19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ouebec'te pazar günü yapılacak seçimler, bu eyaletin Kanada'dan ayrılması sorununu güncelleştirdi Ayşe Buğra TRAK Kıbrıs: Nasıl bir çözüm?. ıbns konusunda hakh olduğuaıuî zaroan g c lülügümüzü kanıtlayamamış, güçlü olduğumuz zaman da haklılığımıza dünyayı inandıramamışızdır. Ikı somut ömek bu düşünceyi daha iyi açıklayacaktır: 1963 yılının aralık ayında Grivas'ın çeteleri Kıbns Türkleri üzerinde bir soykınmı girişiminde bulundular. Rum tedhişçileri Türk evJerini basarak genç, ihtiyar önlerine kim çıkarsa öldürdüler. Bu düpedüz insanhğa karşı işlenmış bir cinayetti ve Türkiye'ye soydaşlarınm can ve mal güvenliğini korumak üzere harekete geçmek hakkıru tam anlamıyla veriyordu. Zürüı ve Londra anlasmalanna ek «Garanti Anlaşması»nın öngördüğü müdahale hakkının kullanılması için bundan daha elverlşli, uluslararası hukuka daha uygun bir durum olamazdı. Askeri bir müdahalede bulunmak, 1963'ün cKanlı Noel haftası.nda Türkiye'nin tartısılmaz hakkı idi. Ama Türkiye böyle bir müdahalede bulunmayı göze alacak kadar güçlü mü fdi? MüdahaJe edemediğimize bakılırsa hayır, değildi. Ya çıkarma gemimiz yoktu, ya da yabancı bir devletin hareketimizi onlemesinden çekiniyorduk. Sebep ne olursa olsun, haklılıkla güçlülük bir araya gelemediğinden, 1963 yılı sonunda üç bm kişilık bir kuvvetle başarılacak blr harekett onbir yıl sonra 40 bin !rişilik bir kuvvetle yapmak zorunda kaldık. Mahmut DlKERDEM K KIBRIS SORUNUNUN BARIŞÇI •• •• •• •• YAKIN GEÇMÎŞTEKÎ DENEYLEH; KIBRIS HALKINI OLUŞTURAN TURK VE R J T M TOPLULUKLARI, AYNI ADA ÜZERÎNDE EŞİT HAKLARA SAHtP OLARAK YA5AMLARINI SURDUBMEKTEN BAŞKA ÇIKAR YOL OLMADIĞININ BİLÎNCİNE VARMADIKÇA, HÎÇBIR SIHÎRLİ PORMÜLÜN KIBRIS'A SÜREKLI BARIŞI GETİREMEYECEĞÎNt GÖSTERMtŞTÎR. de tutmaktan kaçınılamaz. Dünya devletleri r« uîuslararası kuruîuşlar da soruna bu açıdan yaklasmakta, siyassl çözumün ne yalnız Türk lsteklerıne uymakla, ne de Rumların umaugu gibi Türkiye üzerinde dış baskılan yoğunlaştırmakla bulunacağına inanmaktadırlar. Tahlilimizin bu aşamasında, Kıbns sorunu sıyasal çozümüyle doğnadan va da dolaylı oiarak ilgli taraflann son tutumlarım kısaca gozden geçirmek gerekiyor: HGii TARAflARM SON TUTUMLAfil 1 Türk Federe Devleti yoneticileri herhangi bir siyasaj oozümün şu vazgeçilmez (sine qua non) koşulların Rum taraiınca kabulune bağh bulundugunu açıklamıstır : a> Kıbrıs'ta ıkı ayn bölgede yasayacak iki ayrı toplumdan oluşan bır devlet düzenı kurulmalıdir. b) Türk ve Rum toplumlarını ayıran bugünku smırlara ulak duzeltmeler dışında dokunulmamalıdır c> Merkezî hükümetın yetkileri ıyıce kısıtlı olmalıdır. 2 Rum yonetımı ıki bölgeli federasyon terını kabule yanaşır gorünmekle birlikte, Kıbrısın ıki ayrı devlete bolünmesıne yol açacak sıstemlere kesmlıkle karşıdır. Federatıf devlette Türk ve Rum kesimlerı arasında serbest dolaşırmn, yerleşme ve mülk edınme ozgurlüğünün sağlanmasım ıstemektedir. Aynca Rum yonetımı Türk tarafına bu^kılacak toprakların 5Tazolçumunun Adadakl Turk ve Rum nufusu ıle orantılı olması gerektigini ılerı sürmektedır. 3 ABD, ikı bölgeli federasyon tezinln gerçeklere uygun duştuğu, ancak, şımdıkı sınırlann Rumlar lehme değıştınlmesi, göçmenler sorununun âdılâne bır hal çaresine bağlanması ve 1960 anlaşmalannm ongordüğü askeri varlıklarm dışıtıdakı kuvvetlenn geri çekümesı gerektiği gonışundedır. Carter yonetimının bu goruşten genlemesi beklenemez. 4 Sovyetler Bırliğı sıyasal çözümün özüne llışkm bır görüş belirtmemekte, ancak Kıbns devleünin bagımsızlık, egemenlik, toprak bütunlügü ve her çeşıt yabancı üs ve askeraen annması Ukelenru destekledığmi bellı etmektedir. 5 Birleşrruş Milletler'in büyük çoğunluğunu olusturan devletlerın genel eğ^ımı, Kıbrıs'a her türlü yabancı müdahalenin önlenmesı ve Adadakl ıki topluluğa eşit haklar tanıyan bir düzenin, B.M. Genel Sekreterinin hakemliği altında yürütülecek, toplumlararası gönişmeler yoluyla bulunması merkezındedır. Kasım ayında Genel Kuruldan çıkacak karar suretının bu yonde olması güçlü bır olasılıktır. Bu tabloya yakından bakılınca, Kıbns sorununa sıyasal çözum ararken nelenn mumkün nelerın ıse olanak dışı olduğu konusunda bazı tpuçları meydana çıkmaktadır. Oyle gorünüyor kı, bugün varılan noktada aşılması gereken ikı buyuk engelden bıri Turk Federe Devleti yöneticileruıin, ENOSİS'e gıden yolların tıkanmış olmasına rağmen, Türk toplumu ıçın güvenceyi yalnu fiılı ya da hukukı taksim anlamma gelen çozün. önerilerınde görmesi ve bunun sonucu olarak bırbmnden tamamen ayn ikı devletin kurulmasına yönelik Istekler ilen sürmesi: öteki de Rum yöneticilerinin Türklere azınlık gözüyle bakıp onlar1» eşıt haklara sahip olmayı içine sindirememesl ve Adada Rum hegemonvaî.ım sürdürmeye kararlı görünmesidir. Bu iki zıt eğilimı uzlastırma olasılı»ı yoktur. olmadıkça da bu eğilimleri temsıl edenler arasında anlamlı görüşmelerin bır türlü başUyamaması ya da basladıktan sonra ölü noktaya varması kaçmılmardır. Yakm geçmiştekı deneyler göstermistir ki Kıbrıs halkını olusturan Türk ve Rum topi'iluklan avnı Ada fizerinde ryit haklara sahip olarak raşamlannı sürdiirmektrn başka çikar vol olmadığinın bilincine varmadıkça hiçbir sihlrlı formöl Kıbns'a sörekJi banş getiremeyecektir. Nitekım, en yetkili uzmanlar tarafından uzun çabalar sonucunda hazırlanıp 1961 yılında yürürluğe konulan ve çagdaş anavEsalarm en aynntılısı olin 19S maddelîk Kıbns Anayasasmın kurduğu düzen ıki yıl içinde ç^kmüştür Zıra Rumlar Zünh v» Lor>dra Anlasmalanyl» kurulan düîeni geçıci bir aş*ma saymışlar. Kıbrıs'ın bağımsızlıgına ENOftS'e dogru atılmış bir adim gOztiyle bakarak ondan sonrakı adımm Yunanistanla birleşmek olduğunu sanmışlardır. Türkler de bütün umutlannı Türkiye Cumhuriyetinin gücüne bağlamışlar, anavavtana yalnız can ve mal güvenligi bakımmdin değil, tüm ekonomik ve mal! gereksinmelenni karşılam?ya hazır ve gerektiğinoe Rumlara haddini bildirecek bir kurtarıcı gibf sanlmışiardır. Sonuçta Rumların hesaplan boşa çıkmış, ENOSİS plânlan suya düşmüştür ama bu kez durum tersine dönmüş, siyasp.l denge yine kurulama mıştır. Onbir vıl süre ıle ezilen, can ve maı güvenliği peşinds koşan Türklerın yerini şımdi Rum lar almış gibi görünmekte va dünya kamuoy«na Kıbns bunalımı Türkiye'nin yan»ttıgı olup bit tıye karsı bağımsız Kıbns devletinin savunulması, yurtlanndan süriilmüş Rum göçmenlere haklannın geri verilmesi biçiminde yansımaktadır. Bu durumun başlıca sorumlusu MC hükümetinin hâlâ aydınlığa kavuşturulamamıs olan Kıbns politikasıdır. MC hükumeti Tilrkive'nin ulusal Kıbns politikasmın yukanda belirtilen asli hedeflerinden ıkincisini yani Kıbnslı soydaşlanmızın meşru haklannın güvence altma alınmasi konusundaki tutumunu açıklıkla ortaya Koymadığı gibi, koalisyon ortaklan arasmdaki uyumsuzluk nedenlyte, Türk taleplerinin adalet ve hakkaniyet ölçülerini aşan yeni boyutlara ulastığı kuşkustaıu da dünya kamuoyunda yaratmışt'r. Gerçi resml TUrk görüşü sıyasaı çözümön toplumlararası müzakerelerle bulunabileceği ve iki toplum temsılcılerinin varacaklan anlasma ne olursa olsun Türkiye tarafından aynen ksbul edilecefi şeklinde ifade edilmektedir. Ancak bu tutum inandıncı ve çözüme ulastıncı nitelikte gorunmemektedir. Çünkü herkes bilmektedir ki toplumlararası görüşmelerin arkasında Türkive ile Yunanistan bulunmaktadır ve dolayısiyle görüşmelerin kadsrini Türk ve Yunan hukumetİArınin davramşlan belirleyecektir. Demek oluyor kı, Kıbns sonınunu öiü noktadan kurtarmak ıçin, Türk ve Yunan hükumetlerinm Adadaki Turk re Rum yöneticilerine yapacaklan telkinler ve destak vaadlerinin sımrlan son derece önemlidir. Türkiye bakınundan bugün açıklıkla yanıt bek leyen soru şudur: Kıbnslı Türklerin can ve mal giıvenliği Kıbnslı Rumlara ilk fırsatta yenıden saldırmaya hazır ezeli bir düşman gözüyle bakarak mı sağlanacaktır. yoksa Türk ve Rum toplumlannın birarada banş içinde yasamalarını amaç layan bir düzen ml kurulacaktır? Bu sorunun kar şıhğı birinci şıkta bulunuyorsa Adanm kesin olarak ikive bölünmesinden ve Kıbnslı Türklern anavatamn askerî. ekonomik vb. güvencesi altmda sürgit yaşamasından başka çare düsünülemez. Yok, eğer amaç iki toplum arasında barışa yönelik bir düıenin kurulması ise, o taktird» onlan bırarada yaşamaktan ahkoyacak engellerin ortadan kaldınlması gerekir. Hem Rum tarafını »ürekli bir düşman kabul etmek hem de Adanın taksimine karşı çıkmak olanaksızdır. Çünkü hiçbir sivasal ya da anayasal düzen, iki düşman topluluğun aynı ada Üzerinde birarada "asamalannı sağlayamaz. Yunanistan ve Kıbnslı Rumlar bakımından ise sonın, ENOSIS hayallerine veda ettıkten sonra şimdi sanldıklan yeni bir düşten. yani dış gılc lerin Türkiye üzerindeki baskısma ya da B.M'den çıkacak kararlara güvenerek Adada Rum heptmonyasmı yeniden kurmak sevdasmdan kendileri ni kurtanp kurtaramavacaklandır. Türklerle eşit hak ve yükümlülüklere sahip olmaya nza pöstermedikçe, daha do&nısu, askeri alanda ugradıkian venilginin acısını sivasal ve ekonomik alanlaria çıkarmak psikozundan sıynlmadıkça Rum tarafı Türklerde güven duygusunun uyanmasım imkansız kılmış olacaktır. O"sa, «Uzun süreli mücadpleve hazırlanmakstan dem vuran ve B M'de Türk tsrafma söz hakkı tamnmaması icin caba harcayan Makarios yönetiminin tutumu Kıbn: banş umudunun «n ko«îulu olan kar^ılıklı ırtlrpn or+ammın varatılmasnna vardımcı olmskrop cnx ti7akttr Bu durumda. Kıbns sorununun bin«=çı C'OTĞmünü taraflann bTieünkü vöneti<ilerinden bek!^mek aşın ivimserlik olacaktır. Yönetiriieri ıı*Ja<; maz tutumlannrlan avnlmaya zorlamak, Adar><n perçek sahibı olan Kıbns halkma düşen bir ödevdir. KIBRIS SORUNTJ, HİÇ BİR TÜRK HUKUMETİNÎN TEK BAŞINA SAHtP ÇIKABILECEĞÎ BİR DAVA, BAŞKA BİR DEYIŞLE, BELİRLÎ BÎR HÜKTMETÇE SAPTANMIŞ BÎR POLİTİKANIN URUNU OLMAMIŞTIR. ABD KIBRIS TA İKI BÖLGELİ FEDERASYON TEZİNİN GERÇEKLERE UYGUN DÜŞTÜGU, ANCAK ŞÎMDtKI SINIRLARIN RUMLARIN LEHİNE DEGİŞTİRÎLMESI VE 1960 ANLAŞMALARININ ÖNGÖRDÜĞU ASKERÎ VARLIKLARI.V DIŞINDAKI KUVVETLERIN GERİ ÇEKtLMESI GEREKTIGt\î SAVUNUYOR. K asım syımn Iö' nde Que"bec'de eyalet seçimleri yapılacak. Bu seçimler eyalet ıçın çok büyük bir önem tasıyor Eger oylann çoğunluğunu en onemlı muhalefet partısı olan Qu£ bec Partısı sağlarsa seçimlerdsn sonra yapılacak bır referandumla Ouebec'ın Federasyon içmdekı durumu kararlaştınlacak. Bu referandumun eya let halkının Quebec'm Kanada'dan ayn bir devlet olması konusundaki tavnnı açıklığa kavuşturup yıllardır sürüp giden tartışmalara son vermesı bekleniyor f KffiN BiR TAVIR AIHAK Seçroenlenn çoğu için Kanada'dan aynlmak konusunda kesin bır tavır almak oldukça guç olacaga benziyor. Eyalet nüfusunun çoğunluğunu meydana getiren PranSE Kanadalılara kendıierıne aıt bir devlete sahıp olup îngilizlerin ekonomık ve kültürel üstünlüğünden kurtulmak çok çelucı g«liyor. Bununla birlikte yenl kunılacak devletin karşılaşacagı ekonomik sorunlarm cnemi de gbzden kaçmıyor. Quebec ekonomisınin büyük ölçiıde ham m3dde Uretimine davandıfiı ve sanavının neredeyse tamamının İngilız iş adamlan tarafından kontrol edildiği göz önünde tutulursa Kanada'dan aynlmanın ekonomiyi epeyce sarsaeagı kolayca görülebilir. Son günlerde Quebec Partısı başkanı Rene Levesque'e sık sık yöneltüen sorulardan biri yeni Quebec devletinin parasının dsgerının ne olacağı. Aynca Kanada hükumetimn venı kurulacak devlete karsı bır tavır alması durumunda Quebec ihtiyacı olan sanayı mallannı satın almak ve ihrac mallanna pazar bülımk ıçın ABD'ne başvurmak zorunda kalacak. Bu durumn yolaçabıleceğı ekonomik ve polıtık sorunlar da onemli tartışroa konulanndan bin Bugun ellerınde bulunnn maddı olanaklan kaybetmekten baska «Ingüızlerden kurtıılup Amerikahlann kucafına duşmekM olasılığı da Qu..bechlerı bıraz korkutuyor. 1974 temmuzunda durum tam tersine döndü. Türkiye, birkaç hafta ara ile başardıgı iki mükemmel askeri hareketle guçlülüğunü gcisterdı. Fakat bu kez de askeri harekâtın gerçek hedeflerıni yani haklıhğını dünjava anlatmakta hem geç kalmdı, hem da becenksiz davranıldı. tkinci Cenevre konferansımn kesildiği ve Ikinci Parış Harekâtının başlatıldıgı 14 ağtıstos 1974 çarşamba günü bütün diinyanm kuşku ve güvensizlığının nasıl üzerimize çevrildiğını M. Ali Birand, • Otuz Sıcak Gün» adiı kitabmda dramatik biçimde anlatmaktadır. O sabah, Dışi?leri Bakanı Turan Güneş Cenevre'de yüzden fazla yabancı gazetecinın karşısmda, Türkiye'ye duyulan lcuşku, hatta auşmanlık hivasına tanık olmuştur. Demek kı. guçlülüğunü kanıtlayan Türk hükümetini 14 ağustos 1974 tarihınde ıvedili bir görev beklıvordu: haklıhgını da kamtlamak. hem de çok çabuk, Yunanlılara degışmekte olan havayı istismar fırsatmı bırakmadan. Oysa, tam o sırada, askeri harekâtı baslatmış olan hukümet kendı ıçinden çatlayarak ıktidarı bırakıyor, Türkiye'de aylarca süren huküme: bunalımlan döneml başhyor, ardarda işbaşma gelen hükümetler ise akıl almaz bir tutarsızlık ve becenksizlık zıncınm oluşturmakta sanki bırbırleriyle yanş ediyorlardı. Dünya kamuoyu muttefiklenmız dahıl artık bızim için vitırılmış, Turk askeri müdahalesinın Kıbrıs'ta bır olup bıtti yaratmak, Adayı fiilen ikiye bolmekten başka amacı bulunmadığı düsuncesı zthinlere yerleşmişti. Günümüze kadar süregelen bu duruma son vermek ve Türkiye'nin Kıbrıs'ta ne gibi bir sıyasal çözüm arad'ğını dünya kamuoyuna anlatmak elbette hükümetler'.n grirevidir. Ancak. hükumetin bu görevının yanında hepimize duşen odev, doğruluguna. geçerlılığine ınandığımız çozum yollan üzenndekı düşuncelerimızi Tiirk kamuoyunun dıkkatme sunmaktır. ÇOZUMUNU TARAFLARIN BUGÜNKÜ YÖNETİCİ KADROSUNDAN BEKLEMEK AŞIRI İYIMSERLİK OLUR • Savaşı sonunda Batıh emperyalist devletler ve onların maşalığını yapmış olan Yunanlstanla ımzalanan Lozan Antlaşması Doğu Akdenız bolgesınde Türkiye ıle Yunanıstan arasmâa yem bır dengenm kurulmasını sağlamış. Kıbns Adası'nı da bu dengenin kılıt taşı haline getırmiştır. Lozan Antivışmas;yla Doğu Akdeniz'de kurulan denge Ikinci Dünya Savaşı sonuna kadar korjnabılmiştır. Ne var kı, bu süre ıçinde Ingıîı^ yonetiminın özendırmen sonucunda hız'anan Rum goçü Kıbns'takı nüfus oranını Türkier a!"'hme degiştırmis, savasın bıtıminde E?e der>i7indekı onıkı adanm Yunanistan'a verilmesi ıse YunanUlann istahasını kabartmış. gözlerını KıbT'ı d'kmelerine vesile vermiştır. Fakat Yunan '••jkumeti pne de Lozan'da kurulan dengevı acıkça bozma girişiminde bulunamamıs. Kıbns'ı dolaylı olarak ele geçırmeyi tasarlamıştı. II. Dünya Savaşı sonrasında Ada'daki durum Yunanıstan'ın varmnk ısfedığı hedef ıçın çok elverıslıdır: Inciltere Imparatorlugu sömurgelenni tasfıyeye. vuzyıl'ar bovunca somürdüğu topraklardan dısan itılmeya baslanmıçtır. Kıbns bu topraklarchn bırirl'r ve orada yaşayan Rumlpr Ingilızlere karşı savaş açmışlr>rdır Kıbnslı Türk'er ı^e ln£iltere<1"n hTiüz umut kcsmedıklerı, dalıa doğrusu. Kıbns Turk toplumuna egemen olan çevreler sınıfsaı ve k:sıstl çıkarlanyla Ingılız vönetimıne oaglı oldukları ıçm Rumlann somürge ıdaresın* p.çtıgı yıpratma savasma katılmami'lardır. Ne v^'rıt ki EOKA nın îngılizlerı bezdırmek üzere oldugu vc Rumlann asıl amacmın Yunanıstanla bırleşmeye y6ncldigl anlaşılmıştır, ancak ondan sonra gözler anavatina çevrılmıs, tüm umutlar Türkiye'yp bağ lanmıştır. Başta Dr. FBTII Küçük ve'Faiz Kaymak olmak üzere Kıhrıs Türk toplıımu tenısılcileri Ankara'ya gelmeye basîamıs, öte y?ndan da fstanbul'oakı büyıik bır ^arete «Kıbns Türktür, liirk kalacaktır» sloganı ıle genı? bır kampsnym açmıstır Işte bu kosullar altında bıle Türk Devletinin Kıbns politikası Lozan Antlaşmasımn ruh ve anlamına sadık kalmasını bîlmış, Makarios ıle Yunan h"k"metlerinır. takîikîerıne, karşı tiktıklerle cevap verilmesine rağmen Türkiye Kıbrıs sonırmndaki ana hedeflerini gozden kaçırmamaja öz.;n göf'ermiştır OrneSin, Yunan hükumetlerimn ENO5IS kapısmı açm?k için llerı sürdükleri V2 B M. Anryasasının ıkinci maddesnrt» ezılmış ııluslann hut^al bir 'nakkı olarak kabul edilen «.SelfDete;minatıcnı> yani halklann kendı e°!eceğinı kendisi tayin etme ılkesıne Türkiye: (Lozan' SOVYETLER BIRLIĞÎ ÎSE SIYASAL ÇOZUMÜN OZUNE tLÎŞKİN BIR GO RUŞ BELİRTMIYOR, ANCAK KIBRIS DEVLETİNİN BAĞIMSIZLIK, EGEMENLİK, TOPRAK BÜTÜNLÜĞU YE HER ÇEŞIT YABANCI ÜS VE ASKERDEN ARINMASI tLKELERINI DESTEKLEDIGÎNÎ BELLİ EDIYOR. da tarafların serbest nzasıyla kurulan denge bozulamaz) tezi ile karsılık vprmiş ve Makanos'un dayanmak ıstedıgi «Çofunluk vonetır, azmlık ona uyar» iddiasına da (Kıbnslı Turkler azmlık değıl, Adanın asli unsuruduı > diyerel; karşıı çıkabilmıstir. Türkiye bu tutumunun hfîklıhğını K:bns somnu uluslsrarası nıflik kazandıgmdanben dünyaya ıyice anlatabilmış midlr? O, ayrı bır meseledır. Burada ör.emli olan, Türkıye nın once Lozan Antlaşmasından, Kıbrıs'm bağımsız devlet haline gelmesınden sonra da Zürih Londra Anlaşmalaruıdan kavnaklan3n ve kuruco uyesı bulunduğu Bırle^mış Mılletler Temal Yas'isınrtan esmlenen Kıbns politikasmın değismediğını gostermesıd:r. 1974 TEMMUZUNDAN SONRA Oysa 1974 temmuzundan bu yana. özellikle »Cıb ns Turk Federe Devletinin kuruluşundan ben kavdedılen gelışmeler Türkıyenın Kıbns davasmdakı hedeflerının yeni boyutlara ulaştıgı izlenımmi uvandıracak nıtelıktedır. Kıbnsta Tiirk müdanale .«ınden sonra B.M.'de alman bütün kararlar TürJcıvenın o zamana dek Yunanlılarla Rum yönetiml ne kabul ettıremedıği bır gerçeğı tesçil etmiştır: Kıbrıs adası Yunamstanın olmayacaktır! Boyîece, Kıbns davasında Türkijenin birmci heden gerçek leşmis b'jlunmaktadır. Artık ne Yunanistan, ne de Kıbnslı Rumlar Adanın Hellen dünyasının bır parçası oldutunu ilen surecek durumda defilleıdir . Türkiyenın Kıbns davasmdaki ikınci hedefl ıse Adadakı soydaslannın meşru haklannı güven ce altına almaktır. Işte burada Kıbns sorununun can alacak noktasına, bugünkü karmasık durumıın temel nedenme deginmıs oluyoruz. 19B3 yılı sonlarımn «Kanh Noel» haftasından 1974 temmuzuna dek Türkler Rum »önetiminin heT çesit ba» kı. sındırme ve bezdirme girişımîerine göSüs ger mek zorunda kalmışlardır. Bu ağır ortam içerısm de ıken Turk ordusunun müdahalesiyle birdenbire ozgiirlügüne kavuşan ve önünde yeni ufuklar açıl dıiını gören bır tODİumun bir daha acı deneylerden geçmek istememesi, can ve mal güvenliğinl sağlam temellere dayandırmaya özen göstermesl en doğa! hakkıdır Bu, madalyonun bir yüzüdur. Otekı yüzünde ise, uluslararası hukuk ve adalet kurallarına, anlaşmalara ve B.M. üyesi bir devletin bagımsızlık. egemenlik ve toprak bütünlüğüne savgı gösterilmesı zorunlulugu vardır. Soruna çö zum ararkan madalyonun her İkı yüzünü gözönun KIBRIS DAVAHIZIN HEDEFLtRl Kıbns foranu h:çbir hukumetin tek başına şahıp çı^abılecegı bır riava, başka bır deyışle, belırlı bır lıukumetçe saptanmış bır polıtiianın urunu olına;nıştır. Kıbns da.'asında Türkr. t'nın amaç ve hedeflerını, gehp geçen hukumetlerm tutum ve programları değıl. Turk Devletinin dış polıtıka ılkeieıı bchrler Bunun ıçındır kı, orne^ın, bır hükumet çıkıp ta .ENOStS'e razıyım» dıyemeveceğı gıbı, başka bır hukümet de «Kıorıs'ın Turk topraklarına katılmasını ıstıyorum. dıyemez. Çunkü her ikl halde de devletin dış politika ılkelert saptırılmış olur. Ülker.ın hayatl çıkarlarını ılgılendıren her konuda olduğu gıbı Kıbns davasında da hükümetlerın izleyecefı sıyasetın hedef'.erı devletin dayandığı dış politika ilkelerıyle sınırlıdır. Kıbns konusunda bır hükumetm tutumu kendlnden öncekı hükümetlerın tutumlanndan farkh olabılmış ama Türk devletinin Kıbns polıtıkasımn temel ılkelerı değ:şmemıştir. \edir bu ılkeler'' «Kıbns çıkmazı» başlıkh yazımda Türk devletinin Kıbns pohtıkasının şu ikı amaca ybnelik oldugunu belirtmiştım: • Adanın Yunan egemenlığine geçmesfnı ö'nlemek. • Kıbnslı Türklerin can ve mal güvenhğml sağlamak. Bu ikı hedefı devlet politikası haline getiren, Turk halkma mal eden etken ıse yeni Türk devletinin kuruluşunu belgeleyen Lozan Banş Antlaşmasıdır. Gerçekten de, görkemlı bir Kurtuluş liBERAL PABTi 1970'den berl iktidarda bulunan Lfberal Partl «eç:m kampanyasında bu sorunlara sık sık değınerek seçmenlerin gözünü korkutaıaya ve Quebeo Panısı'ne oy vermemelerinı sağlamaya çahşıyor. Ama, Quebec'in ekonomik durumunun 1970'den berı durmadan kötüye gıtmiş olması Liberal Parti' ye epeyce oy kaybettıreceğe benziyor. Olimpiyatlann fıyaskoyla sonuçlanması ve Olimpıyatlarla ılgılı çeşitlı yolsuzluk suçlamalan da halkm baştakı politıkacılara olan gtiveninı sarsmış durumda. Aynca bütün muhalefet partüert Liberal Partı'nın Kanada hiikUmetine karsı Quebec'ın naklanra savunamadıfı ve Federal hükiimetın yürüttügu politikanın eyaletın kaynaklannın gelişmesıni îngellediğıni öne sürüyorlar. ÜÇ YIL SONRA Ekim sonıında yapılan sondajlara göre oyların "r40'ını Liberal Parti'nın, «'«37'slni de Quebec Partısı'nin alması bekleniyor. Geri kalan oylan dört küçük parti pavlaşacak. Quebec Partisi'nın oylarının her seçimde biraz daha artöğı gözönünde tutulursa bu yıl olmaM bile üç yıl sonra, srelecek seçımlerde bır referanduma gidilmesi ve Ouebec halkının eyaletin Kanada'dan aynlması konusunda karar alma durumunda kalrnası beklenebilir. < FRANSA'DA İKÎ GENCİN HAYATI BAŞKAN d'ESTAÎNG'İN ELİNDE • BAJKANLIGINDAN BU YANA BElKi DE EN GÜÇ S0RUNLARDAN BiRiYLE KARJI KARŞİYA VAIERY CıSCARD d'ESTAiNG. JiMDi TÛM FRANSA ONUN KATiLLER İÇİN ALACA6I KARARI SABIRSIZLIKLA BEKLıYOR... BU KARAR FRANSA'DA HÂLİ SÜRCP GiDEN GıYOTiNlE B&Ş UÇURMA CEZASININ BEKi DE SONU OIACAK... da güzel sarışm îngiliz kızırun büyüsüne kapılıverdı. Onlan kandınp, tenha blr jere çekmeleri güç olmadj. Ancak güzel nişanlısının başına gele. cekleri sezen Robert engel olmaya çalıştı.. Onu hemen orada, bıçak darbeleriyle zararsız hale getırdıler. Güzel kıza da sırayla tecavüz ettikten sonra başını taşlarla, sopalarla ezerek susturdular. îküi de bu kanlar içındeki vücutlrnn karşısında ne yapacaklannı bılemediler bir süre. Genç Ingılizler olmemışlerdı. O zaman karar vermekte gecıkmediler. Bahçe bıçagı ıle her ikisinı de öldurdüler oraciKta. Olay 1972'de olmuştu. Ancak mahkeme katilleri geçtigimız hazıran ayı içinde ölümle cezalandmyordu. Mahkeme bitm'şti Sımdi bütün ij Başkanın vereceği karara kalmıştı. P ARİS MATCH DERGİSÎNDE YER ALAN VE FRANSA'DA ÖLÜM CEZALARI VE D'ESTAİNGTN BU KONUDAKİ TDTUMUNA İLİŞKİN YAZININ ÖZETİNİ SUNUYORUZ: «Başkanın çalışma masasının üzerine birkaç gün içinde ıki dosya kâgıdı bıraküacak... «Başkanın Bağışlaması. dileğinl tasıyan bu iki kâğıdın öneminı bugün herkes biliyor Fransa'da İkı genç adamm giyotinie başlanrun uçurulması, va da alfa ugraması başkanın atacağı bir ımzaya bağh. Ya kâğıtlan imzalayacak ve suçlular gıyotinden kurtulacaklar .. Ya da imzalamayıp, geri gonderecek... Kı o zaman da Adalet Bakanı katillere verilen cezarun infazı İçin hazırlığını tamamlayacak... Andre Obrecht, Fransa'nın 77 yaşındaki son cellâdı, üi kez daha bu hiç sevmediği ışi yapacak!.. Giyotinin bıçağmı çalıştıran düğmeye iki kez daha basacak... BU BiR DEVIET SORUNUDUR Baslt gibi görunen bu olay aslında önemli bir devlet sorunudur... Çünkü Fransa'da halen ölıim cezasma karşı çıkanlar kadar, bu cezamn gereklılığinı savunanlar da vardır. özellikle öldürülen gençlenn Îngiliz olusu ve kızı parçalanmış Ingilız babanın suçlulann gerektiği gibi cezalandırılmadıkları takdırde «Intikam alacağmı» tüm dünyaya duyurması, sorunu dennleştırmektedir... İki ayn görüşte birleşen Fransız toplumunun karşısmda Başkan da kararsızdır... Üstelik Fransa halkmm ondan çok şeyler beklediglni bilmektedir .. Valery d"Estaing daha nalkına kendını tamamen sevdırememiştir. Fransa'da başkanı tam olarak hiç kimse tanımış. hakkında kesin bır yargıya varmış değildir üstelik de .. Bu nedenle böylesine sorumîuluk getiren bu karar baskana uykusuz geceler geçirteceğe benzer...» JOSEPH KELLER VE MARCELLİN HORNEİCII îki yıl dnce isledikleri cinayetten dolayı fiyotine gönderilecekler mi? Sıcak bir ağustos gecesiydl... Tuluz yakınlannda bir ormanda genç bir Ingiliz kızıyla nişanlısının parçalanmış cesetleri bulundu ... İkı oto stopçu gençtı bunlar .. îngiltere'den kalkmış, Avrupa'yı dolaşmaya çıkmışlardı. Robert Clıde 23 yaşında, ögrencıydi; guzel sarışm sevgilisi Joyce Kaye ise 20... Ne yazık ki karşılanna çıkan iki genç adam pek dost defillerdi. O yorelerde demircilik yapan Marcellın Horneich evlı ve ikı çocuk babasıydı. AncaK güzel Joyse'u gorünce dunyasıru unutmuştu . Yeğenı 24 yaşındaki Joseph Keller ise askerhğini yapmaktaydı... O da bır an TAMAHEN KALDIRIIMALI Mti Fransa Cumhurbaşkanı oldugundan bu yana, VaMry Giscard d'fetaing hiç böylesine Snemli bır kararla karşı karşıya gelmemıştı belkı de. Eskı baskan Pompidou'nun «Bagıslama hakkı kâbusu. adını verdiği bu olayla belki de ilk kez karşılaşıyor... 1972'de Clairvaux hapishanesinde seri olumlere yol açtıklarından Giyotinie idam edilen Claude Buffet ve Roger Bontemps'dan ben affa sunulan ilk ölüm karan bu. Üstelık başkanın verecegi karar belki de Pransa'da, Orta Çağ işkencelennden bır örnek olarak süregelen Giyotinie baş uçurma cezasının sonu olacak. Fransa'da bazı çevreler tarafından «İnsanlıgın yüz karası... Fransa ıçın utanç verıd bir durum» olarak nitelendirilen bu korkunç âlet başkanın alacağı kararla müzeye kaldmlabilecek .. Fransa'da ölüm cezalannın kaldınlması için yapılan çalışmalar çok esXi yıllara dayanıyor. 1838'de ünlü şair Lamartine, suçluları ölümle cezalandırarak değil, ahlâft yoluyla eğiterek yola getırmek gerektıgıni, söylüyordu. Gene o yıllarda Victor Hugo «Ölüm cezasının vahşet. canavarlık. barbarlık» olduğunu tddia fdiyordu. Daha Uerki yıllarda gene Albert Camus, Arthur Koestler, Jean Rostand gıbı ünlü yazarlar hep ölüm cezasma karşı çıkmış, kaldınlması için çalışmalannı sürdürmüşlerdı. Ölüm cezasının kaldınlıp, suçlulann egıtılfr rek, ıyılıkle yola getirilmesi gerektigini savunan Jar, örnek olarak ABD'nin 61üm cezasını tamamen kaldıran Malne, Rhodeîsland, Mlchigan şnbi eyaletleri ü gösteriyorlar. Bu eyaletle '.e1! suç oranı ölüm cezası geçerli olan Indıana, Ohio y3 da Conne<>.tiout gibi eyaletlerdeki suç oranından h'ç de fazla değil. Ankara Ankara • Ankara Ankara Ankara Müftüoğlu ve yabancı dil Anka DGM Savcıları ve acabalar... Devlet GSvenlik Mahkeraelerlnde görev yapmış olan savcılann yeni görev vetleri belli oldu. llglnç olan şu: DGM yasasını Anava«a »lahkemesi'ne fönderen Diyarbakjr DG\î Mahkemesi savcılannuı hiçb:ri. Diyarbakır'da bırakümadı. Hepsi çeşitli illere atandı. İstanbul DGM savcıJarı (se. İstanbul'daki çeşitli savcılıklara atandılar. Neden acaba'.' Ankara OGM Savcısı Hakkı Coşkun, Yargitav Başsavcısı Yarduncılığma getirilirkcn, Yardım rısı Zekâl Turan Sıvas Cumhnriyet Savcılığına ^nllandı. Zekâi Turan'ın uzun süreden b*"";. Adalet Bakanı ile çalıstıfı biHniyordu. Bu vüzden mi acaba? Savcılann yeni göreT yerieri neden böyle «eçUdi acaba? Mumyalara makyaj yapıyoruz Demlrel hükümetinin iç ve dış politikada hirçok sorunu buzluğa koyduğu, buzlann da ancak seçımlerde çüzüleceği söyleniyor. Dış politikada Kıbns sorunu, Ege sorunu, ABD ile ikili ilişkiler, Sovyetlerle eelistirilecek projelcr. .laponya ile vapılacak EÖnışmeler, İç politikada sanınma, sanayide öekleyen projeler örnek eösteriliyor. YükseU bürokratlar da ınil imsüyorlar : «Biı de mumyalara makya.) vapıyoruz.Klmi APIHer bu «ıfizlere kınyor: •Vok> diyorlar, • Makya) ustası bizim patrondur. farti içi politikada kimlere makyaj lapıp, yenM^n sahneye çıkanldığını eordünüz. Türkiye'nin hiçbir sorunu 96 r>sında değil...» Adalet Bakanı tsmail Müftüoğlu, basınl» ilişkilerini düzeltmeye karar vermiş. Bundan sonra basın arasındaki tıkanıklık açılacaknuş. •İnşallab» diyelim. Müftüoğlu. herhalde, yabancı basınla da aramm düzeltmeh Istiyor ki. tngilizce ve ttalvanca derslerine başlatnış. Boş zamanlannda. Bakanlıkdaki odasında InırJlizce ve İtalyanca çalışıvor. tnsallah hukümet düşmeden iki dili de öğrenlr... HAZIRLAYANLAR : Müşeıref HEKÎMOĞLU Ugur MUMCU BITT)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle