15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURIYET 17 Ağustos 1975 f JÎHtf/ÎHCAMU Otf TAVL/K 6İBı TAÖıA EdiLfH ABDULCANBAZ DEVLET YOKUŞU Ali Nejat ÖLÇEN 15 Rüzgftr vardı Koprüyü Wr uçtan ötekl uca koşarak geçtim. Tam 250 metre koştum Yandan çalılar arasından beton basamaklan bırer ıkiser atlıyarak kanaltn yanına ındım. Çelıfc kdprü, üzerıme üzerıme demlıyor gıbıydı Bırak devnlsm dedım kendı kendıme. Kanalın eyımlı düzeyıne sırt listu yattım. Kollarımı ikl yana açtım ve gozlerimi kapadım. Sag elım bır konserve kutusuna çarptı. Gemıden atmıs olacaklar. Ya da yukardan köpruden. Nered«n atarlarsa atgınlar. Ben de tutup bakmadan atarun Elımın tersıyle vurdum. Eyımli düzeyi tırmandı yuvarlanıp tekrar elıme çarpb. Köprü, üzerim» üıerime devrllmek istıyor. Bulutlar kuzeye doğru uçtukça koprü, daha tez, üzerıme üzerime devrılmek istıyor. Kutuya son bır kez olanca hızımla vurdum. Yukan fırlamıştır bes bellı. Aşıp gıtmıştır. Yuvarlanarak geldi ve elıme dokundu gene. Soguk dudaklanyla parmaklanmı optü sankı. Doğrulup oturdum. Kafamdakı butun denklemleri kutunun içine bosaltmak gereksınımı içınde alnımı soguk roetale dayadım Kıyısmdakı keskınlıkler canımı acıttı Demek kı kendı îii savunuyor kutu. Bu ıyı bır sey. Gozlerunı ondan yana çevırdıgım zaman, parlak renl:ler içınde kâğıtla çepeçevre kaplı olduğunu gordum. Suslu gıysıler ıçınde, ufacık bır çocuga benzlyordu. Kâgıdı tutkalından ayırarak çekıp çıkardım. Bembeyaz çırıl çıplak meydana çıktı kutu. Bır anda büyumüş, çırkln bır kadın oluvermışti sankl. Tiksindim ve fırlatıp kanalm içlne attım. Sulara gomülüverdi. Elımde parlak gıysisi kalmıştı aadece. O gunden sonra ne zaman konserve satın als«m, once kiğıt giysislni çıkanp kutuyu çı nlçıplak soymayı huy edındım. Bu eylemıme Frau Kock da ortak oluverdı. Konserve kutusu soymamn ne anlama geldiğım oneelerl pek fark etmeyen Frau Kock, bunun son derece cıddı bır araştırma olduğunu anlayınca bana yardımını ekıp haiınde yurutmeye baçıa dı. Komşular, koşede tam sokağın caddeden avırım yenndekı manav da kutulann, sandiıt ların kâgıt gıjsılerını soyup eve taşımaya ijas ladılar. Almanyaya başka ülkelerın ihraç ettiği yl yecek raaddelerımn kutularındakı kâgıtlara bak, ülkelerın tanıtma teknıklen arasındaki farıc lar nasıl ortaya çıkıyor. Kapıtalist dunyada pazar kapışılması nasü yürütülüyor? Frau KOCK etkılendı bu sozümle. O günden sonra evtn ıçı konserve kutulanyle doldu. Dışındaki kâgıt jıysisi için konserve satın ahyordu kadın. FERMUAR Frau Kock o gUn işine gitmemış, heyecan ıçinde benl bekliyordu Kapıyı açtığı zaman ufa cık yeşil gozleri ışıldadı. Elini uzattı, telaşla be nı ıçerı çektı «Anlat» dedı «Kollokyum nasıl geçtı.» Yüzunün ıncecık derısi bembeyazdı, çe nesı uzamış, çıkık elmacık kemıklennı peşınden suruklemıştı. Alnındakı çızgıler kajbolruuş tu Elımde olmayarak güldüm «Güzel geçti» dedım. «Basanlı oldu > Sonra anlatmaya fcoyuldum. Sabln okuldan döndükten sonra bütun olanlan basından sonuna kadar tekrar anlatma'< zorunda kaldım. Ana, kız, ıkı yanuna oturmuş ıkısı de suratıma bakıp benı bayranlıkla sevre dıjordu. Sevıncımı paylaşmışlar, bana hıç bır şey bırakmamışlardı. O gece Frau Kock benl konsere davet p'tf Şehrın uzenne agır bir sıs tabakası çokmüştu Gece lâmbalanndan titrek ışık huzmeleıi süzu lerek yere dokuluyor, ıslak kaldınmlarda ?ümüş pırıltılar uyandınyordu Bır sure sessiz sc dasız vurlldUk. Sonra yanımdaki bu yabancı Vn dını unutarak kendımı Ankara'ya gotunip bıraK tım. Arada sırada bumumun ucundan Frau Kock'un surunduğO parfumun kokusu uçup gl dıyordu Irı bacakları vardı Kadını tekrar •î'v t tum. Bır sure Ataturk Bulvarında yurudıım. Teşkılâtın kondora gozumun onune geldı. İnoe uzun Baskanın oksıirüklerıni dujar gıbl oldum Nıçm ıstıia edıp aynlmıştı. Istıfa edenlere hınç duymak ıstedim, fakat bu duygumu bıraz za lımce bularak, kendı kendıme yumusaucı nedenler aramaya koyuldum. Boyle düşunürken koluma birı dokundu. Frau Kock yuzume bakıp gülumsüyordu Avurtlan ıçme çokmus renk sız yesıl gozleri ışıldıyordu Kulağıma «Duçüıımek yok> dıye fısıldadı Benı kaybetmekten korkuyor gıbıydı. Ben ıse Ankara'da yuruyordurn Konser salonu kalabalıktı. Omuzlan mevOanda, sarısın kadınlar, ınkıjim lacıvert elbıselı adamlar vardı. Burası bana Kollokyum salonundan daha ürkutucu geldı Adamlar guru'lu, kadınlar ıse guzeldı Elımde olmayarak Fraa Kock'a baktım, kemıklı genış omuzlarını meydana çıkaran sıyab elbısesmın içınde utangaç bır haiı vardı. ' Konser salonunu boydan boya geçtık. Beyaa eldıvenlı genç bır adam yerlerımızı gosterdı. Sa londa en son oksürukler de tUkenınce, gozı«nmı yumdum. Muzigın görünmeyen kanatlan be nı alıp ta uzaklara goturdü. Mutlu olmayı dene dım. îçımden suzülüp akan muzığe kendımı bı rakıverdım Müak, benım denklemlenmden dUha guzeldi ve kırlı bır tabağa benzeyen ıçımi yı kıyordu. Zıhnıme yapışıp kalmış butun harflerın, parça parça, teker teker, kopup duştugunü hıssedıyordum. Salonun ıçme suzulen keman bırden bıre susuyor, agır ve derınden bır iıra nayla tekrar başlnordu Ruhun parçalanmasuM andırıjordu bu ısyan Kendımı bırakıyor, salo nu dolduran bınlerce sesın arasında kaybolmak ıstıyordum. Ruh nasıl parçalanır. Parçalanırsa nasıl sesler çıkarır. Dunyayı sarsar da herkesı korkutur mu' Benı de korkutsun oyleyse. C:t\ı Kock yesıl gozlenyle bana soruyor. «Dünyayı begeniyor mLisun' • Dunyayı begenmek isUyorum. Sesler oırden bıre susuyor. Bır gürültu ıle kendıme gehyorura. Alkış seslen kulakianmı tırgıalıyor. Alkış saslerınden, nefret ederun^ Ya rımden kalkıp dışarı lırııyorum. Frau Kock. holde benı bulujor. Salona donujoraz Oksürukler, çıplak omuı lu kadınlar. Oksürukler tukenıyor. Konser UKrar baslıyor. Kendımı yenıden unutuyorum. Sa lon boşalıyor En son bız çıkıyoruz. Dışansı serın ve ıslak. Kaldırım tasl&n terden sınlsıklam bır zenci gıbı uzanıvermış Yururken konserden bahsedıyoruz «Sesler • dıyorum. Dreıeck Cad desine gelıyoruz Otomobıller geçıp gıdıyor. Farlardan fışkıran ışık huzmesı, sis duvarınl deinıeye çalışıyor. Sonra arabalar kaybolujor. Adamlar koşujor yanunızdan. Karanlığa ken dılennı atıyorlar Adamlar sıyah bır sm içınde erıyor gıbı. Once başları, sonra ayaklan erıyor. Bız de erıyoruz karanlıkta. «Mutlu mıısun. di ye soruyor, Frau Kock Evet» dıyorum. «Tuıkıyeyi duşunuyorsun . «Kayır Dünyajn düşuııüyorum » Kleiststrasse'yi karanlıklar ıçinde buluyoruz 25 numaralı evın, kırmızı tuğlaları terden sırılslt lam. Sıs burayı da valayıp geçmış, ıçen gınyo ruz. Elektrık lâmbası korıdorun kupkuru duvarlarını açığa çıkanyor. «Iyı geceler» dılıyo rum Frau Kock'a Odama çeklliyoruın. Masa lambasmın ışığında Theodor Storm'un şiır kitabından Oktobeılıed'ı okuyoruı.i «Wır wollen uns den grauen Tağ, Vergolden Ja vergolaen > < •) Okuma\ ı surdunıyorum Başıriı ellenmın arasına alıyorum. Bu sırada kapım vuruluyor. Kararsız ve tıtrek ellerle bın kapınu vuruyor. Kalkıp açıyorum. Bembeyaz yuzu, çukura kaçmış gozlen ıle Frau Kock karsımda duruyor Kemlklı omuzlan one dogru eğılmı? SJ jah robunun ıçınde bır hayalet gıbi görünuyor «So>unamadım. dıye fısıldıyor, arkasmı donüvor Fermuan tutup aşagıva dogru çekıyoruın. Sırtı meydana çıkıjor Bır sure hareketsız kalı jor ve sonra teşekkur ederek sessızce uzaklaştı fını goruyorum (*) YenJ doğan bir gün istiyorum, altın glbt. (DEVAMI VAR) YAŞAM1MDAN ACI DİLİMLER • ŞUNU DA BELiRTEYiM Ki ÇETiN ÖZEK, LONDRA'DA SAVCI ÇiZMECi'Yi BiLE MiSAFiR EDERDi KARADEN,Z DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ, KONÜŞTüCUMUZ İÇIN SUÇLAMYORUZ "SAVCIN1N YURT DIŞINDA OLDÜĞUM tÇİN TOPLANTILARA ARA VERÎLDÎĞÎNt İLERÎ SÜRDÜĞÜ TARlHLERDE TÜRKİYEDEYDÎM,, Buyılk tırajîı gazetelerde «Turkıje Gızlı Komunıst Partısı sanıkları yakalandı» dıve 8 sütunluk manşetlerle sunulan ve «Butun TKP sanıkları serbest kaldılar» dıve tek sütunluk bır haberle son bulan olayda ıddıanamenm mantıgı «Ansto'nun kıyas yontemının tıpık bır orneğıydi» bu konuda sorgum sırasında sovledıklenmı de ılgınç olması açısından aktarıvorum «Iddıanamede alınan bır konu, nasıl değışıkhge ugruyor nasıl abartılıvor \e abartmalarda nasıl bır mantık ujgulamyor şımdı gorelım •Selma Asbworth TKP lıdır. Selma ıle ılışkı kuranlar TKP'lıdın» dıve ozetlenebılır Bu ıkı hükmun avrı ayn ıspatı gerekır Eğer birinci hükürn. yani «Selma Asnworth'un TKP'lı olduğu» ıspatlanamaz ise dava topyekun düşer Eger bu ispatlanırsa ikincı ıddıanın, yanı «Selma ıle ılışkı kuranların TKP'lı olduğu» tek te< ıspa"lanmak zorundadır. Ş'.mdı savcının bırınci iddıayı nasıl ıspatladığını gorehm Iddıanamemn 26. sayfasınm dorduncu paragrafında «Selma'nın başa bağlı oldugunun yanı TKP'lı oldugunun ılerfe ortaya konacağı» soyleniyor. Arada hıçbır delıl ortaya kovmadan 27. savfanın üçüncıl paragrafında «Selma nın Turkıye Gızlı Komunıst Partısı'nın Dogu Almanya'da bu unan lıderı Zeki Baştımar (Yakup Demır) ıle daımı ırtıbat hahnde ve TKP koordinatör Ujelerınden biri olarak sahnede bulunduğu sffkardır» denıliyor. Neden aşıkar? Ne^le ispatlanmak tadır' Delıl nedır' Bu soruiann hıçbırine cevap ve'ılmıyor Abartmalar devam edıjor 43. savfanın 4 paragrafında «TKP' ye mensubıyetı . Komünis' faalıyetlerı tanzım ve tedvır edegelmekte olduğu daha ev\el tebanlz ettınlmış Selma Ashworth..» dıyor savcı Nerede tebaruz ettirıldı? Oncekı savfalarda ılerde ıspatlanacak derken artık savcı «daha evvel ıspatlandı», dnerek bır aldatmacava ba?!ıyor Ve bu abartılarak tekrarlanarak suriıyor 60 sa\fanın 3 paragrafında «TKP uye \e koordmatorlennden olduğu artık her türlu şupnenin dışında ortaya konmuş bulunan Selma» Nerede ortaya kondu' Savcı bır turlu ortaja koymadığı ve* ya koyamadığı bir hükmü. ortaya konmuş. ispatlanmış ve açıklık kazanmış gıbı kullanmaya devam ediyor. 61. savfanın 2 paragrafmda, «Hele bu kımse Selma Ashworth gıbi TKP bunvesmde oze] bır sfatüye sahıp olursa » Nereden çıktı ozel statu' Bunun da ceiabı yok Savcı bızi mahkum edebılmek ıçın ispatlanmamış bır onerıjı sık sık değısık kelımelerle tekrar edereK ispatlamava daha doğmsu boş bır kanaat uvdurmava çahşıvor. Benzefmek gıbı oimasın benm aklıma ünlu Nazı Generalı Gobels'ın propagandası gelıyor Gobels der kı, «Bır fıkır doğru olsun veya oimasın deŞışık zaman ve mekanlarda vüzîerce defıı soy lersenız, goreceksinız kı herkes buna ınanacaktır » Evet, savcı bir çok sanıği suçlamak ıçın mesned gosterdıği bu iddıayı ispatlamalıdır. Yoksa. onceleri «llende ortaya konacağı glbı» sonraları «onceden açıklandığı gıbı» dıyerek kımseyi suçlayamaz, kimsenin hayatından onbeş yılını alamaı.ıt MonUj »anijilne ve OrUkpazar'a havır jurujüjünde Yasar Yılmaz, Vygur. Harun Karadeuiz ve Çelm DiŞ! BOND «Yağmur ya^acak dedin» Savcı iddıalarını «tavşanın su vunun suju» olan, mektuplardan yapılan turetmelerle dolan, bır kışıvı aym anda ıkı ayn jerde gosteren fızık otesı olajlara varan şekı'de surdunıvordu Bunlara da gereken cevap verılmeye çalışıldı Ama ben sımdı sızlere bır başka ıddıaj'a verd ğım ceva bı aktaracağım «Meşhur hıkâye adamın bırı«Gokte bulut var» demış, dığerı «Vay sen bana ne hakla orde< dersın» dıve basmıs yaygarayı. Gokte bulut var dıyen, «Bu da nereden çıktı0» deyınce, alıngan adam cevaplamış, «Gokte bulut var demek ne demek' Yagmur rağacak demek vagmur vağmca ne olur' Sular bırıkır gol olur Golde ne cardır? Ördek vardır » tddıanamenin mantığı da tıpkı boyle Gorelım79 sayfanın 10. paragrafına go re, Çetın Özek'ın beır bır »?re Londra'daki evinde mıssfır »dı şı. buyuk bır yakınlığa delaıpt edivor. «Bu itıbarla» da Çetın Özek'ın b°nım hakkımda Selma ya «garanti» vermemi! olması «varıt bulunmısa gerekıj ormus » TiFFANY JONES Harun"un TKP1İ olmadıgi düşıinulemez, o halde TKP'lıdır Aynı mantığa devam edelım Savcı Nevzat Cızmecı'nın TKP' 11 olmadığı düşunülemez, o halde TKP'lıdır » Savcı'nın bütun iddıaname boyunca kullandıgı metoda en gu zel orneğı Seima ıle bemm aram dakı ılişkıyı ispatlamaya çalışır ken gosterıyor: «Savcı"nın burada kullandıgı ispat metoduna «olmayana ergı» metodu denır. Şöyle kı: savcı in sanlar arasında uç ılışkı bulunduğunu soyluyor. 1 Iş ılıskisi. 2 Ask ılişkısi, 3 Ideolojık ilıski. Sonra bu üç ilışkıden, Uk ikısi nı reddedıyor ve diyor kı «O halde Selma ile Harun'un iliskısi ideolojık ilişkısıdır » Işte bu ıspat metodunun ardına olmayana ergı metodu denir Insanlar arasında sayabllecegımiz dostluk. yardımlaşma ve bas ka birçok ilişkl. insani ilıski yok sayılarak «olmayana ergl metoduyla» Savcı beni suçluyor, bu mannğa bir örnek vereceflm «Diyelım kı, SUleyman bevın hanımı Ahmet bejle konuşmaktadır. (Kabul edıyoruz kı, insan lar arasında yukardaki Uç llişki den başka ılışki yoktur ) Ve bız bılıvoruz kı Suleyman beyın ha nımı ile Ahmet beyın arasında var» ile «sen bana ordek dedın» ış ılışkısı olamaz, ıdeoloıık ılış ılışkismi BLZ çok anlıyorum ama, kı de olamaz o halde Ahmet bev ÇeMn Özek'ın beni evınde mısafır ıle Suleyman beyın Uıskısl «aşk edışınden nasıl olup da benım ıhşkısıdır». ıçın Selma'ya «garantı» verme îflâs eden senaryo sonucuna vanlıyor, bır ttırlü anlaraıyorum. Hangı mantık kanuBoylesı garıp temeller uzerine nu bunu mumkun kılıyor' j erleştırilen suçlama senarvosu Çetın Özek'ın benı mısafır edı ıflas etmekten gerı kalmadı: Iddianamenin 73. sayfasında sı buyuk yakınlıklara delalet edıyer alan «Çekırdek Grubu» ve yormuş bu gruba mensup sanıklar bolü O halde bundan varılan sonuç Çetın, Selma'ya benım içm munde benım bövle bır grup kurduğum iddla edılmeKte ve «garanti» vermlş. Şunu da belırteyım kl, Çetın bu iddiaya mesnet olarak da su özek, Londra'da Savcı Çızmecı' one sürulmektedır «Toplanülann Harun Karade yı bıle mısafır ederdı Kaldı kı, evvelce söyledığım gıbı Sayın Ö nız tarafmdan organıze edildığı zek Ile îstanbul'dan tanışırız. ve bu grubun adı geçen tarafınAvrıca ağabevsı Metin Özekten dan teşkil olundugu, tedavı İçin selam ve pıpo ttitunU göturmüs Ingıltere'ye gıdişınden ötüru tüm Bu kadar basıt ve bu ka grup çalışmalanna, Türkıye'de dar ınsanca bır ilişkiyi ele alan olmadığı 28 hazıran 16 afusSavcı. ılla suçlu yaratmak içm tos tarıhleri arasında ara venlboylesme mantık dışı spekülas me^ınden de bellıdır » yonlar yapıyor. Evet, iddıa bu: Toplantüan ben organlze etmıSozün burasına kadar bırincı şım. onerme ıle, ıkıncı onerme olan Bu da şuradan bellıymiş (') vargınm ihskısıni ortaya kovBen, 26 haziran, 16 agustos tadam Yine mantık bılımı açısmdan bırıncısmden bağımsız olan rıhleri arasında tngıltere'de ımıbu ıkıncı onermeyı ele alırsak şım ve grup çalışmalanna ara şunu gorürüzvenlmış «Çetin özek'ın, Harur. hakkınÖzur dılenm bay Savcı, ruya da Selma'ya garantı vermemış Iarıni2 gerçek değıl ve «hayalı olması ve müşterek davada güve suçlama senarjonuz» burada ıf nılır bir vasıfta kimse olduğunu las edıyor Çunku ben. 28 hazıran soylememesı de varıt bulunma 14 ağustos tarıhleri arasında mak gerekır.» Turkıve'devdım » Kısaca «Çetın'ın Harun naktan Bu bir propaganda da Selma'ya garantı vermemış davasıdır olması dUsUnülemez » O halde Şımdi de ıddıanamedekı suçla «Çetın, Harun Içın garantı ver malara verdıgımız cevaplardan mıştlr » bıraz uzaklasalım Ve dava ile ıı IPİJ bır vargımîz) «davanın bır Savcının dedıgı bu Neden nı propaganda davası olduğunu» je nasıl'' Banlann cevabı yok sorgumuzdan burava aktaralımSavcı'nın butün ıddıanamede KMllandığı mantık bu «îddıaname'ipkı znlıklan, tu Selma'nın TKP'lı olmadıiı ou tarsızlıklan çehsKıleri abartma şun .lemez, o halde TKF brtır lan fpkrarlamaları ve mantık Ö7ek'm rKP'lı olmndıS si7İıklan savmaya devam edebı ı nul mez, o halde TKP'lıdır. lırdik Fakat buna artık gerek Şlmdl sunu Savcı'nın da bilmesı gereklı Osman Pazarlı'nm lıse son sınıf mantık kıtabına gore formüle edelım. Savcının binncı onermesı şu 1 Çetın Özek'ın, Harun'u evnde mısafır edışı buyuk yakmlıblarma delalet eder Bu onermeden çıkanlan vargı «Bu ıtibarla» dıyor savcı, 2 Çetin, Selma'ya Harun ıçın «garantı» vermıştır Itıral edeyım kı, «gokte bulut yoktur. Çünkü iddianame perçek dışı hayalı bır suçlama senaryosundan lbarettır Inançlarından başka suçu olmayan bızler, bır propaganda da vasınm kurbanlarıyız Bu davatopluma «Büyük tehlikeler var, sesinizi çıkarmayın» mesajını iletmek davasıdır. Yalnız ve yalnız bu propapandavı vapabılmek ıçın açılmıştır. Yoksa MtT d« bılmektedır kı. bızım TKP ıle uışkımız yoktur. Bu dava topluma «Büyük tehlikeler var, sesinizi çıkarmayın» mesajını iletmek davasıdır iddianamede uygulanan mantık, Aristo'nun kıyas yönteminin tipik bir örneğiydi Ben bu dava karşısmda. Hitler propaganda yönteminı hatırhyorum Hıtler, «Bir yalan ne kadar büyük olursa, o nısbette inandır ma kuvvetıne sahıp olur ve bır valan ne kadar menfur olurea olsun, yıne iz bu«kmadan jeomez» kurallannı uyguiamıştı. Ay nı uygulamayı 1971 Türkıye'sınde gormek ıstemıyoruz. Bu dava gazetelerde ve radyoda yayınlandı. Işin esasını bılen vakınlanmız hanç, bu ıddıaya ınanmak veya «var bir şeyler» gıbılerden bır kanaate varmak durumundadır. Savcı bizün TKP' h olduğumuzu ıspatlamak durumundaydı, halbuki biz, bu yayın lardan sonra, TKPTı olmadığunı zı ispatlamak mevkmde kalıyonız Çıinku bız beraat ettığınıi! de, aynı gazeteler bu iddıayı tek zıp etmeyecekler ve bu yalan ıddianm izleri toplumda surüp gıdecektir. Benim ınancım odur kı, bu dava bu valanın izleri içm açılmıştır. Öte yandan junu da kaydedevim ki bu günlerde hu kümet buhranı, bu davayı bır anlamda ıkıncı plana düşürmüş ve hakkımızda düşünulen daha buyük iftıra kampanyası progra mı tam olarak uyeulanamamıstır Fakat durum. bızı bu propa Kanda davasımn kurbanlan olmaktan yıne de kurtaramıyor. Hakkımızda koskocaman bir İddıaname düzenlenmış; ortada bı suç teşkil edecek tek bir fııl yok. Duşündüğumüz tç ı, konuştuğumuz ıçın suçlanıvoruz. Ülke sorunlan u düsünmtMiz evlerde tanıdıklarls lconuşmuşuz ve yıne t<inıdıklara mektup vazmısız Bızım siM daha bınlert^» aydm. ay nı şevlerı vanmi^ısrriır Fakat kurbnn olarak bi7 setıldık» Y A K! M Savcının ve Ivııim son sozlerim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle