Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT CUMHURÎYET 5 Temmıu 1975 ALuOOl... 0tfAK$AM BENİMpE PtHEK.. ufrjÜN... ME ZAMAM ABDULCANBAZ RAZİYE 56 Kestım onun sözunü. Dur dur Hasan, dedun. Ağır ajır konuş, arüayamadım ben. D»yım kbye nü gitti? Hasan'ın yanındakilerden blrt: Be7 ,dedl, demin tabancayı patlatmıştı ya, o sıra köyden bu yana geüyordu. Köye gıtmesl de hanl ya ermiş Yusuf nerdedir onu anlayacak ama ermiş Yusuf ondan önce uçtu deyorlar, dogrusunu istersen ben ermisl uçarken gördüm diyemem ne de Kayalıburun'da gördüm derim, çünkü ben evdeydlm hanl bizlm çocuklar hastaydı ya gözümü kapamısım derken bu yandan bir konuşma oldu nah bu yandan geldiler bizim çocuklar uyandınr beni kalk der ya &imdi ermiş o yana gitti desem de yalan bu yana gıtti desem de. Ben yola vardığımda Kayalıburun'a nur iniyordu onu bu gdzlerimle gördUm ama ermıs o zaman köydemiydı desen bana demin daym da sıkılar nerdeydln dıye oysa nur inerken emüj belklm de uçuyordu nah böyle kuş gibi... Bu benzetmeyi yaparken adam kollannı açıp l!d yana salladı. ötekıler gülüştuler. Ama kus t8klıdlne mi, dayıma mı, anlayamadım. Ben lâfın uzayacagını anladığımdan can ku lağı H« dlnleyemiyor, köy yolu üzerindeki lzlege yaklaşan Vedıa"nın görünttisünü yitirmek için gözleriml kısmış bakıyordum. Hasan, nereye baktıgımı anlaymca: Sen onu merak etme ağam, dedl bulur yolunu o kendiliğinden. keçl gibi gider eve. Neden dersen burayı değil ha, onnanı da bilir karış karış. Anlıyamamıstım. Kim bu dedigin? diye sordum. Hasan: Vedia Hanım, diye surdürdü sözünü Bir gözün onda da, içın rahat etsin diye söylerim. Hanl yalnız olsa çingenelerin oraya gider derlm ama beraberdınis ya demin, o da iste tutmuş evin yolunu. Dayın bilmez şımdi sizin ormandan geldıginizi ya, bir kızgın ki sorma. Dayım nerde? diye sordum. Ben onlardan aynlmak üzere yanm sola dönmuş durumda iken söylemisti bunları Hasan, dayımın benimle Vedla'yı ormandan gelırken gormesinden korktugum sanısı içinde bulunduğunu düşündüğümden olacak, yeniden yanm sağa aldım, Vedia'yı boş vermiş gibi yaptım. Bir bakıma dogrusu da buydu. Hasan: Demin diyordum ya dayın belld on keı geçti bir bu yana bir o yana... Ateş püskurüyor uçmadı diyor da başka şey demıyor. Elbet o daha iyi bilir. Biz fukara takımı anlamayız her şeyden. Ben dayıntn yamnda bulunduğumdan bu yana yedigim ekmek çarpsın bir gun bıle bir kötü sozünü duymadım. Neden dersen kibar adam var elbet bir bildiği. Ateş boceği yakalamış gibi avucunda cigarayı kapalı tutuyor hep. Saatın kaç olduğunu bilmiyordum ama Hasan'ın artık uyumaya nıyetli olmadığını anlıyordum. Gdz ucu ıle ileri, Vedia"nın artık görunmez olduğu yola bakıyordum. Nerdeyse ızlege varmış olmalıydı. Yazan: Melih Cevdet ANDAY Benim ne zaman doneceğımi sorması, gitmeml ıstememesınden mi, yoksa bırlıkte gıdebıleceğimtei dUşunmesinden ml idi? Ne de serttı sorarken? Nerdeyse kaba idl diyecegun. Dayım onu gönderırse ben ds arkası «ıra gld*rim ve o zaman buraya gozden uzak bulunmak 1 çin gelişimin hlç bir anlamı kalmamış olurdu. Bu dıişünce ile ürperdim. Hasan'ın bte yanında duran Cksürilklü bir koylu, kesık kesik şöyle anlatıyordu: Dayın önce Halit Beyin damadını yolladı köye baksın diye enniş Yusuf evinde mi degü mi hanı... Damat doner ne der bilmem ama o sıra dayın Kayalıburun'dan dönüyordu zaten, ne derse desin. Olan olmuş, uçan uçmuş .. Kimi der bir saat önce ermiş Yusııf bu yandan şo yana gitti, kimi der şo yandan bu yana gitti.. Ben kahvenın yanındaki bostanda yatıyorken nah şu yandan bir ışık parladı önce (Kayalı burun"un tam tersi yönü gösteriyordu) parladı parladı geldi geldi geldi Kayalıburun'a indl. Kelimei şehadet getirdim. Oyle ya verilecek bir can var içimizde... Hasan'ın öteki yanındaki: Birim çocuklar görmüsler o ısıfı. diye sözunü kestt öksüruklünün, o yandan değil. bu yandan parlıyor ışık, sonra dönüyor, köyiin tepesınden su yana doğru yatıyor... Onlarm yanmda gereğinden çok oyalandığımı anlayarak «Eyrollah* dedim. Benim böyle birdenbire aynlışım sanM çaşırtmıştı köyliileri, bunca önemll bir konu yanda kesilir mi diye sorarcasına, karanlıkta birbirlerine ve bana baktılar. Neden sonra Hasan: Hayırlı geceler, diyebüdl arkamdan. Sonra mınltılannı gitgide azalarak duydum. Şu yandan değü, bu yandan... Ermlş Yusufun uçtugunu.. Ne zamandan beri... Öksürükler arasmda duyulmaz oldu konusmalan. Yol üstündeki evlerin bahçelerinde de köylüler üçer beşer toplanmışlardı. Ya konuşmalannı ben yaklaşbkça kesiyorlardı, ya da konuşmadan duruyorlardı. Boyuna gökyüzüne bakıyorlar gibi geldi tfena. Kadınlar, çocuklar aglaşıyorlardı. Arada bir, erkeklerden biri onlara sövüp sayıyordu. Köyün yaşadığı bu Snemll geceyi, bir bakıma, kaçumıs sayılabüirdim. Ermiş Yusuf'un uçtugu söylenüleri ile dolup tasan bu ayışklı, gönilmemiş gecenin en canll saatlarını, ormanın dibinde, ikl akarsu arasındaki bir adacıkta sevişerek geçiımiştim. Hayır, sevişmeye karşı degildim; ama toplum nice sıkışık ve kanşık günlerinde, sevişmeyi sağır bir bireycilik dtırumuna sokuyordu bence, ona yakit bırakmıyordu. Dahası, olayların önem sırasında onun yeri bulunmaz bile oluyordu. Bunun bir zorunluk mu, yoksa çağımızın değer yargılanndan çıkan bir sonuç mu olduğu konusu ara sıra kafamı yorardı. Ara sıra dıyorum, Çünkıl bunu bir düşıinme sorunu yapmaktaki ciddıyet beni çoğu kea yadırgatıyordu bile. Gene de kimi ömekler üzeruıde durmaktan kendimi alamamışundır. (DEVASH V\R) Ecevit Başbakanlık Dönemini Anlatıyor Röpörtaj: Altan ÖYMEN Motor Sanayiinin halk öncülüğünde kurulması önerimize Erbakan "Halk kim oluyormuş,, diyerek şiddetle karşı çıktı MSP'nin «tstanbul»dakl çerresıyle ilglll olarak Ecevıfin bir anısı da şu: Ben sorunca anlatu: «Daha önce de belirttim» dedı, «Önemli yerlere atama yapacağımız vakit, sayın Erbakan, Istanbul'da güvendigl bir çevreden soruşturms yapardı. Kimi önerirsem: «Biraz bekleyiniz. tstanbul'da guvendıgımiz arkadaslara sorayım» derdi. Bir gün dayanamayıp ısrar «ttim: «Istanbul'da akıl danıstıgını» çevre kimlerden oluçuyor?» diye sordum. Bazılannın adlanm verdi. Bun lann basında da, «aym Profesör Nevzat Yalçıntaş geliyordu. Şaşırdım. « Nasıl olur?» dedtaı. «Sayın Yalçıntaş'm AP Genel Başkanlıgına adaylıgı bile söz konusu olmuştur. Kendısi AP11 bilinlr.» Sayın Erbakan zekica gülümsedı: « Sız bakmayın» dedi, «AP'U gorunur ama aslında bızdendır» FÇtelcım Ortakpazarla ilgill polıtıkayı saptamak üzere bilim adamlannın katüacagı bir toplantı ıçın gene MSP yanhsı bır kişinın adını ıstedığirnde, sayın Erbakan gene sayın Yalçıntaş'm adını vermişti. Sayın Yalçmtas da o toplantıya katılmıştı.» MSP'nın Istanbul çevresiyle U gıli oteki lsimleri? Erbakan hepsini söylememis. Sadece bırkaç Isim vermis. Ecevıfın aklında kalan ıse, yalnız Yalçıntaş. MC Partilerirun atanmasına ortaklasa karar verdıklerı TBT Genel Müdurü... Ötekı ısımleri hatırlamıyor. Erbakan'ın akıl danıştığı çevrenin başında Yalçıntaş geliyordu • Bizim hükümette bulunduğumuz dönemde iddia edildiği gibi bir işsizlik artışı olmuş olsaydı, büyük sosyal patlamalar olurdu. idi. Şubat ayının bir bölümü bu konudakı tartısmalarla geçti. Ecevit zamlar konusunda şunlan anlatıyor: « Aslında burada bır fiıli durum, bır nazari durum vardı. fıılen zamlar yürüyordu. Dunya ekonomısı alt üst olmuş dunımdayken, bir takım maddeler kıtlaşıp fijatları alabüdiğıne yukselirken, nele dev^alüasyon geçırmış bır ülkede bunlan sun'i ola rak düştik bir düzeyde tutma olanağı yoktu. Pıyasa kendı kural larını uyguluyordu. Nazari olarak, demırin, çelığın. çimentonun fıyatı düsuk tutuluyor. Fakat fıılen pıyasada fiyat alabüdıglne yükseüyordu. Bazı Sumerbank mamullerinin fiyatı sunl olarak duşük tutuluyordu, fakat vatandaş bunlan bulamıyordu. Bulabilmek içın resmî fıyatlardan çok daha yuksek bedeller odemek zorunda kalıyordu. Biz bu konuda çok gerçekçi davrandık. Koalisyonun her ıkı kanadı da gerçekçi davrandı. Türk halkınm, gerçekler ve sorunlar kendısıne açık açık soylendıgl vakit bunlan kabul edeceğine, bunlan anlayışla karşılayacağına inanıyorduk. Onun ıçın cesaretle bu «orunun Uzerina yurüdük. Partl lçinde büyük tedirginlik uyandırdı bu.. Fakat halkta o ölçude tedirginlik uyanmadı. Hem gerçekleri açık açık söyledik, hem de izlemek istediğimiz sosyal polıtıkayı, gelir politikasını derhal uygularnaya koyduk. Özellikle işçi ve köylü kesimi gördü ki, evet b:r takım fiyatlar yükseliyor ama. lsçinin köylunün geliri daha da hızlı yükselmeye başlamıstır! Hükümet b»yle bir gelir politikası lzlemeye kararlıdır. Halk bunu bir kez sezmeye başladıktan sonra, zamlan daha anlayışla karşıladı. mur dönemde köylunün vt işçinın geliri fiyat artıslarını büyiık ölçüde asmaya basladı. Bu kesimin, genıs halk kesiminın, milll gelirden aldıgı pay, yükselmeye, gerçek deger olarak yükselmeye başladı. Demirel, bir yılda fiyatlan yüzde 50 arttıracagımız kehanetinde bulunmustu, hiHoimeti kurduğumuzda.. Oysa hükümetten ayrılırken, dedıfim gibi, toptan eşya fiyatlan yüzde 16,7 oramnda artmıştı. Bu dönemde, iddia edüdiTALÇINTAŞ Erbakan'ın akıl danıstıfı çevrenin basında geliyor. Türkiye#de işsizUkle ilgili olarak venlen rakamlar, uydurma dememek için şöyle diyeyim, nazaridir. Türkiye'de ışsızlığin gerçek boyutlannı ortaya koyaeak ölçekler maalesef henüz sağlanamamıştır. Tamamıyla birtakım nazarl hesaplamalara dayanır bunlar. Bizim hükümette buiunduğumuz dönemde ıddıa edildiği gıbı bir İşsizlik artışı olmus olsaydı, büyük sosyal patlamalar olurdu. Tabil bir ölçüde işsizlik artışı olmuştur, ama iddia edildiği kadar olmamıştır. Bunun da başlıca nedeni ıHemis oldugumuz gelır polıtıkası, özellikle destekleme alım politıkasıdır. Bu politıka koylüyü gorülmemiş ölçüde toprağına bağla maya başlamıstır. Buğday yetiştiıen köylü, tütün yetiştiren köylü başka ürünlerı yetiştıren bır çok koylü tarım yoluyla daha yük sek geiırler elde edebume, daha ıyı bir yaşam kurabilme umudunu beslemeye başlamıştır. öylece tcpragına bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak bazı valilerden de edındigim bılgiye gore, geçen yıl köyden kente akım vavaşlamıştır. Yapı sektoründeki duraklama da benim gorüşume eöre, bununla ligılidir. Çımento tuketimının, demır • çelık tüketıminın artma mış olması ekonomıdeki durgun luğa yoruluyor. Bır ölçüde bunda gerçek payı oiabilir. Fskat. çok mübalâğah olarak sovlendığı içın uzerınde duruyorum, gerçe* t« benim görüşüme gore, ızleoıgimız destekleme alım polıtikasıtun, gelır polıtıkasının tatrrun edıcı olması nedeniyle kövden kente akım vavaşlaoıgı ıçmdır kı konut yapımının da hızı duşrr.üştür. Mtekim aksi olsaydı konutsuzluk dolayısıyla da sosyal patlamalar ortaya çıkabıllrdi. Oj'sa böyle bir durumla da karsılaşılmamıstır. Fakat şunu hemen belirteyim kı bızım geçen yıl aldıgımız tedbırler, kurtarma amehyesı nıteliğınde sosyal tedbırlerdır. Aslında köylunün ve işçınm, kısmen de memurun millî gelirden artan ölçüde pay almasını sağlarken, bımunla baglantılı olarak, halK sektörünü, birtakım destekleyıcl ve yönlendlrici kurumlara kavusturmamız ve halkı daha buyiık ölçude gönüUU tasarrufa ve ortaklaşa yatınmlara vöneltmemız gerekirdi. Ovsa koalisvon Jçıncte halk sektörünün nıtehği içerıgı ve kurumlan bakımından anlasamadığımız için, bu konuda ist» diklerimizi yapamadık. Ve gelırlerde sagladıeımı? arrıs o nedpn lerle büvuk ölçüde tüketime vi neldı Oysa biz bunu >ı~»tıme vo neltmek karanndaydık Fakat bunun meka.nızmasını kurma nok tasuıa geldıgimızde koalisvon ıçmde kesln bir anlaşmazlık çıktıgı tçin politikamız bır yonüyle eksik uyguianmıs oldu. îki ayaklı olacaktı politikamız. Bir yandan halkın gelınni arttıracaktık. Bir yandan o artan gelirin gönullu tasarruflar yoluyla buyuk ortaklasa yatınm lara yönelmesini sağlavacaktık. Bu ikı ayaklı politıkanın bır ayağı gerçekleştı. ıkıncı ayagı tam gerçekleşemedı. Tabiî halk gene kendiliğinden yapabıldiği kadar yatınm yaptı. Bunu büyük kıvançla ve sükranla belirtmek Istenm Hep sdylediğim gibi bizim sadece adını koydugumuz halk sektörü, kendi doga! gelişmesıni daha rahatça sürdürmeye Daşladı, es Zamlar konusu Ecevit hükümetinin ise, başladıgından hemen sonra, bazı yerlere atamalar yapılması güçluklennin yanında, karşüaştıgı asıl onemli sorun, zamlar sorunu DiŞi BOND ĞU ADAMtN C E M E S ^ YALÇINTAŞ'IN «tSTANBUL ÇEVRESi» İÇİNDE OLDUGUNU ÖĞRENİNCE ŞAŞIRAN ECEVİT'E ERBAKAN ŞU CEVABI VERMİŞTİ: «SİZ BAKMAYIN AP'U GÖRÜNÜR AMA ASLINDA BİZDENDİR.» BİR TAKIM ÇAĞDIŞI DİYEBİLECEĞİM İDEOLOJİK rEDENLERLE KOALİSYON ORTAĞIMIZ BAZI YATIRIMLARI ÖZELLİKLE ÖNLÜYORDU VE BU, YATIRIMCILARIN HEVSSİNİ KIRIYORDU. GARTH UJOAİJS OEACA OLDUSUNU Bil>« M Akrilik Tops Satılacaktır 1 Müe«ses«nl«le mevcut 100 ton civannda • 4S 2,5 / » Denye Hlgh Bulk •/. 55 3 Denye Relaxed kansımı 100120 mm. Variable Cut beyaz akrilik tops 15 temmuz 1975 sah günü saat 16. ya kadar kapalı zarfla tekM alınmak sureti ile satılacaktır. 2 Teklifler malın tamamına reya muayyen blr miktanna verilebülr. 3 Şartnamesi Müessesemiz Tlcaret Müdürlüğünden, temln edüebüir. Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünden Ünlversitemiz Ttp Fakültesinln Flzyoloji, Farmakolojl, Mikrobiyoloji ve înleksıyon Hastalıklan, Patolojı, Toplum HekimUgl, Toplum Hekimligi (Uz. Hektm), Çocuk Saglıgı ve hastalıklan, Fizik Tedavı, tç Hastaiıklan. KJ.B. Hastalıklan, Anesteziyolojl, Kadın Hastalıklan ve Dofum, Ortopedi ve Travmatololl, U«nel Cerrahi. Ürolofl. Anatoml, Cüdiye, Göğüs Hastalıklan, Hlstolo]i, Hp Tanhl. Nöroloji, Psiklyatri, Biyoklmya, Radyoloii BÖIUmlerine 11.7.1975 günü yapılacak lmtıhanla aststan alınacalrtır. Devlet memuru olabilme sart? vanında 1750 sayıli Kanunun 29. maddesindeki vasıflan tasıyan Isteklllenn. özlük lşlen Müdürlüğünden alacaklan formlan doldurarak referans vereceklerl Uç şahsın açık adreslermı Olldirmalerl ve irotihan tarihlnden bir pön evveline kadar Rektörlüge rrüracaat etmelert duyurulur. (Basın: 18503) 5323 SÜMERBANK MERİNOS YÜNLÜ SANA1Ü MÜESSESESİ BURSA (Basın: 18621) 5339 gi gibi, işsizlik de büyük ölçüde artmış değildır. Gerçi yatınmlarda bazı nisbt duraklamalar oldu Gerek dünya konjoktürü Gelir artışlan dola^sıyla. gerek hükümetin ; kendi çindeki koalisyon pürüzNıtekim hükümette bulundugu leri yüzünden karşılaştığı güçlük muz dönemde koylulerın çoğun leri nedeniyle vatınmlarda bir lugunun geliri büyük ölçüde art ölçüde pksamalar oldu. Bazı katı. ömeğın, toptan eşya fiyatlan rarlar, Sanavi Bakanhgında, Tiile on ayda yüzde 16.7 yükselmiş caret Bakanlı»ında tıkanıyordu. ken, destekleme alımı kampanya Bir takım çaS dısı dıyebileceğim sına giren tanm ürünlerinin H ldeolojik nedenlerle koalisyon yatlarmda yüzde 35 İle 80 arasın ortağımız bazı yatınmlan özellikda defisen yükselmeler oldu. le önlüyordu. Ve bu yatınmcılaTcplu sözleşme yapan lşçilerin nn hevesinJ kmyordu. öte yanucretlerinde yuzde 48 kadar yük dan, ekonomlk r>kanlıklan elinselış oldu. Bazı büyük iş kolla de tutan MSP kendl. işadamlan rında geçen yılki toplu sözlesme arasmda sivasal egillmlertne göIsrle alınan zam, önceki 10 jnllık re de aynlık gözetiyordu. Ayntoplu sözleşme döneminde alınan ca, yurt dışına ısçi akımı tamazamlar toplamından daha vük miyle durmustu. Hatra yurt dısektır. Askâri ücretierde yüzde Sindan lsci d«nüşlerl başlamıs70'ın üstünde vükselis oldu. Ay tı. Fakat işsizlik iddia edildıgr nca ilk kez bütün Türklye'de kadar artmadı. tek asgari Ucret uyguladık. Bizclen önceki blrkaç yılda köylunün Şimdi lssiz sayısı su ka ^r ve işçlnin geliri ve mill! gelirden arttı diye birtakım rakamlar vealdığı pay fiyat yıikselışlerino riliyor. Eskiden Çalışma Bakanlıoranla sürekli geriliyordu. İlk ğı yapmış bir kimse clarak şu> kez bizim hükümette bulımduğu nu rahatlıkla vivlovebilirım Id. kisine oranla daha büyük kolaylık gdnneye başladı devletten. Devletın bu gıbı halk yatınmlanna katkısını büyuk ölçüde arttırdık. Bürokratik engellerı kısmen de olsa azalttık. Fakat biz istıyorduk kı nalk bazı büyuk yatınmlara girişebılsın. Bunun için de devletın öncülüğü gereklıydı, bazı kurumlar kurması gerekliydi. Orada anlas mazlıga düştük. Halk sektöni yatınmlarınm tıangi alanlara yö neleceği konusunda da kesin anlaşmazlığa düştük. Biz. halk sek töriine, ekonomik ve sosyal açıdan olduğu kadar sıyasal açıdan da önem verıvordiık. Halkın sıyasetteki etkınliSıni arttırabllrrelt ıçın hazi kilıt sanavılenn halk eh.vle veya nalK öncülüğünde vapılmasını Istiyorduk. «Halk kim oluyormuş?» ömeğin, motor sanarlinî *ıalk öncülüğünde kurmak istıyorduk. Sayın Erbakan ve arkadaşlan buna şiddetle karşj çıktüar. «Halk kiro oluyormuş da motor (Devamı 9. sarfada)