24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ı çağın eskimiş cddşUnüyorum, 6yle isa ım» duşüncesınp, çagımız «ranm oyle ise unmelıykn» dıyerek karşıhk vermektedir. te Kışinin var clup olmadıfı, yaşayıp ya*ı düşünüp düşürtmemesine bağlıdır. öyle .unmeyen kışimn nesnel varlıği, yokluğu leğerdedır Kanımca bu kural ulkenin varda yokluğu yonunde bır yargıya varaıçinde geçerlidır. unce ancak düşünülfinin hangi biçimde olsun açığa vurulması ıle değerlenir va sağlar. Bır ülkede toplumu oluşturan niiüşünmüyor'ar ya da duşündüklerini söy• yazmıyorlarsa. o ulk°mn varhgı bir an, cuzerıne dlu toprağı serpılmış bır varlık» ;ye gıaemez. Bu nedenle dusünceyı, kıi'un dbrt duvan arasmda tutsak etmek, kendisine ve toplumuna karşı yapabiieı biıyük ihanettir. Hani düşünmek insan ı islevı ıse, düşünülenm şu ya da bu biaçığa vurulması da yurttaş olmanın, yurtgorevıru yerıne getirmemn temel koşujkusuz düşiinülenin açıkça, fcorkusuzea rulması ozerur bır ortamın oluşrnasını zo•cılar.» Erken oten horozım başı kesilır» lesmden gıden tarihsel istem ve uygulaı acı anıları daha belleklerden ve yüreksılınıp gıtmemiştir. Dilı, dmi ve rençı ne olsun çağımız insanı, sağlam temeller oturtulmuş, korKuvız, gıileryü7İü, yasal tışma ortamı ıcınde, duşüncesinı söyle, söylenenı dirılemekten kendisine bir zameyeceğini görmenın gtivence.M içinde oltemektedır. Ulkemız ınsammn ozlemı de Tarıhı boyunca gormeve ahşık olduğu gi) susan kazansın, kor.uşan yitirsın ısteted;r «Vanm, öyle ıse düşünmeliyım» lıçı kadar, vatandaşım byle ıse düşüncemi lemehyım dıyebılmemn mutlulugtı ıle doc umudundadır. e nerden başladım, nereye geldim. Oysa işüncelerımden de öte gözlemlerimden le ve ozellıkle ülkemızde devlet çarkmı en «memur» adını verdığımiz bürokrat ile ıIış'Kis.nı dıle Retırecek bu konudaki gozmı sergıleyecektım. Ulkemızde ber kesim OLAYLAR VE GÖRÜŞLER BÜROKRATA YERGl Ahmet COŞAR TARGITAY ÜYESt deki bürokrat halk ılışkisinin. sade vatandaşın, Tannnın günu yureginde taşbasılı gıbı agırlıgını duyduğu, gıir.luk yaşamının her anında acısını çektiği çirkın bir çı;vnde süreçrehp gittığinı soylesem, unidrım, kımse bunu yadsunaz ve yadırgamaz. Sorunu üst düzeyde bu biçımde nıteledikten sonra şoyle iki anımla gelistirrr.ek istiyorum. Yıllar öncesı ıdi: daha ulusça kaderde ortak, bolünmez bır butun olriugumuz anavasa buyruğu olarak yasalaşmamıştı. Vureâı çıkarsız, pırıl pırıl Atatürk sevgısi, kalası ışıl ısıl Cumhurıyet tutkusu ile dolu ilerıcı köylu bır dostum «bu devlet mernurîannm masaıarında ne var allah a*kına? Bır i"=ın olup da huzurlanna gırdifinde masalarına şoyle bır yaklaşacak oisan sankı bır yer lerini ellerniş gibı bırcien. yaklaşma. öte dur, uzaklaş dıye insanı azarlarlar» dıye sormuştu. Arsdan uzun yıllar eeçti. Kaderde ve tasada butünleşme ılkesı yasalasıp, bır anaypsa buyruğu oldu Bu kez yabancı bır ülkede karşılastığim bir ışçi yurttaş, koylu dostumun sorasunu bır başka biçımde ymeledı: «Soyler misiniz Türkiye'de dpvlet memurLinun huzurur.a girerken nasıl davranmalı? Orneğin kapısını vurmalı mı, yoksa vurmadan mı gırmeli: ginnce fünaydın ya da selâmünaleykum dıyerek mi selâm verme li, ayağına kapanarak »ey« sarılıp ellnl öperelc mı saygı gosterısınde bulunmah ki, insanca karşılanabilelım. Burdakı ortak davrsnış bıçiml nedir dıye sordugumda «burda her şey insanca» diye yanıt verdı. Gerek koylu dostumun, gerekse isçl yurttaşın sorulan. ülkemizde bürokrasinın isleyış biçimıni, bürokratın halka bakış ve jaklaşış açısınt, vatandsş gözünde bürokratın saygınlık derecesini tüm açıkhgı ıls behrleyen nüelikte idi. Tümceler Anadolu ınsanının sorunlan kucaklayan zekâsır.dakı keskınlıği, oanlılığı, ezilmi.sliginı, tükenmeyen acısını somut olarak anlatıyor, devletle arasmda örülmüş duvann kalınhğını, soğukluğunu anlamb bir bıçımde betımlıyordu. Gerçekten ülkemızde busüne desin tüm çabalara karşın bürokrat halk ilişkilennde bir diyalogun varlıgından söz etmek olanaksızdır. Gencllikle bürokrat hizmetinl gordüğu vatandaşa karşı ki$ıligıni çatık kaşta, asık suratta. kendinı beğer.mişlıkte aravın bulmak alıskanlığından bır türlü feurtulamamıştır. Kamu hızmeti gören sıvö aslcer. yetkili yetkisız, bu\Tik küçük klmı bürrkrata işiniz duşse insancıl ve sevecen bir davranışla karsıianmanız çok kez olanaksız Ribıuır. Ussal, yasal ve hukuksal olmayan bir yığın olmazlarla karşılaşmanız bir yana, arsnanmarııı, nonanmsnn sanıu uu^u n ouşılmıs bir davranış biçimldir. Hele kamu hizmetlnın görüldügii her kurum veya örgtitte cbugün pt yarın gel» uygulaması bir alışkanlıgın boyutlanru da aşıp kesinlikle uyulması zonmlu bir yasa buymgu hallne getirilmı? gibidir. Anayasamız istedıfınce Türk ulus\mun tüm blreylerini, kaderde. kıvançta. tasada ortak bölilnmez bir biitün olarak ulusal bılinç ve Ulküler çevresinde toplanmış görsün, «herkes dil, din, ırk, cinsiyet, siyasî düsünce, felsefl lnanç ve mezhep aynmı sozetilmeksizin vasa karşısmda eşittır, hiç bir kisiye, aileye, rümreye Teva 81nıfa ayrıcalık tammaz» desin. gerçekte bır çok bürokrat kendini bu kurallarla bağlı saymamakta, camı ne kadar büyiık olursa olsun imam yine bildiğini okur, tümcesine uygun bir duymazlık içersinde davranmaktadır. Ralka hlzmet etmenin, halkla bütünlesmenin, deyim verınde ise vatandn«ın sorunlan ile evlenmenin sadece bır erdemlik değıl. avnı zamanda görevinin ve sorumlulufeunım seregi oldugunun bıltacıne varamayan kimi bürokrat ıçin söztl edilen tutum ve davrar.ıslar eünliik yasamın olsğan ve vazgeçılme7 bır ahskanlığı nitelijindedir. Devlet çarkınm dönüşündekı sayısız aksaklıklar. bzelhkle bılincli bir denetim eksikligi. sorumlulıı*u vüklenenlere gerekli yasal vaptınmlarm uygnlanmasndaki bası bosluk. bürokratın kendmi beSenmıslik fobKinı dıleditince büyütmekte ve halkı yanma vaklasılmaz bir hale getirmektedir Oysa görev yapma hizmet etme zorunluğu ve sorumlulııej bır yana. insancıl olmak uygar olmanın. uyganm divetnlmenin samrım öu koşuludur. Bu temel ilke uiuslar ıçin ne denlı geçcrh ıse birevler ıçin de o denlı gecerhdır. Görev ve sorumlu'uk duygusundan uzak. sevecenlik ten yoksun »oir kişıve etıketı ne kadar bfivük olsa saygı duyar. uy<;ar bır kısıdir der misinız? bilmiyorum ama diyebilecegmizi de pek »aaroıyorum Son demeden yüce Mevlâna'nm «Nice lnsanlar gördüm kı, üstlerinde elbıse yok, nice elbiseler gördüm kı, ıçlennde bısan yok» dizelerini bilmeyenlere anımsatır, köylü dostumla, ışçi yurttaşa ve daha onlar gîbi nicelerine yürekten selâm olsun derim. Yaşasa da Kaybedecek, Ölse de... A lar Bir hramandır an URAL YAT OGRETMENİ ıra Iktisadi • Tıcari llimler Akademısınde ftğrettm gölisi olan bır dostun odasmdakj sövleşi konumuz lısea öğretmenlerimadi. Genç ve zaru* bir profesör «Anam ıam bir ilkokul ögretmeniydi; beni Galatasaray gibi, bi Sultani» diye adlandırılan okulda okuttular. Nasıl ılemem ama, bu gerçekleşti» dedi. Oradaki egrermenlesaygı dolu anılar sundu .ra bir genç doçent Denizli Lisesindekl bir Fransızca enini dıle getırdı. Fransızca bgretım yapan okullar blkışilerin de katıldıfı bir seçme sınavında en üstün deden birini kazandıgını anlatıyordu. Bu nasıl olabihrdı? 'deki Fransızca hocasımn o ince nıteliklen bır bır sıraCekinılen. önünde saygı ile baş eğilen bir söylence (efîahramanı gıbıydi o!... e ögTetmenlerinin erdemli öykülerl karsısında hangimiide ürpertiler olmaz re anlatun birlkimlnln ıceleci tıJı sezilmez? ınbul Erkek Lisesini bitirmiştim. Oradaki «aygıdeger •m bir an gözlerimın önünden geçti: ı 1 Esat LAmi vardı, Fransızca hocası. Blr gün derse geti. Dersin yansında, yaramaz öğrenci gürültüsünün orsessız adunlarla girdl. Kısa boylu, yüc« görüntiilü sevcay: gören arsız öfrenciler bile toparlandı. O. unnursalasıyla kürsüye yürüyüp oturdu. Gözleri dalgın, mutuçuk, kederliydi. Sesi tok ve derindl: «ÇocuMar, otua ıocalığımda ilk kez gecıktim. (Saat 14.45'e geliyordu.) ınmı kaybettirn. Oğlende cenazesinde bulundum. Bu neevet bu n«denla geciktim!» Ve yine o, dersini anlatı• Hakkı Süh» G«sgin'i »ndım: Edeblyat ötretmenimlıdl. t dışında sırtında giysi görülmeyen, sol elinin bas paryeleğinin kol altana takıp konuşan bir degijik hocaydı. u ve güvenli kişiydi. Bir giln lise son sınıf öğrencısl yanımdaki arkadasa: «Bir müfettiş gelse, davranışı aca;işir mı?» diye sormuştum. O anda kapı açıldı ve içeri iş gırdı. (Kimı kez sokakta .birisini benzetırsiniz; sonra, ar yılı görmediğiruz kişinin ta kendisiyle karşüaşırsını». .'lesme bır önsezı!...) Bendeki merak: O büyük Hakkı nasıl davranacak? Zarıi hocanm sol elinm bas parmagı eleğinin kol altındaydı, gülümseyen gözleriylç her zagıbi gozlükiennin altmdan bakıyordu! Üniversite ögreönemımde bile Prof. Tanpınar dışında rastlamadığım ers anlatma sanatını» önce müfettişe, sonra öğrencilerine sten gıbı sundu. anbul Erkek Lisesinde bir müdür vardı: Cel&l Ferdl ». Hasan Âlı Yücel, o lisede ötretmenlik yapmıştı. O lerde gönül adamı olan ve gecesi nasıl tatlı geçtiğı bilinbır oğretmendı Hasan Âli. Müdür Celâl Ferdi, lşinds ve hoş görüsüz. Derse gecıken öğretmeni, Istanbul Erisesinın o uzun koridorlarında görüp kas çatıklıgı il« an kişi .. Yelek cebinden zincire takılı saati çıkarıp gösve «Yine geç kaldın» diye acımasız bağiran bır raüdür! etmenlık gunlerinde Hasan Âli, gecikmenin tuçlu eziltsmıfa girmete çalışan bır ögretmenmiş! 11ar geçer ve koşullar değişir. Hasan Âlı, Milll Eğitim Baılarak Istanbul Erkek Lisesıne şoyle bir ugrar. Celâl Fere müdurdür. Sevgili Hasan Âli'nın en büyük yanılgısı, ndakı değer degişmesiyle «Bır şey olduğu sanısı»dır. Cerdı'ye sorar: «Geç kalan öğretmenlere ne yapıyorsunuz?» müdürünün karşılıfı: «Daha öncekı gıbı. saatı uzaktan mek ve kenaısıne sesîenmekle yetınıyoruz!» O anda. Cerdı'nin yanında bulunan edebiyat öğretmeni Hakkı Suha ıser ve günlerden bır gün sınıfta şoyle konuşur: «Çocuksn bır sıyasi rüzgârla görev değıştırmek istemiyorum. Bu ; kapılanlar, karşılıklı çatılan ıskambil kâRitlannı andınrı:<ne£es bir ihtiyarın soluğu bile onlan ^nkar!» Ögrenciınlerimızde hocanm bu sözlerini bir gurur ve kıskançlık yle yorumlayanlar olmuştu. Ne var ki, zaman onu haklı lı. Çünkü Hakkı Süha gerçekten büyük bir kışüigi olan nendı. mdı gelelim «kıssadan hisse» ye... Bilirsiniz biz, masalyaşayan ve avunan bir toplumuz. Peri padışahının kızı• çobana âsık ederız. Ne var kı çoban, çok buyük smavi geçerei: bu Kİıyakat»i kanıtlamak zorundadır. Yine de m sonucu. anlatana göre değişir. Ya mutlu son olur, . ağlamaklı edâ ıçınde «Ne yazık kı» dıye ağıt yakıhr. jadışahının kızı, çobana ıstese de âşık olamaz! Ekonomik syal koşullardakı değer uçurumu bu olanağı ona vennez. ndre Gıde'ın «Dünya Nimetlen»nde dedığı bir katıhğa ım: «Nathanel sana gerçeklen bgretecegım!» dmı andı|ımız ve amlabUecek nice ögretmenler birer kahndır. Bunlara kıyılıyor. İmparatorluk donemlerınde bile rastlanmayan bir şebeke, Millî Eğitim Bakanlıgında of• sUrgününü en umursamaz ölçülerde uyguluyorlar. Ve n ıca bır toplum, bütün kurumlarıyle olayların seyircısi dunda . Bu tutuma «dur diyecek» bir yetkili, bir sorumlu tıudur? » ölümsüz Sophokles, Kral Oidipusta Ihtlyar re kör çoreiresias'ın ağzından Oidipus'un suratına şu eerçegi söyleMınyazısı, yeryüzünde hîç bir mahluku benden daha fed îkılde kahretmiyecek.» GÜNÜN KÎTAPLARI DİLYAYINIARI [ emnianuei robfes ÖZGÜRLÜGÜN ANA GORK! Tfirkçesl: Zaven Biberyan 30. Ur» ODA VAT1NLARI 67 ISTANBUL \ludwia feuerbach ve kıasık alman felsefesinin sonu t engels • •k rAçf^t VB BPVCK »ERMAYH •S TL. Jt.B » D. Guerin W TAÇİ7.SI VI! KAPİTAl.İZM A. Thalhfimer, O.Bauer, A. Tasm İC İ8PA>VA'DA İÇÜAVAÇ VE FAŞİZM «O I L . 15 » P. Nenni •c RKnNOVfİ POI.İTİftİN TEMKL İLKEUEHİ f Nikııin (uçııncü ba»ırn) KAYA ÖZTAS ranra dOşfiaur müsnnüz kaç yıl ya;araca|ınızi? ömör ne id! .. Güz tmevstminde yıldızlı bir geceye %öz attıgunız zaman. erreııin ortastnda cim karnında bir nokta gtbl yaşadığımızı anlanz. Yalnız biz miviz b5yle olan? Asya padişahlan. Çin ırandarinleıi, Avnıpa krallarının da sonu bir avnç topraktır. İHayyam, tirel dlle cetirir bu gerçeğl: Blr testta «ördüın çamur Içindeydl Ayağı çstrkında elmde bir testı Testırun başmıia bir yoksulun ayağı Kulpuncb bir padişahın kellesi. tnsan ölnr fcuslcusuz. öliimlü varatıktır: ama, paflî?ah da ölür. Cstelikılkisi arastnda blr ayinm vapmak eerekiyor: tnsan ölür, Ins.«nlık ölmez: padisah ölür, padisahlık da... Ne var İd Ister > padlşah olsun. Ister kral Ister diktatör: kl»iojlu kcndisinin niecefinl blllr de. «altanatınuı. ya da kurdujju dikta düzenlnin sonunun telrcfsint bir türlü Inanmak istemez. Efcemenlerin çoen böyledir: dfinyanm defclstifcinl. demokraiiklrştljini. halklann eecmenllcine doğru yöneldlrini, avAUnnm altındaki tnınıhj dnzenin salUndığuu RÖrürler. n u «Acı »on»u yakıştıramazlar bir türlü telecrklerine .. EgeroenleTİn) kimisl filünceye dek. sürdürar ejenıenlltinl; kimisi vasadcen eörür sonunu: temelde bir ayınm yoktur ikisi arasırtda. Abdülhamit 1876'da eeçtl tahta; Ura 33 vıl istibdadmı sürdürdü. Hiç bitmfyecekmis tibi »üren 33 yıl... Kompradorlann Sultani. aydınlann diişmanıydı Abdölhamlt. Gâzlerlni Abdülhamitie «çıp, Abdülhamlt'le kapayan nice kîpl vasadı Uamanlı Devlptlnde... Dile kolay 33 yıl... Ve Sultani 1909'da devrikli: 191S'de trtanbul'da Beylerbeyi Sarayınıia eözlcrinl kapadı. Biras dahc fa?a»a. va». nız kendisinin »ahtından devrildifini eörmekle kalmıyacaktı; padişahlığın|da sonunu görecrkti. Kimbilir bHki padisahlığm da bir ıonn olacaguu akıl edemcden titmişUr Llu Hakan ..» Hal.e Stlafcitye, Kraüar Kralı Idl HabefisUn'da; avucuna öyiesine axun lir yasam «taslM oyulamştn U, en tononda Ubtından tekeı' • meker dSstSsOnO de e»rdü bn ömrün *onunda fortrbiz dJktatörti Salazar 1J28 nünda faşist diktayı kurdn. l'lkcnin •kudretll adamı olarak »aşadı kırk yü. Biliyor muvdu «Idükten. çok defil. blrkaç vıl sonra Portekiz'de faşizmi» yikılacaınnıT Lixbon'da komünistlerle »o«yalistteriıi hâkön«t edeceklerini? Kğer bilse. hilinçlendirseydl olacakian. kırk yıl uğraşıp didinir mhrdl ülkesinde faştzml tuttonnak içinT' İnsmnoğİD tüm SmTÜnö, ttıtmavacatını blldijt» btt afaci anlaınaya harcar mı? Kurayacafı belli blr fidanı büriiterepm diye ber Tannnm rünü Te blr yasam boyu çabalanak nije? PortPkiz'le MrUktc tberik yarun . adasınııı batımnda yıktldı (Mlzm: ve ylmdl dofusa •ailamyor; Yüzblnlerce Inaanın, çocuimı. genctn, kadınm, erketin eeaedl üstüoe te> melleri atılmı» U r d&cenin sorm yakiaf^or. tspanya'da f«$nm yıkıtayor. Ama vıtoJan. yıkılacak olan, yaln» o ma? thtivar Franh» da bitti. bitecek btr mnmun son titrek Iflklan tihi . 1S30lann kan. lçlclsl. lMOIann cellâdı. 1950lerin zalimi, 1960'ların »amptı% 197S'leıin hortlatı Franko'nun tiridt çıkmıs; amariamar»damar eDeriyle. iskelete dönraös parroaklanvla. crnç devrimcHfTİn botannı »ıfcıyor. Franko ra^lınmıs. bıcmis nldfi. nlecek, aeneye ha çıktı, ha çıkar .. Görüvor ki tam kırk vıl bnnca cinayet, bnnca Iskeace, narcını tağlamlaçtıram:<dı f««<İ7itnln .. Franko ölecf;^ ve faıjinn yıkılacak Ispanya'da... Acaba bancist önce? Franko van««^or İki filum arannda... Eğer olümü ıtecikirse. kurdupu düzenln yıkıldlfcını jBr*cek. b<r ö'mür bovu vafatmaya çalıştıjı faşlzmln c«naze törenlne katilacak: ölüme kısa sürede teslim oluvene, fözü açık riderek: çünM Franko ribl Franko fasizmtnJn dr filüme mahlrım oldufcu gün gibi asikâr. Franko yaşasa da kaybedecck. ölse de. FRANSIZCATÜRKÇE CCYİMLER SÖZLUĞÜ DICTIONNAIRE FRANÇAISTURC D£SUXUTlOlsfâ COURANTES DE LA LANGUE FRANÇA1SE îoprok hikmet <g "k MARKAİST EKONOMİ EL KİTADI, Cİlt 1 E. Mantfel * " M^^l ' M ' : : fı'" CİU 2 İC fCRBTLÎ KMKK gERMAYB K. Marx •r MARKSİBT DEĞER TEORISİ V 8 f KAPİTA1.İZM ^T İKİ TAETİK •» ts Ciltü 50tl. KAYA OZTAS Lfnin "k niMİn T I T A M , roman * A. Serafımoviç ORHAN KEMAL FRANSIZCA YARDIMCI DERS KİTABl lise: 1 2 3 lOtl. K)tl. 12.5H. KAYA ÖZTAS Meiin llkin NÖBKT, hikây«ler f• t. «. ı s»k«cı l>ı»»M Iatanbulİzmir dağıtınıı : f D ^ GB A ORTAOKULLAR İÇİN PRATİK INGİLİZCE DİLBİLGİSİ VE SORÜ ÇÖZÜMLERi 10 TL. Isteme Aöresl: P ^ . 189 Aksaray lstanbul Toplu lsteklerde *• 30 tr> dirim yapüır. KAÇAK 3. BASKI ! EMPERYALİZM ve FASİZME KABSI Büjüi yazanmızın ölümünden önce yazdığı son rornanı BlZtM YAZARLAR1M1Z DÎZİSİ: 1 ' 269 sayfa. 2ü lıra FRANŞECADA BÜTÜN FİİLEIÜN ÇEKİMİ 20ti. lanDtc66ulus ank. Direniş Özgürlük içiıt AYUIVC OEVRİIVICİ BAMAT VE P O L J T İ K A DERC3İSİ KİTAPLAR ISTANBUL OEBİCİ VE TOZ KİJLTÜHLE SAVAŞ mna ALt ERALP KASIMOA CIKIYOP PK 574 AksarayİST ER KUND KİBERNETİK FELSEFE VE BİLİMLER ARASINDA KÖPRÜ k ç » A Dr. B Hennlnger HALKIN 2 1 E k i m l 9 7 5 Kireçlenmeden f omatizmaveg KURTULUN i DOKTORUNUZUN SÖYLEYECEĞİHERŞE^ BU KİTAPTA! 250 Knrnş Bütün tilkrterin ürüeri re erite* halMar. birleşin.' ÎÇtNDEKÎLER: *• Basyacı: SeçirrJerden Sonra Durum ve önümüzdeki Görevler. • Beytüssebabta Komando Zölmfine Son! Faşist Ratliam önJenmelidir! • Ankara'da HalklPollse Karşı Ytğitçe Direndl. • CHP Istanbul TUtinifl *e Gösterdikleri. •• Istanbul'da Polte DGB'ye ve Halk Birliklenne Saldırdı. * • Smdlka Hürriy«ti, t» GOvenlifi! MC iktidan tsci Sınıfım Fnşist Sendlka Çemberlne Almak tstiyor. •• Tasfiyecı Şenerin Aldattıgı DevTimcilerl Troçfeirt Fl* lürlen Reddedın! *• Abnanya'da Tnrokln Bnlunan Ynrtseverlcre Hürrivet! • Angola'da Sovyet Müdahalesı Gelişıyor • Soryet Soayal Emperyallstleri tsrail'i Tanımaya Baorlanıyor. Bütün Bayflerde, 250 Kuru? Yazışma Adresı: P.K. 1112 Sirkeci tST. Dagıtım: tSEANBUL Fuad Büte TÜRKİYE HÜRRÎYET GAZETE DAĞITIM. KUNDA YAYINEVi DAĞITIM: GEDA Sosyaüzmi aıVamak * okumâh! 'LeMondei M Z VMOB OA FK 836 w. KfTA DEMIR ÖKÇE JACK LONDON 2. basunı çıkta. 20. Ura Türkçesl: Şems» tllun ODA YAYINLARI PJC. 57 ISTANBUL İşIctmc(Maliyct) Muhascbcsi SOVYETLER BİRLİ6İ KOMÜNİST PARTİSİ (BOLŞEVİK) TARİHİ AVTMNtFK YAYINLARI OUNCEt KtlftPLAR KOZA krr^r Cıktı 8 Ge.iel Da^ıtım TURDA İst+mm arfr*si *x 81 IOI$thiftciltfi:22Slin Ankara TUPOA Menekş» Sok m ' T*l 17 2 8 19 Istanbul T U I ^ D A Çagaloglu vokuşu Saadel lşhanı *o» \ım\ı TUROA Kastelb Cad Başdurak Işhaoı ıo» Vietnam Işçi Partisi Tarihi YÖNTEM YAY'INLARI Lt96 İST SiiRDE ve HALK DİLİNDE ATASÖZLERI VE DEYİMLER E. REIV1AL EFÜBOĞLU'NUN ÜZUN ÇALIŞMALARININ ÜRÜNÜ 2 Büyük Cilt 200 Lira BATEŞ Uağıtıyor T.ı 35 097
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle