15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ALTI CUMHURİifET 16 Ağu&tos 1&T5 40 YIL ÖNCE CUMHURiYET 16.8.1936 GÜNÜN OLAYLARINDAN ÖZETLER # Yeni Boğazlar mukavelesinın uygulanmasına dünden itıbaren baslamışnr. Bu suretle Lozan Muahedesımn aktedilişınden bu yana Boğazlar içın geçerli olan rejim kaldınlmıs olduğundan bu reumın kontrolünü yapmakta olan «Boğazlar Komısyonu» da tanhe kansmıştır. Bundan böyle Boğazlardan geçmek isteyen gemiler Montrö mukavelesi hükümlerine tabı olacaklardır. • Moskova'dan bildirildığme göre, M. Stalin ıle diğer Sovyet hükümet üen gelenlerine karşı bır suikast tertiplenmistir. Bu suıkastm bugün Norveç'te bulunan eskı Harbiye Komiseri Troç ki ile üçüncü Enternasyonal Esld Başkanı Zınovyef ve arkadaşı Kamenef tarafuıdan hazırlandığı açıklanmıştır. Bunlardan Troçki verdiği bir demeçte «Sovyet Rus ya ile meşgul olmuyorum. Böyle bir sıukast ile ilgili olmadıgımı, daima şıddete karşı olduğumu bütün dünya bilir» demiştir. • Olimpıyatlarda İtalya dün Avusturya'yı 21 yenerek Olimpiyat Futbol Birıncısı oldu. • Yenıce sıgara paketlerinin içıne once kaldırüdıgı bildinlen ikramıye kuponlannm yenıden konulmasma karar verilmistır. • Istatıstik Genel Müdürlüğün ce son nufus sayımı sonuçlan saptanmaktadır. Şımdıye kadar Ankara'da 37.447 evlı ve 36.949 bekâr erkek ıle 19,916 evh kadın ve yuz yaşını geçmış 35 kışi sayılmıştır. Siyaset, şiir ve tasavvuf üzerine... (Basiarafı 5. ssyfada) du. Sonımlu basın da kin ve düşmanlık kışkırtıcısı yayınlardan kaçındı. Simdi Türkıye'de olsun Yunanistan'da olsun, siyaset adamları, iki ulus arasmda dostluk ve ışbırliğı zorunluğunu belırtmekte yarış ediyorlar. O yönde henuz geçerli adımlar atamıyorlar ama, bu zorunlugu sozle olsun belırtmege başlayabılmelerı de. aslında önemlı bir asama sajilır. iki ülkenin gerçeklen, dünya gerçeklerı, çagın gerçeklen, bu asamaya getırdi onlan.. Siyaset mantıgı ile de bır doğruyu kavrayabıldıler. sonunda.. Ama nıce yıllardan ve acılardan, nıce demagojilerden ve sıyasal ıstısmarlardan, ne denh sovenlıklerden ve sıvasal çekıngenlıklerden geçerek bu doğruyu kavravacak ve soyleyecek noktaya gelebıldıler «bizimlr riirilpcek bir çıin Egrnin altıo çağı vanıp yarının ateşinden eskinln ocağı» demıstım «Turk • Yunan Şıiri»n de... Ege Denızııun ıkı yakasındakı siyaset adamlarının, Ege'de o «altın çağ»ı dırıltmek uzere elele vereceklerı gun de ergeç geiecektır. Ve şurın dedığı olacaktır. Çünku şıır, kendı dışında bır amaç gutmeyen, şurdışı bır hesabı olmayan şıir, doğruyu soyler. O şurı yazan ınsanın bıle, şıırsız soylıjebıleceğınden daha iyi, daha cesaretle ve daha erken soyler doğruyu... Çunku, «Insan» başlıklı şurımde, «elbette senden doğru söyliyecekti • yazdığın şiir». dedıkten sonra, şunu soyluj"ordum ınsana: «sen olduğundan büyüksün sen olduKundan iyisin sen olduğundan giizel». Eğer ınsan, ıhtıraslannın ve kışısel hesaplannın agına duşmese, on yargılarıyla ve annıyet lenyle kendım aldatıp sınırlama sa, onbügılerıyle duşüncesını ve kavrayışmı engellemese, dış baskılardan ve kendı ıç baskılarından kurtulabüse, kafasmm kepenkleri açılır, duygulannın ve duyarlığının antenlerı gerilır, ve daha çok duyar, daha açık gorür, daha iyi anlar. daha doğru soyler, ve «olduğundan daha büyük... daha iyi.. daha güzeU olduğu çıkar ortaya. «Sonra» şıınme gelıyorum şimdi... 12 temmuz 1975 cumartesı gunu Adapazarı'nın büyuk alanında konuşuyordum. Bır ara sol yanımdakı yüksek yapının çatısından, alana kâğıtlar atümaga başladı. Halk aldınş etmeden benı dınlıyordu. Bir arkadaşım basılı kâgıtlardan bırını havada vakalayıp kursuye getirdı, onume koydu. Baktım, 22 yıl once, 1953 de yazdığım «Sonra» adlı şiır vajqb küıdın uzermde. Sıya^etle ılgisi olmayan bir şiır, tasavvuf Işin öncesmı bümeseydım şasırabilirdım. ne ılgısı var dıye bu siyasal konuşmayla o gençlık çağı şiinmın . Ama daha once Anadolu'da yer yer MiUi Selâmet Partısi örgütünün bu şiıri bastın p dağıttığını duymuştum. Adapazarı'nda da gene onlar yapıyor sandım ükin. Meğer yanılmışım. Bu kez Adalet Partılilermiş. Yer yer bir silâhı kullanıyor lardı. Ne de olsa yöneticılerınin kafalan ve siyaset anlayışlan, bir noktaya kadar biribirınden pek aynlmıyordu. Dedim ki kürsüden: Geçen yıl benım bir gençlik şiirimı, «Türk Yunan Şıırısmi dagıtıp aleyhunde kullanmak ıstemişlerdi. Fakat çok geçmeden zor ve mahcup duruma düştıiler. Şimdı de «Sonra» adlı bir gençlık şürimi, gene benım aleyhimde bir siyasal istismar aracı olarak, dağıttıklannı duyuyorum ve görüyonım. Bu kürsüden söylüyorum: Gene mahcup olacaklardır, gene zor duruma düşeceklerdır Neye guvenerek soyluyordum bunlan . Kendıme değıl, halfca guvenerek soyluyordum. Çunku Türk halkımn yuzyıllar boyunfa oluşturduğu ve kendı şıınnde dıle getirdiği tasavvuf anlayışun bihyordum. Çocukluğumdan beri halk şiırımizı, özellikle Yurus Emre'yı, bır ölçüde de büyuk ozan Mevlânâ'yı okuyarak yetısM ğımden, bir bakıma kafam, hal« mızın kendi şıınnde oluşturduju tasavvuf anlayışı ıçınde yoğrulmuştu. «Sonra» şıırım de o tasavvuf anlayışı içınde yazılmış'ı. Halktan öğrenerek söyledıgımı, yazdığımı, halk elbette anlardı. Sıyasette ikıde bır karşıma cı kan bu şıır ıstismarlanna çoli üzülmuyordum, hattâ bır bakuna seviniyordum. îkı nedenle sevıni yordum. Bırincısı, şiirden başka ıstısmar edecek şey bulamıyorlariı. Ikincisi de, bu şür ıstısmarları bana, bazı şeylen, şiır dılınden daha açık anlatma jiikümlülüğu nıi getinyordu. Öylelikle, şurın doğrulannı. bir blçude sıyasete yansıtma olanağını bulmuş oluyordum. Kafalan günlük kuçim sıyasetın dar çemberine hapsedıi miş bazı kımseler de, belkı öv lece bazı doğruları bır ölçude ol sun anlıyabılırlerdı. Onlar anlıva masalar bıle süâhları geri tepmiş olurdu hıç değilse... Halka güvenıvordum. Çünırü vüzyıllar boyunca şiırle duşünme ğe alışraış Türk halkının. şıır çer çeğini, şıirde dıle gelen doğrulaıı anlıyacağından hıç kuşkum yoktu. Nitekim bugun de, basında va zılamayan. sıvasal toplantılartia söylenemeyen. radyoda, televızyonda okunamayan bazı doğru'.a n, Türk halkı. kendi ozanlannın dilinden, köy kahvelenndp. gecekondu kahvelerinde, özgüroa soyleyip dinlemektedir. * * * • Sonra> şürimin, Türk tasavrut anlayışı ıçmde yazümış bir sıır olduğunu belırrtım. O bakımdan bu şiın acıklıyabilmek için, Türu tasavvufu üzenne düşüncelerimı anlatmam gerekır. İslâmlığın Türk kafasmda ve gönlünde yansıması tasavvuf voluyla, özellikle tasavvuf şııri »o luyla olmuştur. Turkün kafasındaki arayışa ve shnlundeki sevçıye tslâmın ısıfı rl"^ınce Türk la lâın tasavvufu dogmuştur. Milliyetçilikle Müslümanlığı bag daşık bir bütün olarak gördükle nni öne sürenlerin, Türk Islam t» savvufunu bümemeleri veya bü mezlikten gelmelerl bir çelişkidir; kendi milletlerimn yuzlerce yıllık düşünce ve inanç birikiını nı tanımadıklarını veya anlayama dıklannı gösterir. Din duygusu kımınde korkudan alır gücünü, kımınde sevgiden... Dın duygusu korkuyla beslenenler, genellikle bencıl kişilerdır. Bu dünyada da bu dünyadan son rası ıçın de kendilennı düşünüjler. Bu dünyada ve bu dünyadan sonra kendilennı guvence altına alma isteğidır, çıkış noktalan . Dın duygusunun gücünü sevgiden alanlarsa, korkuyla değil, bencil bır korunma duygusuyla »e 7aşamdan sonrasıru güvenceye Dağ lama kaygısıyla değil, bencıllıltten uzak bır sevgıyle ve gerçek inançla yönelirler Tannya... Genellikle Türkün din duygusun>m temelınde, özellikle Türk tslâın tasavvufunu oluşturan dın duygu sunun ve anlayışının kaynağında, ışte bu derın sevgı vardır. Tann ya ve Tannnın rarattıklanna «ev gi... Çıkış noktalan bu sevgı olin lar. Türk Islâm tasavvufunu olus turmtışlardır. Din duygusu Korkuya dayanan lar, bağnazlığa kolayca kapılırlar. Dın duvgusu sevgıye dayananlarsa bağnaz olamazîar Bağnaz o! madıklan ıçın de özgürce düşünürler ve ararlar. Yuzlerce yıl tepeden gelen ve insan yüreğinde korkuyu körülue yıp sömurmeye yonelen bağnazlık baskısına karşın, Türk halkının özgür duşünceli ve hoşgörulü oluşu, ondakı din duygusunun sevgıye dayanışındandır. Bu sevginin özünde Tannnın birliği ve Tannyla bırhk ınancı bulunur. Bu sevginin amacı ıse o birlikte enmektır. Işte bu ı nançtan bu amaca vönelışın vo'.n dur Turk îslâm tasavvufu. O nedenledir ki tasavvufun düşüncp ve arayış okullarma «tarikat. va ni 'yol. denih'r. Gerçı zaman İçınde o «yoMar «tankatlar da korkuyu ve bag nazlığı körükleyip sömürenlerce yozlaştırılmıştır. Kurumlaşmanın kaçınılması zor bır sonucu olan tutuculuk ve bağnazhk, o «yol>la n. «tarikat'lan da zamanla kör») tip çıkmaza düsürmüştür. .Yoı. • tarikat, adı üstünde, amaç değıldir, araçtır. Ama kurumlaşn* ça. tankatlar. neredeyse, araç i! duklannı unutup, amaç goriın»ıl sune bürünmüşlerdir. Fakat Turk halkı. özellikle "^rk köylüsü. kurumlaşmanın katı < u 1 varlarını, daıma. sevgisıyıe ve duygusuyla, sezgısiyle ve aklıyla asabilmıştır. Bunun için başvur duğu en etkın yöntem de şur olmuştur. Bu ulusal gelenek bugiin de sürüyor. «Avdm» denen çevrelerde.bâiâ tur ijlçude. geçeriı olan dtlşürtce yasakları ve baskıları MtgMRn TıTrk h*lk Sîirmdff. geç mışte olduğu gıbi. gene geçers.z kalıyor. Türk İslâm tasavvufunun engin kaynağmdan ve özgurluk geleneğınden alciığı önlenmez güçle, Türk halkl, gerçekliğine ve doğruluğuna inandıgı her düşünceyi gene özgürce söylüyor, inanmadıklarını da sınırsız bir hoşgörüyle dinliyor. Bugünün Türk halk şiiri de. yuzyıllar boyunca olduğu gibı, sevgiyi ve birliği dile getırmektedir. Dinsel düzeydeki birlik inancını ve özlemini. toplumsal düzeyde de yansıtmaktadır. Tasavvufda kendisini gerçeğe yakınlaştıran özgürlüğü, halk şiinmiz. toplum sorunları üstüne düşünürken de kullanmaktadır. Başlangıcmdan bugüne kadar Türk tasavvuf şiirinin baş konusudur biriik . Benim «Sonra» şiiri ıin konusu da odur. Toplumda korkuyu ve bağnazlığı egemen kılmak isteyenler, insan değerini küçültmege, insan kisıliginin özeürce gelişmesini enpellemeğe uğraşanlar, Türk tslâm tasavvufundaki bir'lik kavrammdan yüzvıllar önce tedirgın olduklan gibı, bugiin de tedirgın oluyorlar. Yuzyıllar önce Mevlâna'nın «sende görecek göı yok» dediği türden kımseler, eskiden olduğu gibı bugün de bu konuyu istismara kalkışıyorlar. * * * «Sende cörecek eöz vok. Gfirerek hakabilseydin e|er. bastan asaıh O olduğunu çnrflrdiin», demış Mevlâna Bır ddrtlüğunde de Tanrı'ya şnyle seslenmiş: «Sen bende ve ben sende beliririz ve saklanınz İkimiı arasmda benle sen vokuz». Mevlâna, bır'lıği reddetmenın, kendini bir'den ayrı görmek olduğunu, hâd bılmezlik olduğunu, ınsanın kendinde Tann'dan ayn bir varhk var sanması anlamma geldığinı düşünür Bunu açıkça yazmış. Bu düşüncenin kaynağı da Kur'ânı Kerim'in Bakara Suresındeki su sözler olamaz mr «"Allah oğtıl edindi" dediler; hâsâ. ovsa eöklerde ve yerdf olanlar O'nundur. Hepsi O'n» râm olmuştur. Gökleri ve veri voktan var edrn Allah'dır.» Yokdan var edılenin. kendini var edenden ayrı bir varhk gibi görmesi. Türk Tslâm tasavvufunun kabul edemediği bir anlayısdır. M°snevi'de Mevlâna. senben avrımınm reddinı. kapıyı vuran ınsanın şu öyküsüyle de dile getirir: •Dostu. Kim o?. deyince, Ev eönöl babçesindpkf wvgiH. .«ensin, dive karsılık verdi. Dostu, Ey ben. madem fcî bensdn, övlevse gel. Içeri pir, bu evde zatpn iki kişivi alacak yer yokhı, dedi.» * * * Yüce halk ozanı ve mutasavvıfı Yunus Emre de şıirlerinden birçoğunda bu anlamdaki biriık düşüncesini dıle getirir. îşte. degişik şiirlerinden derlenmiş ömek: «ikiliktrn nsandım birlik hânına kandım». «devsirfnen birlije yetmeğe (ermeSet (eldlm». «Hak cihana doludur kimseler Hakkı bilmez Ona senden iste O senden »vrt olmaz». • «hem bâtınım (gizlıyim) hetn zfthirim (görünenim) hem evvelim hem âhirim hem ben OVnrn bem o ben*im hem o kerimS han ben'im» • «tevhid (birlik) iraiş cörnle ilem tevhidl bilendir âdem bn tevhJdi inkâr eden öz canına dn^tnan imiş>. Benım «Sonra» şıırım, Turk halk şıinnın erışılmez yüceiıgı karşısuıda, ıddıalı bır ştır değıldır, ama halkımızın tasa\vuf şıinnın geleneğı ıçındeoır. IsUsmar konusu yapılmak ıstetıen, «Sonra» şunmdekı birlik anlayışı da, yuzyıllar boyurca butün halk şımmızde, tasavvuf edebıyatımızda sureklt ı^lenen bır'lıktır. Mevlâna'rîan ve Yunus dan aldığım sozler ve dızeler. bunun savısız orneklerinden ancaK bırkaçıdır. * * * «Sonra» şnnmde. Turk tasavvuf şiınnm bır başka teması daha yer alıyor: «ne Habil ne Kabil ne soy». Kimı halk ozanlarımızın yuzyıllar boyunca ışleye geldiğı bu teraanın da kaynağı Kur'ân i Kenm'dır. tşte kanıu Bakara Suresinde: şıın gerçeğıyle çelışen bu özlermn mantıkî bir sonucu da, vok luğn, yok olmayı özlevistır. Zaman zaman TUrk tslâm tasavvuf şiiri bu özlemi de dile getirir. Pu özlem bazan biriife erme isteğinı de aşar. birlikte erimeyi, erıvip bitmevı gözetir. tsmaıl Hüsrev Tökın. «Mevlâna'da Yokolus Felsefesı» başlıklı vazısmda sovle anlatır bunu: «>1e\lânada gave. bir olmak. bir butmak. btr bilmek detildir. O, Tolıın sonunu bitmekte bıılur. Tann vuslatma ka^ntsarak seveiHde vok olmak hedefidir Vuslat, rok oluşun ancak bir haslaneıç kelimpsidir » Yaşam gercesmın, var olusun, kaçımlmaz bir ürünü olan. karşıtlann çatışmasını (dıvalekt'5i\ Mevlâna da bir verde Habil Kabıl orneğıvle anlatır: «Tann »k ve kara iki havr.ık diktl Birf 4demdl. öbiîrü rol be«pn «prtsn. O İH höviik nrdıı ara«mria sava«lar oidıı erlin ccç ti. Bunun çihi ikinri dprrprfe Habil eeldi Onun an ve ak nunınun karşıtı ve avkınsı Kabil oldu.» Yok olma. bırme nedir"" Mevlâna bunu da adetâ bıhmsel bır dille anlatır: «Yok olma. bitme. karjıtın karvıtını vok etmesivle olur. Kar şıt kalmadı mı «onsuzinktan baj ka birsev kalmaı.» övievse kesın banşın ve htızurun tek çaresi yok olmakrır. Mevlâna bu ozlemı de şoyle dile getırır: Hem yokluğun kesin rr huzurunu özler Yunus nem cte korkmaz yenıden oluşdan: «korkma ulaşık isen ne olursan olasın» der. «Sonra» siırl de, Işte. ulashfctan, «ulaşık» olduktan sonra yenıden olup olmamamn bir iç tartışmasıdır. Türk îslâm tasav\ufunu olusturan nice büvük ozan. vüzvıılar bovunca. benden çok daha güzel dıle getirmışler bu düşünceleri, bu ıç tarnşmayı. Bu tür düşünceleri yadırgıvanlara, kendısıne saldıranlara. sızde «görecek göz vok» demış Mevlâna . Dmsel ınancından kusmı duvanlara da bır ınre sitemde bulunmakia vetmmış«canım tende oldukça Kur*ânın kölesirim o seçkin Vlııhımmpd vnlıınds öle«ivhn hpr kim bu «Ö7(ien na«ka hİT snz sb\ ler*e benden hpm ondan Ü7İilfiriim hptn o sözü diyenden», demış. Yunus Emre ıse. halk dılıvie tatlı tatlı alav etmış ovlelerıyle: «hakikat hir şeriat onun çoklar girtli eemive denıze dalmadılar çoklar seldi kapıva kapm tuttu durnr içerive eiriben ne vann bilmedfler». Fakat övlelerinın. MevlSnat<r Yunuslar yasarken de şımdı ds kapalı tutmağa uğraştıklan kapm, halkımız, özgür düş'incasıyle. sevgisıvle. sezgisiyle, şiınyle. daıma aralıyabilmiş. Ornıs ıçın ben de kaygı duymuyorum. «Görecek göz»ü olmayanlar. ««*• mive girip denize dalmayanlar», «kapnyı tutup duranlar ne fadar uğraşırlarsa uğraşsmlar, Yunus'lan. Mevlânaian. Hacı Bekrasları. Hacı Bavramian, Muhiddm Abdal'lan, Muhiddin ArabiTert ve daha nice Türk İslâm mutasavvıfını yetiştiren ve anlıvan Turk halkının, Türk tslâm tasav vufu geleneği içinde 22 yıl önc« vazdığım bir özentisiz siirde benım ne dediğimi ve ne demediğımi haydi haydi anlıyacağını biliyorum. N O T L A R : A. 1 (.Ortak bilinçdışı» teriml. Ingilızce «collectıve uncon»cious»un karşılığı olaralc kullanılmıştır. Ruhbüımei Carl Jung'un oluşturduğu bu terım, bihncine vanltnak sızın, soy dan, toplumdan ve ııisanlığın çağlar boyunca edınılmış genel deneylermden kışıye geçen ve onu etkiliven anılar, izlenımler. itkıler ftmpulse) bınkımi anlamınadır. 2 Aşkm (transcendent) düsüncelen, düzyazı diünin sınıı lannı asarak olusturma va anlatma olanağının ozanlardan başka sanatçılar içın d« var olabileceğinı, «Mıllıvet Sanat Dergısısnın 8 ağusto» 1975 günlü sayısında. Rornen helkeltraşı Brankuş üzerine yazdığım bir vazıda eostermeğe çahştım. Öte yandan, önbilgılerle vg bnyargılarla koşullanmadan dusünebilmenın sağladığı du şunce özgürlüğüne ve zenıslığine, bunun ınsaf kafasındakı kepenkleri açmasına ılgınç bır kanıt da sudur: Çağımızda fizik ve matemauk alanında en büyüfc buluşlar genellikle genç yaşta bilgtnleroe yapılabılmektedir. Çüjı kü bilgi koşullandırması, yaşlan ılerledikçe, bilginlenn de düşünebilme, görebilme yeteneklerini sımrlamak ta veya entellektüel cesaretlerinı kınnaktadır. 3 Dışişleri Bakam Sayın tnsan Sabri Çağlayangil'iB peçen ay «Tahidromos» «ilı Yunan dergısınde çıkan sozlen. Kur'ânı Kerim'den alınan sozler, Diyanet Işlerı 3askanlığının 1973'de yayınladığı «Kur'ânı Kerim ve Turk çe Anlamı»ndadır. Mevlâna çevirileri için, Asaf Hâlet Çelebinın «Mevlâna Rubaılen»nden (Kanaat Kitabevı Istanbul 1944>; Rüştü Şardağ'rn, «Mevlâna • tek ciltte Mesnevi»smden (Başkent Yayınevı Ankara 1973); İsmaü Hüsrev Tokin'in, «Türk Yurdu» rier gısının temmuz 1964 tannii «Mevlâna Ozel Sayısmnda çıkan «Mevlâna'da Yok olus Felsefesı» vazısındakj bazı metınlerden; 19S6'da Konva Tunzm Derneğınce yayınıanan «Mevlâna Guldestesıımden yararlanılmış, bazılarında bır olçude dıl sadeleşrırmelen vapılmıştır. Mevlâ.na'nın «canım tende old.ıkça» dıye başlavan dörtluçü, M. Nun Gençosman'ın «Mevlâna'dan Seçme Rubaîler» (Türkıye tş Bankası Yavınları 1964)'ınden alınmıştır. Ayrıca Afzal Iqbal'ın «Ufe and Work of Rumı» '^Ru mi'nm Yaşam: ve Yapıtı» Instıtute of Islamıc Jıjırjre Lahore 1974) ve Alaous Huxlev'ın «The Peıvnnıal Phılosophy» (Chatto ano Wındus Lonara 1946) adlı kıtaplarındakı bazı Ingılızce Mevlâna ç°vinlennden yararlanılmıştır. Yunus Emre'den alınan pnrçalar, .ıMilliyet» yayıniaıı arasır.da 1971'de çıkan «Yunus Emre bütün Şiirleri» adlı kıtaptandır. Bülent Ecevit'in bu yazi7la birlikte vavmlanan şiirlenndr>n «Sonra» ve «Insan» daha önce Türk edebiyatı dergilerinde çıkmıştı. «Mağara» adlı şiın ise, daha önce Isveç ve Fınlandiya edebıvat dergilertnde yayınlanmıs olmakla birükte, Türkçe asb ılk kez ya>ınlanmaktadır. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 Neşter. 2 Kuzey Avrupada bır nehır Gozlem. 3 Tersı balık tutma işınde kullanılan bir alet Gumüşun sımgesi Tersı bnce. 4 Müzikte İ>ır parçanın canlı ve coşkun çalınacağı. 5 Osmanlı padışahlanndan birinin adı. 6 Tersı bır hafıf alkollü ıçecek tünJ Tersi yemın. 7 Fırça ile dık tarantnak lizere kısa kesılmiş erkek saçı. 8 Tersi bırakıt, mıras Bir renk. 9 Kısrak sütünü mayalamakla yapılan eski bır Turk ıçkısı Yapma etme anlamında bir emir Ceskı dıl). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Yıkanacak çamaşın büyük bir sepet içine yerleştırip üzerine sıcak kul suyu süzme işi 123 tlave. 2 Kalın kafalı, anlayışsız Bir içki. 3 Bir nota İki şıkkı bulunan. 4 Bır halk oyunu. 5 Kalın ıp tnce pamuk ıpliğinden yapılan do kuma. 6 Tersl utanma duygusu Tersı bır Turk müzığı aletı Tersı Türkiye'nin uluslararası trafikteki sımgesi. 7 îndirım. 8 Bır renk Merhamet. 9 Çabuk davranan Bir nota. DÜNKÜ BLXMACANIN ÇÖZTJMt: SOLDAN SAGA: 1 Gelembe. 2 Öveç uruK. 3 Ritım. 4 Mn Nö ron. 5 nayaD. 6 Merkilr Ma. 7 tl Alım. 8 Şan Akala 9 Mark nK. YVKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Gormemış. 2 Evln Elam 3 leT Ur Na. 4 eçıN kO 5 Mdnü Ak. 6 Bu raraK. 7 Ersoy Lar. 8 namıll. 9 İki Damak. TELEVIZYON 18.00 UZAY YOLD Kaptan Kırk ve Arkadaşlan KURTULÜŞ adlı seruvende ızlenecek. Bir maden andlaşması için uzayda bir gezegene inen Kaptan Kırk ve arkadaşları, burada düşman bır gezegene aıt olan Klongonlarla karşılaşırlar. Geleneklerine çok bağlı olan bu kabilenm kralı öldürulur Kaptan Kirk ve arkadaşlan mahkura edilirler. 19.00 SEÇtL HEPER KONSERt Tiırk müziği sanatçısı Seçıl Heper konserınde şu eserlere yer venyor: Dıl Harabl aşkınım, Neden sonra, Beklerim hergun bu sahıllerde, Ümitsız bır bekleyiş hasreti var içimde, Ne dökmek istesem yaş var, Seni ne çok sevdiğimı, Su daçlan delmeli ve Ak gerdana siyah perçem yakı$ır. «= •• 19.30 TATLI CADI Dızı fılmın MINIK KOCAM adlı bölumu yayınlanacak. Samentha, kocası Darrın'ın çocukluğunu çok merak etmektedir. Bu nedenle annesi Endora ıle birlikte Dar nn'i uyurken çocukluk yıllarına getınrler. Büyümu^ de küçulmüş Darrın yıne reklamlann peşindedır. 20.00 HABERLER VE HAVA DURUMU 20.35 KIBRIS OZEL SHOW PROGRAMI Kıbns'ın çeşi*li kentlennde gorüntulenen bu miızık ve show programına; Yeşıra, Ersen, Lale Belkıs, Yeliz, Nıl Durak, Fıisun Önal katılryorlar Programda ayrıca, Pan Grubu'nun gösterılenne de yer verüıyor. 21.30 TELEVİZYONDA YERLt SİNEMA Oğuz özdeşin bir eserinden esinlenerek Memduh Ün'ün yonetmenliğınde çev rılen (ılm, DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ admı taşıyor Kurtuluş Savaşı'nı konu alan fılmde Orhan Günşiray, Pervin Par, Tülin Elgın ve Reha Yurdakul rolleri paylaşıyorlar. 23.00 GÜNE BAKIŞ BULENT ECEVÎT İ N TASA\rVUF ŞIIRt TURUN DE VE TÜRK HALK ŞIIRt MOTtFLERÎNDEN ESİNLENEREK YAZILMIŞ BIR BAŞKA ŞIIRt.. MAĞARA MAGARAMN HAYVANLARI TAŞDAN OYDl"M KLKREDİLER KARANLIKTA TIRKULERLE KARŞI KOYDLM KARANLIKTI MAGARA IŞIĞI TAŞDAN OYDOl DL"VARINA t BIR DE GUNEŞ KOYDl'M Aî>K OYDUM MAĞARAMN DL>ARI\X AŞ.K OYDUM AĞRIDI TAŞLAR YAR1LDI MAĞARA BEN DOGDLTVL BÜLENT ECEVİT 1970 Ru akşam izlhecegimiz «Dağ Basını Dtıman Almış» ıdlı filmde Orhan Günşirav ve Tülin Elgin.. RADYO TRTI 04 55 05.00 05.02 07.00 07.02 07.07 07 30 07.40 09 00 09 02 10 00 10 01 10 21 10.30 Açüış ve Program Kısa haberler Gunaydın Kısa haberler Koye haberler Golgesel yayın TTnKârİpr Xld L/üI 1C[ Sabahtan sabaha Kısa haberler Çocuk saatı Kısa haberler Arkası yarın Oyun havaları Tatil skecı 1100 11.01 12.55 13.00 13.15 13.30 15 00 15.01 15.30 16.00 16.05 16 30 17.00 17.02 17.50 Kısa haberler Cumartesı senliği RadyoTV prog. haberleri Haberler Oyun havaları Bolgesel yayın Kısa haberler Turküler ve ovun havaian Solıstler geçıdı Bolge haberleri Türkçe hafıf muzık Turkulerden bir demet Kısa haberler Dılek kutusu Bolgesel yayın 19 00 1930 20 15 20.45 20.50 2100 21.02 21.30 22.00 22.02 22 30 23.00 23.10 01.00 01.05 Haberler Bolgesel yayın Bu vurdun sesi Tarıhten yankılar Serbest saat Kısa haberler Yurdun 4 bucagından Dinleyıci ısteklen Kısa haberler Beraber ve solo sarkılar Klasık Batı nıuzıgı Haberler Hafta sonu Kısa haberler 04.55 Gece yarısı «Rabbin meleklere. . Ben yeryüzünde bir halife (insanoğlu) var edeceğim. deıtıisti; melekler, Orda bozgunculuk yapacak, kaıılar akıtacak birini rni %ar edeceksin? Oysa biz seni överek yüceltiyor ve seni takdu etmekte bulunuyoruı, dediler: Allah, Ben şüphesiz sizin blloıediklerinizi billrim, dedi.» «Sonra» şiirimdekı «ne Habil ne Kabil ne soy» dizelerı de, dünyada «bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak»lann varlığından bır yakınış... Kur'ânı Kerim'de, Habıl'le Kabü oyküsune, adları soylenmeden değınılır. Bılindığı gibı, Habılle KabU, Adem'in iki ogludur. Ikısı de birer kurban sunarlar. Habii'in kurbam kabul edilır, Kabil'ınkl kabül ediimez. Kıskançlığa kapılan Kabil, kardeşi Habil'i öldürür. Oylece, ınsanın yaradıUsından sonra ılk kardeş kanı dökülür ve bunun Iâneti Kabil'in üstunde kalır. Kur'ânı Kerim'in Mâıde Suresınde bu oykü anlatıldıktan sonra, şöyle denir. «Kim bir kimsevi btr kimseye veya yeryüzünde bozguncuJuğa karsüık olmadaD öldürürse, bütün insanian öldürmüş gıbi olur.» Aynlık gayrılık olmaksızın, kar deş kanı dökülmesızın, bır'hğın barışı içınde dostça yaşama ozlemı, Turk tasavvuf şiirinde sık sık işlenen bir konudur. Yunus Emre bakın bu konuda ne der: «çarhı felek yok idi canlarunız var Ikeıı biz o vakit dost idik szrâil ağyâr iken Çalap a$kı candaydı bu bilişik ondaydı Âdem'le Havva kandaydı tnerdeydı) biz onunla var iken dün geldi safi Adem dünyaya bastı kadem Iblis aldadı ol dem uçmakta geıer iken ne gök vardı ne yer ne zeber (ust) vardı ne zir talt» komşu idik cümlemiz nur dağında vaylar iker ne oğul vardı ne kız ervâh idik orda biz Yunus dosttan haber ver aşk Ue RÖyncr (içten \anar) iken». «Sonra» şiınmdeici, «ne ateş ne hava ne su ne en ne boy ne Habil ne KabU ne soy» dizeleri, Yunus'un «ne gök vardı ne yer ne zeber vardı ne zir . ne oçul vardı ne kız», dızelennın bır yansımasından ba^ka nedır kı? Ikisı de «çarhı felek yok» iken hükum süren «dost»luga, «komşu»luğa, banşa, birlığe, «büışık» lığe bır özlem... * * * Fakat Türk tslâm tassvvufu hem bu özlemi duyar, hem de yaşamın gerçeğinde bu özlemın tam karşılanamayacağını bılır. ÇunW yaşam. kendi diyalektık mantığı ve düzeni ıçinde, karşıtlann bir çatışmasıdır. Ancak o çatışmalar arasmda sürdürulen bir arayışla ve sentez çabasıyle. bırlige. dostluğa, banşa, huzura yonelinebılır Yaşamın geıgeğijle, var olu £ «Kisı tümdpn vok olmsdıkça kesin bir'lik olmas. Bir'lik erismek o>fi*. Tttmektir.» Bır başka yerde de şoyle der: «Bu evrende derviş yoktnr, hak ernüşi voktur. Olsa bile o, ermişlik katına erişmişse yok olmuş demektir.» Karşıtlann çatışmasını, kendi kendme oynanan bir «huzur tavlası>na benzeten Mevlâna, şunları ekler: «Bu ben'im demek. gerçekte O'dur demektir. Ey canı biz ve ben kaydından kurtulan! Ey erkrkte, kadında söze ve niteUğe sıçmaz ruh: Erkek • kadın kaydı kalkıp bir olunca o bir sensin. Kendi kendinle huzur tavlası oynamak İçin bu ben ve bizi vücöda getirdik. Bu suretle ben ve bizler tümden bir can hâline gelirler. Sonunda da seveiliyle bütünlesirler.» Bu bütünleşmeyi, yine Mevlâna. «Ben sudan, atesten ve esen havadan deçilim. Bfçimlenrn kilden de defilim. Aştun bütün onlan» diye anlatır. Ben de, şiirimde, «Ne »tes. ne hava, ne su» diyerek, o bütünleşme özlemini dile getirmeğe çalışmışım. Biriiğe erdikten sonra yok olma özlemini, Yunus Emre ıse şoyle dile getirir «flâhî bir ask ver bana neredeyim bilmiveyim yan kılavun (yitıreyım) hen beni istevüben buianuvayım al çider benden beniiği doldur içime senliği » Bır baska şurınde de Yunus bu konuda şunu söyler: «bu cihana seuneden mâşuk ile bir idim kul hüvallah sıfatlı bir bînişan nur idim o dem ki birlik idi nitesi dirlik idi o pavansız kudrette ne Musa. ne Tflr idim bile idim hazrette o bîkıvas kudrette ne serikim var idi ne kimseve var idim vpr eök varatılmadan kalu bplâ denmedpn levh kalem çalmmarian miracda kâdir idim.» Bır"lıkle yetinmeyıp yok olma yı ozlemenın, olmama özlemımn kaynağı, uzun bır evrimden. çı!elerden, aşamalardan sonra Tanrıya eriştığinde, ondan bir datıa uzak düşmeme ıstegidır. Bır daha karşıtlann savaşının RCISIna katlanmama isteği Yalnızra barısın, sevpinin, birTigin eçemen olacagi bır vasam veya yaşamsızlık özlemı Fakat bu ozlemı biribirinden güzel türlü deyışlerle dile getiren Türk Islâm tasavvufunun ozanlan, bir yandan bu özlemi duyarlar, bir yandan da yaşamın ve vasam içindeki sürekli karşıtlar savaşının acısına, çilesine katlanırlar Yollarmı o çilede ararlar. Orlemlen. bu katlanısta on.ara guç katan bır ışıktır, bır <ımuttur bır ülküdür. Yaşamdan elinı etefini çekmıs. ınsanlıça sırtını çevirmış. vureğmi Kafasını topluma örtmüs bencil dervışligi de manastır keşıslı*ıni de reddeder Turjt îslâm tasavvufu... TRTII 08 00 09 00 09.30 10.00 10.30 11.00 11.30 12.00 12.30 13.00 Gun başlıyor Sabah konserı Toplumsal sorunlar Trablus savaşımız Dilımız Turkiye Tarıhı Dunya mizahından Arkası yarm Unlü mektuplar Haberler 13.15 13 30 14.00 14.30 15.00 15.30 16.00 16.30 17.00 17.30 18.00 19.00 Çeşıtli muzik Doğal varlıklanmız Bilim ve yaşam Nobel ve yazarları iki solıstten türküler Çağdaş Turk sanat müziği Kuçük koro Ikı solıstten sarkılar Halk muziğınden Hafif muzik Beraber şarkılar Haberler 19 30 19.45 20.15 21.00 20.30 21.30 22 00 22.30 23.15 23 30 23.35 24.00 Hafıf müzık Çevremiz Bır solıstten turküler Konumuz kooperatıf Haftanın ülkesı Kültur değerlenmız Caz konserı Pop muzığı Bır romanımız var Haberler Gece ıçın müzık Kapanış TRT III 06 55 Açılış ve program 07.00 Güne başlarken 08.00 Sabah muzigi ftQ flrt 10.00 11.00 11.30 12.30 Günün konseri Film müzıklen Metronom Ögle konseri 13.00 13.30 14 30 15.00 15 30 16.30 17.00 18.f)0 18.30 Haftanın solisti Müzik köşesı Çagımızın bestecıleri Solıstlenmız Gençler ıçın Konser saati Çay saatı E. Jones orkestrası Sızin içın seçtıklerımiz 19 00 19.45 20 00 21.00 21.30 22 00 23.00 24.00 00.55 Klâsik Turk müziği Çeşitli müzık Plâk dolabından Haftada bir Çeşıtli ülkelerden muzık Gunümuzde caz Gece konserı Gece ve müzık Program ve kapanıs ECZANELER BAKIRKÖY: Ak, Ferda (Yeçilköy), Evrin (Küç. Çek.), îlkrur (Esenler), Osmaniye Sağlık, Yeni (Kanarya), Basaran (Şirinevler), Güven (Güngören). BEŞİKTAŞ: Site, Orkıde. Ortakoy, Amavutköy, Gül (4. Levent). BEYKOZ: J :ık (Pa^abahçe). BEYOĞLU: Pelit. Ürikapılı, Denızel. EMİNÖNt: Yeni, Beyazıt Halk, Bırhk (Lâleli). EYİJP: Petek, Azizbaba • Kartaltepe (Bayrampaşa), Umit (Ramı), Numune (Sılâhtar). FATlH: Ata, Malta, Şenol (Taşkasap), Yenışıfa (Samatya). Şıfa (Balat). G. OSMANPAŞA: Sağlık, Ergin (Küçükköy). KAD1KÖY: Kesbin, Pelin. Kalyoncuoğlu. Pelız (Feneryolu), Erenköy, Şifa (Suadıye). KARAKÖY: Nur. KAS1MPAŞA: Karadeniz, Kardeş (Halıcıoğlu). SARIYER: ümut, Bizım Ayral (Tarabya). ŞtŞLİ: Etfâl, Bozkurt, Gülsün. Guvenevler (Mecıdıyekdy), Sem' (Gürsel Mah.), Mehmetçık t^t lıktepe), Feza (Gültepe). tSKIDAR: Ümit, Toptaşı, Alev, Engul, Beylerbeyi, Karaden;z CÜmraniye). ZEYTİNBURNi;: Bayraktar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle