15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
FILIST1JN KUKTULUŞ ORGÜTU LIDERÎ ARAFAT LE MONDE'A ORTAUOĞU HAKKINDA KONUŞTU I «Siyonist güçlerin geri çekilmesi, Pîlistîn de\Timinin ilkelerine, halkımızın ve Arap ulusunun hakJanna aykın düşmeyecek bi çimde gerçekleştirilmeli; aynca aynı oran da bir çekilme Suriye ve Ürdün cephesinde de olmazsa, bölgede yeni çatışmalar önlene naez duruma gelecektir.» Ankara Ankara Ankara Ankara Ankara Anka J ÇAĞLAYANGİL VE HEDİYELER Çaglayangil, öteden beri en çok seyahat eden Dışişleri Bakanı olarak tanınır. MC. Hükümeti kurulalı beri bu şöhretinin gereklerini yerine getirmekten geri kalrnadı. Libya, Bahreyn, Katar, Paris, Belçika. İtalya, Finlandiya, Kuveyt, İran, Suudi Arabistan diye dört aydır dolaşıp duruyor. Dışişleri Bakaranvn resmi gezilerinde kendisine pek çok hediye verildiğini bilmiyen yok sanırız. Ama acaba bu hediyelerin protokolu nasıl oluyor diye merak ettik. Sorduk. soruşturduk. Şu sonuca vardık: Bu resmî gezilerde ziyaret edi len ülkelerin yöneticilerine götürülen hediyeler devletin bütçesınden karşılanıyormuş. Ancak götürülen hediyelere karşılık olarak alınan hediyeler doğrudan doğruya geziye gidenin şahsına kalıyormuş. Yani Çağlayangil Şayet Labya yöneticilerine hediye olarak devletin büt çesinden halılar. gümüş ve ba kır el işi kıymetli hediyeler götürdüyse bunun parası devlet bütçesinden karşılanıyor. Yani öyle bir takas ki, sonuçta devletin bütçesinden resmî ge ziye giden yöneticinin evini Acem işi halılar, kıymetli yüzükler, saatler, biblolar, sedef kakma kutular, porselenler, kristaller dolduruyor. Bir veya iki kez resmî geziye gidenler için bu konuda bir me sele olmasa gerek. Gelen hediyelerin evinin güzel bir köşesine yerleştirir. eşine dostıına anlatır, gösterir. Ama Caglayangil gibi sürekli dış gezilere giden biri bonca hediyeyi ne yapar acaba? Doğrusu o kadar eşyayı biz olsak evimizde koyacak yer bularnazdık. "Anlaşma Filistin halkının çıkarlarına aykırı olamaz (Dı? Haberler Servtfrt) Henry Kissinger'in Mısır ile Israil'in arasını bulma çabalarından en çok kuşkulananlardan biri Filistin Kurtuluş Örgiitüdür. Fransa'da yayımlanan «Le Monde» gazetesinin 21 agustos tarıhlı sayısında Erıc Rouleav'nun Filistin Kurtuluş Örgütü lideıi Yaser Arafat'la bu konuda yaptıgı bır görüsme yayınlanmıştır. Okurlanmıza görüşmeyi sunuyoruz. • ARAFAT: Siyonist güçlerin, düşiık bir or&nda bile oua, ışgai ediimiş topraklardan çekilmelerine karşı degiliz. Ancak bu geri çekilme, Filistin devriminin ilkelerine, halkımızın ve Arap ulusunun haklarına aykırı düşme yecek biçünde gerçekleştirilmelidir. Ne var ki yeni İsraıl Arap anlasrnası. Rabat'taki «Arap» zırve konferansmda alınmış kararları gözönüne almazsa, dığer bir deyişle, aynı oraııda bır çekilmenin Suriye ve Ürdün cephelerinde de gerçekleşmesıni kapsamına almazsa, sizi temin ederım id, bölgede yeni çatışmalar önlenemez duruma gelecektir. Hiçbir Arap yetkili ya da yöneticısı. Rabat'ta alınmış kararlann ruhuna aykın bir harekete nza göstermeyecektir. SORC Yenl tsrall . Mısır ara anlaşaıasında yer alan ve Sina cephesinde üç vıl karşılıkiı saldırmazlık prensibini beninıseyrn madde hakkında ne düşünüyorsunuz? • ARAFAT Siyonistler her halde bir hayal dünyasında yasıyorlar. İsrail ile Suriye ya da başka bir Arap ülkesi arasında çıkacak bir savaşta, Mısır'ın eli kolu baglı bekleyeceği düşünülebilir mi? İsrail'in Filistinlilere Lübnan'da, havadan ve karadan rndirdikleri darbelerin sürmesı karjısında, Mısırlıların silâh kardeslerinin yardımına koşması d o galdır. Unutmayalım ki Kral Hüseyin dahi 1973 ekiminde Dirliklerini Suriye cephesine göndermekt« tereddllt etmemişti. SORÜ Gtfecek fie yu içinde, Isr»II1n, Filistin ya da Suriye're blr saldında bulonaca<ını Mnıyor mnsunuz? • ARAFAT Rabln Hükümettnin beçinci bir İsrail Arap savaçı baslatroa istedigine ilişkin hiçbir kuskumuz yoktur. Hazırhklan bizim için meçhul degildir. İsrail ordusunun kadrosu •0 binden 120 bin kisiye yukseltilmişttr. 1973 ekiminden bu yar na kara, hava ve deniz ku\ vetleri üç kat artmıstır. Nükleer gîiçlerıne şimdi de elektronik cihazlar eklenmiştir. Elimizde bulunan, Knesset'in Savunma Komisyonu raporlarından, Sıyonistlerın amaçlarının Mısır'ı dışarda tutmayı basardıkran sonra Arap ülkelerine karşı önleyici bir savasa girişecekleri anlaşılmaktadır. Gerçekte Mısır da savaşın dışında kalamıyacaktır. İsrail e göre iki yol vardır: Ya askerî bir zafer, ya da toplu intihar. Oysa ben geçen kasını ayında Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda üçüncü blr yolu, Filistinliler ile barış içinde yaşama seçeneğini önernuştim. SORU ABD'nin Ortadojtu1da yeni bir savajjııı patlak vermenıesi lçin elinden geien her şevl y&pacağıııa iaanmıyor musunuz? • ARAFAT Bazı Amerikan istihbarat servisleri İsrail'in niyetlerini bilmekte ve onaylamak tadır. Öncelikle, bolgedeki çıkarlarını gözetmektedir ABD. Kissinger'in yeni görevinin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda Arapların ekonomik misillemelerinden kuşkulanmaktadırlar. İsrail'in Filistin devrimini yok etmesini ya da hîç olmazsa felce uğratmasmı arzulamaktadırlar. Amerikan emperyalizmi, böl gede önemli ilerlemeler kaydetmiş, bu da özellikle bazı Arap çevrelerınin zaafından doğmuştur. Örnegin. bu zaaflardan yararlanarak, bölgede petrol konusundaki çıkarlarını korumajT bil mişlerdir. SORU Sot?etler Birlîği'nin Amerika'nın bu politik ve diplomatik eirisimleri karşısında pasif kalmasını nasü yorumluyorlunııı ? 8ovy«Uar Blr Yabancı ülkelerdeki işçilerimızin akıbeti Tannya havaie edüdi Geçtiğımiz halta. Türk işçilenin durumu ıle ilgili Alman gazetelerinde yaymlanan ve bizim basma da yansıyan yazılar çıktı. Federal Almanya Çalışma Bakanlığı yetkıüleri, Türk işçileri arasında işsizliğin hızlı bir biçimde artış gösterdiğine dikkat çekiyorlardı. îşçi sorunlan ve çalışma koşullan ıle ilgilenmek amacı ile kurulmuş bulunan Çalışma Bakanlığımızda ise, «makam odalarına nangi ayakla girilecegi» ve «namazların hangi katta kılınacafı» tartışılıyordu. Çalışma Bakanlıgmda yalnız yurt dışmdaki işçilerimızin sorunlan ile ügilenecek bir genel müdürlük vardır: «Yurt dışı işçi sorunlan genelmüdürlüğü..» Bu genelmüdürlük yad ellere gönderdiğimiz işçiîenmızin çalışma koşullanndan, kişisel sorunlanna değln türn sorunlan çözüm bulmakla görevlidir. Geçen hafta basında Alman yetkililprce uyanlan Cephe'nin MSP'lı Çalışma Bakanı. aynı hafta sonunda yurt dışındaki isçüerin sorunlan için kesin çözüm yolunu buldu. Ve söz konusu Genel Müdürlüğün daire müdürlügüne merkezde görevli bir vaizi atadı. Osman Erkmen adlı sayın vaiz yurt dışında işsiz dolaşan isçilerimize «yurt dışı işçi sorunlan genel müdürlügü yetkilisi» olarak bundan böyle vaiz verecek, nasihatlarda bulunâcak herhalde Ne demeli dansı, içerdelci i$çilerimizin başına. Seni de mi uğrattılar? Millî Eğitim Bakanhğı Orta ögTetim Genel Müdür Yardımcısı Selim Özyüksel, Cephe Hükümetinin hışmına ilk uğrayan lardandı. Bakan bey göreve baş lar başlamaz «Bozkurtçu^ diye nitelenen Veli Soysaldı'ya tam yetki verince. özyüksel diğer ar kadaslan ile birlikte görevden ahndı. Orta ögretim Genel Müdürlüğünden Kalaba Ortaokulu na ögretmen oldu... Tatilde, geçen yıl yapamadığını yapmış, köydeki anasım ziyarete gitmişti Selim özyüksel. Bu yaz, kafasındaki ziyareti hemen gerçeklestirdi. Islâmbey'de, doğduğu evin kapısına dayandı. « Tak. . Tak... Tak...» Yaşlı bir kadın açtı kapıyı. Şöyle bir süzdü özyüksel'i. Son ra bir çığlık attı: « Selüiimmm... Yavrmmmm.. Ah kuzuuummm...» Selim özyüksel şaşırdı. Sanki savastan dönen birini karşıhyordu ana. «Neden acaba?» diye dü şündü, sordu: « Ne oldu anacıgım, neden böyle garip ganp bakıyorsun?» Yaşlı kadın birkaç kez daha elini yüzünde gezdirdi oğlunun: « Seliimm, seni de ugrartılar mı be yavruımmm..» « Degil anacıgım, gene öğretmen oldum işte> « Müdürlükten uğrattılar de diler bana.» Özyüksel sustu. Anladı ki. görevden ahnıp ortaokul ÖğYetmenligine verilmesi anası için «ugratılma» olarak kabul edilmişti. ERBAKAN, AP'Vİ ÇORBAMN SLYtNA RENZETTt.. (BASINDAN) YASER ARAFAT Zaaf (österen Araplar kimler? «ABD emperyalizmi bölgede önemli ilerleme ler kaydetti, bu da özellikle bazı Arap çevre lerinin zaaflanndan doğdu» lifl. dogYudan doğruya ya da kulis faaliyeti olarak lehımizde büyük çaba sarfermektedir. örnegin, Helsinki Konferansmda olumlu sonuçlara varılmıştır. Başkan Ford'un son Romanya gezisine dikkatinizi çekerim. İlk kez Ford Filistin halkının «çıkarlanndan defil. <hak>larından söaetmiştir orada. Ancak bu gerçeklere karsın ben ABD'nin bize karşı iyi niyet besledigini sanmıyorum. Ortadoğu politikalarını «yeniden incelemekte» olduklan biçimindeki açıklamaları, gerçekte bir yandan Araplan «uyuturken», öte yandan İsraü'e büyük çapta askeri yardımda bulunmalarını saflayan bir takıikten başka bir ş«y degildir. Biz. Filistin Kurtuluş örgütü olarak. «Filistin ulusunun ülkülerıne cevap vermeyi amaçlayan ki bu ülküler Birİeşmiş Milletlerin geçen yıl aldığı kararda be lirlenmiştir her konferansa her uluslararası görüşmeye katılmaya haurız. Bu bizim öne sürdüğümüz tek koşuldur. Çorbanın suyu HAZIRLAYANLAR: Ahmet TAN Füsun ÖZBtLGEN İsmet SOLAK Çorbanın sııyunun suyu Halkçı Parti kurucusu Orhon görüşlerini açıkladı «KIBRIS TÜRK PETROLLSRİ LTD. ŞİRKETİN! KURDU Sah TC Sedat esterlyle blrlfktc: Tahran d»n baflayıp Kahire dea Wasfai»g4oa» m%mama blr çtnfi mi? tRAN ŞAHI, LİBYA BAŞKANI KADDAFİ ÎLE ALAY EDERKEN VHSIR'DAN İ)VGÜYLE SÖZETTİ TAHRAN Iran Şahı Pehlevl, Libya Devlet Başkanı Kaddayi alaylı bir dille eleştirtrken, ülkesi ile Mısır arasındaki işrliğinin önemini vurgulamıs, bu arada Basra Körfezi ülkeleri lçin r bölgesel güvenlik paktından söz etmiştir. Blr Kuveyt gazetesiyle yaptıgı konuşma sırasında îran Şahı, Lib'ran Basra Körfezine asker yollayacağına ilişkın Kaddafi'nin tehîleri konusunda görüşü sorulunca, alaylı bir dille şöyle konuşostur: ĞUMUZ GÜNLERDE, İKİ BAKANIN ADINI KULLANARAK BENDEN RANDEVIT İSTEYEN İNGİLİZLERÎN SAYISINDA BtRDEN BİRE BİR ARTIŞ OLOU. FEDEFE DEVLETİN KARA SULARLVDA PETROL ARAMA YETKÎSİNİN KENBİIJ;RİNE VERİLMESINt İSTİYORL.\RDI. GÖRÜŞMEYÎ REDDEDÎXCE. İKİ BAKAN VE OTEKİ BİR GRUP YETKtLlYUİ ARAMIZ AÇILDI), «BİR KISIM HİSSELERl BAZI BAKANLAR İLE AKRABALARININ ELINDE BÎR KURULUŞ OLAN ETİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI İÇİN DİRENDİM. DENKTAŞ ENGEL OLDU.» Köln'de dolmuşculuğa başlayan bazı açıkgöz Türkler, polis ve belediyeyi çaresizlik içinde kıvrandırıyor Yağmuı ATSIZ KÖLN Blr süreden beri KölnBonn havaalaıunda dolmus çuluğa başlayan açıkgöz bazı Türkler, hem taksi şoförlerini, hem polisi hem de Köln Belediyesini çaresizlik içinde tavrarı dırmaktadırlar. Istanbul veya Ankara'dan her uçak inişinde, çıkış kapılarına <mevzilenen» araba sahibi bu Türkler, izleyeceklert rotayı bağırarak müşteri toplamalrtadırlar: Haydi hemen kalfcıyor... Köln, Rodenkrichen, VVesseling.. bir kişi, hemen kalkıyor... Le verkusen. Düsseldorf iki kişi, var mı gelen?... Tam bir dolmuş sistemiyle ça lışan bu arabalar için, «arz ve talep yasası» uyannca fiyatlar da hemen hemen kesinleşmiş gibidir. Örnegin havaalanından Rodenkrichen'e fiyat. adam başmîi altı marktır. .Güzergah.ın işleklik ölçüsüne ve uzaklığına eöre tarife de değişmektedir. Alman taksici ve ileililer tüm Ruhr ve Ren bölgesinden gelme arabalann plaka numaralannı saptadıktarını belirtmektedirıer. Taksicilerin kazanclanna önemli derecede sekte vurdugu tçin bu durumun pek yakmda iki taral arasında sert çatışmalara yolaça cagından korkulmaktadır. Anlaşmazlığın giderek tehlikel: bir mecraya döküldüğünü farkeden havaalanı yöneticilen de ışp karısmak istemişlerse de, polıs ve beledive vetkilılerinden daha başanlı olamamışlardır. Görevlılp rtn verdikleri bileive göre, ne zs man bir Türk doimuşcuya ne yaptıgı sonıisa va tek kelime Almanca anlamaz ooza bürünmekte. ya da Dtr akrabasını almak üzere geldığmı öne sürmektedir. Kem taşıvan fıem taşman tıoş nut oldugiindarı Du işin oars karşıiığı y^.pıldıSm' ıtanıtlamaV da olanaksız olaoıimektedu. Halkçı Partinln kuruluş dilekçfslni parti kurucu Başkanı Alper Orhon, Kıbna Türk Federe Devleti Baskan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Osman Örek'e verirken. KIBRIS'TAKİ ADALETSÎZ, ÇIKARCI DÜZENE SON VERMEK ÎSTıYORUZ,, Izzet Rua YALIN Lefkoşe muhabirimiz îzaet Rıza Yalın, yeni kurulan Halkçı Partinin Kurucu Grup Başkam Alper Orhon il« bir konuşma yaptı. Alper Orhon'un muhabirimizin sonılanna verdiği yanıtların birinci bölümü şöyledir: SORl Halkçı Partinin kurulıışuııa yol açan temel nedenlcrden söz eder misiniz? • ORHON Halkçı Parti'nin ortaya çıkması, 20 temmuz 1974te adaya Barış Kuvvetlerimizin getirdigi özgürlük ortamının doğal bir sonucudur. Geçmişin boyutlarına göre biçilmiş bir yönetim düzeninin 20 temmuz sonrası koşulları karşısmda yetersiz liği kanıtlanmıştır. Herhangi bir konuda hesaba plana dayalı kararlar almaktan kaçınan bugünkü yönetim, sorunlara planlı bir düzen içerisinde yaklaşmaktan kuşku duymaktadır. Geçmişten kalan ilişki ve çıkar gruplarının, Rum'un terkettiği ekonomik kaynaklara sahip çıkma çabasına yönetimin alet olması ve Kıbrıs Türk Topiumu'nun, bu kajTiaklarm bedelini toplum olarak öde me sorumluluğu olduğunu bilmesi, toplumun sosyal ve ekonomik mobilizasyonunu engellemiştir. Bu nedenlerle, bugün adada gözlenen adaletsiz, çıkarcı ve sorumsuz düzene bir son vermek amacıyla, demokrasi, sosyal hukıık devleti, insanca ve hakça bir düzen istiyen ilerici kuşakların birleşiminden Halkçı Parti doğmuştur. SORU SırRM eelmi>ken ba. kanlıktan slını«ıni7in nedenlerlni • ORHON Petrol ve kooperatifler konusuyla ilgili iki olay dan bahsedeyım önce... Kıbns Türk Petrolleri Ltd. Şirketi'ni kurdugıımuz günlerde, iki bakanm adını kullanarak ben den randevu isteyen İngilizlerin sayısında birdenbire bir artış olmııştıı. Tümünü de, federe dev letin kara sularında petrol arama yetkisinin kendilerine verilme si ilgilendiriyordu. «Bu yetkinin, kurduğumuz şirkete verilmesi gerektiğini ve benimle gece gün düz hiç umulmadık kanallardan temas kurmaya çalışan İngilizlere kapımın kapalı olacağmı> belirttiğim günden sonradır ki, iki ba kan ve öteki bir grup yetkiliyle aramız açıldı. Kooperatif konusunda da, Denk taş ve İlkokul Öğretmenler Sendikası llkSen yöneticileri arasın da, 20 temmuz öncesi bir anlaşmazlık olrauş; 1920'lerden kalma bir îngiliz Sömürge kanununa dayanarak Denktaş. öğrsftnenler Yardımlaşma Bankası'na el koyma olanafı bulurken, bir grup yöneticiyi de tutuklatmıştı. Ben adaya geldiğim zaman ve kooperatiflerin bana bağlı olduğu dönemde, kontmun aynntılarına hiç inmedim Gt<rdüfüm. öğretmenlerin bankalanna sahip çıkrna istegiydi. Her kanuna uygun olarak öfretmenlere genel kongre çaşınsinda bulundum. Ögrptmpnler. bövlere bankalarını d«>vralciîlar. Bu tutum. D«nkha uzaklaşmasma yol açtı. Öte yandan, 20 temmuz Barış Harekâtıroızla başlayan ve özel girişimcilerin herhangi bir ticari faaliyetten kaçındığı dönemde, ETİ'ye de (Endüstri ve Ticaret İşletmeciligi Ltd) adanm temel ihtiyaçlannın ikmâli konusunda ihtiyaçların Türkiye'den it'nal edilmesi imtiyazı tanınmıştı. Oysa kamu teşebbüsü olan ve ticari faaliyet sürdüren ETÎ, bir kısım hisseleri bazı bakanlar ile akrabalannın elinde olan bir kuruluştu. Devlet bütçesinden kişi zengin edilmesine şiddetle karşı bir kişi olarak ve Kıbrıs konusundaki her davrar.ışı çok duyarlı ve bilinçli olan Sayın Müezzinoğlu'nun da konuya aynı şekilde yaklaştığım görünce, ETİ' nin tümünün kamulaştırılması üzerinde direndim. Denktaş, bu girişime de totalitere karşı liberal bir sistem çatışması süsü vererek, elçilik kanalıyla engel oldu. SORlı Yeni ortamda nygulanmasını dilediğiniz neler var? Ozetleyebilir misiniz? • ORHON Kıbrıs Türk Federe Devletınin ilânıyla adada yeni bir dönem başladıgını dikkate alırsak, bu devletin vürütme organının bölge üzerinde hükümran olması. verine getirılmesı gereken ilk koşuldur. Barış Ku^etlemnizin semsiyesı altında yürütme organının etkenHSinin en kısa bir sürede serçeklesmesini »ailanıak lein u> »aralal guı^unin birlikU yürümesl gerekiyor. Bunlann ilki Kıbrıs' ta, ikincisi ise Türkiye'dedir. Kıbrıs'ta, 20 temmuzla ada Türkü bir asırdır özlemini çektiği özgürlüğüne kavuşmuştur. Kıbns Türkü, günün büincindedir ve özgürlük ortamının getirdiği tüm haklardan yararlanmak ve tarihinde ilk defa olarak iç sorunlarına sahip çıkmak isteğindedir. Bu istegin ışığmda Kıbrıs Türküne özgürlük haklarını güdümsüz olarak kullanma olanağı sağlanmalıdır. Kıbrıs'taki girişimin Türkiye' deki paralel girişimine gelince... Biliyorsunuz, toplum yaşamında uzım yıllar Bayraktarlık etkin ol muştur. Ve gerçek şu ki, Bayraktariığın geçmişi, şerefli bir geçmiştir. Kıbrıs Türk Toplurmı' nun en zor günlerinde yanında olan, onu en çetin darboğazlardan geçirmesini bilen ve acılarını dindiren Türk Mukavemet Teşkilâtı olmustur. Ancak 20 temmuz barış harekâtımızla T. M.T'nin bir kısım fonksiyonlannı tekrar gözden geçirmiş olması gerekirdi. Eğer gün gelir de sözümüzün etkenlifi olursa. T. M.T'nin toplum çıkarlan açısından baştan sona tekrar örgütlen mesi konusunda, eski teşkilâtçılar olarak söyleyebileceklerimiz çoktur. Işın, bir de elçilik yönü var. 20 temmuzdan sonra elçiliğin de, sekil ve konulara vaklaşım deŞi şimine uğraması geregine inamnm. Kaddafi'nin bu tehditlerini duyduğumdan bu yana uykularım çtı. Korkudan tirtir tıtriyorum!.. «Kayhan Internatıonal» adlı İran gazetesinde yer alan habere re, İran Şahı Pehlevi, Kaddafi'nin «komünist emellerini gerçektirme» çabasmda olduğunu öne sürmüş ve şöyle konuşmuştur: Kaddafi sürekli renk ve görüş değiştiriyor, bir dakika önce ıledigini bir dakika sonra değiştiriyor. İran Şahı, Basra Körfezinin girişinde yer alan Umman Sultanı konusunda da görüşlerini açıkiannştır. Körfezin girişinde bulunması nedeniyle çok önemli bir stratejik • sahip olduğu kabul edılen Umman'daki çağdışı Sultan Kâbus e ;imıne İran yardım etmektedir. Sultan Kâbus'a karşı ülkede «Umın Halk Kurtuluş Cephesi» adlı bir örgüt gerilla mücadelesi sürrmekte, îran ise, Umman'a gönderdiği asker ve siluhla Sultan .bus'un 5'anında yer almaktadır. Buna karşılık Libya, «Umman ılk Kurtuluş Cephesi»ne silâh ve para yardımmda bulunmaktadır. Şah Pehlevi. Umman'da bulunan İran askerlerinin ancak Sulı Kâbus'un arzusu üzerine ülkelerme gerı döneoeklerini bu arada klamıstır. Mısır Mısır'ın Ortadoğu'daki önemine inandığını belirten Şah Pehi şöyle konu^muştur: «Mısır'm çok güçlü bir devlet olarak ortaya çıkması gerektile inanıyoruz. Ona yardım ediyomz. ayrıca daha genîş yardım için ak ve büyük projelerimiz var. Mısır'ın önem ve giicüne inanMZ vardır..» İran Şahı, Basra Körfezinde yab&ncı askerlerin bulunmasına ge: olmadıgını belırtmiş, ancak bir büyük devletın Körfezdeki varı söz konusu iken ötekı büyük devletten Körfezi terketmesini »minin söz konusu olamayaeağım söylemiştir. Kuveyt gazetesi ıle yaptıgı konuşması sırasında sözü bir ara ı ve Sovyetler Birliğinin bolgedeki faaliyetlerine getiren Şah Pehi, bu üikeye İran'ın yaptıgı mali yardıma değinerek şöyle kojmuştur: «Çinlilerin ve Sovyetlerin bölgede çok faal olduklarmdan haberis var. Eger bız hareketsiz kalırsak, onların faaliyetleri etkisiz kalz.» Basra Körfezinde bır bölgesel jruvenlık paktuun yararlı olacaı da bu arada İran Şahı belirtmistir. da «trauttlir mlyi«î tef Grubu*nuzıt bsıutea b l r u da YARIN: uluslararası siyasal ortamdaki yer soruııu i j (
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle