08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKÎ 6nce belll olmab r* açıklanmftlıdır. Askert yardım kesildiğine, ambargo da devam ettiğine gö re, Türklye'dekl Amerikan askeri heyetine ve b'jnunla bağlantılı olarak kurulmuş olacak öbür örgütlere artık ihtiyaç kalmamış demektir. Hatta bu ilk Kongre karan almdıgı zaman saptanmaü ve geregi yapümalıydl. Bugün için tek bilinen şey askeri tesisler İçin ahnmış olan Karardır. Bununla birlikte, itiraf etmelidır; bu karar da açıklığa muhtaçtır. Tara neye karar verildigi gerektiği kadar açık değildir. Özellikle İçişleri Baltanmın radyo ve gazetelerde yayımlanan demecinden sonra oazı kuşku verici olasalıklar akla gelebilmektedir. Kanımca asker! tesislerin yönetiminin Amerika ile paylasılmasına son verilmesi lüzumuna kanaat getirildikten eonra bu tesislerin çalıştınlmasmda, İçişleri Bakanına atfedilen beyanlarda ifade edildiği gibi. gene Amerikalı asker ve uzmanlardan faydalanmaya devam edilmesi düşünüloıemelidir. Aksi halde. bir muvazaa, bir oylama mı karsısmdayız gibi herhangi bir Türk hükümeti içîn tasav vur dahi edilmek istenmeyecek, korkunç bir soru gelebilir akla. Buna olanak vermemelidir. Askeri tesislerin çalışttnlması miUî çıkarlanmız açısmdan «orunlu ise ve bugün için Türk uzmaıılan buna kâfi gelmiyor ise, bu unnanlar artık başka dost memleketlerden saglanmalıdır ve bundan önce Türk usmanlan yetişinceye kadar tesislerin bazı çalısmalarının durdurulmasında mılli çıkarlanmız açısından gerçekten büyük sakmca var nudır, titirlikle incelenmelidir. Esasen askerî tesislerin hangilerınin hangi ölçülerde çalıstmlmasında zorunluk göriildügü bütün ayrıntılariyle halka açıklanmahdır. Gazfttelerimizden ögreni yoruz, Dışişleri Bakanhgımızca vabancı ülkelere aldığımız tedbirlerin mahiyeti re nedenieri hakkında aynntıh bir yabancmın, sıîatı ne olursa olsun, bildlgi kadar bilmelidir. Halkı yanma almayan bir hükümetin, baska alanlarda olduğu gibi, dış llişkilerde de basarılı olması mümkün değildir. Kongrenin, Türkiye aleyhindeki kararda direnişi sadece askerl alandaki Türk • Amerikan işbirliğini kısıtlEmamıstır, bunden daha önemîisl Türk Amerikan İlişkilerinde bir boyut deglşikliği lüzumu sorununu ortaya atmışör. Bugün her ramandan daha çok Türkiye olaylara az üzücü izah şekilleri bulmakta başanlı hükümetlere degil, olaylan önceden pörüp memleketimin çıkariannı koru^Ticak tedbirleri zamanında alabilmekte basarılı hükürnetleTe muhta?t!r. Bu da ancak halkla bütünleşebilen hüktimetlerin harcıdır. CUMHURÎYET 30 femmuz 1978 opraklanmız Uzerinde Amerika, fle birlikte kurulmuş tesisleri nasü nitelersek niteleyelim, bunların gerekliliğl üstüne ne düsünürsek düşünelim, Amerikan Kongresi'nin Türkiye ile ilgili karannda direnişı, kabul etmeliyiz, üzücüdür. Bu dtreniş yalnız askeri yardımın kesilmesi ya da ambargonun kaldınlmaması direnişi defildir. Bu, Türklye aleyhine bir politika izlenmesinde direnistir. Önemli olan, üzücü olan da budur. Amerikan HükUmeUnin, Kongre kararma açıkça karşı koyuşu kuskusuz olumlu bir unsurdur, fakat durumu değiştirecek nitelikte bir unsur sayılamaz. Türkiye, Cumhuriyet idaresinden beri, dıs politika alarunda kesinlikle barışçı ve işbirlikçi bir yol seçmiştir. Kongre'nin kararı, Cumhuriyet Türkiyesi'nin bu içlen özlemiı» karsılık telâkki edilemez. Kaldı ki, Türkiye bugüne kadar, hiç olmazsa îkinci Dünya Savasmdan sonra, Amerika ile dosthıktan da iîeri, adeta tekelci nitelikte özel ilişkiler kurmuştur.. Bundan böyle Amerika'nın Türkiye'ye karşı Birinci Dünya Savaşı döneminde izlediği politikaya bir daha iltlfat etmeyeceğini ummak hakkımızdı. Kongre'nin kararı Türk Amerikan ilişkilerinin böyle bir özellikte olmasına henüz olanak bulunmadıfım mı bize anlatmak istemektedir. Böyle ls«, bu dış poütikamızda, ulusal güvenlik politikamızda geniş yankılar yapması zorunlu bir saptama. dır. Bunun sorumluluğu hiç kuşkusuz Bncelikle ambargonun devamı aleyhinde oy kullanmış olan Kongre üyelerine aittir. Bunun yanında memleketimizde bu defa kurulmuş olan hükümeti» sorumluluğunu da azımsamak kabil değildir. Bu hükümet, dünya durumuna ters bir tanı (teşhis) koyarak işe başlamıstır. Hangi Meolojiyi benimserse benimsesin, bütün memleketler, ulusal çıkarlannı korumayı kendilerir» bas amaç yaptıkian, en büyük kavgalar ve gövensteKkler aynı ideolojiyi benimsemis ülkeler »rasında cereyan ettiği bir dönemde bu hükümet «Dünya ikiye bölünmüştür, bir yaada özgürlüklere saldıran komünist rejimler, diğer tarafta Özgürlükleri savunan ülkeler vardır. Ttlrkiye ancak özgürlüklerl savunanlar eephesinde yer alabilir» demiştir. Amerikan KongresTnln, «Sen benden değilsin» dediği bir sırada bu hükümet adeta, «Ben sendenim» diye direnmlştir. 1950 yıllannda doğru olabilecek bir tanıyı 1975 yılında geçerli ilân eden bir hükümet, ciddiyetine temseyi inandıramaz. Dostları da dahil kin.se indbıde saygın olamaz. Nitekim olaylar bunu kanıtlamıştır. Böyle sözlerden sonra, «Ne oluısa olsun bu T OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CİDDE HELSİNKİ elsinM, Finlandlya'ıun başkentidir. Türklet, Beyaz Zambaklar Ülkesi dîye bUirler Finl»ndiyay». CWde, Suudi Arabistanuı gözde şehridir. rürkler. Peygamberin nlhes! «yt yatan »yarlar Sundi ArabisUnı™ Geçen tafU Ciddede «dolavuıd» tslâtn ülkesi toplandı; bUEÜn Helsınki'de 33 Avrupa devleU ABD ve Kanada bir araya geliyor. İki toplanuya da katılan tek ülkç Türkiye'dir. Çünkü ülkfmiı hem doğuludur, hem batül... Asya Uç Avrupa arasında ttöprnyüz: 1 M nygarUktan doğan ikileml yasamaktayu. Asyalıyıı, mazlum nlkeyiı, Islim'» bağuyız; Avrupalıvız, zenjinlerin yamacındayız, Batı'nm defer »argıUruıa ve öreütlerine bağunliTii. Geçen gün İ»lâm Devletlerinln oybirligiyle verdiklerl karara Cidde'de katıldtk; Şimdi de 33 Avrupa devletinın oluşturdoğu tarUıse) belgeye Imza atecafeı*. Nedir bu işlerin anlamı? * Osmınlı dnneminde Arap ülkeleri. devletitnlıl» blrer vllâjeti ldiler. Ulusal Kurtulus Savaşmdan sonra lngiü* *• Fransiz sömfirgeleri oldultr. Atatürk Türkiye'sinin bir Ortadoğu poUtikası olamazdı. Ortaduğu demek, Ingütere ve Fransa dcmtbti. lkind Dünya Savasmdan sonra Arap ülkelen siyasal ba|uıwızlıkl»rım ka»ndılar; ama sözleri geçerll defildır dünvada... Çeyrtk yüıyU içinde otuştuUr, geliştüer, bülünleştller. Şimdl Arap'gerçeği diye bir ?ey var. Bu gerçeğin pücünâ olu$turan etkenleri dört kalemde özetliyebUirte: 1> Fetrol, 2 Dolar. 3 Sayısal kuvnet, 4) Dinsel beraberlik.., > > Arap ülkeleri petrol politikasında bütünleşmişler, dolar birikimine Kidebilmişler. uluslararası erjrutlerdekl oy denge»ınüe savısal afırlüc varatmışlar ve beraberUğin Umlklerinl din*el temflde bajlayabilmiîlerdlr. Cumhuriyet Türkiyesi, Osmanlı Devletiıün esU vilâyetlerine «iönük btr dış poUÖkaya prinı vermek zorundadır artık .. Çünkü petrole muhtacn: Arap dolarlan ve Arablstan'a ihracata umutlar bağlamışız. ve Kıbns polittkamra yüzünden ulnslararası forumda Arap Devletlerinin oyları binm tçln çok değerli... Böyle olunca, Ortadoğu'da tsrall'e ksrsı bir politikanın vörün.jresme Hiliyon» ister istetneı.» Cecr" hafta Cidde'de bir kararm altın» itnzayi bastık. Buna jore tsratl'ln Birlesmiç MİUetler örtütünden kovulmasını Istîyoruz. Yeryüzn sermaye sıaıfını, Fransa'dan Almanya'ya, İııciltere'den Amerfka'ya dek tedirgin eder bu yöneliş... Türkiyp Israilin vanındaki yerin) hırakarak, karşısına geçmrktedir; Id bu ABD'nin Ortadofeu politikasına aykırı düser. Cephe Hiiknınet., varlığın» ters düşen bir akınUya k»pUrnustır kendifdai * Ya Helslnki'de ne rapacafıı? Helsinkl, artık Ooğu ile Bati arasmda rörenekle«en <yumuşama» hatta .yakınlaşma» politikasıntn doruğudur, bel^elenmesidir. t ç Uke üıerine oturtulmuştur: Dostluk, banş, özgürlük... Helsinki'de imzalanacak belçe. Batı'da çoktan aşümış olan «Soğuk Savaş>tn geç kalmış ölüm fermanıdıı Komfinlstlerle kapitallstlerin btras daha yakınlajması, Artupa'nm dofvsuyla batısımn btrac daha kayna.ştna»ı, ABD Ue Sovyetler Blrli^inin uzardan sonra yerde kenetlenmesl demektir. Avnıpa'nın komünist partileri nasıl «tarihsel uzlaşma>ya yanasıyorlarsa; Ud dünya, örleslne btr urlh«el ozlastnayı öncörnyor ve ba raklasnnı kâğıt üzerine döküyor. Pekl. Heltlnki'de yumusama, yakulasma, banş, Sıçürtük fistflne belre Imzalavan Türkiye'nin durumu ne olacaktır? MiUiyetçi Cephe, Soğuk Savas edeblyatı,fcomünizmekarsı barp, sosyalistleri ve solu ezme ffrekçesiyle kunılmustur. Birbirine yaklasan Ikt dfinya ortasında. Mehter takımı yürüyüşü. Turkcs sloganlan, fetlb marşlan öıeürlük düşmanlığt ve antikomünizm ticaretiyle olusan Cephe. rürür mü? Helsinfct'deld Avrupa Güvenlik Konferansında, savaş tehllkesinln Indlrfenmesl ve karstlıklı olarak tki tararın askeri manevralarda bile suurlandınlması koşullan vatıyor. TÛTkiye, biitön bu ilkelerl kapsayan belgelerln altına lınza atmak lorundadır; çönkü Batı'nın ürrsidfr. • Dün Cidde'de attığinuz. bugün Helsinki'de »tacağımtz ün. »»lar, Cephe'niB vartık nedenlerlne aykmdır, terstlr. Bİzna Cepheclterin, ambargoln mambargola, unnb mhnnh ceüskller içinde daha nereye kadar f^debileceklertıı] dofrnsn menk ediyoruz. Eskiden yanlıs besap Batdai'tan dönerdl: ştantfl Ciddc Ue H?İRİnki'den, hattâ Wa«hlnjrton'dan dönüror. Zaten bir sürfdh Cephe*nin natkantı bu: Dön bsb» dönelim, hacıtara fidelun. Dostluk, Bağımsızlık, Saygı Hasan Esat hükümet Amerika'nın arzusünun dısına çıkama» diye düşünenler olnauşsa, bunlan aşırı ölçüde kınamak herhalde bu beyanlan yapabilen kimaelere düsmez. Bbyle düşünenlerin büyük kusuru bu sözleri söyleyen ve bünyesi icabı geçiciliğe mahkum hükümetle gene bünyesi gereği devamlıiığı esas olan milleti birbirine karışürmalanndadır. Bu vesüe ile şunu da açıklamak isterim: Bundan önceki Dışisleri Bakanımuın Bakanlık görevi süresinde Türkiye Washington Büyükelçisi sıfatınx da üstünde taşıması büyük bir talihsizük olmuş tur. Bugünkü hükümet de kendisini Washington'a gönderirken yeni bir Bakanlar Kurulu karan almaya dahi lüzum görmemekle bu talıhsizliği devmm «tirmiştir. G«çici oimasını içten dilemekle beraber, kabul etmeliyiz kl bir süredir Amerika ile anlaşmazlık içindeyiz, Amerikaya Kirgınız. Böyle dfinemlerde, böyle bir memleket nezdinde değil, Bakanlık hem de Dışişleri Bakanlığı görevi yapan btr kimse, eskiden böyle bir görev yapmış bir kimse bile büyükelçi olarak tutuimaz veya atanmaz, diplomatik gelenek budur. Bu geleneğe uyulmazsa bundan olumsuz sonuçlar çıkartılması kolaylaştırümış olur. Amerikan Kongresinin bu karanndan sonra kuçkusuz Türk • Amerikan ilişkilerinde hiç olmaıssa durumun yeniden düzeliiği kesinlikle saptanıncsya kadar, bir şeyler değişecektir. Bunlar arasında askeri tesisler de vardır, fakat degisiklik sadece bunlar üzerinde kalamaz. Türkiye ile Amerika arasında şekli anlaşmalara dayanmadan ilişküerimizin özenigmin verdlği olanaklardan >ararlanarak adeta lcendiüginden oluşmuş işbirligi H 1ŞIK de vardır. Kongre direnişinin etldsinîn asü bunlar üzerinde olması beklenmelidir. Kongrenin bu tutumundan sonra bütün bunlann da yeni bir ışık altında incelenmesi gerekecektir. Her halde çok dikkatli olmahyız. Dikkatinüzi, milletimize hoş görünmeye, gururunu oksayan ha berler vermeye, sözler söylemeye değil, milll çıkarlanmızı gerçekten korumaya yöneltmeliyiz. Millet tarafından sevilmek, güvenilmek kadar sevindirici bir şey olamaz, fakat hükümetlerin göre vl kendini sevdirmek degil, milletine hizmettir. Sevgi hizmet mukabilinde elde edUebildigi ölçüde yücelticidir. Aynca hükurnetler, mületlerine karşı tamamen açık olmalıdırlar. Kapalı rejimler gibi kapalı diplomasi de çok zararlıdır. Dünya durumu, millî sorunlarunız milletten saklanmamahdır. Millet, hü kümet de dahü kimse tarafından vesajet altana alı namaz. Millet, millî olaylardan haberdar olmayı bir gazetenin cesaretine borçlu olacak durumda bırakılmamalıdır. Bu kuşkusus bir gazete için haklı gurur duyulacak bir davranıstır, fakat mille tin yararı bunlardan asü yetkili, yani hükümet tarafından ve zamanında baberdar edilmektedir. Bu ilkeye gerekli saygı gösterilmediğinden bazı haklarumz zamanında ve gerektiği gibi korunama mıştır. Kıbns için olduğu gibj Ege içm de aynı şey söylenebflir. Yunanistaııın Ege Denirine 10 yıldan beri bir Yunan denizi gözü ile baktığı Türk halkına duyurulmıış olsaydı. Ege sorunlan da herhalde dana doğumlan sırasmda çözümlerini de beraberlerinde getirmiş olurlardı. Gorülmektedir kl, askeri tesisler dışuıda alınması zorunlu bale gelmiş tedbirler de bir an Trafik Sorunu Nuri EROGAN MİLLİYETÇÎ OLMAYAN KÎM? oplumumuzda korkunç bir «kavram sahtecüiği»ne tanık olduğumuzu, yülardan beri belirtir dururuz. Bu kavram düzenbazlığınm en yoğun biçimde uygulandiğı konulardan biri, kuşkusuz «mUliyetçilik»tir. Siyasal hasmını dürüst yollardan mat edemeyen kötü politikacüar, «tersine çevTÜmiş bir müliyetçüik kavramı»na, ya da «her anlama gelen ve ne anlama geldigi anlaşüamayan bir mlUlyetçiük kavramı»na bir can kurtaran simidi gibi sanlmaktadırlar. Bol bol savurduklan «rnüliyetçi değüdirler, komünlsttirler!» tttirası ve «blz milliyetçiyiz!» iddiası, onlara «hileyle oy elde edebilme» VB «hileyle gerçek milliyetçi hasımlannı çesitli sakıncalarla karşı karşıya birakabilmc» doğrultusunda son kurtulus çaresi gibi göriüımekte... Bu yola her fırşatla sapmak, onlar için bir tutkcT haline gelmiş... Vatandaşların büyük çoğunluğunun milliyetçüikten yan» oldufunu kavrayan kumaz politikacüar, soznut her davada, milliyetçüigin gereklerinden ken dileri ne denli uzaklasırlarsa, bunun farkma vanlmasaıı onleme telâsı içinde «karşımızdakiler milliyetçi degil'.» yaygarasını o denli arttınyorlar. Nasü beyin yıkandığını (yalanın 10 kez, 100 kes, 1000 kez tekrarlanması sonucunda, kitlelerin bir süre için bile olsa, akı kara ve karayı ak diye kabul edebileceğini) bilen hileci politikacılar, bu yöntemden fazlasıyla yararlanma sevdasmdadırlar. T A I nkara'da toplanan ve 25 ülkeden yüze yakın delegenin katıldıgı «Uluslararasi Trafik Sorunlan ve Tralik Kaal»n Kongresi»nce dört günlük bir çalışma sonunda yayınlanan raporda, özellikle sorunun yüksek seviyede ve ciddi bir planda ele alınması gereği üzerinde durulmuş, Istanbul için ayrı bir paragraf açılarak METRO önerilmişti. Kuşkusuz Istanbul'un çözüm bekleyen pek çok sorunu vardır ve «Trafik» bunlann önde gelenlerindendir. Hemen söyliyelim ki bu sorun, bugün meydana çıtonıs da değildir. Daha 1960 yılı öncesinde, motorlu araç sayısı, bugünkünün birkaç kat altında bulundugu sıralarda, ciddî bir hftl atanış, yöneticileri düşündürür, halka büyük rahatsızlık verir olmujtu. O tarihlerde bu konuda görüsü alınmak Uzere davet olunan Paris Trafik Müdürü, konukluğu sonunda verdigi raporda, gözlemini; •Sürücüler lâubali, yayalar lâkayıt» seklinde özetlemis, çare olarak da «Yerin altına inmeyl, yanl METRO'yu» göstermişti. Bu gözlemde, bir yanılma yoktu. Mahnllesindeki bakkalda bulamadığı Bafra sigarasını almak için otobüsü, müsterinin verdiği parayı bozdurma nedeniyle dolmuşu durduran soförün hareketmi lâubaliltk, trafik isaretlerini hiçe sayan yayanın davranışını lâkayıtlıktan başka bir şekilde tanımlamak elbette ki mümkün degildi ve bunlar trafiği aksatan davranışlardı kuşkusuz. Bu zatın göstermiş oldugu çarede de (METRO) isabet vardı. Bir hakkı teslim etmek için söyleyelim ki, bu çare, görevlilerin daha önce üzerinde durmadıkları bir şey değıldi. Bugün dahi aransa, o tarihten çok önce hazırlanmış, hatta tizfbilite hesaplan bile yapılmı? birkaç projeye Belediye Taflannda raslamak mümkündür. Esasında trafik sorunu, yalnız îstanbul için değil, uygmrlığın girdiği her ülke ve şehir İçin söz konusudur. Ne var ki, arızalı yüzü, vazgeçilmez tarihî anıtlan nedeniyle çözüm, îstanbul için ayn zorluklar göstermektedir. Bu konuda alınması gerekli tedbirler yönünden (Metronun yapımı, caddelerin genişletiimesi, yeni arterlerin açılmast v.b.> daha pahab olma istidadmı göstermektedir. Oysa, bu hizmeti görecek Belediye tam bir mali sıkınü içtndedir ve hükümetçe yapüacak yartunda sınırh bulunmaktadır. Bunlardan Metro, Boğaz Köprüsü ömeği dış finansmanla daha kolay gerçekleşeceğe benzer. Nitekim Ankara Belediye Başkamnın konuğu olarak gelen Moskora Belediye Başkanı, yaş meyve karsılığı böyle bir projeyi gerçekleştirme teklifinde bulunmuştur. Sanınz daha baska teklifler de olacaktır. Ve bunlann bepsinin, omuz silkerek geçiştt rilecek dnsten olduğunu pesinen kabul, gereksizdir. Elbette ki girişUecek bu tur teşebbüsler, ele aıınacak proJelerin gerçeklesmesi, bir hayli zamana ihtiyaç gösterecektir. Bu sonuca vanncaya kadar almacak bir takun tedbirler le, bugünkü sıkısıkUk biraa olsun giderilemeı, bugünkünden d&ha rahat bir durum yaratılamaz mı? tşte, burada ele almak istedigimlz bu tür tedblrlerdir. lnancımız odur ki, ilkin yazımoın başmda söz konusu ettiğiroiz kongrenin de belirtmiş olduğu üzere, ySnetlmle llfill alanlar gelir: Hcr şeyden önce, bu hususla ilgili nisamlar ve yasaklar tartışılmaz biçimde tesbit edilmeli, tam bir eşitlikle uygulanmalıdır. Örneğin, ciddl etüdler sonunda Delirtilecek duraklar dışında dolmuşlann yolcu alması ve üıdlrmesine kesinlikle müsaade edUmemeli, kurnazhklara fırsat ve itnkan verilmemeüdir. (Dolmuşçuluk yerine otobüs Isletmek gereği ortadadır). Sorunun çöziimünde, hayati tehlikelerin önlenmesinde değerli bir unsur olduklan lnkâr edilemez olan trafftc memurlannın adedi, ihtiyacı karşılayacak bir düzeye çıkanlmalıdır. GÖrevulerin mücadelesi yerinde olmalı, bunlann en küçügOnden en yüksek sedyedekine kadar her biri, i?l dddlyetle ve tüm bir taklpçi zümiyetle yürütmelidir. «Belediye yasağı Uç pin sürer» biçiminde, sonradan ihmale uğrıyacak yasaklar konulmamalı, yürütülmiyecek tedbirler alınmamalıdır. Tasıtlar yönünden alınacak tedbirler de kuşkusuz önemlidir: Istanbul'da trafik sorunu denillnce akla gelen dolmuşlar ve tranlann düzensizliğidir. Dolmuşlann zabtırapta alınmasmda «aruret vardır. VÖnetimle ilgili tedbirlerin, özellikle dolmuşlann yarattıgı keşmekesi büyük ölçüde azaltacağma kuşku edilemez. Bunlann yanmda: Taksilerle dotaıuslar, sözgelimi renk farkı İle birbirletinden kesin olarak ayrılmalıdır. Boylece vatandas üe çoför fcrasmdaki, trafiği aksatıcı, (Dolmus mu, nereye? biçimindeki) •ora cevap ortadan kalkacaktır. Dolmuşlann gitmekte olduğu lstikamet, kolayca değişürilebüen, okunması rahat pankartlarla belirtilmeüdir, Boylece goruşturma kalkacak, akım süratlenecektir. Taksilerle dolmuşlar arasındaki renk ayınmı otobüs ve troleybüslers de uygulanmalı, uzak mesafe otobüsleri ile {Örneğin Taksim • Ataköy) kısa mesafelere gidenler, değişik renklerde olmalı ve birincilere losa mesafeye gidecek yolcular alınmamabdır. Bunun geçerll olabileceği, Boğaz Köprüsünün tTafiğe açılmasından sonra buradan geçen Bostancı Taksim otobüslerinÖB uygulanan ücret tarifesi ile saptanmıstır. Boylece durmv lar azalacak, gidlş ruzlanacaktır. Bütün bunlann yanında, hemen aynı değerde olan güzergâh tesbiti konusu Tardır. Bunun çözUmü için, her dügümlenme noktası için ayn bir etüd, «teğişü tedbir gerekmektedlr. Yapılacak tesbitlerde. aynı bölged» uzun süre çabsmış dolmuş şoförlerinin deneylerinden vararlanüabilir. îstanbul şoförü, merasim günlericde veya baska nedenle meydana gelen yol tıkanmasında, çıkıs noktası bulmakta hayret verici maharet göstermektedit. Sık ssk güzergih değiştinlmesi, sürücüler için de dert ovznaktadır. Hele akım sağîamak nedeniyle yapüan değışıkliklerde yollarm her defa biraz daha uzatılması, yalnız şasırtıcı olmakJa kalmamakta, büvük ölçüde yakıt israfma yol açmakta, sağlanan îayd» ise her aaman tartışüır ölçüde kalmaktadır. CEPHECİLER, KENDi ANLADIKLARI «MİLLİYETÇİLİK»İN NE ANLAMA GELDi. ÖiNi AÇIKÇA BELİRTMEKTEN ISRARLA KAÇINIYORLAR. Prof. Dr. Muammer AKSOY Cephe» adını vermek, onun karşısındaki ana muhaleîetin, «milliyetçilik niteliğine daha az sahip olduguonu iddıs etmektir... Evet, «Müliyetçi Cephe> deyiminin ortaya atüması, <CHP, APye, MSP'ye, CGP'ye ve MHP ve oranla daha az, ya da hiç milliyetçi değil» demektir. Hiç kuşkusuz, bu 4 partinin kasdettiği etçik, «Atatürk'ün savunmiuivetjçîlik» olamaz. " Qfin»ü : o »ılanW*i *>if ıtölliyetçüik bakımından, «Atatürk'ün kurduğu» ve «50 yüdır milliyetçilik ilkesini bayrağında bir ok (bir amaç) olarak dalgalandıran» bir CHP'nin, «çağdaş mandacüığa yat kın bir partiye», «Ummetçüige ön cülük tanıyan başka bir partiye», «siyasal görüs farklan yüzünden ulusal birliği parara parça etmek ten çekinmeyen baska bir parti. ye ve ^kafa tası hesaplarına göre ulusu birbirine düsman iki kampa bölmeye teşne başka bir partiye oranla daha az milliyetçi ol dugunun Iddia edilmesine, karga lar bile güler. Böylesine bir kavram sahteciliğine deyim kulağa ne denli tırmalayıcı gelirse gelsin düpedüz «siyasal Uçkâğıt çılık» denilir. Cepheciler, kendl anladıklan milUyetçiliğin ne anlama geldiğini açıkça beürtme yoluna gitmek ten israrla kaçmaktadırlar. Buna karşüık, «şöyle hareket etmek milliyetçiliğin karşısında olmaktır>, «ve giderek komünist olmak demektir» yolundaki gerekçesüs yargüan ise, sık süc imal ediyorlar. Örneğin cepheci partilerin bir kısmına göre «Türkiyenin yeraltı ve yer üstü zenginliklerini (petrol lerinl ve madenlerinı) Türklerin işletmesmi savunmak», milliyetçi liğe ters duşer, komünistliktir. «Türkiye'nin, hiç bir devletin dü men suyunda gitmeden (dolaylı bi çimrie.vasUigı altına girme<ienj VB hiç 'bir devletân lyardımıua nla sıkiy'a'mfiıtaç btr bağlanU ve «tâ tü içerisine düşmeden, sadece ken di bağımsızhğmı, kendi çıkarlannı ve kendi güvenliğini sağlayacak kişüikli bir dış politika izlemesini savunmak, milliyetçiliğe aykındır ve komünistliğe götürür. Ve bu listeyi tamamlamaya kalkışsak, sayfalarca yazmamız gereke cektir. Kısacası, «Cepheci partiler yöneticilerinin, çesitli klşisel ya da zümresel nedenletle işlerine gelmeyen her çözüm», «milliyetçiliğe zıt düşen bir davranış ve ko münistlik» sayüıvermektedir, Ana bakıyorsunuz, Cephecilerin bir kısmına göre belli bir çözümü savunmak «milliyetçilik» iken, Cephenin öteki sözcülerine ve büginlerine göre, o çozümü savunmak, «milliyetçiliğin duşmanı olmak» demektir; hatta «milliyetçilik, tam o çözümün aksini savunmak»tır. ŞimdUik bu doğrultuda bir tek ömek vermek le yetinerek, kendilerine milliyetçi adını veren Cephecüerin naaıl çelişküer içinde olduklannı ka L nıtlamak isteriz: örneğin, Cephenin en büyük partisince bugüne dek hep olağanüstü kayırüa gelen ve kendisi de AP"yi elinden geldigi kadar destekleyen btr Siyasal Tarih Profesörü, geçenlerde yaymladığı tüyler ürpertici bir makalede, «kendisıne milliyetçi aduu takan Cepheyi desteklememenin, nülliyetçilikle bağdaşamayacsğını ve komünistliğe hizmet enlamına geldiğini» keşfedip (!>, açıklayıverdi. Ve bu arada, Vietnamdaki Amerikan müdahalesini elestirmenin ve bunun sona ermesini istemenin «müliyetçilikten uzak ve komünistlikten yana olma» anlamına geldigi kerametinde bulunmayı da ihmal etrnedi. Sadece bu nokta üzerinde dur mak bile, hem Cephecilerin ne denli temelsiz, uydurma (karakuçl) jargıisn savuna geldiklerini ve beyin yıkama sevdasında ol' «ftıklannı, hem de kendi içlerinde bile «birinin kara dediğine tftekinin kar gibi ak dediğini» karutlama olanağuu verecektir bize. Bu siyasal tarih profesorünün ölçütüne ve yargısına göre, ken*" disini yetiştiTmiş olan ve milliyetçiliğtae kimsenin dil uzatamayacağı hocamız Ahmet Şükrü EsmeT bile, Vietnam'daki Amerikayı durmadan kınayan 50 kadar yansından ötürü, «milliyetçüiic düşmftnı Wr kişi» oluverecektir. De Gaulle başta olmak üzere, Isveç Başbakanı Olof Palme'ye ka. dar, Batı dünyasının hatta Amerika'nm en tanınmış birçok dev. let adamı ve dtişünürii. «müliyetçilik düşmanı ve komünist» sayılacaklardır. Çok daha garibi, bu ölçüte ve yargıya göre, Cepha hükümetinin TRT yönetim kurulundaki temsilcisi ve Genelkurmay Baskanlıgı tstihbarat Şubesi eski Başkanı sayın Amiral Sezal Orkunt, Cumhuriyet gazetesin de yayınlanan Vıetnama ve Amerika'ya iliskin düzinelerle makalesinden ötürü, milliyetçiliğin karşısında ve komünist sayüacakl Hele Cepheyi TRT yönetim kurulunda temsil eden bir eski Askerî Hâkimin, «Vietnam'daki Amerikan müdahalesini yermediği için», «Cephenin Baskttmandan Yardımcısmı», «Milliyetçi olmamaksla suçlayışını okuyarüar, tam bir şaîkınlık geçireceklerdir. Bu ratın Feyzioflu için dedlklerinl, tam şaşkmlıfa düsmemek İçin görmeyin daha iyi!... Şimdi «Vletnatn'ia Amerika*» nın tutumunu elesüren her kisiyi, milliyetçilik duşmanı ve komünist yapıveren» MC kalemşörü Profesör ile, «Vietnam'ın saTaşını yeren Msilerl milliyetçi olmamakla suçlayan MCnin TRT* deki temsilcisi yazann sözleri» ni yanyana getirenler, bir Cepha değil, birlikten ve ciddüikten uzak bir «Yıgın» karşısında olduklannı kolayca anlayacaklardır. Görülüyor ki, Cepheciler, r» «milliyetçilik amacıanda, ne de «milliyetçilik anlayısı»nda blrles mektedirler. Onlar sadece flci noktada bir Cephe kurmuşlardır; ve ancak bu noktalarda tam bir anlaşm» içindedirler: «İç ve dış sermayeyi çalışanlarm zaranna olarak aşın biçimde kayırmak» ve «Ecevit düşmanlığı»! Bundan sonra, «Cephenin mHliyetçilik konusundaki vuttu^ macılıgı»nı. somut belgelerle ortaya koymaya özen göstereceğiz. Bu konuda, bugünlük şu yargıyı dile getirmekle yetinmek isteriz: Eğer Cephe yöneticileri (ve Cephe silâhşör ve kalemsörlerii «milliyetçi olmadvğını iddia ettikleri siyasal hasımlan»nın (CHP yöneücilerinin ve onlar gibi düşünen aydın ve yazarlann) yarısı kadar arim, inanç ve içtenlikle «bugünkü 40 milyonluk Türk haltanın ve yannki Türk kuşaklannm gerçekten egemenliğini, özgürlüğünü, refahım ve bağımsuslığınj her şeyin üstunde tutan kişiler olabilselerdi». yani «gerçek anlamıyla onlar kadar miUiyetçi olabilstv lerdi», Türk ulusu ve Türk toplumu mutluluğa çok yaklaşmış olurdu. Çağıraızda, bir ölçüde toplumcu olmadan milliyetçi olabümek olariktısdırl tlânen Tebligat KAHIKÖY ÎCRA MEMURLUCUNDAN 9H/27M Borçlu: Kumru Alkılıç Çamlıca Altunbakkal Nlşantası caddesl No: 11 Üsküdar'da iken adresl meçhul. Rıfat Kocadağ'a izafetle vekiU Av. Yılmaz Pekuysal'a borçlu olmanız »ebebiyle 20.042 lira 50 kuruş için 17^.1975 tarininde yapılan lcra takibinde: ödeme emrl adreslnlza gönderümiş v« bilâ tebliğ lade edilerek ödeme emrinin ilânen tebliğine karar verilmiştir. Işbu USnın gazete ile neşir tarihinden ttibaren borcu ve takip masraflannı 27 gün lçtode ödemeniz (teminatı «/ermeniz) borcun tamaımn» veya bir kısmına Teya alacsklının taklbat lcrası hakkına dair bir itirazniHs varsa, seoet altındakl lmza siae alt değilse ylne bu 27 gün içinde «ynca vey» açıkça bildirmeniz aksi halde icra takibinde bu eenetin slzden sadır olmus sayüacağı, imzayı reddetOğlnia takdlrde mercl önünde yapılacak duruşmada haztr bulunmanız, buna uymazsanız vakl itirazınızın muvakkaten kaldınlacagı senet veya borca irirazınızı yazılı veya sözle olarak icra dairesine 27 gün içinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde 74. madde gereğince mal beyanmda bulunmanız, aksi halde hapisle tazyik oluşacağmız, hiç mal beyamnda bulunmaa veya bakikate ayian beyanda bulunursantz hapisle cezalandınlacağınıs, borç ödenmez veya itiraz edilmezse cebri icraya devam edllecegi takibe itiraz ettiğini* takdirde irirazla blrlikte teblig giderleriniö Ödemenis, aksi halde itiras etmemiş savılacağınıa ödeme emrl yerlne kata olmak üîere üinen tebliğ olunur. 17.7.1975 «Milliyetçi Cephe» deyiminin keşfedilmesi, bu yutturmacılığın resmi bir nitelik kazanması demektir: Geroekten, bir topluluga verilen ad, «onun karşısında olan ların sahip bulunmadığı, ya da çok az sahip bulundugu bir niteUgi» göstermek gerekir. Koalisyona giren partiler topluluğuna YAYINLARI ÇIKTI < Basın: 5761) 601* Temeldeki Yazan: Gavit Orhan Tütengil tsteme adresi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 • îstanbul FLORYA'DA KİKAL1K AÇIK MANZARAL1 MÖBLELİ YAZLIK DAİRE 3 OOA. 1 8ALON OENÎS BALKONIJIR KOLArUKLARJ Tei.s f) «* »3 PLAJ Cumhuriyet 6013 Mobil Kren îthal Edilecektir Eskisehlr Maktaa Fabrlkamızda fcullarulmak Üzer* 2 adet Mobü Kren ithal yoluyla satın alınacaktır. İlgUUerm Genel Müdürlüğümüı veym tstanbul Büromuzdan TL. 10ü, bedelle alacanian şartnameye göre nazırlayacakları tekliflerini 1 eylül 1975 RÜntl saat 17.301» kadar Genel MUdürlüğümüz Munaberat MUdürtUgUnde bulundurmalan rtca olunur. Postada olacak «ecikmeler kabul edilrfleyecektlr. 2490 »ayılı kanuna tabl oimayan şirketlrrüz malzenjeyl alıp almamakta veya diledlginden almakta serbesttlr. TÜRKÎTE ŞERER FABRİKALARI A.$. CBasıa: 20324) 6018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle