23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT CUMHURÎYET 11 Şubat 1975 ABDVLCANBAZ TURHAN SELCÜK* Lî|C $A4LAMMftl.|, iıMlF FAP^LA AN&Y WAL HftKUIij, f ENOtU AŞK DA GEZER 56 Haklısın. Dggildir; elbet. rzflnrülerin d» ladı var. BuJbülürrbaşı j boş günlerind» durmadan öterken âşık olunca îsustuğunu söylerler. De dik'.erı gibı olmalı. Ama. hangi donemde dah» mutiudur? Yalnız, ozFemlte öterek ef ararken mi yoksa hulup da su?ıuluan .sonra mı? Yürek, üzünler, ac:!ar, sevınçlerle doldukça daha derinleşiyor, daha zenginleşıyor olmalı insanın dünyası. Daha da mu'.iu olmalı eniince «evinçleri acıları bir arada duyar insan. Ergun. düşündü kısa \bır süre: Daha doğrusu bu> konuda konusmak «or. Soylemek ıstediğini tam söyleyemıyor, daha soze başiarken, ya da üç beş kelime sonra gerçekten söylemesı gereken şeylerden başka şeyler soylemeye sapıjaor insan. Ama belki de ser. anlamak istersen anlayabilirsin neleri •öylemek ıstedıgimi.. öyle yapıyorum raten. Peki, denge dediğin ne? K.şinin kendini terazinin bir kefesine, yasamım obur kefesine koyarak »gırhklarıru sgrarlaması, t'itturabilmesi.. Kurabtliyor musun bu dengeyi? Ehmden geldıgı kadar.. Ya kuranıayınca? Ne yapabılırım kuramaymca? E:r sure scnınu var derr.ektır ortada. Beklemek gerekir. Hem tek değıldır ki muıluluk kaynakiar:. AşKSiz kaıan insan, aşktan yana mutsuzsa, ba^ka mutluluklarla avunur. Ne bileyim okumak, a.'a çıkmak, ata binmek, bunun gibi aklına daha ne gelırse.. Bu kadar basit mi bu işler? Aşksıe yasamak, ya da istedıklerini elde edetnedıgini Börmek kahretmez mi seni? l'mutsuzluga düçürmez mi? Bıktırmaz mı yasamaktan? Baska türlü avunma yolları aramaz mısın? Aniıyordu Belkıs'ın nereye götürdüjynü •özü. Anlamazlıktan geldi: Aramam. Kendini öldürmek, bir çırpıda, ya da yavas yavaş. Afyonla, baska uyusturucularla, lçerek. Içki çekmez mi seni böyle günlerde? Hajnr, dediklerinin hiç biri. . ^ ^ Beîkıs bir süre baktı ona: "'.' Doğru mu soylüyorsun? **^ Çok doğru. Ben can sıkıntısı denilen $eyi çoktan yendim yaşamımda. Değil bir, beş kez gelsem dünyaya şimdiki aklımla bir daha kapılmam gıbime gelir o duyguya. îlk gençliğımde ne istediğimi bilmeden oflar puflar dururdum. Yağmur altmda dolanırdım sokaklarriı. Bilmedigim yerlerin özlemini çeker yasadığım yerlerı sıkıcı bulurdum. Y'aşamadığım acılar yakıştınrdım kendime. Adam beğenmezdim kolay kolay. Sonra burnumun ucunu gomıesini. avucumun çizgilerini görmesini ögrendım. Boyumu. agırlığımı. ikı elim iki bacağım oldugunu ögrendım. Y'ani haddimi. Yavas ya\aş en yakınımda, elımde avucumoa ne varsa onunla sevinmesini oğrendim. Su içiyorsam sudan, sarap içiyorsam şaraptan. âşık olunca, sevdıgim kadmın bana verdiklerinden çok, duydugum aşktan tat alarak yasamaya basladım. Kendimi sosyahst saymaya b*slad:gım bir yaşta ulaştım bu dengeye.. Ne ilgisi var bu dediklerinin sosyahzınle? Sosyalistler bizden daha çok içki içer b»nim blldiğim.. Sosyalistltk demrtc Yeşilaycılıi demek DEGİŞEN DÜNYA ve TÜRKlYE Doğan AVCIOĞLU Yazan: Necati CUMALI defcfl elbet. îçki içmek demek de bir yenilgiyi tobul etmek degil, bunun yanı sııa. Bir tatt.r, bir çızgiyi aşmakta yardımcıdır insana içki. Yemler kışiyı, hi2 katar, hava fişeğı gibi fırlatır, kınından çıkanr. Benim soylemek istedifim başkaydı. Yaçam tartışılmaz bir defer kazanır insanın gözünde sosyalist bir töre anlayışıyle. Kendisi içın de başkaları için de. Barışın degerı. emeğ.n değeri hep insanın bu salt değerir.den gelir. öyle olunca da kendini öldürmeye hakkı kalmaz insan:n.. Belkıs yine bir süre baktıktan sonra, basmı yana çevirdi ondan. Söyle? Söylemeyeyim daha lyi.. Niye? Güceneceksin! Sanmam. Senin için pek »arılmaz söyleyec«ğim.. JErgun (riilümsedi: Anladım ne diyec*ftiniT Ne dıyecefim'.' Nasıl sosyalıstsın? diyeceksla Eyet. Ne bildin? tlk sen değilsın bunu söyleyen. Gücen»cek bir şey yok bunda. Işkılh değilim. Gordügün gibi küçük de oisa bir çiftliğirn var. Yanımda bir adam çalışıyor. Yanımda çahşan adam konusunda fazla bir şey konusmak istemem. O ayrı bir konu. İyilikçilik falan taslay»cak degüım. Aklından geçenlere karşı söyleyecegim kısaca şu: Ben, benım dıye yapışıp kalmıyorum elimın altmdakilere. Elde ettiğim şevl?ri korumak için savaşraıyorum toplumda. Belkıs, tar almaz oldu artık bu konudan: Nejse, bırakaiım bu sözleri. Süt enfestt Daha ister misin? Hayır, teşekktir ederim.. Öyleyse dinle beni. Tamamlayayım <Jemlnki konuşmamtzı. Haksız mı görüyorsun beni? Ne hakh görüyorum. Ne haksız. Benim anladığım sen de e/ı az benim kadar gözij. tok bir insansın. Mal mülkle pek ilgin yok. Ondan ötesini açıkça söylememi istiyorsan tartışaöak kadar bilmiyonım sosyalizmı. Benim sende tam anlayamadıgım sey, bu rahatlık. Rahat adamsın! Sandığm kadar değil. Kendin kendınden bu kadar memnun olabiîdifeine göre? Öyle mi sanıyorsun? Ya nasıl? Sık sık yerden yere vunır. yerin dibine batirırım kendimi. Hem de en küçük hatalanm, ne bileyim söz gelişi. ağzımdan kaçan önemsiz bir söz içın. Ama bu kendimi hor görmek hakkı vermez bana. Ne kendimi ne de başkasmı hor görmeye hak görmem kendimde. Hahatlık başka seydir, insanın yaradılısımn sınırlarmı yeteneklerin: bilmesi, başkalanna duydugu saygıyı kendinden esirgememesl bask»... Belkıs kalkrı oturdugu yerden. Az ötedeki kuyunun basma gltti. Kıreçle badanalanmış kuyunun tası yanında durdu. Taşın iistüne dizüi saksılar arasındaki bir fesleğeni ovaladı avucunun içiyle. <DEVAM1 VAR) Türkiye yerini bulamamış durumda Bırleşmiş Mılletler'de egemen duruma geçer. Üçüncü Dunya ülkelerı, gelişmiş kapıtalıst U1kelerin karşı çıkmasına ragmen, 125 ülker.in oyuyla «Ekonomik Haklar Yasası»nı kabul ettıler. Devletlerm «gehşmelerine en uygun düşen ekonomik, politik, sosyal ve kültürel sistemi seçme haklarmı» benimsediier. Etetant alanının bütün dünyaya yayılmasım ısrediler <**>. «Yenı b<T dünya ekonomik düzeni kurmay;» kararlaştırdıiar da*'. şınıd'.k: B:t':i5 Ser.atorü KâBirleşm.ş Milletler Sansyi KBI nıuıan Inan, Avrupa Onak Sakınma Örgütü lUNIDOınün vunma Gücü nün dt«ında tutulmart ayında Peru'da yapıiscak maır.ız u/prır.e, şoyle yazmışîir: ıkınci genel konferansı'nda «ye«NATO'da artık bir kanat deni ekonomik düzenin temeüen» ğıl, kanat mem!eket durumuna hazırlanacak. düşeceğiz.» Metin Toker ise, Avrupa treZenginler kuliibiinün n'nrie b;ze ik.nci mevkı yer veikinci sınıf üyeliği rıldığır.ı belırtmışt'.r: «NATO ve Ortakpazar üyeleri Bu gehşmeler içinde Türkiye' arssında ikı sınıf doğuyor; Binin yeri nedır? 21 ocak 1975 rınc: smıf ıle ikır.cı s'.nıf.» tarihli Cumhuriyet ga/etesinden Fakir, zcnşine bahşiş öğreniyoruz ki, UNIDO"nun son bir hazırlık toplantısmda Türk veriyor temsilcisine «Ne gelişmişlerin, Ne var kı, OECDnin zengin ne de azgelişmislerin yanında yer al. pörüs bil«liımekten ka ülke^çrjmjj aigelısmiş rti ulkeye gumrük induimleıı çıh» direktıfi verilmiş. Daha ifhalat kolaylıkları tanıma^ öftcekî bir top'Vantıda oy kuüankararlaştırıhnca ve Turkıye de ma durumu doğunca. Türk bunda n yararlanmak .steyınce, temsilcisi, ülkemiz «Zengınler dostlar. Türkiye'n.n Kulübü» diyebileceğinıız OECD zengrm üyesi olduğundan, zer.'inler sa OECD üyesı ve AET ortak üyesı oldugunu, y;',ni Zer.gmier Kuliıfında oy kullanmış. Ba«ka bir toplantıda da «Zenginler Kulü bu'nde bulundugunu. fakır ülbünnden sayıldığımiz içın, Sey keieıe tanman bu haklardan yal»n delegesınm önensiyle tem rarlanamayacagını ılerı sıirmüşlerdır! AET. özelhkle p^trol busilcimİ7 salondan çıkarılm.^ . nalımından ben, üçuncü dünya Pekı, «Zengınler Kulııbu n :çinulrielenvie temihh tıcaret anlaşde Türkıye nın yeri nedn maları yapmaya. onlara büyiik SülejTnan Demirel, <B:z Av odunler tanımaya yonelmıştır. rupa trenindeyız, bu trenden m Boylece, Tıcaret Bakaniığı'nm meyeceğı/» demektedir. Fakat son raporunda da belırnldigı üze Avrupa treninın bırincı mevkıin re. «Ortak iivo» Türkive'nin AFT de oturan Dokuzlar, !972 yılın den <a;ladifi iidünlerin, hiç bir da sa\*unma ve siyasal bırl.k a clrğeri kalır.amıştır. lanında hamle yapmaya karar Buna k a r ş ı 1 ı k . mikiar verince, Türkiye zirve toplantısma katılmak ve kurulacak Sı indırmelenne başlanarak Türk; ekonomisi Dokuzlar'ın ezıci ekoyasal Sekreterya'da yer almak istemiştir. Her ikı istek de red nomik rekabetıne açılrr.aktadır. dedilmış, Türkiye dinleyıci sı Ustelik, saptanmasında hiç bir AET Ortak: fatiyla dahi toplantıya almma katkımız olmavan Gümruk Tarilesine zaman içinde mıştır. uyulmaktadır. Böylece ekonorru NATO'da gorevli diplomatlar tamanıen korumasız kalacak ve uçımcü ulkeler de Türkıyenin dıi şük gümruk tarifelerinden karşılıksız yararlanabıleceklerdir! Ve AET Katma Protokolü Türkiyeye üçuncü ü'.keler ile tercihli anlasmalara yönelmeyi, ekono mik birlikler kurmayı yasaklamış tır. Kı<aca, Türkiye, zengin üîkeler arasında da, fakır üikeler arasında da yerım bulamamış durumdadır. Ekonomik açıdan. «Zengin ler Kulübü» :ç:nde sayılışımız, tamamen aleyhimize işlemeye bas'.amıştır. ABD yenı Ticaret Yasasında da zenginler arasmda saydığı Türkiye ye fakir ülkelere sağladığı aümrıik kolaylıklnrını tanımajn reddetmiçtir. Ha"a bir yasayla. ABD ye fındık ıhracanmızı engeliemistir. Ingiltere. Türkiye den yaptıf. pamuk ipiiği ıthalâtını kı^ıtlama yoluna girmişt.r. Eğer. ekonomik bunalım nedeniyle, Türk işçilerlne AET'de ]97fi yılı sonunda sag'anacak olan 5erbestlik, çesitli yollarden engellenirse. «Avrupahhfımızın» ekonomik bakımdan hiç bir anlamı kalmavacaktır. 3URADA Uyduluk ödemez LEVEME Yİ7Kıbn» olaylarının gelişmesi, siyasal bakımdan da yalnızlıgımızı ortaya kojinııştur. Batı kamuoyu. Yunanıstan yanhsı bir eğilim ıçındedir. Turkıye, müttefıklennden destek görmediği g'.bi, Almanya askeri yardımı durdıırmuştur. ABD Kongresi, askeri yardımı Turkıye'nin ödıin vermesı için bir baskı aracı olarak kulAMA lanınaktadır. ABD Hüküme'i, E&.YAI AWWI KCT/A Kon»re'nin bu tutumunu ileri su rerek, «uziajıcı» davranmamızı sağlamaya çahşmakîadır .. Ford ve Kissinger'in ilgisi de, yardım kesılmesıne Türkiye'nın "oki ıtöstererek üçüncü dünv;i BU COt COTD Sı R Ulkeleri safına kayması olasılığının önlenmesi ve askerî çıkarı^rm en önemhlerınden birini ABD Başkanı, 27 teramuz 1972 tarihli komışmasında acıklamıştır: «Türkiye ve Yunanistan a yardım etmeksizin, Israll'i kurtarmak için eeçerli bir poütikaya s»hip olamazsınız.» Demek ki, ABD Başkanına göre, Türkiye'ye askeri yardımın rtnde gelen amaçlarından biri, ABD çıkarlanyla hemen hetnen özdesleçmis sayılan tsraire yardımdır. îsrail is<>, Araplarla venı bir Mvaşuı «?lgöKlediT. Ford ve Başkan Ford, fsrail için Türkiye'yi destekliyor Kıssin^er. Ortadoğu'da bir askeri müdahale olasıhğmdan sbz etmektedırler. Bu durunı, Türkıyenın Arap Ulkeleriyle ekonomik ve politik alanda sıkı ilişkiler gel:ştirebilmesıni engellemektedır. Ortadoğu ülkesı Türkıye, bu;ün gelışıniş kapitalist devletler Ortadoğu perıol uelirinden pay almak için yanşa çıriştikleri bir sırsda. Ortadoğu ülkelerının kendilerine karşı yönelm.ş saydıklan politik, ekonomik ve askeri ilişkiler içinde bulunmaktadır. Bu ters durumdan kurtulmadıkça, ülkemizin Ortadogu'da qeli?tirmeye çalıştıgı ekonomik ve politik iiikiler sınırlı kalacaga benzemektedir. rumunnuzun ve millî kurtuluşçuluğumuzun urünüdür. ^oyle kı. Ondokuzuncu Yüzyılda ü«manlı Devleti, güç!ü kcm;u Çar l;k Rusyasına karşı. o dnnemin lirter empervalıst devletı olan în^ıitere'nîn koruvucııluSun^ sığınma polıtika«ı izlemiştır Ne var kı, bu, vasmurcfark kaçarken doluya tutulma biciminde bir korıınma o!mıı«tıır Inaüt?re nin koruyuculugu »ayesinde. Türkıye önce Kıbrıs'ı, sonra Muır'ı vitirmist'.r. tnglltere Ba«ra Körfezine yerleşmi?, Arap a«iretlerfni Türkiye've kar • avaklandırmıstır. Anadolu ve l Balkanlardaki Ermenı ve Rum ayaklanmalannın başhca kbrük levirls) tnciltere n'mıısfur. Koruyucu emperyalist devlet. kapitülasyonlardan da çok daha agır olan ticaret anlaşma lanyla Ulkeyi tam bir açık pazar haline getirmîstir. Eîmperyalizmin baskısıyla girişilen reformlar. genis ölçüde. emperyalist devletlerin aracıhgmı vapan komprador nitelikteki Rum ve Ermeni buriuvazisine Tlirkiye'de üstünlük saftlama amacını güden girisimlerden ibarettir. Eğer Kurtulus Sarasını kazsnamasaydık. Anadolu. îngiltere. ABD ve Fransa'nm himayesindeki Rum ve Ermenl burtura devletlerinin topragı olacaktı. Türkler, kendi ratanlannda, lsrail'deki Filistinlilerin durumuna düjeceklerdi. Kurtulu» Savasımız. bilmemız gerekir kl, ashnd» tneil'^rc. Fransa ve hatta bir ölçüde ABD ye kar$ı Terilmi» bir savaştir. Savasın «Gur'.u»lar durumundaki Rum ve Entıenl askerleri aracılıftıyla yürutülme«i, onun bu nitelijHni degistirmez. Ekonomik zengınler sayılışımız işlemeye açıdan kulübü içinde aieyhimıze başladı tıkasjmn bsş ilke'i yapsrk'i güç ^uz komşuianyla da en tyt ılı;kl ler kurmuştur. Ban^cı atnaclari1na. Yunanısıan da dahıl. butün komşularını inandırnıayi bassrmış tır. Ata'ürk zamanında Kıbns di ve bir dâvâ dahi olmamıştıı Bal kanlar. Atatürk'ün çabalarıyla. İngütere'nin de. Sovyeller Birl'.ü' nin de iyi kar^iladıklan bir harıı Orta doğu vc Balkanlarda liderlik Bağlant.sız dıs polıtıka izleyen Türk'.ye. o günlerm Bırlesmıs MİUetler'i o'an Mıüetler Cemıyeti'nde. bueun Cezayır ve İsveç'in ovnadıgı biç.mfle barişçı, aktif bir tutum !7iemı?nr. Sılâhsızlanma ve saldırganlığın önIenmesı anla^malprında ön plan. da rol oynamıstır. Faşıst ttalya ve Nazi Alnıanyası'nm sa!dırgan tuturr.larına karşj ortak yatırımlar söz konusu edtlince, dış polı'ikasır.m bas ilkesı çerçevesmde T.irkiye, yaptınmlarm en kararlı yandaşlarından olmuştur. ürkiye, bu dürüst ve açık barışçı poütıkasıyla, düşmanları Isveç örneği CHP MSP koalisyunu günlerinde, Necmef.in Erbakan, «islâm kardeşliği»ne dayanarak, tutucu Suudi Arabistan'dan petrol ve dolar sağlamaya çalışmıştır; fakat islâm kardeşiiği etkisiz kalmıştır. Ancak Libya ve Irak gıbi ilerici ülkelerle sınırlı bir ekonomik ışbirligı saglanabilmiştir. Ilgınçtır ki, ko\"u bir islâm ülkesı olan Iibya'nın Başbakanı Callud, en büyük ilgiyı «islâmcı» DiŞi BOND «Türkiye ve Yunanistan'a yardım etmeksizin israil'i kurtarmak için geçerli bir politikaya sahip olamazsınız.» parı'.ere değil, «layik» CHP'ye ve Ecevit'e gö?îermişıir. Türkiyenın liderlik yapacak duruma gelmesıni ıstemiştir. Ecevit'in büyük önem verdiği İskandinavya ülkeleri, b»şta İsveç olmak ü?ere, ilerici Ar:,p ulkeleriyle ışbirliğine yörelmişlerdir. Örr.cgin 1974 son bahannda, Isveç Başbakanı Pa'.rae, Cezayır'e gitffiiş. orada askerî bloklar tfışı bağımsız ülkelerle aynı amacı güttüğür.ü belirterek, cdunyada yenl bir ekonomik düıenin baçlangıcı olacak bir program üzerinde i;b!rli3ı yapmayı» önermis'.ir. Ecevit'in tasarladıjı «Iskandinav teknolojl«i, Arap sermayesi ve Türk isgücü, malzeme kaynağı ve pazarı» bıçimindeki üçlü yatırımlar, bu ılerici işbirli^i çerçsvesinde ancak en veritr.Iİ biçımde gelişrae olanağınl bulabilir. Bunun için Türkiye'nin her çeyden 5r.ce dünyadaki yerini doğru saptaması ve Atatürk'ün dış politikasma yen:den sahip çıkması gereklidir. Abdülhamit'in dış politikası îşte düsman Rusya'y* kar?ı en şüçlü empervali<;t devletin koruyucu'.ufcuna sığınma politikasının bilânçosu. tasaca budur. Poütikanın sakathğını ilk sezenlerden biri Abdiilhamit olmuş*ur. Abdülhamit. Çar'la ıyi iüşkiler kurarak lider emperyal:?t devletin Türkiye üzerindeki oyun lannı engeüeınis re ülkemize 1520 yıUık göreceli b'.r bans dönemi vasatmısf.r. Abdiühamit'in halk arasmda hâlâ tutulmasında, güçlü komşu devletlerle lyi eeçinme poMMkasıvIa sagladığı barış döneminin paın olduğu düşünülebilir. Bu tarihsel gelişmelerden dera alan Atatürk. güçlü komşuyla kar şılıklı güven verici ilişkilerin ku rulmastnı. d« po!itik3sının ba; il kesi yapTnıştır. Türkiye'de mîllî bir devletin kurulması, Ekim Dev rimi İle Çarhğın yıkılması ve Kurtuluş Savaşı'ndaki antiemperyalist işbirligi, bu politikanın izlenmesini kolaylaştırmıştır. 1925 ve W29 anlasmalarıyla, Türkiye ve Sovyeller Birliğı, biribirlerine kar«ı hasım bloklara katılmayacaklarını. topraklarını baska devletlerin düsmanca amaçlaıla kullanmasına İ7.ın vermeyeceklerini ve dıs politikada sıkı işbirliği ya pacaklarını taahhüt etmi.=lerdir. Karsılıklı güvenliği e^as alan bu politika. Atatürk'ün OTümüne kadar iyi işlemiştir. Atatürk. Sovyetler Birliği'nden bir miktar ekonomik ve askeri yar dım aldığı haîde. hiç bir zam^n ne Sovyetler Birliği ile. ne de baş ka bir büyük devletle bir askerl ittifaka yanasmıstır. Türkiye'nın çıkannın böyie ittifaklar ve askerî blnklar dı«mda olduğur.a inanmıjtır. Nitekim Atatürk'ün ölümüne yakın sıralarda, İngtltere ve Almanva. Türkive'vi kendi saf larına çekme yarışına girmişlerdir. Almanya. israrla ittfak yap mak istemiştir. O Riinlerin Basba kanı Celal Bavar ve Dı?i?!eri Bakanı Tevfik Rüştil Aras'ın açıkla dıkları üzere. Atstürk, büyük dev letlerle bu Hp iftifakları reddctmiş tir. Olümünden »onra d» bajlanti *ıı bir politfkanın »ürdürülme«ini vs.fiyet etrniştir. Cumhuriypf Türfciyeri. komfuyla «ikı ijbirlifini dıs Türkiye 1939'da Angloamerikan koruyuculuğuna dayalı bir dıs politikaya sürüklenmiş ve Tanzimat dönemindeki politikaya dönmüstür nır. saygısim, dostlarının !se tam güvenin: kazanmıştır. Balkanlann liderı olmuştur. Bulganstan • Yunanistan. Romanya So.yetler Bıruğı anlaşmazhklan. Türkiye'nin aracılığıvla giderıîmiştır. İran ve Afganistan. Türkiye'nin l:derliğine bel bağİBinıştır. Ortadoğu milhyetçileri Rö7lerini Türkıve'ye çevirrnışlerdır. Eger tnsiltere ve Fransa'nm sömürges: durumunda olmasalardı ve milliyetçı rer.mlere sahirj bu:.m«,!ardı Arap ülkeleri de lra n ve Afganistan'ın çizglsır.i tzleyebilece'ıtlerdı. Nitekim 19.^6'da Irak'ta bir m'llıyetçi hükümet Iruruiunca, vönetıcileri tıemen Ankara'ya kosmuşlardır. İkinci DUnya Savaşı'ndan sonra Oradoğu'da kurulan antiemperyalıst, miliıyetçı rejımler. Atatürk polnıkasmdan avnlmasaydık. büyük bir olasılıkla Turkiye'yi lider ve örnek tanıyabileceklerdı. TiFFANY JONES üydu dış politikayla «diizen değişikliği» olmaz N"e var ki. 1939 yılında yeni Cumlıurbaşkanı, Türkıve'ye Dir güvenlik ^etiremiyecegı halde ve dıs DOİitikarmzm bas ılkesine ters düşıüğıinü bile bile. gereksiz ve mevsimsiz olarak, îngiltere ve Fransa ile askerî ittiiak imzalamıstır. 1941 vılında da Nazi Almanyası ile blr ittifak yapmak zorunda kalmıştır. Bu ittifakların kaçınılmaz sonucu olarak. güçlil komşuyla ters düşülmüş ve Angloamerıkan koruyuculuğuna dayalı bir dış politikaya siir'Jklenilmiştir Dönüm noktası 1945 değil. 1939'dur. İkinci Dtinya Savaşı'ndan sonra cıddl bir kurtulu? mücadelesi veren butün üikeler. Atatürkçü baglan mız &,s poliMkaya bagımsızlıkla rınn vazceçilmez kosu'u olarak dört elle saTihrlarken. Ttirkiye (Devatnj 1. navfada) (•) Bu Istrfce ancak ABD tffc başına karşı oy Inıllandı. Atatürkçü dış politika nedir? Atatürk'ün ekonorri! politikası eiejtirilebilir, müli kapitalizm kurm» çıkmazlan üzerinde hay li şey söylenebilir, halkçılıjı günümiızun kosullannd» çok yetersiz bukınabilir. Fakat günümüzd'e Atatürk sözünü dilinden düşürmeyenlerın başarıy!a unutturmaya çahştıklan Atatürkçü dıs politıka, kolay kolay elestirilemez. Zira bu politika, bütün mazlurtı ülkelerin, öze!I:kle antipmperyaliit. milliyetçi ve devrimci mazlum ülkelerin örnek «Idıklan. hatta îsveç gibi Batılı ülkelerin de benimsedikleri. çaStlag ko;ullara en uygun diisen b»Sl»ntısı?, sktif bir banç politlkasidır. Bu dıs poiitiks, havalledn d»Jü, tarihimizin, jeopolitik du GARTH SDJ'N İÇIN >COPKU\ / S£NOE DA BlSASKEB öiBtölYi AMA H25I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle