06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DORl 8 EKİM 1975 İNKABiH£5ı'NİNHANfri BtfÎN KAOLDıÛu ANU$i(.Dl.» TURHAN SELÇUK S1İHAÎ . ^ .1 MEfrt Ö t ö l j M . Ctı'ZLİ FAİıZM ı l MARTTAM ^ ^ ^ VÖUETÎME Ji FF Stalingrad "'Son Kurşuna Kadar,, Y azan : HEİNZ SCHRÖTER Ç e v i r e n ! N. DlZDAROGLU Lübnan Bunalımının Iç Ve Dış Nedenleri LUbntn sorununa eglUrkan İlk göylenecek «öz, bu ulkenln yapay bir ysratık oldugudur. Cî«leneksel imparatorlukların yıkılıp, modern imparatorlukların dünyayı paylaştıklan blr çatı$ ma olan 1. DUnya Savaşı, dünya haritaaım blr hayli degljtirdı. DUnyanın yenı egemen güçlerl, çöken imparatorlukların bıraktıgı boflugu doldurmak içln iki • D < firudaa doğaıyı isgal. m Vupuy, halkı türdeı> olmayan. zayıf ve bagımlı devletler oluşturmak. Her iki yöntem de pek çok ornekle uyjrulanıaya konuıdu. T»is Lübnan, Osmanlı Imaparatorlugu'nun çökertilmeslnden sonta batılı emperyalist güçler taralın dan Ortadogu bölgesinde kıırulan sayısız yapay devletten biridir. 1928 yılında kurtılan LUbnan Cumhuriyeti, Fıansız mandası altında varlıgını 1945 yılına kadar uydu bir devlet olarak »ürdürdu. Aynı yıl bağımsızlıga ka vuşan LUbnan, Birleşmıs Millet lere katıldı. Bu kısa tarihçe, LUbnan bunalı mma ışık tutmaya yönelik her ın celemenin, bu ülkcyi yaratan v» süregelen çellşkilerlnin temeıini oluşturan emperyallzm olgusunun çözUmleme dışı bırakılamv yacagım vurgulamaktadır. Biz soruna Uç açıdan yaklasuoa • Dln etkeni, • , Sosyo ekonomik yapının oiıı.'junıu ve çelişkileri, • Emperyallzmin rolü. Dr. Doğu ERGtL *eichenau HJMer'in ne dfcmek istediğini anlamıs, fakat S. nrrtu ıle olduftu yerdn kalmak yolundakt kararım değistirmemis(i. Sonuç olarak cephede açılan gedlkler kapanmış. 6. ordunun kanatJarı, kuzeydeki felâketle gütreydeki yenilgiyi önlemiştl. Nocl yortusundan kısa bir süre önce Ordular Başkomutanı Feldmareşal Von Brauchitsch, «enel karargâhta FeldmareŞHİ Von Ruııdsted'i ziyaret etti. Rtındstedt bir süre önoe HİU lnr'den teleksle Mlus kesimine çek'.lmesine izin verılmesinl istemış, bu önerisi olumsuz karsılandığı takdirde Rüney ordular grubunda görevlendirilmesini istemıştı. Ordular Başkomutanınuı buradan aynlmasından iki gün sonra da Feldmareşal Von Runstedt dinlenmek üzere birkaç gürı içln Fransa'ya gönderilmlş. yerins enıir va komutayı Von Reirhenau almıştı. Reichenau'un, kendt vBtkisir.e dayanarak yaptıgı Ilk bUyük iş de cepheyi Mtus kesimino çekerek PUhrer Başkarargfthıııa bilgl vermek oldu. 1940 agustosundan berl ordunun 1. kıırmay yarbaskanı olan Tilıngcnp.ral Paulııs da Reichenau'un istcgi Üzerine kendl eski ordusrunun başkomutanlığınc atanmış, kurmay görevlisi Albay Heim de kurmaybaşkanı olarak görevlendirildl. Feldmareşal V. Reicheau 17 ocakta Poltava'da ölmüş, bu suretle de ordusunun korkunç sonunu görmek mutsuzluğundan kurtulmustu. Bundan sonra da güney ordular grubu baskomuUnngına Ceneral Feldmareşal V. Bock getirilmiş, ne var ki, üç ay içinde iiç kez komutan degi.stirilmlşti. 1942 yılının ilk aylarında kızıl ordunun Alman cephesinl Cökertmek için yaptığı girlşimler sonuçsuz bırakılmış, ancak bununla da yetinilmiyerek son derecede tehlikeli görünen dunım, ustalıkla yapılan Alman karsı harekâtı sonunda, rafero çevnlmiştt. Isjum bölgesinde yapılan ilkbahar kuşatma meydan savaşlarında Timoçenko'nun tlç ordusu psrçalanmış, Cholm <le nemjansk kıskacın;ı ulaşılarak yırtılmış. sonuç olarak General Wl«.ssow'un Moskova'yı savunan ordusu kuşatılarak yok edilmişti. 6. ordu kurmay görevlisi Albay SchmldVin kişi]j$ind£,,gerçek 'kıırmaybaşkanını bulmuştu. Schmidt 1942 hazlranında tuggeneral, Stalingrad kuşatmasıııda da tümgeneralllğe yükseltilerek hakkı olan rütbeye kavuştunıldu. Albay Heinı do mart ayımla tuğgenerallige yükseltilerek 14. zırhlı tUmen komutanlıftma, sonbaharda da XLVIII zırhlı kolordu komutanhftına getirildl. «Cîüney» ordular gruhu, (A> ve (B) ordular Rrııbu olmak üzera ikiye ayrıldı. 28 hazirnnda da Alman taarruzu bugladı. îllc önce «B» ordular grubu Kursk bölgesinden, sekiz gün sonra dn Harkov'un dogusundan hareke.te ı?eçti. Bundan on glln sonra da (A) ordular grubunun taarruzu baslartı. (A) ordular Rrubu yaz sürcsince l 7 . ve 1. zırhlı ordularlyle KnfkBsların batısı ile merkezlndeki geçit yollnrının kapılarına ulastı. ÜFtalıkla bölgerun derinlıklerine çekilen Kızılordu komutanlıgı yalnız Voroneş'te matçı bir direnme Röstermişti. Voro.^ilovgrad bölgesinde ise hıç bir ctddi savaş venneden çokildl. 6. ordu Rostov Rossoş çizpisi dogusundaki Don yayını oldukça kolaylıkla *>le geçjrerek Kalaç'ın kuzey batısında giriştifii kuşRtma harekatında 1. zırhlı ordu^yla «2. Sibiryn ordusunun büyiik btr kmmını yok etti. Don tepelerl uzerindekl yollarda btnden fazla T34 tankı lşa yaramaz durumda yatıyordu. Güney'deki (B) ordulBr grubu bhlgesinde yapılan yerel taktik savaşlara iliçhin bilgiler de sırası gelince aynntılarıyla anlatılacaktır. BllyUk yUrtlyüş haroketleriyle yoksulluk ve hastahklar her gün ve her hafta geçtikçe dalıa da şiddotleniyordu. Yaz tıarekStı sırasında Hitler'in Stalingrad'ın alınması yolundaki rstekleri afır basmaya başlamışti. Bu konu için Hitler'in 2 temmuz 1042 gün ve 45 sayılı bildirgesinde şıınlor yazılıydı: «Stalinizrad'ın fethi iln Don ve Volga arasındaki kara köprilsU ile su\\m direkt olnrak kapatılmas.ı ve sonunda suyu As:rahan'da tutabilmek için aari birliklerin Volga'nın aşağısına doğru hareket olanağına kavuşturulması kasdedtlmektedir» Moskova henüz alınmadığına, Leningrad önlerinde de takılıp kalındığına gore, hiç olmazsa Stalin'in kenti alınmalıydı. Şimdl de aşağıdaki (Operation Blau Mavi Harekfltı) bölümünde, o zamanlar Kara Kuvvetleri Harekât Dairesl Baçkanlıgının «Dogu işleri grup şefi», olan kurmay görevlisi Yarbay Graf Kielmannsegg'in bu konudaki görUşlerini izüyelım. FÜHRER BAŞKARARC.AUIMN EMRt: «8. ORDU S T A U N G R A D ' I ALACAKT1R.» Kış mevsiminin oluşturUuğu bozukluklar nedeniyle bocalıy*n doğu cephesi dengeye kavuşturulduktan aonra (Macl harekâtı) için alman karar uygulamaya konularak n^ayıs ayında yapılan şiddetll bir vurucu tanrruzla Harkov bölgeslndeki Ruslar yalnız perlşan edilmekle kalmaroış, büyük olçüde bir Bus yenilgisinin temelı de atılmıştı. Bu arada müttofiklerimize ait büyük kuvvetlerın de savaşa sokulması öngörülmüşse de, komutanlar bundan önceki yıllardn oldugu gibi bunları Karadoniz'darı Baltık danizine kadar olan cephedfl hPthangl bir taarruzu yUrUt/scek durumda RörmüyorlaTdı. Durum tıpkı l!)41'deki btiytlk smır savoşlarından sonrakl tartışmalı sorunlur dönemina girmişti. Hitler içln, Rus toprnklannda nası! ve hnngi hedeflere taarruz edilecegi ve özellikle degişen durum ve zorunlu nedenler yUzlinden Moskova üasrıne yürümek için yeni bir karar almak eerekiyordu. Moskova'ya yapılacak bir vuruşun anlamı, Ruslar'm ku?kusu". Moskova'nın savunması için hazır tuttukları asal kuvvetlerinin yok edilmesir.den daha çok, bu kpnt çerçek büyük: degcn ile Urallann batısında Sovyetler'ln tüm trafik, haberleşme ve ulaşım yönetim msrkezl oldujtu için ünemliydi. Bu konuda daha az sttiü odüen sorıın bölgenin iktisadi durumu idi. Askerî görüş açısından düşman başkentinin yakılıp yıkılmasına Kerek yoktu, çünkU Ruslar'ın korşı koyaoak kuvvetleri kalmadıgı raman Moakova er ya da geç nasıl olsa kendiliğinden. savaşsız ele geçecektl. (DEVAMI VAR) 1. Dünya Savaşından sonra Fransız Yapay bir egemenliğine giren Lübnanın ekonomisi, tam bir sömürge ekonomisi yadevlet pısını kazandı. Bu yıllarda Beyrut kenti çok gelişti; hizmet sektörünün yarattığı bir orta sınıf ortaya çıktı olarak kurulan Lübnan 20 yıl Fransız mandası altında yaşadı KÜÇUK YUNCA BIR ULKE OLMASINA KARJIN LÜBNAN. T&RIH BO mUstü. Bu eşttsiü ilişkinin «onucu olarak LUbnan yöresı de bütün Osmanlı mülkU nibı tahıl, kuru meyve tUtün, pamuk vo ipek ihraç edip, sanayi mallan alan ve giderek «azgelişen» bir bfilge oldu. Bu süreç içinde buyük bir ticaret merkezj halına Eden Beyrut'ta ithalat ihracat tüocarlıgı yapan Hıristiyan, özellikle Ortodoks Rumlar ve kuzeyde yerİRşmiş olan bagımsı?. Hıris tiyan Jakat özellikle lpek isl ile de ugrasıın Maruni çiftçiler zenginlestiler. DE6IJIKUK OLMALI GUncy ve doğuya yerlesm!» o. lan ve iltizam/mukata sisteminin yarıieodal Uretim lılskller'nden kurtulnmayan hububnt vt tuttin yetistıren Sünnı ve Şii Mü&lüman çogunlugun durumunda, mültezira ve mukatacı azınlıgın dışmda (topragın zilyetıiftini vergi karsıhgında elinde bulundurnnlar). çok bUyük bir degislklik olmadı. Batının talebine day*U olan bu ekonomik büyüme 13. vüzyıı sonunda ipek piyasasının çökmesiyle durdu. Bundan sonra da LUbnan yöresi günümUze kadnr ne ipekçilikte, ne de saiiByi alanında Uretime yöneiik b^iyük bir Eelişme gösteremedi. Birlnci Dunya Savaşından sonra Fransız egemenliğine giren LUbnan'm ekonomisi tam bir sömUrge ekonomisi yapısını kazandı. Ülke Yakın vt> Ortadtv Ru'ya sevkedtlen Batı sanaylinin mamulleri İle bölgeden Baıt'ya gönderilen hammaddelerln bir aktaıma, yUkleme ve depolama merkezi durumuna geldi.' • Sa»a$ la birlikte TUrk topraklarmda bir sömUrge alt yapısı kurma işi yarım kalan Batı sermayesl Lübnan'u liman teslsleri, kara ve demiryolu sebekesi, tramvay ve belediye hizmetleri ile ilgiil pek çok sey yaptı. lo/an'la sona erdirilen Osmanlı TütUn Tekell, Fransızlarca Lübnan'da tekrar kıırııldu. Batı fabrlkalarını ve ı$çüerini besliyecek tarım ürünleri ve ipek (Iretimi teşvlk edildi. ÇOK FARKLI ETNiK VE DiNSEL GRUPLARIN SUR TÜJMESiNE SAHNE OIDU. OSMANLI ÇATIjMAYA 0ÖNÜ5ÎÜ. İMPARATORLUGU'NUN ZA YIF OLDUGU 19. YÜZYILIN SONLARINDA iSE BU SÜRIÜ5 ME, 8ft kuvvetleri LUbnan'ı zaptetü. Böylece, merkezi otoritenin zayıflaması ile Tanzimat'ın Uberıtİles tirici etkisi birleşınce, köylüler ile feodal beyler arasındaki çeliski,daha s cjH belırRinleşıti. tlk olay 'I85ft'de KeMOian bölgesinde Maruni köylülerin Maruııi Anylere karşı ayaklanmasıyla buşladı. İkta dürenine dayalı toprak reJimini tehlikede gören Dürzi Bey ler: Hıristi.van arkndaşİHrının yardımına koçmaya çoktan ruzı idiler. ama isyan DUrri köylüleri arasına yayılınea, DUrzi Beyleri bu sosyal hareketi hemen amacın dan snptırdılar. Kısn sürede, biitün 1860 • 18til süresini içine alun smıf çatısması Hıri&tiyanlar <M;ı runi) ile, MUsltlmanlar (DUrzi) arası bir din navaşına dönüftü. Çapı sınıfları aşarak, bölgeyi biriblrine katan bir dinsel soykırım olgusu ile kar$ılasun Batılı gUçler, mUdahalede gecikmediler. Yenl styaaal düzenleme LUbnan yöıesınl her iki dinsel grubu genel nufus lçlndeki oranlaıınu göre temsil eden mecllslerln yardımıyla bir Osmanlı Vali&l yönetimln*ı bıraktı. Böylece din aynmı siyasal bir nltellk kazandı. Bu düzen Osmanh Devleti'nin tarlh sahnesinden çekildlği 191» yılına kadar sUrdU. Bu tarihte LUbnan bölgesi Fransız mandası altına girdl. TUrk toprakları dışındaki geniş Arap Yakın Dogusu e bu bölgeyi eline B C'ren Fıansa ve İngiltere tarafından dln nyrılıklaruıa dayalı küçük yapay devletlerle bir bagımlı Ulkeler mozayifti hallne getlrllmek Istendi. DIKSEl BÖLÜNMELER KUçük bir Ulke olmasına karşın LUbnan, bir yanda din ve t.icaret merkezleıine glden tırihsel yolların kavşağında bulundu ğu için, diger yanda, daglık bir bölge oluşu merkezi utoriteye baskaldıran Islâm ve Hıristiyan mezheplerinin barınmasını kolay lastırdigı için, tarih boyunca çolc farklı etnlk ve dinsel grupların yerleşmesine sahne olmuştur. Bunların en belll baslıları Maru nl Hıristlyanlar İle Islimın nır yan mezhebl olan DUrzilerdir. Bu farklı dinsel gruplar arasnda eskiden beri sürtUşmeler ola gelmiştir. Fakat bu sUrtUşmelerln sUrekll bir çatısmaya dönUsmesi ve çatış manın yapısallasması Osmuııl' Imparatorlugu'nun zayıf oldugu 19. yUzyılın son yarısına rıstinr. KapitUlasyon rejlmlnin de etkisiyle ayncalıklar elde eden Batı hlar bölgedekl etkinliklerlnl daha da saglamlaştırmak için yerel sosyal grupları da bu ayııca lıklar çerçevesine sokturdular. Fıansa, Maruni ve diger kııt>il:k leri hlmayesine aldı. Çarlık Uusyası Ortodoks'larm 'orjyuc.ılıı feunu yüklendi. Bu yarı»ta geri kalmamak için Hıristiyan olınariıkinrı halde DUrrt'lerin ham.'* gi ile tnRiltere Osmanlı D«vietlnin iç işlerine ve bölge politikasına karışmak fırsatım «lde et'ı. Bu güçlerin (özellikle inRİliz VP FiHiısızların) müdahalelerıyle, sonunda LUbnan yöresi 1843'de Maruni ve DUrsi idart blrimlerl olmak iİBsre ikiye bftlündU. Bu düzenlemeye göre her dinsel/idari grup kendt dinlnden bir vali tarafından idare edilecekti. Vali medeni ve cezal yargının, vergilendirmenin ve dlg«r sosyal işlerin yürütülmepinde karşı din gru bundan seçilen temsilcilerden oluşan bir heyet tarafından yardım görecektt. Kurıılan bu dUzen 1 «40'dan llWa kadar yaşadı ve toplumiarnrıiM dln farkı sosyal ve siyasal alanlarda bölünmeyi de kurumsallaştırdı. Bu Riradn LUbnan hal kını iki önemli olay etklladi: 1) Tpnzimut Fermam'nın başlattıgı ıslahat hareketi tum Osmanlı topraklarınclii yürürlUkte olan yan feodal mııkata ve iltlzam sistemine karşı kapitalist ekonominin liberal kurumlarını getirdi, 2) Osmanlı ldareslne başkaldıran Mısır Valisi Mehmet Ali Pa den oluşan bir BUyük Surlye Federasyonu projesi, önce tnsilıere'nin Avrupalı Sionistlere Kilistln'de blr yurt vaadlnin yarattığı karışıklık, sonra da Kraıısızların yardımıyla Marunileıin bu projeden LUbnan'ı çıkarıp b»gımme bir devlet kurmnlarıyla gerçekleşemedi. Fransızlar 1!'26' da bu küçüctik Ulkeıun sınırlnrını bugUnkU durumuna getlnnfk için dogu ve batıya doğru genişletınce Lübnan'ın nüfus yapısı önemll ölçüde degişü. BUyUk Sünnı ve Şii MUslüman grupların katılınasıj'la, dinsel grupların ?ayısal önem dereceslne göre s.ıralunmaKi şüyle oldu: en kalabıtlık Erup Maruniler. sonra SUnniler, daha sonra Şiiler. Bu dinsel ayınm egemen devlet olaıak Fıansa tarafından Islılnı Bırligl ve Arap MiUiyetçilıgi akımlaıının Relişmesine karjı siyasal bir ünlem olurak Oa^arı ile kullanıldı. Parlnmento ve BEIkanlar Kurulu Uyelikleri •oile d;nSPI grupların genel nufus ujjıtiekl ağıriığına göre şekillenciı. Ayrıca, yine Fransızların teşvıkı ıle bir kilise hiyerarşisi olmavnn Hünni, Şii ve DUrzi oemaaılprl bir MUffü (Şii ve SUnnılcrd?) veya Şeyh (Dürzilerdeı, Hıristiyanların da Piskoposluklarla tdinsil edildigi bir iiyusal sözcüliik kurııınu yaratıldı. Aynı ayınm «planı» gere»ınr« rlcvlet bsşkanhgı ve ordu komutanlıgı Marunüere bırakıldı. Bu îş bölUnıü bütün Lübnan cemattlerı burjuvatisinin ortaklık kurdukları 1943 ulusal kurtuluş hareketi ıtşblrlikçi Fransız V'clıy rejimine karşı) sırasında Baş bakanlıgın SUnnl MUslUmanlara, Meclis Baskanlıgının da Şii MüslUmanlara verilmesiyle son durıımunu nldı. Bakanhklar arasında bile Ortodoks ve Katolik gıup lnrı için kontenjan ayrıldı. Ne var ki, bu genel is bölumünün temeli Fransızların 1932*de yaptıgı nüfus sayımmın verilsr İdi. O günden bııgüne kadar UKtenın nUfus yapısının tamamen MUsiÜıııaıılar lehme değismesıne ragnıen bütün sıya.val atamalar yüzde 80 orHnında HırisHyunlar iehıne olmuştur. DİNSEL AYRIM Dinsel ayırımlar böylece günllmUze kadar siyasal kurumlar aracılığıyla aile temelınden, sosyal, idari ve eğitlm kurumlarına küdar toplum hayatının bütün düzeylerinde sUrdürUldU. Bu ciuıum kaçınılma/ olarak LUbnan vatandasları arasında ulus ve / veya sınıf bllincinin degıl, d:key bölunmeıun yarattığı dinsel ve bölgesel baglılık duygularının gelişmesine neden oldu. Yeral ve dinsel baglılık duygusu, ne Ulkenin adaletsiz sosyoekonomlk yapısıım karşı çalışan Mnıtlaım topyekUn olusturacakları »ıir direnme hareketi, ne de Ulk<? ekonomislni kontrol eden Batı emperyalizmlne k'arşı ulusal blr birlik fikrlnln gellsmeslne el verdi. Bu arada Marunilerin ve diger Hıristiyan Arapların eski Osmanlı geleneğini sUrdUrereK Batının yeni sömUrgeci güçleriyla etkin btr isbirligi aramalan ">lgusuna da deginmek gerekir. Bu ışbirligi aramalan olgusuna da değin mek gerekir. Bu Işblrlıgl hem onların komprador kesimı cltırak zenginliklerinin kaynagı, Qem de bölgede gelişmekte olan layik Arap milliyetçiligi ve Islam Antiemperyalist Islâm BirUgi akımia rınu karşı bir kalkan oldu. Böylece hem yerli, heın de uluslararası burjuvazinin sonuna kadar istismar ettlkleri bölüoUHlk politika«ı LUbnan halkının bütUnlosmesini, uluslasmasını ve tilk(lerinin sömürUne son vereı/;k nlan antiemperyalit mücadeleye girmesini başarıyla önledi. Şimdl bu kısa tarihçenin ısıgl altında Lübnan'ın sosyal ve okonomlk yapısmın oluşumunu inceleyelim. SOSYO • EKONOMIK YAPININ EVRİMI Ltibnan'ın »osyoekonotnik yapısının olu9iımunu ve bu yapının değlşunlni Osmanlı Devletlnin tarilısel evrıminden aoyutlanıak olaııaK.sızclır. 1H. yüzvılın so nuna varıldıgında Batı .<apitnlizmi Imparatorluk topraklarınm büyük bir kısmını kapsavan nıer kezi feodaıızme dayanun tınıar sısteminı vıkmış ve kapıtaliımin en gerl asaması olan iltizu,7i sistemlnin yerleşmesine yol agnjiştı. Üreticlnın lliklerine kadar scimUrUlmeslne karsı bUyUK sermaye birikımlerine elvermey«:ı bu duragan sistem, tarımda ciaha modern Uretim iliskiıerinin ve teknolojlnln gelismeslne ön ayak olmadı. Oeleneksel el sanatlarına ve ev/atölye Uretimlne dayalı sanayl ise ucuz Avrupa fabrika ürünlerinin rekabetine kar$ı koyamadıgı İçin büyük ölçüde çök KOMPRADORLAR Bu yatınmların .sonunda büro memurları, temsllciler, knmisyon cular ve hukuk müşavirlerinden, banka memurlarına kadar varan uydu bir özp.l kesim bürokrasısinden oluşan bir komprador smıtı ortaya çıktı. Bu sınıfın tümü değıl ama, biiyük çoğunluğu Hıristiyandı. Bu komprador üirııt KISU sürede giderek ihracata dönük üretıme geçen eskl yarı feodal mültezlm ve nıukataoı alleh^r ve ithalatüıracat tüccarlanndan oluşan yerleşık ekonomik sııuflurla blrleşti. îşte Batı kapiulizminin şemsıyfisl altında bu toprak sahibi, tüccar ve komp rarlor tabakalar bugunkü Lübnan'ın egemen smüını oluştui'duhır. LUbnan parlaınentosuna defeışık din ve mezheplerden seçilen kişıler genellikle bu allelei'iıı üyeleridir. Bu yapıdaki blr egemen sınıfın çıkurluruıuı Batı kupitalidinınm çıkaıiarı ıle aynı ulauagı dojjaictır. Nitekim «Kompraaor kapitalızmı» cienebilecek Lübnan'ın ekutıomık sısteını ıthal ıkanıesıni bile gerçeklcştirecek bir sanayi yekırdegı yaratumadı. Buyük b;r ıkı kentın dışında yaşayanlann çogunlugu ıç ve dış pazariara i'arklı düzeylerde bağlı olarak koylu statusuııde kaldılar. iki Utmya Kavaşı arasında ycr alan l'ıuaısiü ınuııdası .sırasında Beyrut şehrı büyülc bir hızla gelıjtı. Gencllıkle lıızmet sektörünün yarattığı bir orta • sınıt urtaya çıktı. özellikle depolama, nakliyat, haberleşme ve puzarlama alanlarında üretici nlmay.in bir lşçi smıfı beltrdi. Bu orta sınıl va emekçı kesımleri, bagınılı ekonominin Batı kökenll yatırımlanyla dogru oıanda büyüdü. Orta sınıt genellikle Batı kültürüne daha açık olıın Maruni Hıristiyanlardan oluşuyordu. BÜYÜK SURiYE FEDERASYONU SUnni, Şıi ve DUrzi mezheplerln TEŞEKKÜR Çok sevEül vsrliRimız BAY VEFATLAR İÇİN Kıymetll nocaıar ve dua hanlardan mUte$ekkil cenaze meraslm ekibtmız bir telefonla emnnızdedir. Gazete ll&m ve umum muamelât İçin ayn hır Uc.ret alınmaz. Cenaze Islerlnl tsletmemtz deruhte edet acı gUnlerinizt paylajınz. BERNARD SONMAN'in anl vefatı dolaytsiyle renajıe törenine katılan. hayır r.emiyetlorin* bagışta bulunmak veya çelenk gondermek lutfunda bulunnıı, nii'.zat evimize gelerek başsaglıgı dileyen, telefon, telgraf ve moklupla ac.ımızı puyla^an dost ve akrabalannııza tcşekkürlerimizi arzederiz. AİLtSt ISIİM CENAZE IJLERi 40 68 86 TEl: 47 20 06 NOT: Bütün muameleıer ışletmeye alt olmak Uzere yurt tçl ve yurt dısından yurda cenaze naklı yapılır. GUnlin her «aatlnde emrlnlzdedlr. YARIN: llftncıhk: 8109/113B8 (Cumhuriyet: 11348) ORGUTLER YELPAZESi TiFFANY LEONABD UA SAMA ÇOt BCNI RASTUMTI OlX>U5u>JU i O ^ u E ; G6.LD1MI2 GARTH SS fiAKAT HIRSI2LÛKIN SİZB YÜVÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle