18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYE1 2 Arılık 1975 ok eskiden bir rîokuma atölyesinde işçiymiş Şerıf Artış. Başkasımn hesabına çaiışınııı$. Handa kuru tahtaların üstünde yatar, üzüm ekmek, karpuz ekmek, zeytin ekmek yer, bıriktinrrniş gündeliklerinin bir bölümünü. Bir at, bir deve mı? Ne olsa sömürülmüş işçi gündelikleri. «Damlaya damlaya göl olur» demişler ama o kadar ufacık ki damlaiarı: Yazın arkadaşlar uzun uzun anlattılar. Uzunyayla'nm bir koyunden inıp gelmişti galiba. Köylü tutumluluğu ıle bir tezgâhcık alıp kendi hesabına çalışmaga başlamış sonra. Bursa ipliklerlnden dokuyormuş. Haviu da dokuyor muydu bilmıyorum. Sonra tezgâhı ıki, üç, dört yapıyor. Dokuma atölyesi bir fabrika oluyor hızla. Başkaları kendisini nasü ve ne ölçüde sömürdülerse, hiç sömürü adı falan anmadan. «Sizlere iş buldum, sağladığım olanaklardan ekmeğinizi C'.kartıyorsunuz!. ayaklanyle o da başkalarını sömürmeğe başlıyor. Çok kazan:yor fabrikası. İşini genişletiyor. Adı duyuluyor, yayılıyor. Ürettirdiği mallar tutuluyor. Hicaz'a da varıp geliyor yengemizle. Ondan sonra da başına geçip bir okul yaptırıyor. Sağiığında ba.tımını üstleniyor. Ölümünden sonrası için de iki dükkânla bir kahve satın alıp vakîediyor. Çok geçmiyor. bir trafik kazasmda ölüyor Hacı Bey. Bugün «Şerif Artış t!kokulu«nda okuyan çocuklar, onların ana babaları, günde belki bia kez anıyorlar adını. Öldükten sonra yaşama isteği. însanoğlunun çok köklü bir tutkusu degil mi bu yüzyıllardır? Çok kafa yormuşlar bunun üstünrie. Kimi adını andırmakta bulmuş çareyi. Kimi de oğlunda, kızında, kendi döiünde yaşamayı seçmiş. Hattâ kimi de, böyle «kendi kazancı^ndan değil, hazinenin altınlannı dökerek camiler yaptırmış. nunareler diktirmiş. Hele o türbeleri: Yolunuzu düşürüp bir görün Ayasofya'nın avlusundaki kocaman kapılıyı. Padişah hazret:eri, kanları, kızları. damatlanyla birlikte doldurmuş her yanı çinilerle bezeli yapının içini. Bugün bile bekçisi, bakıcısı ile giderleri sürüp gıdiyor halkımızm sırtından. Ama nedir yapılacak olan? Her tutumu, her davramşı, kendi döneminln, kendi çagının değer yargılanyla incelemek gerekiyor. Başka türlü varılan her sonuç yanıltıcı. Okul yaptıran dokuma patror.u. eski işçı Şerif Arnş'ın hikâyesini konuşurken arkadaşlarcıan biri apaçık bir kiiçümsemeyle elini salladı: «Marifet mı canım? İşçinin sırtmdan kazanrmş, yemıs yemiş, ucundan bir okul yapnrrmş! Somürü den sadaka. Bu yolla mı çözülecek halkın ilköğretim ve genel egitim sorunu? Ve de bu yolla aklanacak mı patronlar birer birer?« Elbet haklıdır bu sorulann hepsi. Ama r.e demiş bıyık altmdan gülen bir bilgelikle nalk? • H?,kkın var ama alacağın yokS Böyle küçumseyeceksin de ne geçecek eline? Yenı okul yaptırmak isteyenlere mi engel olacaksm? Bu türlü tarnsmalarda sav tokuşturmanın bir türlü sonu gelmez. Ç OLAYLAR VE GÖRÜŞLER KÜÇÜMSEME Fakir BAYKURT «Zaten eğitirn dediğin de ne? Eni sonu bir üstyap: kurumu olduguna gore. asıl tarıhsel gelişimi ekonomı sağlar ve belirler, ondan ötesi kavuz kapçık....» Öyle ya! Bir kez böyle yazdı mı yazmadı mı kara kaplı kitap! O kara kaplı kitap ki. Döyle yazmasa bile. belki de altıncı kulaktan edmdiği bilgiyi böyle anladı mı. anlamadı mı bizim okumuş! Ekonomi politik bilgileri ögTenmede durmadan «yalınkat» koştuk, hem de çok ileri gıttik gibi geliyor bana. Sirke küpünün yar.ından geçen faıecik nasıl kedilere kafa tutmağa kalkarsa, kara kaplı kitaptan iki sayfa devıren de bilcümle üsryapılan küçümsemeğe başlıyor. Akıllının teki Köv Enstirüleri için masal. diye yazmadı mı geçenlerde'' Peki masaldı da niye sürdür medi eeemen güçler? Ondan âlâ araç mı olıırdu uyandığı zaman ele avuca sıgmayan halkı uyutmak için? Niye aneak altı yıl uygulatıp ondan sonra şıp diye kapattılar? îkincısi. niçın egemen giiçler. kendi cıkarlan dogrultusundaki bir egitimi var şrüçleriyle kurumlaştırmaga çalışıyorlar? Okıısalar o kara kaplı kitaplan vazanlar e*itlm için neler söylüyorlar'. Okusalar, aionomisiz de. eğitimsiz de olmayacafını anlarlar. AIT yapının elbet üst yapıya büyük etkisı var, ama üst yapmın da alt yapıya etkis: vok mu? Karşılıklı sürekli. hem de zorunlu deSıl mi bu etkıleşim? Eğitim ki tutucu güçlerin elinde bır uyu'ma ararı. doğru. Ama yeniükçi, devnmci düşüncele ri yaygınlaştıran da o değil mi? Bir başına okuI M yazmanın ögrenilmesi büe. emekçı halk kitleleri için ileri bir adımdır. Hem de devnmci. Çünkü önemlı bir araçtır. Yayılmadıkça en parlak düşünceler neye yarar? Sadece aydmların dar çevresinde kalır. onlann kendi aralanr.da yap tıftı tarnsmalarda güzel gereç olur, o kadar. Düşünceler halk kitlelerıne mal olsun ki maddesel güç hsline dönüsebilsın. Neyse. Sordum Şerif Artış'ın yaptırdığı ofculu küçümseyen arkadaşa: «Ne yapalım, yıktıralım mı sosyalizm gelir.ee''» Samnrri okulun vapısım ka pısını genrdi gözünün önüne: «Yok :anım neden yıktıralım, kullamnz?» diye karşıhk verdı Bugün de kullan eknden geldiği ölçüds. Zaten hangi okulda kıyılmıyorsun? Ben de onlara Ankaradakı bir müteahhıdin yaptırdıg) nkulu anlatacak oldum. «Kim o. Süleyman Demiıel mi?» diye sordular «Hayır!» Öteki ünlü müteahhitleri saydılar. Değildi. Pu, orta çapta biriydi, ama başkent sokac.iaıındaki akasyaıar kaoar koparmıştı devletten Bır derdi vardı yalnız Pek sa\oırgandı oğtılları Arabaıar, barlar. dostlaı kadınlar Kansı da gürnüş gözün bir.ydi, Habire süslensin, püslensın kürk alsın kumar oynasın. Bu durumda ne yapsın adamcağız? Ucundan kıyısından ayrılıp bir okul parası biriktırdi saklı saklı. Gelışen nıahal'elerın birinden yer aldı. Sonra Bakanlıktan yenl bir iş üstlenmiş gibi ikı blok iki kat. virmi dershkli falan bir okul yaptı. verdi vlü'i Egitim e Acılıs tnrpnmdp Vaü şu hu konvfjlar da öyle anlaşüdı orta çaptaki müteahhidin okul jipu.üıjı. Adını da koydular ön VÜZÜ:IP «Nasıl bıra'îsi mriı btitün knzancını. biriktırriiâini o savursran o£*ıllnrlft (rilmils jtöz kadma. yoksa bir okul da olsa kazanç mıdır toplurna?> Kimse sa\unmııyor. TUrk eğıtiminm sorunları bu yolla çözülür diye. Elbet köklü snnşımler gerekli. Ve Anayasanın dediği bu gârev dev letin. Ama birkaç jiırttas çıkar da okuî vaparsa burun kıvıramayız. Geçmişten süriip gelen bir yoldur bu örunde insanm adını yaşatma tstegi vardır. Ald:ğmm, biriktirdiginin hepsmi kullanıp tüketeceğı ya da savurgan mirasçüarına bırakacafı yerde bir bölümünü ayırıp böyle «yapıt» bırakıyor adamlar. Yenı yenı üç beş kuruş kazanma£n başladı ya bızde de yazarlar. Çocuklujfu, gençiiji yoksunluklar içinde geçen Aziı Nesin de b;r vakıl kurarak. her yıl dört çocuk alma>n, Mr süre sonra sürekli kırk • ell) çocugun yüksek bgr^nım lerine kadar her tUrlü gereksinmelerini Karsılamayı düsündü Bunun için Istanbul Çatalc* yanlannda 39 dönümltik toprak sağiadı. ftç ynpı yaptınp yönetim, yurt, kitaplık, konukevı. spor ve tiyatro salonu gibi bölümlerl bu yapılara yerleştirecek. Kaç kişi gördiim bunu da eleştirip kliçümseyen: «Haha haha! Hanl toplumcuydu? Alacak dört çocuk, böylece voksul çocuklar sorununu çözecek! Haha!..» Gerçekte az bılmekten. az görmekten ileri geliyor bu dar kafalı tiıtum. 1965'te Bulgarıstan'ı gezerken, bir akşam. yirmi yıl kadar milletvek.ilJiği, bu arada Halk Meclisi Başkanll*ı. Yazarlar Birliji Sekreteriiği de yaprmş olan romancı Georgi Karaslavof'un konuğu oldum. O zaman da anlatm'.ştım. Sofya'ya on kilometre kadar uzakta bır dağın etegındeydi üç katlı. genis bshçeli evi. Beni özel otomobiliyle aldırmıştı. Yemekten sonra «çalısma kat:»m gezerken üst üs'e yıjfılmış paketler gördüm koridorda. Bunlar vazarın kitaplıâından ayıklanmıs kitaplardı. Sık sık başvuracaklannı ahkoyup öteküeri sekreterine paketlefıyoı volluvordu koy Dkullarına. «Sekiz tane okulum var köylerde'» dıve ekledi alçak gönülle. «Bunlar :ıardes okııllar mı? Yoksa sosvalist devlet yaptırdı an smn adıni7i mı verdi11» Cünkü çok vaysmdı bf.yle ad verrr.e'er köylere. okuîlara, kitacl.klara alsnlara Kareslavof'un bazı vararlıkları da olmustu U'usal Savaşta «Bir tane vetmivor muydu komçu1'» diye pekiştirdim sonımu. «Buniın kendım yaptırdım yazı gelirlerimle.» O zaman dü?tü benim «ieton». İki ülke aras.nda nv'e farklıvriı ki kavramlnr. ben samyordum yazarlar ekmek derdinde. geçim derdinne. Meğer bir basan kadar kazamyordu içlerinden çogu. Geçen vaz Konstantin Simonov celdi. o da söyledi: «So\Tetler Birligi Başbakanmdan çoktur gelirim. » Sosvalist toplumlarda bile böyle bir durum var demek. Ne vaparakt' Karaslavof giderlerinden artan parayı 9 Toplumdan aldıgını topluma venyordu okullar vsnarak. Aziz Nesin'inki de öyle değil mi? Türkiye'dp düzemn kapitalist olması or.unla Serif Artıs'i" =nçu m u ' Şerıf Artış da ıcmnp ya^ariıgı dönemin deger yargılanna uc^.ın nlarsk bir ölçiide top'uma veriyordu, baska ne? Bunu düsünmüyor bizim valınkat okumuş. Sabahattın Eyuboglu. La Fontaine'den çevirdiği «Masallarnın başına bir önsöz yazmıştı ya. Onun sonıında Âşıt: Veysel'ın kendi diliyle pek tatlı bir «mespl»i var: «Çıl horozunan ak tazı dimişler, gides vad elde bır köy şeneldek Bır daftın koyajında eğlenmisler Horoz çıkmış aüım unuttusîum bir ajjacın dorufım* edir«ıfı kişiflpnıege Tazı yatmış «llı bir dikenin dibine... Tülkü demis ufaktan. sen ne aran bu yanda? .. Birlik gurak sizin köyü Bizim köyün muftan su kafılın dibinde .. Tazı kapmıs koparmıç tülkünün kuvrujvınu... Zor şeneldirsiniz bu köyü, demiş tülku.s Anımsadım, aktardım buraya. .\nlami açık. . Sairalar ve Keseleri * I nsanın görünen organları var: EI, ayak, göz, burun, kulak, dil, v.b.... Görünmiyen organları var: Kalb, skciğer, dalak, bobrek, karaciğer, beyin v.b.... Gözönünde olduklarından mıdır, nedir; insanoğlu görönen organlarına daha yakınlık duyuyor Her sabah uyandığında kollarını açıp gerinerek, bacaklannı uzatıp sallayarak bir denetime gimiyor. Ardmdan aynada suratına bakıp. orasını burasını gözden geciriyor. Görünmiyen nrganlanyla bu denli sıkıfıkı değil insan... Bedenin içinl gösteren kullanıslı bir ayna henüt icat edilemediğinden, her »abah mideyl, akciğeri Izlemek olanak dışı. Aksam yemeğinde ickiyi cok kacıran kisl. »abah »ıras olıırken mpstrası bozulmuş suratına bakarak bir özeleştıri yapabilir: Oğlum, dün gece yine alkol duvarını aştın, şu haline bak, kendine acı!.. Ama icimizde neler olup biHiğini oün b« gün îzliyebiliyor muyuz? Okumakla calısmakla gecen uykuıuz bir gecenin sabahı gözler kan çanağma dönmüş. Ya bedenin içe dönük kesimlerinde ne eltnuş? Kafasının dazlaklaştığ'm görerek özülen klşi, günd» üç pake» sigara içiyorsa, akciğerinin hangi renge dönüstüğünü aynadan kovıışturabilir mi? Yeryüzünde okula gitmemis milyonlarca insan. viicudımun neresinde ne olduğundan habersizdlr. Köylünün biri bağdas kurmus, mendilinl önüne yaymış, soğan ekmek yiyormuş. Oradan geçen yasjıca bir bay dayanamamıs: Oğlum iki kal otumus ha bre atıstırıyorsun, midenin üstiine abanma, sonra fena olursun. Köylü saskın, bakmıs: Midc mi? O da ne ki? Adam: Birsey değil svlâdım, demls, «en yement baıt. Çoğu zaman organlarımıı bir» baikalHırmadıkça, blz onlardan haber»ir yasarız. İnsan, ağrımadan midesini; burulmadan barsağını; sancılanmadan bobreğinl hatırlamaz. Pekl, ne vapmak gerekir bir organ başkaldırd:ğı zaman? Komşusu N a ı rettin Hoca'ya: Başım ağrıyor, ne yıpayım? diye »ormuş. Haca: Vallahi bilmem, benim diçim ağnyordu çekfirdim. Her organ için aynı yöntem ııygulanabilir mi? Eskiden, insan bedeniyle toptum yapıtını, egemenl«Hn ho»l«nacaüı blçimd» blrbirin* b«me»en kuramUr orlaya atılmıjtı. Kıral baş; devletin memurları, eller; halk, ayaklar... Zamanl* aşıldı bu tür yersi? benzetmeler; loplum yapısının sınıflardan olustuğu anlasıldı; insanla insan toplumunun aynı evrensel va bilimsel kurallara oöre değistiği belirlendi Ama bazı kişiler, insan bedeniyle loolum yapısı arasındakl çağdm benzetmelere dayanarak, sonuçlar çıkarmaya yönelirler. Bunlara göre bir organın düzentlz calış.nas' hastalığm simgesldlr. Hastalık llâçla tedavi tdilir, ilaçla tedavl çaresi yoksa, amtliyat gereklidir. İlk bakışta doğru görünüyor bu mantık. N« var ki, blraz derinleştlğimizde altmdan çapanoğlu çıkıyor. Çünkü insan bedeninde olduğu gibi toplumda da her organ ın niteliğl aynı değildir. Kalb, beyln, karaciğtr Ile safra kesesi bir mi? Böbreğin tekini alıp, akciğerln birinl töndürerek yasatabıliyorlar insanı; ama karaciğere ilişebilir mislniz? Bir toplumda da aynı kural geçerlidir. Burjuva sınıfı olmadan da pekâlâ yasayan ve sağlıkla işliyen toplumlar var çağdas dünyada... İşçi sınıfı olmadan yasayan bir »oplum düsünülebilir mi?.. Iste çağımızı vurgulayan gerçek, budur. Bugün yüksek düzeydekt çok akıllı klsiler, Naırettin H > Belediyeler ve Yasalar Necdet ÖZKAN BAYRAMPAŞA BELEDIYE BAŞKANI İ I 1 11 I1 1 88 • DGM'NlN KUKULUŞ YETERSÎZLÎĞİ 1773 sayılı DGM'nin Kuruluş ve Yargılama Usullen Hakkındaki Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından biçim yönünden iptalı ıie, işlerliği öteden ben hukuk sahasında tartışma konusu yapılmış olan bu müesseserun son zamanlarda yoğun bir şekilde eleştirilmesine de\am edilmektedir. Bizce basmda yapılan bu eleştirilenn te:nel nedenini, müessese olarak hukuk dünyamıza giren DGM'nin kuruluş. göroKçesinin zayıf ve yetersLZ oluşunda B clediyafer Scrbest Halk Oylatnası llc olu?muş mthalli idarelerdir. Beldenin kanunla oluşmu} Belediyt görtvlerini yapmakla yükümlüdür, Halkın her gün yaşamında büyük gereksinmeler duyduğu hlımslleri yapmakla yükümlü olan belediyeler bugün uygulamada görüyoruz ki, iş yapabilmek için öncelikle hükümet yardımına ihiiyaç duymaktadır. Bu yardım aşağıda belirtmeğe çalışacağım nedenlerden anlaşılacağı gibi önce maddi yardım değildir. Konuyu irdelerkeri aHını dikkalle çizmemiz gerekli bir konu fiMİur ki, b*4ed4y*4er o beldede yaşayan tüm insanların bctediyesiV J e dir vt hlımetindedir. ' * ••' Kanun yapıcı, Belediye Baskanlannın ve Belediy; Meclislerinin politika yapmasını yasaklamıştır. Bir belediye başkanınm kckende hizmet gotürmede politika yapması partizanlık gostermesi fazla olanaklı değildir. Şoyle k i ; bir semttt yol yapacaksınız, su götüreceksiniz, i^ıklandıracaksınız mümkün müdür ki <bizdentizdcn> ayrımı yapajınız. Buna rağman kanun koyucu, belediyeleri politika dışı kılmakla son derece doğru bir yöntemi pekişlirmislir. Belediye gorevlilerinin partizanlığa kaymasını yasalarla engellemiştir. Şimdi burada ortaya bir başka sorun çıkryor. Hükümetler belediyelere pelitik yaklaşımlara glrerse, partizanca bir sistemi pekiştirirse, yani «bu belediye bizden, bu onlardan» diye bir ayırımla belediyelere yaklaşırsa, bu durumda zaten artık yaşamın geritinde kalmış Belediye Yasatarı ile zor durumda olan bir belediye, bir de hükümetin partizanlığına çakıiırsa sonuç ne olur? Bu durumla karşılajan bir beldenin Belediye Başkanı ve Meclisi ne yapar. Her halde hukümetr oluşturan parlinin mensubu olmayan belediyeleri n iş görme sansı kalmadı diyerek görevı olduğu yerde bırakrr.az. Bırakamaz. Böyle bir şansı yoklur seçimle geımis Belediye Başkanı ve Mcclis'in. Öyleyse ne yapar bu durumla karşılaşan bir Belediye Başkanı? Hükümetin tarafsızlığma karşı koyacaktır en hafifinden. Doğal olan yol budur. Ne yapacaklır görevin aksamasının nedenin! en azından o bölgede yajayan insanlara duyuracaktır. Kısacası partizanlık yapan hiikümeti seçmenine jikayet edecektir. Bu bir yontemdir. Şimdi bu yöntemi incelediğimiz zaman görüyoruz ki bu çaba belediye görevlisim politika yapmak gibi kanun koyucunun yasakladığı yasa dısı yollara sürükler. Kısacası hükümetin partizanca tutumunu gögüslemek isteyen Belediye Başkanı istemeyerek politika yapmağa zorlanır. Ya da dlyelim ki belediye bir alanı kamulaştırmaktadır. Bu alan içinde Bakanlıktardan birinin bir arsası vardır. Yasa gerekli islemler tamamlanmadan bu alanın üzerinde belediyenin tasarrufu nu engeller. Adı geçen Bakanlık sırf bizden olmayan belediye be!desine iş yapan hizmet götüren bir belediye olmasın diye işlemi yokuşa sürüyorsa bu durumda Belediye Başkanı cesaretle tüm şorumlulukları yüklenerek kanunun üstüne yürüyecek ve işlemi tamamlanmamı; alana kdzmayı vuracaktır. Burada da Belediye Başkanı istemeyerek yasa dışına düşecek en azından yasa dısına duşmenin sınırını zorlayacaktır. Buraya kadar belirlediğimiz örnekler gösteriyor ki, belediyeler kanunla yükümlülük altına alınmış ama yasa koyucu belediyelere karşı olan yükümlülükleri pamuk ipliğine baglamışlır. Belediye gelirleri yasaları sehremanetinden bu yana kullanılmakla artık işlemez, iş görmez hükümler taşımaktadır. Bu konudaki kanun tasarısı belediyelere yeni gelirler şağlamak için meclise kadar gelmis ama meclisten geçirilme olasıiığı henüz butunamamıştır. Son hükümet uygulamasında görülmüştür ki, belediyeler hükümetler tarafından ısrarlı bir tutumla ıbizdenbizden olmayan» diye ayrılmaktadır. Demek oluyor ki, meclislerde bekleyen kanun tasarışı çıksa bile yürurlüğe girse bile bu kez belediyeler yeni bir cıkmazın içine gireceklerdir. Bu da demokraşimizin içinde bulunduğu rahats'zlıklardan birisidir ve gcrülen odur ki, demokraşimizin bu noktada annması için daha uzun süre gerekmekledir. Öyleyse ne yapılacaktır? Heman söyleyeltm: Yasalarla belediyeler teminat altına alınmalı ve özerkliği tanınmalıdır. Her Belediye Başkanınm ve Şehlr Meclisinin karşılaştığı sorunlar ayrı sonuçlara varmaktadır. Koşulların, ülke koşullarının özü budur. Tüm Belediye Baskanlannın sıkıntılarını, uygulamadaki zorluklarını kapsayan ve öncelikle hükümetlerin partizanlığı önünde belediyeleri koruyan yasalara gerek v/rdır. Ben uygulamanın içinde, bu konunu> sancısını çeken bir yetkili olarak konunun kamuoyunda tartışma kazanması için bunları yazıyorum. Bu konu ancak ülkenın demokratik kurumlarının tartışma duzeyins sokulmas'yle çözume ulaşacaktır... sme getirilmeleri zaman almakDEVLET GÜVENÜK MAHKEMEIERJNIN KURULUJ NEDENca'nın komşusu gibi düsünüyorlar: ta ve bir dt mahkemelerin ye Emekcl sınıfı basağruı oldu, n« yapalım? LERİ ÇOK ZAYIFTIR. IEMEL HUKUK ILKEIERINDEM YOKSUN rel marmemelere vazdıkları taliHoca olsa: mat cevaplannın gecikmesı seVE AKSİNE HUKUKU ZEDEIEYİCİ NİTEÜKTEDİR. ANAYASA Vallahi bilmem, benim disim ağnyordu çektirdim, dlyebebıyle duruşma ertelemelencek. nın de bir ay gibi uzun aralarla MAHKEME5İNCE DE İPTAL EDİLDİGİNE GORE BU MAHKEMEToplumumuzun hasta olduğu belll. koyması ile adaletin tecellisi isÜlkemizde nc kadar safra varsa, bir yandan kestsinl dolter istemez geciktırilmektedır LERİN YENİLENMESİ GEREKSİZ. durmaya bakıyor; öl« yandan suçu emekçilerd* arıyor. Yalnıt 1773 sayılı yasanın 9/B madaramakla kalmıyor, Ankara'nın kulislerinde ameliyat söylentidede yer alan suçların ışlenmesi ieri bile duyuluyor. Oysa bu safralar bilmeliler ki, safra kesesi halinde soruşturma ve sanıkların kesilip atılabilir; ama toplumun ameliyat edilemiyecek organmahkeme önüne çıkaralması daOsman Nuri KARATEKE ları vardır. 12 Mart'ta eline bıçağı alıp bu Işlere heveslenenha da uzamaktadır Zira bu mad ler, birkaç yıl içinde hangl sonuçlara ulaştıklarını gör(nedil«r dede sayılan suçların Devlet GU Ankara DGM C. Savcı Yardımcm % ; venligirıi dogrudan I I M **1kpLaVnlar larihsel gidls İçinde safralarını bir gun alacaklencftrmecdgı ^'azırlık lardır; ama safraların emekçi sınıflarını yck edebil liklerinl >• ması sırasında yerel Savcılıkla. Büyük Millet Meclisi 114 numarih şimdiye dck yazmadı, bundan sonra da yazmıyacak. rah geçici komisyonun 29 nıayıs bulunmasının zorunlu hale geldia) Hazırlık soruşturması sı DGM Savcılığı aras'.r.da; son so1973 tarih ve esas 1/831. karar: 2 ğine işaret edilerek, bir yandan rasmda C. Savcılığımn sanıgı onnısturma sırasında da yerel mah nolu BMM Baskanlığına sundu ceza müessiriyetini arttırmak bes gune kadar nezaret altında keme ile DGM arssında vazışma ğu raporda, «Anayasanın 136. için süratli yargılamayı lara yol açmakta ve nihai learar sağla tutabilmesi, maddesinde genel mahkemeler mak; DGM Savcı sına ve mahkemeye b) Yargıçların reddine dair kurulusu arasında, bir anayasal (temyız yolu açık olmak üzere) 3 Ote yandan hususiyet armüessese olan yeri tayin ve tes 7eden bu gibi suçların ihtisaslaş itirazların aynı mahkemece kara aıt olmaktadır. ra baglanması, bıt edilen DGM'nin kurulmasın mış mahkemelerde görülmesini Böylelikie istenilen amaç bu c) İlk soruşturmanuı kaldınldaki mucip sebepler. Anayasa mümkün kılmak. sırasında yakın ngileıini esirgemeyen sakmcalar nedeniyle elde edileması, gerekçesınde açıklanmış ve büİleri sürülen bu nedenlen tek okurianma. dostlarıma, arkariaslanma tesekkürlerimi iç» memektedir. tün dünyada olduğu gibi memle tek ele alalım: d) DGM'nin görevine giren tenlik ve sa>gıyla sunuyorum. I. S. önerilen usul değişikliklerinin ketimizde de yeni suç ve suçlu1 Memleketimızde yeni suç suçların acele işlerden sayılması luk kavramlannın ortaya çıktıgıve adli ara vermede de bakılma Ceza Yargılama Usulü Yasasında ortaya na ve bunun sonucu olarak, suç ve suçluluk kavramları yapılması ile hem süratli vargısı. luların takib \e muhakemelerin çıkmam:şt\r. Yasalarunızdaki bae) Bu mahkemelerın kararla lama sağlanabilecek, hem de, zı devlet güvenliği ile ilgili göde yeni usuller aranmasının ve rını inceiemek üzere Yargıtay'da tabii yargıç ilkesinin zedelenme bulunmasının zorunlu hale geldi rülen suçlar DGM'nin görevT sa yenı bir dairenin kurulması. si önlenmiş olacaktır. hasına alınmıştır. Örneğin. TCK' ğine işaret edılerek, bir yandan 3 Suçlann uzmanlığa dayanun 125 ile 141, 145, 157. 161. 163. Getirilen bu usul değişiklıkleri, ceza müessiriyetini arttırmak maddenin bir, iki, üçüncü fık bazı hukuk kurallannın zedelen lı mahkemelerde görülmesinm 24.11.1975 günü velat eden için sürekli yargılamayı sağlar mümkün kılınması amacı da bumak, dığer yandan hususiyet ar raları. 68, 169, 171, 172. bu mad mesinı de beraberınde getirmekgün için yarar getiremez. zeden bu gibi suçların ihtisas delerdeki fiiller devlet gtivenli tedir. Sanıklann onbeş güne kaBugün DGMIerine atanan laşmış mahkemelerde görülmesi fini rr :tlak ihlâl eden fiiller ola dar nezaret altında tutulması ve ni mümkün kılmak için DGM' rak görülmüş ve DGM'nin göre yargıcı red itırazlannın tedde Savcı ve Yargıçlar sadece Devgeriye bıraktıgi büjük acıyı bizimle birlikte paylasan bület Güvenliği ile ilgtlı suçlann nın kurulması gerektigi belirtil vi sahasına alınmıştır. (1773 sa dilen yargıç veya yargıçların buyılı Yasanın 9'A maddesi). Ote lundufu yargıçlarca karara bağ soruştunnasını yapmak gibi betün dost ve yakınlara teşekkür ederiz. miştir» denılmektedir. ki bazı suçlar da doğrudan doğ lanması gibi. lirlenmış ceza maddelert ile karEŞÎ Ç0CUKLARI Gerek Anayasada yer alan ruya devlet güvenligini ilgilendirBu usul değişikliklerl ile sü şı karşıya ve tetkikatı da bu saDGM'nin kurulmasına, gerekse dıkleri takdirde DGM C. Savcı rekli bır yargılamanın sağlanacahalarda kalmakta ve ihtisaslas1773 sayılı DGM'nin kuruluşuna lıfmın veya mahkemelerinm tak ğı ön gönilmektedir. ma her Savcı ve Yargıcın tetkidair yasanın ortak gerekçesi olan diri ıle temyiz yolu açık olmak Cumhuriyet 9 W 6 katı ve yeteneği ile bir aşama Yargıcı red müessesesi ıle sagorüş şu temel nedenlere dayan üzere mahkemenin görevi sahanıklann onb'ş giine kadar neza kaydetmektedir. Ancak 1773 samaktadır: sına ilmektedir. Bu suçyılı yasanın atama ile ilgili alret altında bırakılması dışındakl 1 Bütün dünyada olduğu gi lar da ceza yasalanmızda mev defişiklikler esasen yerel mah tıtıcı maddesi bu mahkemelera cut olan suçlardır. '1773 sayılı bi mem!eketimizde de yeni suç kemeler nezdinde çahşan C. Sav atanacak Savcı ve Yargıçlann ve suçluluk kavramîannm orta yasanın 9 B maddesi». cılannın ve mahkemelerin so Bakanlar Kurulunca her boş yer ÇA6€A$ YAYINLAR1 ya çıktığı: DGMIeri Kurulus ve Yargılama nısturması sırasında da müm için gösterilen iki adaydan birl2 Bunun sonucu olarak suç Usulleri Hakkındaki Yasa ıle ge kündür. nin Yüksek Savcılar Ktırulu ve lularm takib ve muhakemelerin tirilen usul degişikliklerinden öa) Ceza Yargılama Usul Yasa Yüksek Yargıçlar Kurulunca de yeni usuller aranmasının ve nemli olanlar şunlardır: atanmasmı zorunlu kılmaktadır. sında hıç de tatbikatta yaran Böyleee çogunluga sahip bir bulunmayan ilk soruşturmanın kaldınlması. (Esasen son 1973' partinin iktidarda olduğu düşünüldügünde bu mahkemelerin te yapılan 1696 sayılı kanunla ilk soruşturma Savcının takdiri kadrolannın kendi yanlısı savc» ve yargıçlar ile doldurmasi isne bırakılmıştır. Mad. 171). b) Tüm bu suçların Ağır Ce ten bile değildir. Üstelik hâlâ görev gören tüm saveı ve yarza Mahkemelerinin bulunduğu Belediye hudutlanrun dışında da gıçlanrı ıvnı görevde çalışmalc hi lşlenmesi halinde. acele işler istemeleri de olasılık dışıdır. bizi başka yerde aramayınız den sayılarak. kaçakçılık suçlaGÖrülüyor kj bu mahkemeleMat Zekı ÜLGEN Alkan İhsan KARSU nnda oldufu gibi 3005 sayılı ya rin lcuruluş nedenleri çok zayıfFizik İbrahim ARIKAN Nazmı ARIKAN saya göre yapılması, tır. Temel hukuk ilkelerinden c) DGM'nin görevi içersine alı Kımya Yasar GÜNTÜRKÜN yoksun ve aksine hukuku zedenan suçların inceienmesi '.çın lpviri niteüktedir. Anavasa MahMOOERN EĞİTİM Yargıtay nezdinde müstakil bir kemesi bu yasayı iotal ettiğin» DERSANESİ ndeyız dairenin kurulması. göre, bu ıpfal doerultusunda huBeklemeliler. 3 Aralık Lise sonlar 6 Aralık Nevzat üstiin'ün îki yıllık uygulamada da gö kukun itibar kazanması için tekCırapitn Caddesı INo 43 45 Tel 40 60 82 Besıktas rüldüğu gibi esasen bu giin yar rar bu mahkemelerin yenilenmegezi notları gı çevresi geniş olan DGM'den si ciherine gidilmemesi ve ilk istenilen stirat sağlanamamakta fırsatta da Anayasadan bu mahdır. ömeğin Artvinde ışienen b:r (Artaş: 867) 9590 kemelerin kuruluşuna dair madf:ilden dolayı soruşturmanın yadelerin çıkartılması her ifctidapılması, sanıkların Ankara DGM nn görevi olsa gerek. tsteme adrcsi: TEŞEKKÜR Şevki KUÇÜKKINAY'ın UNIVERSITE VE AKADEMİ ADAYLARI YAKINDA CIKIYOR Alamanya Beyleri Portekiz'in Bahçeleri Fiyaiı 15 Hra İLAN T.C. Ezine Belediye Başkanlığından KAYSERi GEVHER NESiBE TIP FAKÜLTESi DEKANLIĞINDAN: Faküitemızın, Genel Cerrahi, Üroloji. Ortopedi, K.B B. Nöroşunrü, Nöroloji, Kadın Hastalıkları Dofum, Danilıye, Pataloii Mikrobiyoloji, Anestezıyoloji ve Radvoloıl Büim dallanna asistan ile Fakülte Hastanesi için yeterince 1 CtC.103.63 n..'sı Keşll bedelh Ezıne Beiedıyesi Açı* V\zar ven ikmal inşaaO 249u sayılı Kanunun 3Vin<a maddesı geregince kapalı zart usulü ıle 19J5 yılı Dlrtm Uratian lizerınden ihaleye çıkanlmıstır. 2 Işin geçıcî teminatı 45.158. rL/sıdır. 3 thaie dosyası mesal saatleri dahılınde her «fün Beiediyemiz Fen tşlerinde görülebtlır 4 Talıplerin dosyasında beltrtilen thaleye tstira* e»:afe'an İle müracaat edereK thale tanhınden oıı evin evvelıne kadar yeterlik oelgelenrü almalan îerekrnektedır 5 li\ı ışm thalesi 18.12.197i persembe ellnü saat uuy'te Beifflıve fc.'ncümenı nuzıırunrla rapuacnKtır 6 Bu ışın son müraeaat tanni 17 12.1975 çar*am^B eünü mesaı saatı srmuna naflarmr. 7 t^ssra gecıkmelen ve telgrafla müracaaîiaı ttacal edıımez. (Basın: 271U«) Sosyal Sigortalar Kurumu îstanbul Hastanesi Başhekimliğinden: 1 Hastanemizden bir yıl müddetle çıkacak yemek ve sebze artıklan İU.12.1975 Çarşamba günü saat lö'de kapalı zarf usulü ile ihale edilecektir. 2 Bu ışe aıt şartname Kocamustafapaşa'da bulunan Komısyonumuzdan ücretsız olarak temin edilebihr. 3 İhaleye ıştirak etmek ıstej'enlenn hazırlayacaklan kapalı zarflarını ıhaleden bir saat öncesine kadar komısyonumuza vermeleri veya bu saaiien önce komisvonda olmak üzere posta ıle gönderilmesı şarttır. Postadaki gecıkrne kabul edilmez. 4 Hastanemi7 2490 sayıM Kanıına tabi dejildir. (Basm: ÇAĞDAŞ YAYINLARI , Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 İSTANBUL Yağmur ve çamurdan kaçanları, kıştan, soğuktan korkanları kış aylarında Hemşire alınacaktır İsteklilerin 17.12.la75 çarşamba günü saat 17.»j'a t;adar Kayseri'deki Dekanlık bürosuna mUracaatlan rıca olunur. (Basın: 27475) 9593 VÎLLA LALE Tam Pansiyon 125 TL. ORFN BlRHANtYE, TEL: 313 nin aile sıcaklığına bekliyoruz Devamlı sıcak su, kalorifer, nefis yemekler.. (Cumhuriyet: 9bU4)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle