27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKÎ CUMHURtYET 9 Mayıs 1975 E f e n d l d e n önc « Çikar. bir fasıl koKiil£ oynardım. Ondan sonra Hasan Efeadi kanveden gelir, çıkardı. Bazı kahvede tavla, altı kol Iskambil oynar geciklrdl. îsmail oynasın birinci perdeyi de, ben iiinci, üçüncü perdeye yetişirim. der geUrdl. Bir gün ben, All Rıza Efendi ile oynarken ehalmın arasından geçivermiş, biz de oyun tutuidu sandık, ehali şakır şakır alkışlıyor. Hah, Ali Efendi, dedim. aman oyun tutuldu. Ne tutulması, dedi, Kel Hasan «hjdintn lçlne giriyor, millet onu alkışlıyor.» Sayın Sadi Yaver Ataman'ın hazırladıgı «Diımbüllü İsmail Efendi» adlı kitabm, Dümbul1U ismail Efendi ağzradan banta geçirilen ozya* çam öyküsünün başlanndan aldım yukardatS parçayı. 1973 kasımında aramızdar ayrılan ünlü tuluatçı, bu kitapta özel yaşamı ve Jaşiligi ıle ortaya çıkıyor ve samyorum kl, onu sahnede görmemiş olanlar içın de belleklerde kalaeaK bir kimlikte beliriyor. Dümbüllü tsmaii, ünlü tuluatçımız Hasan Efendının yetiştirmesiyaı. Kel Hasan'dan sonra tuluat tıyatromuzu Naşıt ile birlikte o temsil etti. Bugün tuluat tiyatroffluz artık tarıhe kanşmış sayılır. Oyunculuğun nankör bir uğraşı olduğu cok «öylenir; çünkü oyuncu yaşadığı sürece vardır, ölümü üe birlikte bütün ününü, topladığı alkışı, sevgiyi de gömer. Gerçi belleklerde adı kalmıştır, zaman zaman da enımsanır, ama kuşak!ar birbirini izledikçe, ortalıkta adı da duyulmaz oluverir .. Evet, böyle derler, arna tümden doÇru mudur bu kam?.. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BİR DÖNEM KAPANIRKEN Melih Cevdet ANDAY Ayrıca bugün fflm ve bant, sanatının niteliği gereğı yinelenemeyecek durumda olan bir sanatçının. örneğimizde oyuncunun, hiç olmazsa görüntüsünü ve sesini saklamaya yardımcıdır. Üstelik «Tuluat Tiyatrosu» gibi artık tarihe karısmış bir halk sanatının temsücilerinı, oyun oynarken saptayan fiİTnlerimizin olmamasına ne kerte yazıklansak yerıdır. Bugün nıçin bir «Dümbüllü İsmail» filmimiz yok? Berekpt tıvatro oytınculanmız. maddesel gereksemelerden oiürü de olsa, sınemada da rol aldıkları içın. göriıntülerinin ve seslenr.in saklanmasır.a oianak ha zırlamış oluyorlar. Bu bakımdan sinema arşiv:mizi, bir anlamda tıvatro arşivim;z de sayabıliriz. Ancak Sayın Sad: Vaver Ataman'ın kitab:, sadece bir ünlü tuluat oyuncumuzun kişiliğinı çizmek ve sanatını anlatmakla kaltnıyor. gerek Dümbüllü îsmail Efendinin ağzından, gerek baskalannın anılan ile, bütün bir dönemin görünümünü, üstelik de ayrıntılarla belleklere sindiriyor. Bu bakımdan doyum olmaz bir tatla okunuvor « » hir bî>i'r ı kıtrbı »ibi veniden bakıl• mak, okunmak için hazır bekliyor. Ben Dümbüllü îsmail'i çok seyrettim. Han gi tiyatroya geleceğini duysam giderdim görmeye. Böylesine sevimli bir insan az bulunurdu kanısındayım. Gerçi, oyunlarma bakarak, sait oyunlarına bakarak sanatçıların kişilikleri üstüne sağlam kanılara varılamayacağını bilmez değilim. Hele en başanlı ovuncu!ar. oynadıkları rollerde büyük bir ustaukla tanınmayacak Jenli degiçebıldıkleri ıçin bizi büsbütün saşırtırlar. bir bakıma kendl kişiliklerini silmenin, unutturmanın bir ürünüdür bu başan. Üstelik özel yaşamırı halkın gözünden saklamajT yeğ tııtan sanatçıları da düşünürseniz, hiç de kolay değildır onlar içın kişilik belırtici sıfatlar sıralamak. Ama tuluat tıyatrosunu, niteliği gereği, demei oyuncuîannı rol arkasına gizlemeyen. temne olarak. ortaya çıkaran bir sanat kolu olduğu ıçin, burada ün yapmış sanatçılar üsttine bu tür rargılara varmak zor olmasa gerektir. Tulüatçı kendisidir sahnede. çogu kendı adlan tle çıkar lardı. Naş:t. Dürr.bülüı, kapıdaki bandonun vanında otururlar, bilet alıp içeri giren sevircl> rine görünürlerdi. Dümbüllü Ismaıl'in. yukarıya aldığım hikâyesinde ise, gö'rdüğünüz gibi. Kel Hasan oyun sırasında halkm arasından geçerek kuhse geliycr ve alkışlanıyor. Sahneye çıkıslannda da alkısJanırlardı ve bu alkıslara ovunu bırakıp selam verirlemı. Tuluatçılık, yetenek bir yana bırakılacak olursa, ustaçırak ilışkisi içinde öğrer.ilır bir sanattı. Nitekim Dümbüllü tsmaıl. anılarında, Kel Hasan Efendi'nın kavuğunu kendi başında ısıttıktan sonra ustasına giydirdigini anlatırken. ustaçırak üişkisinin bir aile bagı, bir sevgi ve saygı bağı olduğunu ne güzel anlatıyor! Böylesi bır Ülşki artık günümüz sanat dallannın hiç birinde görülüp gösterilemez. Koşullar defişmistir. Dümbüllü İsmail eski bir dönemı kapadı olümü ıle. Naşıt'i de çok seyretmışımdır. Kel Hasan ı bile çocukluğumda gördüm diyeceğün, ama düs gıbı geliyor bana şimdı o anım. Önce şunu söyliyeyim, adını urutulmazlar arasına geçirmış büyük tıyatro oyuncuları vardır, bunlar uluslannın ve sanatseverlerin belleginde silinmez bir yer kazanmışlardır; gerçi onları sahnede bir daha görraek ve çocuklanmıza göstermek olanağı kalmamıştır, ama tarihe geçen büyük adamlardan çogunun durumu bu degil midır? Eski şairi âzam Abdiilhak Hamifin adını bılmeyen yoktur, ama acaba kaç kisi onun yazdıklannı bulup nkumak istegini duyuyor?. . Şeker Ahmet Pasa'nın hiç bir resmini görmemiş olan ne çok aydını.nız vardır kim bllir? Ma" matıkçı Salıh Zekı'yı hangı buluşu ile tanıyoruz? DiyeceğLm, bir ün, enırde sonunda bir «ad» olarak kahr belleklerde, «Necı imiş?» diye sorarlar, eger bunun yanıü dogru olarak verilebiliyorsa, ne mutlu ölene!.. Matematikçiyi oyuncu ıle kanştırmaz, ressam diye ozanı anmazlarsa ne iyi!... «Dümbüllü» adınm gellnce... Sayuı Ataman'ın bu konuda yazdığı not, şu bilgiyi vermektedir: •Kars'ta Çarhıcı denüen ve bu adı taşıyan köyde yerleşmiş Dümbüllü Boyu, aslında Hoy Türklerin den olup, bugün Kars bdlgesinde beş altı boy halinde yaşamaktadırlar.» Dümbüllü îsmail ise şöyle dıyor: «Peruz Hanım vardı, kantocu, Şamram'dan önce. Bu Peruz Kanım o zamanuı en büyük kantocusuydu, heın de beste yapar, güftesini dp kendi yazardı. Dümbüllü diye bir kanto söylerdi: Ne bakarsın yüzüme Pertıı derler ftzttane Bir dahl yar seversezn Yemln ettim göıflme. Sonra bunu şişman Muhtar. Anado!u şivesiyle aidı, ben de Muhtar'ın ağzmdan kaptım, bir de gazel ekledim. Hasan Efendi ile beraber, «Dümbullü... Dümbüllü .. Gabalara mabalara Dümbüllü» diye oynardık. Bövlece Dümbüllü Uzerimde kaldı.» Yukanda degindiğlm usta çrrak ilişkısinden ötürü olacak, Dümbüllü îsmail bu kitapta yalnız kendi amlannı değil, ustalarınm. öteki tuluat oyuncularınm başlarından geçenleri de sırası geldikçe dile getiriyor; öyle ki; kitap bu haliyle yalnız Dümbüllü'nün dejHl. butün bir tuluat sanatı dünyasımn tatü bir tarihçigı olup çıkıyor. Şımdı DümbUllü tsmairin anlattıgi anılardan birini buraya aktaracağım: «Eczaa Kâzım. Fındıksuyu"ndaki tiyatrojoı tu tardı. Gündüzün komikler müsabakası yapıyoruz. Gace de Beşiktaş'a geleceğiz. Arabalan aorduk, o zamanın parasiyle iki buçuk lira Istediler. Hasan Efendi eli sıkı adamdı. öyle hasıs filân degildı, he sabiydi Maslahatgüzân Kâmil efendiye. «Kadınları arabaya bindir. biz eseklere bıner gideriz» dijor. Naşit bey. ben. Ali Rıza efendi filân eşeklere binlyoruz. Hasan Eferdi kasık bağı takardı, semeri tutmuş gldiyor. îleriden üü sarnoş kolkola tak mışlar geliyorlar. Birl dedi ki, «Bak Kel Hasan gıdiyor:» Solundaki arkadaşı ondan da zom, srty le bir baktt, «Hasan afa ugurlar olsun!» dedi. Ha san Efendi aldınş etmiyor. Sarhoş, «Kel Hasan» demez mi? Hasan Efendi altmdakı eseğe, «Deeh namussuz eşşek! Deh eşşekoğlu eçsek» diyor. hanı sankı eşeğe imiş gibi.» Bizim anılanmız gerçekte çevremizdekılerin anılan değildir de nedir? îşte rahmetli Dümbüllü îsmail Efendi de, banda özyaşam öyküsünü söylerken böyle yapmış. bir döneme tanıklık ediyor. Kıtap ayrıca bu anılan daha da açan bilgilerle ve kim: oyunlann metinleriyle de bütünlenmiş olarak karşımıza çıkıyor. Kıhç ve Nalıncı Keseri evdet Kerim tncedayı, tek parti dönemlnfB renkli polltikacılarındandı. Bir rün Meclis kiirsüsünde yaman Mr cevher vumurtlamış, ÇOK Blkışlanmıştr. Biz, demişti. amali erbaa'ya gelmiyen bir milletız. Amali erbaa. d5rt tşlem demektir: Toplamaçıkartm»çarpmabölme... Yani matematifin alfabesl. öyle unınm ki, halkımızın yarısı okmna • yazma bilmese de, dört 1»lemi bilir. Çünkü en uzak köyde yaşayan yoksul köylü blle •lış veriş yapmak lorundadır. Eski çağlarda insanlar silecek üretir, ailecek tüketirlenjılş. Sonra iş bölümö toplumda vayRinlaşmış, önce yakın çevrelerde değlş tokuş; »onra pazar Için üvetlm olnsmuş... Şimdi blr çnval buğdaymı, üçbeş tavuğunu, ya da be?on Tumnrtasını satmak Için tnalını alıp kasabaya varan yurtta? azbuçuk hesap bilmek zorundadır. Sırasında çelrişe çekişe paıarlık yapar: Tanesi seksen bes knruştan aşajı Idare etme»... ı M ye diretir müşteriye... Pazarhk deylp gecmeyin, İnsanlar tüm Tasamlannda pazarlıkla uğraşır dururlar. Klşiler, ııluslar, devletler, çıkarlannı korumak için ne gerekiyorsa onu yapmak lorundadırlar. Sözgelişl Enerji ve Tabil Kaynaklar Bakanımır Bay Selahattin Küıç'ın hanımı da, çarşıdan pazardan öteberi almak rorundadır. Sanınm bazan »okaktan çecen seyyar satıcıdan sebze veya meyva da almıstır. Alçak pönüllü \e evinin yönetimlne düşkün çoğn kaduıımızın işidir bu: Zerzevatçı, lerzevatçı... Buyur banım abla! Bezelye var mı? Var. Kaça? On sekiz lira Idlosn.Diyelim Sayın Bayan Kılıç bn dnramda: Peld. dfdi, tart bakalım ben sana rirml Dd Hra vereceğim. Sonra bezelveji ayıklayıp, etli T« da ıcytfnyatlı blr BÜzel pişirdi. Aksam Enerji ve Tabil kaynaklar Bakanlığındald Isinden yorgun arjnn dönen Bay Selahattin Küıç'ın Snüne çıkardı. Yemekte hoş bes ederlerken de anlattı: Selahattin, btıgün öyle güzel bir is yaptun M!... Sebzeciden bezelye alıyordum; adam Hlostına 18 lira tetedi. ben 22 lira verdim. Ne iyi ettim defil mi? Savın Kılıç, bu Işe ne der? Aman hanımcığun ne güzel yapmışsın. Ben de bnirün Bakanlıkta aynı akıllılıği gösterdlm. Tabancı petrol kıımpanyaları Türkiye'ye 10^8 dolardan ham petrol Ithal etmek Için başvurmıışlar Hükümet*... Yoooo dedim, olatnaj; slz blze 10.36 dolardan petrol satamazsmız, ben size IUJO fiyat biçiyoram. Böyle mi konasnr Bay Kılıç? Yoksa söyle mi: Aman hanımcığım, sen çddırdıa nu? Ben parayı w > kakta mı buluyonım? 18 llrslık bezelyeye neden dnrnp dnrurken ZZ lira veriyorsnn? Bana kastıa mı var? Evet, Cepbecilerin Tfirk balkına kasıtlan mı var? Yoksa tüm halkı «amall erbaa» bilmez cahiUer sörüsü mfl sayıyorlar? Bn halk ki Nasrettin Hoca*yı firetmlstir. Hoca iiç kunıştan yumurta abp boyadıktan sonra iki bnçuk kuruşa satıyormns, hanımm aklı ermemlş bn ise: Ayol, demls, ticaret neresinde bonnn? Hoca: Ben, demls, boyadan kazanrrornm. Galiba bizim Cephe Hükümeti boyadan kazamyor. Son günlerde gördfifümüz o ki isler yine şirazesinden çıkmıştır. Her şeyin blr ölçiisü endazesl bulunmalı .. MUliyetçl Cephe'nin mebus pazanndan sonra petrol pazartndaki tutumu. kör kör parmatım gözüne bir gidlşin kabaca sırıtmasından başka blrşey değil. iabancı petrol kumpanyalan çıkarına tavri millî polltika apaçık ortada... Ve öte yanda partisinin Sakarya Kongresinde konnsan Bay Türkeş şöyle buvunıyor: Milliyetçilik kınından çıknuş bir kılıçtır. Aman haşbuğ. yanbşm var! O senln ellndeki kılıç yahancı kumpanyalara çalısan nalıncı keseri. C BOŞANMA KONUSU... OKTAY AKBAL Hayır GÜNÜN KİTAPLARI z. NECLA ORER f azetemizin kurucusu Yunus Nadi, 11 Ağustos 1937 gUnü « yayınlanan başyazısmda Adalet Bakanı Şükrü Saraçoğlunun bir demeci konusunda şu satırlan yazmıştı: • Mahkemelerde çok boşanma davası olduğundan şikâyet edihyor. Bizce davalann çokluğundan ziyade. usulün bu çokluğu on kere artıran kanşıklıklanndan şikâyet olunsa daha doğru olur. Fakat neye yaıar ki Adlıye Bakanı her boşanma hadisesini boğan müşkülât ve uzatma usulünü muvafık bulmaktadır. Halbuki bizce boşanma etrafındaki zorluk üstüne zorluktan ibaret olan bu usul ıslâha muhtaçtır. Evlenme işi şimdiye nispetle daha çok kolaylastınlmak lâzım geldigi gibi... Bu işlerde sayın Saraçoğlu ile tamamen fikir birligi haîinde olmadığımız anlaşılıyor. Evlenmeyl teşvlk ve teshil etmell, çünkü aile kurulacak. Boşanmayı güçleştirmeli, çünkü aile bozulacak! Bu İki hükümden birincisl dogru, çünkü tabiidir. îkincisi doğru değıl, çünkü tabiata ve maslahata karşıdır. Biz tatbik etmeye çalıştığımız yenl usulle evlenmeyl biraz güçleştirdik. boşanraa>ı ise alelacâyip yeni bir şekle sokmuş bulunduk. Evvelce Medeni Kanunu tatbik ediyoruz düçüncesiyle yeni usulleri memnuniyeüe almıştık. Şimdl farkına vanyoruz ki bu işte tam bir isabet gösterememişiz. Hele acemi kırtasiyecl ellerde usulün ortaya koydugu zorluklar değme babayigitin hakkından gelemeyecegi kadar ağudır.» C oncü kitabevi MarksizmLeninizm în İdeolojik ve Potrtik Düşmanı; MaoizmBİLİM İSCİLERI Kadının İSTANBUL VE WERNER KELLER Ruh ParapMkoto^Tetopati ve | Fatabgn karankk dünyai sma girmek için gerekli | TEK KİTAP! £ KOZA YAYINLAN'NDA! atcj HENRIBARBLSSE MARKSENCELSLENİNSTAÜN Kadın ve Marksizm , Türkiye d e ilk |SARIKt$LA'DA1932» Sendika İBRAHİM TOPÇUOCLU ONCÜKtTABEVt Bobton Cod.Mo8 Co^ato^kj Manbul Yunus Nadl daha 1937'de Medeni Kanunun yanlış, aksak yanlannı görmüş. Tam otuz sekiz yıl geçmiş aradan... Yurttaşlar Yasası diye Türkçeleştirdigimlz Medenî Kanunda en küçük bir değişiklik yapmamışız, çeşitli öneriler, tasanlar, bitmez tükenmez yakınmalar, sayısız mutsuzluklar, sonuçsuz durumlar. îktidarlar gelip gidiyor, Adalet Bakanlan birbıri ardına görev yapıp aynlıyor. Ama bu durmaksızm kanayan yaraya dokunan yok» iyileştiren yok... Yunııs Nadi basyazısını şöyle bitiriyor: «Boşanmaya gelince, burada da tabiî bir ıkisi ortasına düşememiş olduğumuzu ltiraf etmek lâzımdır. îslâıniyatte iki dudak arasındaki tek sölün kâfi geleceği kadar kolay bir talâk rardı. Hıristiyanlıkta da adeta boşanma imkânsızlığı... Bize, boşsun deyince her bağ çörulüyor, bu nasıl is? diyorlardı. H3İbuki bizzat Hıristiyanlar, beraber yaşamalan tmkansız iki kişiji ayırmak rr.ümkün değil, bu ne fecaat? diye kendl kendilerinl tenkit edivorlardı. Hınstıyanlar islâhat olarak mahkeme karanyla boşanma esasını elde edebilirler, fakat buna birtakım kayıtlar ve şartlar koyarak kilıseye tavlz verdiler. Biz bu tavlzli usulü aynen kabul ederek iyi bir iş yaptığımız zanmnda bulunduk!.. îşte hala burada. Ayırmaya mahkeme karar versin, âlâ. Hatta hâkime uzlastırmaya çalışma selahiyetl de verllsin. O da iyi. Üst tarafında hâkime kendi takdiriyle hükmetmek kudretı verüsin ve bu işin mühlet üstüne mühletlerle mahkemeleri içtimai sefaletlerin bir teşhirgâhı haline getirümesine mahal bırakılmamış olsun.» 16 nisan 1937'de avukat Haydar özkent de bu konuda Yunus Nadl'yi destekliyor ve söyle diyordu: aDevamına imkân görülmeyen bir bağı zorla muhafazaya kalkısmak doğru değildir. Zaten böyle bir bağ nasü olsa kopacaktır... Boşanma usullerini Eadeleştirmek gereklr. Halkı senelerce bekletmeden ve bir hayli masraf yaptırmadan, işin zaten mukadder olan akıbetine sadece ve kolayca götürmeli, halkı şahit tedariki vesaire gibi lüzumsuz ve bazan şerefsiz yollarda yürümekten menetmelidir. Bu sayede mahkemeler de rahat r.efes alır VB cıdden tahkike muhtaç boşanma davalarına inceden inceye tetkike vakit bulurlar..» Evlenme ve boşanma kolaylaştınlsm isteniyor. Yıllardır Istenir bu!... Prof. Velidedeoğlu'nun da başkanı bulunduğu bir kurul Yurttaşlar Yasasmdaki değlşikliklerl uzun yıllar önce bır bır saptamıştır. Buna göre, beş yıl birbirinden ayn yaşayan çiftlere istedikleri anda bosanmalan olanağı tanınmıştır. Bu beş yılın çok uzun olduğu düşünülerek son değişiklik tasansmda süre Uç yıla indirilmiştir. CHPMSP ortaklığında Velidedeoğlu tasarısı ele alınmış, Meclis komisyonlarına gönderilecek duruma getirilmiştl. Şimdi yeni hükümetin bu tasannın önemli maddelerini yasalaştırmak istediğini duyuyoruz. Bu konuda yazdığım yazılar, büyük ilgi uyandırmıştı, pek çok mektun almıstım. Bir kez daha anladım ki. dert çok yaygm, boşanma olanaksızlığı yüzünden acı ceken binlerce insan var .. Yıkılmış, çökmüş evlilikler yaşam gerçeklerine aykın yasa maddeleriyle zorla ayakta tutulmak istenmektedir. Yanm yüzyıldır el sürülmeyen bir yasa kalmış mıdır yeryüzünde? Her şey değişmiş, ama bir takım yasa maddeleri o gunden bugüne kaskatı olarak kalmışlar. Yanlış yasalan düzeltmek, çağın gerçeklerine yakıştırmab, toplum gereklerine uydurmak kaçınılmaz bir görevdlr. Boşanmak da evlenme kadar doğal bir olaydır. Çürük bağlar ergeç kopar. Bunu önlemek olanağı yoktur. Yurttaşlar Yasasındakl olumlu değişiklikleri kamuoyu yıllardır özlemle bekliyor... 1975 KADIN TILI Münasebetiyle, kadını her yönüyle tanıtan şiir kitabı ÇIKTI.. Bayllerde mevcuttur. îsteme adresi: Şampiyon BasmYayın Organizasyon Beyoçlu ISTVSBLL TEL.: 45 93 07 KADININ SESİ HÜKÜMET Ankara Caddesi Güncer Han No: 45A2 Cafaloğlu İstanbul traven | M koral yayınlan Tutuklama, if kence, ölüm ve şıddet olaylannın unutulmaz romanı. Lâtin Atnerika'dan çağdaş bir ttK v.ı.lenm REVİZYONİZM ÜZERİNE 10 Lira İsiecne Adresi PK 9 0 7 İstanbul MİGUEL OTERO SİLVA yücel yaymlan VE GÖZYAŞLARINIZI TUTUN ÖNSÖZ: PABLO NERÜDA Yeni Çıktı. 15 Lira. PAYEL YAYINEVİ P.K. 889 İSTANBUL sınırdaki Dört sanat ve edebiyat ödülü kazanan Mehmet SALİHOGLUnun Fakir Baykurt cem yayınevi A. Kadir • A. Timuçin Yeni ÇIKTI. Düşün, sanat, toplum ve birey konulannda 45 ayn yazısı (deneme • eleştirme) bir arada. Kitapçüarda satılıyor 250 S. 15 TL. Genel Dağıtım: BATEŞ BAYÎLİK Imzalı isteme Adr: BOlnr Sok. 21, 8 Kavaklıdere ANKARA GÜN IŞIĞINA ÇIKTIKÇA # Vietnam Şiiri # Filistin Şiiri $ Portekiz Sömürgeleri Şiiri Her kitap 10 hra PK. 58 Beyazıt, îstanbul »patutillaFd KÜKIACI > ahmed arif HASRETÎNDEN PRANGAIAR ESKÎTTÎM Son yıllann en cok okunon ve yedinci basımı yapılan şiir kitabı (10 lira) Elinizden bırokmodan okuyacağınız. son derece sürükleyici bir roman. Çin'i ve Çin devrimini anlatan bu güzel romanda Japon işgolindeki Pekin'l. daha sonra tekrar Çan Kay Şek dönemini ve sonunda Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu, bir kuklact baba oğulun dramıyla birlikte Izleyeceksiniz. (20 lira) C») J S ^ ' O İ E Î Ü I İ İ İ İ İ Yeni Çocuk Kitapları ™ Cizlf VedHer j j ^ i ^ I B y ta ş n nt E B Oizisi : Hftct* ttfftr: Eıd n •dostoyevski BÎR\A2ARIN GUNLUGU ılafontaine BÜTÜN MASALLAR > samim kocagöz KALPAKLIIAR Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Kurtuluş Savaşımızı anlatan bu sürükleyici romanın her yönüyle tarihsel gerçeklere dayandığını belirtecek Samim Kocagöz'ü kutlamışti (25 lira) Kepçe Adasının ^•i^, Esrarı Klasik aniamda bir günlükten daha başka, çok renkli, olaylarla dolu bir yozarlık döneminin hikâyesi. Rusça aslmdan ceviren Ergin AJtay (15 lira). • talip ap^dın TÜTÜN YORGUNU Bu güzel romanda yıllarca tekdüze bir işi yürüten bir emekcinin ctütün yorgunu» oluşu, tüksnişi anlatılıyor (15 lira), J I İ P / : £ o « e 5< t ao« n a \r*^.#cr w9 **ni striittnJer! \.K CAN YÜCEL ATTILAILHAN ., , TDKSİİR ÖDÜLÜ Büyük bir klasik eserin, Sabohattin Eyuboğlu'nun güzel Türkçesiyle dilimize tam olarak kazandınlan çevirlsi (30 lira). •bilmiyavuz BEDREDDİN ÜZERİNE ŞİİRLER | tNâzım'dan sonra bu konuyu işlemeye yurek ister... Ama Hilmi Yavuz bu işi yapmıştır. Hem de kendi kişiliğinı, yeteneğini göstererek...» (10 \\iaU Bir Siyasinin Şiirleri tKİNCİ BASIMI ÇIKT1 Can Yücsl 10/5y'197ö'de Ankara, Zafer Çarşısı Gökçe Kıtabevinde 14.00 18.00 arası kitaplannı imzalıyor. KONUK TAYINLARI P.K. 749 Istanbul h . bertrand russell YETKEve BİREY Russell bu ilginc eserinde kişisel gırişım ile toplumsal bağdaşımı, bireyliğin payını. teknikle kişi yaradılışının çatışmasını incelı/or Çevıren: Ayseli Usluata (10 lira) •başaran GÖK EKİN "MCRAKLISI İÇİN NOTLAR.EKLERİYLE Öfkenin, mutluljğun :şçisi, köylü ozan Başalan'ın yeni şiirleri (10 lira).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle