğinden yakınmakta, ayni âkibete uğramasın diye başka filmlerinı, «Kan Kardeşler» ve «Gece Bekçısi»ni kendi elleriyle biraz kısaltmak zorunda kaldığını anlatmaktadır. Başka bir ıthalci, yalnızca 1 saat 50 dakika uzunluğundakı «Sen Ben ve Diğerleri» filmıni «biraz daha kısaltması» için sinema sahiplerinin ilerı sürdüğü ısteğe di renişini hikâye etmektedir. Bugün, bırakımz ücra Anadolu köyünü, en büyük kentlerimizde, uluslararası teknik gösterim koşullan sağlanmıs bir sinema vok tur. Istanbul'un Beyoglu veya Şişli'sinde düşük amperlı olmayan. pınl pınl bir projeksiyon veren TEK BİR SİNEMA var degildir. Biz, zaman zaman dı$ar da gördüğümüz bazı filmleri bir de Türkiye'de görünce neredeyse tanıyamıyor, dehşete düsüyo 1 23456789 gesi. 6 Tersi yerleşme merkezi Pamuk iplik. 7 Rütbesiz asker Batı Anadolu yiğıdi (çoğul>. 8 Osmanlı devrinde Avusturya'nın eski adı Bir göz rengi 9 Bir isim Bir emir. Dt'NKÜ BULMACANIN ÇÖZÜMÜ: SOLDAN SAĞA: 1 Litosfer. 2 İlim İdil. 3 Mika Lise. 4 iK droK. 5 Fa Lake. 6 Eko kO Al. 7 Düse Ti. 8 micrikt. 9 Kelek İ1A. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Limited. 2 İlik Küme. 3 Tik Fosil. 4 omadA Ece. 5 rK. 6 Filoloji. 7 edikA Ki. 8 Ris Katil. 9 Lekeli. lak renklerle ksreli çizgileri olan kumas türü Birdenbire. 3 Geçiş izni Bir metal. 4 Tersi sulu darı hamurunun ekşitilmesi ile yapüan mayhos bir içecck Tersi bir harfin okunuşu. 5 tridvum'un sim SINEMALAR BEYOGIU ANKARA (64 16 ti) : 1 Erkek Avcısı: 2 Gülşah. AS (47 43 15) : Arkalanna Bakmadan Kaçtılar J. Garner ATLAS (44 M 35) : Altın R. Moore S. York R.î. DÜNYA (49 01 M) : Rico B. Bouchet R.I. EMEK (44 84 39) : Bir Içim Su G. Guida R.t. FİTAŞ (49 01 M) : Bakire Kanm R. Lovelock R. Montagnani R.T. İNCİ (40 45 95) : Gece Kuşu Zehra T. Akan H. Soygazi. KERVAN (4t (5 01) : 1 Baba Bizi Eversene M. Manço; 2 Kılıç Ar5İan C. Arkın. KENT (47 77 62) : Bakire Karım R. Lovelock R. Montagnani R.T. KONAK (48 It 06) : Altın R. Moore S. York R.I. LALE (44 35 95) : Gece Kuşu Zelıra T. Akan H. SoygaziR. MELODİ (64 13 14) : Masura Kirli Eller R.I. MISTIK (46 15 141 : 1 Kan Kardesler: 2 Arzunun Bedeli ÖZLEM (66 60 83) : 1 Delicesine K. Inanır; 2 KUıç Arslan C. Arkm. SES (45 24 16) : Harpte Seks B. Bergen R.T. SİNEPOP (44 22 54) : Erkeklerden KorkuyoTum J. Brown R.T. SİTE (47 69 47) : Rico B. Bouchet R.I. ŞAN (40 67 92) : Delicesine K. Inanır F. Hakan. RÜYA (44 54 57) : Randevu Y. Yiğit C. Karahan R. YENİ MELEK (44 42 89) : Arzular Uyanmca E. Fenech R.T. YUMURCAK (61 01 91) : 1 Delicesine F. Hakan; 2 Oh Olsun T. Akan. na Kemal A. Akbas. KRİSTAL (21 57 66) : Bakire Karım R. Lovelock R. Montagnani R.T. MURAT (24 05 56) : 1 Gece Kuşu Zehra T. Akan: 2 Baba Bizi Eversene B. Manço. RENK (21 15 25) : Gece Kuşu Zehra T. Akan H. Soygazi. ŞAFAK (22 25 13) : Harpte Seks B. Bergen R.T. SUR ((23 67 12) : Harpte Seks B. Bergen R.T. ZEVK (21 15 25) : liarpte Seks B. Bergen R.T. Türkiye'de suıemacııık ve sinema işletmeciliği, özeliiide 1950'ler den sonra patlayıs düzeyine varan bir gelışme göstermiştir. Da ha önceıen yapııan soruşturmalar, Türkiye'de 1923'de 3U, 1939' da 130, 1949'da 200 kadar sinema salonunun varlığını gösteriyordu. 1950 sonrası ise hızlı bir gelişme dönemidir. Gerek 1948'de yerii filmlerden alınan belediye rilsum larının yabancı filmlere kıyasla azaltılmasının etkisıyle hızla çogalan yerli film yapımı, gerekse savaş sonrasında, dev Amerikan aagıtım şirketlerınin yeni bir pa zar olarak seçtikleri Türkiye'de yoğunlaştırdıklan fılm ithali, sınemacılıgı hızia geliştinyor ve karlı bir ış alanı haline getırıyordu. Bunda, 1950 sonrasında Demokrat Partinin enflasj"onist ve gösterışlı ekonomik siyasetinın Türkiye'de kısa vadede yarattığı gelişmenin ve kentlerin metropol leşme, kasabaların kentleşme, köylerin ise teknik buluşlara daha geniş biçimde kavuşma sürecine gırmiş olmalannın da etkısi vardı kuşkusuz... Böylece, 195068 dönerainde sinemacılık hızla gelişiyor, sinema sayısı 1949'daki 200 sayısından, 1968de 1400lere ulasıyordu. Yalnızca kapalı salonlan veren bu sayıların yanısı ra, yine 1968'de açık sinema sayı sı da 1500'ü geçiyor. toplam sayı 3000'e ulasıyordu. (1). Sinemacı lık, 1970'lerin ortasma dogru T V nin etkisiyle inişe geçme dönemi ne dek sürecek parlak çagına eriş mişti. HAFTANIN FİLMLERİ Altın ve Delicesine ALTIN (G01D1/YÖNETMEN: PETER HUNT/MÜZiK: ELMER BERNSTEirJ/OYUNCULAR: ROGER MOORE. SUSANNAH YORK, BRADFORD D i l l M A M , JOHN GiELGUD/RENKLi AMERiKAN/İNGiliZ YAPIMI (ATLAS. KONAK, MARMARA. vs.) Yıllardır yerli film . yabancı film olarak yaptığımız ayınmı yapmakta acep hata mı ettik? Ayırımı ideolojik olarak yapmak, bir fümin, yerli olsun, yabancı olsun, hangi ideolojiye, hangi sınıfsal çıkarlara hizmet ettiğini, hangi dünya görüşü dotnıltusunda seyircisini şartlandırmaya çalıştığmı araştırmak daha mı iyi olurdu? Bu soru Üzerinde kuşkusuz daha uzun boylu durmak gerekecek... Bu hafta gördüğümüz .Altın» isimli îngiliz ve «Delicesine» isimli Türk filmleri, çok ayrı konuları isleyen değişik türde filmler olduklan halde, ortak bazı yanlar taşıyorlar. Altın», bir serüven filmi... Afrika'daki bir altın madeni çevresinde dönen oyunları sergiliyor. Madeni işleten sirketın yönetim kurulu, asıl sahiplere ve kuruculara haber vermeksizln korkunç bir oyun planlıyor: Madeni büyük bir yeraltı gölünden apran dev seddi yıkarak madeni (binlerce kişinin ölümü pabasına) su altında bırakmak, ve dünya altın fi DEUCESiNE/YÖNETMEN: OSMAN FAHiR SEDEH/ SENARYO: SAFA ÖNAL/GÖRÜNTÜ: ÇETiN TUNCA/OYUNCULAR: KADiR INANIR. SONiA ViViANi. FİKRET HAKAN. ALi SÜRURi. MEMDUH ÜM, ELiF PEKTAS.. OSMAN SEDEN (SARAY. SAN, V$) da kesin bir şey soyleyemiyecegiz. Cinsel bunalımlar içinde kıvranırlarken, bir tür «ideal kadın» olarak gördükleri bir îtalyan film yıldızmı kaçıran ve sonra Daslan derae giren dört arkadaşın oyküstlnü anlatıyor bu film .. Konu abartılnuş bile ols?!.. bizim ton ıır..unnı?.a ivi uyarlanmış. Özellikle başlarda toplumumuzda var olan ve farklı toplumsal kesimlerde kadının farklı yeri ve davranışları, basın, TV, reklamlar, afişîer gibi kitle haberleşme araçlannın cınsiyeti sürekli olarak kullanmalan gibi oluşumiarla da geliştirilen cinsel açlık ve doyumsuzluk sorunu, bir hayli basanlı biçimde veriliyor. Film, bu ilginç giriş bölümünden sonra sorunu oldugu yerde bırakıyor gerçi; bir serüven, kapıpkovalamaca filmi olup çıkıyor. Ancak, kendi suurlan ve amaçları içinde ele aluıuı gında, «Delicesine», yine de sinema diü olarak aksamayan, profesyonel anlamda çözümlenmls bir film sayüabilir. Seden'in çalışması, bu anlamda başarılı. Dış mekânlann kullanılışı, oyuncu yönft ruz!... İKİYANU 50MURÜ: Evet, salon çogalıyordu, ama film sayısı daha da büytik oranda artıyordu. Önemli devalüasyon sonralarımn geçici durgunlugu dışında, 1950lerden sonra sürekli olarak artan ıthal filmi ve yerli film sayısı, yılda 400 kadar yabancı, 250 kadar yerli filmle, 650 gibi Türk iç pazannm gücünün çok ötesinde bir sayıya ulasıyordu. İşte bu olgu, Türkiye'de sinema yaşamının sağ lıklı gelişmesine çok aykırı bir durumu, «sinemacı egemenliğisni dogurdu. Film bollugu ve seyircinin süregiden ilgisi nedenijtle, sinema salonu sahıpleri. dünyamn, hiçbir ülkesinde ^örülrnemis ' Bir sömüriiye. bir saygısıztıja gitiler. Sömürü ve s a y g « g ı k , *ç!ft yönlü olarak işliyordu:" Hem film ithalcisi ve yapımcısı, hem de seyirci sömürülüyordu. Pilmler binbir nazla seçiliyor, iş yapsa bile yeni bir filmin kazanç umuduyla ikinci, üçüncü haftalara fırsat verilmiyor, iş şansı üzerinde biraz tereddüt duyulan. biraz yenilik, degişiklik taşıyan filmlere hiçbir şans tanınmıyordu. Sınemacının astığı astık, kestigi kestikti. Üstelik fUm. yalnızca bir «meta» olarak alınıyor, sanat eseri niteligi hiç mi hiç düşünülmüyor, böylece uzun bir filmin ya seans saatlerine uydurmak, ya reklâm filmlerine yer açmak, ya da makinistin keyfi öyle istedigi için orasmdan burasından kırpılması, «atlatılması», günlük olay niteliğine bürünüyor, yenilenrneyen, yeni teknik a» şamalara uydurulmayan gösterim koşulları nedeniyle, karanhk. titrek görüntüler. boğuk ve anlaşılmaz sesler sej'irciye (hem de en lüks sinemalarda) hiç utan maksızuı sunuluyordu. Tüm bu olgular, Türkiye'de. bırakımz sevirciye ve sinema sanatına saygıyı, ama ilgi gören, ismi >Huyulan bir filmi olabildiğince göstererek toplayabileceği paranın azamisini toplamak gibi, kapitalist mantığın en başit gereğine bile uymaksızm. yıllar yılı sürüp gitti. Yapılan uyarmalara karşm, sinemacılar bildiklerini sürdürdüler. Hâlâ da siirdüriiyorlar!. KAD1K0Y AS (36 00 50) : Bir tçim Su G. Guida R.T. KAFKAS (37 43 6») : Randevu T. Yiğit C. Karahan R. OCAK (36 37 71) : Gece Kuşu Zehra T. A'tan H. Soygazi. OPERA (36 08 21) : Ördek Çıkacak Kaz Çıkacak A. Akbaş. REKS (36 01 12) : Delicesine F. Hakan K. Inanır R. SÜREYYA (36 06 82) : Dobermanlann Dönüşü R.I. Velhasıl, sinemacı cephesind» hiç bir «akıllanma», hiç bir «çagdaşlaşma» olayı yoktur. Hâlâ en kısa vadeli çıkarlar üsttine oyna ma, hâlâ seyirciyi saymama ve aptal yerine koyma, hâlâ bir filmin bütünlügünü bilmezlikten gelme, hastalıklan sürüp gitmektedir.. HAKU OIDUKURI TEK NOKTA: Sinemacılann haklı oidugu şeyler yok mudur? Kuşkusuz vardır. Bunlann başında Türkiye'de sinema bilet fiyatlarının diger ülkelere kıyasla çok ucuz oldugu, hızla pahalılasan hayata karşı, bilet fiyatlarının son 1015 yılda çok az arttırıldığı söylenebilir. Belediyelerin bu konudakl anlayışsızlığından yakınılabilir. Ancak bu haklı yakınmalar bile. sınemaların yapageldikleri yanlışlan haklı çıkarmağa yetmez. Türkiye'de sinemamn geldigi bunalım noktasından, yineliyelim, en çok sinemacılar sorumludur ve bir gün sinema tamamen çıkmaza girer, giderek batarsa, kimse onlara acımayacaktır. (1) Buradald sayısal bilgi. Sezih Cos'un As dergisi, Ağustos 1969 savısmdaki bir inceiemesinden aunmıştır. AKUMY BULVAR (21 35 78) : Deüeesine K. tnanır F. Hakan R. HAKAN (23 42 33) : Delicesine K. Inanır F. Hakan R. IPEK (22 25 13) : 1 Gece Kuşu Zehra T. Akan: 2 Tanta TİYÂTROLAR TlYATROLAR (Darcan) Lİ POYRAZOĞLU TİYATROSU Pazartesi. salı hariç her gün 21.30, cumartesi, pazar 15.30. BAKIRKÖY SANAT TİYATROSU «Tele Çorba» Pazartesi hariç her akşam 21.30. pazar 18.30, «E Memiş Ne Demış» Çarsamba, cumartesi. pazar 14.30. BİRLİK SAHNESİ (48 53 46) : «Faşizmin Korku ve Sefaelti» Carşamba. perşembe 21.15. cuma, pazar 18.15, «Katilleri Tanıyor Musunuz?» Cuma, cumartesi 18.15, pazar 15.15. ÇEVRE TİYATROSU (20 51 78) : cPamuk Eller Cebe» Pazartesi hariç her gün 21.30. cumartesi, pazar 15.00. DEVEKUŞU KAB. TİYATROSU (44 46 75) : «Haneler» Perşembe hariç her gün 21.30. carşamba, cumartesi, pazar 18.30. OOSTLAR TİYATROSU (47 04 08) «Sabotaj Oyunu^ Pazar. çarşamba 18.45. perşembe. cuma 21.30, «Ortak> Pazar 15.30. cuma 18.45, cumartesi 21.30. «Ezenler Eziienler» ş Carşamba 15.30. «Kerem Gibi» Cumartesi 15.30. «Alpagut Olayı» Cumartesi 18.45. GÖNÜL ULKÜ GAZANFER ÖZCAN TİYATROSU (46 80 91) : «Kızlara Göz Kulafc 01> Pazarteşi hariçhergün 21.30. cumartesi, HALK SAHNESİ OYUNCULARI (II 5* »1) : «Istasyon» Pazar, pazartesi, salı haıiç her gece 21.30, çarşamba, cumartesi, pazar 15.00. «Carar Ananın Silâhlam Pazar 21.30. IST. YENİ SAHNE (44 25 26) : «N'asıl Milyoner Olunur» Pazartesi hariç her gün 21.00, çarşamba. cumartesi 18.00. pazar 15.00. K A D I K Ö Y İL TİYATROSU (M. HEPGÜLER A. AÇAN) : «Koltuk Kavgası» Pazartesi hariç her gün 21.30. cumartesi, pazar 18.00. KENT OYUNCULARI (4i 35 89) : «Günden Geceye» Çarsamba 21.15. <Kafesten Bir Kuş U'çtu» Perşembe. cuma 21.15. cumartesi 18.15. 21.15. pazar 15.00. 13.15. çarşamba 15.00. NEJAT UYGUR TİYATROSU (22 41 12) : cSüleymaniyeli Paşazade Sülüman> Pazartesi hariç her gün 21.30. N İ S A S E R E Z L İ TOLGA AŞKINER TİYATROSU (47 11 St) cYavru Kuşlar» Çarşamba 15.30, cuma 21.30. cumartesi 15.30. 21.30, pazar 18.30. 21.30. cCaniko» Perşembe 18.30. 21.30. TEVFİK GELENBE TİYATROSU & 08 21) : «Dokunma Bana» Pazartesi hariç. her akşam 21.30. çarşamba 15.30, cumartesi. 18.30. ŞEHlR TlYATROLARl: HARBIYE (40 77 20) : «Bemarda Alba'mn Evi> Pazartesi. salı hariç her gün 21.00, cumartesi, pazar 15.30. <lkj Kova Su» Çarsamba 14.30. Cumartesi 11 00 FATİH (26 53 80) : cBesleme» Cuma 21.00. cumartesi, pazar 15.30 21.00 »Bu ölü Kalkacak» Salı 21.00, çarşamba. perşembe 18.00. 21.00. ÜSKÜOAR (33 03 97) : cSahtc Sofu» Pazartesi, salı hariç her gün 21.00. Cumartesi. pazar 15.30 «Pırtlatan Bal> Çarşamba 14.30. Cumartesi 11.00 KAOIKÖY (36 31 21) : cTatar Raraazar» Pazartesi. salı hariç her gün 21.00. Cumartesi. pazar 15.30 GÜLTEPE (64 27 71) : tBaba» Pazartesi. salı hariç her gün 21.30. cumartesi. pazar 15.30. BAYRAMPAŞA (25 43 28) : <Oten Hangisit Pazartesi. salı hariç her gün 21.00. Cumartesi. pazar 15.30 DEVLET TİYATROSU (44 31 91): cDüşüş» Pazartesi hariç her gün 20.30. çarşamba, cumartesi, pazar 15.00. : SiNEMATEK DERNEGi GENEL KURUL TOPLANTISI YAPILDI «ALTIN» filminde genç Infiliz yıldın Susannah York, yaşlı ve usta Amerikan oyimcıısu Ra; MiHand'Ia birllkte göriilüvor.. yatlannın bu olay üzerine nızla yükselmesiyle, ellerindeki hisse senetlerinin değerini 3/4 rnisli arttırarak zengin olmak... Ancak bu iş için kuilanmak istedikleri bir maden mühendisı (Roger Moore) oyunu son anda bozarak faciayı (kısmen) önlüyor... Bu tür filmlerin gerektirdiği heyecan / gerilım / ruhbilimsel inceleme / aşk gibi ögeleri bilinen ve gereken ölçüde kullanan, bu arada, büyük şirketlerin zengin olmakta başvurdukları insanlık dışı yöntemler için de belli ve haddinı bilir bir eleştiri dozu getiren bir film... Teknik açıdan ise gayet iyi çözümlenmiş, maden böltimleri, kalabalık sahneleri etkili biçimde çekilmiş, profesyonel bir başan... Üçüncü, beşinci sınıl filmlerle dolu öylesıne kısır bir mevsim geçiriyoruz ki, böylesine profesyonel anlamda «seviyeli» bir çaba ve «üstün yapım> nitelikleri taşıyan bir film bile insana sevlmli gelebiliyor... «Delicesine», söylendiğine göre Irwing VVallace isimli bir Amerikalı yazann aynı isimli romanından alınmış. Romanı okumadığmuz için bu konutimi, özenli bir kurgu, filmin seyredilebilirliğini ve sinema dili olarak düzeyıni bütünlüyor. Görüldüğü gibi, bu iki filmin de ortak yanı, sinema dili olarak sorunlarmı çözümlemiş, kendi amaçlanna erişmış olmalan. . Bu amaç da, kuş. kusuz seyirciyi oyalamak, vakit geçirtmek... Bu açıdan, zaten meslekseı sorunu pek bulunmayan Batı sinemasma kıj'asla, «Delicesinennin erişebildiği nokta daha da önemsenmelidir. Ancak, buradaki «başan», yineliyelım, jalmzca belli bir teknik ve profej.yor.el düzey sorunudur. Yoksa, bu filmlerin neyi anlattığı, hangi mesajı, nangi düsünceyi getirdiği, seyirciye yeni olarak ne verdiği sorulduğunda yanıt, iki film için de olumlu olmayacaktır. Sinemamızın «Delicesine» ile eriştigi «sinema dili» düzeyi, kuşkusuz, bu düzeye henüz erisememiş yüzlerce Türs filminin varlıfı yanında bir şeydir. Ama artık bu düzeyin aşılarak, daha bizden. daha gerçek, daha toplumsal ve halkımıza daha yararlı konuların, daha özgün sanat eserleri biçiminde ortaya konması zamanı da gelmiştir. Sinematek Dernegi 5. Olagan Genel Kurulu 7 mart pazar gunü toplanarak gündemindeki konulan tarüşmış ve yeni Yönetim Kurulu'nu seçmiştir. Kongre Başkanlığı'na verilen bir önerge üzerine Sinematek Genel Kurulu grevde bulunan Acar Film Stüdyosu işçilerine asağıdaki telgrafın çekilmesini oybirliği ile kabul etmiştir. «ACAR FİLM STÜDYOSU IŞÇÎLERİ GREV KOMİTESİ İSTANBUL Genel Kurulumuz, toplantısında, haklı grevinizin desteklenmesini kararlaştırmıştır. Candan sevgilerimizle. Kongre Başkanlık Divaru Adına Rekin Teksoy» Yapılan seçimler sonunda yeni Yönetim Kuruluna şu kişiler seçilmiştir: Mengü Ertel, Atilla Dorsay, Ferrun Doğan, Üner Argüden, Sağlam Dalaman, Mahmut Tali öngören ve Gencay Gürsoy. ECZANELER BAKIRKÖY: Ataköy, Murat (Yeş. Köy), Atalay (Kanarya), Yeni (Küç. Çek), Ünal (Sefaköy), Fikret (Esenler), Yeni Osmaniye, Uzay (Bah. Evl), BEŞİKTAŞ: Günseli, Sürmen, Çınar (Ortaköy), Arnavutköy, Akgül (Akatlar). BEYKOZ: Iksir (P. Bahçe). BEYOĞLU: Beyoğlu, Kember. Gümüşsuyu. EMİNÖNt": Ersoy (S. Ahmet), Çınar (Beyazıt), Mesir (Lâleli). EYÜP: Petek, Türeyen Cmit (Bayrampaşa), Yeni (Rami), Numune (Silâhtar). FATtH: Saraçhane, Gümüş, Olcay, Haseki Yıldız, Abant (Çapa), Duygu (Ko. Mu. P a ) , Cibali. G. O. PAŞA: Derman (Küç. Köy), Yeni Hürriyet. KADIKÖY: Altıyol Huzur, Pelin Bahar. Gürkan, Kız. Top\ Tanyer, (Çiftehavuzlar), Ercan (Bostancı), Gülsen (ŞaşkınbakK.4R.\KÖY: Bülent. KASIMPAŞA: Karadeniz, Dikilitaş (Hasköy). SARIYER: Güçlü, Merkez (Istinye). ŞtŞLl: Kent, Ersoy, Özyar. Hürriyet (Mec. Köy), Cem (Çağ | layan), Mehmet Ruşen (Çelik ] tepe), Seher (Sanayi Mah.), I Semt (Gürsel Mah.), ÜSKCDAR: Evren, Toptaşı, Selimise. Beylerbeyi, Karadeniz j (Ümraniye). i EiZDE EKSiK OIANUR: Türkiye'deki bu sinemacı egemenliği, görüldüğü iizere çeşitli zararlar getirmiştir. Yıllar yılı gösterilmiş olan sayısız film, yapabilecekleri işin belki yarısını yaparak gösterim dönemlerini tamamlamışlar, unutulup gitmişlerdir. Yine bu tutum nedeniyledir ki yapılabilecek veya TELEVIZYON 17.59 18.00 AÇILIŞ MİNİK FİL Küçük seyırciler için hazırlanan kukla film dizisinin «Gökteki Cadı» adlı bölümü yayınlanacak, minik fil Mumfie, Cadı tarafından kaçırılır. Ancak Mumfie'nin öteki arkadaşlan... POLLYANNA Çocuklar için hazırlanan sürekli filmin altıncı ve son bölümü yayınlanacak. Bu bö'lümde, Pollyanna'nın düşmesi sonucu belden aşağısı felç olmuştur. Ancak Pollyanna fel olduğunu bilmemekte, sadece ayaklannın kırıldığını san maktadır. Doktor, Polyanna için yapılacak bir $ey olmadığını bildirir ve Nanoy'nın karşı gelmesine rağmen felç durumunu Poll yanna'ya açıklar. Pollyanna ise artık hiçbir şeyin kendisini mutlu edemiyeceğini söylerse de sonunda... MGZtK BtLMECESİ Çetin Izbul'un sundugu programda seyircilere çok sesli sanat müziği dalında görüntülerle sorular so ruluyor ve bir program larının cevaplan verilerek kazanan izleyicilerin isimleri açıklanıyor. İSTİKLÂL M.4RŞI VE MEHMET AKÎF İstiklâl Marşı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'n de kabulünden 55'nci yıldönümü dolayısıyla televizyon egitim yayınlan şu besince hazırlanan bir program sunulacak. Programda, İstiklâl Marşının j*azarı Mehmet Akif'in hayatı, sanat kişiliği, milli mücadele yıllarındaki çalıs malan ve toplum görüşü konu ediliyor. Programda ayrıca, İstiklâl Marşı'nın güftesi görüntülerle sunulüj'or ve tahlili ile yorumu yapılıyor. Bu arada, İstiklâl Marşı'nın 55 yıl önce Türkiye Büyük Millet Mec lisinde kabulü ile ilgili görüşmeler hakkında bilgi veriliyor, aynca, Mehmet Akif'in hayatta bulunan yakınlan ile yapılan görüşmeler sunuluyor. Mevlid Kandili dolayısiyle Bursa Ulu Camii'nde oku nacak olan Kuranı Kerim ve Mevlidi Serif naklpn yayınlanacak. Î2.45 GÜNE BAKIŞ 23.00 PROGRAM VE KAPAMS 05.00 05.05 06.00 06.02 06.30 07.00 07.02 07.07 07.30 07.40 09.00 09.02 10.00 10.01 Açılış, program ve kısa 11.00 haberler 11.01 Türküler, şarkılar ve oyun 11.20 havaları 11.40 Kısa haberler 12.00 Günaydm 12.05 Kur'ânı Kerim, Açıklama 12.10 sı ve Yorumu 12.55 Kısa haberler Köye haberler 13.00 Bölgesel yaym ve reklâm 13.15 lar 13.30 Haberler 14.32 Sabahtan sabaha 15.00 Kısa haberler 15.01 Kadın dünyası 16.00 RADYO TRTI 19.10 Kısa haberler Arkası yann Kısa haberler Türküler Çeşitli müzik Şarkılar Bölge haberleri Reklamlar ö ğ l e üzeri Reklamlar ve Kadyo Televizyon program haberleri Haberler Oyun havalan Bölgesel yaym Sizlerle birîikte Kısa haberler Okul radyosu Bölge haberleri 16.05 16.20 16.45 17.00 17.02 19.00 20.15 20.30 22.00 22.02 22.35 23.00 23.10 00.55 01.00 F 18.10 Çocuk bahçesi Kısa haberler Akşama doğru Haberler Saz eserleri Mevlîd Kandili Dolayısıyla Naklen Mevlid yayını Kısa haberler T.B.M.M. Saati Türk hafif müzigi Haberler Hafta sonu Kısa haberler 05.00 Gece yarısı. Durmuş Yazıcıoğlu'dan Türküler Ünlü Eserler, Ünlü Yorum cular TRT III 07.00 07.02 08.0U 09 00 10.00 11.00 1130 12.30 13.00 13.30 14.30 15.00 16.00 17.00 18.00 19.00 19.30 20.00 21.30 22.30 23.00 24.00 01 00 Açılış ve program Güne başlarken Sabah konseri Plaklar arasmda Günün konseri Leon Russel söylüyor Diskoteğimizden Oğle konseri Çeşitli hafîf müzik Plak dolabından Olağanüstü yorumcular Gençler için Müzik sohbetleri Besteci anlatıyor Sizin seçtikleriniz Hazırlayan: Nejat Çetinok Klasik Türk müziğinden seçmeler Bir albüm Konser saati Geceye doğru Hazırlayan: özcan Atamerl Caz dünyası Hazırlayan: Erol Tokav Gece konseri Gece ve m^ık Program ve kapanış IKi YENİ DiZi BU HAFTA BAŞLIYOR kez TV yöneticilerinin ne olacak. tutumu 08.00 09.00 09.30 09.45 10.15 10.30 11.00 11.30 12.00 12.30 13.00 Cumartesi akşamından İtibaren de Petroçelli ekrana gelecek. Gelecek cumartesi akşamından itibaren de Petroçelli ekrana gelecek. Bu cumartesi Uzay 1999'u son kez izleyecegiz. Fotoğraflarda «Hür Doğanlar* dizisinden bir tatme görülüyor. 18.35 önce sorulan müzik soru 28.00 HABERLER VE HAVA DURL'MU (Zafer Cilasun Ülkü Kuranel) 20.45 NAKLEN MEVIİD TAÎINI Bu haftadan itibaren iki yeni dizi geliyor ekrana. îlki pazartesi akşamları İnsan Avcısının yerini alacak. Hür Doğanlar adım taşıyan dizi İnsan Avcısının saatini alacak ise bir çok TV izleyicisi onu da izleme olanağı bulamıyacak demektir. Çünkü sevilen bir dizi olan İnsan Avcısı da çeşitli isteklere ve şikâyetlere rağmen 18.45 gibi herkesin yolda oldugu saatlerde verilmekta devam etmistL BakaJun bu TRTII Gün başlıyor Olaylann içinden Bir solistten türküler îlçe ilçe Anadolu Bir solistten türküler Bir solistten şarkılar ve saz eserleri Küçük konser Türküler geçidi Öğle müziği İki solistten sarkılat Haberler 13.15 13.30 14.00 14.30 15.00 15.30 16.30 16.50 17.00 17.30 18.00 18.30 Çeşitli müzik Olaylann içinden Yabancı dil öğrenelim Hafif Batı müziği İstiklâl Marşının TBMM'ce kabulü (55. yıl) Konser saati Arkası yann Hafif müzik Yurttan sesler Türkçe sözlü haftf müzik Din ve ahlâk sohbetl Karma fasıl 19.00 19.30 19.45 20.15 20.30 21.00 22.00 22.45 23.15 23.00 23.35 24.00 Haberler Hafif müzik Açıklanmamış belgeleriyle 93 harbi Bir solistten şarkılar Olaylann içinden Spor gazetesi Cumadan cumaya Klasik Türk müzigi Bir romanımız var Haberler Türküler ve oyun havalan Kapanış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle