28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKJ CUMHURlYET 19 $ul»f 1971 illi Savunma Bakanlığı G«nel Sekreterliği, Sıkıyönetim Askeri Mahkemelennde görev yaparken görevinden almarak başka görevlere atanan kim: hakimlerle, görevine son verilen Sıkıyönetim Mahkemelerini konu edinen son yaymlar üzerine bir açıklama yaptı. Bu açıklamada Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinde görev yapan hâkimlerin tarafsız oldukîırı. hiç bir etki altmda kalmadan her türlü politik inanç ve düşüncenin dışında görev yaptıklan, söz konusu yayınlarda bu konuda yapılan imalann yersiz ve haksız olduğu, Sıkıyönetim Mahkemelerinin ve işleyişlerinin Anayasaya uygun olduğu. bunun Anayasa Mahkemesince saptandığı bildirildi. 12 Mart'tan sonra kurulan Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri Cumhuriyet tarihimizde en çole insan yargılayan ve en yüksek cezalar veren özel mahkemeler oldu. Bu mahkemeler, sayısız idam, müebbed ağır hapis ve 136 yıl arasında değişen ağır hapis cezalan verdiler. Bu dönem. adaıet tarihimize her yönü ile incelenmesi gereken bir hukuk uygulaması getirdi. Önce açıklamak gerekir ki hâkimlerin ve mahkemelerin tarafsızlığı, hiç bir etki altında kalmadan yargılama yapmaları ve karar vermeleri, onların «bağımsız» olmalanna ve «hâkimlifc teminatı»na sahip bulunmalarına bağlıdır. Bağımsızlık ve teminat ise kişisel ve sübjektif bir konu olarak ele almamaz. Bir hakim. kişi olarak namuslu ve dürüst olabüir. Kuşkusuz bu. istenilen ve görevin gerektirdiği bir niteliktir. Ama bu nitelik, hukuk açısından yeterli değildir. Hukuk, her alanda objektif kurallar getirir. Yasaların niteliklerinden birisi de «objektif» olmadır. Objektif hukuk kuralları, sübjektif durumlann doğuracağı sakmcaları önlemeyi sağlar. Tarafsızlık, ancak bağımsızlık ve hâkim teminatı hallerinde geçerli olabilir. Bir hâkim ya da bir mahkeme bağımsız değilse, güvenceden yoksunsa, onun tarafsızlığı her zaman tehltkeye düsebilir. «Hâkimlerin, en kuvvetli teminatı, bizzat ahlâk ve seciyelerinin metanetinde bulacaklarma dair sık sık tekrarlanan bir söz vardır. Bu söz, bir hakikat payını ihtiva etmekle beraber demagojiye de çok müsaittir. Hâkimin, yüksek ahlâk ve kuvvetli seciyeye sahip olması şüphesiz ki lâzımdır, şarttır. Fakat. bu vasıflar kendisinin iktidar karşısmda istiklâlini temin için kâfl değildir. Zira unutmamak lâzımdır ki, hâkim de rühayet bir insandır ve iktidar kendisi üzerinde tasarruf edebilmek serbestismi haiz olduğu müd M I OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sıkıyönetim^ Yargıç, Güvence Halit ÇELENK ÇAGDAŞ HITKUKÇULAR DERNEĞt BAŞKANT detce onun istiklalinden bahsetmeye imkân yoktur.» (Prof. Dr. Münci Kapani. îcra Organı KarsısındA Hâkimlerin İstiklftli. s: 84) «Hakimlik teminatı, hakimleri korumak için değil, yargı organını bafımsızlığa kavuşturmak yoluyla adaletin gerçekleşmesini sağlamak için kabul edilmiştir. îdarenin arzusu ile.. mesleğini kaybedebileceği endişesıne kapılabilecek bir hakim, görevini adalet icaplanna uygun şekilde yapmakta müşkülâta düşebilir, bagımsızlığını kaybedebilir. Sadece bir hakimln bu duruma düşebilmesi ihtimali dahi, Anayasanın 133. maddesi ile kabul edi'.en hakimlik teminatmm ve 7. maddesinde yer slan mahkemelerin bagımsızlığı esasının zedelenmesine yeterlidir.» fAnayasa Mah. 15/5/1963 T. 963/125112 sayılı) k.). «Hukuk düreninde yeterlnce korunmayan bir görevlinin, kendi kaden üzerind"! söz sahıbi bulunan kişinin dileklerine aykırı davranmamak e§ilimini duyması ve bu eğilimin onun görevini aksmtabilmesi insan denilen varlığır. zayıf yanlarındandır. Görevlilerin hepsinin kanun dışı etkilere kapılmaksızın görevlerini yerine getirmeleri kuraldır, ancak görevliler arasında az da olsa, kimi güçsüz kişıleıin bulunabileceği ve bunlann görev. lerinde kanun dışı etkiler altmda kalabilecekleri de bir gerçektir. Genellikle hukuk kurallannın ve özellikle teminat sağlayan hükümlerin bu gibi dunımlan önleyecek nitelikte bulunması bir zorunluluktur.» (Anayasa M. 18/12/1967 gün ve 966/31 E. 967/45 K.) Göriilüyor ki, genel olarak nMhkemelerin. özellikle sıkıyönetim askeri mahkemelennin ve bu mahkemeierde görev yapan hâkimlerin tarafsız olabileceklerini. hiçbir etki altında kalmadan görev yapabileceklerini kabul edebilmek için onların 'fbağımsız» olmalan ve hakimlik güvencesine sahip bulunmalan zorunludur. Acaba bu mahkemelertn hakimleri bağımsıa mıdırlar? Hakimlik güvencesine sahip mldirler? Yürürlükteki yasalar açısından bu soruya olumlu yanıt vermek olanağı yoktur. Askeri Hakimler 357 sayılı Askerî Hakimler ve Askerî Savcılar Yasasına göre atanmakta ve görev yapmaktadırlar. Bu yas»nm 16. maddesine göre Askerî Hâkimlerin atanmalan, Milli Savunma Bakanı ile Başbakanın ortak kararnamesi ve Cumhurbaşkanının onayı ile yapılmaktadır. Demek ki atama ve görevlendirme. yüriitme organı yani hükümet tarafmdan yapılıyor. Atamayı yapan makam, gerek gördüğü hallerde hakimi görevinden alabilir, başka bir göreve nakledebilir. Nitekim şeçtiğimiz sık;yönetim döneminde karan beğenilmeyen birçok hakim görevinden almmış ve başka görevlere atanmıştır. Hatta Iıtan. bul 1 Nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi toptan ortadan kaldırılmıştır. Bu hukukaal durum karsısında, anılan hükümlere göre atanan bir hâkimin, kendisini atayan hükümet karşısmda bagımsızlığından ve teminatından söz edilebilir mi? Oysa Anayasanın 7'nci maddesi mahkemele rin bağımsızhği flkesinl ve 132'nd maddesf de hiçbir organ, makam, ya da kişi tarafından mafıkemelere emir ve talimat verilemeyeceğinı, telkin ve tavsiyede bulunulamayacağım hükme bağlamıştır. Bu duruma göre Askerî hâkimlerin atanmalanna ilişkin yasa hükümlerinin. Anayasanın hâkimler için getirdiği «bağımsızlık» ve «teminat» ilkelerine aykırı düştüğü açıktır. Nitekim Anayasa mahkemesi. değil hâkimlerin. C. Savcılarının bile Adalet Bakanı ve Başbakan tarafmdan atanmalannı Anayasaya aykın bulmuştur. (Anayasa M. K. R. G. 1R.4.1*9«8 gün ve 12878 S.) Bu karar, atanmalan ayni hükümlere göre yapümakta olan Askerî hâkimler için öncelikle geçerli olacaktır. Bu nedenlerledir ki genel mahkemelerde görev yapan hâkimlerin atanmalan, yüriitme organından bağımsız. «Yüksek Hâkimler Kurulu» tarafından yapılmaktadır. Geçtigimiz Sıkıyönetim döneminde, Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinin kuruluşuna itiraz edilmiş ve 357 sayılı yasanın İR. maddesinin. Anayasamn 7, 8, 32, 132, 133 ve 138 maddeleriyle getirilen yargı ilkelerine aykırı olduğu ısrarla ileri sürülmüş ve itirazın Anayasa Mahkemesine götürülmesi istenmiş ise de. bütün Sıkıyönetim askeri mahkemeleri dayanaksı* gerekçelerle bu itirazı reddetmi$ler ve Anayasa Mahkemesince k o nunun incelenmesine olanak vermemişlerdir. Böylece son derece ciddî ve önemli olan ve kamuoyunda kuşku ve duraksamalar yaratan bir konu yargı denetiminin dışmda bırakılmıştır. Milli Savunma Bakanlıgı genel sekreterliğinin açıklamasında sözü geçen Anayasa mahkemesi karan, inceleme konusu «bağımsızlık» ve «hâkim teminatı. konulannı inceleyen bir karar olmayıp Sıkıyönetim komutanlıklarının yetkilerine iliskln bir kar»rdır. SONUÇ: Sıkıyönetim askeri mahkemelerinde görev yapan hâkimlerin atama ve yer değiştirmelerine ilişkin yasa hükümleri. Anayasanın «Mahkemelerin bağımsızlığı» ve «Hâkim teminatı> ilkelerine aykırıdır. Bu hakimleri atama re yerlerini değiştirm» yetkiai hükümetten alınmalı ve Yüksek Hâkimler Kurulu'na ya da kurulacak benzeri, bağımsız bir kurula verilmelidir. Yürürlükteki yasa hükümlerine göre bu mahkemelere atanan hâkimlerin objektif yönden bağımsız olduklarmı, hâkim teminatma sahip bulunduklânru kabul etmek olanaksızdır. Ne Söylesen, Bir Fazla.. Y azmak içîn kâğıdı makineye geçirdim; bir sürü konu var değinilecek; ama, son günlerde bir minibüsün arkasında gördüğüm bir tümce hiç aklımdan çıkmıyor. Bildiğiniz gibi ulkemizde eörenek oldu. Taksilerin, minibüslerin. kamyonlann arkasına özdeyişler yazıyorlar. Içlerinde çok ilginçleri var. Geçenlerde Aksaraydan geçerken bir minibüsün arkasında şu yazıyı okudum : « Ne söylesen, bir fazla...» Bu hafta çıkan Yürüyüş dergisinin ikinci sayfannda yayuılanan haberi olduğu gibi aktarıyorum: •TtP Seydişehir îlçe Başkanı Osman Aslanbay altı kez saldınya uğradı, evi bombalandı.» «Daha önce beş kez faşistlerin saldınsma uğrayan TIP Seydişehir llçe Başkanı ve Alüminyum Fabrikası işçisi Osman Aslanbey 5 şubat akşamı e\ine giderken saat 20,30' da 11 faşistin saldırısına uğradı. Canına kastedilerek yapılan saldmoan kurtulan Osman Aslanbay yüzünden yaralandı. Hastahanede pansuman yapılırken ve Emniyet'de ifade verirken meçhul kişiler(i) üç kez evinin zilini çalarak kaçtılar. Aynı gecenin sabahı saat 4 sularında Aslanbay'ın oturduğu ev kurşun yağmuruna tutuldu. Aslanbay'ın €2 yaşındaki kayınvaldesinin ve 13 yaşındaki kızının u>umakta olduğu odanın camları taş atılarak kınldı. Gürültü üzerine odaya girmek isteyen Osman Aslanbay ve eşini, «Girmeyin arkası gelecek bunun> diye uyaran yaşlı kadm ayağa kalkamıyarak birlikte yattığı küçük kızla yorgana sanldı. Bu uyarıdan birkaç saniye sonra odaya bomba atüdı. Yaşlı kadının uyanıklığı alleyi kurtardı. Bomba atılan odanın çerçeveleri, kapıları, döşemeleri parçalandı. Alt ve üst kattaki odaların camları kınldı. Osman Aslanbav'ın teşhis ederek polise isimlerini verdiği üç faşistten ikisi akşama kadar Seydişehir sokaklsnnda dolaştllar.. Haberi okuduktan «onra Aksaray'da önümden geçen minlbüsUn ardındaki razi bir anlam daha kazandı: Ne söylesen, bir fazla!.. 17 şubat gânlü Curahuriyet'in birinci sayfasmda tam ortaya gdmülü baber de çok Mginç: «Komandolar Ankara'daki Site Yurdu çevresinde arama yapan polialeri dövdtl.» «Ankara 'Cumhuriyet Bürosu) Site Yurdu çevresind#ki kahvelerd» arama yapan 2530 kadar toplüm polisi, komandolann saldınsına uğramıştır. Komandolar görevli polisleri doverek olay yerinden uzaklaştırmışlar, silâh taşıdıJh İçin polisin karakola götürmek istediği arkadaşlannı güvenlik kuvvetlerinin elinden almışlardır. 300 dolayında komandonun »aldınsı Üzerine karşı koyamıyan polisler kaçmak zonmda kalmışlardır. Ögrenildiğine göre olay önceld gece saat 23 sıralannda meydana gelmistir. Bir grup polis kendi bölgeleri olanSite Yurdu çevresindekl kahvelerde arama hareketine başlamıştır. Bu sırada kahvede üç kişinin Üzerinde birer tabanca bulunmuştur. Polisler üstlerinde tabanca bulunan kişüeri Emniyete götürmek isterken bir «ıslık. sesi duyulmuştur. Bunun üzerine Site Talebe Yurdu'ndan 300 kadar komando polislerin arama vaptıklan kahveyl basmıştır. Komandolarla polis arasında önce söz düellosu başlamış, daha sonra Site Yurdu'ndan gelen komandolar polisleri dövmüalerdir. Komandolann polislere: «Biz Devleti koruyoruz, siz kim oluyorsunuz? Arkadaşlarımızı nasıl Emniyet'e götürüyorsunuz?» biçiminde sözler söylediklert tamklarca bildirilmiştir.» Şimdi su haberi okudnktan sonra da minibüsün arkasındald yazıyı anmaz mısınız: Ne söylesen, b!r fazla. . . . » Yurdun her yanından öylesine haberler yağiyor M. Içlrrinden bazılarmı ele almak. Ctekilere hakstzlık rlbl treliyor. Ama iş çığnndan çıkmıştır artık... Eskiden btr Hükümet. bir tçlşleri Bakanı, bir Vall, bir Karmakam. bir Emniyet Mfidürü: ırüvenlikten kendinl sorumlu sayardı. Devlet anlavısı böyleyd). Bir yerde olay çiktı mı. sorumlular telasa düserlerdi. Şimd! böyle bir Devlet anlayışı yok ortada... Ülkede eşktyalık kol geziyor, sorumhı ktsiter dormadan *iyasal nutuk atıp muhalefrtl suçluyor. Bu durum karşısmda minibüfün arkanndakl özdeyisle yazıyı bitirmefc yerbıde otacak: Ur GEÇMÎŞE DÖNÜŞ.. OKTAY AKBAL Evet Hayır Haikevlerinin Bugünü ve Yarını alkevlerinin kunıluşunun 44. yüını, «Halkevleri Bayramı> adı altında kutladığımız bugün, bu kuruluşlann bugünüyle ve yannıyle ilgüi olarak, yanıtlanması gereken en acımasız soru, herhalde şu olacaktır: Halkevleri, bazılarının düşündüğü gibi «üzerine ölü toprağı serpilmiş» kuruluşlar mıdır? Akla gelebüecek bir ikinci soru da şu olabilir: Kalkevlerini, ilk kurulduğu günlerdeki işlevine ve etkinliğine kavuşturmak mümkün müdür? Yoksa bütün bu çabalar boşuna mıdır? H HALKEVLERİNİ, KURULDUGU GÜNLERDEKİ iJLEViNE KAVUŞTURMAK ELBETTE OUSIOIR. YETER Ki HALK DESTEĞiNi ESiRG£MESiN; YEÎER Ki AÎATÜRKÇÜLER. ÇABALARiYLE YECANLARiYLE HALKEVLERİNİ SUZ YARININ BAYRAGl VE HEBESLESıN. 0 ZAMAN. KUŞKUOLABiLiR BU KURULUŞ di bünyesındeld çalıjmalan v« bazı atüunları, parasal olanaksızlıklar nedeniyle örgütüne yansıtamıyor. Bugün Halkevlen. devlet bütçe sınden bir kurus yardıra alamamaktadır. Son derece sınırlı nelirlerimiz; kurslara devam eden yurttaşlardan alman ödentilerle. Halkevleri Dergısınin abone parasıdır. Ûnıemsi2 bir kira geliri buna eklenebilir. ün gtlir kendl öz yasantmnt yalan fibi eörfinür bize. Sanki biz değiliz o serüvenlerdeki insan. Geçmişteki kişillğimizden söz eden vazılar, kendi yazıUnmız, o eski, o uzak günlerde yazdıklanmız bir yabancmın kaleminden çıkmış glbidir. «Bir sürii benler bırakıyorum boşluğa» diye yaznııstı. A. H. Çelebi. Yaşamın her döneminde «bir başkası»yızdır. Kendlmize yabancılaşmamız bu yüzdendir .. G Şinasi ÖZDENOĞLU HALKEVLERİ GENEL SEKRETERt «halkçılık» terimleri; Kalkevlerinl doğuran fikrin ön belirtileri olmuştur. Bugün uygulanmakta olan Halk evleri Tüzüğü'nün 3. maddestnde: •Halk ile aydmları kaynaştırarak, yaratıcv bir külttir bareketinin geliştiritec«ği: AUtürk D«vrimi'nia bötün reform ve bamlelerinin kesin bir dille savunulacağı» yazılıdır. Görülüyor ki amaç; aydınhalk çelişkisini ortadan kaldıracak biçimde. aydınların desteğiyle halkın eğitimidir. Halkevlerinin çalışma yöntemleri ve programlan bütünüyle incelendiği takdirde yine görülecektir ki: sosyal ve kültürel alanda «Halkla tam bir bütünlesme» Halkevlerinin ana hedefidir. Salâh Birsel'in «Kahveler Kltabı»nı okurken bu duyguyu yeniden yaşadım. Yalan günlerde «Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu» da çıkacak. Bu iki kitap İstanbul sanat, edebiyat çevrelerinln yirmiotuz yıl öncekl anılarını taşıyor. Yalnız öıel anılan, gözlemleri değil, duydukları, bildikleri... «Kahveler Kitabı» llginç bir yapıt. Birsel kahvelerde bunca zanun öldürmüs ya da yasatmış bir şair olarak tadını bilir kahve adını verdiğimiz yerlerin. «İçilmez mi yemek üstüne de söyle bir kahve Az sekerli çok kaynamıs veya sade Konuşulsun fiskos edilsin Süriilsün bir yandan da havagazına cezve Hayal vericidir göniil açıcıdır Iunmış suda höpürdedikce telve» der bir şiirinde Birsel .. Oysa başka bir şair, ünlfl Mehmet Aklf kahveleri yermiştir: «Mahalle kahvesi şarkın harimi kaaUlidlr Tamam o eskî batakhaneler mukabilidlr» demiş, sonra batı kentlerine gidip de görünce o kahveleri, saşıp kalmış, bu kex de ağız değiştirmis «Bu kahve . öyle mi? Lâkin hakikaten hayret! Feza içinde feza... Bir harîmi nuranür» demiş. Başı dönmüş, şöyle diyor: «Gözfim kamaştı bldayette, ddndii durdu başım Rezil olurdum eğer, olmasaydı arkadaşım.» «Kahveler Kitabunda Istanbul'un ünlü kahvelerlni tanıyoruz. Bunlar sanatçılann, edebiyatçılann. yani ünlülerin gidlp geldikleri yerlerdir. Calgıb kahveler, esrar kahveleri, Direklerarası kahveleri, semai kahvelerl, Parmakkapı'daki Yolgeçen hanı kahvesi. Mahmutpaşa camil kahveleri, Divanyolu kahveleri, Fındıklı'dakl Rübabcüarın kahvesi. Moda kahveleri, Nuruosmaniye ve Sultanahmet kahveleri, Acemin kahvesi, Sonra blılerin de, yetiştiği. yasadığı, anılanmızda yeri olan kahveler, Ikbal, Küllük, Meserret... Geri kalan kahveler, meyhaneler. birahanelerden de «Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu»'nda sös edilecektir. Birsel'in bu iki kitabı birbirini tamamlar glbidir. Küllük kahveslne ilk kez 1940'da geldiğiml yazıyor Birsel, Sait Faik, Anbumu, Sabahattin Ali vb.lerle... Oysa ben 1930' lardan beri sürekli gelirdlm Küllük kahvesine! Şasarsınız, ilkokuldayken de mi? dersiniz belld. Evet! Babam, dostlarıyla nrada buluşurdu 1930 yıllannda. Bir çeşit Akademiydi orası. Yazlan açık havada, kışlan kapalı bölümde otururlardı. Bir gaxoz içip oynadıkJan aznif ya da tavla partilerini seyrederdim. Sonra 1940'da edebiyata yeni yeni başlayan bir delikanlı olarak Kttllük'e geldim. Lstalann, ünlülerin arasında çekingen bir edebiyat tntkunu .. Otuz beş yıl çeçti aradan! Birsel'in yazılannı okurken o giinlerdekl «Ben>i çoktan yok olup gitmiş, bir «Başka» insan gibi hatırladığı. Herşey değlşir, tanınmaz olur zamanla, bakın otuz kırk yıl öncelri resimlerinize, sizinle ne 11gisl var o günlerdeki insanın? Yakmdan bUdiğinizl sandığınız bir arkadaş gibidir, o kadar... Salâh Birsel'in «Kabveler Kitabı» anılarla, yasanmış öykulerle dolu... Ahmet Rasim. Nâzun Hikmet, Sait Falk, Or. han Vell vb. ünlü yazarlar, sairler.. Onlara ait yasam serüvenleri... «Yahya Krmal de büyük boy bir kahve kuşudur. O Madrit'e elçi olarak gittiğl vakit de ilk, kahveleri dolasır. Madrit kahvelerindeki yaygara hiç de içini açmaz: «Madrit'te kahvehanclerl gördüm ki havradır Bir yerdeyiz ki söz dediğin palavradır». Birsel Meserret'ten söz ederken oranın en sürekli müşterilerinden. daha doğrvısu cam peyke önünde sokağı seyredenlerden, san defterine durmaksızın bir şeyler yazanlardan, arada bir bol kahkahalar atarak tavla oynayanlardan birinden, Sait Faik'ten de söz eder. Sait'i o günlerde biri övmtiş, Ahmet Mithat'a,, Ahmet Rasim'e benzetmiş! Bu benzetişe çok öfkelenmiş Sait Faik, Orhan Kemal sorar «Ne var, senl övmüş adam. fena mı?» Sait'in yanıtı şSyledir: «Bırak be, olmadığım gibi gösterîlmek istemem. Beni övecekler diye size vurmaya ne hakları var. Hem ben onlann göstermek istedikleri gibi değilim, yalanlayacaiım.» Salâh Birsel'in en güzel denemeleri de «Şiir ve Cinayet» kitabında bir araya getirilmiş. Birsel edebiyat dünyanuzda hem şair, hem de en iyi deneme yazarlanndan biri olarak tanınır. Sanat üzerine düşünen, ilginç seyler söyleyen bir kişidir o. «Şiirin İlkeleri», «Sen Beni Sev» gibi deneme kitaplan bu alandak> etkinliğini yıllar önce göstermişti. «Şiir ve CinayeMe Birsel'i olgun bir şiir düşünürü. bir estet kişiliKİyle tanıyonız. Ciddi konuları alıyor işliyor, ciddi sonuçlara, sağlam sonuçlara da varıyor. ama bunu yaparken işin alayında çibi görünme yi de scviyor. Asık suratlı vazılar değil bunlar, önemli konulan işleyen bol nükteli, zekâ dolu vazılar... «Şiir ve Cinayet»ten bir parçayı birllkte okuyarak yazıma son vereyim: «Malraux anılarında şöyle der: «Benl ileride oknyacak lnsanlar için yazdığıma inanmışımdır hep...» Bu güzel bir şeydir. Bugünün okurlan yazara elini uzatsa da yazarın onları umursamadan işine sıvanması yapıta çok şey kazandınr. Ama kimdir geleceğin insanlan? Onların daha başka bir yasamı, daha başka bir dünya ya görüşü. daha başka duygıılan olmayacak mı? Yazan. kendisine en yakın olan çağdaşlan anlamadıktan sonra geleceğin insanlan nasıl anlar? Diyeceksiniz ki, «Kimi yazarlar çağlannm önünde gider». Gitmesine gider, ama çağlarının önünde giden okurlar da yok mudur?» Görüyorsunıız Salâh Birse'ı'in yazıları hep kuşlnıva çağınyor bizleri, düşünmeye, anlamaya, önyargılardan kuıtulmaya... Her iki soruyu da gerçekçi ve tutarlı biçimde janıtlayabilmesc için; Halkevlerinin ilk kez ne amaçla kurulduğunu bir görelim: AIMÇ, halk kıtleltrinin eğitimi Atatürk'ün. daha 1923'lerde planlayıp «Halk dersaneleri»yle uygulamaya koyduğu «Halkın ve yetişkinlerin eğitimi» fikri; denebllir kl, Halkevlerini yaratan ana düşüncedir, 1931'de reshedilen Türkocaklan'nın «tüm hak ve vecibeleriyleCHP'ye devredilmesi üzerine: 1018 mayıs 1931'de toplanan CHP Üçüncü Büyük Kongresi, Halkevlerinin kurulma aına karar vermiştir. 19 subat 1932 günü Ankara Halkeviyle birlikte. bütün yurtta 14 Halkevtni birden açan CHP' nin o zamanki Genel Sekreteri Recep Peker, kuruluş amacmı şöyle açıklıyordu: «Arkadaşlar; biz Halkevlerini samiml ve bütün Türk vatandaşlarını müsavi şeref mevkiinde gören zdhniyetle kurulmuş çatılar altında, bütün vatandaşları toplamaya ve itinalı bir kültiir çalışması İçinde millî birliğe yüksaltmeye azmetmiş bulunuyoruz.» «Halkevleri, siyasi hayata girmiş ve girmemiş vatandaşları müşterek bir halk terbiyesiyle istikbale hazırlamak İçin tesis ediliyor.» Aslında, ilk Anayasa taslagı sayılan ve 18 eylül 1920'de Meclis'te okunan Atatürk'ün tarihsel «Halkçılık Programı.nda ilk kez açıklanan «Halk Hükümeti. deyimi ve yine Gazi'nin Cumhuriyeti kastederek sık sık kullandığı Çağın koşulları »nünd* Halkevleri Amaç bu olduğu halde, daha başlangıçtanberi, sağlam v* etkili bir halk hareketivle. Halkevlerinin aydınlarla halkı kaynastırdığı, istenen uyanışı ve atılımlan yarattiğı iddia edilemez. Ancak. halkımızın hftlâ okuryazar olmayan »i 70'ine yakın bir kesimi. aydınlann ve politikacılann gözleri önünde bir «utânç tablosu» çiziyorsa. bugün bunn da sorumlusu Halkevleri d: ildir elbet! Kaldı ki. artık 1976'lsrda, ne halkçılığı 1932'lerin halkçılığı: ne de Devletcilik yalmzca ekonomik içerikte bir devletcilik saymak Şükran KURDAKUL ONLARIN ÇOCUKLARI Yazarın hiç bir yerde yayımlanmamış yeni hikâyelerinden oluşan son kitabı. Bütün kitapçılarda. 10 Lira. ATAÇ KtTABEVt Ankara Caddesi 45 İSTANBUL Cıanhuriyet 1337 Bu son derece sınırlı olanaklara karşın; topladığı ilgiye yakısır biçimde yürütülen DKD Kursları, yeni açılan Yabancı Dil Kurs mümkündür. Türkrye'de halkçı lan: dıs Ulkelerde sürekli basalıfı; «ekonomik bir halkçılık»; nlar kazanan Ulusal Dans Ekipdevleti ise, 1961'le «Sotyal Devlet lerimizin çalışmalan yanında, Çajıımın başladıgı Ulkemizde, Halk Türküleri Korosu ve Saz tüm sosyal işlevlerln ve sosyal ögretimi çalışmalan; bize pargüvencelerin odak noktası olalak sonuçlar armağan eden sporrak tammlamak zorundayız butif çahşmalar (özellikle güreste gün. •, „ • ,* • v» basketbolde); nihayet san ayn larda yeni bir hız kazanan Halk özetle. söylemek istediğimiz şudur: Halkevlerinto 4*. ytMönü ^!y»troau çabaları. büyük atılımlara susamış olaniar İçin. yetermünde; Türk toplumunun özlem lı olmasa bile. elbette umut v o lerini ve dinamiğıni de heınba katarak, Atatürkçü felsefenin il ren başlangıçlardır. kelerine, Halkevlerinin çatısı alOlumlu çabaları dikkatli göztında yeni yorumlar ve boyutlar lerden kaçmayan Halkevleri Atakazandırmak zorundayız bugün. türk Enstitüsüyle, Kültür Vakfı G«nçlrğin artın Rgisf yanında; 1976'nın ilk ayından baş layarak düşün ve sanat ağırugı Atatürkçü dünya görüşünü kazandırmaya çalıştığımız ve «Doktrin=öğreti» düzeyine ulaş şimdi yurdun her köşesine datırabilmenin sistemli çabasına ğıtılan «Halkevleri» adlı dergiHalkevlerinden baslamanm en miz ve nihayet örgütümüzün sauygun yol olduğu inancındayız. yılan 230'a yükselen subesi. bun Gençligin her gün artan ilgisiy ca acımasız tutumlar karşısınle, Halkevlerini bir «düşün are da, Halkevleri inancınm gittikçe nası» hâline getirmenin yöntem kökleştiğ'nin ve gelistiğinin soleri ve olanakları aranmaktadır. rr.ut kanıtlarıdır. Gençlik kesiminin, HalkevleriÖyleyse; gençligin gittikçe arne birden bire artan bu ilgisi tan îlgisini de hesaba katarak nerden geliyor? bırinci soruyu şu biçimde yanıt1) Silfthların konuştuğu bir lamak yanlış olmayacaktır: Türkiye'de; dogmatik »artlanmaHalkevleri «üzerlerine ölü toplardan tedirgin olan, özgür bir rağı serpilmlş» kuruluşlar değildüşün ve bans ortamı özleyen dir. Aksine bugün umut veren bir gençlik; Halkevlerine sıgınmak dönemin başındadır. Istiyor. Şu kısa değerlendirmeden son2) KUltür ve sanat çalısmaları bir bölüm gençliğe, politika ra, başlangıçta sorduğumuz ikincı sorunun yanıtını, şimdi soradan daha cekici geldiği için. g ıç cağımız bir soruyu birlikte celiğin bu bölümü de Halkevlerine vaplandırarak karşılayalım: Yukoşuyor. kandaki gerefesinmelere ve sos3) Nihayet, Atatürkçü ~.J yal atıhmlara cevap verebilecek rimci amâçlar dışmda, Halkevle nitelikte bir başka kurulus var rini v§ Halkodalanm bir ...aç mı ulkemizde? Hayır, yoktur. olarak kullanmak isteyen bazı Öyleyse. baslangıçtaki ikinci so «uç» ekipler, bu kuruluşlan ele rumuzun yanıtı, kendlliğüıden or geçirmek istiyor. Bütün bu çalı^Uanmalar iç .e taya çıkmaktadır: Halkevleri ve Halkodaları; kendisine ilgi duyan gençlik potan siyelini. Atatürkçü dünya görüşü çizgisinde degerlendirmeyi kaçınılmaz bir görsv sayıyor. Demek oluyor fei; Halkevlerini yaratan koşullar ve gereksinmeler, bugün de ayaktadır. Halk yıgınlannı ejfitmek, uyandırmak ve bilinçlendırmek: devletin bu göreve ciddi biçimde sahip çıkBugünkii Anwn ntdir! madıgı bu dönemde. özellikle Halkevleri Genel Merkezi; ;• Halkevlerinin eörevı olmaktadır. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından: Asafida açıklanan sayıda Doçent Alınacaktır îsteklilerin en jeç 24.2.1978 günü mesai saati sonuna kadar Dekanlıgımiz* müraeaatları rica olunur. KürsfinSn Adı Farmakoloji Toksikoloji Ünvanı Doçent Adedl 1 (Basın: 11882) 1321 İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanlığından: Fakültemlz Döner Sermaye Saymanlığında açık bulunan, asafida sınıfı Unvanı derecesi ve adedi belirtilen Kadrolardan Memur ve Mutemet kadrosuna Lise. Hademe kadrosuna ise ilkokul meeunu olup, Askerlik ve okulla Uisığl bulunmayan Elemanlar Sınıfı Genel ldare Hiz. Genel tdare Hiz. Genel ldare Hiz. Yardımeı Hiz Ünvanı Memur Memur Mutenıet Hsdeme Alınacaktır Derecesi 10 Adedl Îsteklilerin 23.2.1976 günü saat 17.UO'ye kadar Dekanlığa (Çapa) müracaatlan duyurulur. îskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğünden: Elektrik Müheüdisi ve Yüksek Mühendisleri AJinacaktır. tlgililerin Müessese Personel Müdürlüğü"ne şahsen veya yazı ile müraeaatları rica olunur. Not: tJurumu uygun olanlara Torba itadro ve lojman verilcektir. (Basın: 11739'1309) İZN*CAD.NO30;9 •PROFESYONELLER İCİN .tüm gereçleri/le satılık tel: 12 46 94 ev 26 5914 (Halk reklam: ?86/1304i 13 15 (Basm: 11898) 1318 n ÎLAN Dalaman Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden Çiftiğimizin 1975 yılı istihsali aşağıda cinsi çeşidi, miktarı, muhammen bedeli ve geçici teminatlan Rarşılarında vazılı 266 ton coker, 7 ton SeaLand çeşidi elyaf pamuk 6 parti halinde 28 subat 1976 cumartesi günü saat 14.00'den 17.00'ye kadar ayrı a y n Coker çeşfdi pamuklar sawginde, SeaLand çeşidi 1îolarjinde Işlenmiştir. CtNSt 1 Elyaf Pamuk » » 2 3 4 » » 5 £EŞÎDt Coker MUHAMMEN TAHMİN EDtLEN MUHAM>TEN MtKTARl FtTATl TUTARI &*r dar 1 a 1 » 1 » HB 1 »RB. » HB i 50.000 50.000 65.000 60.000 26.000 15.000 » » » » » » 20.00 30.00 2M.00 ıa.oo 17M 1.000.000.00 1.000.000.00 1.300.0(10.00 1.140.000.00 097.000.00 6.137 .(KKJ .00 176.OUU.UO GECtCt TEMtNATl 75.000.00 75.OIXJ.0O 97.500.00 90.00U.OU 52.275.0U 3X9 77S.OO 13.125.0U tHAI.l SAATÎ' 14.00 14.3U 15.00 15.30 lö.UU ILAN K. T. Ü. Orman Fakültesi Endüstri Mühendisligi B»lümünde okutulan «AGAÇ MALZEME EMPRENYE TEKNİGİ» dersi için bir Temmıeye daynımayan ilk IhrkAnsudopedisL. Ögretim Görevlisi Alınacaktır Bu sahada doktora yapmış olaniar ve yabancı dil Dilenler tercih edilir. llgililerin ilân tarihinden itibaren 15 gün ıçerisinde Pakülte Dekanlığına basvurmalan gerekltdir. 6 Elyaf Pamuk Toplftm 266.000 Kg. SeaLand Stondart 2 5.50U Kg. SeaLand Standart 3 1^00 Kg. 7.000 K t 25.00 Sartnamesi Anhars Devlet Üretme Ciftlikleri Genel Müdüriügü Ekonomi Subesinde Mlannda Mugla Ticaret Odasında ve çiftlikte görülebüir. stanbul. îzmir. Aydın Arlans Plcaret Bor(Basın: 11S9O/1322V'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle