04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DCRT CUMHURlrET 17 $ubal 1976 ABDULCANBAZ VATAN DEDİLER Taiip APAYDIN 73 Simdi bir jtlrtl leş bıraktıltr. Araç gereç, silah mermi . BIÎ onları toplıyacagıı:. ŞByle dağılın, her yeri yoklıyartk yan yana yürüyün. Nerede ne varsa alın. Hiç bir şey ktybolmasın. Hadi bakım. birinci bölük ortadan, ikinci bölük sağdan, üçüncü bölük soldan. Bizden yaralı asker görürseniz onları da bindirin gotürün. Sıhhiyelere teslim edin. Ben ortadayım. önemli birsey olursa haber verin. Bölükler dagıldı. Yan yana. dere tepe tanyarak ilerlemeğe başladılar. Biraz sonra karşıdan güneş doğdu. Tepelerin başı ayciınlandı. Yunan askerlerinin birçok yerlerden karmakanşık geri çekildiği belli oluyordu. Çatışma olan yerlerde ölüler kalmıştı. Kimse kimseye yardım edememişti belliki. Herkes kendi canmı kurtarmaya bakmıştı. ölülerin silâhları mermileri üstlerindeydi. Teker teker toplayıp aldılax. Atların yükü jittikçe ağırlastı. Ne çok silâh bırakmışlar be, vay canına. Bunlar bize bir yıl yeter. Baskalan verdiği için harvurup rjarman savurmuslar. He, değerini bilememişler. ögleye doğru bir dereye geldiler. Burada çok kırgın vardı. elliiki yiız Yunan aakeri üst üste yıgılmıştı. Görüntü jeracıyciı. Vay bee, şunlann haline bak. Mb.'ia Mahmut'un içi bulandı. Hele kanlı ekmek aklına jeldikçe kmsacağı geliyordu. Yüzünü burusturarak baktı, Varak... Bunlar da ana kuzusu. Belki çoğu i«tem»den geldi bunaya. Boşu bosuna öldüler. Me edelim kardaş, savas bu. Nerden bilelim istemeden geldikle^ini? Mşüvnut cevap vermedi. Ellerini açrç» fcapa*.^' ' i o *irv.,. ttuşıda înönü köyü görünüyordu. Atları oraya dofru sür<2>uler. Getirdikleri silihiarı, araç gereçteri bir «vin önündeki ' meydana yığdılar. tki subay kimin ne getirdiğini yaııyor, esyaları cinsine göre boy boy aj'inyorlardı. Tüfekleri bir tarafa, kılıçlan, süngüleri bir tarafa, mermileri ortaya... Harman gibi yığıldı. tki tarafta askerler dolaşıyordu. Kimisi sigara yakmıştı. keyifle bakıyorlardı silahlara. Kazanılan zalerin gözle görülür sonucuydu bu silâhlar. Molla Mahmut atı yedeğinde çekip götürdü. Yorgunlujunu duydu tekrar. Gözleri kum dolmuş gibi sızlıyordu. Kuytu bir yer bulsa da azıcık uyuyabilseydi... Geriden Haccli'nin sesini duydu, Gel Mamıt, bizim bölük bu tarafta. Atı bir evin ahırına çektiler. Bir sürü at doldurulmuştu. Arada bir yere sıkıştırdı. Kolanlarını gevsetti. Yorgunluktan tacakları titriyordu hayvanın. Dinlensin de sonra sular yemleriz. gel. Askerler nereyi buldularsa uzanmışlardı. Bunlar da battaniyeleri çekip bir evin aralığına yattılar. Molla Mahmut'un kulaklan uğulduyor, başı dönüyordu. Derm bir kuyuya düşüyordu sanki. Kendini bıraktı. Ertesi gün İnönü köyünün her yeri tıklım tıklım »skerla dolmuştu. Subaylar aralarında kovalamanın neden yanm bırakıldığını tartışıyordu. Kimisi diyordu «y&zık oldu, o kadar emek boşa gitti. Bursa'ya kadar kovalıyacaktık. Nerde yakalarsak tepeliyecektik. Böyle bir fırsat daha çıkmaz.» Kimisi diyordu «Komutanlann bir bildıgi var. Belkı güneyden kuşatıhnz. O cepheyi bilmiyoruz. Ne olursa olsun, düşmana yaman bir tokat atıldı. Tekrar gelse bile artık yaralı gelir. Eskisi gibi gözüpek davranamaz.» Öyle. Dövülmüş itin kuyruğu yerde olur. O gün birlikleri topladılar. Her birliğin komutanı Ankara hükümetinin askere teşekkür telgrafını okudu. Savasın kazanılması bütün yurtta derin heyecan ve memnunluk yaratmıştı. Molla Mahmut atını tımar ederken kendi kendine gülümsüyordu. Höst dürrü! diye safrısma bir tokat vurdu. Dinlen bakalım hadi. Dört beş gündür iyi yoruldun. Biz yorulnıadık mı Mamıt. biz de yorulduk? Yorulduk emme helâl olsun kardeş. Değil mi şu Yonanı geri yolladık... Ya ger.e gelirse? İyi kovalamadık. Gelsin. Geleceği varsa görecegi de var. Kolayıru aldık gayri. Tenekede su ısıtıp yıkandılar. Çamaşırlarını yıkadılar. Üstlerini başlannı düzelttiler. Hamdi'nin giydiği postallar ayağma dar gelmişti. Yara yapmıştı ayağım. Ben bunları götürüp vereceğim Mamıt. dedi. Gavur potinine mi kaldık be? Kendi çarığım yeter bana. İyi dedin. ben de düşünüyordum. Götürüp verelim. Zati iğreniyorum dürzü maliarmdan. Ne aldılarss götürüp verdiler. Kendi giysileri içinde kaldılar. Haceli bir Yunan matarası ele geçirmişti. Yeni bir mat«raydı. Bunu da vereyım mi diye düşünüyordu Bırak yavu, dedi Hamdi. Yonan matarasma mı kaldın? At gitsin. Atmaya kıyamıyordu. Pek güzel ya\oı, şuna bakm. Elin güzelinden kendi çirkinimiz iyidir. at! Hamdi elinden nlıp attı. Bir de tekme \oırdu arkasmdan. Matara tangur mungur yuvarlanıp gitti, damdan aşağı uçtu. GülUştüler. (DEVAMI VAR) PERVANE SÜLEYMAN Karamanoğlu Mehmct Bey, Konya'da uzun süre kalamarmstır. Önce, Karahisarı D«vl« < Afyonkarahisar)'dakı Sahip Fabıuddin ofuliarının ve onlara hiz met satan Germıyan Türkmenlerinın saltiınsına uğranustır. Catın savaşlardan sonra, bunları ve bunlarla birlikte bulunan Hoca Yunus'u saf dı$) bırakmıştır. Ancak, bu sırada Anadolu'ya yürümüî bulunan Abaka Han'ın S«iızade Kongurtay, Sahip Fahrüddin Ali ve Sultan Keyhüsrev *omutasında gönderdigı Moğol birliği karşısında tutunamayacagını »nlamış ve Konya'ya dönmüştür. Oysaki, şimdi Mogol efendılerinin yardıma Relmesinden yüreklenen başkent aristokrasisi, Türkmenleri kente sokmamak için, surlann yıkık yerlerini çarçabuk onarıp savunmaga koyulmujtur. Böylece, Konya'ıa da girmek olanağı bulamayan Mehmet Bey, Ermenek'e çekilmek zorunda kalmıştır. Bu olayda ?n önemli rolü gene ijbirlikçi Aeem ler oyııamıştır. Hsreketin önd«rlitini K*du'lKudât fBajkadı, va da Konya Ktdışı) SirâcUddin Urmevl üstlenmiş, prop»eand« içini de, Türkmen düsmanlıgını bir ideoloji gibi iîleyen Celâliye tarikatı fMevlevllik) mensuplan yapmıjtır.. MI Karamanoğlu Mehmet Bey ile Cimri savlarını ve uğraşlarını bunrian sonra da şürdürme|e çalışmışlardır. Ancak, Konya'da yeniden kontrol kuran ve Vezir şemsüddin Cüveyni eliyle. ülkeyi doğrudan doğruya llhanlı mali yönetimi içine sokan bir vergi sistemi uygulayarak. sömüril mekanizmasını daha sağlam ve daha etkin durtıma geüren Mogollar, içerideki Iranlı ajanlarına ve yardakçılarına sürekli yardım etmek suretiyle ikisine de göz açtırmamışlardır. Kısa bir süre sonra Mehmet Bey Ermerek dağlarında Mogol oklanyia delik deşik edilmiş. arkasından da Cimri, Karahisar önünde, Arem yöneticilerin eşlik ettigi Sultan Keyhüsrev'in eline düşüp. diri dirı yüzülmek gibi Kadistçe bir yöntemle öldürülmtiştür. Herkesin kuklası olan bu genç hükümdar. o Rtln için hiç de onur verici olmayan mevkiine göz diken bu bedbahtın derişini ssmanla doldurtup. bir eşek üzerin» b**1«ıtmi5 ve fi!tr«nfk olsun diye, k«ıt kent dolaştırtmıştır... Ancak, bu dramatik olaviar. yöneticilerin amaclndıftı gibi bir toplumsal yıljsmlık safiama yerine, Anadolu'daki hütün Türkmen çevrelerinde geniş yankılar yaratarak, onların ulusal bir bilinçle toptan uyanması için güçlü bir dürtü etkisi yaratmıştır. Bu tarihten sonra. ülkenin do| u bölümünün İlhanlı devletinin bir parçası durumuna gelmesins karş n. batı bölümü, çeşitli Türk men aşiretlerinin Türk tarihine yeni bir yön veren sürekli özgürlük devinimlerine alan olmuştur. Bu devinimler. Anadolu Bey likleri dedigimiz ulusal nitelikli fpodal devletçiklerin ve »idereK Osmanh devletinin dofmasına yol açtığına göre, bugünkü Türkiye'nin toplumsal oluşumunda büyük bir öneme sahiptirler. Dolayısıyla. Pervân? Süleyman da, izlediği iki >üz!ü dış politika r* çevirdiği ileinç iç entrikalarla bu olaylan ta başından tahrik ederken. Türk tarihinin geleceği ü7»rinde. bilmeden. olumlu bir rol oynamış demektir.... Pervâne. Baybars'm gidiçinden sonra. görüldüğü gibi. artüt olâylar sahnesinde pek yer almamıştır. Çünkü. o noktadan itlbaren kendisinin tarihsel misyonıı sona ermiştir. Başka bir deyişie, Baybars'a, Moğolları Anadolu'dan afmak için gizlic» anlaşma önermek. sonra vazgeçmek, arkasındsn gene anlaşıp onu çağımıak. geldiği zaman ken disinden kacmak, Abaka Han'ı onun gelişinden haberdar etme Doç. Dr. Nejat KAYMAZ Karikatürler: Turhan SELÇUK VE PERVANE SÜLEYMAN ÖYKÜSÜ SON BULUYOR.. PERVANE, DEVRiN iKi BÜYÜK GÜCÜNÜ ANADOLU'DA ÇÂRPIŞTÎRIP ZAYIF DÜŞÜREREK, ^ SÖVÖA$LARI VE AVÂNESiYLE """" BİRLİKTE ÜLKEYi ORTAKSIZ SÖMÜRMEK iÇiN DÜZE ÇIKMAYI AMAÇLÂYAN DAHiCE (!)' mek, ancak, kaçtıfı yerden, birine gitmemesi, ötekine çabucak gelmesi için elçi yollamak ve boy lece devrin iki büyük gücünü çarpıştırıp zayıf düşürerek, soydaçlan ve avenesiyle birlikte ülkeyi ortaksız sömürmek için selâmete çıkmaktan ibaret olan basit (!1 ve dSnice (!) planı Memliik sultanı tarafmdan de?ifre edilince, iflâs etmiştir. Bundan sonra, o keskin zekâsı. kendisine hiç bir çıkış yolu gösterememiş ve başı önünde yazgısına teslim olmustur. Ordusunun yenügisini, Pervâne nin elçisi Tebriz'e gelmeden hv ber almı? olan Abaka Han. BHVbars'ın ayrılmasından bir buı; ı< ay sonra 30.000 kişilik lcuvvetle Anadolu'ya yürümüî ve doğru FJ bistan'a. savaş alanına gelmişri,. Artık hiçbir yere jitme olanajı kâlmamış bulunan Pervâne, Sıltan Keyhüsrev ve Sahip Pahrüddin Ali ile birlikte Tokat'tan çıfca rak, bir şey olmamıs gibi, Ilhanı karşılamıştır. Savaş alanmda kumandanlannın ve askerlerinin parçalanmıs cesetlerinden oluşan korkunç çö rüntü karşısında büyük bir üzüntü duyan Abaka Han, ovada ji.\vc\ binlârce Moğol ölüsünün arasmda, hemen hiçbir Selçuklu askevi nin bulunmadığını farkedince çıleden çıkmış ve Pervâne'yi ^Hdetle suçlamıştır. Mevsimin eive rişsizliği dolayısıyla. Bsybars'ı Suriye içinde ızlemek riskini i > ze alamadığından, or.a kuru sılii bir tehdit mektubu göndermeîcten başka bir şey yap«mamış, b ı nun yerine, öcünü elinin altınoa ki savunmasız ülkenin zavallı nal kından çıkarmaya girişmiştir. Acıınasız Tatar hanı. önce Eı bistan yöresinde yakaladığı Türk menleri öldürtmüştür. Arkasından doğru Kayseri'ye gelmiş vr» bu kentte Baybars'ı kar^ılamır nlanîan toplatıp •emiiletıri? ,0^; ra da Sivas'a yürüyerelc burayı yagmalatmıştır. Bu kentlerde yr, neticüerden ve ulemâdan pek rx>* insan öldürülmüş ya da cezalan dırılmışîır. Suçlan oımayan kim selerden bile, knn pahası (kurt ıi malık) alınmıjtır. Abaka, askerlerini ülkenin her yamna dağıtarak, tüm kentleri ve köyleri talân ettirmiş, Kayseri'den Erzurum'a delc çiğnettiği yerlerde, asker, köylü, kentli gözetmeden 200.000 adam kestirmis tir. Bu arada batı yönüne, o sırada Konya'da Cimrî'yi tahta çıkaran Karamanoğlu Mehmet Bey ve Aksaray'da b«ş kaldırmış olan Kınl Hamit'i bertaraı etmek üzere, Selçuklu sultanı ve veziri ile birlikte, oğlu Kongurtay'ı göndermiştir. Artık, sadaka tından iyice kuşkuya düştüğü ve olayların sorumlusu olarak sörmeğe başladığı Pervâne'yi, götürüp sorjruya çekmek üzere yanında alıkoymuştur. AbaKa Han dönüşünde yolunu Pervâne'nin mülklyetinde olan Kögonya ıŞebinkarahisar) kentine çeurmiş ve onun adamı olan rnuhafız komutanından, kalenın ve içinde bulunan hazinemn ken disine teslim edilmesini istemiştir. Muhafız bu isteğe uymayınca, İlhan gene Pervâne'yi suçlamıştir. Pervâne adamma Abaka Han' ın dediğini yapması için buyruk vermeğe kalkışmca, ondan, kendisinin tutsak olduğu, bir tutsağın sözünün düılenemeyeceği yannını almıştır. İlhan, muhafızın açıkladıgı gerçcgi ona daha iyi anlatmak için. çevresindeki gözcülerı çogaltmıştır. Pervâne'nin maiyetinde bulunan adamlan. bu durumu görünce, efendilerinin so nunun geldiğini anlsmıslar ve birer ikişer kaçmağa başlamışlardır. Abaka Han Pervâne'yi Van gölüııün Kuzeyindeki Aladağ'da bulunan yazlık karargâhına getırmiş ve yargıya çektirmiştir. Elbistan savoşında ölen iki kumaıı danın eşleri ve çocuklan bura da onu görünce. öçlerinin bir an önce alınması için bağırıp çağırmağa ve îlhana baskı yapmaga başlamışlarciır. Yargıçlar ve ku mandanlar da onlardan yana çık mıslardır. Bu sonuncular. Pervâne'yi, Baybars'ın gelişuji Tebriz'e zamamnda bildirmediğı, savaş alamndan kaçt'.gı ve kaçtıktan sonra hemen îlhanın katma gelme diği için suçlu bulmuslardır. SOLEYMAN PERVANE. 2 AĞUSTOS 1277 lARıHtNOt, KEMEKK ÖLDÜRÜIMÜSTÜR... " ALAOA^jN BjMNMiYEN BıR YERiNDE, BA^I KİUÇLA '[ PLANI, MEMLUK SULTANINCA DEŞiFRE EDiüNCE, TAM ANLAMIYLA iFLAS İTMıŞTıR. BUNDAN SONRA KESKiN ZEKAS KENDiSiNE HiÇ BİR ÇIKIŞ YOLU GÖSTERMEMiŞ, BAŞI ÖNÜNDE YAZGISINA TESLİM OLMUŞTUR Ama, Abaka Han'ın kesin ktrara varmasına bunlar değil. Baybars tehdit mektubunu gönderdigi elçilerin bu sırada dönmeleri ve MemlUk sultanından bazı belge1er getirmeleri neden olmustur. Pervâne tarafmdan aldatılışını içi ne sindiremeyen Baybars, onun birkaç yıldan beri kara ve deniz yoluyl» kendisine göndermiş olduğu mektuplan Abaka'ya yollayarak, öcünü almıştır. Pervane önüne konulan ve imzasmı taşıyan mektupları görünce, her şeyi itiraf edip. boynunu cellada uzatınaktan başka çıkar yol kalmadıgıru anlaırustır. Süleyman Pervâne 2 agustos 1277 t*rihinde, otuzüç adamı ile birlikte, jHiz kişilik bir Moğol birliğine teslim edilmiş ve Aladağ'ın bilinmeyen bir yerinde. beşı kılıçla kesilmek suretiyle öldürülmüştür. Simdiye defin, ne kendisinin mülk ve ıktâ olarak kullandığı yerlerde (örnefin Sinop, Tokat), ne de Anadolu'nun başka bir yerinde, ona ait bir türbe ya da mezara rastlanmamıstır.. İşte. tam yediyüz yıl önce. ülkemizin ve toplumumuzun yazçısı üzerinde böylesine roller oynamış Pervâne Süleyman'ın sonu bu olmustur. ve birçoltlan yok edildigi için yürek soğutucu sözler kullanmak tadır. Ama bu yazarlar arasmda en ilgl çekeni, çoğunlufun konuşma dili Türkçe olan bir Ulkede. büyük bir Farsça dlvân yazarken içine bir kaç Türkçe şiir de koyduğu için. Türk dilinin gelişmesine ve Türklüğe esstz hizmetler yapmıs olarak gösteril meğe çalışılan Sultan Velettir. Mevlânâ'nm oflu olan Velet, bizim anlattığımız olaydan birkaç yıl sonra Selçuklu tahtına çıkmış ve o günlerde sürekli ayaklanma dunımunda olan Türk menleri bir ara bastırmıs olan Selçuklu Sultanı II. Mes'ut'a yazdıjı Farsca bir rtvetl siirinde şunlan söylüyor: (Türkçe çevırisi) Ey Şah. senin korkundan yol kesenlerin hepsi kadın jçibi güçsüı, diişktin, elsiz ayaksız kalıp, serserice suraya buraya dağılıp gitmistir. Eğemenlik sürerken Şahlar Şahı, saldınrken arslanlar arslanısın. (onun için) tüm Türkler can korkusuyla mağaralara ve dağlara saklanmışlardır. Çünkü arslan ormana sirince. artık orsda kurttan korkulmaz: Tann'nın arslanı »eldiiti için simdi kaplan fare gibi oldu. Yılanlar Eibi. yaralı ve üzfrün. dağlara. ormanlara ırittiler; çünkü hepsi başlanmn ezilecegini çok iyi biliyorlardı. Hepsi kızıl lâle gibi, kan içinde ağlayıp inliyorlar; kımi kendi ölümüne yanıyor. kimi evi nin barkının yıkılmasmdan korkuyor. Kolu kanadı kırık, dermansız hastalar gibi. gözlerini sultanın bağışmı sağlamak umuduna dikmişler. Onlar öyle çok zarar vermış lerdir ki. şahım saKm sen onlara acıma; halkın yaşamasım istıyorsan. onların tümünü kurban et. Senin için yaşam. halka yapılanı olduğtı gibi yapmaktır: bunu Hak'tan dinle: «Göze göz, dise dis!» Ya»am kısss ile yUrür. ejhanın kurtulusu buna baglıdır; eger bu (Tanrı) buyrugu olma«J'dı. hiç Juu*a«a£ ifnimnıtİK îster bey. ister kul olsun. bırakma; çünkü Kur'an iyetine göre, kanın karşılıgı katildir. Velet onlara: «Ey Tanrım. su asagılık köpeklenn canıru va imanını al!» diye, fjöklert ve vıldızlan asan lânetler etmistir. Üstün bir sanat. lnce bir UsMp ve erisilmez bir duygu gücti ila yazdığı bmlerce dizelik miıtik siirleri kusaklan büvülemi». ö«retisi ardından yü^yıllar bovu pek çok insanı sürüklemiş olan M«vlânâ'nın, kendi gibi humanlst va tokgözlü (dervis) olan (!) oiiunun. gene aynı sultan için ya»> dıgı ikinci bir övgü siirinin Türlc cesi ise sudur: Benim senden iki dilegim var; onları soyunun töresı ger*ğince yerine getır. Dedenin ve babanın zamanaı dan beri bize verilen belli bir gs lir vardı. Senin gibi bir oğula onun fiiz katmı vermek varaşır. Mevlâna'mn âsıi'larından "n dört kışi. o cnmert «ahın niüif ve müseliemıen (her ceşıt vergiden bagıslanmış) idiler. Ey şah, senin z;amamnda A» onların her binnin senin cömert liginin yaranm görmesi ve zar»r dan kurtulmuş olmas! gerekir. Sâhib (vezir)e buyruk T«r de bunu yerine getırsin; böylece, her biri can ve yürekten b ^ «oh!..» çeksinıer. Çünkü. her sultanın değişmesinde sâhibi âzam bu ivili^e çekinmeden gayret elini koyar. O (vezir Fahrüdiin A!i) aer zaman eliaçık ve iyııiksever oı«gelmiştir; şimdi de sorunların tö zümü ona bırakılsm. Ey şah! Ona buyruğunu »»• rirken ya icesin konus va da kendini arava koy Eğer bahane «i> lursa. onu dinleme, cabuk olmasını sövle. Cünkü. Peygamber: «Hayırh işi gen bırakma; dumanla dolu ateş tutanlanndan kork!» buyurmuştı:r. Sonra. Samakâr 'Müslümanlığı olası bulunan MOROI kumandanı) da bu ış için Altamga yazıp. gönüideki nası .ılmıştir. Hem onun. hem de kendi oa banın natın ıçm, Oı^.rien alınmış olan şeyı geri bize bafışla. Velet senin için duayı dilırte tesbih çektikçe. o duanın ken.1isine Tanrı tarafmdan buyuruimus oldufu ortava rılrtı B i TTi <V Türkmenler için, hemen tümü Acem kökenli olan çağriaş Selçuklu yazarlarının yapıtlarında şimdiye dek gördüğümüz aşağüama ve horgörü biçimindeki olumsuz anlatımlar (bunlar arasında Mevlânâ'ya ait olanlar da vardır), bu tarihten sonra Türkmen olaylarının sürekli bir durum alması üzerine. korkunç bır kin kusma ve sövgü yazıncılığına dönmüştür. Örnegin. Aksaraylı Kerimüddin Mahmut onları <şeytan»a benzetmekte ve «Mel' unlar. diye nitelemektedir. Konyalı Zekiyiddinoğlu Ebu Bekir onlardan «evbaşı bibâk ve erâzili etrâk = pis sefiller ve rezil Türkler biçiminde söz ettikten sonra, ayaklanmaları bastırıldıtı GARTH fiüOTM BİO kiE2 DAı*A UMLTTUL/vlA'2 DiŞi BOND
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle