19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Güney Vietnam'da yeni rejim, yeni ekonomi politikasmı saptama çabasında Amerikan, First National City Bank, Chase Manhattan ve Bank of America bankalan fa aliyetlerine son verip ülkeden ayrıldı; Fran. sız bankalan ise hâlâ umut içindeler. Ulusal kurtuluş savaşını zaferle noktalayan Güney Vietnam halkı. şimdi büyük ekonomık sorunlarla karşı karşıya bulunuyor. Yeni Saygon Hükümetinin ekonomi politikası heniiz kesin çizgileriyle belirienmiş değil. Ancak yetkili çevreler ülkede devletleştirme işlemierinin çeşitli aşamalarda gerçekleşeceğini belirtiyorlar. Van Tiyö başkanhğındaki işbirlikçi rejimin son günlerinde. yabancı ve Güney Vietnamlı iş adamlarının çoğu, işlerini tasfiye ederek ülkeyi terketmişlerdi. Yabancı bankalar da aynı günlerde kepenklerini bir daha kaldırmamak üzere indirdiler. Amerikahlara ait üç banka • Bank of America, First National Oity Bank ve Chase Manhattan BankGüney Vietnam lerkez Bankası ile gereklı işlemleri tamamlayarak göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir süre içinde bu ülkedeki faaliyetlerine son verdi. Buna karşıhk Fransız bankalan gelecekten hâlâ umutlu. Bu bankalar şu anda kapah olmalarına rağmen, yetkililer işleri tasfiye etmemişler. Yakın gelecekte yine bu ülkede faaliyetlerine baslıyabileceği umudundalar. aynca büyük kentlerdeki yoğun nüfus kırsal alanlara kaydınlacaktır. Almanya'da sağcı muhalef etteki liderlik mücadelesi kızışıyor Tağmur ATSIZ BONN Federal Almanya'da 1976 seçimleri için muhaleffet partilerinin liderlik mücadelesi hızlanmağa başlamıştır. Genel seçimlerde, Sosyal Demokrat Başbakan Helmut Scmidt'e karşı kimin şansölye adayı olacağı. aylardan beri Hıristiyan Demokrat Birlik (CDTJ) ve onun Bavyera'daki kardeş parti si Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ileri gelenleri arasmda üstü örtülü biçimde çekişmelere yolaçmaktaydı. Şimdi. yeterince örtülü olmayan rakiplerin elenmesiyle geriye iki aday kalmıştır: Hıristiyan Demokratlarm Başkanı Hel mut Köhl ve Hıristiyan Sosyallerin Başkanı Franz • Josef Strauss. Hafta sonunda Hvristiyan Sosyal Birlik tCSUl, seçimlere kadar ve daha sonra izlenmesi öngörülen strate.jiye ilişkin olarak kamuoyuna açıkladığı. ve «Pozisyon belgesi» adını verdiği program taslağına, Strauss'un en elverişli ve yatkın Başbakan adayı olduğunu açıkça belirterek, mücadelenin su yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Oysa bundan kısa bir süre önce Hıristiyan Demokratlar (CDU), kendi Genel Başkanları Helmut Kohl'un en iyi Başbakan adayı olduğunu kamuoyuna duyurmuşlardı. Hıristiyan Demokratlar daha büyük bir parti olduklanndan, eğer Hıristiyan Sosyaller buna ses çıkarmasalardı. sorun kendiliğinden çözümlenmiş olacaktı. CSU lideri Strauss (solda) ile CDU lideri Kehl Ikisinden biri 197K genel seçimlerinde başbakan adayı olacak. tij'an Demokratlarm ise Bavyera dışındaki bütün Batı Almanya eyaletlerinde, Bonn Parlamentosu'nda ise iki kardeş partinin gruplan birleşiktir. Strauss, son eyalet seçimlerinde partisine yüzde altmışın üzerinde oy kazandırarak, tartışmasız çok güçlü bir lider olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Ayrıca, Hıristiyan Demokratlarm daha da sagmda yer alan Hıristiyan Sosyallerin. Bavyera dışında da pek çok taraftan vardır. Şimdi bazı gözlemcilerin kanısınca Strauss, eger bu hafta içinde yapılaeak ortak seçim programı ve stratejisi temaslannda Kohl'un adayhgını enselleyemezse, belki partisinin bütün Federal Almanya ve Bat: Berlin'e yaymayı bile düşünebilecektir. Böyle bir durumda, en sağdaki oylan kolayca toplayacag: için, Hıristiyan Demokratlara büyük zarar geleceği apaçık ortadır. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDUV ile Hıristiyan Sosyal Birlik'ten (CSU) oluşan sağcı muhalefet, 1976 genel seçimlerinde başbakan adayı üzerinde anlaşamadılar söylemişti. Muhalefet kanadmd; ki böyle bir bölünme, iktidard; ki Sosyal Demokrat Parti (SPD ye yarayaoağı gibi, Hıristiya Demokratlar bakımından ufa hükümet ortağı Hür Demokrati Parti (FDP)'nin öneminide artt rabilir. Fakat bunu iki karde Hıristiyan Partinin de farkettıj anlaşılıyor. Çekiniyorlar Böylesine gergin ve sallantılı bir durumda Hıristiyan Demokratlarm. 22 haziran'da başlayacak 'annheim kurultaylannda bile. Helmut Köhl'u resmen Şansölye adayı olarak ilan etmekten çekineceklerini ileri süren gözlemciler de vardır. Oysa Strauss, bundan bir süre önce yaptığı bir açıklamada, şansölye adayımn en geç 22 haziran 'arihind* belli olacagını Güney Vietnam ekonomisinin tkinci Adam rayına oturması için dış yardımın gerekli olduğunu yetkililer Fakat inatçı ve hırslı bir poliaçıklamışlardır. Dış yardımın tikacı olarak bilinen Strauss'un, büyük bir bölümünün sosyalist yenilgiyi kolayca kabul etmeyeülkelerden gelmesi beklenmekte ceği de hemen hemen kesinlikle dir. Bu arada yeni hükümet Bir bilinmekteydi. Strauss şimdi hiç leşmiş Milletlere başvurarak. a defilse «İkinci adam» yerini sağlama bağlamak niyetindedir. cele yiyecek ve giyecek yardımı istemiştir. j Hıristiyan Sosyallerin sadece (Dış Haberler Scrvist) ' Bavyera'da örgütleri vardır. Hıria Ba patlamalar» nasıl son verilecek? NÜKLEER SİLÂHLARIN YAY1LMASINI ÖNLEMENİN MÜMKÜN OLAMADIGI ÖNE SÜRÜLÜYOR • HALEN ÇEŞÎTLİ ÜLKELERDE FAALÎYET, PROJE VE İNŞA HALİNDE OLAN 426 NÜKLEER ENERJÎ İSTASYONU VAR. WASHİNGTON Amerika nın milyarlarca dolar deferindeki nükleer aygıt ve malzemeyi yabancı ülkelere satması konusunun, gerek Ford yönetiminin ileri gelenleri gerek Kongre çev relerinde büyük tartısmalara yol Bçtığı güvenilir kaynaklar tarafından bildirilmiştir. Sözü geçen kaynaklara göre, Amerika'nın nükleer malzeme ve aygıtlan satmasma karşı olan lar, bu satışların atom silâhlarının yayılmasma yolaçacağını, bu nun da dünyanın geleceği için tehlikeli olacagını söylemektedir ler. Halen cevap bulunmasl gerekli sorunlann başında, nükleer reaktörlerin artık maddesi olan plütonyum üzerindeki kısıtlamaların ne şekilde sağlanabileceği hususu gelmektedir. Plütonyum, oldukça basit kimyasal işlemlerden sonra nükleer bombalarm ham maddesi olarak kullanılabilen bir maddedir. Amerikalı uzmanlan da bu korkutmakta, bol miktarda nükleer aygıt ve malzemenin sorumsuzca satılmasınm. sonunda insanlığı büyük bir tehlike karşısında bırakacagını söylemektedirler. yi Kanada'mn sağladığı olanaklan kullanarak gerçekleştirdiği bilinmektedir. • Batı Almanya Brezilya'da nükleer reaktörler inşası için bir anlasma imzalamıştır. • Fransa'nınn Arjantin'e nükleer sanntraller kurmak için önerıde bulunduğu bildirilmektedir. Fransa aynı şekilde Güney Kore, Pakistan ve Tai\van'da da nükleer reaktörler kurma çalışma1 ları yapmaktadır. ı • Bir Amerikan şirketinin i sağladığı yardımlar Güney Afri | ka'yı da kendi nükleer silâhları1 nı yapabilecek duruma getirmiştir ! (Dış Haberler Serrlsi) i Güney YemerTde herşey millileştirilmiş durumda IRAN • Medıne »Mekke SUUDİ Kuzey YEMEN BlRLEŞlK ARAP EMIRLIKLERI Zorlu giinler Saygon'daki yeni hükümetl güç görevler bekliyor. Öncelikle göç menleri ve serbest bırakılan askerleri yaşayabilecekleri bir konuta yerleştirmek ve onlara bir de iş bulmak gerekli. Bu arada ülke halkı için önemli bir gelir kaynağı ve zengin proteyinli beslenme aracı olan balık ve balıkçıhk ta ağır darbeler yemiş. Savaş sırasmda ülkeyi terkedenler. bahkçı gemilerinden yararlanmışlar. Böylece Güney Vietnam'ın sahip olduğu büyük bahkçı filosundan ancak geriye birkaç küçük gemi kalmış. Güney Vietnam'da genel görünüm, bu ülke ekonomisinin devletleştirilmesinin ancak çeşitli asamalarda gerçekleşebileceği yolunda. Yeni hükümet :ş başına geçtikten sonra ilk iş olarak bankalar. sanayi işletmeleri, büyük nakliye firmalan ve ticarethanelerl devletleştirdi. Hükümet bir değer açıklamayla küçük işletmelere şimdilik dokunulmayacagını bildirdi. Tarımm tümüyle devletleştirilmesi şimdilik planlanmamışsa da. köylerde bu yolda olumlu gelişmeler görülmektedir. Hükümet kalkmma planlannda açıkça tarıma öncelik tammıştır. Yatırımlarm büyük bir bölümü tarım kesimine gidecek, yöneticileri, Arabistan yarımadasmm güneyinde bir sosyalist devletin kurulmuş olmasmdan huzursuzluk duymaktadırlar. Bu nedenle GUney Yemen Demokra tik Halk CumhuriyeM kuruldugu zaman Ulkeden kaçanlara para ve silâh yardımı yapmakta ve Güney Yemen yönetimini tehdit edici bir politika izlemektedirler. Güney Yemenlilerin dış tehditlere karşı korunmak tçin yaptıklan tek şey de kapılan kapamak ve yabancılan sürekll biçimde kontrol altında tutmaJt olmuştur. Kısa bir süre önce Güney Yemen'i ziyaret eden bir İngiliz ga zeteci, ülke>i gezip dolaşmasına izin verilmediği halde, bazı kaynaklardan elde ettigi bilgileri şoyle özetliyor: cBombay'dan Aden'e geldiğim zaman, hava ala nında karsılaştığım polis yetki lileri gazetecüerin ziyaretlerin den hoşlanmadıklannı açık açık söylediler. Kendilerine vizem olduğunu söyledim ama niyetlerinden dönmeğe istekleri yoktu. Bir süre hava alanında bekledim. Da ha sonra, bir yetkili bana kentte kısa bir süre kalabileceğimi, ertesi giln de ilk uçakla Ulkeden aynlmam gerektiğini bildirdi. Is rar etmenin yararsız olacagını anladığun için dediği gibi yaptım. 'Aden'e gelişlmin Ddnci günü. Addis Ababa'ya giden bir uçakla ülkeden aynldım. Bu yolculuk benim Için yararlı oldu. Yolcular Güney Yemen hakkında aynntıU bügfler verdüer ve bu ül ke yöneöcilerinin, belki biraz da haklı olarak, kapılan sıta sıkıya kapamaktan başka çarelerinin bulunmadığı söylediler. • Yolculann anlattıklanndan uıladığıma göre. Güney Yemeni yöneticiler ise her şeyi millieştirmekle başlamışlar. Restoranlar, dükkânlar, kulüp ler ve evler millileştirilmiş. Camilerde çalışan molla ve imamlar artık devlet memuru statü sünde imişler. «Süveys Kanalı'nın açılması Güney Yemen için yeni gelir kaynaklan yaratabilir. Ne var ki Güney Yemenli yöneticilerin Aden'i eski statüsüne kavuşturmağa niyetleri yok. Bilindiği gibi Aden eskiden Doğu"va açılan ticaret yollarmın bir kavsak nok tası idi. Süveyş Kanalı'nın açılması Aden'i gene bu duruma getirebüir. Ülkenin yöneticileri ise Güney Yemen'in veniden bir ticaret merkezi haline getmesinl istememekte, bunun ülkenin dışa açılmasıyla sonuçlanmasmdan çekinmektedirler. «Güney Yemenli yetkililerin şimdilik en büyük umutları, Cezayirliler tarafından ülkenin Kuzeyinde bulunan petrol ve tabii gaz yatakları. Bu vataklann zengin olup olmadıgı henüz bilinmiyor. Güney Yemenli yetkilüer bu konuda da hiç bir açıklama yapmamayı yeğliyorlar. •Bu arada ülkenin yöneticileri arasında bazı göriiş ayrılıklannın başladığı da bildiriliyor. GUney Yemen'in tek siyasal ör^ütü olan rjlusal Halk Cephesi örffü tü içinde bazı gruplar, Arap dünyasma açılmayı ve ülkeyi Arap dünyasının bir parçası haline getirmeyi öneriyorlar. Diğer bir grup İse bunun Gü ney Yemen yönetiminin devrilmesiyle sonuçlanacağını Ueri sü rerek öneriye karşı çıkıyorlar Daha önce de belırtildiği gibi, ikinci gruptakilert kaygılarıida haksız bulmağa imkân yok. tngilizlerin Aden'den çekildikleri ; sırada ülkeden kaçan blnlerce Güney Yemenli komşu ülkelere sığmmışlardı. Bunlar arasında fırsat kollayanlann bulunduğu ve bunlann Arabistan tarafın I dan •iesteklendifi de bilinıyor.^ i "Görevimiz Tehlike,, filmlerinin yapımcısı eski eşi tarafından bıçaklandı LOS AıNGELES «Dolu Diz gin« (Bonanza) ve «Görevimii Tehlike» (Mission İmpossible gibi TV fümlerinin yapımcıs John Florea, eski karısı tarafın dan sırtından ve göğsünden bir kaç kez bıçaklanmıştır. Olay Los Angeles'teki bir mahkem* koridorunda cereyan etmiştir Yapımcının eski karısı Shirley John Florea aleyhine açtığı na faka davasının yargıç tarafındar reddi üzerine sinirlerlne hakim olamıyarak eski kocasının üze rine bıçakla hücum etmiştir Hastaneye kaldınlan Florea' nın durumunun düzelmekte ol duğu bildirilmektedir. Bayar Shirle ise derhal tutuklanmıştır, , Güney • YEMEN ' Salalah: Aden! Umman Denizi S. ARABİSTAN, ADEN'DEKİ SOL REJİMDEN HOŞNUT DEĞİL Ingilizler Aden'den sekiz yıl önce çekilmişler ve bölgeye bağımsıziığmı tanımak zorunda kal mışlardi. Yıllar yılı Ingilizler tarafmdan yönetilen bu bölgede, bugün Güney Yemen Demokratilc Halk Cumhuriyeti devleti var. Arap dünyasının tek sosyalist üyesidir Güney Yemen Halk Cumhuriyeti. Şimdiye kadar bölgeye pek az Batüı girebilmiş ve yetküilerle görüsebilmiştir. Güney Yemenli yetkililer yabancılara karşı büyük kuşku beslemekte, özellikle Batılüann ziyaretlerinl hoş karşılamamaktadırlar. Öte yandan Suudi Arabistan Eski Başkan Nixon, Beyaz Saray'ı "Bir fare yuvası,, haline getirmekfe suçlanıyor WASHtNGTON Siyasî ya şarm boyunca pek çok kişi tara fmdan çeşitli nedenlerden dolay suçlanmış olan eski Başkan Ni xon, son olarak Washington'da ki «Federal Fare îmha Dairesiı yetiklileri tarafından suçlandı Yetkililer, Nixon'un bir karar yüzünden Beyaz Saray'ın bir fa re yuvası haline geldiğini ve ko ca binanın her tarafında fare kapanlan bulunduğunu, bu ara da kedilerin yardımından da ya rarlanıldığını açıkladılar. «Federal Fare Imha Dairesis yetkililerinin açıklamasma göre, Nixon Başkan olduğu sırada, Beyaz Saray yakmmda bulunan Deniz Kuvvetlerine ait bir cephanelik bina'tnın yıkılmasını emretmiş. Nixon bu eski binanın farelerle dolu olduğunu da biliyormuş. Bina yıkıldıktan sonra yersiz yurtsuz kalan fareler. kendileri için uygun bulduklan en yakındaki Beyaz Saray'a akın etmişler. Baçlangıçta işin farkına vanlmamış ama, bir süre sonra fareler Beyaz Saray' ın tarihî salonlannda cirit a^ mağa başlannca yetkililerl telâş almış Önce ilâçlar denenmiş. Bundan sonuç alınamayınca Beyaz Saray'm her köşesine kapanlar fcurulmuş. Bir yandan da kediler eetirilmiş. Yetkililer şimdi Beyaz Saray'ın farelerden kurtulacağj sünü sabırsızlıkla bekliyorlarmış. (Dış Haberler Servisl) Amerikalı bir Senatör diplomatik skandala yolaçtı Başkan adaylanndan Jackson, Romanya Devlet Başkanı'na "Kaba,, davranmakla suçlanıyor tenlikle saygılıyım. JACKSON Aramızdald anlaşmalar, göçe müsaade etmenizi gerektiriyor. Şimdiye kadar bunu yapmadınız. Romanya'daki Musevilerin göç etmek istediklerini biliyoruz. Kendilerine bu müsaade verilmiyor. Romanya' nın bu tutumu değişmezse, Ame rika'dan fazla bir şey bekleme meni? gerektiğini natırlatmak ıs terün. WASHİNGTON Gelecek Amerikanm başkanlık seçimlerinin kuvvetîi adaylanndan kabul edilen Demokrat Partili Senatör Henry Jackson'un, Romanya Devlet Başkanı Ceausescu'nun Halen çeşitli ülkelerde faaliyet halinde, inşa halınde veya proje j Washington ziyareti sırasmda halinde 246 nükleer enerji istas j kendisine «Kaba» davrandıgı, ajnı toplantıda bulunan diğer yonu bulunmaktadır. Bütün bu istasyonlardan ister istemez plü Amerikalı senatörler tarafından açıklanmıştır. tonyum elde edilecek. bu da iyi Senatör Jackson ise bu iddiakontrol edilmediği taktirde nükleer silâhlann yapımmda kulla lan kabul etmemiş ve «Diplomatik dil kullanmaktan hoşlannılabilecektir. kabalık Amerikalı uzmanlann tartış madığım gerçek ama, ettiğiml hatırlamıyorum» demiştıklan diğer konu, Amerika'nın diğer ülkeleri uranyumu zengin tir. Senatör Jackson hakkmdaki leştirmekten alıkoymak için ne Iddialan ileri süren Amerikalı gibi yollara başvurması gerektiğidir. Amerika bir çok ülkeye j senatörler ise bunda ısrar etmişuranyum zenginleştirmede kul ler ve Washington'daki Romanya Elçüiğinde yapılan bir toplantılanabilecekleri araç ve gereçleri satmıştır. Bunlann nasıl kulla da, Ceausescu ile Jackson aranıldığı kontrol edilmekteyse de, smda şu konusmanın geçtiğini bunun yeterli olmadığı bjlinmek söylemişlerdir. tedir. JACKSON Ülkenizden göç Halen uranyumu zenginleştir etmek istiyen 100 bin Musevi olme konusunda Amerika ve Sov duğunu biliyoruz. Bunlara vize ülkeyi yetler Birliği tekel kurmuş du vermiyor ve istedikleri rumdadırlar. Bunun diğer ülke yerleşmelerini önlüyorsunuz. Bu ler tarafmdan da yapılmağa baş konuda gerekli kolaylıkları göslanması. nükleer silahların ya termediğinir sürece, Amerika' yümasınm denptimini olanaksız nın size ticaret alamnda en çok hale getirecektir. müsaadeye mahzar ülke statüsü tammasını boşuna beklersiniz. Örnekler CEArSESCU Ülkemizdekl Musevilerin sayısı 50 bin kadarAmerikalı yetkililer ise nükleer silâhlann yayılmasının önlenmedır. Diğerleri Romanyalılarla evsinin Aemrik"'nın bir numaralı li ve kendüerin Romen sayan sorunu olduğunu söylemekte, ko Musevilerdir. Biz kimsenin göçü nunun aşağıda sıralanan şu geliş r.ü engellemiyoruz. Buna karsımelerden sonra önem kazandığı lık Romen Musevilerini zorla nı beürtmektedirler: göçe de zorlayamayız. Size şunu # Hindistan bir yıl kadar ön söylemek isterdim. Ben 45 yilıee ilk nükleer denemesini yapmı devrim içinde geçirmis b;r mıştır. Hindistan'ın bu deneme kimseyim ve insan hay'arma ıç SENATÖR JACKSON Insan hakUn ve Museviler.. BAŞKAN CEAl'SESCt İnsan haklarına iftenlikle saygılıvu... İpnotize edilen 16 yaşındaki Israıllı kız komaya girdi TEL AVİV Dört ay önce bir gösteri sırasınaa ipnotize edıien 16 vaşındakı tsrailli bir genç kız daha sonra komaya şirmiş ve oeş gün süre ile uyan dînlamamıştır. Yassa Stııssa adlı genç kızın üununundan endişelenen ana • Dabası, tızı hastaneye Kaldırmışlar ve reanimasvon servisine alınan genç kız ancak burada Kendine gelebümıştir. Konusmanın gittfkçe tatsızlaşması üzerine, elçilikte bulunan Amerikalı senatörlerden Percy söze kanşmış ve konuyu değiştirmek için, Romanya'nın iktisadî bakımdan elde ettiği başarıiarı dile getirmiştir. Senatör Charles Percy İle Se natör Jacob Javits önceki gün yaptıklan açıklamada, Jackson' un tutumundan büyük Uzüntü duyduklannı ve şok geçırdıkle rinl söylemişler ve kendisinl Romanya Cumhurbaşkam Ceausescu'ya kabalık etmekle suçlamıçlardır. Toplantıda bulunanlardan tem silcüer meclisin üyesi Findley ise şunları söylemiştir: «Senatör Jackson'un yaptığı çı kı? beni şaşırttı. Romanya too raklan 'izerindeydik. Jackson bu nu unutmuş görünüyor ve Baş kan Ceausescu'nun hiç oır "özü nü kabul etmiyordu. Kendisini frenlemek için yaptıgımız çabalar da olumlu sonuç vermedi.» Jackson, Musevilerin £öçü ko nusundaki i.utomu yüzünden daha önce Sovyet yöneticilerini de kızdırmış ve ABD Sovyet ticaret anlaşmasının Moskova Ura f fından °shedilmesine yol açmıstı. (Dış Haberler Servtoi)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle