Katalog

Ankara A.nkara Anleara Ankara Ankara ankaı ankara İU1K3. PARLAMENTODA BİR HAYLÎ İLGİNÇ GELİŞMELER OLUYOR tçişleri Bakanlığı bütcesinin komisyonda görüşülmesınden sonra, parlaınentoda ılgınç gelış1 meler oluyor: CHP'lıler umutla seyrederken, AP liler tedırgm, CGP'liier kızgın ve gozleyıcı, DP'lıler, .Bildığımız, izledığimiz doğru yoldur. dıyerek başları dık.. Suleyman Bey, Anarşik olaylar» ile ilgıli genel goruşmede partısimn ortak grubunda hâlâ her zamanki tezlerıni soylerken, bazı AP'li parlamenterler: Türkeş'ten bahset.. Komandoların durumunu da soyle demışlerdır. Suleyman Bey daha bir kızgın konuşmuş: CHP, anarşiye karşı olduğunu söylemez, göylemez, çünkü içındedır. O sozleri soylerken. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit bir demeç vermıştı: CHP, sağdan da gelse, soldan da gelse terörizme, kaba kuvvete her zaman karşı olmuştur... Derken MSP grubu toplandı, toplantı sonunda yaytfılanan bıldıride ilginç bır cümle vardı: Mıllî Selâmet Partisi, anarşıyi çıkaranlan da. anarşiye karşı güvenlık kuvvetlerine yardımcı olduklarını soyleyen anarşıstleri de tehlıkeli saymaktadır. CKP'hler bu bildiriyi görünce, gordükleri MSP' lilenn koluna gırmışler, konuşmaya başlamışlardı: Bravo doğrusu. nihayet gerçegi belirttinız. Bır de îçışleri Bakam'nı dinleyecektiniz, hele. içerdeki konuşmalan. Onyedl kışı, bu iktidardan çekilmekten yana olduklarını söyledıler. Komandoların çok zararh olduklarını söylediler. Suleyman Beyın derdl büyük... Hızla aleyhina gelişen durumdan kurtulmanın yolunu anyormuş. Sebati Ataman'ın gerçekçi, akücı konuşmalan basında geniş yer alınca, Suleyman Bey aslında ona cevap vermiş oldu. Ve bir CHP mılletvekıü 1960 bncesi parlamentosunu överek şöyle dedi: Sebati Ataman Beyi gördükten sonra, AP' nin Demokratık Partinın devamı oldugunu soylemekte hata edıldiğini anladım. Eğer devamıysa, Demokratlara göre Adaletçıler «C. Takımı» demektir. Hasan Korkmazcan'ın demeci de llginçri. Yeniden «milletvekili transferi. için yoğun çalışmalar yapıldığını, elinde belgeler olduğunu soyledj. Bu demeçtekı kanıtların neler olduğunu açıklamadı ama, bır başka DP'linin verdiğı bilgiler de oldukça duşündurücüydü.. Suleyman Bey sıkıştı... Yolsuzluk soruşturmasını mutlaka Başbakan iken atlatmak istıyor, Temsılciler Meclisını toplayacakmış, burada, göreceksınız büyük kongrenin erkene alınmasını sağlıyacak, boylece yeniden bır kere daha Genel AKÇADAĞ ÖĞRETMEN LİSESi'NDEKi OLAYLARI KORUTÜRK'E DUYURMAK BEYERHDi İNANIR MISINIZ! BİR ODAYA KiLiTU ÇOCUKIAR GORDÜM. ÖGRENCiLERi... CAMUR KIRIK, İÇERİSİ BUZ GiBi.. EKSi DÖRTBf! DERECE SOĞUK, BUZ GiBi... C.OCUKUR DA ÜÇ &İINDEN BERİ AÇIAR... EVH, KAP1YI AÇTIM, BİR DE ÜSTEGMEH VARDI.... Malatya'nm Akçadağ Öğretmen Lisesi'nde meydana gelen olayları inceleyen CHP Milletvekili Celâl Ünver, Meclis araştırması açılması ıçın bır önerge verdi. Ünver, eski Mılli Savunma Baka nı Hasan Esat Işık ve Tokat Mılletvekili Ali Kurt'a gordüklennı anlatıyordu: Gittik. Bir de ne görelim; okulun camı çer çevesi aşağıya ınmiş, bınanın içi taş moloz yığını. Mudürün odasına girdim, yanımda TÖBDER Baş karu, ıkı öğretmen ve bır avukat vardı. Müdüre, neden Ataturk resmı yerine «Ergenekon destanı» diye üstünde kurt resmi bulunan bır tablo astırdığını sordum. «Destan; küçümsemeyin» demez mı? Bana bak, dedım. Senin destanını da kurtunu da, itını de .. bununla Ataturk resmını bir mi tutuyorsun?» Hepsınin zabıtları var... Mahallı basında da yazıldı. Hasan Esat Işık ilgiyle dinliyordu: Bunu, dedi. Sadece araştırma ıle bırakmayın, bir Çankaya'ya bıldirın. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bütün bunlan bilmesinde yarar vardır. Celâl Ünver devam etti: Beyefendi, inanır mısınız? Bir odaya kilitli çocukları gördüm. öğrencilerı . camlan kırık, içe rısi buz gibi. Eksi dörtbeş derece soğuk ve üç gun den beri çocuklar aç .. Insafsızlık bu. Evet, kapıyı açtım. Bır üsteğmen vardı. Kendisi dışarda kalmak istedi, gelmesinı istedım, gırdık içeriye. çocuklar ayağa kalktı, ürkektiler, gozleri korku içindeydi, biri beni tanıdı, hızla koşup sarıldı., ağlıyordu: «Kurtann bizi» diyordu. Gozlenm doldu, üstegmene dönüp, «Bu çocuklara neden yemek vermiyorlar?» diye sordum. Mutfağm bir yeri arızalanmış, «İnsaf edinız, dedım. Şurada kaç köy var, hemen okulun yakınında, hangisıne gitseniz bu çocuklan doyuracak ekmek ve yemek bulunabılir» sustular. Öğretmenlerin bu lunduğu odaya gittim. Komando olanlara bir şey yok, ama öteki öğretmenler de öğrencüeri gibl aç ve bitkin. «Bızi Vali ile görüştürün» diye yalvardılar... Hasan Işık, dolu dolu tekrarladı. Korkunç, korkunç. Bütün bunlan, lütfen Çankaya'ya bildiriniz. Bu olaylar aym şekilde bır bırınin kopyası... Gerçekten bu anlatılanlarla, Kırklareli Millet vekili Mehmet Dedeoğlu'nun Kepırtepe Öğretmen Lısesi'ndekı olaylan aniatması benziyordu. Kayseri'de, Adapazarı Pazarören öğretmen Lisesi'nde anlatılanlar hep birbirinden kopya çekilmiş gibıy di. Ve Ataturk resimleri yerine Ergenekon destanları asüıvordu. Hasan Işık, bellı kı: Soyadını Atatürk'ün verdiği Sayın Cumhur başkanı bunlan bilmelı ve ona görs tavnrn almahdır demek istiyordu. Suleyman Beyin derdi büyük diyorlar.. Önüne gelene cevap yetiştirme çabasında imiş. Bunlar arasında Sebati Ataman da bulunuyormuş... Başkan olmayı garantıleyecek. Hep aynı oyun. Eğer Başbakan olarak bu vartayı atlatamazsa, bu ış bıtti. Suleyman Bey'ın siyası hayatı sona ermış olur. Bekleyelım, göreceğlz .. Iki CHP mılletvekili, MSP'lilerle sohbet edıyordu: Türkeş ıçm gensoru verilse MSP ne yapar? Çogu oylamaya katılmaz, en az dört beş milletvekili de sızın gibi oy kullanır, ben şahsen Turkeş lehıne oy vermem. CHP'de sessiz ve derinden bir savaş var CHP içinde, sessiz ve derinden bazı çalkantılar sürüp durmakta. Sessiz ve derinden çekışme özellıkle Deniz Baykal ve Ali Topuz arasında. Baykal son aylarda, basına hiçbir demeç vermıyor, ortalıklarda pek görünmüyor. Ali Topuz ise, orgütle bağlannı güçlendirmek için elinden geleni yapıyor. Turan Güneş ise iyıce bir tarafa itilmiş durumda. Güneş, her yerde Orhan Birgit ile beraber dolasmakta ve genel merkezi «Şaka ile karışık» eleştırmekte. Mülkıye Cuntası'nın demirbaşlarmdan Prof, Haluk Ülman ise araştırma mencezınde Erol Çevıkçe'yle çalışmalar yapmakta. Cuntanın bir başka üyesı Prof. Besim Üstünel, Meclis kondorlarında Turan Güneş ıle esprı yarışına gırmekte. Çatışmanın su yüzüne vuran ilk belirtisi, de. mokratik sol forumunda ortaya çıktı. Siyasal Bılgıler Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Alparslan Işıklı'nın tebliğı, parti gençlik kollarmca sansür edilmek ıstemnce. Işıklı teblığ vermeyeceginı bildırdi ve teblığ metnmı bır gazetede yayın . lattı. CHP Gençlüc Kollan Başkanı Zeki Alçın forumda yaptığı konuşmada Işıklı'yı sert blçimde eleştirdı. Işıklı'dan sonra Deniz Baykal da tebliğden vazgeçınce bunun çeşitli yorıımlan yapıldı. Baykal'mki bir çeşit «Protesto» olarak yorumlandı. Forumun ilk günü Ecevit'ın yaptıgı konuşma ıl« Alpaslan Işıklı "nın sansür edilen tebliğindeki düşünceler arasında tam bir benzerlik saptanınca. parti içinde tartışma iyıce yoğunlaşü. Sessiz vo derinden savaş, CHP'nin gensoru önergelerınden sonra yeniden kızışacakmış. Bakahm denizde boğulan mı olur, yoksa denizler bir süre durulur mu?... SEBATİ ATAMAN Demirel'den cevap mı aldı? Eski polis, polise hakaretten mahkum. Mehmet Pekşen, Maraş'ın Andıran ilçesinde doğmuştu... Yoksul bir aüenln çocuğuydu. Ankara'ya gelerek polis oldu. Sıyasî Şubede MUdur Ümıt Erdal'ın şoförlüğüne geünldi. 12 Mart donemınde bırçok olaya gözleriyle tanık olan Mehmet Pekşen, ışkence olaylanndan sonra polıslık mesleğınden ayrıldı. Bır süre sonra anılarmı kaleme aldı... Mehmet Pekşen'in yazdıkları hıç yalanlanmadı. Eski arkadaşları Mehmet Pekşen'i bir devrlmcı mıtmgde gördüler. Sonra hemen kıskıvrak yakaladılar. Tanıklar da eski arkadaşlanydı. Eski polis, devletin emniyet kuvvetlerine hakaret etmekten tutuklandı ve Ankara Devlet Güvenlık Mahkemesınce ikı yıla mahkum edildi. Mehmet Pekşen anılannı yayınlarken, «Bılıyonım benl içenye atarlar> diyordu. Altıncı duygusu ne kadar da güçlüymüş. Eski polis Mehmet Pekşen Ankara cezaevi avlusunda «volta» atarken eski günlerini, işkenceleri ve görev başında bulunan eski amirlerını düsünüyor... M, 5.P. KUVVETE HA3ERl£fc Fransız elçiliğinde diplomatlar ve bilim adamlan Fransız Büyükelçtsi Vau*s Turkiye ıle ülkesı arasır.da çck yonlü tiiskiler kurmak ısU^or. Geçen akşam verdıği kokteyiae bu çabanın gerçekleştiğini gördü başkentltler. Fransız Vnivers:te rektörlerınden bir grup ycldı Ankara'ya, Türk ve Franstzlar'dan oiuşan laılabahk çok neşeliydı. Fransızlar arasıuda tamnmış Anayasacüar fa var. Türk meslekdaşlarıyla colc iigmç konuşmalar yaptüar kokteyl boyunca. Belkı de bu konu$Tiaların heyecanıyla Prof. Hıçri Fışek de hafıf bır baygtnltk geçirdi. Kokteyhn diplomat konuklan da bır gerçeği saptadılar hu konuşmalar arasında. Çok yöntii ıhşkılerde her konu birden boyut değışhrıyor... 