Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CÜMHÜRÎYET 1750 sayılı Üniversiteler KammH'nun 81. maddesini «eğistiren bir kanun tekliA Ue karaı karsıyayus. Bu teklifle: «Anayasamızın 153. maddesinde yer alan ve Türk Toplumunun çağdaş uygarlık dtizeyina erismesl ve Türkiye Cumhuriyeti'nin layiklik niteUğini koruma amacını güden Devrtm Kanunlan Anayasaya aykın oldugu seklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz.» denüerek Anayasa güvencesine bağlanmış olan k&nunlar. dan 3 mart 1340 tarihli ve 430 sayüı TevhidiTedrisat Kanununun masum gerekçeler gösterilerek amacından saptınlmak istenmiştir. Gerçekten teklif bütün meslek llselerinl blttrenlerin her türlü yüksek okul ve üniversiteya girmelerini amaçlar, görünmekte ise de, asU amaç, sayılan şimdiden 108'e ulaşmış bulunan vo yakın bir gelecekte yeniden açılacaklarla sayısı 200*ü bulacak olan Imam Hatip Liselerini bitireceklere yüksek öfrenimin bütün kapüarını açmaktır. Zaten bu amaç Ügili Bakanlar tarafından açıkça belirtilmektedtr. Bir sanat llsesini bitiren gencin Bukuk, Egitim, îktisat, Tıp ve bunun gibi lakültelere gitmek isteyeceği düşünülemez. Bunlar doğaldır ki gördükleri eğitim doğrultusundaki bir fakülteyi seçeceklerdir. Örnegin, sanat lisesinin yapı bölümünü bitiren bir genç inşaat mühendisliğine veya mimarlığa, tornatesviye bölümünü bitiren bir başkası ise makina mühendisliğine gidecektir ve gidebürnek tedir. îmam Hatip Uselerinl biürenler ise Yüksek tslâtn Ensütülerine veya Üâhiyat Fakülteaine giderek kendi alanlarında derinleşme olanagı taulabüirler. Gerçekten de Îmam Hatip tiselerinden m«sun olanlar ancak kendi dallannda yüksek ögrenüni sürdürürlerse, bu, tevhidi tedrisat ka. nununa aykın olmaz. Ama başka bilim alanlanna yönelirlerse o zaman tevhidi tedrisat kanununa açıkça aykın düşer. ÇünkU bu kanunun 4. maddesi aynen söyle demektedir: «Miül Eğitim Bakanlığı, yüksek din uzmanlan yetiştirmek üzere üniversitede bir İlâhiyat Fakültesi kuracak ve imamlık ve hatiplik gibi din hizmetlertnin ifası varifesi üe yükümlü memurlarm yetişmesi için de, ayn okullar açacaktır.» Burada açıkça görülüyor ki İmam Hatip Okullarının tek bir amacı olacaktır. O da imamlık ve hatiplik gibi görevlerle yükümlü memur yetiştirmektir. Yoksa türlü bilim alanlarında yüksek ögrenim yapacak gençlert yeüştinnek degü 3 Temmus 1973 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Devrim Yasasma Aykın Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK feooteujan Senatorü dir. Bu vaztfe zaten mevcut olan liselere verllmiştir. Ama biz 25 yıldır din alanında vazife yapacak kişileri yetiştiren Îmam Hatip Okulları açacagımız yerde, hiç bir plana uymadan, boyuna çeşitll mesleklerde görev alan kişiler için îmam Hatip Okullan açmaktayız. Nitekım son günlerde îmam Hatibi bitirenlerden polis büe alınmaya başlanmıştır. Daha geçen hafta içerisinde, yalnız bir ilimizden (Adana) 175 îmam Hatip mezunu genç polis olmak için dilekçe vermişlerdir. Ve saym İçişleri Bakanı, •Îmam Hatipliler polis olamazlar dlye bir hüküm var mı?» diyebilmiştir Devlet olarak henüz normal liseleri bitirenlere üniversitelerin kapUannı yeterince açamazken, on binlerce öğrenciyi mektupla öğretim, gece öğretiml gibi yöntemlerle yetiştinneğe çahşırken, öte yandan köyier, kentler, din görevlileri ne zaman yetişecek diye bekleye dursun, İmam Hatip'i bitirenler doktor, hâkim, kaymakam .vali, general olurum umudu ile fakültelerin, ya da Harp Okullannın kapılannı zorlayacaklar, tüm meslek okullarından çıkanlar ömeğin ev idaresi, şapka, çiçek, moda okuyanlar, yahut nraat teknisyeni daha ne kadar meslek okulu mezunu varsa, bir sportoto'dan farksız olan ve beşte bir ihtimale dayanan imtihan yöntemi ile branşı dışındaki öğreniroe koşacaklar. Elbette saglam bir temele dayanmayan bu öğrenim olumsuz sonuçlar verecektlr. Sistemin yanushjı Türk egitiminde bir kaos doğuracaktır. Nlçin bu vazifelere getirüecek olanlar onlann yetişmesi İçin hazırlanmış çağdaş bilimlerin en jrararlı programlan ile öğrenim yapmıyor da İmam Hatip'in ağırlık kazanmış progr&mlan ile yetiştiriliyor7 Konu yasal yönden araştınlacak olursa görülür ki tmam Hatip Okullarunn açılmasma dayanak olan ve Türkiye Cumhurlyeti Anayasastnda: «Devletin dininin Islâm dini» oldugu yazılı bir dönemde çıkartılmıs olan tevhidi tedrisat kanununda îmam Hatiplik vaziîesiyle yükümlü memur yetiştirmek İçin bu okullann açılacağı açık ve sımrlayıcı biçimde hükme bağlanmıstır. Tevhidi tedrisat kanununun çıkartümasındakl asü amaç hem bütün eğitim kurumlannın Mült Eğitim Bakanlığına bağlanması, hem de Tanzimat'tan beri sürüp gelen iküi öğretime medreselerin kapatılması ile son verilmesi idi. Bu amaç tevhidi tedrisat kanununun gerekçesinden ve 4. maddesinden açıkça anlasılmaktadır. Gerçekten de bakuuz 430 sayılı kanunun gerekçesinde ne denilmektedin «Bir devletin irfan ve genel egitim sisteminde millet düşün vo duygu bakurundan dirligini sağlamak İçin öğretimln birlestirilmesi en dofnı, en bilimsel ve çağdaş ve her yerde yararlan ve iyilikleri görülmüş bir kuraldır. 1255 Gülhane Hatt^ı Hümayunundan sonra açılan Tanzimatı Hayriye döneminde yıkılmakta olan Osmanlı Saltanaü, öğretiml birleştirmeğe başlamak latemis ise de, bunu basaramamıs ve tam tersine bu yolda bir ikilik bile meydana gelmistır. Bu ikilik eğitim ve öğretim birliği bakımından bir çok zararlı •onuçlaı doğurdu. Bir millet bireylerl ancak bir eğitim görebüir. Ikl türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu İse duygu ve düşün birligini ve dayanışma amaçlannı bütünüyle yok eder.> Böylece gerçekten medreselerin yalnız Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması ile yetinilmeyeceği, bunların kapatüacağı da açıkça gösterilmiştir. Medreseler kapatılacağı içindir tti, buralardan yetişmekte olan din görevli ve bilginlerinin yerini tutmak üzere, aynı kanunun 4. maddesinde din uzmanlan yetiştirilmek üzere İlâhiyat Fakültesi din görevlileri yetiştirilmek üzere de İmam Hatip Okullan açılacağı hükme bağlanrmştır. Bu iübarla îmam Hattp Okullannın yalnız ve yalnız din görevlisi yetiştirmek üzere açüması ve burayı bitirenlerden yetenekli görülenlertn yalnız ve yalnız Yüksek tslâm Enstitülerine ve îlâhiyat Fakültelerine giderek uzmanlaşmalan tevhidi tedrisat kanununun sözüne de ruhuna da en uygun yoldur. Bunun tersi her türlü meslek dalına gençler yetiştirmek için îmam Hatip Okullan açmak hem bu açılışa dayanak olan kanun hükmünü amacından saptırmak, hem de tevhidi tedrisat kanununun ortadan kaldırdığı Medreseİdâdi ikiliğine dbnmek olur. Teknolojinin hayli gerilerinde kalan Türk toplumu, hızlı bir gelişme İçin dinamik olmak zorundadır. Son yıllarda görülen Ozucü durumlar ise, tutucu yapıdaki eğitimcilerden ya da bazı efitlm kurumlanmıza, dernekler yolu ile egemen olan çevrelerden eelmektedir. Zaten elimizde bulunan istatistikler îmam Hatip Okullanm bitirenlerden ancak yüzde 40 kadannın mesleğe yönelmekte, yüzde 60'ımn ise başka alanlara kaymakta olduklarını göstermektedir. Şu halde bu okullann yüzde 6O'ı araaca hi& mette uzak kalmaktadır. Yapılacak lş İmam Hatip Llselerlnm sayım ı çoğaltmak ve buralan bitirenlerin her türden mesleğe gidiş yollanm açmak değll, ülkemize ne kadar din görevlisi gerektiğini saptadıktan sonra buna göre îmam Hatip Liselerinin sayısını az8ltmak ve bu okullann gerçekten aydın, çağdaş din görevlisi yetiştirecek biçimde programlıınnı yeniden düzenlemek olmalıdır. SAYIN BAKAN... ltan Öyracn'in EcevUin Basbakanlık dönemlne röportajı, sanırun bnndan önceki bölümlerdeo de Uglnç olacak. Önceld gün CHP Genel Başkanı açık bir yflrekle devletin yürütme organım eleştiriyor ve «mnları söyltt" yordu: « Başbakanın, genel olarak Başbakanlığın ve Bakanlar Kunılunun rnaddi çalışma koşullanndan çok, çalışma düzeni, daha doğrusu düzensizliği önemli. Türkiye'de devlet yönetimînin düzeltilmesinden haklı olarak şikâyet edilir. Benim daha önceki Çalışma Bakanlığı dönemimde ve son olarak Basbakanlık dönemimde de edindifim lzlenim o k;. Bakanlar Kurulunun verimli çalışması sağlanmadıkça, Türkiye'de hiçbir şey düzelemez. (...) Türkiye'de Bakanlar Kurulu toplantüanmn nasıl olacagı bile blr sisteme bağlanmış değildir. (...) Bakanlann büyük zamanını kişlsel isleri için gelenlerle ilgilenme zorunluğu alır. Bu, o kadar zaman ahcıdır ki, hükümet üyeleri geniş halk topluluklannın gerçek sorunlanyla yeterince ilgilenme olanağı bulamaalar...» Ecevit, işe Başbakanlıktan ve Bakanlar Knrulnndm başlamak gereğinden söz açıyor, sonra Devlet Plânlam» Te*kilâtına geçereb anlatıyor: « Devlet Plânlama Teşkilâtı bir çok batamdan çok yararlı olabilir. Bu kuruluşta çok yararlı değerli bazı elemanlar var. Fakat hem kadroları çok şişirilmiş, hem ona rağmen Devlet Plânlama Teşkilâtının yetkileri çok kısılmış. Bunun sonucu olarak da ekonomik kararlarda ve uygulamalarda büyük dağınıklık ve koordinasyonsuzluk başlamış.)» • Cumhuriyet Devletinin birçok knrumu ve kanunn OsBianh Imparatorlucnndan kalmıştır. Ama yenl kurulanlann da kısa sârede Tozlaşmasına ne demrli? Plânlama 5rg6tft 1961 Anayasasıyla Snıtörüldü ve diizenlendl. Ne cabuk sişirildi ve dağıtıldı kadrolar? SSK (Sosyal SlfOrtalar Knrnmu) da devlet yasamında yeni savılacak bir kuruluştuı, ama bası. snnu, Tönetimi. düzeni kökünden bomkfur. Venisiyle eskisiyle cofu kunımd» yozlasnuk ve anarşl «fire relmeirtedir. Bakanlar Karnlonun dunrmu ise btr başkadır. DiyeHm H sivasal parti kadrolanndan yetişmis blr politikacı Bakan oldu. Ejer daha önce hir hazırlıjb ya da deneyi yoksa, bilmediği bir dünyanın içine düşüverecektir: ilk trünfl Bakanın makam odasına girip yalnız kaldığmda, koltufuna otnrup düşünecektlr: tste Cnmhnriyet Hükflmettnin Bakanı oldmn, su kısa (firede benim İçin ne büyük başan!... Saym Bakan ilk dakikalardan sonra koltuguna daha rahafça yaslanıp, çerresinl gözden geçirmeye başlar. Mobilyalan tanıması gerek önce... tlk kez kaldıjh blr otel odasında fibidir. Yazı masasınuı üstünde ne var, ne yok? Hançi kalemle yazacak? ZH nerede birinl çağırmak için? Telefonlar nasd çalışıyor? öıel Kalem Miidürü kim? Nasıl blr adam? Müsteşan tanıyor mn? Ya Genel Müdürleri? Bakanbğın kadroUn ne nitelikte? Bakanlığı tlgilendiren yasa ve tfizfikleri oknmak errfk. . Acaba caman bnlunacak mı? Mnhalefetteyken ilerl siiriilen soyut Hkeler, somut tedbirler niteliğine nasıl dönüştürüleeek? Yollannı, caddelerinl bilmediRİ bir yabanci kentte gibldlr saym politikacı ve yeni Bakan... öyleyse ona yollan gSsterecek talavmîlara gerekslıımesi vardır; ve hemen eski. nsta, kart bürokratlann eline düşfiverecektlr. Bunlar, raporlan Istedikleri Rİbl hazırlar. durumn tstedikleTİ glb! gösterir; Bakanı avuçlamun İçine alabilir. çeJdp çevlrebllirler. Savın Bakan, kendlslne en yakın, en slrin. en cerbezell fSrunen bürokrat küavuzlann avucuna böylece ?lrer. Herhangt bir Is yürfirlöge {ireceil nman, esld bnrokrat çelmeyi takıverir; Beyrfendi, filanca yasanın, filanca maddesi, filanca bkrası ve filanca tüzfik gereğince olanaksız .. Bakan durumu idare etmek zorundadır: Ya öyle mi, dursun bakalım, bir düşüneytm... O sırada kapıda ziyaretçi kuyruklan uzamış, kişlsel lşleri için kapıyı zorlayan füçlü kişiler yığınlasmışlardır. Bakan bir de bu turnikeye kendinl kaptırdı mı, tamamdır artık... Partl örfütüyle Bakanlık örgütü arasında beynamaz durumuna düser. Bakanlârı; dyaretçtlerln dlleklerint müsteşar ve genel nradürlere yansrtan istidacı durutnundan kurtanp, devlet ve toplum yaşamına vön veren kişi durumuna cetirmek birincil kosuldnr. Eoevit'in konuşmastnda bu amacı belitleyen yöneUşler var. A ŞU ÇOK ÜNLÜ KtŞİLER !.. OKTAY AKBAL Evet Hayır Silâhlı Kuvvetler, Bilim Kuruluşları ürk SilahU Kuvvetlerl 1. Fizik Simpozyumu, Milli Savunma Bakanlığı ARGE dairesi değerll komutanlarmın öncülükleriyle geçenlerde <1620 haziran) ARGE Dairesinde gerçekleştirildi. Simpozyumun, bannımızda, kansık lç sonınlanmınn berisinde kalıp, gerektiğine lnandığmıız önemi göremediğinl lzledik. T taöv diye birl, Yüdırun diye başka biri, daha başkalan! Demeçler verirler, radyolarda okunur, gazetelerde haber diye çıkar... Hem de iri iri sözler, atıp tutmalar, asıp kesmeler... Kimdir bunlar, nedir, necidirler? Kamuoyu böylelerini birer «ad» olarak bilir, tanır, öğrenir. Falan 11in falan partiden milletvekili bay feşmekan: Bir kez, iki kez, çok becerikliyseler tiç kez seçilir, Meclis'e glrerler, seçümedikleri an balon gibi söner, yok olurlar. Bir daha ne adlan anüır, ne de bir tanıyan çıkar. Giincel yaşamın ne oldugu, kim oldugu, ne yaptıgı bilinmeyen ünlüleridir bunlar, «ünsüz» ünluler!.. Bir de Bay Feyzioğlu, Bay Türkeş, Bay Erbakan, Bay Demlrel gibileri var. Bunlar çok ünlüdürler. Profssördürler, albaydırlar. Mühendistirler. Kendi alanlarmda, kendi mesleklerinde besan kazandıklan söylenir. ömegin Feyzioğlu otuzuna varmadan profesör olmuş, Türkeş yüzbaşı iken devletl ele geçırmeye kalkmıs, mahkemelerde tutuklar evinde kalmıs; Bay Erbakan'la Bay Demirel yüksek mühendis olarak para kazanmışlar, 19 kurmuşlar. Sonra da hepsi pclitikaya atümış. Şimdikl ikbdann dört bashca sorumlusu... Ün, çsşit çeşittir, iyisl de vardır, kötüsü de... Istenenl de istenmeyeni de... Feyzioğlu'nun ünU 195760, nadi hadi 1965'a kadar «iyi» idi, sonralan bu ün anlam, renk, yön değiştirdi. Bugün Feyzioğlu der demez gözümüzün ÖTittne Türkiye koşullannm bir yaratısı olan bir Mc Carthy gelir. Herseyin doğrusunu büen, ama yanlışıru söyleyen blril Üstelik de yanuşlann yanlış olduğunu bile bile, niyesi, nedeniyle!.. Erbakan'ın, Demirel'in, Türkeş'in İse hiç bir zaman olumlu, yararh bir kisüikleri olmadı. Bu Uç politikacı her zaman Atatürk devriminin karşısındaki eğilimlerin, kişilerin, akımlann yanındaydılar, bugün de o yerlerınde duruyorlar... Ne var ki, çağ degişimi, Türk ulusunun büinçlentnesi bu polltikacılan eskitti. önceleri pek anlaşılamadı eskidikleri, çaguı gerisinde kaldıklan, ama 14 Ektm seçimlerinde, bu seçimleri izleyen Ecevit lktidannda, hele hele şu son MC serüveninde iyica ortaya çıktı bu.. Ecevitin bir sözü vardır, bu parlamentonun ulusun en azından on yü gerisinde olduğumı söyler. MC liderlerl için on yıl azdır. Atatürk'ün 1924lerde söylediklerine, yapüklarına, yapmak, yaratmak, kurmak Istediklerine bir bakınız, ahnız okuyunuz o günlerdeki özlemlerlni, düşlerini, isteklerinl yansıtan söylevlerini, buyruklarmı; bir de o gunlerde doğmuş ErbakanTann, Demirenerin vb'lerin bugünkü tutumlanna, düşüncelerine bakınız, anlarsınız gerçeği... MC'nin liderlerı zamanın çok, ama çok gerisinde kalmış kişilerdir. 1923'te kuruUnuş Atatürk Cumhuriyeti bugün elli İki yaşındadır, ama o yıllarda doğmuş Feyzioğlu; Erbakan, Türkeş, Demirel dörtlüsü ve onların arduıda yürüyenler, politikacı olarak insan olarak titrek birer ihüyara dönmüşlerdir. Kulaklan duymayan, gözleri görmeyen, kafası durmuş, hiç bir yaratıcı gücü kahiıanıış kişilere... Türkiye Pevletini, Atatürk devletini işte bu gibi kişiler savunuyorlar! Hem de klme karşı? Atatürk devriminden güç alan, hız kazanan gerçek Atatürk devrimcilerine karşı! Bu, bir aldatmacadır, «devleti korumak» derken onlarm anladıklan kendilerini, kendilerine bağlı olanlan ve onlann çıkarlarmı korumak, bu bozuk düzeni sürdürmektir. Şimdi, Türk halkmın uyandıgmı seçimlerde kendilerine yeterli oyu da vermeyeceğlnl büiyorlar. Sandık da sandık diyenler simdi sandık sözü büe etmiyorlar! «Ne o, seçim mi var, nedir bu topl&ntüar?» diyor Bay Demirel. Evet, seçim var, hem de sizin ummadığınız kadar yakında! Zaten her gün kamuoyu eğüimini, kimden yana oldugunu belli etmiyor mu? Ecevit'in gittiği her yerde halk yığmlan «Umudumuz Ecevit», «Bansözgürlük» diye bağırmıyor mu? Bir iki bin partizanla Türk ulusunun bilinçlenmesi önlenebilir mi? Hem de çağuı çok gerilerinde kalmış, düşe kalka koşmaya çabalayan yaşlan daha genç, ama içleri çökmüş, yaşlının yaşlısı bir takım liderlerle? O Uderlerin zorlukla çevrelerine toplayabndiklert zorbalarla? Bir takıra ünlü ünsüzler, bir takım çağmdan kopmus kişiler, bir takım yaşü gençler, bir takım çıkarcı topluluklan ile Türk ulusunun yolu, hızı, yarına olan özlemi durdurulamaz, önlenemez. Yalanla, karaçalmayla gerçekler ulustan sürgit sakla. namaz. Bütün bu olumsuz, yararsız çabalar Türk ulusunun gozünü büsbütün açıyor, dost kim, düşman klm, yalan ne dogru ne, daha iyi anlamasına neden oiuyor... A StLÂHLI KUVVETLERÎMÎZÎN GEREKSÎNMELERİNE, KENDÎ BÜNYEMÎZ ÎÇÎNDE YETEBİLMENİN İLK KOŞULU, BÎLÎM KURULUŞLARIYLE BAĞLANTI VE ÎLİŞKÎ KURMAKTIR. TÜRKİYE DEMiR VE ÇELiK İŞLETMELERİ ıSKENDERUN DEMiR VE ÇELİK FABRiKALARI MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜNDEN Eleman Almacaktır Işletmb ünltelerlmlzde çalıştınlmak üzere; askerliğinl yapnuş Eektrik ve Makina Mütıendis veya Yüksek Mühendıslerine üıtiyacımız vardtr. Isteklilerin en fcısa zamanda sahsen veya yazj üe Personel Müdürlüğümüze mUracaat] rica olunur. (Basm: 18144/5268) i.T.Ü. TEMEL BiLiMLER FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN Fakültemizin thtimaller Hesabı ve üygulamalı Matematik KUrsüsünde açık bulunan Profesörlük kadrosuna, profesörlüğe yükselebüecek doçntler veya evvelce pro{esör ünvanını almıs olan adaylar arasmdan prolesör ahnacaktır. 1750 sayılı Ünivereiteler Kanunu ve ilgili tüzükta belirtüen şartlara sahip olanlann 30 Temmuz 1975 günU aksamına kadar Dekanlığumza müracaatlan duyurulur. <Basın: 180T7/5273) Dahası, hiç bir şekilde kıpırda ve tekniği oluşturamaz mıydı a le kendini yalnızca bilim uğraşına yamaz hale getirümiş pınl purü caba?» Evet, bugün atom bom verebllen arastına İle ilgüidir. genç beyne, sorunlanm dile gebası yapılsm dense, bunu yarm Bu arastına yurt dışındakl bir tirmek istedikçe, «Bu kadar zagerçekleşürebilecek halimlz yok önemli merkezde pahalı bir araş mandır buradasın, şimdiye kadar tur. Ne var ki zorluklara Da tırmayı tamamlayıp dönmüşse, ne yaptm ki?» diye çıkışumaktakıp, yapamayız demekle; zorluk edindiği beceriyl burada sürdür dır. Bu, acımasız, amansız bir çe lar şunlardır, geçmemiz gereken mek egUimini tasryabilir. Onu^ ü§kjdir. Bu düsüncelerden llkl, Silâh aşamalar şu sıradadır; kabaca yaptıgı pahalı araştırmanın, asBu züıciri kırabüenler mizaçlalı Kuvvetlerimlzin gereksinme şu kadar zamanımızı alu; de lmda bir büjilk arastırma prog n içinde mücadeleci olanlardır. lerine kendi bünvemia Içinde ye mek arasında buyük bir duygu ramının bir parçası oldugu olgu Yoksa bilim safiyeti içindeki çok tebümek üzere Silâhlı Kuvvetleri farkı vardır. Birinci duyguyla su Ugüendirmiyordur. Olanaksız genç beyin, harcanmıstır. mizle Bilim Kuruluşlannuz ara hiçbir yere gidUemez. İkinci lıklarla karşılaşırsa sıkılır. Harca Ancak, bellidir, tüm değindiğisinde yön belll olmuştur bile. ma yetkui bulursa, bunu dllediği sındaki bağlann kurulmasına iliskindlr. îkincisl yeni olma Atom Bombası burada bir ör gibl kullanır. Bu kez, bir uyurn miz sîkıntüar, toplumun genel şi beraber ta suzluktan çevreye yansar, bir baş kâyetlerinden soyutlanamaz. Bu makla birükte güncelliğinl ko nektir. Bununla ruyan bir sorundan gelmektedir. mamlayahm. Bugün artık yur ka sıkmtı. Oysa ülke gerçekleriy nedenle daha bir süre büim heye Bu sorun, ülkemlzin bir köklü dumuzda, atom bombasmut ya le bağdaşır bir bilim politikası el canımızı konımaya dikkat ederek biUm poliükası eksikliğidir. Üçün punı İle ilgili bilgi potansiyeli bette bu arastıncıyı başka türlü bekleyeceğiz. Beklemeliyiz. «Olma •»•••••••••»•••••••••»•••< •••••• cüsü araştırmacılanmızın sıkm vardır. Zaten bu bir sır olmak yöneltebüecektir. Doğrudan top sı gerekene dönük ve olması trın çıkmıştır. Sorun burada de luma dönük olmasa büe, yine de mümkünden yana» çabamızı, uğtılarıyla ilgilidir. ğildir. Sorun, soz konusu bilgi ülke gerçeklerl çerçevesinde a rasımızı Bürdüreceğiz. potanslyelini teknolojik adımlan maçlanmış gruplara katılması söz • Silâhlı Kuvvetler 1. Fizik SimBağlan atmak üzere düzenleyebilmek, konusu sıkıntılannı azaltır, dinpozyumunda, öz ortamımızda top organize edebilmektedir. dirir. Böylelikle, ister denel çahş lu bir bilim dusu almamıza ola Z Deri, Saç ve Zührevi Hastalıklan Mütehasası Silâhlı Kuvvetlerimizin gereksm, ister teorik; ister uygulama nak sağlayan degerli Komutanlan sinimlerine kendi bünyemiz için Bilim politikası eksikliği İstiklâl Cad. Parmakkapı No: 86. Tel: 44 10 73 cı olsun, ister temel bilimcl, ülke saygılanmızla kutlar, başanlı ça İ de yetebilmenin ilk koşulu, elgerçekleri dognıltusunda amaçlan lışmalannm rtevamını dileriz. » » • •• • • • • • • • • • • • • • • • » •• • » • • • • • • • • • • • • • • • •' bette Silahlı Kuvveüerimlzle BiSimpozyum sırasmda araşunna mış gruplar içinde tek basına kal lim Kuruluşlarımız arasında cılanmızm bir büyük sıkıntısı bir maktan kurtulmuştur. Verimll oköprüler kurmaktır. Türk Silahlı kez daha açığa çıkmıştır. Bu sı labilecektir. Kuvvetleri 1. Fizik Simpozyumu kmtı, kendilerini ülke gerçekleriBir ülkento büim politikasını ilk sağlam bağın atılma töreni ne yöneltecek bir köklü, aynntüı olmuştur. Bu bakundan bir dö bilim politikamız, stratejimiz ol saptamak, bilim stratejisinl çizmek kolay olmasa gerektir. Temayışından doğmaktadır. Ünlver nünı coktasıdır. site ve araştuTna merkezlerine, peden inme çözümlenmesl olaAncak bir kez belirtmek gerenaksızdır. Surekll sınamalarla kir: Simpozvumun, mütevazı öl belll bir büim politikasına göre, tabandan oluşacaktır. Nitekim, belirlenmiş işlere, görevlere göre çülerinde; «Türk Bilim Adamlayukanda değindiğimiz, ülke gern, Silâhlı Kuvvetleri için neler uzman eleman alınmak gerekir çekleri dognıltusunda amaçlanken, bizde maalesef azımsanmaya yapabilirler?» sorusunu yadsıyamış gruplanmız mütevazl ölçücak nitelikte olması beklenmi cak ölçüde, önce eleman alınıp, lerde de olsa, vardır. Oluşmaksonra bu kimselere, siz kendinize tadır. Ancak bulamklık daha bir yordu. Hemen beklenemezdi. Önce Silâhlı KuvveUerimizle Türk uygun bir konu seçin demeye ge süre uzayacaktır. Dolayısıyle söBilim Potansiyeli arasında bir tirümektedir. Böylelikle araştınriinü ettiğimlz sıkmtılara, sancıtanışma gerekirdi. İşte ilk tanış cı çoğu kez yalnız kalmaktadır. lara daha bir süre katlanmak ma fizikçüerle yapüdı. Bunu di Bunun sonucunu iki ayn doğruldurumunda bulunuyoruz. ğer bilim dallan mensuplanyla ruda incelemek yerinde olur. BiAraştırmacılanmızın yapüacak tanışma toplantüan, rincisi, mizacı itlbariyle kendinl toplum sorunlanndan soyutlayasimpozyumlan izleyecekti. sdantılan mayan arastıncı ile ügilidlr. Bu Böylece, umanz, artık Süâhlı arastına ancak somut bir soruEn büyük sıkıntıya, arastırmaKuvvetlerimizin, gereksinimleri na dönük bir büyük projenin bir cılanmm yönlendirecek köklü, ne göre, n«maniıgını tanıdığı, taşını lşlerse doyabilir. Böyle ol aynntılı bir bilim politikamız olgördügü kurumlarımıza yoğunca mayınca, tek başına bilimlnin, tek mayışmdan doğan sıkıntıya yubaşvuracağı bir dönem eşiğinde niğinin aynntüan içinde didinir kanda değindüc. Simpozyum sıbulunuyoruz. Umanz, arük bi ken toplum sorunlanndan kop rasmda, bu büyük sıkıntıdan balim gruplarunız da Silâhlı Kuv tuğu duygusuyle sancılanır. ğımsız olmayan başka gıkmtüar vetlerimizin saptayıp üân edecelkinci dogrultu mizacı Itibarly da anımsandı. ği gereksinimler 15ın bulduklan çözümleri yoğunca Komutanlık katına önerecekler, katkı istemlerini üeteceklerdir. Türk Süâhlı Kuvvetlerl • Türk Bilim Potansiyeli isbirliglnden Üniversite ve Arastırma Merkezlerimiz azımsanmayacak canhük bulurlar. Organize olacak amaçlı gruplar verim odaklan olur. Buna karsıuk Süâhlı Kuvvetlerimiz (şimdi Bilim Kuruluşlanmızla çözmekte oldugu biriki teknöc sorunu yatunda) teknik sorunlanru yanı başında çöcebilme olanağını bulur. Bu sorurüann çözümünü çok uzaklarda arama Eikmtılarından azım1 Of Uçe merkezinde Belediye tarafından yaptınlsanmayacak ölçüde kurtulur. mış ve beş yıuık icart 10.9.1975 günü sona erecek olan (520) kişilik son sistem sinema binası (soğuk ve sıcak haBurada bir duyguya değinva tertibatı) 2490 sayüı kanun hükümleri gereğince kapalı mek isteriz. îleri derecede tekFedakâr blr aydın subayın Kafkas cepzarf usulü Ue arttarmaya konulmuştur. nolojik atılunlar söz konusu ol2 Yıllık ican (60.000) altmışbin Uradır. Ud yülığı duğu zaman, olanaksulıklarla hesinde 1915'te Çarlık Rusyasına tutsak yoğrulan duygu genellikle kaoluşu, Sarıkamış'ta Enver Paşa'mn dupeşin almacaktır. ramsar oluyor. «O yok, bu yok» rumu, Sibirya'da çok dikkate değer göz3 Arbrma Of Belediyeslnde ve Belediye Encümedeniyor. Sonuçta «olamaz, yapı ninde 18.7.1975 cuma günü saat 15'de yapüacaktır. lemler, Orta Asya'ya kaçıs, orada Türklamaz» deniyor. Bu duyguyu, eSi lâhlı KuvveÜerimlzde «Bilim Po lerin durumu ve tutsaklıktan kurtulma 4 Artırma şartnaroesi ve diğer hususlar Of Belediye tansiyeümiz» bir araya gelinc© serüveni. Yakın tarihimise ı$ık tutan Muhasebesinde ve mesai saatleri dahilinde her zaman görüatom bombası sorununun ortaya lebilir. atılıvermesinden dolayı arumsı5 Artırmaya girebllmek için, yoruz; «Bu kadar büim adamı A (15.750) lirauk geçicl teminat (Onbesbin yediyüeatom bombası için gerekli bilgi elli) üradır. B KimUğinl bellrten nüfus cüzdan Örneğl, 6 îstekUler teklif mektuplanm 18.7.1975 cuma günü saat 14'e kadar makbuz mukabili Belediye Başkanlığına verecektlr. 7 Telgrafla mUracaat ve postada gecikmeler kabul edilmez. SAMATYA CAD. NO. 418 8 Belediye ihaleyl yapıp yapmamakta serbesttir. Saat 13.30 18.30 TEL: ö 75 82 tKendl Uçağını Kendin Yap», «Donanmayı Güçlendir» gibl sloganlann çokça duyulduğu, Amerikan Sil&h Ambargosunun gazetelerin ön sayfalannda büyük yerler tuttuğu gunlerdeylz. Bu bakımdan Silahlı Kuvvetler 1. Fizik Simpozyumuna kamuoyu önunde değinmek istedifc. Simpozyum boyunca oluşan kiml düşünceleri duyurmak istedim. Dr. Tolga YARMAN çekmece Nükleer Arastırma ve Egitim Merkezi üzmanı Bir dela bir iki kuruluşumuB dışında, araştırmacüanmıa için zorunlu olan bilim ortamı mevcut değüdir. Mükemmel bir çalışmayı tamamlayıp yurda dönen genç arastıncı, bu nedenle, şaşırmaktadır. Araştıncımn yeteneklerinl, bece rilerini, onu idare edenler genellikle bilmemektedirler. Buna bağ lı olarak ona güvenmemektedirler. Yetenekleriyle hiç bağdaşmayan bir yetkisizlik içinde bir kenara itmektedirler. Yapayalnu bırakmaktadırlar. DOKTOR TARIKZ. K1RBAKAN ÇAGDAŞ YAYINLARI YAYINLARI Çağdaş yaymlannm bir yeni kitabı daha yakında çıkıyor OF BELEDiYE BAŞKANLIĞINDAN Belediye Sinema Binası îcara Verilecektîr. Bir Neslin Dramı Yazan: Hüsamettin Tuğaç Şimdiden şiparişlerinizi bekliyoruz •• ÇAĞDAŞ YAYINLARI Diş Tabibi ORHAN TÜZÜN Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 . ' İstanbul (Buon: 18298/5273)