Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OÖST CUMHURİYET 2 1 ARAUK 1976 ABDÜLCANBAZ H5BHİ9 TURHAIU SELÇUK tf*. , ZİftA TtÜYİZYÛN ttuMLİ 3 E uflisCE... UZEÜİNDt OLMADlJıMI İ OIAM| İ3... AMA 1 i * l ÖU lAŞAMMlNCA î*(» İ 0 0 1 1 , •|]|>. İİİJ 1 lii .llü i 1 1 Stalingrad "Son Kurşuna Kadar,, Y a z a n : HEÎNZ SCHRÖTER 75 Kapılar» jrakın olup yürtiyebılenler kaçarak eamnı ktırtsnyor, ötekıler merdivenlene kapılara yığılarak yolu tıkıyordu. Arkadan gelenler bunların uzerıne vığıhyor. daha arkadan gelenlerle de yerde \atan IKI ınsan tabakası uzermaen geçmeve çalışıyordu Panık ve olum leorkusuyla ateşten kaçmaya calışan lax parmaklıklar üzerınden eşamayınca selâmeti penceredsn atlamakta buluyorlardı Yme avnı sıralarda bmanın orta kapısi lle taranı çokerek kurtulus yolunu kapatmıştı Bu kez merdıven lerden tekrar yukan çıkarak kondorlardan bınanı yan tarafma geçmeye çalıstılarsa da kapıdakı olü vtğın'anndan atlamak ıçın zorlandılar Iste tam bu sıralarda ana kapının vıkıldığından ha ben ohnayarak orava îitmek ısteven başka vx kaçak sürüsüyle karşılaştılar, sonunda bu yol da tıkanmMı Saglam ve umutlu olanlann kaçmak için yaptıkları bu savaş ram üç saat sürmtiştü. Sonuç olarak uçbınden faz'a Insan da bu kargaşalıkta bldü Çığnenerek, bogularak, yanarak va da pencereden düserek blen bu bahtsız insanlar mevki komutanlığı bınasının yıkıntıları altında gomulu kalriılar. Onların feryatlan alevlenn çatırdamasını lsabet eden mermilenn gurtıltıisünU bastırıvordu Mevlern 'aşları kemırıp çoker*tıgi anlarna bıle bağırmalan de\am edıyordu DEHŞET BODRUMI *RI Kentte bır yıkıntı ya da kalıntı durumuna gelmemls bir tek konut bıle kalmadıftı halde bodrumların buyuk bir bolumü hftlâ tutuluyordu Bırbtrl uzerıne yıkılarak yıgılan duvarlar dıişman ateşıne karşı bır guvencelık sağlıyordu Savasın son günlerınde bu bodrumlar acıklı bır un kazanmıştı Yalnız bun ların adlarıru saymak bıle bırkaç sayfa dolduracak kadar çok oldugundan, bız burada birkaçmdan soz etmekle yetineceğız Ayağını bır kere kapısından ıçerı atan. bır daha canlı olarak dışarı çıkmak umudunu yıtırır dıye nıtelendınlenlen; traktor fabnkası, GPU tutsakevı Kızıl Mılıs tıyatro bması ile ktıtuphane ve deri tecimevı olarak gosterebılınz. Mevkı komutanlığı boarumlanyle Tımoçenko bunkennın mahzenlerı, bır de müıe ıle elektrık fabrıkası mahzen!erin:n bunlardan hemen hemen pck az farkı vardı Bomba ve mermılere karşı korunaklı yerlerde bulunan sargı verlerıvle hastaneler tek başına veya toplu nalde blenlenn cehennemı olmuştu Sımonovıç tecımevının bodrumlarıyle rutubetlı mahzenlennde sesızyuz ınsan duvarlara yapı^mış duruvordu Bedenlerıyle basamakları doldurmuşlar. geçıt yerlennı tıkamışlardı. Aralannda artık rutbe ve makam farkı kalmamış olan bu insanlar cılız yapraklar gıbi solmuştu Sımonovıç mahzenlennde yaşamlarının sonmek Uzere olmasmın değerı joktu, onlar ıç.n yaralarının agırlık derecesıne gore geıı kalan yaşam saatlennın sajısı onemlıydı. Bır de olum sırasının her seferınde nasıl geleceğı kavgıları vardı. Meraıvenlere uzanmış bır dıftenLnın hançeresınden tıırütılar gehyor, bıraz otede karanlıktan kımsenın kendilerınl görüp ilgılenmedığı ve çoktan ölmüş bulunan Uç itışJ yatıyordu Elraz daha gerılerınde acı ve susuzluktan dili b'r demır parçası gıbı sarkan ve ajal.]an d zlerıne kadar kotürüm olmjş bir astsubay bağırıyordu Orta manzen duvarmda yanarken fıtılınden pıs kokular çıkaran b r konsene kutusu sallanıjordu Kanlan tembelleştığı halcie \ucutlan yanıvor, bazı yerlennden cerahatlar •İıyor, gıttıiçe ağır kokular çıkanjordu Iyodoformdan sonra terle bırlıkte kjr ve pıslık bosalıyordu. Pıs hava kalple ciferlerıni sıkıştınjordu bogazlarını yakıyor. guçıukıe yutkunuyor, goîîerınden yaşlar akıjordu Denlerı kabarmış, yaranın verdığı •cıdan hajvinlar ç oı bagınvor vucutlarında çıbanlar, mantarlar çıkıjordu Soluk almalan agırlaşan birçokJarı olüyor, bazılsrı ateşten tıtnjor karısmı çağııjor savaşa lanet ederek Tanrıya yalvanvordu Lekeh humma da kurbanıarını buluyor, tıfüsle a^cığer ıltıhaplanjle enfelvsıvonlar onlan yıyıp bıtırıyordu Bır koşede karnı ı!e bacakları kalçası kadar şi:>mış bır «nbaşı b'.r teıt snz sojlemeden, yardım ıstemeden hatta bır hareket bıle japnıadan gozlerıyle ellennı açmış durumda oluyor, ote tarafta bır merdıvenın arkasındakı kapıda yırml yasmdakl bir genç dpbelenerek agzındaki köpüklerle gözlerinı havayt dıkmı$ durumda o.umun gelıp kendisinl kurtarmasını beklıyordu. Yı>ecek demlen çeyden eser yoktu. Olanlar da bunu korkarak »aklıyordu çunku bu karanlıkta ınsan ya?amının değeri bir dilım ekmek kadar degildi. Bunu ancak açlık çekmis. ufak bır ekmek kırıntısının degerlnı anlamış olanlar bilırdi. En korkuncu da b tlerdı Bunlar deriyl kemirerek varayı yiyor, o kadar lhtıyaç du>dukları uykuya engel oluyordu. Vucutlarıvle çamaşırlarındaKi dıkıs yerlerıni sarmıs olan bınlerce b't ancak a'eşlendiklerı ya da öldukleri taman, bat»n gemıvı teıkec\»n fereler gıbı etıerınden ayrılıvor ıgrenç ve kurjunı rerkto '.a naşan bır yığın yerleşmek ıçın yenındakı adama geçıyordu Bu durumda onlara yardım edecek Tannnm bır kulu bile \oktu Olanak bulunursa olüler avluya taîinıyor, ya da agsç kutuklerı gıbı bomba hunılenne dıkıne sokulujordu Sımonovıç mahzenınde bir doktor vardı, ancak o da hava bombardımanlannda kaçacRk dehk aramakla ugraşıyordu. Onun mahzerdekılen mr yaran yoktu, çunku buradakıler de otekı verleıo^kıler aıbı bagnsıyordu Yaptıgı yardımlar devedü kulaktı, hepsının acılan büvüktü HSlâ dUsünebüecek durumda olarlar, sonunun ne zaman gelecegını hesaplıyabüıvordu Ve yıne onlar Ivaınnan n t^pmmenın ve kendılerım savunmsvun boguna o'cîujunu Irlivordu Hem kendılennı kıme karşı savuna1 caklarriı Bırçoklan oluvor, janındakı adam bunu fark edınceye kadar saatleı gunler geçıyordu. Ölulen hıç kımse dışarı tajımadığınddn, bunlar adamdan adama ve gucu olanlar taralmdan eldeıı e'e tıpkı tahta ya da torbalar gıbı aktanlmak suretiyle kokan naçavralar ıçınde mahzenden geçınlerek, Uujılzelli kıloluk bır bonoanm batı duvarı kenarında açügı hunıye kadar gennhvor, o ıv^rdakl dehkten ıçıne atıhyordu Bu çukurda vucutları henuz sogumamıs ve bağıraıaya gıicü yetmeyen yüzlerce ınsan vatıvordu Ancak Sımonoviç mahzeninin önunde bekieven daha bırçoklan fırsat buldukça ıleri sızmaya çalışıyordu Bursdan hiç kımsenın sag olarak çıkmadığına ve dauna yenilerlnın gırdıgme saşan da joktu Oluler savılamadığı gıbi kımlık markaları cıa almarrıjor, fakat belkı ekmek bulunur duşunccsjyle ceplennı karıştıranlar çok oluyordu. Ne ıçın dldulderinın hiç onemı vokru asıl sorun bır an önce ölup kendılerini bekleyen yerlrrını doldurmaktı Ya'nız Sımonovıç mahzenlennde degıl, otekı butun mahzenle'de de olüyorlardı, yorgun ve acı çeken r vucutİ8 'nı ok'mlp mücadelenin titremeleri sarıyordu Artık hıçbır şfripn kurkmadıklıın gıbı panıge de kapılmıyorlardı Aynı zamanaa bu'?da dı«arıdakı karargâhlarda gorülen moral bozukluğu o'madıSı gıbı, son meniıılerını stfıktan »onr» avcı ÇIJkurlarm'la cnm»lıp oturanlar da yoktu Hitler n« demiîtı: €Bİrevlerden bekledığımız kurbanlar geçindır, hiçbır önerru yolttur » «ERCEKTEN DE BÖTLE İT»t Radvolarda basının bıldırdıkleri. re»im'*rl« fılrnlenn g"swehrtn«eht yuksek komu'tnııtmın her pın »oyl»dı»ı r ç » mnıu' ordu Aneak oteden berıden ıızan haberler, yurd» gelen n^ektup'arla v«ra!ıl?rdjn ogrerulen'er rer^ıi haberlerle kti'ila^tınhnra bu =uç ın *?'<»? raporl»nn<lin llerl geldıfi «onucu cıknordu Bunu ar'prnpk kolav olmamflkln bırlıkte sa vas rsoorİP^ırdin alınan nıl»ılpnn hıçbTinın doğru olrmması neoenvle kıyasl»ndırtna oıan»gınm bulunm»rB»»ı da buna vol açmistır (DEVAMl \AR) Hambıırg'daki Küçük îstanbul • Bızim okulda Tıirkler ın Alnıanca oğretmenlerı ıçın ek rtTs ler var Ama küçukler ıle buvuk ler ıçm ıkı grup vapıldığından, ben Hakan ıle beraber degıhm Berum devam ettığım kurstaki oğretmen tıpkı Turk e benzıyordu ama, Almanca konuşujordu bizimle Tahtaya küçuk renklı bır rssım asıp, «Bu nedır"1» dıye sordu Suruvle çocuk bağrıştılar Musı Doğruydu Çocuklar jenıden, vuksek ve anlaşılır bır sesle, bır kaç kez «Musı» dıye te^rar ladılar. Resımde bır kedı oldugu ıçın, kedının Almancası «Mu$ı> olsa gerek, dıye düşıindüm Derken, oğretmen tahtaya yenı bır resim ılıştırdı Bunun üzerınde de sepet ıçınde uvuyan bır kedı gorülujordu Ögretmen, Saıme adındaKİ kı zı kaldırdı Saıme «Dı Muşi »left ım korb. dedı Almanca «Korb« sozeugunu bel ledım Bu da sepet demektı Ardmdan, fcahverengı bır brtcek resmı geldı Oğretmen benı ışaret edınce, TUrkçe «Bu bır bocektır», dedım öğretmen de Türkçe konuştu bu kez Doğruy du, bu bır bocektı Ama burada daha uzun bır sure kaldıktan son ra, butun bunların Almanca karşılıklarını bulabıleceğımı, soyledi. G«rçekten de Turktu bu ögrrtmen demek ki' Azraıl'den oğren d gıme gore. bizım oğretmen Tur kıye'deyken de oğretmenmış ama Hamburı; a ılk geldıgınde o da babam gıbı yabancı ışçı olarak çalışmış Dersın sonunda, butun çocuk lar ezbere bıldikleri bi' şarkı okudular Bu şarkıda sık sık «may kefer» gıbı bır sozcuk kulağa çalınıyordu Maykefer, Mayıs Boceği demekmış meğer Eve donünce, annemle ılk kez Almanca konuştum Dı muşı şleft ım korb» dedım anneme cMuşı«nın kedi, «Korb^un da sepet anlamuıa geldiğını sdyledım Annem çok sevındı öğrenıyorum dlye Almanca Yazan Ruth HERRMANN Türkçesi • Zeyyat SELiMOOLU Uve basını salladı, belkl layıyı yanlış anlamışımdır oıve elınin beş parmagını uç kez saiuctl Almanca sayılan ço* iyı nellemıştırn oysa. Hem, berum annem ds onbeş yaşındaj ken evlenmiştır bızde olağaniıstu bir şey •iegildlr kı bu Dutvkândan çıkarken, alışveriş arabasına koydugu şevlerın adlarını sordum «Ekmek, şeker, limon» dedı almanca. Basıca şeyler Qe satınalmıştı ama, daha fazlasını belleyemezdım hemen U\e ıle bırlıkte evlerıne gırdık, kızsardeşi bıze elma suyu ıle ço reK sundu. Uve kızkardeşıne, benım kendısını evlı sandıgımı soyledı. Ku gülmekten kırıldı «Almanca oğrenebıldin mı? dlve sordu Elke. «Türkıyeden ancak temmuz » «Burada temmuzdan beri bulunujor», dedı Uve, «daha üç ay olmus Temmuz, agustos, eylül » «Bugun ogrenmek ınek, ekmek, sekker » «Şekker degıl • şeker» «Tamam » Bu arada, Uve de ftgrendlgt türkçe sozcüklerı tekrarlıyordu Buyuk bır mutfağın penceresi onunde oturuyorduk, pencereden evın ardındakl avlu, damında ıamanlarla bır sundurma görtinuyordu. Elke, kaç kardeşim oldugunu, GULERYÜZ) bır de kaç yaşında olduklarını sordu Ne jazık kı bunu anlava madım. «Kardeş, kızkardeş bir," iki, üç, dort, bes, altı, yedı?» dıye sordu Uve. «Anladım sımdı», dedıra, «erkek kardeş üç, kızkardes bır.» «Kaç yasındalar.'» «Kardeşim Hakan on, ben Kasım, yedı. kızkardeşım Mujgân, beş, kardeşim belım, bebek » «Türklerin çok çocuğu oluyor» dedı Elke. •Gürsel amcamn yedi, Zahit amcanın sekız » Onlar ise sadece ıkı kardestiler. blke Ue Uve. Avluda, bir Kadının surdügıi bır Volksvagen araba durdu. Uoturduk Aşağıda kalan çayırda ve, transıstorundan yukselen mu bir inek otlu>ordu, onun ardın zıgl hemen kestı. da da, dolaşıp duran bir leylek «Annem gelıyor, paydos artık > vardı. lnefc ayaklanyla yumuBenı çaoucak evın kapısına göşak topragı dağıttığı Için, leylek 1 türdü «Hosça kal, Kasım » solucan buluyorau toprağın içın Eve donerken, tersaıienın ortde. Derken, inek blrden bire duda babama vetiştım, oa^ımoan rup, leyleğe baktı. «Ardımda ne dolanıp duruyorsun''» dıye sora geçenlen anlattım. Sevınç v^ndeydım. «Uve benım sınıîınıaa, caktı sankı Bir haylı guldlUc bu benım Alman arkadaşım » ise. «tşte bu 1yı. Almancavı oah» Çocuk bir evın damını tüvmrAİ. çabuk öjrenırsm En onemlııi «Leylek yuva bizim ev » bu<» Ben Almancasını bellerken, o da Turkçesını belledı lsylek üe Babam hep öğrenmeyi du»üıneğın. nur. Sonra, Uve'nın ana o«b<ı*ı Leylek yuvasının bulonduğu e evdemıjdıler dıye sordu. vın kapısı önunde büyukçe bır • Hayır, ama kızkardeşı varaı» ku göründü, «Uv«...» dıye sesicnAnnesı gelınce, gıtmem g«recdi. tığmı sojlemedım Çun*ü l>»b«Çocuk ayaga kalktı «Kıskarde ma gore, Almanlar Turklert vr lenne ıstemıyoriardı şım çağınyOr» dedi Ben Turk olduğuTi ıçın Uve'nin Benı de alıp götürünce, Mvlngormemesi dım Kızkardeşinln adı tlke ıdi. annesının de benı Kız, çocuğa para verdi bir |eyl«r gerekmıştı herfıâlde Bundan kus kulanmadım degıl, ama d7«srmcle alması içm. • Kııkardeş koca?> dıye »ordum durmadım Uve'nm oenı fcantlermesının belkı de başka uır n*dr yolda. ni vardı. «Evli mi demek İ3ttyorsun? Kızkardeşim henuz on bes yasmY ARI N : da.» «Türklye kızlar onbeş vaj çok FARElERıN HAlı DUMAN evlenmek • ç e T ı r e n : N. DIZDAROĞLU "Muşi' f nin kedi "Korb,,un sepet anlamına geldiğını daha ilk derste öğrendim.. Desen (Mehmet Türk ailelerin çok çocuğu oluyordu, biz beş kardeştik. Gürsel amcamın yedi, Zahit amcamın sekiz çocuğu vardı, onlar ise iki kardeştiler Elke ile Uve.. Oğleden sonraları küçük Istanbul bizim köyden daha sıkıcı oluyordu. Hava güzel de olsa Almanlar hep evlerinde kalıyorlardı., Pancurları sımsıkı kapalı.: GURSEL, ORMANDA SAKLAHIYOR Bızden büyuk Turk çocuklan na ders veren oğretmen, jaşlıca bir bay Söylendığıne göre, Turkleri çok severmiş. Dovmek ıçin değneğı de yok, sadece bır seyi işaret etmek ıçin kullandıgı bır değneğı var Turkıye'dekı oğ retmenlere butun buradasılerden daha çok benzıyor. Sınıftan içerı ginnce, çocuklar ayağa kalkı 1 yorlar o da «Oturun» dıyor. Ben genellikle Hakan 'dan daha az derse gırıyorum Onu bek lediğim bir gun, Azraıl, bay Şoy flı'den, ben de dersı dmleyebılır miyım? diye sordu öğretmen ı«ın verdı. Kızlarla oglanlar, bızim ordaki gıbı, ayn oturuyorlardı. Öğretmen maktneyle yazümış ktğıtlar dâjıttı. KâğıUarın en yukarısında, «Türk çocuklan fıere de saklanırlar9» dıye yazılıydı. Onun altında da adlar ve her adın yanında bır sozcuk banyo teknesi, mutfak dolabı, okul oda sı vb «Pek ala, Giırsel nerede saklanır?» dıye sordu bay Şoyfli. Gursel adanm yanında orman soı cuğü vardı Gürsel kalkıp: «Ormanda» dedi. «Hicran nerede saklanır?» «Eanyo teknesınin altında» de di Hicran En sonunda oğretmen ?oyle »ordu1 «Bütün Türk çocuKİan nerede saklanırlar?» Erdal atılıp: «Kâgıt sepetınde» dedı Bay Şoyfli gülttaısedl «Hadl oyle olsun bakalım, olacak şey değıl ama. dılbılgısı bakımından yanlışın > ok » Tersanenın oradan canavar dU duğünun sesl gelınce, paydos ol duğunu, babamın birazdan geleceğını anladık Babam gelince, Hakan ıle birükte: .Babamız nerede saKİanır?» dıve sorup kâğıdı ona da gosterdık. Ne var kı babam bir karşılık veremedı bıze Oysa, telcrar tek rar butün sbzcükleri bılıyordu. kadmlardan. Futbol oynamağa kal kışsak kuçük çocuklar engel oluyordu En iyisı, bısikletle köyün ıçınde dolasmaKtı, ama onun da tadj çıkmıyordu. Aynca, tehlıkeliydi de bu. Anacaddede bır çok kavşak var, hıç ummadığın anda bır oto çıkı veriior karşına. Hava güzel de olsa, Almanlar hep evlerinde kalıyorlar Pencerelerı beyaz pancurlarla sımaıkı kapalı. Belki sınıfımdan çocuklara rast lanm dıye az gıdıp gelmıyorum o evlerın onunde Ama genellikle ço cukîar da evlennde kalıyorlardı. Bır seferınde, bahçelerden bı rinde bır çok çocuk gordum Ku çük çakıl taşlanyla kaplı yollara caddeler çızmışler, oyuncak otomobıllerle oynuyorlardı. Blslkletten inıp, onlan seyre daldun (,'ocuklardan biri çıtm kenarına kadar gelip, beni bahçeye aldı, elıme mavi bır ovuncak kamyon tutusturdu. Yere eğıldlm, kamyonu kuçük caddelerden blrinden geçırdım. Ama bır yanlışhk yapmıştım Çocuklardan bırı berum kamyonu kuçük caddenın uzerlnden alıp, bir kenara koydu KUçük bır plakayı isaret ettı, ve bır kuş gösterdı bana Plakarun uzermde «Tek Gidiş» dıye yazılıydı. Ama o sıralarda bunun ne anlama geldiğını bılmıyordum ki! Bırden çocuklar ojoın oynamık tan vazgeçıp, evden lçeri girdiler Yalnız, benl yanına alan çocuk, benıraİB kaldı. Birlikte sedm üzerin* çıkıp otlann İÇİne FRANSIZCA Straibourg Oniver«:t«sı mesuno Mfas Or f tmiao K.adıkÖ7 rak&smda oturao 6gT«oöll»r« a*» »ertuı «rv Pransuc* IKEK, IEYIEK VE UVE öjleden sonraları Küçük • Îstanbul, bizun köyden daha sılcıntı lı oluyordu Ne yapabilırdik? Orta lıkta oynamaya kalkıssak, bebekler uyanacak dıye azar ijitıyorduk Tel: 58 68 96 TiFFANY BULMACA TOCARIDAN AŞAGlTA: 7 8 9 2 3 4 5 6 1 i1 SOLDAN SAGA: İ iş i L 12 34 5 6 7 89 i 1 1 ! 1 Jl, L 1 Tabaklık 2 Avrupa'da bir yarımad» 3 Bır »oru kelimesı Tersi asker yüruyüBünü anlatır bır ses 4 Tersi Amerika'da bır eyalet 5 îyelik altında bulunan sey Tersi krallann oturduğu yapıt 6 Kırmıtx Tersi eskiden çarçabuk yapılan lş anlammda bir söz 7 Sabahın gün dogmadan önceki alaca karanlık vakti Yagma çapu: 8 Takım Yakınlastıncı 9 însan yığtnı. DÜNKÜ BULMACANIN SOLDAN SACA: 1 Karabatsk 2 azabA Aja 5 Pazıl«t 4 Del yE S Beşeriyet 6 Etol Zade 7 Pelemir t Avare • Zar Baklt. TUKARID\\ AŞAGlYA: 1 kaF B«y»z 5 A»»mit vA 3 r»Z Şoçıır 4 Abld» ler 5 Bi»tfr 1#B fi Ehze 7 T«t Y»m»k g Ay Yedı 9 Kale'ena DiŞi BOND ONADIL. MiŞ OLAM ESVCI 1 Bir sınema kuruluşu 2 Dogumda ytrdımcı îlgı, ılıntl % Çemberlı âletlen çerırmade kullanılan avgıt Afrıka' da bır nehır 4 Cennet Tersı bır sıyasi partının sımgesı 5 öldürme olayı 6 Tersı bır olumsuzluk ekı Motorlu araç larda fren japma\ı •saglayan v» tekerlek mıli uzerırd° \erleşmış vanmav bıç'mındekı avgıt 7 Koşuf R Uzermde ver ver retirc detıjıkiıgi olan 9 Bır uçan boc*k