27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎKf ıbns'ın bir yerel Mderl var: Ateş . Kad j lan içinde, sağlam bir hukuk eğıHmirjdan geçmışlikten gelen toplum ve devlet bflgileri üstünde yükselerek, Türk toplumunun lideri olmuş. Ama şımdi Kıbns Türk toplumu anayasası isındeki tutumu lle, ortaya koyduğu yapıt, hem Kıbrıs içın, hem Türkiye lçin bir sorun olmuştur. Her şey açıklık içinde geçmediği Içta bu sorunda onun sorumluluk payını kestiremiyoruz. Onun için biz kuramsal olarak büinebüecek olanlarla uğraşmak istıyoruz. Kıbns anayasası sorunu; hem Kıbns için, hem de bizim için tehlıkeli bir istidat'ta, kendi iç gelışmesini izlemiştir. Cumhuriyet'te Şefık, Kahramankaptan'ın konu üzerindeki dizi yazısını ınsan, şaşırmadan ve kızmadan okuyamıyordu. Bu şaşırma ve kızmamız, Kıbnslılann tutumundan gelmiyor. O, Türk hükümetinin tutumundan Kıbnshlann kafasında Türkiye ile bütunleşmeyı deyımleyen bir simge olarak yer alan Halk Partısının tutumundan geliyor: Kıbrıs Turk toplumunun, kendi anayasa taslağmı hazırlama çalışmalan içın, Türkıye' den akademık katkı istediğı anlaşüıyor. Türk Hukümeti de, bir eski devletler hukukçusu olan bir buyukelçi ile, bir ıdare hukuku profesörünu salık vermiş.. Her ikı pTofesör dostumuzun kişiliklennden ozür dıleyerek söyleyelım: Bu ışte boyle davranılmaz ve bu işe böyle katkı getirilmez. Türk Hukümeti, bu ışte doğru yolu izlememıştir. Arkadaşlanmız da onun doğrusuzluguna katılmışlardır. Kıbns, uluslararası ilişkilerin düğumlendıği bir bolgedir. Iki ayn dılırkdın sahibi olan bır topluluktur Kıbns... Bu toplulugun, ıki ayn toplumu, ayn ulusal lsteklerden hareket eder. Boyle bır ıkı ögeli topluluğu, bir federasyon bıçımınde dış tuzel kışılığe kavuşturacak anayasal çalışmada, bır Devletler Hukuku Dzmanı, pek yerinde bir çalışma grubu ögesıdir. Hele o Kıbns ışlennı öteden beri bilen biri olursa . Kıbrıs, aynı zamanda, belli bır dilırkdinkültur çogunluğunun içinde, ondan ayn kendi dılırkkultür degerleri ile yaşamak hakkını gerçekleştirmek ısteyen bir başka toplumun da bulunduğu bir ikıli bileşimdir. Ve bileşımin ikinci bgesı, tanhten, bağımsız yaşama ıstegını ve gereksınmesim almıştır. Şımdi Kıbns; kendıni çeviren ayn dıldinırkulusal istekler kesimının yanında kendine ozgü sosyokültürel ve ekonomik bagımsızlık üslubunu bölge ile bütünleşerek gerçekleştirmek isteyen Türk asıllı bır toplumun, bu uğurda çırpınmalannın ortamıdır. Böyle bir bütünleşme içinde. topluluğun CUMHURÎYT5T İS Mayıa 1974 K OLAYLAR VE GÖRÜŞLER KIBRIS ANAYASASI Prof. Bahri SAVCI fldncl ögesfnln yönetimsel Mdar!) bağımsızlığv nı da verecek bır anayasal çalışmada, bir İdara Hukuku Profesörü, pek güzel katkılar getirebilecek bır rol oynar. Hele o, bu gibi işleri tncelemekte uzman bır kursünün ve Enstitunün bası olursa .. Pakat bizim hüktimetimlz, Türkiye toplumunun anayasal sorunlanndan daha karmaşık sorunları olan Kıbrıs'a ancak iki uzmanı salık vermekle ve ışın bütün moral ve düşünsel sorumluluğunu, sadece ıki uzmanın omuzlanna yüklemekle, hiç doğru hareket etmemıstir. Bır anayasa taslagı hazırlanması, bir