Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Erioz Vahit Suiçmez YSE G«nel Miidürü Yardımcısıdır. (Pardon, Genel Müdür Yardımcısı idi...) önceki sabah. Yukarı Ayrancı'daki evinin penceresinde baktığında makam arabasının gelmediğini gördü. Oysa her zamanki saafir.de kalkmıştı. Sabahları erken gidip. imza işlerini halleder, sonra da yapılması gereken işlerle uğraşırdı. Saatine baktı, hayret... Saat sefcze on dakika vardı. Tam sekiz onbeşte çıkardı evden. Peki anıa, şoför neden gecikmişti? Hemen giyindi. Telefona sarılıp. Bakar.hktan arabasmm gönderilmesini istedi. Verilen cevap ile şok geçirmed:. Düşündüğıi g:bi olmuştıı: « Efendim. Sayın Bakan dün aksam şoföre tenbih etmiş. Sızi almak için gıtmemesini söylemisier de . » ded: telefor.daki ses. Ertöz Vahit Suiçmez. hafıfçs gülümsedi. Başını sallayıp evden çıktı ve doîmuşa bindi. Ertöz Suiçmez için AP'liler devamh e [ Ankara Ankara ... Ankara Ankara ... Ankara Anka j Telefonla aranıp bulunamayanlar çoğalıyor leştirilerde bulunmuşru zaten. «CHP adayı idi. Milletvekiii olmak için çalışıyor» denildi. «Ken disi 21 Mayıs olayları yüzünden Mustafa Ok'un hiicre arkadaşıdır» denildi. Eh. normaldi işte. Görevden ahndı. eski alıştığı gibi gene dolmuşa bindi ve Bıılvar Palasta ir.ip telefona yürüdü: « Efendim Selâhattin Beyi anyorum» « Hangi Selâhattin Bey efendim?» « YSE Genel Müdürü Selâhattin Seyis bey hanımefendi. Ben Ertöz Vahit Suiçmez» « Affedersiniz Ertöz Bey, Genel Müdür görevden alındı. Yeni Genel Müdürle görüşmek ister misiniz?» « Hayır teşekkür ederim» Telefon çevrildi bıraz beklendi. Zil çaldı: « Alo.. Sayın Mibteşar Ali Balaban Beyi nca ediyorum» « Yokiar efendim...» 1 « Nerede bulabilirim acaba" » « Üniversite'de veya evindedir efendim. Buradaki görevinden ahndı.» « Öyle miiii? Maşallah, aı>şallah... Görürseniz geçmiş olsun deyin.» « Anlamadım, nasü dıyeyim efendim?» « Hiç bir şey demeyin.» Bir başka telefon nunıaras: çevrildi. zıl çaldı: « Alo. sayın müsıeşar Ismail Ertan Beyle görüşecektım.» « Duymadınız mı beyefendi, görevden aiındı kendisi...» « O da mı almdı?» «^ Ne demek o da mı alındı efendim, pek anlamadım?» « Anlamazsın kızım, anlayamaz«ın. Hadi size iyi çalışmalar..» Ankara telefonlarınria bır garıplik vardı. Nereyi açsanız. dev let dai:eierinden eskiden saatlerce beklediğiniz numaralar hemen çalıyordu. Gene öyle oldu. Zıl çaldı:' « Efendim Orman Bakanı müsteşannı aramıştîra.» « Yokîar e'er.dim. Görevden ahndı.» « Haydaaaaaa» « Efendim, ar.iayamadım efendım... Beyefendi o?ür d:leriniıi çeken Müsteşar Köprülüleri.. o da yoktu. Plân'.ama Dairesi Başkanmı da bıılamamıştı... Telefoncu bu ke/, Milli Eğitım Bakanlığından birini aradı. Numarayı çevirdi. Z:l çaldı: <( Alo, Fethi Beyi anyorum. Özlük Işlerı Gene'. Müdürünü efendim..» « Bir dakika efendim. Galiba müsteşarın yanında oraya bakavım.» « Aman efer.âim. raha^sız etmeyın, yarm tekrar aranm.» Çaaatt;t... diye kapnndı tele fo;.... Telefonu eden önceden Enerj : Bakanhgından Teüinar! Köprülülerı de aranıışn. Hanı, Kıbrıs çıkartması öncesi ve sonrası yabancı petıol şirketlerine rest « Yann bulamsj'üımı belkl.» « Neden?» « Çünkü, sayın bakan. kendifinin yetkilerini aldı. Bir yazı yazmış. Görevden almamış ama, yetkilerini de genel müdür yardımcılarından birine verdiğini belirtmiş.» « Yanı Cemıl Beye mi?» « Cemıl Beye değil efendim.. mümkün n.ü"» Telefoncu durdu.. sonra dalg:n dalgm mırıldandı: v Kıratıma bineyim/ Yâr yoluna gıdeyim/Yârin yolu dedığin Kıyınidır kıyım beyim .» « Beyefendi, beyefendi .. Lütfen efendim kapatıyorum. Anlamadım.» « Anlaıtıazsın, sardeşım an. lamazsm. Tiirkü söylüyorum.» Telefoncuya yanındakiler sordu bu kez: « Ne oldu ki. turkü söyiüyor muşsun?» işte. <t Hiçççç . dalg;nlık Dörtler, CHP için kurs açmış da.» Korutürk'e Arjantin'den bir Atatürk büstü geldi Arjantin'in yeni Ankara Büyükelçisi J. G. Blanco Villialta vaktiyle Ankarada bıılunmuş. Atatürk'e hayranlığı ile tamnnv.ş. Turkiye üzerine kitaplar yazmıs bir diplomat. AnKara'ya atanmaktan çcık memnun Körunuyor. Vil'.ialta Cumhurb»şkanı korutürk'e itimatname~ini sunarken bir de Atatürk büstü hediye etti. Ar'sntin'in ünlü bır heykelcisi grarıiti oyarak yapmış bu büstü... Ü?erindeki plakette «Ar.ıar.tin'deki Türk kolonisinden Türk dostu V:!lialta'ya» yazıyor. 19421943 yıllannda Arjantin'e lstanbul'dan gitmiş Türkler dt var, Ermenilrr de var. O zamanlar Ermeniler Türkiye'ye karsı boylesine kışkırtılmamıştı. Hiç değilse Amerikan Temsilcıİer Mfclisinde •Ermenilere zuıum gunü» önerİM yapılnıamıştı. Türkiye'yi «even Arjantinliye Türkiye'den göç eden Ermeniler de Türk koloni«i arasırıda bir bü*t hediye edsbiliyordu. Cumhurbaşkanı Koıurürk'ün bu hediveden çok hoşlandığı söyleniyor. Arıantin'den gelen büstü Çankaya Kdşkü'nün mîrmer holune yerleştirdiler. Ekselâns Villıalta'nın bir Arjaııtinlinin evir.den çok Çankaya Köşkune yakıstırdıjı biist. A'aHiık'ün bir resmincîeu esinlenerek yapılmış. Çanka;. » Koşkü'nde de geçmiş vıliardan b;r ruzgâr estiriyor. ATATÜ^ÇÜ VE İNANDlÜICiıliHI OuMMM CHP'li Karaosmancğlu, çaya zam yapmanın yolunu Demirel hükümetıne öğrettı «Turkeş polisi terhis edip mrdu komandolarla korusun. ı r i ^ paralarını çaya ekleyelım.Paran:z yetmezse Erbakan dua etsın kasalar dolsun. Siyaset pastırmacısı Feyzioglu aa ortaklığı düzeitsm.» Geçenıerde CHP'li Osman Yılmaz Karaosmanoğlu, çay içırı gündem dışı söz almıştı, sözünün özüne gelmeden oturum başkanı «Vaktıniz doluyor efendim. lütfen bağlayınız» demifti. Karaosmanoğ'u, hazır cevaptır, hem naluıa, hem mıhına konu şur: «Başlamadım ki daha sayın baskan» deyiverdi. Bir kahkahadır koptu. Başkanın ikinci ikazma kadar da, Karaosmanoğlu. hızlı hızlı derdini anlattı. Konu çaydı. Karaosmanoğlu. hem Rizelı olduğu için. hem de meMeğı icabı çay sorununu gayet iyi biür ve anlatır. İşe, parlârnentolararası he yetle gittiği Seylan'da çay konusunda yaptığı ineelemeleri anlatarak girdi. « Çay. tüm dünyada, çok yağışlı yörelerin ezık, fakir ve baht sız insanlann uğraştığı çok zor bir ziraat dalıdır. Zaıre, Burindi, Uganda, Mozambik. Kenya ve Seylan gibi ülkeler. çayın vatanı sayıldığına göre iddiamı kendihğinden tesüm etmış oluyor» dedi, önce. Sonra devam etti. «Çuvaldızı başkasma, iğneyi kendisine» b3tırarak: « Çay, rey taşıma kanah. siyasî istismar vasıtası. geçmiş iktidarların militan besleme yoı vaları haline getirilmiştir.» « Yeni çay kurutma tesislerini oya göz kırpan bü>ük fabrikalarda bırkaç küçük makine ile değil, küçük briket veya saç barakaiarda modern makinelerle yapılmalıdır.» En sonunda Osman Karaosmanoğlu, cabadan. zam yaprr.an:n yolunu hükümere anlatıverdi: « Gübre ve hayat pahaiılığına paralel olarak çaycı kuruluşlar fij'atın on lira elli kunış olmasını istiyor. CHP bir buçuk kuruş zam yapmıştı. Dört yamalı Demirel'in azınlık hükümeti. daha çok ilâve yapmazsa mu salla taşına kadar tenkide devam edeceğiz. Esasen Demirel e çaya beş kuruş zam yapmak nasıp olmamıştır. Şimdi Türkeş, polisi terhis edip komandolarla yurdu korusun, maaş paralarını çaya ekleyelim, Paranız yetmezse Erbakan dua etsin. kasalar dolsun. Siyaset pastırmacısı Feyzioğlu da ortakhgı düzeltsin... Derin saygı'anmla...» AP'lilerin şaşkın bakışian arasmda kürsüden inen Karaosmanoğlu'nun öğlitleri tutulacak mı bakalım? Yoksa farkı bütçeye yüklemek, hazıneye sırt dayayarak tekrar verdiğini halktan almak polıtikası mı sürdürüle cek?.. Çay kampanyası geldi, ça: tı. Bu sorunlann cevabını yakında öğreneceğiz.. Özal: "O zamanki şartlar altında zam, bugünkü şartlarda ındırım gerekiyor,, CHP'li parlanıtuterleri tedirfi'.tı eden «ubre ucuzlauiması CHP'li seçmenın umurunda degil... « C > ya da MPT Hükün.etı, M< kurulur kuruimaz, CHPMSP Hukümeti zamanında pataiılaîtınlan gubre fiyatlarını ındırdi. Şimdı CHP müleıvekılı ve senatorieri kulislerde oturup, bu Konuyu taruşıyor: «Adam yaptı arkadaş... Buna, ieraat değil seçim hükümeti denır. Ama.. » «Yaptı ya... Bizim sözcümüz, yetkilı ve etkili sözcümüz bütçe konuşınasınaa, onlara dönüp te kurun MC Hukümetım indırm feubre fıyatını da görelim. dıye kabadayüık yapmıştı.» «Yapmıştı ya... Adamiar hem MC Huküınetıni kurdu, hem ce jiübreyı ucuzlattılar. Bu seçmen üzerinde çok etkilidır dedık, dınletemedık. Yaivardık bakanlanmıza. Ama şu Korkut Oial'a ne demelı?.» Korkut Ozal'a gazetecilenn ortasında. gübre işini iyi bılen CHP milietvekülennden bazılan daha güvenoyu almadan sormujlard:. «Sayın bakan. zam kararım aldırmak ıçın en çok kım didınmişti?» «Ben» «Şımdi hangi yüzle ucuzluk getıreceksiniz?» «O zamanki şartlar alunda zam, Ougünkü şartlar altında ındırım gereiıyor». «Siz imandan, ınançtan, doğruluk ve durüstlükten bahsedersen seçiliyorsunuz. Şimdi bir düşunün, bizimle olduğunuzda öyle, bugüne kadar en çok eleştirdiginiz adamla işbirliğine girdikten sonra böyle hareket etmeniz doğ ruluk. dürüstlük, iman ile bağdüşır mı?» Gelelım baştaki konumuza... Yaru güörerun ucuzlauimasından sonra. CHP'lilerin öz eleştıri jsp tıkları yere .. CHP'lı bır senatör şunu anlatıı: «Iktıdarııııız devrinde, Oızım ilin Dır ılçesınde uır kaymakam bızden yana olduğu ıçın köyker.t uygulaması yapmak ıstemiş. Muh tarları öğretnıenlerı, ımamları toplantıya çagırmış... O sıraaa bır AP prupagandası yayıldı her yanda, AP'hler, Köyluiere bızım komünizm gettrmek için önce toprakiarını elierinden aiacagınıı zı, sonra hepsini bır yere toplaj'arak onları köle yapacağınıızı yaymışlar. Düşünün bir... Neyse, kaymakamın toplantısına ben de gittim. Çıktı kürsüye. şu kadar köyü bir köy yapıp randımanlı üretime geçireceğini söyledi. O sırada bir köy muhtarı, kı CHP' lı muhtar, kalkıı ayağa bejim Cumhuriyet kurulalı şunca yıl oldu dedi, daha bir OKUI yaptıramadık köye. Taşı, kumu hazır, hepsi ziyan olup gitti. Bir okulu yaptıramazken kocaman köyleri birleştirip yeniden kuracağınıza nasıl inanayım?... İşte mesele burada.» Parlamenterler konuşmaya dal mış, yandaki sandalyede oturan biri Edirneli. diğeri Çanakkaleli iki köylıi de devamlı dirüiyorlardı. Konu gene gübreye takılıp kaldı. Edirneli köylü dayanamadı, ayağa kalkıp CHP'li parlamen terlerin yanına sokuldu. Konuşmaya o da katıldı: «Beyler, müsade edin de az ben konuşayım. Bakanm siz gübre için pammizi ve yanm yama lak hükümetimizi nasü koruyaca ğınızı araştırırsanız. MSP bu, bi zımle şaka yapmıştı. Şimdi ciddî oluyor. Bızmıle de önce ciddi olduydu zaten. Bekleyin azcık, gene başlar şakalara. Demirel de o zaman anlar iıanya konyayı. Bize gelince. köylü olarak biz partim;zı korurıız valla. Geçende kajıvede b:r AP'li de böyle söyledıydı.iJ Parlamenıerler kulak kesılmış. köylü CHP'liyi dinliyordu. cEee, sen ne ciedin?:: diye sordu bir milletvekıli. Köylü gayet sakın, daha bır kendir.e güvenerek şu karşılığı verdi: «Ne dıyecem ona, Kıbrıs çıkart masından beri kahveye çıkamazdı kerata. Kahveye dalar dalmaz, selâmünaJeyküm demeden. (gördünüz mü gübreyi ucuzlattı Demirel. Oh be. ucıız ucuz gübre..) dedi. Ben de yan dönüp. (iyi ya, koş kasabaj'a ucuz parayla bir çuval g^jbre al. dova doya >!.•> dedim. Pıstı hemen « Edimeli Köylür.iıp sozlen r.ahkahalarla noktalandı. Tabii CHP' li parlamenterler tedirşinlikt°n den kurtuld'J. «çok şükür. köylü nün bu aldatrn.ıralar urcrunda değilmiş..» dıyerek. Bakalım hele, parlamenterlerı rahatlatan köy üSI DÜNİHİMıitnİN Celâl Bayar suçüstü yakalanmış.. Politikada isler nereden nereye dönüyor... Bundan birkaç yıl öneeMni anımsıyanlar. DP'nin nasıl kuruld'uğunu. neden kurulduğunu gözlerir.in önüne rahathkla getirebilirler. Hera seçim öncesindeki propagarırîa gezilerıni de... Bozbeyli AP'den nasıl koptu da, DP Genel Başkaru oldu? Bütün bunlar. sntı MC Hükümeti kur.ıluşu sırasında çok kimsenin Jçinde •burukacı. anılan canlandırds. Politika bu... Neler olmuyor neler DP'ifn Bilgiç'm kopacağı yolunriaki haberlerin yoğunlastığı gürlerrie Giresun Milietvekılı E'hem Kılr;oğlu şjyie demişti biıka, kişiye• Demirel'in yanına gidemey?ce.<. ona destek olamayacak, ona oy vermeyecek iki kişi vardı. Bivi Sadettin Bilgiç, öteki Ethem K:Iıçoğ;'j'dur.» Kılıçoglu, Bügiç'in lstifasından sonra hafifçe dudak bükmü?, öyle bır tebessüra etmişti ki, gören bu tebessümün ne anlama gel'liğini hemen anlardı. Geçpnierde bır DP milletvekilirJn elinde bır telgıaf kopya^ı vardı. Bu milletvekiü de Kılıçoğlu gibi içine gömmuştu her şeyi. Telgrafı göstererek cŞunu bir okuyun» diyordu. Sonıa kısaca nasıl Demokrat Partili olduğunu anlatıyordu: «!946'dan sonra yedek.«ubav iken vapurda Celâl Bayar'1 görmüş ve kendisine birlikteyiz dive söz vermıştim. t.ste ondan sonra derr.nkrat oldum» lzmir'rfe Bozbeyli'nin büyük bir kalabalık tarafından karşılar.ıp dinlendiğini sövlüyordu. Ve arkadaşından te'ıgrad okuyordu: «Dokuzlar Birjk Başkanı Sayın Celal Bayar Istanbul 1960 üenesinde Türkiye'nin sağcı ve milliye'.çi ba.şbakanını yem: = :in. 1975'de Türkiye'nin ikirci bir sağcı ve milliye'.çi lideri Ferruh Bozbeyii'yi yemek bterken suçüstü yakalandın. DP Korkateli Vonftim Kamla adına üye Abdnrrahman Köken» Poiitika bu işte. nereden nereye'... Bozbeyli son konuşmalarlnda, «Artık yeniden doâduk ağababamız, lalamız, dachmiz yoâ» derken herhalde bu görüşe varmıştı... İktidar köşkleri neden boş? Çankava'daki ıki köşk boş şimdüık. Biri Başbakanlık lojmam, öteki konuklar köşkü. Başbakan Demirel lojmanınt bjro olarilc Kullanıyor. Basbakanhkta ziyaretçilerden çHİı^maya vakit buJamadığı icin günde birkiç saati burada geçirıyor, tıpkı Ecevit gibi. . Asluıda bu lojnıanı 12 Mart döneminden sonra başta Nihat Erim. Naim Tal.ı ve Ferıt Melen kullandılar.. Yakın zamanlarda ya Profesor Sani Irmak. Bayan Demlrel de Rahşan Ecevit gibi. Güniz sokağındaki lojmana taşınmayı düşünmüyor hiç. Geçenlerde Pakistan Devlet BRŞkanııun eşi bayan Butto onuruna bır ö£le vemogı verdi. Dısi^ItTi ailesinden de müthis koınpUmanlar duydıı. ama Demirei'ler proto kole bağlı yaşamaktan hoşlannıadıkları için lojmana taşınmayacaklar. Dışışleri Bakam İhsan Sabri Çağlayangil de konuklar köçiüne taştr.mak niyetinde deg:!. Protokole baglı yemetler. kokteyöer bu köşkte veriliyor. Eş: Firüzer.de Çag!ayan?il de Şehit Ersan caddesindeki apartımam ile köşlc arrsır.da gidip gelmekten hayli yoruluyor ama, sonbahardan önce kö;ke taşınmaları sözkonusu değil. Bayan Çağlayangil yaz aylarını Yalova'daki köşkünde geqırecek. Ihsan Sabri Çağlayangil ist, yaz aylarını nasıl geçireceğhu bılmiyor henüz. Viyana kon/erans:. Brüksel'deki NATO Kon>eyi toplantısı. Lahey Adalet Divanına götürülecek kıt'a sahanlığı ni.;iyesi Milhyetçi Cephe ilctidarma neler gösterecek belii değil. Sonbaharda seciiü bıie düşünülebilır. Hele bir yaz geçsin. Demirel otuz günlük programı mı. yüz günlük programı mı ı.ygulayacak be!H olsun da köşkn ondan sonra yerleşecekler. İhsan Sabri Çağlayangil çok neşeli de görünmüyor Dışişleri Baksnlığı *oltuğunda Cumhuriyet tarihimizde Tevfik Rüştü Arastan sonra bu koltukta en uzun sure oturan bakan o.. Bakanhk aiıası de çevresinde penane, ama koalisyon koşıüları pek parlak degü. CGP lideri, Başbakan Yard.mcısı Profesor Feyzioğîu dış polit.Vadan çok hoşlanıvor. İzmirdeki Bilderderg konieransına gitmeye büe kolay karar veremedi Çağlayangil . Başbakan Yardımcısuım yanında protokolde ikmci plana düşmekten hoşianmadı. Güneş niçin seçilmiyor? CHP'li Turan Güneş Avrupa Konseyinde parlayadursun, partili arkadaşları büyük bir şaşkmhk içinde bir bulmacayı çözmeye çahşıyorlar. Tijran Güneşin Konseye giden Türk parlamenterleri arasında Başbakanlığı Hasan Tosyaiı'ya kaptırması bü>TJk siirpriz oldu. Eski Dışişleri Bakanının parlak zekâsı güzel Fransızcasıyla Başkanlığa daha çok yakıştığı söyleniyor. Türkiye'nın dış politika görüşünü Avrupa Konseyinde Turan Güneş'i daha iyi savunacağmı bilseler de Tosyalı'yı seçenlerin «duygusal» ve npartise!» davrandığı düşünülüyor. Olayı gnıbunu keybeden CGP lideri Turan Feyzioglu'nun adaşından bir öç alması diye yorumlayanlar da var. Ancak. Güneş bulmaeasını CHP'nin iç politikasıyla çözmeye çalışanlara da rastlanıyor. Böyleleri NATO parlamenîerlen grubunun başkanlığına eski Savunma Bakanı Bursa Mületvekili Hasan Işık'ın seçilmesini öne sürüyorlar. Sonra da soruyorlar: Işık seçiliyor da Güneç niçin seçilmiyor? TAHAKKÜM KURAN ÇOCUK... Ankara Basın Savcılığı, Maksim Gorki'nin «Ana» adlı oyunu için dava açtı. İddıaname, 142 nci maddeye dayarularak du zenleniyor. Yani, oyuncular, «bır sosjal smıfın ötekı sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak» suçundan yargılanacaklar. Bu oyuncular arasında 1967 aoğiimlu bir çocuk da var. SavcıIIK bu çocuk hakkında, yaşmın küçüklüğü nedeniyle, koıuşturmaya yer olmadığı kararı vermiş, bu arada «Çocuğnn dikkatinin çekilmesine» de karar venlmesi istenmiş. Bunu duyan bir hukukçu «Çocuğıın dıkkatini değil, kulağını çekmek gerekir» dedi. «Çocuğu karşınıza alın «Bak evlâdım. bir daha sosyal sınıfm r ö eki sosyal sınıflar ü'ermde ta hakkümünü kurma. Akşamlan erken yat. Devletin fıukuki ve sosyal temel nizamlarım yıkma. Yemek yemeden önce ellerini ;ı ka. Bu amaçla cemiyet kurma. Ar.nenı üzme. Cemıyetırı muh:elif sımflarım kin ve adavete te^ vik etme. Derslerıne çalış. Halkı suç işlemeye tahrik etme. Yatarken dişini fırçala Proleter yanın burju\Tizi üzerinde tanakL Î î ĞLJNiENÜ|4KuvvETLE^YARDlMClLAPl ÜKiİv/f^îrtii Diplomatık Bagaj Luns, NATO ve Türkiye ilişkileri tartışılıyor... NATO Genel Sekreteri Joseph Luns Bilderberg Konferansma katıldıktan sonra Ankara'ya geliyor. NATO'nun Hollandalı Genel Sekreteri, Hollanda Prensi Bernardın başkanhğını yaptığı Derneğin eski bir iiyesi. Ankara' d» hükumct yetkilileri ile göni Haluk Bayülken de Luns onuruna bir yemek verecek bu akşam. Mayıs sonunda Brükselde yapılacak zırve toplantısmdan önce alınaoak önemli sorunlar var. Siyasal gözlemciler NATO'nun Güney kanadındaki bölgelere yeteri kadar önem vernıediğini söyleye dursun, NATO ülkelerinde Turkiye'den Amerika adına ödünler koparmağa hazırlaruyorlar. Ote yandan NATO'daki temsilcilerimizden de yakjnanlar var. Silâhların standardizasyonu ionusu el* «lınırken kullanılan ov'.nn • Belçika Dışişleri Bakanı Ankara'ya geliyor Belçika Büyükelçisi Jean de Bassonpierre Dışişleri Bakamm karşılamaya hazırlanıyor. Uzun süredir ilk kez Belçikalı bir konuk gelecek başkente.. Bir süre önce kral ve kraliçe geleceklerdi. Yolculuklannı 12 Mart'tan sonra uygulanan idam cesaları nedeniyle ertelemişler va o zamanki hükümet ile Belçika arasında soğulc rüzgârlar esmls'i. • Sovyetler memnun mu? Maliye Bakanı Deniz Baykal gidecekti Moskova"ya. Hükümet istifa edince yolculuk ertelendi. Deniz Baykal için hazırlanan pake:i Demirel kullanacak şimdi. AP iktidarlan kürsülerde koır.ünizme saldırır. koalisyon programmda demokratik ülkelerin yanında yer aldıklarmı belirtirler anıa. ekonomik ilişkileri de gelişDemirel Hükümeti Türk • Sov tirmekten geri kalmazlar. So'.^etyet ekonomik işbirliğini geliştir lerin Türkiye'de büytik tesisler meye kararlı. Yakmda ^Iosko^a' kurmaları da AP'nin iktidar olÖzel ya «paket proje» ile yüksek dü duğu dönemlsre rastlar. zeyde bir yolculuk yapılmasm sektör de bu ilişkileri AP iktidan sözediliyor. Sovyet diplomat darlannda en yüksek düzeye ul»n ds memnun görünüyor. As laştırır. Sonra bu i.şbirliğinden hr.da bu yolculuk CHPMSP koa sailanan paralarla komandoîar ğıttı, Demirel iktidarında bu rüzgsrların yönünün ne olacağı dıplomatik çevrelerde merak ediliyor. b