'Mobilya Dosyası,, nasıl hazırlandı? CHP, ^ıükümeti gensoru yoluyla düşürmeyl uy gun görüyordu. Bunun için bellı başlı ıkı konu bu lunmaktaydı: Biri, «asayış» ikincisi ise, «mobilya yolsuzluğu» olarak seçılmıştı. Sırada başka konular da vardı ama, en belir ginlerı bunlardı. Üstelik DP, bu konularda CHP ıle birlikte hareket edecekti. DP, mobilya yolsuz luğu için bır Meclis araştırma önergesl için de hazırlıklar yapmaktaydı. Bazı yolsuzluk olaylannın dosyalan DP Erzurum Milletevkilı Cevat Önder'de bir kasada Meclise götürülecekleri günil beklemekteydı. CHP mobiiya yolsuzluğu konusu için bir fco misyon kurdu. Komisyonda îsmaıl Hakkı Birler, Senatör Uğur Alacakaptan gibi hukukçular da gö revliydi. «Mobilya komisyonu» bütün belgeleri yeniden gözden geçirerek. raporunu Genel Başkan Ecevit'e sundu. Ecevit önerge taslagını dikkatle inceledi ve bazı ekler de yaptı. önce «asayiş» konusu ıle «mobilya dosyasını* aynı önergede toplama fikri ağır basmıştı. Sonra iki konunun aynlması uygun görüldü. Geçen pazartesı günü konu CHP Merkez Yönetim Kurulu'na getirılerek, önergele re son biçim verildi. Parti içinde bir başka ekip de, ötekl partiler içinde istihbarat yapmaya çalıştı. Ortak kanıya göre maç şimdilik ortada. Önerge sahiplerl, 226 oyun hesaplarını yapıyorlar. MSP'de bir kanadın önerge lehine oy kullanacağı sanıhyor. CGP'den ve AP'den bir ıki destek de bekleniyor... "O iş tamam,, Seyfi Öztürk Seyfi öztürk'ün politika sözluğUnde değişik adları var, değişik dönemlerdeki davranışlannı yansıtır bu adlar. Bir vakitler Osman Bölükbası' nın gölgesı gibıydi MC Hükümetınin Devlet Bakanı. •Bölükbası'nın yaveru derdi arkadaşları... Çantasını taşır, yanından hıç aynlmazdı. Sonra Adalet Partisıne girdi. Üstelik hemen Bakan oldu. Çok AP'lı içerledi bu işe. Genel Başkan Demırel içerlıyenlere gülümsedi. 27 Mayısta kımı konuşturacağız?. Gerçekten 27 Mayıs törenlerinde Seyfi Öztürk konuştu bır süre. Çok geçmedı, Seyfi Öztürk bu kez Sahibinin sesini duyuran Devlet Bakanı» adını aldı. Ama partinin rüm kesimlerinde sempati duyulduğu söylenemez. Kimi APliler Seyfi Öztürk'un dalgınlığına içerliyerek, «O iş tamam Seyfi» koymuşlar adını. Isim babasınm da Suleyman Çağlar oldugu söyleniyor. AP Manisa mılletvekıli Çağlar bır gün Devlet Bakanına sormuş: Bizim iş ne oldu Seyfi? O iş tamam „ Nasıl tamam? Emir verdım yapacaklar. Suleyman Çağlar küplere binmiş: Yahu demiş ben sana hiç bir iş söylemedim, nasıl tamam olur? Müdür dediğin böyle olur.. GÎTMEZ YABA.NA... Tokat'ın Züe üçesinde çikan bazı olaylar dolayısıyla, TÖBDEH uyeleri, Şukrü Kıran'ın }caleme aldığı bır dılekçeyle can guvenliklerinin sağlanmavn istediler, ZUe Lisesi Muriurü Gundoğdu Ayhan'm can guvenliklerinin sağlanmasım isteyen öğretmenlere jol'aa:ğı mektuptan bırkaç satır okuyalım: <Sizlerın ard düşünceli ve sumiyeüi olduğu kanaatına vanlmusîır... Burası bir eğitım ve öğre'um kurumudur. Yönetım şekli kamın ve tüzüklerle beUrlenm'ş'Ar. Akıl vermenıze gerek yoktur.. Btz bu okulda kelle koJtukta olarak milliyetçi vatanperver. Turk ıslâm ahlâk ve şuuru üe ge'dık. bu okulda huzuru sızlere bozdurmaya, canımız da'ıi git&e, asla musaade eimeyeceğız. Milliyetçi ülkucü vatanpe'ver durüst insanlar olarak sizlerm bu davranışlarınız bizlere hiçbir şey kaybettıremez bilâkıs bizleri kamçılar. Çaltşmalartmızda doha da hızlanacak sizlertn eiı ufak bır hatamzdan kanuni ıjîem yapacağım gıbi hatamzı atletmeyip periçan etmek damarlarında Türk ve islâm kanı taşvjanlann en büyuk ülküsüdür.,.> Tam Başbuğ Türkeş'e ve AH .Vaıii Erdem'e göre lise müdürü müdürü. Neden Zile Lisesi Müdürünü Mült Eğifim Bakanltğı Müsteşarhğtna getırmezler acaba? Ve komandolar avukata da saldırdı Geçen salı giınü Ankara Devlet Güvenlik Mah kemesmd? Ticaret ve Tunzm Yüksek Okulu ögrencisı Veli Yıldınm'ı, başına demır çubuk vurarak öldürmekten sanık olarak yargılanan komandoların davasmda olay çıktı. Sanıklar Veli Yıldırım'ın annesinin avukatı Etnin Değer"e saldırdılar, ağıza almmayacak küfürler ettiler. Veli Yıldınm'ı öldürmekten sanık olarak yargılanan «Ülkücü» ve «Milliyetçi» öğrencilerden Ramazan Atçıoğlu, Ali Bayrak, Arslan Aydar, Cen giz Ercebbar, Ahmet Sontürk, müdahil vekili olarak sanıklara soru soran Emin Değer"e sinirlenerek küfür etmeye başladılar. Emin Değer, «Evlâdım, birbinnizi neden kınyorsunuz» diye konuşmaya çalıştıysa da, küfürler daha da arttı. Ülkücü öğrencilerin avukatlan Hilmi Barlas ve ömer Lütfi Tanm'da olaylan izlediler. Sanıkların tahlıye istemlerı reddedılince sinir lilik daha da arttı. Avukat Emin Değer kapıdan çıkarken. komandolar seslerini daha da vükselt tıler. Güvenlik Mahkemesinde bile avukatların güvenlikleri tehdit ediliyor artüc.. 20 gün ve gece süren Bütçe'den inciler 1976 yılı bütçesinin bütçe ve plan komisyonun daki gorüşmelerı bıtti. Yarın sabah saat 09.30'dan itıbaren Senato'da göjrüşülmeğe başlanacak. Daha sonra da Millet Meclisi'ne gelecek. Bütçe'nin komisyonda 20 gün ve gece devam eden gorüşmelerı sırasında son derece «vecız» go ruşler ortaya atıldı. İşte bunlardan tesbıt edebildiğımiz birkaçı: «Koskoca Osmanlı Imparatorluğu Cumhuriyet idaresi.. Fethi Çelıkbaş (CGP), «Öyle gümrük memurlanrun fazla eleştirmeyin, unutmayın ki, Atatürk'ün babası da gumrük memuruydu» Fethı Çelikbaş (CGP) «Fen hodbm ve hoşbin bir aaamım, sonra bozulurum haa» Mithat Bayraktar (AP) «Atatüruk'ün akılcılığı sofra başından gelir» Suleyman Tuncer (AP) «Anarşlzmin temelinde siyonizm vardır» Hüseyin Abbas (MSP) Moskova yolu açıldı.. ?\amık Yolga'nm Agremeni geldi, 25 şubatta Sovyet Komün.st Partısinin toplantıst var, Moskova'da olaganüstu punler yaşanacak Başbakanı, Bakanları görmesı, itimatnamesını sunması kolay olmayacak. Bu nedeıüe ıki ayağı bir pabuca gırdı. Hemen yola çıkması gerekiyot, Î/PNI Moskova elçim'tz Yolga'nm yolu Moskova ya uçmadan Hmdistan'dan geçıyor npdevss. Moskova'ya uçmadan önce deniz hukukuyla ilgili bir toplaı.vya katılmak üzere Hindistan'a uçlu... Hem yasa yeni, hem valî... ı Ankara'da bazı anneler, aEvlât açısma son» adını verdiklen bır «Mitıng» duzenlemek için Aııkara Valilığıne başvurdular. Valilık Senıh Okay, Gonül Haksal ve Gunay Akerman tarafından ımzalanan dılekçeyı, 27.1.1976 gun ve 478 sayı ile almış amma. clzınsiz bildırı dağıtıyorlar» diye bildıri dağıtan anneler gözaltma ahnmış. Vali Durmuş Yalçın, makamma henüz geldi. 171 sayılı toplantı ve gösten yürüyüşleri yasası da rjersembe günü yürürlüğe girdi. Yasanm 7'ncı maddesine göre, miting düzenleyenler dılekçeyle basvururlar. Anneler de öyle yapmış amma, ne yaparsımz hem yasa hem de Vali yeni olunca böyle kanşıklıklar da çıkıyor. Bundan sonra Vali koltuSuna alısır, bir de yasayı lyi incelerse, hıçbır anne de gözaltına alınmaz. Başkentten bir öykü: "Fareler ve insanlar,, Son günlerin kanlı olayları arasında bır «Fale» hikâyesı anlatılıyor Başkent çevrelennde. Vaktıyle doğu ıllerınde bir erzak deposunda müthış fare varmış, hastalık, pıslık alabildığine, kedi, zehır ilâç dayanmıyor Bır gün depoya yenı bır yon^tıci atar.mış, gorevı fareleri yok etmek. Adam gülumsemiş, kısa sürede tum fareleri yok edeceğıni soylemiş. Herkes merakla bekliyor, bir de ne görsünler, gerçekten fare türü bir canlı kalmamış bu erzak deposunda. Fare uzmam ne yapmış bıliyor musunuz? Ilâç, zehir, kapan, kedi kullanmağa gerek gormemiş hiç. Yıyecekler arasında çırit atan fareleri canlı canlı bir sandığa doldurmuş, bır süre sonra sandıktaki fareler bırbirlerini yemeğe başlamışlar, sonunda bır fare kalmış sandıkta, onu da bırakmış ambara, fare düşmanı bir azman fare yıyecekleri bırakıp küçük büyük ne kadar fare varsa temizleyivermiş... Hikâye biraz acı, dinlevenler tepeden tırnağa tıksıniyor, ama sonra bir soru yoneltmekten geri kalmıyorlar: Komando üsleri.. Türkeş'in komandolan gün geçtıkçe yayıhyor.. Ankara'da Bahçelievler 3'ncü caddede kıralanan MHP merkezi yanında bazı evlerde komando üsleri kuruluyor. Komandoların en önemli merkezlerinden biri de, Uenel^e sokağında bir kahvenin kıralanan apartman daıresı. Haftanın belli günlermde bu katta bazı önemli toplanular yapılıp. eylem planlart HAZIRLAYANLAR : Müşerref HEKiMOĞLU Uğur MUMCU îsmet SOLAK