yönü ile de, akademık bır çalışmadır. Hukümetımiz, boyle bır akademık çalışmanın katkıcılan için, Kıbns'a Türk Unıversıtelerim göturecekti. Kıbns'ın yerel lıderi de, bu işte ciddi idiyse ve ancak, Kıbns'taki Turk toplumunun geleceğımn demokratık gelişim çizgisini arayan bır kişi idiyse, o da, gereksinme duydugu akademık katkı kaynağını araştınrken, Türk Ünıversitelerınde, bır duzıneden fazla uzmanı bulacak ıdi. Bunlardan yarısmdan fazlasının da, Türk anayasasının yapılmasında çalışmış olduklarını öğrenecektı. Tumünun de kimısi pek ayn bilimsel kanılann ve açıların sahipleri olmakla bırlıkte modern sıyasal iktıdar olgusunun nerede olduğunu, nereye doğru gelişmekte bulunduğunu bihmsel olarak ızlediklerini görecekti. Hukümetımiz. Kıbns'ı bu noktada uyarmamakla çok yanlış hareket etmiştir. Işte buna şaşıyor ve kızıyoruz. Uzülüyoruz da .. Çünkü, yerinden çıkan oku, gerı döndürüp bir yeru duzenleme yapmak, artsk olanaksızdır. Aynca Halk Partisi de, bu konuda, geregl gibi ciddi ve ilgılı davranmamıştır. Halk Partısı, Kıbnslı Turk halkının kafasında, Türkiye i!e bütünleşmiştir. Halk Partisi, Kıbns halkının algısında, Türkiye'nin simgesi olmuştur. Bu durum, Halk Partisine, Kıbns halkı önttnde de bir sonımluluk yükler Kıbns"ın tüm sorunlarımn raylanndan çıkmamasını, bunun içın de Kıbns'ın, Türk siyasal ve yönetimsel kurumlanna paralel bir örgütleşmeye kavuşmasını gözetleme sorumluluğudur bu... Oysa, Kıbns'ta sorunlann en büyügtl anayasa sorunu çözüm masasma yatırılıyor da, Halk Partisinm bundan haben olmuyor. Bunun sonucu olarak, bilebildığımiz kadanyle ortaya, demokratik espri ve tutum açısından insana kaygı veren bır tasan çıkmıs oluyor. (Bu tasan Kıbns kurucu meclısinde düzeltilmistir. Fakat temel yapısı ve felsefesi yine de kalmışür). Kıbns yasasınm genel ilkeleri, yapısal örgüsü, kurumsal ıçeriği üzerinde, burada, aynntılı olarak durmamıza olanak yok. Fakat, onun genel nıtehğı üzennde, ogrenebıldiğimiz bilgilere göre, şöyle durabilınzYasa, bır Başkanlı Hükümet sisteminl öngörüyor. «Olabilır» demeyın. Bir kez, Başkanlı Hükümetin, her BÜCÜ Başkana; iakat, tüm sorurr.lulukları Basbakan diye gösterüen bir ikinci kişıye yüklenir. Aynca, Başkanlı sıstemın tam gerçek örnegme uyulsa da, bu da hem Kıbrıs içın yararlı olmaz, hem de Türkiye içın kötü örnek olur. Başkanlı Hükümetin kendisi; ancak Amerlka İçin geçerli olmuştur. Çünkü tarihsel kökenini ve geçerli kefilml, ancak ora koşullarmda bulmuştur. Orada bu sistem; tngılızlerin Amerika'da kurduklan özgür kolonyal ydnetimin bağımsız kurumlan yoluyla, tngiliz demokratık gelenegine dayalıdır. Oysa fci îngilizler Kıbns'ta bır başka kolonyal yönetim kurmuşlardır: Tutsaklık yönetimidir bu.. Bu tutsaklık yönetlminin Kıbns'a özgü bağımsız kurumlan da yoktur ki, bunlar Başkanlı Hükümet sisteminin, «îktidar merkezles raes! ¥• yogunlaşmaa» olayım dengelesln. Aynca Kıbna'ta tngiliz kolonl sistemine karşı, özgUrlüklert savunan Kıbnslı federalistler de olmamıstır ki, Kıbnstakl Başkanlı Hükümetin Îktidar merkezleşmesi ve yogunlaşması olayı daha bastan özgürlük çizgisi Üzerinde gelişmeye başlasın. Bu nedenlerle Amerlkan tarfhinln sırf Amerlka için yarattığı Başkanlı sistemin, Amerikadan başka hiç bir yerde lşlemeyecegi gibi, onun Amerika'daki ögelerinden voksun Kıbnsta da işlemezliğe mahkum olacağı görülmemezlik edilemez. Sonra, Amerika Başkanlı Hükümet sisteml, fld büyük parü sisteminin varlığına dayalıdır. O büyük yetkili Başkan, Amerika'da, her T&. man, Ikl büyük partiden birinin kefilliğine dayanır. Başkan, Kongreye karşı sorumlu defildir. Ama partiye sorumludur. Parti de Başkanmın tüm eylem ve işlemlerinden dolayı Amerika"ya, Amerikan halkına sorumludur. Amerikan Baskanının kendi halkına sorumluluğu ve bir partinin onun kefili oluşu. kâfıt üzerindeki birkaç anayasal formülden gelmez. tki yüz yıllık bir tarih potasmda. bu sorumluluk ve kefilliğin kıvama ermesmden gelir. Pu ögelerden yoksun ülkeierdeki bütün başkanlı ya da başkanlı hükümet deneyleri, diktatoryaya açık kalmıştır. Bu ögeler Kıbns' ta da yoktur. Onun için böyle bir yola gırmek, Kıbns'ta problemler varatacaktır: Klşisel iktidar kurma yolunda... Başkanh sistem ya da onun herhangi bir ömeğı, «Kuvvetlı icra» kurma savına da dayatüamaz. Geleneksel özçürlük kurumlan olmayınca, son derece gelişmiş bağımsız yargı ile, son derece işlerlik içındeki bir partisel muhalefet, basın yolu muhalefeti gibi garantiler bulunmayınca, ku^etll icranın bütün sonımlulugunu, tarihsel gelişim sonucu vüklenmiş bir partl kefilliği varolmayınca, «Kuvvetll tcra» savından ortada ne kalır? Bir cHakimiyeti Şahsiyye». bir «Hükümraniyetı Şahsiyye!» Bunlar, Türk devriminin yıktığı ükelerdir. Şimdi, Kıbns'ta btınlan kendi bilimsel katkımızla mı canlandınp işleteceğiz? Kıbnsta, TürHye ve Akdenlz kuzeyl koşullanna uygun bir parlamenter sistemin Kıbns bıçemi (üslubu) aranması gerekirdi. Parlâmenter gelenek des"tegi kurulup işletilmeden, doğrudan dogruya Fransa örnefi bır Başkanlı sisteme geçmek de dogru olmaz. Çünkü o sistemin garantisi olan parlamenter değerler. kurumlar, henüz Kıbns'ta kurulmamıştır. Bunlann olmadığı bir başkanlı örnek, «kişı egemenligi» nl frenleyemez. DÖNÜŞÜM S emıaye suufa partlleri MKflnteftp Cepb* knrdıdar, H> ödarm otnrdular. APMSPCGPMHP dlyorUr kl: Gübreri ucazlattık. genel sağlık sleorUsuu rasalaftrracafız, muhtarUra maaş baflıyaca|ız, refahı tabana ys> yacagız, seçlmlerl yine vuracafız. AcabaT ParlamentocnhıgiiB beşlği sayılan Inçfltere'de flk partiler lTind yfizyıluı ikinci yansmda çörülür. O dfoemlerde feodal jrâçler topluma egemendi; büyük toprak aahiplerinin bnyrnğiı geçerlivdi. Zamanla barjavazinln vttkseHşl, siyasal vasamda etkllerlni ı^sterdl. SanaylleTrae afsaıam tamamlandıktan sonra da proletarraniD sesl duTtümay» baslandı. Üçbeş satnia anlattığunu bo tarih, I ç yfis yıl rtrmü»tfir. tnçiltere'de Muhafazak&r ve Uberal PartHerln knrnl*çu 19'uncu yüzyıl ortalanna rastlar: t?ç1 Psrtlsl 201nd jitayılın Uk yıllannda sesini duyurmaya çabalar. Bütün slya> sal partiler, sınıfsal dönfişumlere paralel blçimde dotmu» büvümüşlerdlr. Dfinyanın her ülkesinde sınıfsal oluşumUrla siyasal partilerin gellsmeai arasmda belirll blr bagtntı t«lenir. Türtdye'de aynı yasalar feçerlldir. Ülkemizde tkincl Dflnya Savasından sonra 5nBndekl hfltün engellerl yıkarak yüksetaıeye yönelen burjuvarl, Snc« Demokrat Partl ve sonra Adalet Partisiyle seçinı saodıktanna hırsmı vurgnladı. Dısa bağımlı sermaye sınıflanmızın, çarpık çnrpuk da olsa geliştirdlğl bir kapHaUzm süs konusnydn. Ulnsal Kurtula? Savasının bürokratlan ronılmu»lardı; Anadolu toprak ağalan tstanbul, tzmlr »eJTnaTe «• nırlanmn lokomotlMne vmjrondular. öyle blr trendl U bu, köylii nçınlannı seçim sandıklanna tasıyordu. Uzun bir süre bu lokomotifin düdfikİerinl dlnledlk •• ! yasal vasantımızda... Ama hiçblr siyasal partinin egemenllfi bltnıes • tftkenmez defildir. Dönüşüm, blr yazçıdır toplumsal yasamda... Sermaye sınıflanmıı endfistrl yatınmlanna heveslendikçe, emekçi smıflarını felistlrip büyütüyorlardı. O enıekei nnıflan ki, siyasal lktidar çatışmasında sermayecinin başını yeraeye hazırlanmaktadır. Bu hazırlıfın sfirerl fçdı? koşullara bağlıdır; ve Relişen sınıflar siyasal partisinin. Iktidara vaklaşımi. bu sürecin sonunda olanak kazanır. Bugün demokratik solun seçim sandığında fcıpırdanması ve işçi sendlkalanndald defisimler, ıtznn bir dönflşfimün sonucodur. Ve bu dönüşüm. rermaye temsilcllfrini ürkütmektedJr. Geçenlerde Yeîilköy'deki Çınar Uteli'nd* toplantüar yapan isadamlannıız. korkuiannın tehlike çanlarmı çalnuşlardır. tçlerlnden bazılan blr durum muhakemeslne ftriserek: Ne oluyornı, diye tormuşlardır, fabrlkalara el koymaktan s8s açılıyor? Khndir fabrikalara el koymaktan söz arnn? Devrimd bir köse yazan mıdır? Küçtik Ratışlı blr ayriın denrisi midir? Yenl ktırnlan blr cosyaUst partisi sözcüsü müdür? Eğpr böyle otsaydi, sorunun çözümü tcolaylaşırdı. Bu lafı •övleyen aydıu, 141 ve 14i. maddeden ^özaltina alımr, tehlikeli ve a$ın fikirler önr sünnenin cezasını emekçi mnıfınm kayıtsız «özlerl önilnde mahpushareve fönderilmekle çekrr sermsyed de raiıat blr aeres alırdı. Ama duram ?imdi bır baskadır. Fabrikalara el koymaktan söz açan Idsl, anlıjanh Cnmhurbaşkanı Kontcnjan Senatörâ, Türkts Genel Baskanı Halll Tunç'tur; hani şu her zaman sermaye sınıfından rana oldu£u söylenen Tunç . Bövlece sermaye sınıfı. artık Türkiye'de Isçi sınıfı örçütlerivle dolaysız blçimde çatısma gunlertne mi varmı«ıtır? Devrtmci aydınlarm attiklan tohumlar bunca kısa sflrede nasıl oluvor da siirçün veriyor? DiyeUm M, Britanya'nın İki yüzvılda vasadıjh tarihhı Türkiye'de ylrmi yıida ajılması; tn^iltere'nin sömüren, Türkiyt'nin sömürülen fllkp olmast nedeniyledir. Ülkerntıde sermaye sınıfı, emperyallzmle beslenen tnçiliz sermaye nnıfımn olanaklarma sahip değildir. ve olamıyacaktır. Bu gerçeğl Tflrldye'de lyi deferlendlnnek (ereUror. Ülkemizde devrimle demokrasinin eşdeğerliel, çoğiı ülkeden daba çok göze çarpmaktadır. Gübreyl ncuzlatmak, ya da muhtarlara maaş baglanıakl» Önüne teçilemlytcek blr >ola tirnıis Politikacımn Niteliği Recep BiLGiNER •gf lkemlzde, bazı pollükacılann ters tutumlan yüzünden, poI I lıtika bir tikslnti noktasına gelip dayanmıştır. Çünkü, * * cÇirkin politikacı» olarak nitelendirebilecegimiz bu kisiler, politikayı, sadece, konuşmak anlamına almaktadır. Böyle olunca da, soz, özden tistün tutulmakta, yalan da erdemin önüne geçmektedir. Çiçero'nun vasadıgı Roma'da soylendiğl gibi «Siyasal yaşam, genel olarak büsbütün değersiz insanlan çekmektedlr.» Bılge ve erdemll klşilerin, hangi koşul altında olursa ol«un, kamu görevinden kaçmalan bağışlanamaz. Çünkü «Bilge kişüer, devletle ügül blr çok sorunları araştınp, çözüm yollan gostererek memlekete hlzmet etmektedirler. Bilgili ve erdemh kimselerin, giderek artan bir sayıda poUtıkaya gırmelen, sadece, nitelık bakımından değil, sayı bakımından da, bilgisiz ve erdemsiz kiçilere. politika. alanını bırakmayı önler. tnsanlarm kurtulusu da buna baghdır. Çiçero'mm çağında, Koma'd» tortıçüan bu konu, tki bin yıl sonra, bizde dalından kopanlmıscMina, taptazedir. Yanl csiyaBal yaşam, bilgisiı ve erdemsia kimaelere bıralcümamalıdır. gorüşü geçerUdir. G«ıçl, demokraslde, mllletta tümünün birleştiği ortak bir nltelik çizgisi bulmak kolay değUdlr. Bizde, partiler, liderler» göre değer kazanır. Herbirl ayn değer ve nitelik çizgisinde olan parti llderlerl, yine de kendilerine yandas bulmaktadırlar. P e ü ama, yöneticl denilen insan nasıl olmahdır? Bunun y&nıtını, iki bin yü önc« Çiçero, şöyle verlyor blze: «Yöneticl, yurttaşlan öyle düşünecek ki, her yapüfcı, halkın yaranna olacak, özelllkle, halkın bir bölumünü koruyayım derken, ötekl bölümlerinl blr yana itmeyecektir. Yani daha geniş kapsamlı bir deyimle, devletln bütünüyie ilgilenecekür.» Halkın yaranna yönellk lf görmek, hâlâ, ülkemizde tartışma konusudur. Bunu, üst düzeydekl politikacüara değü, en yakın ılgüısi halka anlatmak bile kolay değıl. Söz kalabalıgı, suçlamalar, yalanlar arasında, halk, bütün olarak kendi yaranna olanla, olmayan arasında baskı altında tutulmaktadır. «Devletin yurttaşlannın bir bölümüne özen gösteren, ötekl bölumünü umursamıyan yöneücüer, devlete, çok tehlikeli şeyleri, ayaklanmayı ve yurttaslar arasında anlaşmazhğı sokarlar.» Çiçero, bu sözleriyle sanM, son yıllann Türkiyesini anlatmaktadır. Partizanca tutumlar, fikir aynlıklan yüzünden, gerçekten, milletin bir bölUmUnün umursanmadığı partizanca yonetimler olmadı mı, olmuyor mu? Çiçero, iki bin yü öncesinden, bizim bugünkü politikacılara şoyle seslenmektedir: <lç aavaşı onlemenın, daha ters bır aniatımla iç banşı sağlamanm yolu, bu ikili uygulamadan kaçınmak, mutlaka eşıtlıği sağlamaktır. Yönetialer, varlık ve yetkı pesinde koştular mı, denge bozulur. Yöneticl yalan suçİamalarla, herhangi bir kimseye karsı, kin ve kıskançlık uyandırmıyacaktır.» Bu, yalan suçlamalar düşüncesl, ne kadar da bize uyuyor. Ve bız, iki bin yü öncesinin yanlışlıklarından, hâlâ kendimizi nasıl da kurtaramamışız? Yönetim ve yönetici, toplumun, hatta bütün insanlığın kaderinde, büyük bir etkendir. Bu yüzden, yüz yülar boyu, yonetıcı ve yönetilen Uişkısi üzerinde hep tartışılmış, bu ilişki, ınsanhğın belli başlı acı ya da mutluluk kaynağı olmuştur. Üzerinde çok durulacak bir konudur bu! İki ana nitelik kaçınılmazdır yöneticide: Onurlu ve dogru olmak! Bu uğurda, iktidardan düşmeyi, türlü eleşürüeri göze almayı, hatta ölümü goze alacak kadar. Bu bir ülküsel devlet adamı tanımlamasıdır. Çok az bulunur polıtikada böylelen. Bu tur kisiler, sıyasal yasama girmezler, girseler bıle, uzun süre çalışma olanağı bulamazlar. Bulanlar da, si\Tilemezler. Tek tuk kural dışı olanlar var elbet. Gerçı bizde, devlet adamının niteliği pek tartısma konusu olmsz. Devlet adamı yüksek düzeyde bir fikre sahip ve bağh mıdır? Fikir namusu var mıdır, varsa buna bugüne değin ne blçüde bağhlık göstermiştir? Bağlı olduğu fütrin halka yararlılığı nedir? Çünkü bizde devlet adamı olmak, bir genel yargıaan yüz akıyle çıkma işi değil, yandaşlannm sayısına bağlıdır. Sonra da, partisinin çoğunlukta olup olmaması, partisi çogunlukta ıse, kendisinin parti içindekı nüfuzuna bağlıdır. Devlet adamı dedigimiz, kimse, parti basamaklannı tırmanıp koltuğa oturduğu içın, belli bir devlet eğıtimi ve bilımi de soz konusu edilmez, bugüne değın edilraemiştir de. Aslında, politika dışında, «meçhuller topluluğudur. bugün sıyasal yaşamımıza egemen olan. Milletçe, kendi gerçek bıldıklerimizin yanlışmda sürüklenip gidiyoruz. Yöneten de yönetilen de, gerçekleri, zamamnda, baskısız, korkusuz, açıkça, uygarca tartaşmaya alısabildiği gun, ancaı: bulacağız çıkış noktasıru. Buton yurttaşlar lçin, yönetime katılmak kaçmılmaz bir gorevdır. Demokratik düzenm istediğı de, toplum içinde yaşamanm amacı da budur. «Yurttaşlar, sağlık durumlan engel olacak kadar hasta ve yaşh değıllerse, politikadan kaçınamazlar» Özelliklı yetenekli ve erdemh kimselerin, politikadan, yani yonetım gbrevindcn kaçmalarıyle, askerm silâhını bırakıp cepheden kaçması arasında bir fark yoktur. Araa bunun için, ülkemizin, sağlıkh bir tartısma düzenine kavuması gerekli. Demokrasiyi bir fikir düzeni yerine bir sayı dzem sayan kimi polıtikacılanmız, tartısma denilen uygarca tı tuma vatkın değiller pek. Devlet yönetımınde görevli polıtikacılanmız, tartısma alışkanlıgından yoksun olduklan için, başka hiç bir fikırle ve fıkırlenn sahipleriyle, dıalog da kuramazlar. Çünkü, hep, kendüerınm konuşması eğüimindedirler. Ülkemizin, geri kalmışlığımn gerçek nedenlenni araşöranlar, herhalde, ülkemizin tartısma alışkanlığından yoksun oluşunun pajinı da hesaba katıyorlardır. KOZ GÜNÜN KÎTAPLAKI YAYINLARI T1RT? BÜTÜN Edebiyat çe\Temizüı bekledıği kilap I Karl Marx KUGELMANIM'A MEKTUPLAR PK"40 Beyazıt.lstanbul b U DÜNYADA ENÇOK OKUNAN ROMAN İ51ANBU. AHMET HAMDİ TANPINAR'ın YÜCEL YAYINLARI PK.401 adlı eseri ilk defa yayınlandı Flyalı: 20. TL. Bütün kıtapçılarda tsteme adresi: Üniversıtelıler Kitabevl Bozdogan Kemer Cad. 43 'A Beyazıt Istanbul MAHUR BESTE martcsizmleninizmin ıdeolojık ve Orhan Hançerlioğlu | politik düsmani: DinlerMezheplerTarikatlerEfsâneler Büyük Fikir Kitaplan Dizisi Fiyatı 7 5 lira REMZİ KİTABEVİ İNANC SOZLUGU • bulgar bilimler akademisinin çagdas toplumsal kuramlar enstitüsü • macaristan uluslararast ilişkiler enstitüsü • alman sos>3fist b'riik partisi merkez komitesine baglı toplumsal bilimler enstitüsü • polonya birleşik işçi patisi merkez komitesine baglı marksizmleninizm'in temel sorunlan enstıtüsü • sovyetler birfıgi komünist partisi merkez komitesine baglı marlsizmleninizm enstitüsü • sovyet sosyaTıst cumhuriyetler birligi bilimler akademisine baglı uzak dogu enstitüsü • çekoslavakya komünist partisi merkez komitesine bagh leninizm enstitüsü b i l i m işçileri elbirligi>1e hazırlanmıştE HALKIN 200 Kuruf Tarihi yaratan biricik güç halktır I Ç t N D E K İ L E R : • BİR EMPERîALtSTE DAYANARAK BAŞKA BIR EMPERYALtSTE KARŞI MÜCADELE EDtLEMEZ Irak'ta Kürt Hareketinln öfrettikleri # tkin ci Dünya S a ^ s ı ve Bugfin (I) : VA DEVRtM SAVAŞI ÖNLER, YA SAVAŞ DEVRLME YOL AÇAR • Stalııı: Kapitalistler Arasındakl Savaşlann Kaçmılmazlıgı • Kasizme Karşı S.ıvaşan Dünya Halklan ve Başkomutan Stalin • IStP ve Fasizm: REVİZYONİZM FAŞİZMİN ÎARDAKÇISIDIR • TSlP^in Göklere Çıkardıfı Emperyalist U?a*ı Cunhal • 157. Doğum YıldPnümünde, Y&rüyüş'ün ZararnzUştırdv ğı Marks... Oeniz Gesmlfln mektaba. Yazışma adresi: P S . 1112, Sirked, istanbul Abone şartlan: Yurüçi yülık 100, alO aylık 50 llra öncü kltabevi • Stereo BANT doldnrulnr ! C*A. Hfc S C^ü^fta • BTAN»UL 60'lık. 8 lira • KtTAPta ' . 25 Indirim. Butün yayınlar mevcuttur. 3000 kitaplık ücretsiz broşürUmüzü isteyinız. Posta masrafsız ödemeli ındırımli kitap gönderılır. İSTANBUL KÎTAP KLXUBL" Gül Slneması Yani ŞEHZADEBAŞI Dersim 1937 belgesel romanının ikinci bölümü cem yayınevı sırnu Dağrtım ve ödemeli istem* adresi: . GÜNEY FİLM YAYINLARI sakızağacı cad.2 Beyoğhı İSTANBUL .GE.DA Dört sanat ve edebiyat ödülü kazanan Mehmet SALtHOCLC'nun yılmaz güney F H m.\\\\ YAZAN borboro/ boykoıo •iztaş Köyü, Kırmıl, Vartenik, Laş Deresi ve Ali Boğazı olaylarını yansıtan eser... DÖrt renk ofset kapak 20 TL. Ödemeli ve Pul karşıhğı gönderilir. Kitapçılara indirimlidîr. Elinizden bırakmadan okuyacağınız, son derece sürükleyici blr roman. Çin'i ve Çin devrimini anlatan bu güzel romanda Japon işgalindeki Pekin'i, daha sonra tekrar Çan Kay Şek* dönemini ve sonunda Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu. bir kuklacı baba oğulun dramıyla birlikte izleyeceksiniz. [20 lira). IİÜKLACI VL TanNar Mezartar B^rier' paul tillard GÜN IŞIĞINA ÇIKTfKÇA Yenl ÇIKTI. Düşün, sanat, toplum ve birey konulannda 45 ayn yazısı (deneme • eleştırme) bir arada. Kıtapçılarda satılıyor 250 S. T5 TL. Genel Dagıtım: BATEŞ BAYİLIK tmzaü tsteme Adr: Billur Sok. 21/8 Kavaklıdere ANKARA S 3 S^dzisinde belgesel kitapiam sunar , \&J 1• NAZİ IVB«fORLUĞUNUNWareşafrı arrian SONU ! fcnc Cvy* Savasrn batı cepnesrde bmren C •• j t» draslrmj •m cvu EyubO0U Dualcs Popov AııUımıy Akyar Yayınları Cağaloğlu vilâyet karşısı Güncer Han kat P.K.765 Sirkeci İstanbul t+Jf. : 28 5107 Ali Sipahi Mehmet Özdemir Ruzgarh Sokak, 6/A TeL 1170 01 ANKARA DATİC Kitap dağıhm Tef= 38 78 6 İZMİR rr"> O# O /NfüOUJ İNANÇMRI Tjk fokJorutn cnerr* oarcası uzerne ••• •••9 •••co ••••co 2» c 4. OISUSUR OISU5U C ITTEGEMEN DEVLET C KİRLJ İŞLER İ M M M O R L L K I ^ Ovid Koza Yaymtan kica^j u ı H a n h M H3P.n»ğ •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle