29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
COMBÜSfTn arfhlerinln hemen her döneminde çoğunlukla toplumlar, bir devrim, bır hükümet darbesi karşısında, once çok heyecanlanırlar; sokaklar» dökülüp bağınp çağınrlar. Devrımi, darbeyl alkışlarlar. Hele dunya yuzunde, geçmışttJ gorülen ıhtılâllerde çok kan dökülmuştur, ıç savaşlar, asmalar, tutuklamalar olmuştur. Bu gıbi olaylar karşmnda once heyecanlanan büyük i'.tleler, halk, önce alkışladıği devnmcılen, darbeciJeri; araaan uzun bır süre geçtıkten sonra, ya lyi etttıa de alkışladım; ya da niye alkışladrm? diye düşünmüştür. Devrim deyınce hemen akla olumlu, toplumun iyüiğıne devrıın gelmemelldir. Toplum alejnıne nıce darbeler, devnmler goru> müştür tanhte. Omeğin bütün Alman halkının hep bırlıkte katıldığı pek az karşı çıkanlar bir yam Hıtler'ın Nazl eylemi gıbı... Sonradan ptçma olan olana... 8 KUIM 197« T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Kimi Alkışlayacağız Samim KOCAGÖZ ortaya Bua'.ann en belirglnl, Mustafa Kemal'ın devrim, savaş sırasinda eşrafla, ağalarla, hocalarla, gıderek Osmanlınm burokratlan ile isbirlığı yapmıs olmasıdır. Bununla kalmayıp, îngılizlerle işbirlığı yaptığını llen sürenler oldugu gıbı. Sovyetler Bırlıgı ıle de işbirlığı yaptığını ılen surenler vardır. Hemen soylemehyız ki, Mustafa Kemal, 1919'un kaynaşması koşullan ıçmde hemea her grupla, hemen her devlet»e, usta bır politıkacı ışı, usta bır taktücçi olarak, ama ulusun çıkarına bal gıbı işbırlıgi yapmıştır. Kımının gucunden, kımının blrblnyle çatışmasından, kımının korkusundan yararlanmış, ereğıne oylece vürumüştur Fethl Nacı'nın blr yazısında hakJı olarak bellrttığı gıbı, bu ışbırhği, «geçıci ışbirlı*ı»dır. Tarihın kiml çok Önemll, olümkalım döneminde uluslann bütün egemen guçlenyle, halkm butunleştıği bır devrimci topluluğun, ya da bır lıdenn çevresinde toplandığı çok gorülmüştür Ta kı, sonuca varana dek bu işbirlığı sürmüştür. Sonuç ahndıktan sonra herkes yoluna gıtmışür Genellıkle boylesıne işbırlıklen, bır ulusun olüm kahm savaşı verdığı sıralarda gorü'.muştur. Bizım yakın tarıhımızde en çok tartışılan devnmlenn bıri de 1908 tkıncı Meşruüyet devrımidir Asü bu devnmın içinde îttıhat ve Ttrakki Cemivetırun durumu tutumudur. Hele 1909'un 31 Mart (vakası), Hareket Ordusunun RumeUnden îstanbul'a yürüyüşü, Sultan lîamlt'in Dervış Vahdetı olayındakı rolü, hep tartışılır. Daha sonraki yıllarda Ittıhatçüarm ıktıdara gelışi, Osmanlı Devletınl Bırınci Dunya Savaşına sokuşlan da hep tartışma konusudur. Ba sbzlerl ederken, tanhın belgelerınden çok, tarunsal gerçeklerden çok bugun bı]e hâlâ taraf tutan hiııpleri, gruplan, sıyasal eğılımlerı kast etmekteyiz. Daha yakın tarlhimızde de 27 Mayıs devnmı ıçin aynı sozleri soyleyebılınz 27 Mayıs 7 yararlı mı oldu, yararsız mıydı Şoyle günümüzde ulusumuzun kaynasmasına genel olarak bakacak olursak, Meşrutıjetten ben her devrımın toplumumuza yararlı olduğunu soylemelc olasılığı var. Bunun içın ylne uzun uzun tarihe egümek gerek karara varabılmek içın Ne kl bızım sdzünü ettığimiz kararsızlık. tarihe eğllemeyecek kıtlelerin, polıtıkacıların guncel tutum ve jonımlarına kulakasan halk gruplannm tutumudur. Bu söyledıklenmın örneğtoe 22 23 ağustos gecesı Izmir'ın Fuar'dakı açık hava tıyatrosunda tanık olduın. Nahıt Sırn Örik'ın •Abdulhamıt Düşerken» adlı romanından Kemal Bekır'ın sahneye uyguladıgı «Düşüş» adlı oyunu sejrederken, SULTAN HAMÎT'i alkışladık' Ben, kend! hesabıma. Sultan Kamıt rolünü buyük bır başarı ıle oynayan Süha Tuna'nın ustaca oyununu, aktorü alkışladım. Mehmet Şehabettın Paşa rolünu Blzde de Tanzımatt«n berl, çok devrim, çok darbe görülmüştür. Devrimlere, darbelere karşı olanlar bir yana, çoğunluk belkl de Içır.d» yaşadığı toplumsal, tarihsel koşullardan ötürü bu devılmlerden, darbelerden yana çıkmıştır. Aradan bır süre geçınce, halk, hep duşünmuştür: Eu devrun, bu darbe, haklı mıydı? Bızm içln geçrnişimizde iyl oldu mu? Yakın tanhımızde nâlâ olumlu muydu, olumsuz muydu? dlye tartışılan devrlmler, darbeler vardır. Diyelım tarihçi'er, bu devrımlerm yorumunu, nıtellklerlni açık seçık ortaya koyamamışlardır; koymuş olsalar da Uericı olsun, tutucu olsun, gericl olsun, bir takım topluluklann bu olaylar içın ozel düşunceleri vardır. Olumlu olum»uz anlayıs ve yorumlar, haikı etkller, Kiml olumsuz mançlara goUırür; tarihsel olaylann gerçeklerlnı, belgelerlni bir yana ıter. Bıztın toplumumuzdn da hep boyle olagelmlştir. Kuşkusuz, güncel polıtıka yapanlann yorumu tanhsel olaylar lçm, bır zaman toplumu, halkı b;r yana çeker götürur, hem de tarıhı unutraacasına.. Unutturmak lstemecesine. Bugün hâlâ en büyük devrimlmiz lçm, bıze CUMHURİYITrı getıren Mustafa Kemal devrımi lçin tartışmalar sürüp gıtmektedır Mustafa Kemal devrımi, Kurtuluş Savaşı, antıemperyiılıst bir devrim, savaş mıdır, degil midir? Oeglldır dlyenler, birçok nedenler ileri sürmektedır çok İyl canlandıran Haldun Msrlalı'yı aJkısladım. Otekı, rollerinln hakkını vererek oynayan aktörleri candan alkışladım. Bir de gordum kı, ıkı yakamdak: seyircı yurttaşlar içinde aktorlen değıl, gerçekten, canı gönulden Sultan Hamıti alkışlayanlar iar, aktor umurlannda değıl. Bunların İçinde tarıhi bılmeyen bılinçsiz seyırcüer olduğu gibı, şartlanmışları da vardı. Bu sezglye nasıl varabıldım? Seyırcılerln kendi aralarındaki konuşmalara ıster ıstemez kulak mısafıri olarak. Bir devnmcının yozmasını, ıhanetlnl romanı sahneye uygulayan Kemal Bekır, çok iyl } orumlamıştı. Ne var ki Sultan Kamlt, çok çana yakın, sevımlı, hasta olarak kendıne acmdıran bır adam olarak ortaya çıkıyordu. O zamanın devnmcılen Ittıhatçılar, sahnede mrbırlenne duşunce, arkamda oturan bır seyircı, yanındakıne, .Bunlar da Mıllı Bırlıkçüer gibıymış. » dedi Arkadaşı doğruladı Bır başkası, «Sultan Hamit'e Menderes glbl birşeyler olmus..» kanısına vardı. Oyunun sonuna dofru, sahnede, bır «Hareket Ordusu gelijor'» sözlen döndü ama, tarıhı ıyi bılmeyen sevırcı, ordunun gelıp gelmedığüıı anlayamadı «Sultan ne oldu?» sorusu dondu seyırcüer arasında. Şu kanıya vardım: Romanı sahneye uygulayan Kemal Bekır, oyunun sıyasal ağırlığını bır haylı golgede bırakmışM Gazete satıosı tıpıyle de sıyasal j'apıyı bır haylı gülunçleştırmiştı, hafrfe almıştı. sejırcı bol bol güldu Oysa zamanında herhalde bır gazetecınin oldürülmesı, özgurlüğun sozu blle bu denlı halk arasmda alaya alındıgmı sanmıyorum . Nahıt Sırn Önk'in çok değerli bulduğum, edebiyatımızm savılı yapıtlarından saydığım «Abdulhamıt Düşerken» adlı romanını bır kez daha okumak gereksinmesını duymaktayım Çok jıllar geçtı aradan okuyalı Romamn değerî yenl yenı ortaya çıktı, kabul edıldı Bu da yararlann çılesi Bu yazıda ne romanı, ne de oyununu eleştlrmeye kalkıstığımı soyleyecegım. Dıyecegım o kı bız toplumca, ne tanhımizde, ne gunumuzde hâlâ kımı alkışlayacağımızı ne yazık kı bılenıemekteyız. Bılmek de ıstemıyoruz. Sadece aktorlen alkışlamak yetıp artıjor bıze... îyi aktorier de alkışı hak ediyorlar kuşkusuz; hemen her alanda, sadece sahnedekıler degil o KÖLE SADUN TANJU üyük blr panfk içinde görtlyorum lnsanlan. tal olmas. hatırı sayüır ücret alması, emeklilik, sağlık sigortaa falan fılan yetmıyür Kıra herkesin belınl büküyor. N« yapıp edip bır eve, bir kata sahip olmak en büyük tutku günümüzde Ve alabildığıne bır somürü var lnsaat lalnde. Mılyonlara satılan apartman dsxreleri, ancak yUs binler bdeyerek baş sokulabilen kıyı kOşe asmtlerlndekl nohnt oda bakla sofa evler ve basaranlar lçin ne büyük bir mutluluk' Artık kıra vermeyecekler . Bır şeyler hissediyor ınsanlar Bugünkü bozukluklann, kuşkuların gıdenleceğine güvenleri yok. Yann daha köta olacak dıyorlar Arsaların, bınalann. makinelerin ve her turlu yıyecek ve htıyaç maddelennin fiy3tlanndakl ölçüsüî artışa bakıp, kendılennı somürünun kollanna atıyorlar Bugunun Turkıyesınde kaç kı?ı bır ev ve onun donaümı ıçın gereklı parayı ömru boyınca biriktırebilır? Blnktirenlenn vardıkları mutluluk nedır. Bir ömrii blr küçük daire •e bir kaç parca eiva lçin harcamak! Binktiremiyenle» rın ıse dızlennı dovuşuns 'nırek dayanmaz Bir dlkill «e»vcım bile yok sa yer yiızünde'.. B YANL1Ş AMAÇ Insanlara mutluluk dlye nasıl aptalca «varma noktal*n» gosterdıklannı düşunup üzulürum. Sıgorta kredısı ile sahip olduğum evi, en az otuz yılda bir araya getırebildiğım eşyayı seyrederken neler duşundUğümU çoeııklanmdan bıle saklamısımdır. Bahçs duvannm uzenne oturup baa geceler, ışıklan yanan evımı seyre dalarun Herkes yattıktan sonra oturup bır koltuğa, gozlerimi gezdıririm iç çeMm yapan bır fılm yapımcısı gıbi eşyamm üzerinde. Kaç milyon insan lçin mutluluk ve gunır ve boşa çitmemls bir yasamın sevincldlr bu? Saçma! Yaşama buradan başiamau rerekirken Insanlar, buraya vardıklanna sükredıyorlar. Ölümden Sonra ölmek... OKTAY AKBAL YÖNETİCİLER VE BENCİLLER YÜZÜNOEN Her lnsana yasadığı ramanın dünya mmetlerlnden do•nımluk bır dılım kesıp vermesini bdmeyen yöneticiler ve bencOIer yüzünden bir türlü yaratamamışız gerçek uv?ar« Iıgı. Herkese ev, herkese iş, herkese eğıtım, sağhk, güvence üzenne kuracakken uygarlığımızı, bunlara varabHmeyl ujgarlık saymışız Boylece, blr şeyleri obnayan kolelerle ber »evleri olan köleleri doldurmuşuz dunyamıza. Koleıerle uvgarlık \aratUamaz. Herkese yetecek kadar mal ve besla üretme kültüründen voksıın kalmış şu dunvada, özgnrluk ve esiüik ficerine herkese yetecek kadar flHr üretUmistir, hlç olmazsa bunu dağıtsalar yeter. Ama hayır' Bunu yapabılseler gerçek uygarlık yaratılır, dunya tumden değişır, yaşam başka bir anlam kazanırdı. Va ne yazık, insanlara bagfin Hk öitreUiecek şey, örnek dlye jaaterilen uygaruklann dünyayı yeniden knrmsk işini asia ciddiye almadıklsndır. Evet Hayır ÖZEL SANDIKLAR TC Emekll Sandığı, Soayal St gortaiar Kurumu ve BAGKÜB gıbı uç buyük sosyal guvenlik or gutünden başka, bır de adına În saca «Ozel Sandıklar» dedıglmız Emeklı Sandıklan vardır. Ozel sandıklar, Bankalar (T.C. Ziraat Bankası, T. Halk Bankası vb. gıbı resmı bankalar dışındakl bankalar), sıgorta ve reasurans şırketlen, Tıcaret Odalan, Sanajı Odalan, borsalar ve bunların oluşturdugu bırhklenn Emekll Sandıklandır. Bunlarda 50 000'e vakın çalışan vardır Eş ve ço cukları da eklenirse, 200.000 do layında kışının sosyal güvenlıgi soz konusu olmaktadır. Ozel sandıklarda çalışanlar, T. C Emeklı Sandığı, SSK ve BAG KUR kanunlanna baglı ol madıklanndan, bunlann emekll aylık ücretlen, tazminat ve :kra lyelen, yonetıcınin karar ve ınsafına bağlı kalmaktadır. En kutsal bır hak olan ve dar gelırlıler yaranna kullanılması gereken sosyal güvenlık normları, sandıklardakı yüksek yönetici'.er ve yönetim kurulu üyelerini hosnut edecek şekılde sapianmaktadır. Bu koşullarda, sosyal guvenligın bırliğınden ve esitlıgmden sdz etnıek mümkün değıldır. Eşitsızligın gidenlmesı ve sos yal güvenlikte bırhgın sağlanma sına ılışkın çeşıtlı çalısmalar ya pılmış ve alınması gereken onlemler İlk olarak belirlenmiştır. Mehmet KOYUNOGLU BAÖ KUR GEN. MD. MALÜLLÜK IŞLEBİ VCD. SSK guvencesınde olması, onlann aynca ek yardımlasma örgııtleri kurmasma da engel değildır. Ek sigorta kurma hakkı açıkür. MEYAK, OYAK, İYAK gıbl ek bir sıgorta kurulabılir. Bundan boyle, SSK güvence«=ln de olan ozel sandık persone'mın emekll aylığı (bır kısım yonPtıcüerıne gore) aşm dengesız olraayacak; sandığın ıflâsı, tasfıyesı, dağılması v b ile sosyal guven lık şemsıyesinin kendılerme ka pah olduğu acısı ile karşı karşı ya gelmeyeceklerdir. özel sandıklann SSK'na bağlanmasıyle yukanda da değındıgı " l ' T gib<, PŞ'tüğP V» «m«ya! gıjren da glderUecek re Uglll kurulusla nn denetımı ve sosyal guvenlik fonlarının çoğalması ve dolayı sıyle bır gelışme sağlanabilma•ı mümkün olacakbr. Sosyal Guvenlik Bakanuginıs kurulmasmdan s"*"~ özel «andıkların Sosyal Sjgortalar Kurumuna bağlanması, sosyal güvenlik t« bırliğın sağlanması yonu.ıcle bır geli«jmedir Ancak, sosyal gfl venlık bır butundur Bütünliıjijn saglanamaması. kopukluklar otekı sakıncalar bır yana, (sosyal gü venlıkte) hak ve yükümlülUkler acısından aşırı dengesızlıklere. eşıtsızlıklere neden olmaktadır. Bu bakımdan, çesitli bakanl'klara bağlı olarak yürUtülmekte olan sosyal yardım ve sosyal hif metlerle, öteki sosyal güvealik kurumlannın (ozellıkle TC Emeklı Sandığı) ılgüı bakanlığa bağlanması gerekmektedır. emUk'te çıkan hafUlık «KSrfe». ıraMtestaden blr haber: «Lnlu yaıar Şevket Sureyya Aydemlr'ta olfimünden sonra Umurbeyde bulnnan dlnlenme evi ve içlndeM esyalar 21!L L n d a n a d e U v»Smalanmıştır. Yaz arlannda Imuroeydeö ertnde dinJenen ve bu ara çalısmada bulnnan unlü yaw.nn anJ olumu uzerine büyük oflu O. A. cvlndekl bütun eşyalan ve babasının değeri parayU ölçulemeyecek Htaplanm tılo ile satmış. yetmezmlş gibl de evın kapı, pencere çerçevelerini, lavabolannı, çeşmt mermerlerini de sökerek satmıştır. Lnlu jazann büvuk bır özenle yaptırdığı evi kısa zamanda vlraneje ddnduren e\lida Lmurbejliler «Âlimden zallm olnrsa böyle olur» demektedlrler. Olay ünJü vazarı tamyanlar tarafmdan özüntü Ue karsılanmıs dnnım e?ine bildirilmiştirj» Bir haber. Belkl haber büe değü. Her gün yıfınla lnsan ölüyor, evlnl barkını eşyalannı kâfıtlannı, kltaplannı, parasını pulunu bırakıp gidiyor. Ardından ne olacak ne bitecek, nerden bilsiıı! En acıkü Rörünus. bir avdının. blr vazann; hlr bUlm adamının ardında bıraktıklarıdır. Hele onlar değer bilmeyen klşilerln eUne gcçmlssf!.. Hukuk derler şunu derler bnnn derler, klmseye el surdurmezler, kaldınp atarlar, satarlar dunyalar değerindeki bir takım anılan; belfeleri; eşyalan... Oysa o adam nasıl yıllarmı vennlstir, nasıl göı mını dökmüştur, nasıl umutla hazırlanuştır bütun bunJarı Şevket Süreyya Aydemir Türk toplamunun yetistirdığl önemü aydınlardan birlydl. KJsillğiyle, yaşam serüveniyle; yapıtlanyla; yanlanyU etkıledl yığınlan. Çok şey oğretti genç kusaklara.. YıUardır ümurbey'de kendi begenisme göre yaptrrdıgı bir köv evinde yasıyordu. Gerekmedikçe kente Inmlyordu. Tazılanm ordan yazıp yolluyordu gazeteye. Herkes iaoıyordu onu orda, seviyordu, gurur duyuyordu. Yası sekaene geldl. Her isin blr sonu vardır, yaaam denen seruvenin de . Blr gün öldü. Ardında bıraküğı değerli belgeler, notlar, resimler, mektnplar blr billm knrnlunun aylarca çalısarak elden geçlrmesl gereken şeylerdl. Sık sık aklıma gellrdl, ne olacak bu kitaplar, belgeler, notlar diye, herhalde diyordum varislerl bütün bunlan ümversiteye >a da bir billm kurumuna bağışlarlar. «Kdrfez» gazetesindeki haberi bflyük üıuntüyle okudum. Sizler de bu uzüntüyu dujacaksınız elbet. Bir zamanlar tarihçi Falk Reşit, Atatfirk'ün, doğu Ulerinde ordu komutanıyken yazdığı bir genelgeyi bir kese kâğıdı biçiminde nasıl bulduğunu yazmıştı Böyleylz biz, ölenin ardından biç de anısma yakışacak blçlmde davranmayız. Niyedir? O ünlü ölüden nerdeyse oç alırcaama tüm eşyalannı, kitaplarraı, notlannı dağıtır, yok eder, ortadan kaldınnz. Geçenlerde yazmıştım büyük öykü yazarımız Memduh Şevket Esendal'ın yazdığı r o manlann el yazmalan bir turlu bulunamıyor. Kimde, ne oldu, bilinemijor. Bunun gibi daha nice acı olay anımaanabilir. Aydemir'ın evi blr müze olarak, bir kıtaplık olarak kalabillrdl. Hem bunu Gemlik Belediyesl düsunmeliydi. «.Körfez» gazetesl boyle bir girişimde bulunmalıydı. Hiç birl yapümamıs, Aydemlr'in evi yasal \arislerine teslim edilmls. Ünlü bir ölünün sahipleri yalnız onun varisleri midlr? Bir insan ulusal bir değerse, ulusal planda kendlnl benlmsetmis biriyse, onun flzerinde toplumun Oa vazseçilmez hakları yok mudur? Toplmn sahip çıkmalıdır o klşiye . Çıkmazsa lşte böyle olur, değil kitapları, yazılan, evinln mnsluklan, Idremltlerl büe aSkülerek satıJır «Körfez»deki baberln doğnı olmamasıru lsterdim. Ama blr gatete durup dunırken adıyla aanıyla yalan haber yayınlamaz. öylejse Umurbey köyündekl ev, içindekl IdUplan, belgelerl, resimleriyle, anılaşmış eşyalarıyle ortadan kalktı ya da kalkmak uzere . Ben derim ki Gemlik Belediyesi vakit geçmeden bu konuya el atmalı, Aydemir'in evi daha tümüyle yok olmamışken, esyalan daha dagümamışken bu da bir umut! ne kurtarabilirse onlan kurtarmalı . Bizleri de bir saygısızhğın utancmdan, acısından . G lığın amacına ters düşen ve sınır U blr gruba yüksek emeklüık ge tlren ayncalıklı uyguiama, bir 0) çude önlenecek, adıl ve saglam sosyal guvenceler saglanacaktır. Ote yandan, sosyal güvenlıkrt Uretım çoğaltılması ve istihdam yaratıcılık önemlıdn Sosyal gUvenlik fonlan, çalısanlann yatırdı gı pnmlerden oluşur; bunun en ıyı şekılde kullanılması gerekır. Devlet, bu fonlann kullanılmasına ozel bır özen göstererek, sos yal ve ekonomık kalkmmaya katkı sağlamasına çaba gostenr. Oysa, özel sandıklann fonlan nın çoğu kez, nasıl kullanıldığı bilinmemekte, plân ve proğram ılkelenne uyulup uyulmadığı sap îşt^ b(i «!»nriik lann (sosyal güvenlıklerınin) SSK'na baglanmasıyla bu sakıncj ÎSA, MUHAMMED VE 2000 YILI.. Bilmiyorum, gazetelerde, dergılerde zaman zaman çıkan dünya nüfusu ıle ılgilı haberler dıkkatmızı çeker mı? L'Exprea» dergısi, önümüzdekı 25 yılda 2 müyar daha artarak 6 mılyara yükselecek dünja nulusunun nasıl besleneceği sorununa eğümiştı, arkadaşlanmız çevınp bizim gazeto de de yayınladılar. Dergı, tahü üretımi artışının hızla artan dunya nüfusunun çok altında kaldığına dıkkatl çeklyor ve on yü içinde milyonlarca insanın aç kalacağını haber venyordu. Hlndistan, Bengaldes ve diğer üçüncu dünya ülkelerlnde insanlann, vucut ve beyin gelışmesı ıçin gerekli hayvansal proteınin beşte binnl bıle alamadıklanm öğrenıyorduk. Bütün bu ülkelerde nürua 20 25 yılda bir misll artıyordu ve dfinya, beyinleri ve nicntlan gellsmemls insanlarla dolnyordo. Televızyon tilmlennde Merihlilerin dünyamızı ele geçlrmege kalktıklan fantazısi ile koskoca bir uygar Ulkeyi heyecanlandırmayı basaranlar, dünyanın aç ve Iyı gelışmemis Insanlar tarafmdan yakın blr gelecekte gerçekten lşgal edılebılecegi olgusunu gormezlıkten gelebılıyorlardı. Onümüzdekl 35 yü içinde dünyada 4 milyar insan daha «riyecek, iş, ücret, ev, efritim, sajük, güven, rautluluk. dij» bagırmaga baslıvacaklardı ve İsa'nın 250 müyonlnk, Mnhmmraed'in 300 mllyonluk dünya«ıı yanında 3000 vıllanmn 8 milyarbk dfinyası akıl ve dujfnda bambaşka ölçüler Utey«cekü. 92 NO. LU KITABI IFTIHARLA SUNAR BİRİNCİ CİLT KAPIŞILMIŞTI (KİIKİCAT YAYINLANDI Tercüman 1001 TEMEL ESER IKlNCi Kalkınma Plânı dönemlnden bu yana, ozel sandıklann Sosyal Sı gortalar Kurumu bünyesıne alın ması ve böylece adaleth ve gavencelı bır sıstemın saglanahılmesı ve sosyal güvenligin bır çatı altmda toplanmasma ilışkin çalısmalar yapılmıs ve amaç lan gerçekleştırecek hedefler, proğramlarda da gostenlmişır. Ö zellıkle, ozel sandıklann Sosyal Sıgortalar Kurumu ıle bırleştırıl mesı ve nedenlennı de içeren bU kümlere yer verümistır. Devlet Plânlama Teşkilâtı tarafmdan bazı ozel sandıklarda yapılan araştırma ve incelemelerde, sandıklann aktuaryal hesaplannı yaptırmadıklan, büançolannın n celenmedıği ve mall denetım de yapümadığı içın geleceklenne kuşku ile bakildıgına degınümış tır. Kuşkusuz, bu kuşkular, bu sandıklarda çalısanlann uzun va deh sıgorta kollanna karşı güvenliklermın kiml yöneticUeria msaf ve gorüşüne bagh olması ıle de yakmdan ılgüidir. Oysa, sosyal güvenlikte, bu temel ılkelerden, hatta sosyal guvenlik ten bıle soz etmek mümkün ds ğüdır. Sayılan kuşku ve sakıncala nn ortadan kaldınlmasına üış kın somut hukümlere 1976 proğ ramında da yer verilmış ve «Ban ka sandıklan ve reasurans sır ketleri proğram döneminde SSK ıle bırleştinlecektir.» denllerek konuya kesınlik kazandınlmıştır. Bu konuda da sorumluluk, ılgıli bakanlık olan Sosyal Guvenlik Bakanlığına verUmektedır. Daha öncekl proğramlard» da bu ve buna benzer hedefler sap tandıgı halde, gecıkmenin nedenı nı anlamak zordur. Çünkü, plan ve proğramlar, Bakanlar Kurulu karan ile oluşan metuılerdır; uygulanma zorunluğu vardır. Uzun yıllar gündemde olan va fakat uygulanmayan bu zorunluluk, 1976 bahanna kadar gedkmlş ve sonunda sorumlu Bakan lık olan Sosyal Güvenlık Bakan lığınm hazırladığı yasa önensı, çeşitli engel ve etkilere rağmen yasalaşabılmiştır. Resmî Gaze'e nin 26.5.1976 tarih ve 15598 sa yılı mükerrer sayısında yasnnlanan 1992 sayıh yasanın sandıkJar la llgili maddesi, plan ve proğram ilke ve amaçlanna uygundur. Yasa çıkacağı günlerde ı e sonralan, ban çevrelerin, kamu oyunu ters yönde olustunnas! çabalan görülmüstür. Oysa, 1992 sayılı yasaya göre. sandıklann mallaruun. tesulerinin, kamolın nın ve öteki mülklermin SSK'ya geçmesı, bunların devletleştinlme si, tl konması soz konusu de£ildir. Konu, salt sosyal güvenlık ı'p ilgılidir. Bu sandıklarda çahş>ar larla işe glreceklenn (sosyal PI venlıkleri acısından) bundan böj le 506 sayıh yasanın güvencesmde olmalan söz konusudur. Kaldı ki, dzel sandıklarda çalısanlann sosyal güvenlikleruün TARiHiN HIZI Yaaamı dUMnlemade üd büyük zek& olarak kabul edllen ts* ve Mnhammed'e gelinceye kadar zaman ağır akardı dUnyada. Blr toplumun bir raisli büyümesl lçin 3 btn yılm geçmesl gerekirdi. Duygu ve akü. değışmez blr mıras gibi kuşaktan kuşağa geçerdı. Eskinin tecrübesl, esldnin bilgisi, eskl kurallar ve eskl değer yargılan yaşamm dfizeninl «açlardı. O kadar aÇır akardı ki tanh, insanlar bır değişmezlik v* tekdüzelık bıllnci içinde kalırlardı. Tarihael durgnnlnğnn smınndadır son iki peygamber ve onlardan sonra »kıs glderek hız karanmafa başlamıştır. Fatlh Bizans uzenne vardığında 400 milyon İnsan yaşardı dünyada, lmparatoriuk çokmsge başladığında dünyada yaşayanlar 1 milyar oldu, Cumhuriyet kurulduğunda da 2 milyara yaklaştı. Demek kl, son iki bin yıl İçinde, tarihin hızı önce blr misll, gonra 15 nüsll, arkasmdan da 40 ve 80 mlsli artraafa başUdı. Şlmdi zaman, peygamberler çağmdan yüz misll daha hızlı akıyor; akıl ve duygu bu hıza uymazsa insanlan mutsuzluk bekliyor BAŞIMIZA GELENLER BAŞIMİZA GELENL"ER 30 YILA SlGAN 3 BiN YIL Y««am ttaerlndekl düşUncelerl, yaşayanlarm tümflnfl kapsıyacak şeküde geuştırmek gerekiyor. Yaşamı değistirmek, çüzelleştirmek eyleminin kapsamına daha 4 anr önce 500 milyon insan girerdi, simdi S misll kalabalık blr dünyadasmu, bir ömür içinde onun da bir misll büyüyeceğini göreceksinlz. Yani, Isa'dan ve Muhammed'den önce 3 bm yılda yasananı, şimdi 30 yılda yaşıyacaksınız. Aynı düşünce ve duygu temposu, aynı değer yargılan ve kurallarla nasıl sığdınrsmız 3000 yılı 30 yıla? Bırakalım dünyayı da, Turkiye'de 40 milyon yeni insana 30 yılda nasıl bir yaşam hanrbyabülrlı, ba kafalan ve bu yürekleri degiştlrmeden? Onlan Anayaaal özgürlukler ve naklar doğrultusuncta çagdas bir duzeyde yaşatacaksak; onlara ev, iş, ücret vereceksek, otuz yüda üç bin yıllık işi başaracaksak, üstelık onun da çok Uzerine çıkmayı amaç edıneceksek, bız nasıl tarihin tailı besiğinde saUanıp dnran «eski»yi özleyebılıriz? KİTAPÇILARA TEKRAR VERİLDİ 4 RENKLİ ŞAHANE KAPAK İÇİNDE BÜTÜN KİTAPÇILARDA 4 RENKLİ ŞAHANE KAPAK İÇİNDE Celâliye Kâmiloba Belediye Başkanljğından 1 Celâliye • Kamıloba Belediye blnası ikmal mşaatı 2490 sayıh kanun geregınce kapalı zart usulü üe ıhaleye çıkanlmıştır. 2 Işın ilk keşU tutan 884.919,94 TL. olup geçici temlnatı 40 000,00 TL.'dır. 3 thale 1911.1976 günü saat 15 00'de Belediye Encümeni huzurunda j'apüacaktır. 4 tşe C grubu müteahhituk karnesi hamlli tallplerin ıhale tanhınden üç ts gUnü öncesine kadar Belediye Pen îşlerine müracaatla dosyasında belirtilen erraklan ıbraz ederek veterlik belgesi almalan gereklidır. (Basın: 26906) 12475 320 SAHİFE v (10LİRA) 324 SAHİFE (10 LİRA) YEŞiLSiZ CENNET ! Koveytten yeni gelmlş bır iş adamı dostum gSrdüklerini anlatıyorâu. Otobüs satmağa gıtmıştı ve on gün kadar, içme suyundan rasolara konnlan çiçeklere vanncaya dek her seyı uçaklarla dışardan gehrten bır Arap ülkesınde yasamıştı. Kadınlar sık ve modem, erkekler ıyı eğıtümis ve temız kıyafetlı, ıs denilınce herkes cin gibı çıkarlanna düşkün, gorkemlı yapüar, geniş caddeler, etrafa saçılmıs zengmhk, mal bollugu, para şımankhğı, orta halll bır memur içın bıle ayda 30 35 bm lıralık bir yaşama standardı, pahalılık ama para bollugu, zengınlığın verdıği tembellik ve hazıra konma, para ıle her şeym iyısınl ve eksıkaızını isteme, kısacası 40 derece sıcakta yeşilslz blr cennetü Kuveyt. Dört yüz bin yerlısi, altı yüz bin yabancı Isçisı ve luks oteüennl dolduran yabancı iş adamlanyla insanı saşırtan, etküeyen bir yaşam sergüenıyordu. tçkl yasaktı, ama soğuk hava terübatlı bürolarda, evlerde Amerlkan buzdojaplan açılıp dünyanın tüm içkıleri ikram edilebıliyordu. Domuz eü ısteyip istemediğlniz soruluyordu. îsraüle bile dolayh yoldan ahs veriş yapüıyordu. Komısyonlar, hediyeler alınıp venlıyordu. Arabalar her yü değiştırllıyordu. Çdlün kanı ol: 3 petrol para ettifinden beri bu küçücük ülke değlşmlş, çağlar atlamıştı. Demek lnsanı tntan, eski kültürün ve eskl değer yarçılanmn kölesi eden yoksnlluktu; yoksulluktan kurtulan, çağdaş olan herşeyı arayıp buluyor, tüm bağlanru kopanyordu Hoş ona «çağdaş» eorünümü altmda verilenlerin de bir başka kölelik yaratmaktan öte amacı yoktu ya.. GENEL DAÖITIM: BATEŞ GAYEMİZKAR DEĞİL. HİZMET VE GURURDUR (Cumhuriyet: 1Î4M) 1992 SAYILI YASA Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden Ihraç edilmek üzere 150.000 ton buğday ve 25000 ton arpa satışa çıkanlmıştor Arpa ıhalesl 23 Kasım 1976 Salı günü saat 14 00'dfl bugday ıhalesı 25 Kasım 1976 Perşembe gunıl saat 14.00'de Genel Mudurluğumuzde yapıUıcaktır. Bu satışlara ait ılân ve satış hususı şartlanmız Genel Mucturlugümuz (Satış Müaurlugunden) Istanbul. Izmlr, Iskenderun, Samsun, Konya Afyon, Dıyarbakır, Erzurum Bolge, Istanbul Hububat ve Mersın Şube Mudürluklenmızden bedelsız olarak alıcabllır. îlgıUlere duyurulur. (Basın 27343) 12479 Siirt Defterdarhğından t«dn cinsi HÜKÜMET KONAGI ONAB1M ISt Mnh. bedeli 153.038.00 Geç. teminatı 8J02.00 f thale gün ve saatl 25/11/1976 Perşembe günü saat: 10.00'da YENİ VE ESKi özledığümz «yeni» bu değildir. İnsanlann içinde uygarlık, çağdaşlık diye yaratılan özlemler bızı «eskl»den koparmıyor Varüklı voksuliar, zençin açTar oluyoruz. Hıç okumamışlarla, okumuş cahıller; aç ve yan açlarla varlığa doymazlar; hak ve özgünuklerinı hiç kazanamamışlarla, bunlan tekellerinde tutup oaşkalanna acı verenler bır arada yaş^oruz. Boyle «yeni toplum» olmaz. Yeni toplum, çafdaş ujçarlığa vararak değil onu asarak ve değiştirerek kurulacaktır. Ne çok ışi var değıl mi insan lann? Ama, ne kadar da hızla büyüyorlar. Yukarda ışın clnsl, muhammen bedeli, geçid teminatı :1e hale gün ve saati yazüı Merkez Kukumet Kon^ğmın onanm ısi 2490 sayıh Kanunun 31"nci maddesıne göre kapalı zarf usulü ıle Defterdarlıkta ıhale cdilecektir. Bu ışe ait şartname ile ksşü" özeti her gün mesai saatlnde Mıllt Emlak MUdürlüğu'nde gorülebılir. Postadata gecıkmeler kabul edılmez. Ilân olunur. Basın: 26888) 12476
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle