13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 13 Mayıs 1975 YEDt Sağlık Bakanı, Tabib Odasının zararlı saydığı birçok ilâcın piyasadan kalktığını söyledi ANKARA Sağlık ve Sosyal ırdım Bakanı Kemal Demir, nkara Tabip Odasıruran bir sü önce «yararsız, zararh veya et nliğmi kaybetmiş» iddiasyla yınladığı listedeki üâçlann çomun piyasada satılmadığını, hir smının Ise yararh olduğunu ptadığını söylemiştir. Kemal Demir, Ankara Tabip lasmın iddialan ile ilgüi olak, bakanliktaki yetkili komismun iddialan incelediğini ve ndisine verdiği bilgide, Ustede r alan ilaçlarm çoğunun ya ruh a iptal edümek suretiyle ve yahut da flrtna tarafından piyasa dan kaJdırddığını, bir kısmının ise içindeki yararsız madde çıkartılarak yeni bir formülasyon la satüdıgını söylemiştir. Bakan Demir, yine Tabip Oda sının belirttiği Uâçlar arasında ın san sağlığına zararlı Uâç bulun madığını sözlerine eklemiş ve siktomat hammaddesiyle yapılan bir tasım Uâçların kanser yaptığı iddiasmın ise, uzun yıllar dün yada da tarüşıldığını ve bunun doğru olmadığının anlaşıldığım «özlerine eklemiştir. Sağlık ve So»yal Yardım Bakanı, yanılgının, bir tasım HSçlann formüllerinin degiştirilmesine rafmen patentll aynı isimle piyasaya çıkmasından ileri geldiğini, bakanlık ilmi komisyonunun büdirdiğine göre, Tabip Odasınca bu yüzden bir yanılma oldufunu bildirerek şöyle demiştir: • Ashnda ilim geliştikçe bir kı sım ilâçlar, yararü kabul edilen ler dahi zamanla. ilmin gelişme si ve ilmi olanaklann artması karşısında yararlıhgını yitirir. Bü tün dünyada ilâçlar böyle gözden geçirilir ve ilmin ışığında bu değerlendirme yapılır. Bu çalısma yıllardan berl de bizim bakanlığımızda da yapümaktadır. Doğal bir olaydır bu. Tabip Odası yöneticilerine, bu İddialan üzerine bakanlığımızda kurulmuş bulunan komisyomm görüşlerinl belirttik ve bu iddilarırun devam etmesi halinde, ko misyon çalışmalanna katılarak görüşlertni iki ilmi organ olarak ortaya koymalannı istedik. Mem nuniyetle kabul ettiler. Sanıyorum önümüzdeki günlerde onlann da katılacağı daha geniş bir ilmi kurulda bu iddialar değerlendirilecektir. (a.a.) # TARTIŞMA Fiskobirlik ve Fındık Üreticileri Karadeniz bölgesinin kıyı şe ridinin asıl geçim kaynağı olan fındığı üretenlerin bu Uründen bekledikleri yarar halen gerçekleşememiştir. 1974 fındık taban fiyatının 13.50 TL. na çı czacılık akültesi »ekanlığı'na eniden rof. Baytop 3çildi; •ğrenciler ir günlük oykot yaptı stanbul Oniversitesi Eczacılık :ültesi'nde dekanhk seçimi ı yapümıştır. Dekanlık seçimi»•eniden eskj dekan Prof. Dr. aan Baytop kazanmıştır. te yandan Eczacılık FakülteDğrencüerl dün bir günlük kot yapmışlardır. Oğrevciler > sabah düzenlediklerl bir t o ıda dekanlık seçiminl antide :ratık olarak nitelendinnisleT protesto için bir günlük boy karan almışlardır. ğrenciler yayınladıklan bir liride «1200 öğrend ve 40 asis n seçme ve seçilnıe olanak nın antidemokratik olarak ellendiğini» İleri sürmüşler öğrenctler bildirüerinde «ya n seçimi protesto ediyor ve eri yöneten kişileri kendimiz nek, yönetime katılmak isti uz. öğrenciler olarak Prof. Turhan Baytop'un da deolmasını istemiyoruz.» delerdir. Genel Sağlık Sigortası Tasarısı'nın halka varar sağlamayan politik bir yatırım olduğu öne sürüldü Oğretmenleri Bölmek Empervalist Bir Oyundur Değişen dünya koşullan karşısında, ekonomık bir yığuı sorun, issizlik, açlık, siyasal bunalım gibi önemii ulusal sorunlann çekilmes bir agırbk aldığı şu günlerde, toplumumuzda önemii bir sayıyı oluşturan kitlenin umutlannı bağlayarak beklediği 12 sayıh kararname yeniden sürüncemeye bırakıldı. Karamamede yapüan değişik liklerin tümünün enine boyuna tartışılması gerekir kuşkusuz... Ama bız 12 sayılı kararnamenin öğretmenle ilgili olan yanını kamuoyuna yansıtmaya çalışacağız. Bilindiği gibi bu yasa iki aya yaklaşan bir sürede TBMM Büt çe Karma Plan Komisyonun'da, çoğunluğu çalısanlann yaranna karar alabilme olanağı olmayan MCTi üyelerce görüşülüp karara varıldı. Yasa ile tüm memurlara olduğu gibi öğretmenlere de gösterge rakam larmın göstermelilc olarak değiştirilmesinden öteye gidilemedi. Ar.cak endüstriyel ve mesle kı egitim yapan okullanmızdaki atelye ve meslek derslerı öğretmenlerine kararnamede öngöriilen ve şimdi de onayı alınan ders ücretlerini 15 T.L.'dan 25 T.L.'ye çıkanlma yoluna gidildi. Sayıları 2800 ü henüz geçen bu öğretmenlerimize tanınan ve tatrmnden uzaklığı kuşku götümeyen bu hakkı bir aşama sayıyoruz. Ancak; ilk ve orta dereceli okul lanmızdaki öğretmenlerimizin tümüne gösterge rakamlannın öegiştirilmesinden başkaca bir ücret artışı sağlanmazken. sayılan çok az olan bu öğretmenlerımizin ücret artışları görünüşte kamuoyuna yansırken iyi niyetten öteye birşey getirmedi akıllara... Gerekçe olarak gerek Milli Eğitim Bakanlığmdan yapüan açıklamalar, gerekse TBMM'den yapılan açıklamalar sözde iyimser bir nitelik taşımaktadır. Özünde ise "emperyalizmin artık çok bilinen ve kokuşan bir oyununu yeniden sah nelemektedir: Böl, parçala,, yönet .. Öğretmenlerin sayüan azda olsa bir kısmına tanınan bu hak, onlara bir süre için ulusal sorunlarını unutturma amacını gütmektedir. Hemen her gün saldınya ugrayan, baskı altına ahnmaya çalışılan, türlü işkenceler gören, ezilen sü rülen fakat ulusal bilinci ve sayısı gün geçtikçe daha çok artan örgütlenme ve dayanışmayı engelemek için ojTianan basit bir oyundur bu... Sahneye konulan bu oyunla öğretmenler arasında yapay bir takım ayncalıklar yaratmaya ça lışanlann düşunceleri geri tepecektir. Ülkemizdekl öğret menlerin sorunlan birbirinden ayrümaz. ögretmenl teknik öğretmen, lise öğretmeni, ilkokul öğretmeni diye ayırmaya çalışanlann amacı dayanışmayı engellemeye yöneliktir. Tüm öğret menlertmiz bu çirkin oyun» gelmekten kaçınmalıdırlar. Süleym»n KAWKÇUOĞLU Meslek Lisesi öğretmeni karılmasına rağrnen Ureticilenn mali durumlannda bir de ğişiklik olmamıs ve ou yukseK taban fiyatlarmın venlmeiU' den asıl yararlananıar tırdık ticaretiyle iştigal edenıer o.mus lardır. Çunkü, 970 kunışran fındık Urünunün pıyasaya çıka cağı eylül ortalannda veja son larında reslim ^"mek üzere sözleşme yapmıslarJı bile. Bu durumda 5 T.L.'na aldıklan fındıklan 13 50 T.L.'dan Fisko birlik'e satma clar.aÇını mılan aracılar .'".(itgın kilosıınoa 8.50 T.L.'sı gıbı oır ka^anç sagia mışlardır t'retıci;;e ise işın yal nızca hamallig kalnıış oluyordu böylece... Fındık kırma fabrikaları olan tüccarlar ise kilosunu 5 T.L."na elde etiklen fındığı. ıç fındık şeklinde dış piyasaya Ticaret Bakanlıgınm resmen koyduğu fiyatla satmış görünmelerine rağmen düşük fiyatla satıp Ti caret Bakarüığının koyduğu flyattan ışlem yapıp döviz açığını dış ülkelerde çalışan ışçileı den sağlayıp yurda sokma v« fındığuı dış piyasalardakı fiyatının duşmesine sebep olms olasüığını da yaratmışlardır İtajya. Ispanya tındık rekabe betiyle uğraşan Fiskobirlik bıı de Türk tüccarlann yasa dıs: rekabetine uğramış ve her yıl ki zaran bir öncefcinden az ol mamıştır. Dış pıyasanın elde edümesı İçin yabancı ahcılarla uzun süreli anlaşmalı (alivreli) satışlaı yapamamıştır Fiskobirlik, Ticaret Bakarüığının izni olmadığı içuı. Zira önce tüccar, elindeki fındığın tamamını satacaktır, sonra sıra Fiskobirlik'e gelecektir, karma ekonomı sisterru geregi. Ve Ticaret Bakanlığınır ticaret anlayısı budur fındık konusunda... Bütün bunlar bir yana Fiskobirlik fındık üreticısi ortaülarının kredl ihtiyaçlanm karşüamak İçin güçlendlrme kredilen vermeye başlamıştır. Bu kaç yıldan beri bu uygulama yapümaktadır. *M2 faizlı olup nisan 15'den itibaren verilir ve eylül sonu fındık tesliminde tah sü edüir. Beş aylık bir süre üreticide kaldığı için %5 faızİe verilmiş gibi işlem görmüyor ve Ureticijı kısmen de olsa ranatlatıyordu. Ve dağıtılan bu krecLüer tüm Fiskobîrlik şubelerinde O,o98 oranmda tahsü ediliyordu. 1974 yılmda 12.500 T. L.*na kadar verilen ve kooperatife yatırılan fındığın üç yülık ortaiamasının %25'ine kadan güçlendirme kredısı olarak verilıyordu. Bu kredilerle üreticiler nısan ortalanndan eylül ortalanna kadar aracı tuıdık tüccariarından %40'tan taizle para almaktan kurtulduklan gibi üret tıklen fındığı da aracı tüccara vermekten kurtuluyorlardu Fın diK tuccarlan tındığı 11.5012.50 T. L.o arasında almışlardır. Tüo cara ,o4O'tan borçlu üreticl fındıgını da tüccara teslim etmek İe kilo başına Fiskobirliğin taban fiyatına oranla 100 • 250 krş. arasında eksik para alıyor du. Böylece aracı tüccardan aldığı paranın faizl %60701 bul makta ve bu şekilcle yıllar geçmekte ve borçtan bir türlü kurtulamamakta, ürettiğl fındığın kazancını aracüara kaptırmaktaydL Bu durumdakl üretlcllertn aracı tüccarlardan kurtulup ken dl kazancını kendllerinin kullanmalannı sağlamalt için ^eİL, yol kalıyordu. Zlraat Bankasi' Tanm Kredl Kooperatiflert ve Ziral Donatam Kurumunun ver dikleri cılız kredilerden şimdiye değin hiçbir üreticl lâyıkıyla faydalanamadığına göre Fiskobirliğln fındık Ureticüermü) kredl lhtiyacmın tamamını kar şılamasıydı bu yol. Bu da ancak Fiskoblrligm Ziraat Bankasıyla olan Uişküerini kesip ora dan aldığı krediye faiz ödemekten vazgeçip kendi bünyesinde kuracağı bir döner sermaye Ue bu işi doğrudan doğruya yapmasıdır. Bunun için gereken kredinin sağlanması işl ise hükümete ve Büyük Millet Meclisine düşen bir konu olarak kalmaktadır. Vural SOYTEKİN MİLLÎ EĞtTİM BAKANLIĞININ İKİ AÇIKLAMASI 2.4.1975 UriHU gazetenizln 7. »ayîasının 4. ve 5. «ütunlannda yer alan «Teknik ve teorik öğretmen tyırımı lcaldınlmalı» başlıklı yazı lncelenmiştir. Bilindiği gibi, 657 sayılı kanunun 12 sayılı kanun hütanündeki kararname Ue değişik 36. maddesinin (A) fıkrası değişürilerek Erkek Teknik Yüksek öfretmen Okulu mezunlanna öğrenimlerine göre tespit edilen giriş ve derece kademelerine bir derece ilâve edilmesi öngörülmüs ve 1975 Btitçe Kanununda da endüstriyel eğitim vapan orta dereceli egiüm kurumlarındakl atelye ve endüstriyel ders görevi verilen öğretmenlere aşağıda (b) kendinde belirtilen sebepten dolayı öaftada 24 saate kadar gündüz (25), gece 30 TL. ek ders Ucreti ödenecegi hükmü getirilmiştir. Ülkemiz sanayileşme faallyetlerinde son yıllarda kaydedilen süratli eelişme, özel ve resmi sektöre alt işyerlerinin sö« konusu öğretmenıer tçin çok cazip iş teklifleri yapmalarına vol açmıştır. Bunun sonucu okullanmızdan aynlan endüstriyel atelye ve teknik ders öğretmenlerinin sayısı son Uç yılda 382'ye yükselmıştir. Bu ortalama, görev başındaki her vecti öğretmenden bırinin daha 1vi ödeme şartlan saglavan resmî ve özel sektöre eeçtiğini göstermektedir Yapılan hesaplar tedbir alınmadığı takdirde. bu aynlma temposunun endüstrileşme hızma oaralel olarak artpnaeını ortava ko\TTiustur Bu sebeplerle: a 1973 vılında vürürlüğe gıren III. Beş Yılhk Kalkınma Planının 1692 sayılı paragrafınm 7. bendınde tEndüstriyel Teknik öğretimde atelye ve reorik ders öğretmenlerinin Personel Kanununda teknik hizmetler sımfına dahU edilmeleri saglanacaktır» denmekte ve, b 1974 lcra Planının 181. paragrafında da .Atelye Teknik ve Meslek Dersleri öğretmenleri için Pratik Sanat Oktıllannda, Genel Liselerde uygulanan ek ders ücretinin yanm kat fazlası, sanat enstitülerinde bir kat fazlası ve teknik liselerde üç kat fazlasının uy gulanması sağlanacaktır» şeklinde emredici açık hükümler bulunmaktadır. Yazıda Iddia edildiğl gibi döner sermaye çalışmala nndan her teknik öğretmenin ayda net (700) TL. işçi lik alması aynca yaz aylannda (20) bin TL. ek gelir elde etmesi mümkün degildir. Bakanlığımız yeni açılan otaılların donatılmasj İçin gerekli araçlan zaman zaman endüstriyel teknik öğretim okullanna sipariş vermektedir. Bu sipartşlerin yapıldığı okul atelyelerinda çalışmak zorunda bırakılan öğretmenlere haftalık normal mesaileri dışında ayda toplam (48) saatl geçmemek kaydıyla saat başına bürüt (15) TL. Ucret verilmektedir. Yazın okul lann tatil oldugu aylarda tatil yapmadan çalışmak isteyen öğretmenlere de aynı sekllde bürüt (15) TL. öden mektedir. Bilgilerinizl ve gerekli açıklamanın buna göre yapılmasını saygı İle rica ederim. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Kemal Demir'in önceki gün açıkladıgı Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasansı'nm, halka yarar sağlamıyacak politik bir yatınm olduğu öne sürülmüştür. Türk Tabibler Birliği tarafmdan dün yapılan açıklamada, Ge nel Sağlık Sigortası uygulamasının ilk kez Türk Tabinler Birltgi tarafmdan önerildiği belirtilerek, Kemal Demir'in açıkladıgı Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasansınm, gerek hizmet ilkeleri ve gerekse de uygulama sansı yönünden çıkmazlar doğuracağı öne stlrülmüştiir. Türk Tabibler Birliği Ikincl Başkanı Tonguç Görker bu konudaki açıklamasmda, «Türkiye de sosyalizasyon uygulamasının başanya ulaştırılmadığınıi) söyleyerek. «Ayni ölçüler içinde başlayacağı ortaya çıkan Genel Sağlık Sigortası da ayni sonuca ulaşacaktır. Türkiye'de 20 binden Nişantaşı Eczacılık fazla doktora ve bir o kadar da r.l.A.'na bağlı Nişantaşı Ec yardımcı sağlık personeline gelık YUksek Okulu öğrencüereksinme varken ve bugünkü sağ ı de okulun tasfiye edilmesl lık tesisleri yetersiz kalırken, ınna karşı başlattıklan sUr» Genel Sağlık Sigortası uygulama boykot sürmektedir. sına geçileceğinin açıklanması ^renciler, hiçbir mesleld yavatandaşın aldatılması, kandırıl! ıgı olmadığı halde okullannın masıdır» demiştir. tZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Avrupalılann deyimiyle, Vna bağlı olduğunu ve SÖÎ [ «savaşlar denizinin timsahı» diye tanımlanan, Cezayirli Gazi Hasan ; «Hastanesi olmayan, doktonı usu tasfiye karan konusunda Pasa'nm anıü dün saat 16'da yapüan bir törenle Deniz Kuvvetleri' olmayan bölgelerin Genel Sağlık rdinasyon Kurulunun belirli Komutanı Oramjral Hilml Fırat tarafından açılmıştır. | Sigortasrndan nasıl olup da yakaran olmamasına rağmen Deniz Kuvvetlerl Komutanlığı, Tür Tuborg ve Heykeltraş Eâluk ' rarlanacağının ilginç bir konu. olk yetkililerinin keyfl olarak Tezonar'ın işbirllği ile gerçekleştirilen CezayirU Hasaı» Paşa anıtının | duğunu» sözlerine ekleyen Tonkaran aldıklannı İleri sürsçılısina kalabalık bir halk kitlesin de katılınıştır. guç Görker, Sağlık ve Sosyal lerdir. Sureslz boykotta bu1714 yılında Tekirdağ'da dogan Cezayirll Gazl Hasan Paşa, 1790 Yardım Bakanı Kemal Demir'in ın öğrenciler, okullanna yeni yılında hastalanmıs ve Şumnu'da görev sırasında, 76 yaşmda ölmüstü. açıkladıgı Genel Sağlık Sigortaöğrenci »iınTT>»»")i. ve Istansı Kanun Tasarısı'nın halkın büÜniversitesi Eczacılık Fakülyük ölçüde gereksindiği sağlık bünyesine kaülmasını lsta hizmetlerini üretmeden, hizmet er, yasal haklannı hedel satın alma yöntemini getirdiğini bu antidemokratik uyguia de belirterek, «Bu yöntem ancak ıra yetkililer sorumluluk duy büyük kentlerde parası olan, dok lyla egilinceye, haklı istekletor ve sağlık tesislerinin bol buelde edinceye kadar boykofc lunduğu yerlerde yaşıyanlann ıa devam edeceklerini bildir Işine yarayacak ve devlet böylesi erdir ÖgTenciler aynca 14 ne olanaklan olan kisilerin sağıs çarşamba günü düzenleye j lık hizmetleri için yeni ve yararerı bir Dasın topianusmda sız harcamalar yapacak, kırsal er, aststanlar ve öğretim Uye alanlarda yaşıyan fakir halkımız ile tartışacaklarını belirtmiş eskiden olduğu gibi bu uygulama ır. dan da yararlanamıyacaktır» demiştir. GAZI HASAN PAŞA ANITI TÖRENLE AÇJLD1 \P Milletvekili ıin Bilen mer, Adana .İ.A. hakkındaki iialarını /cılığa bildirdi )ANA, (Cumhuriyet Göney i Biırosu) Adana CHP Mil kılı Emin Bilen Tümer, dün ivcılığına bir dilekçe ile baş rak, Adana lktisadi ve Tica ımier Akademisi hakkında irlamenter arkadaşı ile birMillet Meclisı Başkanlığına ıiş oldugu araştırma istemı inbar kabul edilerek, tfadealınmasmı istemiştir. başvurma üzerine savcılık | ıdesı alınan Adana MületveTümer, verdiği dılekçede aemelitedir: Savcüığına, Adana Adaitısadı ve Tıcari İlimler Aka sı ıçın 12 ariîadaşımla Dirlik aliet Meciisı Başkanlığına 75 tarıhinde verdigim araş1 ı istemi, TRT ve basınımızaber olarak verilmiş bulun | adır. Adana İktisadi ve Ti | tlimler Akademısı öğretim i •rinin yasa dışı işlemler içe ' ie bulunduğu ve TCKjıuna | bir kısım ögretim üyelerinin I Lşledikleri iddiası bu araştu, ısîeminde yer almış bulun£dır. iddialann ihbar kabul cdi', ü'ademin alınmasını, suçla öğretlrn üyeleri hakkmda ya! kovuşturmanın açılmasını i ile arz ve rica ederim.. ] ıin Bilen TUmer, aynca elin i jlur.an AÎTÎA ile ilgili ba j îlgelerin fotokopilerini de i iığa vermiştir. DP'li Korkmazcan; "Iktidar partileri, devlet gemisini nereye götürmek istediklerini bilemiyor,, dedi ilköğretim müfettişleri 2.4J975 tarihll gazeteraön 7. sayla 5. sütununda «Cemal Sarp Türkölmez. lrczası Ue yayımlanan «tlköğretim Müfettişleri ilgl bekliyor. başlıklı yazı incelenmiştir. llköğretlm Müfettişlerinin İçinde bulunduklan şartlar gözönünde bulundurularak, 1975 malî bütçesinın 47. maddesinin C fıkrası hükmü uyarmca, llk^retlm mufettişlertne daimi yevmiye verilmesi sagıanmıştır. Aynca geçici görev yolluklannın, daiml yevmiye Uzerinden hesaplanarak illere göndertlmesi için gerek 11 çalısmalar yapılmaktadır. Bilgilerinizl ve gerekli açıklamanın buna göre ya pılmasını saygı ile rica ederim. ALt NAtLÎ EROEM MtLLt EGtTtM BAKANI • İZMİT DP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, partisinin Kocaeli 11 örgütünde yaptıgı konuşmada, «Kuruluşunun üstünden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen bükümetin tam bir şaskınlık ve dağınıklık içine düştüğunü» bildirmiş ve «tktidar partilerinin tutumlarına baküırsa bunlar ne yapmak istediklerini, devlet gemisini nereye götürmeye çalıştıklarını bümemektedirler» demiştir. Korkmazcan, bu kadar büyük iddialarla kurulan bir hükümetin daha başlangıçta böylesine panige kapıldıgının görülmediğıni. iktidar partüerinin hükümet etmenin sorumluluk duygusundan uzak, öfkeli, şikâyetçi ve kavgacı bir tutum içinde oldu&ıı nu söyledikten sonra şunları ek lemiştir: «ÖIçüsüz vaad ve acz içinde şikâyet, hükümetin göstergesi haline gelmiştir. Hükümeti kuran partiler bir taraftan herkese, her zümreye çıkar vaadinde bulunmakta, diğer taraftan çeşitli şikâyetlerle becerisizliklerine mazeret aramaktadır. Huzur vaadettikleri halde yurtta huzursuz luk kaynagı ve huzursuzluk kö rükleyicisi durumuna düşmüşlejdir.» Cephe partilerinin her birinin sahip çıktığı grubu yüksek dozda çıkar vaadiyle oyaladıklannı, bunların artık devlet yönetme sorumluluğu ile degil pazarlıkça küçük tacir anlayışla hareket ettiklerini ileri süren Korkmazcan, «Yabancı petrol şirketleri j nin bir yılda elde edemediklerini ı bu hükümet üç günde vermiştir. Şimdi pamuk üzerine, demir üzerine hesaplar yapılmaktadır» demiş, şunları söylemiştir: «Çeşitli çıkar pazarlıklarıyla ! kurulan hükümetin durumu bir' kere daha göstermiştir ki, devlet idaresi şaibe kaldirmamaktadır. Yolsuzluk, inançsızlık, çıkarcılık iddialarının muhatabı olanlar kendilerine milliyetçi adını da verseler, millet gözünde yeniden itıbara kavuşamamaktadırlar. .VBD'de Nixon, Japonya'da Tanaka bu yüzdeıı bilinen akibetlerine uğramışlardır. Türk demokrasisi çıkarcı, şaibeli ve inançsız politikacıları ve politik yöntemlerı tasfiyede Batı demokrasilerinden gerı kalmayacaktır.» Korkmazcan konuşmasınm sonunda. şaibeye bulaşmamış bütün AP'lileri DP'ye davet etmiştir. CHP'li Tığlı SSK yasası değişikliğinin geciktirildiğini belirterek Tarihsel Yanılgı Bir ulusun aydınlan olarak kendimiz de bunu go rebiliyorsak çok önemii so rumluluk altmdayız. Kendlmı ze karşı. Ulusumuza karşı. Ve daha ODemllsl kendl tarihimize karşı Castro bunu, ün İU savunmasında, «Tarih bem bağışlayacakttr» diye belirtir. Tarih onu gerçekten de bağışlamıştır. Çünkü, o, tarihin yanında, onun Ueriye dönen tekerleklerinden yana bir adım atmıştır. Ama ya tarihin akışını tersıne döndtirmeye ça lışanlan kı buna hlç kirnsenln gücü yetemez, yetmedi de tarih acaba bağışlayacak mi? Elbette hayır!Bir Enver Paşa"yı. «Asken kırdıran Enveri Paşa / Kitlen di kapüar mekân ağladı» ağıtıyla yargılamağa çalışır Balk. Türküleridir onun cezası. Ama hâlâ bu yanılgıya kulak tıkayanlar ne yazak kl çağdaş Türkiye'de vardır. Bunlar ken dt kişisel tutkulannı yenemiyenlerdir. Bunlar kendi çıkarlannı tüusun çıkarlannın üstünde tutanlardır Bunlar ozanm dediSi gibi «Çıyanlar ve enser°klerdin> ulusu için. Işte gelecek kusaklara bunlan iyi tanıtmalıyız. Bunlann sahte erdemliliklerini. sahte milliyetciliklertnj bütün çıplakhgıvla eftzler önüne sermellyiz. Gelecek fcuşaklara Türklügrin Orta Asya bozkır larında değil, Anadolu'da arat malıyız. Olkelerimn Turan de 6ü. Anadolu olduğunu öfretmeuylz. YUzyüı aşkın süredir ulusa damgasını vurmuş sahte batıcılık denemesinin iğrenç yüzünü göstermeliyiz. Ancak böyle davranmakla tarihsel vanılgıya düşmemiş olabiliriz. Yoksa ergeç tarihin sanık sandalyesine şelecekte biz da oturacağız. ürhan CEMtL ögrencl tstanbul cephe hükümetîni suçladı ISTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN: 1 M yılından itibaren Istanbul Üniversitesi RektöriüS 4 ğünde, uzun yıllar Tedris İşlerinde. Zatişlerinde Müdür olarak görev almış ve halen Genel Sekreter ve Yabancı Diller Okulunda Fransızca Okutmanı olan, Öniversitemizin bütün kuruluşlannın tesisinde öncü olmuş büyük gayret ve feragatle çalışmış, üstün kabiliyetli, nazik, kâmil ve mütevazi insan; GENEL SEKRETERİMİZ ANKARA, (Cumhuriyet Bfirosn) Millet Meclisi Sağlık ve Sosyal Işler Komisyonu Başkanı CHP Kastamonu Milletveküi Sabri Tığlı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesine Ulşkin tasarının Cephe hükümetince engellenmesini kınamıştır. Tığlı, Ecevit hükümeti taratından hazırlanan ve Irmak hükümeti döneminde öncelikle görüşillmek üzere parlamentoya sevkedilen tasannın, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonunda incelenerek sonuçlandınldığım ve 5 mart 1975 tarihinde Meclis Başkanlığına verildiğinı bildirmiş, ancak bugüne kadar tasannın akibeti hakkında hiç bir haber almamadığmı belirterek, «Cephe hükümetini oluşturan 4 partinın liderleri, sorumlu ve sorumsuz tüm mensuplan, işçi ve işçi emeklisi kongrelerinde ve kamuoyu önünde bu tasannın derhal çıkanlacağı beyanatını veriyorlar. Ama şu ana kadar olumlu yolda atılmış tek adımları yok. Cephecilere ve onlaTn tüm men suolarına hatırlatıyorum. Konuş mayı ve beyanat vermeyi, olmayacak şey'er vaadetmeyı bıraksıniar, olmuş işleri ve olacakları bir an evvel bitirsînler» demiştir. Bizim Sorunlarımız da... Doymak bilmeyenîert dovurmak, bu halkın ön görevi olduğunu kavradık, biliyorua. Ancak, bır durumu bilmiyoruz: Belirli bir kesimin tüm isteklerini sağlamak da bizl yönetenlerin görevi midir? Oldu olacak, ıç ve dış ticaret nasü olsa onların, depolan ağzına dek dolu tüm olanaklar olanlann ellerinde, emir ve yetkilerinde, beslemeleri, yannlannı nasıl nerede geçireceklerini düşünmekte, onlara bunlar hoş olsun. Biz daha uzun bir süre dayanabiliriz: Alış tınlmışız bulursak aş, bulamazsak taş yemeye Günü bir öğünle geçirmeye. Alnımıza yazılmış bu yazı; anlayamadun doğmadan nu yoksa anam dan doğduktan sonra mı yazmışlar?! Geçen gün kocamtn anası (kaynanam) geldi evimize. Akşam yemeğini (sütlü çorba, patateş haşlaması, turşu) yedik, sofrayı toparladık. Saat 18.00 sulanndaydı, kocam yannld görevinı hazırlamak için bir yana çeklldi, çalışıyordu. Bizler de televtzyonumuzu açtık programı seyrediyorduk. Derin bir Iç çekme duydum, aldırmadım. îç çekmeler devam ediyordu «Ana rahatsız mısın yoksa?. diye sorunca: Yoo yavrum, dünyada hiçbir şey görmedik, köyü gördük köyü büiriz, bu aoamlar bun da nasıl görünürler, içine sığmazlar nasıl oluvor dün'/ada neler varmış. soğan ekmek valın ayak ömür törpülerdiK. Kızıbörklü'den Kayı'ya gıtum. Evın tepesinde kendi yanan bir lâmba vardı. Sizın evdeki gibi, adını da dedilerdl unut tum. Allah sonunuzu önünüzden gür getirsin Bir yeyin de bin şükür edin. Çok rahatsıruz biz çok çile çektik bu günlen görmek büe düş idi Kaynanam haklıydı. Yakın zamana kadaı (60 yaşma dek) tüm günleri yoklukla mücadele içinde geçmiş. tçini çekmesl Türk nalkmıo Çilesini di'.e getiriyordu. Ya, Ankara, tstanbul, İzmir gibi yörelerin yaşamını görse kanımca kahrolıırdu Usuma şu geliverdl: «Blzim oylaı sizi mebus eder/Sızin oylar bizl mahveder.» Anama, uzülme dedüB. daha iyi günler gelecek, artık bu pünlerin çok yakın olduğunu bi zim de. tıerkesin de evi. arabası olacagını, çalışaniD kazanacağını. İnsan gibi yaşayacağımızı söyledim. Söyledim ama pek tnanası gelmedi. Çünkü <62) yaşına gelmişti, Eskişehir'i görmemışti. Gıiremçzdi. köyden kente gelecek pnrayı bulamazdı. Her gün calışırsa karnı doyardı. Köy enstıtüleri olmasaydı çocuklan okuyamaz. anam da televizyonu, elektriğl göremezdl. tcraat hükümetl'nizin protokolunu gazetelenle okudum. Müll ve manevl değerlere saygılıyız, mületimlzin butünlüğünü Iç kavgalarla yolt etmek lsteyen her türltl yıkıcı etkinliğin karşısındayız, huzur ve refan geüreceğiz, paha lüık ve işsizUği önleyecegiz. bölgelerarası dengesizliği ortadan kaldıracağız, yabancı sermayenin İleri teknolojiyi getirmesinl, eğitid nitelikte bulunmasını sağlayacağız, komünızm ve anarşt Ue mücadele edeceğiz, İşçi sorunıarını çözümleyeceğiz, Kıbns sorununu halledeceğiz gibi ayrıntılara değinmişsiniz. Ancak vanıtlan vok. Belki de ben anlayamadun. ÎÇ kavgalan; Malatya, Erzmcan, Tokat yörelerindekl gibi tek yönlü görecekseniz, ögretmenlere yapılan saldırüan yorumladıgınız şekilde yorumlarsanız yapıcı degil yıJncı olursunuz. Huzur ve refahı, kredileri belirli fcesimlere vererek artıracaksanız, aracı ve tefeciyi ortadan kaldıramıyacaksanız. kooperatifleri geliştirmeyeceksenlz, refan ve huzur belirl) azın İığa ait olur. Pahalüık ve Işsizliğl önlemek için vanıtıruz yok. Nasıl çözümlenecek? Yabancı ser maye teknolo)imizi gelişürecek ve eğitecek divorsunuz, bir getirip yüz geriye göturmesin, bızleri fabrika kuruyoruz diye montai sanayicik lerle, size silâhı. makinayı biz veririz, siz paha lı elde ederseniz diyerek fabrikalanmızda yeniden düdüklü tencere vapımına başlanılmasın, iç kavgalarda mücadele edüirken, komandolar Atatürk ilkelerini benimsiyenlere, dln elden gl diyor diyerek saldınp öldUrmesinler. Sonra da bunları hoş karşılamıyasınız. Kanımca milliyetçilik; petrolüne, boraksına, ıç ve dış tlcareüne, haşhaşına. milll ekonomj ve sanayisine sahip çıkmak, Kıbns sorumınu kimseyle pazarlık etmeden, kimseye sormadan çözümlemektir. • Yollar yürümekle aşınmaz. değilmlş, asını vormuş O anlarda sorunlanmız yanıtlansaydı. ne 12 Mart olurdu De de bu günlert yaşardık. Dileftim ulusunun sorunlarını tüm çıplaklıgı ile çörüp vanıtlarsınız. Yanıtlar belirli kesim sorunlan verine ulusun sorunlarında gUncellik kazansın. Hükümet ulusa rautsuzluk değil, mutluluk getırsin. Zeliha ATAK Hamidiye Eskişehir KONGRE rkiye Beden Terbiyesl öğenlen Dernegı olagan kon24 mayıs cumartesi günü lü.UC'da Çemberlitaş mernizde vapılacakur. Üyeleri duvurulur. YÖNETtM KLRÜLU DKM: ılış ve divan seçünl inetim Kurulu, hesap ve detim raporlannm okunmaa. inetim K'orulunun ibrası snı Yönetim Kurulu • Dene n Kurulu seçimi. lekler Ebe ve hemşireler Öte yandan Sağlık îş Sendika sı Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, hemşıreler haftasının başlaması nedeniyle verdîğı demeçte, ebe ve hemşirelerin de işçi sayılmalan gerektiğıni söylemiştir. Başoğlu, üniversiteler, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile diğer kamu kuruluşlarında calışan tıemşirelerin işçi statüsünde sayılmamaları nedeniyle, toplu sSzleşme hakkından yoksun bulunduklannı bildirerek hükümetin; Türk ebe ve hemşirelerin ısçi haklarına kavuşturulması yolunda nolitilc»Kinı vpniıipn CFhT. Muzaffer Büyükalp 11.5.1975 pazar günü vcfat etmiştir. Merhumuh cenazesi 14 5.1975 çarsamba günü Üniversite Merkez binasında saat 11 'de yapılacak merasimi müteakip, öğie namazından sonra Fatih Camiinden alınarak Sahray» Cedit'teki aile k^bristanır.a defnedilecektir. Üniversiten.ızin bütün mensuplarına, ailesine ve kendisini sebenlere başsagıığı dilerız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle