24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fcl on iki yıldır, dış ilişkilerimiî Te yankılan yönünden, ilginç görüntüler yaratan bir gelişimın ıçinde bulunuyoruz. Kımi durumda onurlu ve yeterli dış girisimlerde bulunduğumuzu söylerken, kimi durumda da tam aksine ve kopkoyu bir karamsarlıkla tarihî yalnızhğımızdan, yetim çocuklar örneği çaresizliğimizden söz ediyoruz. Geriye dogm birkaç yıllık gazete başlıklannı şöyle bir taramak, politik demeçlere bakmak, yazanarın yorumlannı göz ucu ile süzmek, zaman zaman yalmzlık zaman zaman onurlu dış politika edebiyatmın ne ölçüde giinlük yaşantımıza girdiğini anlamağa yeter de artar biie... Açıkça görülüyor ki, Türkiye, halkı, aydım ve siyasal kuruluşları ile dış girişimler ve onların yöntemleri açısmdan bir arayış ve yöneliş çabası içersindedir. Böyle bir ortamda, ikti. dar alternatifi siyasal partilerimizde. özellikl» CHP ve AP'de görülen gelişmeler biçiraleri va sonuçları bakımından dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. Sayın Ecevit'ın öteden beri benimsediğl vo savunduğu çok yönlü dış politika ilkesi. giderek CHP'nin s o s y a l i s t enternasyonale katılma girişimlerine kadar uzanan bir çızgi hallne dönüşmüştür. Romanya gezisi, Yugoslav ve Bulgar yöneticileri ile kurulan dialog, Almanya ve kuzey ülkeleri sosyal demokrat partileri ile gerçekleşen yskınlasma, sayın Ecevit'in eaŞdaş kültürü ve giiçlii anlatım yetenegi ile, kişi ve parti sınırlarının ötesinde Türkiye'nin uluslarar&sı ilişkilerinde ilerisi için haku umutlar yaratmış olmaktadır. Bu konuda dikkat çekici bir başka sey, Sayın Demirerin Basbakan ve Adalet Partlsl Genel Baskanı olarak dış Uişkilerimiz konusundaki girişim ve demeçleridir. Sayın Demirel'in sosyalist komşu ülkelerle «Devletten devlete» olma esprisi içinde yürüttüğü ekonomik v* kültürel anlaşmalar ve yakınlaşma politikası Sovyetler Birliği Başbakanı Kosigin'in yurdumuza gelişl ile iyıce somutlaşmıştır. Geçenlerde bir günlük gazeteye verdiği demecinde Basbakan Demirel, «... Etrafımızda dostluk ve işbirligi kurma dış politikamızm hedefidir. İzlenen politika çok yönlü bir politikadır. Bir yere bağlanmak yerine ahde ve vefaya sadık kahnmak kaydı ile yü (OMHUBlm 17 Ocık 1976 S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Partilerimiz ve Dış Ilişkiler Dr. Nihat TÜREL rütülen bir politikadır. îngilteresi, Amerikası, Fransası Sovyetlerle tam isbırlıgi halinde iken Türkiye neden t«k kapıya dayanacak. Çek Başbakanı g«lecek yakında... Ondan elektrik santrallan alacağım. Yararım neyse bunu yapacağım. Sadece Amerika, Sadece Dünya Bankası veya Avrupa Kalkınma Bankası mı? Hayır... Kısıth verdikleri ile yetınmek neden?» diyordu. Yukarıdaki sözler ve görüntü, aslında yadırganacak ve normal üstü bir değerlendirme süzgecinden geçirilecek nitelikte değüdir. Fakat ne var ki, Sayın Demirel'tn geçmişteki demeçleri ve hele yurdumuzda ahşageldiğimiz sağ blok liderlerinin bilinen tek yanlı dış politika tuttunlan gözönüne alınırsa. sayın Basbakandaki degişimı olumlu bir pragmatifm ıçinde karşılamak dogru olur. özetlersek, iktidar alternatifi iki büyük partinin girişimlerine yönelik yukanda değindiğimiz dış ilişkilerimiz ile ilgili tablo. bazı kez içine yuvarlandıgımız yalnızlık kompleksi bazı kez kaydıgımız aşın iyimserlik kutuplan arasında gerçekçi ve çagdaş bir düşünce ve değerlendirme çabalarımızı zorunlu küıyor inancındayız... Geçenlerde bir Fransız dergisinde okumuştum. «Viyana Dansı» başlıklı yazısında dergi yazarı,, yaz tatili konusunda okurlarına bazı önerilerde bulunuyordu. Yaa şByle başlıyordu: <.. Biz Fransızlar, kısa da olsa yaz tatili için Milano'ya, Roma'ya, Cenevre'ye. Viyana'ya yoksa Atınaya mı gitmeliyiz? Bu kentler ki herbiri kalbimlzin bir pgrçasıdır...» Yazı Viyanayı seçen yazann bu güzel kentle olan ilginç anı ve görgüleri ile tamamlanıyordu. Yazann belirledıgi gibi Batı uygarlıgı için Atina bir kalp parçasıydı. Dün böyle idi, bugün de öyle... Kıbns bunalımı uluslararası arenaya gelince, Batı dünyasmın, özellikle Amerika, Ingiltere ve Fransanın takındıklan geleneksel tutum, ülkemizde karamsar bir yalnızlık kâbusu .*»rattı. Gerçekte ise bu, tarih aynasmda yeni oınıayan bir yansımaydı. Yunanistan, Batı dünyasının Fransız v» AngloSakson kesiminin hem duygusal hem de politik semçiyesi altında olmuştu. Tıpkı Bulgarlann slav şemşiyesi altında yaşamalan gibi. Bu biçim sürekli himaye örnekleri, uluslararası ailede parmakla sayılacak kadar azdır. Türkiye ise, çok ulus gibi hiç bir zaman böyle bir şemşiye altında olmadı ve olamazdı da.. Yunanistan, bir yandan cografi yer, öbür yandan başta din ve uygarlık biçimi olmak üzere tarihi bir dettrminizm sonucu belirli güçlerle org«nik b«|Itnrı lçine girmiıti. Bu yüzden dı» politikasi hep tek yönlü olrouştu. Ve bu da doğaldı. Türkiye bir kaç kez böyle bir şemşıye aramak düsüne kapılmıstır. Birincı Dünya Savaşı fincesindekı Almanya. tkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Amerika düşü gibi.. Fakat bunlar doğal deSil yapay olduklanndan çabuk delinmişlerdir. Zaten dış politika denen şey. geçmişte oldııfu eibi günümüzde de, amaç ve teknik olarak ulusal korunma ve eıkar ilkesine dayamr. Dostluklar, düşmanlıklar ve iltifaklar bu ilke içinde değerlenir. Bu nedenle de, her köklü ülkenin, dış politika amaçlan bakımından devlete malolmuş temel ilkeleri vardır. Bu ilkeler, ülkenin oografi yeri, tarihsel geliîim. çagin polltik ve ekonomik, hatta filoîofik deger «Içüleri ve ideolo.jik yapı gibi elle tutulur gerçeklerin komplekse kapılmadan tam bir analizinden sonra ortaya konabilir. Şimdi galiba Türkiyemiz. hiç değilse birkaç yıldanberi bu çeşit analiz çabalannm düzeyine erişmiş bulumıyor. Siyasal rejimleri ne olursa olsun komşu ülkelerle dostça siyasal ve ekonomik iliskiler gelistirmemizde sayısız yararlar vardır. Bloksuz ülkelere yaklaşmanm, uluslararası kurulusJarda onlan anlamanın ve onlara yardımcı olmanm ne zaran olur? Batı ile ilişkilerimiz, küçüklük kompleksine kapılmaksa pekâlâ gerçek yerine oturur. Böyle yeni bir dıs politika düzeni için yetenekli diplomatlara sahibiz. Fakat daha önce böyle çok yanlı, banşçı ve ulusal çıkarlardan yana dış politika düzeninin, ekonomik ve sosyal yapıya, iç politikanm yetenek ve dinaminnine dönük yerli koşullan rardır. Bu ise üzerinde durulması gereken ayn bir konudur. Yalnız, şimdiden şunu söylemek olasılı&ı vardır: tktidar seçenefi partilerimizde gördüğümüz yöneliş, Türkiye dış politikası açısmdan olumlu bir gelecefin müjdecisi sayılabilir. Hele hele, bir CHP iktidannda, sadece pragmatik nedenlerle degil, yanılmıyorsak inançlan ile de banşçı bir çok yönlülügü dile ve ele getirilebilecek sayın Ecevit yönetimi dış girişimlerimiîe, başka iktidarlann bile sonradan rahatça uygulayabilecekleri bir tutarlılık ve devamhhk kazandırabilir... Alamanya, Alamanya.. B irinci Dünya Savaşuıın başladığı yülarda Türkiye'ye «Enverland» deniyordu. Enver'in ülkesi demektlr Enverland; deyimin Udnd sözcüğünün Almanca olması bir raslantı değildir. O dönemde Alman emperyalizmlnin çaprazındaydık. Prnsya snbaylan gibi saç kazıtmak, Vilhelm blçimi bıyık burmak, Alman kadmıyle evlenmek modaydı. 1960larda DemireHn ABD Cumhurbaskam Johnsonia yanyana resimlerini dağıtıyorlardı Türkiye'de: 19imarda ise Enver Paşa'nın Alman Kayzeriyle birlikte fotoğraflan denrilerde vayımianıyordu. 1950lerde Menderes Amerika eezisinde kovboy şapkası giyip objektife poz veriyordu: J910narda Alaman lm. paratorunun fesli resimleri Anadolu'da dağıtüıyordn bir fısıltıyla: Alaman împaratoru Müslüman olmuş... Harbiye'yi ve Erkanıharp MektebCni Alman tmnsnlar sarmıştı. Bunlar Türklerl hem küçümsüyor; hem tepeden baktıklan ve ikinci sınıf Insan saydıklan Idsilerl egitmeye çabalıyorlardı. Uzmanlardan birisi kalkınma yolunda Türfr lere blr ders de Termisti: Karılarmıza mutfakta teraai, dikişte mezüre, evdo hesap öğretmezseniz: batarsınız. Asya toplumlannda Batılıyı üstün çörmek degismes bir nnyargı İdi. Bu yarçıdan kurrulmak, bagunsızhk savaşının ilk basamağını oluşturur; ama kolay defcildlr. Bir Mustafa Kemal çıkıncaya degin yoksul Anadoln, ha£ımsıclığın onurunu bilemedi. Aimanlar Türkiye'yi sfimürmek için çelmlslerdl knşknsuz; ama biz Iflioiarda onlan çok sevdik, saydık. başunızm tacı ettik: 1950lerde Amerikalıtan sevip. savıp başımizın tacı ettipimlr gibi... Şimdi e«ld anılardan süzülüp gelrn bir kalıtımla Türkiye'vi yine Alamanya'nın vetenekll ellerine emanet etmek planlamasi nygulamaktadır. Bu uygulamanın simgelerl epey eskidlr. 19S0* lann İkinci yansma girerken Avrupa Iktisadl Kalkınma örgütünde Türkiye temsllcisi bulnnan bir uzmandan ilk kez duyrmıştum haberi: Dikkat edin; Türkiye'de Amerika yıpranınea yerlnl Alamanya dolduracak... • Bir "226,, Daha Çıkmaz!, OKTAY AKBAL Evet Hayır Referandum Hakkı Geri Alınamaz eferandum sorunu, bugüne degin sürekli bir biçimde sadece bir işyerinde toplu sözleşme görüamelerindeki yetkili sendikaja saptama yöntemi olarak görüldü. Sorunun çıkış noktasmı oluşturan bu görüş hiç kuşkusuz doğru. Nedenlerini kısaca bir kez daha sıralamakta yarar var. Ekonomimiz, özellikle montaj niteligine sahip sanayiimiz dışa bağımlı. Yani yatınmlar gerçeJcleştinlmesi için gerekli sanayi maddeleri dışalımı ütlMlâtı) yapılamadığı takdirde Murat, Renault, Anadol, Pfizer, Philips, Unilever ve diğer sanayi kuruluşlannı tatile çıkarmak gerektirir. Dı$ahm da ancak fınans (mali) kaynaklannın yaratılmasiyle yapılabiür. 3 milyar 132 milyon dolarlık dış ticaret açığı döviz rezervlerinin tükendigini gösteriyor. Geriye iki kaynak kalıyor: Dış borçlanma ile iç tasarruf. Milyonlarca insanımuın gelir düzeylerinin düşüklügüne göre özgürce gerçekleştirebilecekleri tas*fml' büyük sermoye için büyük bir anlam taşımaktadır. Ge»Tfr» featan tek yol ÇBdun © da, ücretleri dondurmak ve öbür çalışan katmanların ekonomik ve toplumsal haklanna tecavüz etmektir. Büyük sermaye, bu gereksinimlerini kar$ılamak uzere «büyük ve müreffeh Türkiye», «Ulusal kalkınma ve birlik» «Çalışma barışı» veya «Emek sermaye işbirligi» demogojisıni kullanarak belirli bir kitle desteği aramaktadır. 1952'lerden bu yana uzanan sınıf uzlaşmacılıgı sendikal akımı veya kaba tabiriyle san sendikalar bu hizmetı görmeye hazırdır. Bunun en yeni somut kanıtını, SSK isçilerinin top lumsal ve sendikal haklannı korumak üzere giriştikleri eylemin bir işçi kuruluşu (!) tarafından yasa dışı ilân edilmesiyle gördük. R enin hükümeli yıkmays fücün yetmez, yık da görelim» diyor MC Başbakanı. Kime mi diyor? CHP Genel Bsskanı Ecevit'e. Demek ister ki, bu hükümeti sen yıkımazsın, olsa olsa ben yıkarun. Gerçekten de kimse yıkmıyor bu hükümeti, kimse kötü duruma itelemiyor, kendisi yapıyor! Demirel yapıyor, Erbakan yapıyor, Feyzloğlu yapıyor, en çok da Türkeş yapıyor bu yıkma eylemini. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetini, hükümet kavramını yıkmakla uğraşıyorlar. En iyi becerdikleri is budur, hükümeti yıkmak! Her çün sokak ortalannda çençler öldürülürse, bir tek kişi yakalanmazsa, cinayet suçlulan adalet önünde ceıalandırılmazlarsa bir hükümet, bir iktidar var mıdır ortada? Çoktan yıkılmıştır böyle bir hükümet. Hem de kendl beceriksizlifiyle, yanlif işleriyle, davranışlanyle yerle bir etmi?tir hükümeti, hükümete duyulan saygıyı, baçlılığı, inancı... TV ekranlannda gösterişli pozlar vermekle. ^061 de yık, gel de al» diye Ukokul çocuklan gibi meydan okumakla iktidar omnmaz, lktidarda kalınmaz, koskoca, kırk milyonluk bir ulus »ldatılmaz, kandınlmaz. Tutturmus MC Başbakanı, Ecerit ar cıkarttı, anarsistler, komünistler özgür oldu, şimdi bütün bu cinayetieri onlar isliyor diye: Bundan o kadar eminsen niye suçlulan yakalamıyorsun? Niye kanıtlamıyorsun, bağışlanmış gençlerin bu suçları işlediklerini? Niye öyle kimseleri adalet önüne götürmüyorsun? ul'lus bunu soruyor kendl kendine. Madfitıld afla harittrn i' ~r''"" yapmış, bir Basbakan bu kadar güvenle kSBufâyorrb kîşîlerl'versin savcılıfa, versin' mahkemeye; çekler meydana çıkanlsın... Yapamıyor bunu Demirel, yapanuyor. Adalet yalan yanlış savlarla insanlan cezaiandırmaz, mahkum etmez, kanıt ister, belge ister, inandıncı tanıklara basvurur... Demirel'in dediği gibi olsaydı, yani bütün bu cinayetlerden sorumlular o genel afla özgürlüğe kavuşanlar olsaydı, Demirel ve arkadaşlan çoktan onlan yakalamış, cezalandırmış olurlardı. Ama herkes biliyor ki af sonucu dısan çıkanlann hiç bir ilgileri yok bu her gun RÖzler önünde tşlenen cinayetlerle... Suçlular da belli, suçluların ardındaki güçler de, örgütler de, kişiler de... S • • • Gün geçmiyor bir iki genç ölmeden, sayısız insan yaralanmadan, dövülmeden.^ Şimdi işçilere de el attüar. Bir ülkü tutturrauşlar, o ülkü adına «mlllî» silâhlarla gençleri, işçlleri, öğretmenleri terıyorlar. Yolda giderken. durakta beklerken, otobüse btnerken, sınıfta ders görürken, hastanede tedavi edllirken, her yerde, her an, bir takım dehşet örgütlerinin ell tabancalı kişileri acmusızca cinayet işlemektedir. Kim bunlar, nerden çıktılar, kimler tarafından yetiştirildiler? Bir zamanlar hep yazdık, nedlr bu kamplar, nedir bu kampUrda eğitim görenler? diye. Bir kaç yü sonra karşımıza üç yüz bin kişilik bir ülkücü ordusu çıktı işte! Liderleri de iktidar ortağı, açık açık söyledl, konuştu: «Hükümete yardımcı gficler»mi; bnniar! Gerçekte hükümeti yıkıcı güçler, ulusu kıran, Türkiye'nin ilerl yürüyüşünü durduran, gerive, çafdışına çeviren güçler bunlar... AP Genel Baskanı altındaki koltugu kaybetmemek Için herşeye göz yumuyor. Üstelik de karşı tarafı suçluyor, en afır sözlerle, gerçeğe ters düşen savlarla... Ecevit'miş bütün bu islerin sorumlusu, CHP imiş, CHP iktidarda iken sokak olaylan olmuyormuş, Ecevit iktidara gelirse bu kanh olaylar duracakmış, niye. çünkü Ecevit'ten buyruk alıyormuş suçlular!.. Bu mantığa ne dersiniz? İnsan şaşıp kalır. Demirel de biliyor gerçegl, Ecevit iktidarda olsa serçek «uçlular hemen ele geçirilecek, adalete verilecek, suçlulan yakalayan polisler, komiserler, emniyet müdürlerl, valiler ordan oraya sürülmeyecek, gttçlü bir hükümet kısa zamanda katillerl toparlayacak, soluk aldırmayacak yasalara karşı çıkanlara... Demirel bunu yapamıyor. hem başansız bir yönetici olduğundan, hem de başka nedenlerden... «Yık da görelim» diyor hiç çekmmeden!.. Ne demek Ister? Üç beş bağımsız son dakikada MC iktidarına güvenoyu vermeseydi 226 oyu bulabilir miydi? Yann yapılacak bir guven oylamasında 22«'yı bulamazsa yine de Iktidarı bırakmayacak mı? Bırakmamak için her yola, her çareye, belki de yasa dışı yollara mı başvuracak? Bakın ne demiş Meclls'teki bağunsızların önde gelen kişUcrinden Mehmet Ali Arsan: Slyasi Istikran sağlayamayan, vaadettiklerini yapamayan koalisyon ortaklığı yerine ticaret ortaklığı şekline dönüşen bu hükümete verdifim güvenoyunu geri aiıyorum. Biz parlamentoda devamlı bir hükümet kurulsun diye güvenoyu verdlk. Bugün hükümet güvenoyuna başvursa güvenoyu alamaz.» Bir kendileri farkında degüler! MC, lktidar nlmaktan çoktan çıktı. Ulusun gözünde en kücük bir saygınlıgı yok artık. Zorla, baskıyla. inatla, hırsla iktidarda sürgit kalmamaz. Meclis bu, kendi kendini yıkmış hükümeti ilk güvenovlamasında düşürecektir. Demirel ve arkadaşlan Mecliste kendilerina güven duyan 226 kişiyi bir daha buJamayacaklardır. Sınıf sendikacılıgı yapan devrimci sendikalar ise, ekonomik mücadele alanında temsil ettikleri işçi kitlelerinin en iyi haklara sahip olmaları buna paralel olarak da ücretlerin ve satın alma gücünün arttmlması için mü cadele verirler. Geniş işçi kitleleri, somut deneylerinden çıkarak, devrimci sendikalarda birleşerek, sermayenin çıkarları için yeni fedakârlıklar öneren işveren yanlısı sendikaları mahkum etmefctedirler. İşyerlerindeki yetki uyuşmazlıklarında gizli oy ve açık sayım esasına göre yapılan referandumlann tümünU ilerici sendikalar kazanmışlardır. Bu olgu, isverenlerin, işçilerin sırtmdan finans kaynağı oluşturma girişim lerine önemli ölçüde set çeken bir etkendir. İşte, tamelde, büyük sermaye bu nedenden ötürü referanduma karşı çıkarken, DtSK referandumun yasalâşması mücadelesini sürdürmektedir. Fakat, sorunun öbür yanınm siyasal oldugunu unutmamak ?erekir. Büindigi gibi, İşçi sınıfımızın yoğun oldugu sanayi mer minyum • Is'tir. Toplu sözle$me görüşmeleri yakında başlayacaktır. Bu konu sanayi işyerinde. dışardan getirilen ve hiçbir temsil yetkisi olmayan Tek Metal • tş adlı bir kuruluş kullanılarak zorla yetki uyuşmazlığı varatılmak istenmektedir. Niçin? Gazeteler birçok kez vansıttı. Serîbrahim GÜZELCE maye »rgütleri temsilcileri kamu kuruluşlanndaki haklann ve UcDİSK GENEL SEKRETERt retlerin asm olduftundan. bunun özel sektördeki isçileri etkiledifinden yakınarak. toplu sözleşmelerin smırlı çerçeveler içinde kezlerinde 14 eUm 1973 ve 12 la demokrtsiye de karjı oldukla yapılmasmı istemişlerdir. Refeekim 1975 seçimlerinde gerici nnı bir kez daha tescil etmış randumun yolu vasal olarak yave fasıst adaylar bozguna uğra lerdir. Tarij ve Seydisehir'deki saklanırken. Seydisehir'de sahte tılmış veya geriletilmiştir. îşve son olaylar bu fasizan tavnn a üyelik fisleriyle bir san şebekerenler, referandum oylamaları çık birer göstergesidir. ye temsil yetkisi verilerek toplu nın «işyerlerini seçim ve savas Bilindiği gibi bu iki kuruluî sözlesmenin işvfrenlerin çıkar ve alanma çevirdiği»ni söylerken, bir kamu işletmesidır. Yani bu iki istekleri dotrulrusunda perçekyandan demapoit yapmakta, öte leştirumesine çalısılmaktadır. tsyandan da işçi sınıfımızın demok kurulusıaı tiim tasamıfu devle te. büyük bir devlet sanayi knrasiden yana siyasal bilincinin tin elindedir. Devlet de Anaya rulusu olan Sevdisehir Alümingelişiminden duyduklan kaygıyı sa'run korunmasını Ustlenmiş en yum tesislerfndc. isverenlerin belirtmektedirler. Efeer işveren Ust siyasal organdır. Anayasamız, sözcülugU bu sekilde vapılmakta ler, gerçekten. işyerlerinde en a grev, toplu sözlesme ve sendikal ve Anayasa, yasalar, devlet kolzından yetki uyuşmazlığından do hak ve özgürlüklerl güvence al luk kuvvetlerinin fözleri önünde gan huzursuzluklan gidermek is tına almıstır. Oysa, Taris ve Sey çignenmektedir. •• > • ^ tiyörHfsa 'bîrçb'k' is mahkemesi dişehir'de. devletin kolluk kuvve hatta daha önceleri Yargı vetlerinin gözleri önünde cinayetReferandum. Anayaaanın 46. 47^ tay 97 Hukuk Dairesinin yaptı ler işlenmekte ve silâhlı saldırı 775 sayılı toplu is sözlesmesi, gı gibi tek ve en demokrattk vol lar dUzenlenmektedir. Seydise grev ve lokavt yasasının 7. 11 ve olan seçimi, referandumu benim hir'de toplu sözlesmeyi 1974 ba 12. maddeleriyle belirtilmis bir semelidirler. Oysa, sermaye sı şında imıalamıs bir tek yetkili haktır. Yargıtay Hukuk Genel nıflan, referanduma karşı olmak sendika vardır. O da Ozgür Alü Kurulu referandum hakkını yasa dışı ilân etmekle bu söz kormsu yasalara ve Anayasaya ters düsmüstür. Yetki uyusmazhklanndan dogan huzursuzlugu gerek isyeri düzeni, gerekse isci kitlelerinin özgür iradesl doSrultusunda çözecek tek yol olan referandum yolunun tıkanmasıyla veni patlamalar doftabilecektir. Hic bir organ. işçilerin özgüroe bir sendikadan çıkıp. ötekine eirmesini. sendika seçme Bzgürlügünü 1 803146,13 lira kejif bedelli Kozlu Belediyesine »it engelleyemez. Böylece. YareıtaI. kısım »ehir içi yoUan asfalt emilsiyonu ile karışım kap. yın karan toplumsal gerçeklertlama yapüması şartnamesine göre kapalı zarf usulü ile 15.1, mizle de çelismektedir. Yasalar. 1976 tarihinden itibaren eksiltmeye konulmustur. toplumsal ve siyasal ıseMşim ve 2 Geçici teminatı 35875,85 TL.'sı olup ihale 3.2.1978 bilinçlenme düzeyine uyjrun dü$salı günü saat 15'de Belediye Encümenlnce yapüacaktır. tükçe saygmlık ve jreçerlilik lt«3 İhaleye girmek isteyenlerin ihale gününden üç gün zanabilirler. Aksi takdirde, hukuevvel Belediye Fen îşleri Müdürlügüne müracaatla gerekU kun çağdaşlıjhndan söz etmek belgeleri ibraz ederek ihaleye giriş belgeleri almalan 14olanaklı deiHldir. zımdu. 4 İhaleye gireceklerin 2490 sayılı ICanunun 32. madReferandum hakkı, işçi sınıfıdesine istinaden hâzırlayacaklan teküf mektuplannı ihale mızın uzun vıllardır verdigi kasaatinden 1 saat önce Encümen Başkanhgına vermeleri; hırlı ve sabırlı mtiradelenin raz5 İsteklilerin «B» grubundan en az keşifteki bedel geçilmez bir kazanımıdır. kadar, Bayındırlık Bakanlıgından alınmış müteahhitlik karReferandum. yetki uyuşmazlınesi ile, keşfe dahil işler kadar iş yapmış ve kabulünü resJhnı çözümlemeden ve bundan mi mak&mlarca yaptırmış olduğuna dair belge ile, demir dogabilecek patiamalan önleyebandaJU sülndir (35 tonluk) Teknik Personel ve teçhizat bilecek en etkin ve tek demokbeyannamesi istenecektir. ratik yoldur. 8 Resm! fiyat anışlan nazarı ıtibare ahnacaktır. Grev hakkıriın toplu sözleşmey 7 Belediyece TJ"Ji. Ortaklıgmdan ucuz asfalt temin le antidemokratik bir biçimde edildiğı takdirde aradaki fiyat farkı istihkaklardan tenzil kısıtlandıgı ülkemizde referanedüecekttr. dum hakkının yasalâşması müca8 İsteklilerin her gün mesai saatleri dahillnde Beledelesi ayn bir önem kazanmışdiye Fen İsleri Müdürlügüne müracaatla hazırlanmış ektır. Büyük sermave. referandusiltma dosyasını tetkik edebilirler. ma karsı mücadelesini demokrasiye karşı saldırganlıSıyla bir9 Gazete ilan bedeU. tellaliye ve her türlü vergi, releştirirken, işç! sınıfımız ve onun sim, harçlar müteaJıhide sit olduğu ilân olunur. demokratik sınıf vc kftle sendiMustafa DCRGTJN kal örgütu olan DtSK referandumun yasalaştmlması müeaKozlu Belediye Baskanı delesini. bagımsızlık, demokrasi, bans ve toplumsal ilerlemp mttcadelesiyle kaynastırmış ve bütünleştirmiştir. (Basm: 10067) 462 REFERANDUM, YETKİ UYUJMAZLIĞINI ÇÖZÜMIEMEDE VE BUNDAN DOĞABilECEK PATUMAURI ÖNLEYEBilECEK EN ETKiN VE TEK DEMOKRATiK YOLDUR Ekonomik açıdan en yoğun ve çaplı ülskîlerimiı çoktan beri Almanya Uedlr. Dış alımlarmuz, dış satımlaruns ve emek thracımız açısmdan, Almanya. ABD'ni aşalı yıllar olmuştur. Son blr ömekle durum şövle vunrnlansbillr: 1975'in onuncn ayma değin Batı Almanva'dan Tfirkiye'nln yaptıfi ithalât 718 milyon dolardır: ABD'den 316 milyon dolar. Aynl sörede Batı Almanva'va tbracatımif; lf» mnvmı dolardır: ABD'ne 92 milyar dolar... Batı Almanya'da yanm milyon TBrk Işçisl çalışır; bunlann Türkiye'ye volladıklan dövizler olmasa memleket ekonomisi çöker. Tarih'n eski yapraklannda Afrika'dan Amerika'ya siyah Işgücü taşındığını okurauşuzdur. Yaşadığimtz casda da Türldye'den Almanya'ya trenlerle mazlum emekçl yollandı. tşcl'erlmi» ıırun yıllar yabancı fîlkede haksre, hnkuksuı, Srtfitsft» Ikincl sımf Insanlar ffibl vaşadılar. Alman ekonomisine katkıda bulnndular, Türk ekonomlsini volladıklan dSvizlerle ayakta turtutar. Ama yasamdan soyutlanmıs köleler jribiydller. Şimdi bu kJIIeler yavas yavas kıpırdamaya, Srgfltlenmeve. rüçlenmrre, haklannı aramaya başladılar. Alman yöneticileri de noktayı koydular: Bu iş burada biter. Artık Almanra'nın T8rkiye*ye »nertsi biçim defisthmiştir: Yabancı sermaye konusflinda kosullarınm genisleön: gelelim ülkenizde fabrikalar kuralım. Işçileriniz artık b1ze gelmesin; bizim sermayemiz Anadolu"ya gelsin. Böylece hem Ortakpazaria tam kaynasır, hem bozuk ekonomintzl düzeltirsiniz. Türkiye çeyrek yüzyıldan bert dıs tiearet açıtrı veriyor. Bu açık geçici degildin yapısaldır. Dıs ticaret dengesizliğl, Türk ekonomisinin yapısal bozuklugundan dogu» yor. Ancak biz siee el uzattrsafc: Anftdolu"ya lstedlgimia koşullarla girersek: durumunuzu düzeltiriz. Ortakpazar'da Türkiye'yi Almanva'ya bavale etmek, belki ABD'nin de Işine gelecektir. Çünkü Avrupa'da Wa»v hington*un en güvendlgi kaledlr Almanya... Türldye'nln de Ortakpazar'a kafa tutacak hall voktur. 1975in Itk on »ymda AET'den Ithalâtımız 1.5 milyar dolan asarken, Uıraca» tunız 338 milyon dolarda kalmıştır. ' ' ' '•"""• " • " " Ameriks'ya tarça Tftrtdye'de yoğanlsşan 8fke •« tepkf artarken Almanya'va «teiBpatlİMİmlz» süTegeliyor. Hem erendim Almanya sosyal demokrat değfl mi ya? Silleyman Bey bfle lifta »osyal demokrastye dümen tormaya basladı. Kozlu Belediye Başkanhğından MEMÜR ALINACAKTIR îşyert Ümraniye'de bulunan PTT Arastırma Laboratuar Müdürlügündekı mürüıal memur kadrolannda çalıstınlmak üzere 2 Şubat 1976 Pazartesi günü saat 09.00'da yapüacalt sınavla 9 ERKEK memur almacaktır. Istekliıerin; 1 En az orta ve dengl okul mezunu, 2 30 yasını geçmemiş, 3 Askerliğini yapmış. olmalan; ve en geç 30.1.1976 cuma günü saat 17.00'ye kartar diIeTtee, diploma, nüfus cüzdanı ve 2 adet fotoğrafla Ümraniye Şile yolu üzerindeki Müdürlügiimüz Personel Servislne şahsen müracaat ederek sınava şiriş belgesi almalan gerekir. Fazla bilgi 37 61 00/20 numarah telefondan almabilir. (Basın: 10500) 464 Eieman Ahnacaktır GARP LiNYiTLERi iŞLETMESi MÜESSESESi MÜDÜRLÜGÜNDEN Müessesemlz Seyitömer Bölgesi Dumansız Yakıt Teslslert montajmda veya di*er lşierde çaiıştırılmak Uzer« imtihanla aşagıda adet ve Unvanian DeUrtllen kallliye lşçller almacaktır : 17 adet MAKİNK MONTAJ 0STAS1 8 adet ÇELİK KONSTRİKSİYON MONTAJ OSTASl 8 adet BORU MONTAJ USTAS1 7 adet OKSİJEN KAYNAKCIS1 2 adet KLEKTKİK KAYNAKC1S1 4 adet ELEKTRÎKÇİ (Tesısat) Bu elemaniara iş Kanunu ve Toplu İş sttzleşmesi esaslan dahillnde ücret ve sosyal yardımlar dışında aynca Seyitömer Dumansa Yakat Tesisıen Montaiında çalıştıklan sürece tatmin edıci pnm ceniecektlr. Ancak, yapılacak İmtthanda başanlj olmamakla oeraber yetişttrilmek Uzere seçıienler öüz tşçi olarak ise alına* rak Tunçbüek Bölgemlz Atniyelennde ön eğittme (is oasında egitim) tabl tutulacak ve ou ön eSUim sonunda oasan* h olanlara yukandaki ünvanlar veriiecekttr. lşe alınacak bu elemanlar Tunçbiiek Bölgeslndeki egitim ve 6n yetlşürmeyı mUteaMp Seyıtömer Bölgemıza nakledilerek Dumansıa Yaöt Tesislen Montajmda. atolvelerde veya tesls tşJetmeye aimdıgında, Dranşına göre venıden tesbtt edilecek Unvanlarla îsletmo personell olarak vazifelendirtleceklerdir. MÜRACAATÇILARDA AKANILACAK VAS1FLAR: 1 Asgari Ukokui tnenınu oimaK, 2 Askerligint yapmış oimais 3 33 yaşıcdan büytik olmamak, 4 Varsa bu lşierde çaiıştıgına dair bonserrts Ibraa etmek, 5 Yapılacak nasarl ve tatbtkl untihaniarda baştvn saglamak, 6 Yapılacak doktor muayenest sonunda bu tjlerda çalısabilmeslne manı bir naH ve »akatlıgı buJuomamak. MÜRACAAT YERİ. ZAMANI »e İMTtHAN TARtHİ: 1 Müracsatçtiann. G.L.Î. 'l\ınçblleit BOlge Müdür« lüğUne 23.1.1978 Cuma eünü saat I7.oo\e kadar gereiren evrak ile Birlikte dilekçe tle veya şahsen müracaat etmeleri gerekmelctedir. J Imtihan. M.1.1978 Pazartesi günö saat BJJCda Tunobilek BÖlgemiz Eğitim Servtsınde yapılacaktır. T. C. ÎSTANBUL DEVLET MÜHENDiSLiK ve MİMARLIK BAŞKANHĞINDAN AKADEMiSi ELEMAN ARANIYOR DIŞ TtCARET ELEMAN1 Istanbul Merkez Büromuz Dış Ticaret Servisinde çalıştırılmak üzere, İngilizce veya Almanca lisanını çok iyi bilen, azami 30 yaşında, askerliğini yapmış, yüksek tahsilli bir eieman aranmaktadır, llgilenenlerin P.K. 1329 Karaköylstanbul adresine müracaatları rica olunut Müracaatlar gizli tutulacaktır. Cumburiyet 480. PERSONEL ALINACAKTIR 657 Sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesi uyannca, aşagıdaki nitelikleri hatz personel almacaktır. OGREKCİLİKLE ve AYR1CA ERKEKLER İÇİN ASKERLÎKLE İLİŞİĞİ BULUNMAYA« isteklilerin. durumlannı bildirir birer dilekçe ile 20.1.1976 Salı akşamına kad»r Akademi Başkanlığma müracaat etmeleri ve 26 Ocak 1976 Salı eünü saat 14 00'de gıriş sınavına katılmak üzere Akademide bulunmaJan duyurulur. DERECBSİ ADET 6 13 . 1 1 2 1 1 1 1 1 SINIF GÖREV ÜNVANl Id. » Hia. Büro Seö Daktilo IBM. Delgi Op. Elektrikçı Elektrik çı Siracı Dutarcı Yagh boya badanaeı Santral Mernura Kalorifer Teknisyeni " Odacı Eekçi (Glris • çıkıs kontrol) ARANAN NİTELİKLER YUksek okul mezunu, tecrübeli bay veya bayan En az ortaokul ve ayrıc* Sekreterlik' okulu mezunu, sert daktilo ^zabilen bay ve bayan En az bir yıl tecrübeli Meslek Okulu mezunu, 2. sınıf ehliyetli ve tecrübeli Meslek Okulu meztmu, Ehliyetli ve tecrübeli Meslek Okulu mesunu, Ehliyetli v* tecrübeli Meslek Okulu mezunu, Ehliyetli ve tecriibeli Meslek Okulu mezunu, Ehliyetli ve tecrübeli TecrübeU ve Ehliyetli Tecrübeli, ortaokul mezunu bay. G«n. » Tek. 128 arası 12 8 » » 128 » 128 12 8 > > 128 14 8 ı 1 1 Yar. H«. Aynca 1765 Sayılı Oniversite Persone! Kanunu ve 1184 sayılı D.M.M.A. Kanunlan uyannca Elektronils Hesap Merlteelnde programcı olarak görevlendirilmek üzer« (Derecesi: 6 rey» 7> 1 adet uzman almacaktır. Adâyın yüksek okul mezunu olup, «skerligini yapmış olması sarrür. Basın: 10287 4">
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle