05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
(tlHHURİVn 1977 maîi yılı bütçesinin, son gün IS mtlyar lira daha arttınlarak, 220 rrulyar lıraya bağlandığını basında yaymlanan haberlerden ögrendik. 1976 yılı bütçesiyle yapılan karşüaştırma, yeni bütçede, geçen yüın 151,5 milyar liralık toplamına gore °o 45,2 oranmda 683 milyar li/ ralık bir fazlalık bulunduğunu göstennektedir. Bu yüksek artışa rağmen, sayın Maliye Bakanı tasannın Meclıse verilmesi nedenıyle yaptığı konuşmada, bütçenin saglam kaynaklardan finanse edildigiri, enflasyonu önleyecek ve istikr&n koruyacak denk bir bütçe olduğunu söylemiştir. Bakanm bu sözleri bir gerçeği yansıtmakta mıdır, yoksa bütçenin Meclıse sunulması sırasında yapılması gelenek halme gelmış olan konusmalardan biri midir? Bunu anlayabilmemiz. için eldeki verileri incelememız V3 Dunlara dayanarak bulacagımız sonuçları değerlendirroemiz gerekmektedir. Merkez Bankasınca, kamu ekonomik kuruluşlanna ve bankacılık sistemine verilen kredilerde kısıntı yapılması, munzam mevduat karşılıkları oranlannın artünlması, mevcut dövia rezervlerinin daha da azaltılarak karşılığında elde edılen Türk liralannın Merkez Bankasında alıkonulması bu yollardan başlıcalandır. Kâğıt üzerinde kolaylıkla sıralanan bu önlemlerin uygulanması bir çok güçlükler doğurmaktadır. Türk ekonomisinin görülmemiş bir gelişme içine girdiğinln j'etkili agızlardan yinelenjp durdugu, kamu ekonomik kuruluşlanna ait fabrika temellerinin durup dinlenilmeden atıldığı bir dönemde bu kuruluşlara ve özel sektörü besleyen bankacılık sistemine verilen kredıler nasıl kısıtlanabilecektır? 1211 sayılı kanunun 40'mcı maddesine göre, Merkez Bankasında bloke bir hesapta tutulan munzam mevduat karşılıklan oranında ise tersine bu tutum içine girilmiştir. % 25 olarak uygulanan bu oran 7 kasım 1976 güntl yayınlanan 7/12563 sayılı kararname ile, bankalarca satm alınan tahvıller karşılığında kullanılan mevduat için % 10'a indirilmiş bulunmaktadır. Döviz rezervlerinin azaltılmasına gelince, çok düsük bir düzeyde bulunan bu rezervlerin daha da aşağıya indirilmesl sakmcahdır. Simdiye kadar enfîasyonu frenlemek için bol bol kuHanı'an bu yola 1977 mali yılı içinde de baş vurulması, dıj satm aızna gücünü büsbütün azaltacak ve yeni dar boğazlann ortaya çıkmasına neden olacaktır. 15 AMUK 1976 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Baro Ve Politika " kl elli, iki ayaklı, dik duran, konuşan. çülen, aflavan, akıllı bir hayvandır insan; öteki yaratıklardan ayndıt tutum ve davranışları; doğayı değiştirmeye yönelik bir uğraşla tarihini yazmıştır. Gerçi bu tarihin savfaları arasında kötülükler, cinayetler, savaşlar bulunur ama; insanı insan yapan uygarlığın yükselişi de vardır. l'ygarlık, tüm insanlık için bir sov ortaklıktır. Çiçek aşısından bugün yeryüziinde tüm toplumlar yararlamrlar. Penisilln. çarpım cetveli, besap makinesi, oksijen tüpü. telefon, tekerlek. tentürdiyot, narkoz gibi buluşlar tüm insanlarca kullanılır. İnsan Haklan Evrensel Bildlrisl de uygarlık tarihinin bclirli aşamasında varünus ortak bir üründür. Tüm insanların İnsan Hakları'na sahip çıkmaları evde tentürdiyot bulundurmak, çarpım cetvelini eıberlcmek kadar doğaldır. İnsan Haklannın son belgesi. 10 aralık 1948 de Birlesmiş Milletler Örcütü'nde saptanmış, Türkiye Cumhuriyeti bu beigeyi devletçe benimsemiştir. tnsan hakları nedir? 30 maddelik «Bildiri»de bunlar teker teker sayılıyor; yasama. özgürlük, esitlik. bajımsızlık. çüvenlik çibi temel haklardan söz açılıyor. İki elli, iki ayaklı, dik duran, konuşan, giilen, ağlayan akıllı bir hayvan olan insanın, çağdaş insan sayıiması için enaz (asgari) koşullan içeren hakların tümü Bildiri'de özetlenmiştir. \'e işte bu noktada bir soru ortaya çıkıyor: Acaba insan Haklan Evrensel Bildirisi'nl benimseylp savunmak. toplum ve meslek yaşamında geçerli kdmaya çalışmak, politika yapmak mıdır? Çoğu kişiye ve meslek kuruluşuna «politika yasagı» konmuş Türkiye'de sorumın önemi vadsınsmaz. İnsan Haklan Bildirisi'nl savunmak politika cereği midir? tnsanlık gereğl midir? İnsanın insanlığı için enaz koşullan savunanlan suclayabilir mıyiz: Politikaya kanşıyorsunuz... diye? • Baro'lar açısmdan raklaşalun konuya.. Baro, avukatların meslek kuruluşudur. Avukat hukukIa uğraşır. Yargıçsavcıavukat üçlüsünde adalet aranışı olıışur. Bir avukat, tnsan Haklan Evrensel Bildirisi'ni okuduğu zaman nelere raslar? 1978 Türkiye'sinde heplmiti Ugllendirecek nice maddeden blrkaçını sayalım: Madde 5) Hiç kimseye işkence yaptlamaz. Madde i) Herkesin mahkemeye başvurma hakkı vardır. Madde 9) Hiç kimse keyfi olarak gözaltma alınama7. tutuklanamaz, sürülemez. Madde 10) Mahkemeler tarafsız ve hağımsız olmalıdır. Madde 11) Bu tür mahkemece suçluluğu saptanmamış kişi masum sayılır. Ve tşte bir dizi soru daha: Acaba Baro, DGM'ne karşı cıktıği zaman tnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nl ml savunmuş olacaktır? Yoksa politika yapmış olmakla mı suçl.inacaktır? DGM; vargıçlan siyasal Iktidarca saptanan taraflı ve bağımlı mahkrmedir; tnsan Haklan Blldirisi'ne avkın niteük taşımaktadır. Bu tür mahkemeye karsı çıkmak zorunlu degil midir? Baro işkenceye karşı çıkmakla tnsan Haklan Evrensel Blldlrisl'ne •aygıh bir tutum almıyor mu? tnsan haklan, hukuk devletini; hukuk devleti, hukukun üstünlüğü kuraünı zorunlu kuar. tnsana, insan haklanndan vazgeçmesinl nasıl öğütleyemezsek; Baro'ya hukuk devleti ilkesine ve hukukun üstünlüğü kuralına sırt çerirmesinl salık veremeylz. Hukuk devleünin yaralandıfi ve hukukun üstünlüğü kuralının ciğnenoiği toplumda ne Baronun anlamı vardır, ne avukatın yerl... Yüzmek için yetertl su serekir; koşmak Içln yeterU yer: haklan konımak. yanl avukatlık yapmak için bukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ortamı gereklidir. tnsan Haklannı ve hukukun üstünlüğü ilkesini savunmayan bir Baro'nun üyesi oknak, şeref deffl, serefslzHktJr. • Masamın üstünde blr bildirl dnruyor. tstanbul Barosunda aeçimler yapılacak. Bu seçimlere katılan «İstanhul Barosu MesleM Dayanışma Grupu» blr bildirl yayııuamış. Dtyor kl: «tstanbul Barosu politik amaçlara alet edllemer.» Güwl!... Acaba tstanbul Barosu DGM'ye karsı çıkar mı, çıkamaz nu? Baro'nun yönetiminde MC'yi oluşturmaklsteyenler, bir çabaya girişmişlerdir. İki elli, iki ayaklı, dik duran, konuşan, gi'tlen, ağlayan akıllı insan! Sen avukat olduğun zaman insan haklanna sırt mı çevireceksin? Eğer böyleyst, cübbeni fiyip «Baro levhası»na poz vermek, avukat olmak sOyle dursun, İnsan olmak Içln bile yetmez.» Bütçe ve Enflasyon Ziya KAYLA (T.C. MERKEZ BANKASI ESKİ BAŞKANI) vlı yetersizligl nedeniyle transfer lstekleri bir yıla yakın%bır süre bekletılmiştir. E'Jmıyoruz, istikrann korunması ıle bu durumun sürdurülmesı mi an'atılmak ıstenilmektedir? Kanımıza göre. dar boğazlarla çevnlmış olan bir ekonomıde. olmayan bir istikrardan soz edf>oek yerde, yeni bütçe politıkası ile ekonominin nasıl bir düzer.e sokulacagını söylemelî, dar boğazlann nasıl aşılacağım anlatmak, karşılaşılacak sorunların nasil çözümleneceğmi açıklamak çok daha yerınde olur. Kamuoyunun yetkililerden teklediği de budur. nldıgına göre. Merkez Bankasmdan alınacak avans miktarı, bunun % 15'ı oranında yükseiebilecek, böylece Hazine, bankadan 10 mılyar 275 milyon lıra daha avansı çekebılmek olanağmı bulacaktır. Hazinenın bu yoldan çekeceğı miktan 19 kasım 1976 günu îedavülde bulunan 51 milyar 682 milyon lıraya bolersek yaklaşık olarak yüzde yırmı oranını elde ederiz. Aynı hesap 1975 mali yılı için yapıldıgı zaman < , 11.6 oranı bulunmaktadır. Cephe HüküT metinin yaptıgı ilk bütçe olan 1976 bütçesi ıle bu oran "o 16.1'e yükselmıstir. Demek o'.uyor kı, Hazine gereksinmeleri nedenıyle Merkez Bankasına baş vurmalar hızla artma eğılımindedır. Oran yükseldikçe, tedavüle çıkarılan bu paralann fiyatlar Üzerindeki olumsuz etkısının arttığı unutulmamalıdır. I Hangi îstikrar? Maliyo Bakam konuşmasmda, yenl bütçenin istikran koruyacağını söylemiştır. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde istikrar kalmamış olduguna göre acaba neyi koruyacaktır? Bütün çabalann kalkınma edebiyatı yapmaya ve temel Etmaya yöneldiği, tutarlı hıç bir ekonomik önlem alınmadıgı, Türk ekonomisindeki düzensızlıgi sürdürecek ya da arttıracak nitelikte çelişkıli davranışlarda bulunulduğu bir dönemda istikrardan nasıl söz edilebilir? Milli Cephe iktidan ele aldığından beri fiyatlar günden güne artmış, döviz transferlerinin yapüması gecikmeye başlamış, belli çevrelerin renginleştirümesi için Türkıye'nın ekonomik geleceği büyük jükümlülükler altına sokulmustur. Aşagıda açıklayacağımız olaylar ve verecegimiz rak3mlar durumun ne kadar nazik bir aşamaya girdiğini daha iyi gösterecekür. Merkez Bankası Haftalık BUltenlerine göre, kasım 1976 günü itibariyle bir yıl içinde tedavüldeki banknot miktarı °o 26,6 oranında 10 milyar 849 rrulyon lira artmışbr. Emısyonun bu kadar büyük miktarda artış göstermesi Toptan Eşya Piyatlannı etkilemiş, 1975 yüı ağustos ayında 339 olan liyat göstergesi 1976 agustosunda 400'e çıkmıstır. Böylece, bir yıllık süre içinde Toptan Eşya Piyatlannda görülen yükseliş °b 18'i bulmaktadır. Basında yayınlanan haberlere göre lse, eylül ayı sonu itibariyle bu yükseliş •. 19,6 / ya erismiştir. Bu dönemde dövis rezervlerl miktarında da ters bir gelişme eörulmektedir. 1976 yıh eklm ayj sonunda, Bankamn net döviz borçlan, bir yıllık dönemde 32 milyar liranın üstünde bir artış göstermiştlr. Aynı süre içinde, altın ve konvertibl döviz rezervlerindeki azalıs 392,7 milyon dolardır ki mevcut miktann Üçte birine eşittir 1976 yıhnın ilk 9 ayındaki dış ticaret açıgı, 2 milyar 225 milyon dolardır. Bu dönemde dö Kötüye Doğru Maliye Bakanının bunun yerine, dayanağı olmayan iylmser sözLsr söylemesi kaygı verici bir tutumdur. Bızim gördüğümü7. ve anladığımız, bütçenin, enflasyonu önlemek şöyle dursun, onu hızlandıracagı ve daha da kotüye götüreceğidir. Gerçekten, gerekli önlemler alınmadan yapümış olan bu büyük bütçe arttınlışı, emisyonun yeniden onemli ö'oude yükselmesı sonucunu doğuracak vt bu durumun fiyatlar üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle Türk ekonomisi, içinden çıkılması güç bir enflasyonist ortama itilmiş olacaktır. Bu durumun daha iyi anlaşılması için bir açıklama yapalım: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 50. maddesine göre, Banka, miktarı carı yıl bütçe ödenekleri toplamının % 15'ini geçmemek üzere, Hazineye kısa vadeli bir avans hesabı açmakta, kullanılacak avans nisbeti, yine aynı maddeye göre, Maliye Bakanlığı İle Banka arasında kararlaştınlmaktadır. Bu oran, yetkililerce, kanunda sınır olarak kabul edilmiş bulurran ';* 15 olarak saptanmıştır. Hazine bu avans:, çogunlukla son lirasına kadar Merkez Bankasmdan çekmekte, mall yıl basında kanunlaşan bütçede yazüı ödenek miktan ile de sınırlı kalmayarak, yıl içinde bütçeye ekıenen giderleri de hesaba katmakta ve bunun "'o 15'ine eşit bir miktan Merkez Bankasmdan almaktadır. Yeni tasan ile btitçe 68,5 milyar lira arttı Sonuç Hükümet, ekonominin her yandan güçlüklerle karşılaştıgı bir dönemde, bu güçlüklen bir yana bırakarak, ortaklannın politik kaprıslerıni yerine getirrr.ek amacı ile, sağlıklı kaynaklardan karçılanamayacak kadar yüksek bir bUtçe yapmıştır. Bütçenin son 24 saat içinde yaklaşık olarak °İ 20 arttınlması aklın kolay kolay alacağı bır davranış degildir. Öte yandan yetkililer, bu onemli bütçe artışınm ekonomi üzerindeki etkisının nasıl giderileceginden hiç söz etmemekte, bütçe rakamlannın yükseltilmesini bir başan ımiş gibi kamuoyuna yansıtmskla yetinmektedirler. Bu tutum. yöneticilerin kendilerini eski çaflarda yaşıyor sandıklannı, Türk halkının bilinçlendlğinı ve ekonomik olaylan yakından izlediklerini unuttuklannı göstermektedir. 220 milyar liralık harcamayı öngören belge henüz bir tasandır. Karma Komisyondan ve Meclislerden geçtikten sonra asıl seklini alacak ve uygulamaya konulacaktır. Tasan Üzerinde şimdiden durmamızm nedeni, ilgililerin dikkatini bütçe rakamlannın hızlı yükselişi ve bunun doğuracagı enflasyonist baskı Uzerine çekebilmek içindir. Değısiklik önerileriyle bu bütçe, yurt ekonomlsl için vararlı bir hale geürilebilir. Böyle yapılmayıp da, bu onemli sorun çözümlenmeden uygulamaya konulursa ekonomik bakımdan çok güç bir döneme girecegimize kuşku yoktur. Baskı Önlenebilir mi? Ekonomide, bu çeşit enflasyonist baskılann giderılmeei çareleri öngörülmüştür. Ancak, bunlann uygulanabilmesi İçin iki onemli koşulun var olması gerekhdir. Bunlardan birıncısi, ekonomiyi yönetenlenn belli bır çevrenın çıkarlarını ya da polittk basanlan yurt çıkarlarınm üstünde tutmayan kimseler olması, ikincisı de gerçeklerl kamuoyuna, hiç gızlemeden açıklayabılecek nitelikte bulunmalandır. Bu iki koşulun bulunmadığı ortamlarda, alınacak önlemlerden bir sonuç beklemek olanagı yoktur. Bu konuda neler yapılabileceğine gelince, baş vurulabilecek ilk önlem (tedbir), kanunun verdiği yettdyl Maliye Bakanının ekonominin gereklertoe göre kullanması. Merkez Bankasmdan çekebileceği 10 milyarlık avansın tamamını çekmemesidir. Bakanlıguı böyle bır davranışta bulunabilmesi İçin oütçe kaynaklannın önemiı bblümünü olusturan vergi gelirlerinin arttırılması gereklidir. Oysa Hükümetçe, uzun süreden beri bu yönde bir girişimde bulunulmamıştır. Ikınci önlem, Hazinece çekılen bu paraların başka yollardan Merkez Bankasına geri dönmesıdir. Bu da çeşitli şekillerde gerçekleştirüebilir. Tek Sorumlu DemirerinMC'si OKTAY AKBAL Evet . Hayîr TEHLIKELI "ARA SINIF T oplum olaylanm ve gelişmelerini «smıf» açısmdan değerlendirenlere göre küçuk burjuva, en kaypak ve güvenilmez toplum katıdır. En ülmayacak küçük çıkar hasaplannı, en akla gelmeyecek varsayımlan göz önünde bulundurur. Kişilerinde ve olaylannda küçük burjuvalan ele alan oyun yazan Odön ve Horvath'a göre küçük burjuva «sevimsiz ve küçücük seytan»dır. Bulgar halk devrimini gerçekleştiren Dimitrov'a Lenin'in uyansı da ilginçtır. Lenin: «Bulgar halkı küçük toprak sahibidir çogunlukla, ve, bu köylüler küçük burjuvanın bütün kötü niteliklerlni taşır. Bu nu göz önünde bulundurmalısınız» der. TUrkiye'de toplumbilun kuralların auygun bir sosyalizm için bütün ömrünü vermis olan Dr. Şefik Hüsnü Deymer'in de Leninle buna benzer bir anısı vardır. Dr. Şefik HüsnU'nün Moskova'ya ilk gidişinde yanında bulunan bir başka Türk'ün işini soran Lenin, şoför olduğunu öğrenince: «Hemen geri gönder!» der. «Toplu olarak bir is yerinde çalışmayanlar sosyaüzme yararlı olamaz.» Türkiyecle son yirmi beş yılda, Burhan ARPAD funma özellikle 1960tan sonra sayıları artan ve lç politikada gıttikçe ağır basmaga başlayan çok tehlikeli bir «ara smıf» oluşmaktadır. Bu «ara sınıf>, özellikle bir kaç büyük şehrimizde sayı çogunlugunu ele geçirme durumundadır. Pek pek bir on, on bes yıl önce Anadolunun en verimsiz yerlerinde belkl de bir karış topraktan yoksun olarak yasajan, ya da yetersiz tarlacıklannda ölmeyecck kadar «günlük geçimıi zar zor saglayabılen yüz binler, hatta milyonlar şim di tstanbul, Ankara, tzmir ve daha başka bir kaç büyük şehrin nüfusunu bir kaç katı arttırmıs durumda. Bu ölçüsüz nüfus sırtışı sadece şehircilik açısmdan olumsuz sonuçlar getirmekle kal madı. Kalamazdı. Bir çeşit «Altına hücum» niteliğini tasıvan bu hızlı «iç göç», Türkiye'nin toplum yapı;ı açısmdan da olumsuz sonuçlar getirdi. Yasadıklan yerlerde kötülerin kötüsü durumlarda ezilen insanlar, Türkiye'nin başıboş büyük şehir kargasasına dönen kazanç dolapları çarkında uygun «vurgunolar buldular. Bir milyonluk nUfusu kısa sürede dört milyona varan tstar.bul'un büyük vurgunlar, kaçakçılıklar, para dolaplan ve para babalan düzenine ayak uydurabılenler, ünce bir toprak parçası ele geçirdiler. Top lum gidisinin yozlaşmasını isteyen politikacılann destegiyle. Sonra, karaborsa, kaçakçılık ve fcüyük s«rmaye çevrelerinin oyunlanna ayak uydurabildikleri ölçude tırmanmaga başladılar. Gecekondu topraklannda apartmanlar yülıseldi. El arabalı saUcı, dükkAtı sahlbi «esnai» oldu, arsa ofisi ve iş bürolan açıp büyük şehrin tarlalannı satmağa başladı. «K3pıcı» dediğimiz zümre de, bu yeni ve tehlikeli «ara sınıfoa katıldı. Ashnda, sosyalızmin gerekli gördüğü emekçi nıteliğiyle uzaktan yakından bır bağlantısı olmayan bu kapıcılann sendikalaşması, Türkiye'ae emekçi devriminm gelişmesini # # ¥ s t e d i S i m i z a n d a yrdun dokuz yüz yerinde olay çıkar\\g tablllriı. Sırada temiılenecek çok Idşl var.» Ba tür sözlerl duymaya alıştık, kanıksadık da... Billyoruz, palavra da değü, gerçekten yapabilirler, dokuz yüz yerde olay çıkartabilirler, bir takun Idmseleri öldürtebilirler. Saklamıyorlar ki, ikide bir söylüyorlar, irili ufaklj kanlı olaylar yaratarak bu dediklerinl gerçekleştiriyorlar da... lşte son Pasinler olayı CHP Genel Sekreterl ve milletvekill arkadaslarınıa gozö dbnmüş zorbalar tarafından taşa tutulmalan, canUrını zor kurtarmaları... Üstelik de Uçe kaymakamımn •Buraya niye geldiniz?» sorusu!... Hepsl hepsi blr bütünü. bir anlamı oluştnnıyor. MC Başbakanı ve MC ileri felenleri kendl aoıaçlanna yarayacak bir sıkıyÖDetimin getirllmesini istemekte, bu yolda durmaksızın olay yaratmakta, yarattırmaktadırlar. Birkaç gün önce Başbakan, «Olaylar anarsiyi astı ve cinayete dönüstü» derken, ardmdan «Tek çare sıkıyönetün ilan etmrktir» sonucuna varmıyor muydu? Oysa Eyüpojlu tek çıkar yolu şu söılerle belirtmisti: «Bu cinavetlerüı tvk sorumlusu vardır, o da Demirel» Basbakana göre tek çıkar yol, sıkıyönetime gitmektir! O zaman ne olacak? Bay Tiirke? yanlısı blr takun kisilerin bu mkıyönetimde onemli yerlere jretirilmesine çalısılacak. Memleket dikensiz gfll bahçesl ballne sokulup yeni ve bcllti de daha beter blr iklnci 12 Mart yaratacak™ CHP, bunu biliyor, sıkıyönetlm istemiyor, tüm ğücüyle karşı çıkıyor. Hatta MC ortağı MSP hlle ucu kendine dokunur korkusuyla böyle btr olafeanüstü rejime yanaşmıyor. Askerler ise ordunun saygınbğını koramak için MC'nln işine yarayacak bir sıkıyönetimden yana değildirler Yurt içinde olaylar günden gfine bfiyümüsse, yüksek okullarda öğrenim durmuşsa, sokak ortalannda blr takım çeteler durmaksızın adam öldürüyorlarsa, pek çoğunun suçlulan yakalanamıyorsa, devletin orasmı burasını parseUemeye kaDasan politikacüar partizanlığın doruğuna çıkmıslarsa bas suçlu, bas sorumlu Idmdir? Dört partinin olusturdugu, kendl kendine «milliyetçi» adını veren, Cephe tktidan defll midir? Bunun başı Bay Demirel değil midir? Bir buçuk yüdır MC iktidardadır. Hayat katkat pahalılanmıştır, geçim zorluğu dayanılmaz sınırlara gelmiştir, beryerde yokluk, yoksulluk artmıstır, nereye baksanız kuyruklar görulmektedir. Kısacası, Demlrel'in MC iktldarı, zam, kuyruk ve katüleri cezalandmlmayan cinayetler dönemi olmuştur, böyle de tarihe geç«cektir. Tek bir yol kalıyor, istifa .. Demirel'in kendiliğinden görevden çekilınesl... Basaramayan. aciz kalan, işleri büsbütün çıkmazlara sokan, her gün kanlı cinayetlerin Işlenmeslni önleyemeyen, okullarda, tiniversltelerde ders yapılmasını sağlayamayan, blr taknn ıor« ba çetelerin kökünü kazıyamayan bir iktidann bası daha ne kadar koltuğunda oturur, egemenlik surmekte daha ne zamana kadar dlrcnlr? Diyarbakır'da dövülerek öldürüien Edge'nln cenazeslnde dayak >1yen başka bir genç, Şeflk özdemir de öldü. Bu iki gencin ölümünün suçlulan kimlerdir? Ne zaman meydana çıkarılır, ne zaman açıklanır? Ne zaman sanıklar adalete verilir? tstanbul'da öldürüien trafik poUsi Aydın'ın katUlerl diye bir anda otuz kırk genç içeri aJındı. Genis bir soruştunna ve ko»Tişturma başlatıldı. Ayuı Ugl, aynı duyarlık niçin öfrenciler, emekçiler için gösterümez? Ankara'da Ziraat Fakültesi üçüncü sınıf öçrenclsi Aynur Sertbudak da mlnibüs içinde vunılarak öldürüldü. Yapanlar da belU. FakiUteyi eçemenlikleri alünda tutan komando adlı kimseler. Bunlann nereye bağlı olduklan da beUi, ne istedikleri, neyi savunduklan da... Bunlar da yakalanıp adalet önünde besap vermeye götürülemezlerse kuskular büsbütün büyümeyecek mi? Bu kaçuıcısı? Kasundan bu yana tam on beş ölü, 352 yaralı var öğrenci olaylannda. Peki bu olaylann yakalanan suçlulan kaç tane? Cezalandınlan kaç kişK MC'nln Iktidarda olduğu sürece tüm yüksek okullar, ünlversiteler, hatta orta öğretinı okullan kapalı kalmalı... Ne zaman Demirel'in basında bulunduğu Türkeş'U, Erbakan ü, Feyziogîu'lu bu hükümet çeker gider. o zaman öğrenim sağlıklı bir biçimde başlatılabtlir. Böylcsine güçsüz, etkisiz, beceriksiz, başartsız, ne yaptığı, ne ettiği bilinmeyen poUtikacılar görülmemiştir. Kesin gerçek şudur: MC yurt ve ulnsu yönetmek yeteneğinde değildlr. Blrblrlne ödün vere vere, blrblrlnin kusuruna goz yuma vuma iş yapamaz, etkinlik gösteremeı duruma gelmlslerdlr. MC partilerinin önde gelen klsüerlnde aocık yurt sevgisi varsa yapacaklan iş, aldıkları emanetl sahibine geri verınek, yeni bir hükümetin kurulması Içln MecllsT göreve çafınnaktır. Hiç kuşku duymayalım bugünkü Meclis'te MC iktidarından daha İyi, daha yararlı, hiç defilse seçimlere dek yurdu clnayetslz, zamsız, kuyruksuz, bunabmsız yönetecek bir kabine oluşturulacaktır. Yan tutmayan, nuçlulan suçlu, suçsuzları suçsuz sayan, cinayet işleyenl yakalayan, cezasmı verebilen, ona buna hoş göriinmek. ödün vermek zornnda olmayan bir hükümet beklivoruz ulusca... Yol kesip yayiun ates açarak bir polisl öldürenlerl heplmlz kınadık. böyle eylemlerin siyasal davranışlan olmayacağını söyledik, katillerui blr an Bnce cezalandınlması gerektlglnl yazdık. Dayak yiyerek ölen bir Edge, cenazede de dövülerek ölen Şefik Özdemlr, komando adlı kimselerln yayiun atesiyle Ziraat Fakültesi önünde öldürüien Aynur da bizim çocuklanmız, fcardeşlerimiz. Onlara da aynı özeni, aynı ilglyi, «evgiyl göstermellylz. KoUuk güçlerl katiUeri bulmakta büyük çaba harcamalıdırlar. Şu falanca partinin üyesi, şu bllmem kimin yakını, bilmem kitn «devlete yardımcı» bir güçten, gibi düşüncelerle, hesaplarla Işi yavas, tutmak, soruşturmaları sonuna dek götürmemek ulusun gözünden kaçmayacaktır. tıeplmlz biliyoruz, üıanıyoru» ki, MC iktldannın yerine bir CHP hükümeti olsa, hatta «sornmlnluk nedir bilen» herhanşri blr hükümet olsa. bütün bu kanh olaylar hemen kesllecektir. Ecevlfin yedl avlık başbakanhgı suresinde trh bir clnayetin işlenmemesl, tek blr karlı olaytn çıkmaması bu in»ncımızın kanıtıdır. Tercüman YILLARDAN BERİ ARANIP DA BULUNUMAYAN ŞAHESER EskiEserler < ec 94 ve 95 numara.ı kitoplorı tttiharla takdim eder ec 2 o G BOyOk ç*n\m\» vandfr haktt plyasada bulunamayan kltabın "Onsö^ünd* dlyor ki: yccan nâracılanna ssttıOmız köhne blr halı parçasının hakikl flatını biliyor musunuz? Veya evdeki hanımlann kalabalık etmesln diye sattığı dört peşli entârlnln ne ettlğini takdlr eder mislniz? Blr Ihtiyaç karşısında göturup sattıuınız bir el yazması kitabın dedennl biliyor musunuz? lşte bu suallere karşı biran Içln oisun, "Ben bllirim" dOşOnceolnden vazgeçer ve vicdanınızdan kopan bir cevap verecek olursanız ş0phe3izdlr kl "Hayır" diyecekslnlz. Demek oiuyor kl Avrupa'ya, Amerika'ya giden veya kaçınlan eserter de bir bütun halindeki bilglslziigimlzden ileri gelmiştir." "Maksadım şudur Madem kl bu dunya insanla doludur ve her insanın da kullandığı moteaddit e^yası vardır; şu rıalde her eşyanın da blr antikası ve kıymetlisi vardır. Meselâ. blr evde halı. elblse, bakır, tesbih. şamdan. tofek, çanakçömlek, daha ne bileylm tencere, tava, tabak, kase velhâsıl akla gelebilen her ne varsa bunlann hepsinln de antikası Olur. Burada Wr sual sorayım: Her sabah' kapılannızın Onunden geçen "Eskiler alayım" daha da yozlaştırmaktan başka bir işe yaramadı. Türkiye'nin toplum yapısım temelden yozlaştıran bu yeni «ara sınıf» bir rastlantıyla oluşmus degil. Geçenlerde gUndeli): gazetelerde yer alan ıotograflar durumu apaçık belıçeliyor. 1976 Türkıyesind9 «Nasyonal Sosyar lizm»in önderi ve başbakan ymrdımcısı TUrkeş, Marmara layılarınm güzel Sellmpasa bucagmda sekiz bin kadar gecekonducuya tapu dagıtmaktadır. Foto^rafta görülen tapu sabibi kisiler iyi gıyimli, hiç degilse orta sınıf küıklı insanlardır. Bu resmin altında blr taska fotogrefta da, Türkiye'de demokraük sol'un. temsilcisi oldugunu ileri süren CHP'nin Beledıye Başkını Isvan, Türkeşin yaptığını yapmaktadır. Gecekonduculara tapu dağıtmaktadır. Yoksul görünuşlü kışiler degil. En azır.da orta smıf giysili insanlara. Anadolunun çorak yerlerinden büyük şehirlerin vurgun v» bol kazanç kargasasına koşmuş uısanlarm çoğu, yürürlüktelci koşul lara uygun yollardan bu yol 7a S salara ters dUsse bile kısa rilrede tırmanma çabasıyle herseyı yapmaktadır. Zira, vurgun düzenine ayak uydurabilen kazanmakta, toprakaltı fonîara düzenindcn marley döşell ve B. T. B. yüzlü yapüara tırmanabümektedir Ne S var ki, tırmanmacıiığın Udını ai S mıs bu yeni «ara sınıf»:n elde et S tigiyle yeünmestnl beklemek pek S çocuksu bir kendimizi aldatma 5 olur. Zira «BUyük vurguniar.ırj kınnblanyle blle kısa sürede varlıklı kisiler arasına kablma yoiu S nu keşfedlp yararlanmış «dünkü yoksul>dan daha başka bir davranış bekliyemeyiz. Şehrin gökdelen yapılan kuyruklu otomobllleri, kıyıları süsleyen milyonluk villalanyla baslan dönmüstür. Gü nümüz îstanbul"unda güçlü iki kamp gittikçe daha ağır basmaktadır. Son on, on beş yılın büyük vurgunlanyle sağlanmış milyarlarl^ oynayan para babalan ezınlığı. Yine son on. on beş yılda sayılan belki de milyonu aşmış «Tırmanıcı«lar yıgmı. Gecekondudar. apart mana, patlak pabuçtan taksl t?letmeciliğine, ırgatlıktan karaborsacılığa tırmannuş olanlar, tek amaçlan yürurlükteki «vurgun dü zeni.nden sonuna kadar yararlanmakta olanlar. Yararlanmak İçin her şeyi göze alabılenler. Milyarlarla oynıyan btr avuç para babası gibi! Bu lkl sınıf zümre arasında sıkışmış, buııalnns gerçek küçük burjuvalar, günümüz TUrkiyesi"nin toplum yapısmda önemini gittikçe yitirmektedir Türkiye Cumhurıyeti toplum ya pısını kitap sayfalarmdan degil, olaylann gözlemivle inceleyince, durumu yadırgamamak çerekır. Zira az sayıda da olsa bilinçl) Türk emekçisi, işbaşmda hangi parti olursa olsun, hep rlllmiş, kovalanmış ve ezilmiştir. 27 mayıs 1960'tan sonra kurulmuş CHP kökenli Türkiye îşçi Parüsi bile. iyi niyetli burjuva aydınlannın ve o sırs yürürlükte olan seçiro kanunun yardımıyle biraz sesinl duyurur olunca, kapatıîıvermiştır. Gerçl şlmdl tşçi Parüsi yine vardır. Vardır amma, bir değil, Deş, ya da altı parti o'.arak. 1946'larda Birleşmiş Milletler beyannamesinı Imzalamış CHP'nin önculUgüvle Türkiye'de kurulmus sendıkalar 1950 1960 arasında Amerikan sen dikaeılarınca iyice eğitilmiş, örgütlenmiş ve 'steğe uygun yeıistirilmiştir. Emekçi sayısının bir çok milyona vardığı Türkiye'de. toplum bıtim kurallanna ters düsmeven bir sosyalizm glttikçs hayal 03maktadır. Bilinçli burjuva aydınlannın sorumlulugu elbette büyüktür. Ne var kl, TUrkiya'de büyük sermaye çevreleri, Szellikje rabancı sermaye İle lşbirliğindsc sonra, çok planlı ve bihnçli biı uygulama dönemindedir. Aydınlar, gözden kaçan bu olaya dikkat etmelidir. gımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınm g TEŞEKKÜR Aranuzdan aynlıp edebiyete intikal eden kıymetli varlıgımı» REFİA GÜÇER Hammefendinin cenaze merasimlne lştirak eden, Türk Eğitim Vakfı ve İstanbul Çocuk Sağhğı Demegine bağışta bulunan, evimize kadar gelmek zahmetinde bulunan, telefon, telgraf ve mektupla taziyette bulunarak acımızı paylaşan akraba, dost, arkadas ve yakınlarımıza sonsuz teşekkurlerimizi arz ederiz. At LE St (Radar Reklâm: 1276 13642) s •taımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiı yün işleri, yemck, borck 120TL ödemdi okjrok tarifleri g«neldoğıtım 6oybkcrltl«r Cod.No.2yi A|ISTAN8ULdonnteylnlr. (Ser Reklâm: 365) 13653 /% BÜTÜN KİTAPÇILARDA Genel Dağıtım: BATEŞ Cumhuriyet 13662 îstanbul iktisadî ve Ticari ilimler Akademisi Senato Başkanlığından : Yüksek Okul olarak kullanılmaya elverişli bina fciralanacaktır. Kiralık binanın femti. metrekaresi ve kira bedelinin yazı ile Akademi Baskanlığuıa büdirilmesi duyurulur. (Basın: 29785) 13651
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle