Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 9 Ağustos 1975 Trafilc Kazalarr ızla artan trafik kazalan, gUnOmüzün n o dem toplumunu cıddi bir şekilde tebdıt etmektedır. Nıtekim A. B. Devletlennde her yıl yaklaşık yüzbın kişi trafik kazalannda hayatlannı yitirmekte, bu sayının yü» katı kadan da ağır olarak yaralanmaktadır. Ozellıkle toplumun üretken yas grubunu etkileyen otomobü kazalan, ttrk yaşına kadar olanlann ölümünde bırinci sırayı ışgal etmekte ve bojlece ulke ekonomılennde de onemlı maddl zararlara yol açmaktadır. Yurdumuzdakı tablo ıse çok daha karamsardır Son resml istatıstıkler yurdıımuzda ytfda beş bın vatandaşımızın trafık kazalannda caa verdığıni ve yınnı bın klşının de aakatlandığım gostennektedır. Bu sayısal verilerin somut fakat acı anlarm şudur Her gun on beş ölü ve eliı yaralı1 Daha da acısı, ulkemizın, nufus ve araç sayısına oranla trafık kazasına bağlı ölumde dünya ülkelerı arasında bırıncı olmasıdır. Trafığın gıttıkçe yoğunlasarak, kazalann kortaınç bır şekılde çoğaldığı bu sıcak tatıl aylarında daha fazla vatandaşınnzın vaşam çızgısmın kısalmasını istemıyorsak vakıt yıtırmeden acıl ve uzun vadelı onlemlenn (tedbırlenn) alınması gerekmektedır. Bu onlemler bılımsel venlere dayanan gerçekçı, tutarlı ve uygulanabüır olmalıdır Kuşkusuz bunlar arasmda kazalan onlemeye ydnelık olanlar en mantüd tedbırler olarek gorulmektedır. Bununla beraber hemen belırtelıra kı, uzayda kenetlenmeyı başaran teknolojıye sahlp ulkeler bıle halen trafık kazalannı tamamen onleyıci bır yontem kesıedebılmış değülerdır. Ulkemızde çok yuksek olan blüm oranını kabul edılebılır bır duzeje ındırmek, bır yandan kazalan onleyıci etkın tedbırlerı uygulamak, ote jandan yaralılan canh olarak en kısa sure içensınde, gerek araç, gerekse hekön kadrosu yonunden tum resusıtasyon (canlandırma) ve defınıtıf (kesın) gırışım olanaklarına sahıp cerrahı merkezlerıne ıletmekle mumkundur. Zira bilımsel araştırmalar yaralanma ve defmıtıf tedavı arasmda geçen her yanm saat içuı olum oranının uç mıslı arttığını saptamışlardır. H OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AMANSIZ DUŞMAN Prof. Dr. Sâman BELGERDEN Ist. Tıp Pakültesi II. Cerrabi Klıniği Yukanda tfade eddmeye çalışılan bılgılerin ışığında bu ulusal soruna çozum getırebılecek temel önlemlert şu şekılde ozetlıyebıliriz. temlennl uygtılayabilen, şoktaH hestalara flamar yolu ıle gerekll sıvi ve Kan verebılen hatta Ust solunum yoluna tüp yerleştırerek buradan oksıjen sevüedebUen beceriye sahıp acil tıbbl teknısyenler (E.MT.) Tıp Fakültelen ve Sağlık Bakanlığınca muştereken, ıyı planlanmış, yoğun programlar içensinde süraüe yeüştırilerek bır an once hızmete konmahdır Öte jandan ambulans ıle hastsne arası ıkı yonlü haberleşme, bu hızmetlenn etkın bır bıçımde gorülmesının temelını teşkıl etmektedır • Hastanelenn sınıflandmlması. Tum sağlık kuruluşlan; şehır içı ve arası oto yollanna yakınlıklan, yatak kapasıtesı, amelıyathane olanakları devamh bakun ünıtelen ve ozelhkle hekım kadrosu bakımından sınıflandınlmaja tabı tutulmalı ve ağır yaralüann en kısa zamanda olanakları en fazla khnıklere taşınabılmesi sağlanmalıdır. Aynca acü nobet tutan her klinık, bir merkez aracüığı ile öbür klınikler ve ambulans servıslenyle keslntısız haberleşme olanaklanna mahk olmalıdırlar. Bu iki yonlü haber'eşme yarslüann mırtanlmasında temel unsurıardan biridir. Ambulftnsm acil tıbbl teknisyenı, enstıği kntlk yaralmın genel durumunu ve uyguladığı resusıtasyon şekitnı her an göturmek te olduğu Tuinik sorumhı hekimine bndirebflmeli ve arzuladığı dırektıfleri almalıdır. Yarahnın getirilmek'e olduğu cerrahi klınik, her hangi bır nedenle (bos yafak bulunmaması ameliyat ekıbinın başka bir acıl cerrahi müdahale Ile meşgul olması, hastanenin devamh bakım Unitesmın bulunmaması v s ) defimtıf tedavl olanaklanndan yoksun ıse, bu ıkı yonlü haberleçme saj'esmde, ambulans derhal olanaklan uygrun baska bır khnığe saptmlarak yasamsal önem taşıyan zaman kavbı önlenmış olur Ulkemızde $ımd:lık bu haberleşme eğer vasal ve teknik bır engeı yok ı«=e trafık poh^ıne aıt telsızlerle sağlanabı'ır Burada ıçtenlıkle ıtıraf etmelıyız kı acü varalı alan hastanelenn bır kısmmda hâla ambulânslarm ılk bakım odalanna doğrudan yanasma tmkânı yoktur ve bu yüzden yaralılar sedyelerle merdıvenlerden mdirılerek ya da çıkanlarak amelıyathanelere almmaktadırlar Atom Bilincî 1945 yıhnın afustos ayında ABD Cumharbaşkaın Troman'uı emrı>le Japonya'da Hıroşüna ve Nagazaki've atom bombası atıidı. Vuzbinlerce tnsan Bldö. Olayıa ne demek oldufunu anlamak içln «Atom Bombası Çocnklan»ndaıı bırkaçını dinlevelım I945'te ikinci snııfta oknyao b z ö£rencı Takako Okımato anlatıvor: « Altı ağustos 1945 günü olanlar kalbime denn bir yara gıbi kazılmıştır O ınsafsız savaş bir saniye Içinde on bınlerce kıymeth varhğı südi süpürdü. Aklıma düştükçe bugün büe dehşetle ürperiyorum Annem, babam, kardeşlenm evet hepsını kaybettim. Yapayalmzım. Onlann yerıni klmse tutamaz > TomovoU Satoh, 1945'te dört raşınds, oğlan; « Altı ağustosta daha okula gitmiyordum. Sabahleyüı evımızüı yamndakı hamamın önünde oynuyordum. Nüıem «Haydı bahçeve gıt de bıraz çıçek topla» dedı. Ben çıçek toplamaya başladım. Birden büyuk bır panltı oldu. ödüm koptu Eve gıtmek lstedım. Gozlerime igneler dolmuştu.» Yukio Sekimoto, 1945te beş yaşında oğlan çocuğu; « Çimşek çaktığı zaman dışarda ovnuyordum. Ne olduğunu anlamaya kalmadan bahçe kapısıyle evunlz yanmaja başladı Çok korktum Hemen koprunün altına gittık. Orada yanmış ve olen tnsanlar vardı Midem bulandı. Daha sonra nehrin otekl yakasına gıttik Gece orada yattık. Ertesı gün annemle babam koşarak geldıler Armemın ellen ayaklan yanmıştı Babam sanki hemen ölecek gıbıydı. Ağlamaja başladım Bir maşrapa su getırdim. Bukaç gün sonra babam oldu Bır tabuta koyduk, vakılacağı yere göturduk. Eve donduk Sonra küllenni almaya gittik. KUlleri mezara gomduk. İki üç gün sonra annem de öldü.» Megnml Sera. oğlan. 1945'te altıncı sınıfta: « Komşumuz aılenin buyukannesi taş dıbeği ödünç almaya gelmlsti. Annem elinde dibekle sundurmava çıktı, büvuk anne ile uzun Ufa daldı Ben de orda sırümı bir dırefe dayayarak durmuş, Oç vaşmdaki kardeşıme kâğıttan kayık srapıyordum. Kardesimin kucağmda leblebl kasesi vardı. Daha o sabah kavunnuştum Leblebıleri birer birer ağzına atıyordu. thtiyann sundurmava oturdugunu gorünce kalktı, vanma gittl cAl, ye nme» dedl. îşfe tam o anda atom bombası düştü > Akılcı Yaklasım • Maddl kavnaklann organize edilmesi* «Modern toplumun ıhmale uğramış bır hastalığı olan trafık kaıalan» gerçekte, en pahaK hastalıklardan bırisidır Zira kntık yaralılardan çoğu klinıklerde uzun sure yatmakta buyuk ve uzun surelı amelivatlar geçırmekte önemli bır kısmı devamh bakım unıtesınde teda\n edümektedırler. Hastanelenmız elmdekı maddî fcaynaklan ıçtenlıkle zorlamalanna rağmen çogu kez yarah vatandaslanmıza ıstenılen düzeyde bakım sağlayamamaktadırlar Bu nedenle yasal bır olanak varsa ilgılı komısvonlardan geçtıgı ıfade edılen Genel Sağlık Sıgortasına kazalan da kapsayan bır madde eklenmesi kanunızca çok uvgun olacaktır. Eğer bu mumkUn degılse araçların zonınlu trafik sigortasının kazada yaralanan şahıslarm tıbbl masraflanm da ödemesı sağlanmalıdır. Sonuç olarak şu tnancımızı belirtmek istenz kı Gıderek ulusa] bır felâket halıne dönüşen trafık kazalanyle mücadelede gerçek başan, ancak ilgıh tüm kunıluşlann soruna akılcı yonden yaklasarak bır «takım rutnı» içınde, içtenlık, feragat ve sabırla çalısmastyle mümkün olacaktır. Onlemler # Düzenll ışleven bır ambulâns serasinın gerçekleştinlmesı Kntık yaralılarıa artık herhangi bır araçla, adeta mal tasınırmışçasına sorumsuz eller tarafından acil cerrahi kllnıklenne getmlrnesıne son venlmehdır. Bır çok yaralı, bu bilgisu taşıma esnasında solunum yetersızlığı sonucu boğularak ya da kan kaybından hayatlannı yitırmekte ve hastaneiere cansız olarak varmaktadırlar. Bu nedenle ambulans hızmetlerl araç, gereç ve personel yonunden derhal yenıden duzenlenmelıdır Bu araçlarda her türlu resusitasyon yontemlermı bılen kurs bıtirmiş teknik elemanlann bulundurulraası zorunluğu konulmalıdır. Gerçekten ağır, krıtık yaralılann onemll bır kısnu kaza yerinde ya da hastaneiere nakil nrasında ust solunura vollannın tıkanması, kan kaybı ve ŞOK gıbı nedenlerle kaybedılmektedır. Solunum vollarını açık tutmasını bılen gerektığınde suni solunum hancî kalp masau yon DİSK ve UJusal Savunma ibrahim GÜZELCE DİSK Genel Sekreten ANAFARTÂLAR SAVAŞI ellbolu Yanmadasmın Ege denızıne bakan en baü ucunda ayça (hilll) biçimınde bır koy vardır. Koyun kuzeyınde ve güneymde kara parçalan çok sıvnlerek denıze gırmıştır Sıvrı uçlardan kuzeydekıne Büyükkemıkli burnu, güneydekıne ıse Kuçukkemıkh burnu denır Koyun adı da Suvla'dır. Suvla, sığ ve bol kumlu kıvüarda bıter Bundan sonra çevresi ayça seklinde biribirinin uzantısı tepelerle çevrili Anafartalar ovası başlar. Ovanm batısmda Suvla'ya hemen hemen bitişık 300 hektarUk bır alanı kaplayan yann kuruyan bır göl vardır. Buna Tuz gölü denır Ovanın doğusunda tepelenn yamaç lannda iki koy vardır. Kuzejdekme KUçük Anafarta (Sağır Anafarta), guneydekıne Büyuk Anafarta denır. Anafartalar ovası dogubatı doğrultusunda 5 Km devam eder Kuzeygüney doğml tusunda ise 7,5 Km. kadar uzar. Ovanm kuzeyi BUyükkemikU burnundan itibaren Gazüer (Gazıbaba), Sarplar sırtı 143 m. yükseltıU Karakol dağı, 200 m. yükseltıli Masırlık sırtı, 202 m. yükseltıli Kireçtepe ile sanlıdır. Doğuda ise aynı yükseltüı sırtlann uzantısı 278 m. yükseltili Kavaktepe ve 270 m. yükseltili Tekketepe sırtlan Anafartalar köylerinde son bulur. Ovada tek tek tepecikler vardır. Suvla'nın güneybaüsınd» denlzden 500 m. mesafede 48 m yUkseltüi Lalababa, batıda denizden 750 m içerde 15 m. yükseltili Softatepe (HıU Ten = 10 NoJu tepe) ovanın güneyınde denizden 2 5 Km. içerde 51 m. yükseltili Mestantepe (Cho colute Hıll = Çukolata tepe) ve buna bitişik 45 m. yukseltıh Yeşıltepe, Yeşiltepe"nın 1 Km. ku zeydoğusunda 70 m yükseltili Çavuş Yusufçuk (Sicımarter Hıll = Eğrıkıhç Tepesı = Pala Tepesı), Çavuş Yusufçuk Tepesınm 1250 m kuzeydogusunda 80 m. yükseltili tbnkçetepe re Yusufçuğun 1100 m güneyinde 110 m yükseltili İsmailoğlu tepesi vardır G H elsınki, «Avrupa Güvenlığı ve Işbırlıği Konferansı», dunyamızda Banş \e Demokrasıden yana olan guçlenn zafendır. Turkıye'yı temsıl eden MC hukümetı, bir jandan bağımsızlık ısteyen halkımızın saygınlığına golge düşürürken, «te yandan, Konferansta kabul edılen ılkelerle çehşkıye duşerek durmadan kendı kendını yalanlamaktadır Işçi smıfunızın demokratık sınıf ve kitle orgutü olan Devnmcı Işçi Sendıkalan Konfederasj onu (DİSK) dunyadakı banş ve sılâhsızlanma gınşımlerını oteden berı dıkkatle izlemeKtedır ve bılmektedır kı, Turkıje yıllardır gencı hukumetler ve emperyalıst Amenka tarafından yapılan anlaşmalarla, topraklarınuza jerleştınlen üslerle bır barut fıçısı, sureklı tehdıt altında tutulan bır ulke halıne getırümıştır. Buna karşılık işçı suufımız, ulkemızın bağımsızlıgı ıçın, banş ve sılâhsızlanmadan yana kararlı bır polıtütanın savunucusuaur. Dunyamızdaki banş ve demokrasiden yana olan güçler, uzun sureden ben, toplumsal duzenlen farklı olsa bıle, ülkelenn banş ıçinde bır arada yasayabılecekleri gorüşünil ilert sürmüşler, süâhsızlanma doğrultusunda somut onerilerde bulunmuşl&rdır. Uluslararası sü&h tekellerinın, saldırgan emperyaüsUerm hıç de hoşuna gitmeyen bu goruş, her şeye rağmen, dünya kamuoyunda benımsendi ve giderek kök saldı HeHınkı Konferansı, bu yogun çabaların en son ve onemll bır urunudur. Dunya ve Avrupa pohtıkasına agırhğını koyan yumuşarna (dedant) ve ışhırhgı goruşlen, gıderek daha buyuk boyutlara ulasacaktır. Helsuıkı Konferansında varüan ortak kararlar, bu karartar, eğer uzlaşma sayüacaksa, geçerlı bır uzlaşrnadır Ortak kararlann ozünde, hür bır Ulkenin herhangi bır dış pohtıka gerekçesı ileri surerek, obur ulkelenn ıçışlenne karışmama ılkesi yer almaktadır. DÎSK, Helsınki Konferansını özel olarak Avrupa, genel olarak da dunya halklannın yaranna, dünya banş ve demokrasi guçlenrun bır zaferi olarak gormektedır. Bugun MC hükümetinde yer alan partiler, varolduklanndan bu yana, Türkıyetun bağımsızlığını garantüeyecek, toplumsal ilerlemede gelışme olanaklan yaratablleoek banş ve sil&hsızlanma polıtıkasına hiç bır zaman iltafat etmemışlerdır. Ülke içi vej'a ülke dışı sorunlarda olsun, yaşadığımız sayısız uygulama bunu dogrulamaktadır BÜtÎNCÎ ANAFARTALAR ZAFERÎNÎN 60 YILDÖNÜMÜ DOLAYISIYLE, YURDUNU EN ÎYÎ SAVUNAN BÎR AVUÇ KAHRA MANIMIZI VE MUSTAFA KEMAL'Î ANMAMAK OLANAKSIZ Nail SERTBAŞ burnumı, hemen güneyındeki C ve B kıyısına düsman bir saat gıbi kısa bir zamanda 7000 askerı postallan bile ıslanmadan teçhızatı ile bırlikte çıkarmıştı. Kayıp vermemıslerdi. Yalnız kıyıda bulunan gözetleme postalarmdsn atılan bır tüfek bır İngı]it bahriye erinl vurmuştu. Bu tufek sesi Lalababa'da bulunan bırlıklenmizi de ujarmıstı. Buradan bir aydınlatma (tenvir) flsejH atıl*. Dtişrnanm tepenın eteklerınde karmca sürüsu gıbı çfttıgı görüldü. Kahramanlanmız düşmana aman vermemecesine ateş açtılar. tlk hatta bulunan dUşman süratle eriyordu. Wilmer üstün düsman çıkarması karsısında bu blrliklenn geriye çekilmesini emretmişti Lalababa'da sağ kalan kahramanlanmız toplannı da alarak sabaha doğru Tuzlugölü üzennden doğuya yürüdüler. Tepe İngüizlerce ışgal edıldı Suvlamn içerisine (A Kıyısına) çıkan düsman Softatepedeki (10 No l u tepe) birlıklenmiz tarafından ateş altına almdılar. İngıliz harp tanhi bu anı şu cümlelerle tespıt eder. «Nihayet 10 rakımlı tepenın (Tepe 15 rakımlıdır) mevkıı tespıt edılebüdı ve burasının 100 Turk tarafından tutulduğu anlaşıldı. General Haggard'»^ ulaşımından sonra bu Türk Postası üzertne ıkı buçuk taburluk bır kuvvetle bır taarruz teveıh edıldi. Büyük sayı ustünluğü ve çekılme hatlarınm tehdıt edılmesı üzerine Türkter sıperlen terkederek kuzey doğuya doğru çekıldıler » Softatepeyı ışgal eden İngıliz bırlikleri Lalababa'dan bu ıst/kamete saldıran başka İngüız bırukleruıce tepeden atılmıştır General Lan Hamılton (Çanakkale ve saldıran ordulann kumandanı) gunlük notlannda «10 numaralı tepeye yapılan taarruz akstık sonucu yıne kendı birlıklenmızm hucumu ile parçalandı. Zira evvelce bu tepeyı işgal eden kuvvetlertmize, bir başka bırhğimuı karanlıkta saldırarak geri püskurtmüş. Hatırladığım en keder venci haber bu'» demektedir. 7 ağustos 1915 günu akşamma kadar duşman 26000 askerini karaya çıkarmış ve Lalababa'da Softatepe rde topçulannı mevzılen dınnişti. Çıkarma devam ediyordu. Karanlık basmak uzere iken harp gemileri ve karaya yerlestinlen bataryalann çok kesıf topçu ateşinden sonra 5 taburluk bir duşman kuvveti Mestantepe ve Yeşıltepeyi işga! etmışti Bu tepelertlekl "birlfltîerîmız îsn»nt«lu tepesme çekılmışlerdı 1500 kı şüık Wılmer mufrezesı 24 saat zarfında hem de bütun toplannı İngılizlerın eline geçmesin diye genye aldırmış oldugundan toplan olmadığı halde İngiliz IX Kolordusuna 100 subay ve 1600 er zayıat verdirmisti. İngıliz harp tanhi Turklerin buradaki savun ma gücünü şoyle özetler: «Turk kuvvetlennin İngilizlere verdirdığı bu zayiat, Türk pıyadeleri nın müdafadaki maharetlerinin yüksek olduğunu gostenneğe kafidır » Wılmer mufrezesi 8 ağustos saat 24 00'e kadar hıç bir yerden tek bır er takvıye almadan bu saate kadar toplamı 35 000 e ulaşan IX İngıhz Kolordusunu Anafarta ovasma sankı çıvılemlştl Kireçtepe ve îsmaüoğlu tepeleri elimızde idı Guneyde Anbumu ve Seddulbahir cephelennde duşman devamh saldın halınde olduğu için Anafartalara bu cephelerden kuv vet kaydırmamız ımkânsızdı. Wılmer 7 ağutos saat 06 00 Çanakkaleyı savunan 5. Ordu Komutanı Lıman Von Sanders'e gon derdığı raporda düşmanın pek çok mıktarda harp savaş gemısı hımayesmde Suvlada cıkarmada bulunduğunu bıldırmış ve süratle takvıye kıtalan ıstemıştı. Lünan Von Sanders, Bolayır berzahından muhtemel bir çıkarmaya kar sı orada bulundurulan 16 Kolor duya Suvlaya hareket emnnı ver dı. Bu Kolordumuzun Komutanı Albay Fevzi idı (Maraşal Fevzi Çakrnakia kanştırmamalıdır) Bu Kolordumuz 7. Tumen (Komutam Albay Halıl) ve 12. Tumen (Komutanı Albay Salâhattın) den teşekkül etmışti Kolor du 7 ağustos saat 07 00 de hareket etü. Yakın bırükler 40, geri dekıler 60 km yol yurüyecekier dı Kolbaşlan ıle 7 ağustos saat 13'den itibaren Tekketepe'nın 3 km. batiEinda bulunan Turşun (Beşyol) koyune varan kolordunun tamamı 8 ağustos saat 06 da yürüyus hedefine varmış bulunuyordu. Lıman Von Sanders Tekketepe ve Anafartalar ıstıkâmetı ne saldırış emretmişti. Albay Fev zı üç defa tekrarlanan saldın em rıni savsakladığından General I i man, Albay Pevzıjn azledereıc Anafartalar Grup Komutanlığına Albay Mustafa Kemal'ı aladı. Mustafa Kemal 19. tumenın ba> şında Anbumu oephesinde kâh sıperlenn en onünde kâh sağda, solda kahramanca duşmanm ustun kuvvetlerle yaptıgı saldırüa n 35 nısan 1915 gununden 'beri tesırsız hale getınyor, Anzaklan bir metre il#r]£traıyor<iı£,^ Grup Komutanlıgı emrini 8 ağustos saat 21 50'de aunış olan Mustafa Kemal, 19 tumenıni 27 Alay Komutanı Yarbay Şefık'e devrederek kendısı Çamtakke'de bulunan Wılmer'ın karargâhına hareket etmışti. İki gecedir uykusuzdu. Aynı zamanda sıtma hastalığından muzdariptL Saat 0130'da karargâha vardı, emirle rıni verdl, 9 ağustos 1915 günü saat 04 OO'de saldırış yapüacaktı. Suvla ovasında üç gündür tereddütler geçiren îngıliı kuvvetleri nihayet bızzat General Lan Hamılton un gayretıvle Kireçtepe • Mestantepe doğrultusunun ortasından Küçük Anafarta ve Tekketepe istıkametinde 32 tugaylan başta olmak üzere 8 ağustos saat 24 sıralannda harekâta başladılar. Saat 03 50 sıralarmda Kavaktepe ve Tekketepe zirvelerıne varmak üzereydiler. Türk topçusu ateşe başlamıştı. 12 Tü menin 35 ve 34. alaylan daha bnceden tepeleri tutaruştu. Tann'ya sığınıp düşmana yüklendiler. Ondeki duşman taburu ımha edilmışti Alaylanmız yünivordu Duşman silindirden geomış gibıydi. Tekketepenın batı yamaçlannı kaolavan meçe ormanı makinalı tufek ateslerinden yanmaktavdı. Yanan alanlann ıçinden duşman askerleri can havli He ovaya doğru kaçıyordu. tsmailoğlu Tepesi ve kuzeyine ilerleyen düşmanın bır başka tugayı da geri atılmıştı. Saat 07 40'da sekız taburluk duşman yenılmışti Ovaya yuruven askerimize savaş gemileri ve kayı bataryalan kesıl ateş püskürüyordu Alavlanmıs yurüyordu. Funda kokan bu ücra vatan topraklan kanş kanş mehmetçiğın kam !le sulamyordu Saldın saat 18 00*6 kadar sürdü Bu saatte Mustafa Kemal saldmdan savunmaya geçllmesinl ve birliklenn bulunduğü yerde siper kazmasıru emretti. tsmailoğlu Tepesi Çavuş Yusufçuk Tepesi • Kıreçtepe batısmdan gecen çızgi lkl ordu arasmdaki savaşın sonuna dek sınır olarak kaldı. General Lan Hamılton dürbünü ile bu savaşı Suvlada gemisinin güvertesinden izlemekte idı. Günlük notlannda bu savaşm son sözünü şbyle bağlar «Bırden sarapneller, kitleler halindekı bırlıklerin sol kanadı üzerinde patlamaya basladı. Kuzeyden gıi neye doğru askerler panik halınde kaçıyorlar. Daha dikkatli bakınca, infılâk eden şarapnellerın ardmda, düşmanın bizirn katlann solundan merkeze doğru aktıklan gorülüyor Karsı taarruzlannı doğruca Tekketepe'nın eteklennden ve Sulacık ovasından geliştiriyorlar. Merkezdeki birliklerimiz devamla ilerleven Türklerl durdurmava çalışıyor ve biz oyle sanıyorduk Oc veya dört bölük civannda bir kuvvet çalıhklardan ftrlayıp, Sulacık civannda mevzilenmeve çalıçölar, ama devamh ve etkıli sarapnel ateşi altında tamamen eözlerden sılmdıler. tkindi Uzert saat 18' de buttln cephe kâmilen ve aniden çökmüş frtbıvdt Yalnız arazl kaybetmekle kalmamıs, fakat denize doğru van vola kadar da Gundelık yaşamının bir noktasında, yüzbinlerce masmn insan, çocuk. kadın, yaşlı, birden bire atom savasmrn ortalık yenne dfiştüler. ÇocukJann, kadmlann, thttyarlarnı üstune atom bombası atüması emrtnl veren klsl, ABD Ctunharbaşkanlanndan Harry S. Truman'dır. Bertrand Russel bu bonudakJ bir yaztnnda: « Başkan Truman bu muthiş Iştekl sorumluluğundan öturü şu kadar olsun üzüntü duymadıgma söyledı» diye yazar. Tarih Kalerisinin esl görblmemlş blr dnayetiııln snçlnsudur gerçekte Truman Ama biı Ttrrkiye'de Truman'ı simdıve dek başka gözle sevrettlk: bir knrtancı fibi bastaeı ettık. tnlu «Truman Doktrini» ile ulkemize riren AmeHka nın, tnadolu'vu atom savasınuı lleri karakolu vaptıjjını şimdne dek bilınçlendıremedık. Çunkü co&u Insanunıı (agdaş dunva bilıncmden kasten nzak tutulıtınştn. Yığtnlann krirltıgü üzerine duzenlenivordn savaşlar. atılıvorda bombalar ve carklan çalisıvordn «iilâh tabrikalannm; cepleri banknotlarla doluyordıı silâh fabrikatörlerinin, banfcerlerinın. aracılanntn . Truman 1945'te Hiroşima ve Nataıakl fizerine atom bombası atılmasını emreden Idşi nlarak tarihe vazılacaktır. Bu olaydan kı«ia bir süre ^onra ülkemiz Trnman doktrini çemberine pırdi. l<M7'de ABD Ile Imzaladıtıtnız tkiU Anla?ma Ise vurdunraınn tarlhinde bfr kara lekedir. ÇBnkfi bu anlasmavla Türk Hükumetleri Amerikan askert vardımınm Turkive'de propaeandasım vapmakla zonmln tntnloyordu. Şimdive dek Tfirk Hukflmetlerinln Tîırk mine«ne propaçandasını vaptıçı askerî yardımın nitellğtnJ de 1975te topyekfin »nlaraış bolunuyoruı. ABD, bir nfikleer savaş alanı baline geörmlştl TurkJyeM, Anadolu'ya kurdngu üslerle SaK bn gerekçeyle «sleri kapstmah, Amerikalı personell filke dı?ma çıkarmallyıı. Hiroşima ve Nagazaki've atoro yafdırmakta dnraksarnayan bir devlet. Anadoln"nun yoksul kövlnsünfl dfl(&nap> bir nfikleer savaştan mı esirBeyecek? Eğer Türk toplnmonun bllincl gereğince ısunışsa, Türkive'deM Amerikan üslerl blr daha açümamak fizere kapanır. Eğer bn aydmlık voksa yeterince; ne Hiroşima Için ağlamak. ne de Na«»zakTve üıülmek blr anlam taşımryor. Çünkü dlrileri kommaya çalışmak, ölülere ağlamaktan daha akülıca, daha Insancadır. 2 ağustos 1975 tanhınde yaptıgı basın toplantısında Başbakan Demırel, Helsınki Konferansmda kabul edilen ılkelerın şampıjonu pozunda «Prensıplenn yalnız lafzının değıl, ruhunun da uygulanması gerektığını» belırtıyor ve sozlenne, «Banşın refahtan aynlamayacağını, sosjal ve ekonomık hak eşıtlıgınm sağlanması ve yoksulluğa karsı savaşta butun mılletlenn bırleşmesı geregıni eklıyor. Ovsa, bu sozlerl MC hükumetının ıcraatı her an yalanhyor. Bır yandan demokratık, sosyal ve ekonomik haklan için direnen ışçıler üzermdeki baskı arttmlıyor. MC partüerinın lıderlerı kurdelâ kesıp dev yatınmlardan söz ederken, baa ışveren çevreleri bıle huzursuzluk beürtilerl gdstenyorlar. Ota yandan, «Ulusal Savaş Sanayıi» diye özel sektöre yeni tatlı kâr kapılan aralanıyor. Işçılenn tasarruflannı da bu oyuna âlet etmek ıçın, san sendıkalar üzerlenne daşen gorevi yapmaktan gerı durmuyorlar Silahsızlanma, yumuşama ve karşılıklı işbırhğı için sosyal rejimleri farklı ulkeler en ust düzeyde Helsinkı'de biraraya gelırlerken, ülkemız işverenleri «sılfihsızlanmayı» kışkırtıyorlar. DtSK Genel Başkanı Kemal TURKLER'ın de behrttıği gibı, «Devnmcı tşçı Sendıkalan Konfederasyonu (DÎSK), ulusal bır orgüt olarak, yurt savunnıamıza herşeyden çok dnem vermektedır J Ancak, gunümuzde sllâh imalâtı (özellıkle modern jet uçağı ve tanklar), butun ıntryaçlannı mevcut sanayıden sağlayarak bunlann montajuu yapar. Bu yüzden, henuz agır sanayunın bıle kurulamadıgı ulkemızde «savaş sanajnı» kurma isteklerı, Turkıje'nın emperyalıst ülkelerden yatınm malı, hammadde ve teknolojı ıthalâtınon hacmını ve hızını arttıracaktar. Bojlece, çok uluslu tekellerm kontrolunde, uluslararası sermayeye bagımlı çarpık bır yan sanayı yaraülacaktır. Bundan başka, soz konusu sanayı ıçın gerekli olan ıç fuıansmanının onemlı bır bolumu jıne emekçı halk kıtlelerinin sırtından vergı, tahv^l, zam, tasarruf v b şeklınde çıkanlacaktır. Boylece, tek aücı devlet olacağından, ozel sektor, yeni bir pazara ve devletın (halkın) sırtmdan tatlı bır kâr alanına kavusacaktır. Sorunun bır başka yanı da, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Esen'in şu sozlerinde yatmaktadır: «Guçlü bır Turkıye hür dünyarnn ileri karakolunda, Ortadoğu'dakı kılıt mevkıinın nobet gbrevıni de üstün bir başarı ve buyuk bır cesaretle surdürebilecektır» (1) Bu goruş, savaş kışkırtıcılığı yapan, «harp sanayıi mamulleri ıçın taleo, guvenuır ve ıstıkrarh bır taleptır» dıyen büyük sermaje ve onun hızmetındekı egemen sıyasal çevrelenn goruşuaur Bu goruş, komşulanmızla ve butun dünya ülkelenvle karşılıklı dostluk ve ışbırlıgı ilışkılenni stırdürmemızı engelleyecek, banşa karşı bır güruştur. Bu görüş, Türkıye'nın, saldırgan NATO ve CENTO askeri ergutlennde kalmasını savunan dışa bağımlı polrtıkanın normal bır sonucudur. Turktş'e bağlı Sağlık tş Sendikası Baskanı Mustafa Başoğlu"nun «toplu sozleşmelere bır hükum getırmek suretıyle her ay bu jet uçağı bedeunın sağlanması» (2) onerısı ise, işçılerın sırtına yeni külfeüer yüklemek isteyen işverenlenn, «ısçilerle el ele olmasını» savunan MC hükümetmin istekleri dogrultusundadır. DİSK Genel Baskanı TlJRKLER, yukanda sozu edılen aynı bıldmde şoyle demektedır: «NATO'dan, CENTO'dan çüalmadıkça îküı anlaşmalar yırtılmadıkça, bütun komşulanmızla karşılıkh saldırmazhk anlaşmalan yapılmadı^ça ulusal savunmamızı gerçek. eştırmeye ımkan yoktur.» DİSK, bu yüzden «savaş sanayune» karşı, ulusal ağır sanayi ve teknoloji temeline dayaU «ulusal SAVUNMA sanayıınden» yanadır. Bunun gerçeklesmesının ana koşulu bağımsızlıkçı ve banşçı bır dış politıkadır. Bu ulusal polıtıkaya karsı bır tutum izleyen MC hükümetl Başbakam ıstedığı kadar Helsinki ortak güvenlik ve karşıhklı işbırliğı konferansına katüsın, hükumetının ve hükümetmi oluşturan buyuk sermaye partüerinın, ulusal güvenlik ve çıkarlara, dünya banştna karşı olan tutumlannı ortemeyecektir. (1) (2) Uusal Savaş Sanavıi Raporu, KMO, TtB. Cumnurijet, 4 Ağustos 1875, Haziran 1975, MMO, Makina Kimya Endüstrisi Kurumu Genel MüdUrlüğünden Müfettiş Muavini Alınacaktır Makıns ve Kimra EndUstrisi Kurumu Tettis Heyeti Baskanlığma sınavla Müfettiş Muavuıl alınacaktır. Yazıh sınav 15 eylül 1975 pazartesl günü saat »00'd» Genel Müdürlük merkezinde, yapüacaktır Vazüı ve bilâhare yazılı smavı kazananlar arasmda düzenlenecek sözlü sınav, Ikt'sadl Devlet Teşekkülleri mevzuatı, Ekonomi ve İşletme E3tonomisi, Maiıye Muhasebe, OzeUlkle genel muhasebe ve maliyet muha* sebesı, Cezs Hukuku. SzeUikle Ceza Muhakemeleri üsulü Kanununun soruşturma usullerine ait hükümleri Ue Türk Ceza Kanununun Devlet tdaresi aleyhine işleTtfn cürümler babı, tş Hukuku Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukuku Turk Tarihi ve Türkıye Cografyası konularını kapsamaktadır. Adavısnn. l Siyasal Bllgiler Fakültesl. Kukuk Fakültesi, tktlsat Fakultesi tktisadi ve Ticart tlımler Akademlsl ve benzert yerli ve yabancı Universite ve vüksek okullann ldarl ve İşletme bölümlennden mezun oünası, i 657 savilı vasanın 48'inci maddeslnde kayıtta nitellklere sahip bulunması, 3 Sınav tarUıinde Kurum dışından Einava gırecekler içm 30 Kurum içtnden sınava girecekler için 35 yaşını asnıaması 4 Sıhhî durumunun her türlü iklime ve seyyahate müsaU olduğunun tam teşekküllü resml btr hastaneden aimar^ir raporla ttvsık edilmesi. 5 Ahlâk ve seciye ıtıbariyle müfettlşlik mesleğtnin gerektırdını vekar ve ciddıyete aykm bir halinln bulunmaması, 6 A«=kerlığtn1 vapmış olması, gerekmektedir. Mutemmiro malumat ve aday kavdı için Makma ve Klmya Endüstrisi Kurumu Genel Mudurlugü Merkez Personel Şubesl MuddriUğüne müracaat olunması nca olunur. Suvla ve Anafartalar ovası ve çevre arazi buyük bır ayçoreğının iki ucu arasına oturan küçük bır ayçoreğı goruntüsundedir. Ingılızler, Suvla'nın 10 Km güneymde bulunan Anbumu (Anzak) cephesındekı kuvvetlenmızi sağ yanından vurup çbkertmek ıçın 6 ağustos 1915 gunü (60 yıl once bugun) saat 20 00'de Suvla Koyuna (Asahıli) ve koyun Küçukkemıkli burnunun güneyıne aynı anda 13700 asker ve 12 top çıkardılar Ilk hedefleri Kıreçtepe, Kavaktepe ve Tekketepe idı Bu tepeler boğaza en egemen tepelerdi Böylece guney cephelenndekı askerımizın ikmal yollanm keseceklerdı. Anafartalar ve kıyılannın gozetlenmesi amacı ıle muhtelif birlıklerden 2500 mevcutlu bır müfrezemız 8 ağustos 1915 gunü Anafartalar Ovası ve etrafında mevzilenmışti. Mufrezenin komutanı Bavyeralı, yuzunde duellodan kalma kılıç yarası izi bulunan bınbaşı rutbesınde Wılmer adlı bır Alman subayı ıdı. Wılmer saat 15'te mufrezesmden bır taburu (K00 mevcutlu) Anburnuna gönderme emnni almıs ve bu enur yenne getınlmışn. 32. alayın 1. taburu Arıburuna yurüyuşe geçınlmişti Genye kalan birhkler Gelibolu Jandarma taburunun bır bolügu Karakol dağında iki böluğü Kıreçtepede. Bursa jandarma taburundan 3 bolük Mestantepede 31. alayın 2. taburu da, Softatepede 2 bolük Lalababada bir boluk ve bır takım hallnde mevzıde bulunuyordu Kireçtepe, Softatepe, Mes tan ve tsmailoğlu tepesınde aynca ikiser dağ topu mevzılenmişti. Mufrezenin karargâhı Kü çıik Anafarta koyünün 2 km. batısında Çamtekke mevkunde idi. 6 ağustos 1915 gunü Wılmer, An burnuna bir taburunu gönderdıkten sonra kendisi Lalababava geldl Bırlikleri gozden geçırdi Aksamdan bıraz sonra atına binerek karargâhına gıttı. Karargâhta düşmanın cıkarmada bu lunduğunu bğrendi. Lalababa tepesınin eteklerl denıze kadar mer Bu eteklenn uzennde eözetleme postalanmız PTT FABRİKA MÜDÜRLÜĞÜNDEN MiNYATÜR DiNAMiK MiKROFON KAPSOLÜ SATINALINACAKTIR Idari ve Teknik Şartnamesine gore 5 500 adet MİNYATÜR DİNAMÎK MİKROFON KAPSULU kapah yazüı teklıf alma tısulu ıle satın alınacaktır Bu ise aıt şartnameier normal çalısma gun ve saatlennde Istanbu) Ümranıye Alemdağ Caddesınde bulunan Fabnkamız Malzeme Anurlığınden 35 TL. mukabılınde ahnabılır. Teklıf mektupian en geç 2151975 tanhine rastlayan perşembe gunü saat 10 00 a kadar Malzeme Amirlığimize makbuz mukabılınde tesıirn edılmell veya aynı gun ve saatte Amırhğımızde bulunacak şekılde posta ile gondenlmelidır. Postada vaki gecıkmeler kabul edılmez. (Basın 20790/6240) (Basın: 20584/6241) Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu MüdUrlüğünden (2*28 TEMMUZ 1975 TARİHLİ ILANLARIMIZA E3CTÎR) 1975 197S ögretım yılmda Okulumuzun çeşıtli bolumlenne alınacak asistanlarda aranacak nıteliklerle ügıli ydnetmelıftm 3 Madde a tıkrası aşağıdakı şekılde değıştırümıştır. Madde Ul a) Egıtim ve Öğretım hızmetlen sınıfında stajyerlıği fcaldjnlraıs, 30 yaşını geçmemış olmak ÎLGÎLİLERE ONEMLE DUYURCLUR Dahiliye Mütehassisı Doktor Alınacaktır Adet: 1 Azami kadro derecesi 4 İş eüclugü Eammı: 8O0 TL. Personel Kanunu hükümlerıne gdre daimi fcadroda çalışmak istevenlerin Karaköy, Bankalar Caddesl. ünyon Han Kat 3'de Personel Müdürlüğumüze müracaatlan. Tel 49 65 95 G 0 V EN TÜRK ANOVtM StOORTI ŞİRKETt GENEL MÜDLTILUGÜ