Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ACHESÖN'ÜN, PAPANDREOU YA YAZDIĞI MEKTUP ACIKLANDI • OMlO A B D l i YORUMCU AÇIKIÂMASINA MZBERGER'iN GÖRE, ABD D l ^ l E R i BAKANI DEAN ACHESON, 1964 YILINDA BASKAN JOHHSOK'UH OHAYIYU YUNAN BA$BAKANl lESiHi AZAMİ URTTi. GE0R6E PAPANDREOU'YA iÇN TÜRKiYE'YE YAZDIĞI MEKTUPTA; ENOSiS'E MÜOAHAENGELIEMEK BASK1NIH YAPILACAĞIHt BE JUl <»&»«•»« '•7 iktidar konusunda çekimser davrannıay Federal Almanya'da yayınlanan DER STÎEGEL dergisi, Batı Almanya'nm eski BaşbaKam ve Sosyal Demokrat Parti Lideri Willy Brandt'ın, Batı Avrupa'daki komünist partüer ve Avnıpah sosyalistlerle komünistlerin ilişktleri konusundaki görüslerini alrnıştır. Brandfın DER SPÎEGEL'de yayınlanan görüşleri, 2425 ocak'ta Paris'te yapılan Güney Avrupa sosyalist partüeri toplantısında sen bir düle eleştîrilmişür. Görüşmenın geniş bir özetinl okurlanmua sunuyoruz: SORD Avnıpalı sosyal demokrat ve sosyalist partilerin Kopenhang'taki toplantısında, Batı Avrupalı komünistlerin işbirliği yapumaması konusunda kesin ve açık bir anlaşma sağlanamadı. Niçin? 0 CEVAP Batı Avrupalı sosyal demokratlann tümü, demokratik sosyalistler Ue komünistler arasmda temelde önemli îarklüıklar olduğu konusunda görüş birliği içindeclir. Ancak, Kopenhag'ta toplanan bütün partiler, bizim top. luluğumuzun diğer ülkelerde ne yapılacağına karar verilen bir genelkurmay olmadtgının da bilincindeler. Örneğin biz Alman Sosyal Demokrat lan, izleyeceğimiz politikaya böyle bir konlerans ta müdahale edilmesine hiç bir zaman izın vermeyiz. SORL' O halde Italyan Sosyalist Partisi lideri De Martino'nun Kopenhag Konteransı'ndan hemen iki gün sonra Komünist Parti lideri Perlin guer ile buluşmasma SPD (Alman Sosyal Demokrat Partisil karşı değil. • CEVAP Bizim ve NATO'ya üye ülkeler deki meslektaşlanmızm Italya'daki durum konusunda duyduklan kaygı. De Martino'nun partisine yönelmiyor. Çünkü ttalyan Sosyalist Partisi, komünistlerle bir halk cephesi hükümeti kurmak eğiliminde değil. Sosyalist Parti Hıristiyan Demokratlar'ın komünistlerle isbirligı yapmalanndan kuşfcu duyuyor. Hıristiyan Demokrat Partili olan hükümet başkanı bir süreden beri Italya'nm guçlü Komünist Partisi'nin lideriyle görüşmeden önemli bir karar almaz oldu. Bu durumda îtalya'daki esas sorun, oradaki Hıristiyan Demok ratlann gelecekte Komünist Parti ile olan Uişkile rini nasıl düzenleyeceklerdir. SORU Fransız Sosyalist Partisi lideri Fran «OER SPiEGEL» DERGiSiHE DEMEÇ VEREN SPD BAŞKANI: «ALMAN SOSYAL DEMOKRAT PARTİSİ, SjMDiYE OEĞiN BAJARD1ĞI GiBi, GEIECEKTE DE ÜLKEMtZDE KOMÖNiST PARTiNiN ÖNEMSiZ VE K.ÜÇÜK BİR PART, OLARAK KALMASIKI SAĞUMAK iCiN EliNDEN GELEHi YAPACAKTIR» «SPD, DİĞER ÜLKELERDE NE OLDLJGU iLE iLGiLENMEK ZORUNDADIR. GÜNEY VE BATI AVRUPA ÜLKELERiNDEKi PARTilERDE NE OIUP BiTTiGi KONUSUNDA BiLGiMiZ OLMASI DA BUNA DAHiLDiR. SON YILLAROA BU BiLGiLERi KOLAYUKLA SAĞLAYABiliYORUZ... "TÜRKİYE'NİN ENOSİS'E MÜDAHALE ETMESÎNE ENGEL OLACAĞIZ,, •Internattonal Herald Trit>une> gaîetestnde tarunmış Amerikalı yorumcu C.L. Sulrberger'in NATO ve Kıbns anlaşraazlıji konusunda. bir yazosı çıkmıştır. Sulzberger yazısında, ABD Dışişleri Bakanı Dean Acheson'un 1964 tarihlnde Başkan Johnson'un onayıyla Yunan Başb&kam George Papandreau'ya yazdığı mektupta, «TüTkiye'ye Kıbns'ta toprak iddialanm terketmesi için her türlii baskıyı yapmaya hazır oldugu» belirttiğini açıklamaktadır. '1 JOHKSOH: EHOSiS'E MÜDAHAIE ETMESiNiN OMLEMMESi TtİRKiYE'YE AIAMi BASKINIH UPIIMAMRI Batı Alman Sosyal Demokrat Partisi Lideri Willy Brandt Batı Avnıpalı komünistlerin gelişme süreci, Batı ittifakııu olumlu yönde etklleyebl lecek noktaya gelmemiştir.. çois ^îit;err6nri'ın Kopenhag Konleransı'nda, kendi partisinin Fransız Komünist Partisi ile ilişkisini tüm Güney Avrupa için model olarak önermesi, Federal Almanya Başbakara Helmut Schmidt üe Mitterrand arasında geniş tartışmalara yol açtı. • CEVAP Ne Helmut Schmidt, ne de ben, Mitterrand'ın iç politik sorumluluklannı sımrlayabiliriz. Alman Pransız ortak anlaşmasında Fran sa hükümeti ile daha güçlü ve güvenli işbirliğinin gerekliliği savunulmaktadır. Ancak Fransa ve İtalya'da tarihsel ve güncel nedenlerle Komünist Par tüer büyük parti durumundadırlar. Ve bizlerin bu partilerin halk arasuıdaki güçlü durumunu b« ğenmememiz ve dost ülkelerin hükümetlerinde onların yer almalannı istememiz onların hâlâ popüler olmalanm engellemiyor. Ancak bu, demok ratik sosyalizmin Batı Avrupa Komünist Partileri ni etkilemediği anlamma gelmez. Bu arada bu partilerde son zamanlarda öze ilişkin değişmelerin başlangıcını gördüfümüzü de söyleyebilirim. SORU Öyleyse SPD de, komünistleri kolaylıkla solda ttsk başına bırakamaz... 9 CEVAP Temel yargılanmızda bir değişiklik olmamakla birlikte, şunu da belirteyim Ki, komünist üünyada ilginç gellşmeler oluyor. Öt« yandan komünizmin eski tekelci bloğundaki yumuşamanın bizim tutumumuz sonucunda yeniden katüaşması da yanuş olur. SORU Batı Avrupa'daki bazı komünist partilerin Moskova'dan uzaklaştıklarını mj söylemek istiyorsunuz? • CEVAP Bizim ülkemizde bir zamanlar çok geçerli olan. hatta bir zamanlar benlm d« benimsediğiaı, «dünya komünizmi» tezi kuşkusui doğru değil. Çeşitli ülkelerde dogmatik süroçlerden ilginç uzaklaşmalar var. Bunların en güçlüsü de ftalya'da. Ancak bunların ne denli derin» indikleri ve ne kadar zamana ihtiyaçlan olduklan konusunda bir bilgim yok. SOBU Bu açıklamalar yalnızca iktldsra gelebilmek için kullamlan bir taktik olamaz mı? • CEVAP Son yülardaki olaylardan sonra komünistler bazı görüşmeleri daha dıkkatle izlemek zorundalar. Bunlar yalnızca taktik bile olsa, bazı degişikliklırre, ileriye dönük bazı olumlu gelişimlere neden olabilir. Kanımca Baü Avrupalı komünist partilerde bu ileriye dönük gelişmeler gerçekleştiginde ki şu durumda bu konuda en kuvvetli belirtiler ttalya'da var, o zaman bar ülkelerde durum azımsanmayacak ölçüde degişe^ cektit. SORU SPD'nin bu türden gellşmeler l»r şısında tutumu nedir? • CEVAP SPD ilk planda kendi ülkeslnd olanlarla ilgilidir. Biz şîmdiye değin başardığımı gibi, gelecekte de ülkemizde Komünist Parti'ni önemslz ve küçük bir parti olarak Kalmasını saj lamak için elimizden geleni yapacağız. Ancak SP diğer ülkelerde ne olduğu ile de ügilenmek zı rundadır. Güney ve Batı Avrupa ülKeierinde partilerde ne olup bittiği konusunda oılgımiz ( ması da buna dahildir. Bu söyledikierım valnıı komünist partüer içm değil, Hıristiyan Demokn lar ve diğer partüer için de geçerlidir. Son s larda partiler arasında resmi ilışk) kurmaya siyasal görüş (arklıhklan nedenıyıe tartışm: gerek kalmadan, diğer partiler hakkmda bügi a biliyoruz. Bunu yalnızca biz degil örnegın Aln Kıristiyan Demokrat Partisi de yapıyor, diger kelerdeki komünistlerin ne düşündükleri. ne oı da güçlü olduklan konularında bilgı toplu SORU Bu etkenler îtalya'da olduğu | Ulke politikasına daha güçlü katılacak ol'irU bu gelişmeler NATO açısından ne pbi sonuı beraberihde getirebilir? • CEVAP Sorun NATO ıçin Kuşkusu: plandadır. Batı Avrupa komünist partilennae 'zamanlarda görülen ilginç gelişmelere rağj NATO üyesi ülkeierdeki bu komünist partüe vunma konularmda ne düşünüyorlar acaba"? lar bu konuda bölünmüş değiller mi? Oı kendi ülkelerinin koşullarına göre parti proı larını, hiç bir güç taraîından rahatsız edıir saptayabiünelen, ancak NATO ile Varşova arasmdaki güç dengesi ile olanaklı. Öte yanda bu partiler kurulduklannci! yana kendi gelişimleri içinde kısa bir siı: çesine değin bir «Dünya Partisi»nin bir bc düler. Bu partiler NATO'nun saldvrgan bir ittilak değil de bir savunma ittiıakı olduŞı Sovyetler Birliği çevresindekı gruplaşmalaı zey Amerika ve Batı Avrupa'daki grupls arasında bir dengenin zorunlu olduğunu edebilirler mi? îşte bu nedenlerle bizim i« partiler konusundaki kuşkularunız anlaytş şüanmalı. Acaba komünist partilerin gelı; reci, Batı tttilakını olumlu yönde etkiley noktaya gelmiş midir? SORU Evet, gelmiş midir? # CEVAP Ben bu konuda kuşV Çünkü bu bir süreç sorunudur ve bu s rekli olarak aynı doğrultuda gelişse bile zamana gereksinmesi vardır. Aynca yalnı hington'un değil, Moskova"nın da çeşitli le komünistlerin İtalya'da hükümette göı sını kaygıyla karşılamadıklannı görmeb ilginç. SORU Sizce ttalyan Komünist P kümete ne zaman katılabüir't 0 CEVAP ttalya'da «tarihi uzla xak nitelenen durum kanımca yaituı gel çekleşmeyecek. Italyan komünistleri bir ve eyalette yönetimdeler. Ancak tilkeni litikasında sorumluluk altına girmeye rünmüyorlar. SORU Italyan Komünist Partisi da niçin çekimser davransın? a) CEVAP Şili'deki gelişmeleı davranışlarını büyük ölçüde etkilemişi Hükümeti'nin marksist başkanınm siyle noktalanan korkunç sonu, iktidaı tirişi ve askeri yöneticüerin terörü, ı pa'da bazı sorunlann ortaya aolmasır muştur. ömeğin sınırlı bir çoğunluk mi için yeterli mi? Toplumun gelişti rilebilmesi için daha geniş naüt kitle maya gerek yok mu? Bu halk kitlei tabakayı da içermesi gerekmez mi? SORC Şüi'de olduğu gibi, Anraîından hazırlanmış bir darbe Kot nin iktidara gelmesi halinde ttalya'dı nabilir mi? • CEVAP ŞUi'deö gelişme ka'run etkisinin çapı konusunda t3 uzadıya konuşmak istemiyorum. ötı ltalya'nm tabancalı bir general taral bileceğine de inanmıyorum. ttalya'd Yunan cuntasmın başıı iSTEDi Yeni savunma sntemi Sulzberger, yazısında aynca NATO'nun kanat tilkeleri arasında amaşmnUk sürdüğü takdirde, kanat ülkelerini dışarda bırakan daha ulak bir savunma sisteminin kurulmasını önermektedir Sulzberger'in yaaası özetle şöyle devam etmektedir. •NATO'nun kanatlan çöküntü içindedir. İngiltere ile İzlanda Morina balığı konusunda derin bir anl&şmazhk jçindedir. Portekizin geleceği belirsizdir. îtalya da aynı durumdadır. Birbirl Ue anlaşmazhk içlnde olan Türkiye ile Yunanistan ise NATO ile olan bağlanru gevşetmektedirler. AnVtara Ankara ... Ankara Ankara ... Ankara Anka ] Anaların mitingi anlamlı bir toplantıydı Analardan analara yiiıbin ç«4rı d«îıMıltl»rını aS tnilingi düzenllyvnler. Oysa Tjndoğan AlanındK »ncak bc^bin k\%\ toplandı, »ma çok «nlamlı bir topUntıydı bu. Analar konuştular, gecekondulardan gelenler, Çankaya'dan gelcnler, Utanbul'dan gelenltr, ozan, «cıact, hukukçu, ev kadını. Gündelikçi, iıçi kadınlar, blıim kadınlarımız bü1ünl«>lverdiler bir kamyonun üstünde. Kürk mantolu Kaıan Ktrkbir, örtmeli, atkılı Atiila Özkan'ın halası, Hüdai Erkan'm yanık anası, Istanbul'dan Zeytinburnundan gelenler, romanları yüıürvden uzun süre tutuklu ve jürgün kalan Sevgi Soysat. Sevgi Soysal ile Prof. Mümtaı Soyıal, cezaevinde evlenmişler, sonra birbirleriyle ve avukatları Uğur Alacakaptan ile köşe kapmaca oynar gibi biri girmiş, ötekl çıkmıtiı cetaevinden. 1 ! Mart döneminin görevlilerinden bln gazleri parlıyarak }öyle demişti bana bir gün: Bu yeni evlilere balayı yok, çocuk yapmak olanajı vrmeyectğiı. Bir komünist velet ekaik olsun. Genç bir karıkocayı bir araya getirmey! bit* vatan görevl «ayanlar vardı o günlerdc. biri jöytt demijli: f~ Ama Sevgi Soysal hamilt... Sevgi Soysal iki çocuğun anaıı olarak kalılıyordu Tandofian'daki mitinge ve bağırıyordu; Ölüm gerçek, asıl olan yaşamak. M Katiller bulunsun, evlât acısına son Bir yandan 4«nç kızlar delikanlılar vardı. Analar konuşurkan bağırıyorlar: Katil iktidar, kahrolsun fa^izm. Derkcn anaların lesi yüksellyor: '' Evlât acısına *on, katiller bulunsunl Sonra bir genç kızın gür sesi*. Tek yol devrim... Analar genç kıza denüyorlar*. Aman evlâdım biz buraya yalnız anaların »estnt duyurmağa geldik. Nese Kubat adlı bir kadın alıyor mikrofonu: Ben diyor, yumurtasız bırakılan bir erkeğin anatıyım... Bav örtmeli b i ' kadın kapıyor mikrofonu: Gecekonduda 250 lirayla nasıl geçindikltrint, çoeuklarını nasıl yeti^tirdiklerini, çocukları bir gece nasıl dövdüklerini, ölüm haberlerini nasıl aldıklarmı anlatıyor yana yana. Kızanlarımı okutmak, yedirmek için çırpınıyoruz, sonra ölüyorlar, kızansız hükümet d*rdim!zi anlamıyor. \ Elin« ilk kez mikroion almı^, ama bırakmıyor, bağırıyor. Okuma yazma blle bilmiyor belki ama yafamını anlatırken { tum kadmlann sesini duyuruyor, taritsiz kederler içinda ama dffcve vakur, hesap sorsr gibi, tuçlolart yarflılar glbi, fa*,izm nedir bilmiyor, eyltm m»dfr bilmiyor, *n*rş\ nedir bilmiyor, çocuğunun eğilimlerini, özlemlerini bile bilmiyor btlki, ama evladını yitirmenin acıııyla tüm gerçekieri yansıtıyor. Bir aralık «analar yürüsün» diye tempo tuttu gençler. Ama Gönül Haksal ve arkadaşları yürüyüşe iıin vcrilmtdiğlni söyliyerek konuşmaları »ürdürdüler. Miting boyunca hiç olay çjkmadı güvenlik görevlileri anaların loplantısma büyiik önem vermisler, çepeçevre sıralanmıslardı alana. Toplantı sona crlnce ylne çatıtmalar oldu. Bir ana söylt diyordu: Evlat acısına son verilsin diyt geldik evlâtlarımız dbvıilüyor yine. Pakistan'da ekonomik durumun düzelmekte olduğu bildiriliyor İSLAMABAD Pakistan'da ekonomik durumun düzeldiği bildi rilmektedir. «International Herald Tribune» gazetesinin îslamabad muhabirinin bildirdigine göre, 1971 yılında Başbakan olan Zülfikar Ali Butto'nun yönetunin de Pakistan ekonomisi şaşırtıcı biçimde gelişmektedir. Muhabire göre ekonomik duru mun gittikçe iyileşmesinden ötü rü Pakistan yitirdiği ulusal gururunu yeniden kazanmaktadır. Basbakan Zülfikar Ali Butto gazetecüere verdiği demeçte, «Ge lecekteki iki yıl içinde ülkemizdeki tarihsel evrimi gerçekleştirecefiz» demiştir. Fu arada Butto'ya karşı olanlar ülHenin kalkınma yolunda ilerlediğinl kabul etmekle birlikte Butto'nun baskı yönetirni kullandıgını beürtmektediTİer. Butto'ya karşı gelenler tutuklanmıştar. Seçimlerde ise hile ya pıldı|ı yolunda iddialar öne sürülmüştür. Butto. kendisi de par lamenter sistemine rağmen Pakistan'm Ingiltere'de olduğu tarn demofcratik bir rejimle yönetilmediğini kabul etmektedir. Pakistan Başbakam şöyle demiştir: «Cahil köylülerimizin kafalannı zehirleyecek nitelikte konuşmalar yapılmasına izin veremem.» Butto aynca Pakistan'a daha lazla özgürlük gelmesi için önce ülkenin ekonomik olarak kalkm ması gerektiğini belirtmiştir. Yet kililer Pakistan nufusunun 75 mil yon oldugunu ve bunun ancak beşte birinin okuyup yazma büdiğini açıklamışlardır. Bereketli lndüs nehri bölgesinden ötürü Pakistan yafcm gelbcekte önemli bir buğday ihracatçısı olabilir. Kimi gözlemci;ere göre ülkenin kuzeyinde vapıînsk ta olan büyük Tarbelo barajmm bu yıl bitiminden sonra, Patastan bugday ihraç etmeye başl*yacaktır. Öte yandan Butto'nun gerçefcleştirdiği ve kendi topraklarım bile etküeyen toprak reîormu ise, kırsal bölgelerde olumlu etkilerini göstermeye başlamıstır. (Dt$ Haberler Servisi) «Ufok HATOmu! Bu durümda ban çevTeler şu soruyu sormaktadırlar: Ittifak bugünkü durumunda devam nu etmeliî Yoksa bir zamanlar bazı NATO kuruculan tarafından ileri sürülen .Utak NATO. ilkesina mi dönülmeüdir?» «Ufok NATO. ilkesinde sınırh sayıh birbiri ile kaynaşmış ülkelerden oluşan bir savunma grubu öngörülmektedir. Bunlar Federal Almanya, Transa, İngütere, Benelüks ülkeleri, ABD ve Kanada'dır. Böylece kanat ülkeîeri arasmdaki anlaşmazlığın ittifakı sarsması önlenebilir. Bu anlaşmazhğın halen önde gelen örnegi Türk Yunan sürtüşmesidir. Bu iki ülke 1952'de NATO'ya kabul edildiklerinde, bazı diplomatlar, Atina ile Ankara'nın üyeUklerinin saglam bir ntteUk taşryaroayacağım rira, aralannda uzun süreden "beri çekişmeler bulundugunu ileri sürmüşlenü. Son olaylar bu diplomatların ne denli hakü olduklanm ortaya çıkarnuştır. NATO, şimdiye değin bu iki ülke arasındakl anlaşmazlıkta yararlı bir rol oynamamıştır. Bu konuda başanya en çok yakl&şan eski ABD Başkanı Lyndon Johnson olmuştur. Johnson'un onayı Johnson'un onayıyla, Dıştşleri Bakanı Dean Acheson 20 agustos 1964'te Yunanistan Başbakanı George Papandıeou'ya yardığı mektupta şöyle demişti: «Türkierin Kıbns'ta hükümran toprak iddialarını terketmeleri ve Karpas bölgesinde bir askeri üs taleplerinin boyutlannı azaltmak için azami baskıyi uygulamaya hazınm. Türkiye'nin, Yunanistanla Kıbns arasmda ENOSİS'i engellemeye kalkışmasınm ve ENOSÎS gerçekleşmeden duruma müdahale etmesinin önünü almak için elitnden geleni yapacagım. Bu konuda Türk hükumetinden söz alabilecefime inanıyorum, Türk İİJJU Bildiriyi ürpererek dinlediler Tandoğan mitingine gidenler, gitmeyenler, »kşamüstu radyolarda Kadınlar Birliği Genel Ba>kanı Günseli Özkaya'nın bildiriuni dinleyince tepeden Iırnağa ürperdiler. Bayan Öıkaya anaların direnme hakkmı yanlı*. yorumlayarak Taşıdiğı görevin sorumluluğundan kuriulma (abasmda, diya düşündiiler Onu artık hiç kimse Kadınlar Birliğinin Başkanı olarak görtmez Bu bildir) bir istifa niteliğinde, diyorlar. Anneler Birliği ve başka dernekler «evlâl acıtına son veıme» mitinginl desteklerden Günseli Oıkaya'nın suskunluğuna üzülmüştük bildiri tüy dikti, diyorlar... Tandoğan Alanında kadın yazarların, öğretmenlerin, profesörlerin, anarşi nedir, eylem nedir bilmeyen, ama çocugunu yitirmenin, çocuğu için can güvenliği isieyen kadmların, dertll anaların bulunduğu, böyle bir kalabalığı anarşlst eylemli bir kalabalık dive niteleyen, «evlât acısına son» diye bağıranları ıdemokrasi düşmanı» diye luçlayan Kadınlar Birliği Başkanının bu gorevden uzaklaşması isteniyor. Ozellikle Tabiî Senatörlerin cşleri çok üzuldüler bayan Ö ı kaya'nın davranışına. Çünkü bayan Öıkaya nın sokağa dokülmekle suçladığı analar arasında Tabii Senatörlerin e$leri v« yakrnları da vardı. Acıyla gülümsüyor, şöyle diyorlardı: 1%0'lardan bu yana kocalarımızla birlikte demokratik savaşda sınav veriyoruz. Gunseli Ozkaya da bir Tabii Senalor esi, yakın arkadaşlarını da kapsayan bir suçlamaya g i r i f mesini iizücü ve jaşırtıcı buluyoruz. Demirel hesap adam. ama matematik bilmiyor Başkent çevrelerinde Başbakan Dtmirel'e dönük sorular yoğunlastı. İyimser kadınlar }öyle diyor'. «Analar Başbakanlığa yürüseydi Demirel İstifa ederdi değil mi?» bir AP'Iİ kadın söyle diyor: «D*mlrel hiç bir zaman istifa etmez. Haria Cumhurba*kanı Karatat kararnamesini imzalamasaydı yine istifa «tmezdi. Ama koltuğu sallanmıyor mu? Yok, koltuğun bir bacağı kalsa yine de dikey durarak oturmayı sürdvirür. Bir loplantıda Belediye Başkanı Vedat Dalokay'a sordu kadınlar: «Oemirel gerçekten hesap adamı mı?> Dalokay eski arkadaşını }öyle tantmladı: «Süleyman hesap adamı değil, daha doğrusu arltmetik bilir de matematik bilmez, yalnız îîi'ya kadar sayar. Oysa matematik sayıtar değil, kavramlar hesabıdır.» Acheson bu teklitt İle birllkte bir de Kıbns haritası göndermişti. Haritada Karpas bölgesinde Türk üssü olarak önerilen yöre gösteriliyordu. Bu yöre, Kıbns'ın yüzde 5'ine eşitti. Ancak Papandreou, sonraki gelişimlerin ışığı altında «Delice olarak» nitelenebilecek bir kararla, son dakikada Acheson'un önerisini geri çevirmişür. Öneriyi Türkiye de olumsuz karşılanuştır. Başkan Johnson, daha sonra 28 agustos 1964 te Papandreou'ya Karpas yanmadasmın Türkiye'ye sürekli olarak terkedilmesini önermiştir. Ancak Papandreou bu öneriyi de gert çevirmiştir. <Dı? Haberler Serrlsi) HAZIRLAYAN: Müşerref HEKiMOĞLU BATILI ÇEVRELER "DETANT,,IN GELECEĞİ KONUSUNDA KUŞKULU ABD ve Sovyetler Birliği taralından 1969 yül ocağında başlatılan yumuşarna girişimleri, şu sıralarda ABD'de başkanlık seçimlerinin Sovyetler'de ise Komünist Partinin 25 Kongresinin yaklaşmasıyla yeniden ele alınmakta, tartışmalara "konu olmaktadır «Detant»m iki ülke yöneticileri taralından istenen düzeye gelmesi için SALT (Stratejik Süâhlann Sınırlandırüması Anlaşması) konusunda beliren görüş aynlıklarını giderme çalışmalan 6ürdürülürken Angola'da başlayan savaş oa yeni bir sürtüşme noktası olmuştur Angola savaşında sag egüimli örgütlere ve Zaire, ile Güney Afrika müdahalesine karşı Sovyetler Birliği ile Küba'nın çok geniş biçimde Marksist MPLA örgütunü ve hükumetini desteklemeleri üzerine Batılı çevreler yeniden «detant»ın geleceği konusunda kuşkulu olduklan temasmı işiemeye haşlamışlardır. Portekiz ve Ortadoğu sonmlan da detant'ı, Angola kadar olmasa bile olumsuz yönde etküemektedir. ABD'de önümüzdeki 2 kasımda yapılacak başkanlık seçimleri için propaganda çalışmaları başlarken, yönetime karşı öne sürülen eleştiriler arasında Kissinger'in detant çalışmalaruun ABD'nin zararma bir yönelim aldıgı biçiminde görüşler getirilmektedir. Buna karşüık Sovyetler'de ise Brejnev'in «yumuşak» diye nitelenen tutumuna karşı, aralannda politbüronun guçlü kişilerinden Suslov ile Ponomarev'in de bulundıığu bir grubun şiddetli eleştiriler getirdiği öne sürülmektfidir. Joıet Stalin'in 1953 yıhnda ölmesinden sonra üç kez iki süper devlet arasında yumuşama sağlanması yönünde girişimlerde bulunulmuş, ancak bu yönde en önemli adım ABD'de Nncon'ın döneminde, 1969 ocağında atılmıştvr. oranda tutulması kabul edilmiştir. Ancak söz konusu silâhlann niteüklerinde önemli degişiklikler ve ilerlemeler sağlanmasıyla bu anlaşma etkinliğini yitirmiş ve bu yü içinde imzalanması için çalışılan ikinci bir anlaşmaya gerek duyulmuştur. • TİCAKET ANLAŞMASI (1«2): Bu anlaşma ile ABD Sovyetlere kredi vermeyi ve Sovyet ihracat ürünleri için «en çok kayırüan ulus» ilkesi uygulamayı kabul etmiş buna karşılık da Moskova, U.Dünya Savaşı borçlannı ödemeyi kabul etmiştir. Ancak bu anlaşmanm uygulanması, bazı uyuşmazhklar sonucu Sovyetler taralından askıya almmıştır. • DENİZ VE HAVA SAVAŞ ARAÇLARININ KLXLANMINA İLİŞKİN ANLAŞMA (19Î2): Bu anlaşma uyannca her iki tarafa savaş uçaklan ve gemiler karşı tarafı kıskartıcı biçimde manevralar yapmayacaktır. Anlaşmanın imzalanmasından bu yana, ihlâl niteliğinde herhangi bir olay olamamıştır. • CZAY ANLAŞMAŞ1 (1972>t Sovyetler'le ABD'nin uzay çalışmalannda işbirliğini öngören bu anlaşma uyarınca 1975 yılı içinde ApolloSoyuz kenetlenmesı gerçekleşmiştir a) NVKLEER SAVAŞIN ÖNLEN1MESİNE lLİŞKtN ANLAŞMA (19Î3): Bu anlaşma, tehlikeli bunahmlarda farafların birbirlerine dsnışmalaruu ve gerginlikleri azaltma yönünde girişimlerde bulunmalarını öngörmektedir. • BLĞDAY ANLAŞMASI (1975): Bu anlaşmaya göre Sovyetler Birliği ABD'den 5 yıl süreyle her yıl 68 milyon ton buğday satın alacaktır. Bu anlaşmalar dışmda, ayrıntı nitp'.iğindeki konularda (biüm, enerji, atom enerjisinin ' ' " « " m v.b.) İşbirliği anlaşmalan açılardan kıyaslama yapan ABD çevrelert, Sovyetler Birliği'nın detanfdan kârlı, kendilerinin sie zararlı çıktığını öne sürmektedirier. ABD Sa%unma Bakanlıgmm görüşlerini yansıtan U.S. News and VVorld Repord dergisi. örnek olarak stratejik füzelerde on yıl önce ABD'nin Sovyetler'den dört kat daha güçîü o'.dugunu ancak son günlerde Sovyetler'deki 2.537 uzun menzilli füzeye karşıhk ABD'nin elinde sadece 2.142 füze bulunduğunu; ABD, yabancı ülkelerdeki askerlerini 900 bininı geri çekerken, Sovyetlerin 270 bin askeri daha yabancı ülkelere yoUandıgını; ABD'de toplam 2 milyon 130 oin kişinin silah altmda bulunmasma karşüık. Sovyetler'de 'ou miktann 3,5 milyonu aştığı öne sürülmektedir. ABD'nin çeşitli çevrelerde So^'etlerie girişilen ticaret ilişkileri konusunda da eleştiriler yapılmaktadır. Buna göre. ilk anlaşmalar sırasmda ABD sermaje çevreleri taralından Öngörülen miktara ulaşmayan ihracat düzeyi, Sovyetler'in sanayi ürünlerini son zamanlarda daha çok Batı Avrupa ve Japonya'üan almaya başlamasıyla önemîi bir Uerleme göstermektedü Sovyet ABD Tıcareı ve Iktisat Heyeti Başkan yardımcısına göre çok sayıda Amerikalı işadamı Sovyetler'den elleri boş dönmüşlerdir, bulann içinde Moskova'daki otelinde bir yıl malını satmak için bekleyeni bile olmuştur. Sanayi ürünlen alanında SovyetlerHe ticaretl yetersiz bulan bazı Amerikan sermaye çevrelerinin Kissinger'e. bu ülkeye bugday satışmı durdurması için baskı yaptıklan da öne sürülmektedir. ABD sermaye çevTelerinin bu yöndekl eğilimlerine rağmen detant» sorunu, esas olarak siyasal bir düzeyde ele ahnmaktadır ve ABD yöneticileri dikkatlerini özeUikle Angola gene) olarak Afrika ve Ortadoğu sorunlarına ^ >ı=rviı» esemen olan