28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CTJMHURÎYET 6 Ocak 1975 ÖİfcLîKIt FuHUjr DA 6A}U&1. KbU UVmıH KENDjMl Vc£M£K OA OlDü.ÖU îi,, U P i MAKLARDA VAPIUYOp KA£ ZAMt TAPiNök püfciMDA ÜMUİ FAHİ^ELE^ ^/tliiTİP.MEa ^ H, 6t ASPASVA. AŞK DA GEZER 20 hayır dlyecek olss, katann yania nnda erkek olmadan gazinoya girebileceklerinden çekindi. Onlara uydu. Gazinoya girdiler. Alkol çabuk tutardı Sevgi'yi. Daha llk ka dehte fmdıkçı olur, parmaklanna ril takıp oy nayası gelirdi. Bu yüzden kalabalık yerlerde alkollü içki içmekten çekinirdi. Yazm geçtifini ansımak o gece oldukça duygulandırmıştı onu. Garson ne içeceklerini sonınca: Ekrem'cigim bana bir kadeh konyak, dedi. Ekrem duraladı: Ama? Öyle hararetim Tar M.. Yavaşçacık ekledi: Merak etme, dokunmat o fcadsn.. Yaz gür.leri, susadıkça bardak bardak so ğuk içeeekler yerine, yudum yudum konyak içmeleri arkadaşlan tiyatronun .Iftnü özer Du ru'nun öğütüydü onlara. Bu ögütü ansıttı Ekrem'e: özer nerelerde? Fahri ile birlikte çıktılar. îçiyorlardır öyleyse?.. Belki de. Eonra: Peki dedi, anlaşıldı. Sana bir konyak. Ben de seni yalnız bırakmamak için konyak içeyim. Size? Nursen portakalh TOtka, GUnsell portakal suyu istediler. Prograrmn iki bölümü arasında Sevgl ila Nursen tuvalete gitmek için masadan aynldılar bir ara. Programın sonunda Ekrem hesabı istedi. Otelde, odalarına çekilmeden öncs her biri Ekrem'e hesap borçlarmı ödediler. Ekrem. odalannda yatıp uyuduklannı sam yordu onların. İşin kokusu başka türlu çıktı ertesi gün. Nursen, Belkıs ile bir odadi kalıyordu. O daya girdiğinde Belkıs uyanıktı, Saate baktı. Numaradan sordu: Sen misln şekerirn? Saat kaç? Nursen: îkiye gellyor, dedi. =. ; • Söylediği Ekremle birlikte otele döndUMe rl saatti. Ne ikisi? Altı! Odanın perdelerl kapalıydı. Ylne de günün ilk ışıklanyle aydınlanmaya başlamıştı içerisi. Bu kez saat ellndeydi Belkıs'ın. Neredeydin bu saate kadar? Nursen bozuîdu: Susamıştım da aşagıya bir şey içmeğe.. Belkıs gerisini dinlemedi: Yak bakayım şu ışığı sen! Nursen'i beklemeden baş ucundaki elektrlk düğmesine bastı: Kime okuyorsun sen bu palavralan? Ha dl anlat. neredeydin bu saate kadar? Yeğenlerim gelip otelden almıslardı da.. Belkıs doymuştu uykuya. Bir sigara yakti. înanmadığını bellrttl bu açıklamaya: Yalnız mıydın? Nursen başıyle evet dedi. Yoksa Sevgiyle mi? Yalnızdunl Avrupanın Tek Sömürgesi: IRLANDA ŞEVKI ADALI Yazan: Necati CUMALI Dogru söyle yoksa kalkar açanm simdl Sergi'nin kapısmı! Nursen çaresizlikto cuçlu suçlu gülilmsedl. Karsüık vermedl. tçtiniz mi? Içtik sayılmaz. ' ': Ne içtinlr? Provadan çıkınca Ekremle. B«n bir kadeh portakallı votka. Sevgl bir kadeh konyak. O kadan yeter slzln sapıtmanıza. Kim o «enin yegenlerin? Yeğenlerim Işte. Halamın ogullan.. tkiniz d» daha ilk geceden pek hızlmnu maşaüah' Ama Belkıs Abla, ne kötulUlc w bunda? Biraz eğlenmeyelim mi? Ne kötülük mü? Aynada şu saçlanna bak bir sen.. Nursen aynaya bakmadan eJni saçlarından geçirdi: Rüzgârdan olacak. Otomobilin camlan •çıktı da.. Rüzgâr kanştırması defü o. Yegenlert nln marifeti! Bir tiyatro sanatçısı yapacagmı yapar ama kaldığı otele böyle dönmez.. Nursen. «Dün hava alanındaki halinl ken din bir görseydin sen?» diye geçirdi içinden. Ama tartiyma^ hiç bir zaman girmezdi tiyat ro arkadaşlanyle. Ters bir takım sozieri kuiak ardı eder geçerdi. Sustu. Ekrem, ne kıskançtı ne de bağnaz. Salt tiyatro arkadaşlanna, meslefine gelecek en küçüx bir SÜZ için tiüzlenirdi. Bu yüzden hafifliklerini önlemeye çalışırdı tiyatrodakilerin. O gece Sevgi ile Nursen iyi uyutmuşlardı dofrusu Ekrem'i. Göl Gazinosumia programı sey re daldıgı sırada, iki masa ötelermdt oturan iyi giyimli, yakışıklı iki delik*nhnın Sevgi ile Nursenle bakışarak aniaştıklannı görememişti. Tuvalete gitmek için masadan ayrıldıklan zaman Sevgi ile Nursen'in tuvaletın önünde do likanlılar ile buluşup anlaştıclanndan kuskulanmamıştı. Otele döndüklerınae. bi» Pontıac'ın otelin koşesinde, Sevgi ile Nursen'in geri gelmesini beklyiıgı elbette ki »kJaıdan geçmea , cii. Sevgi, odaftrına girinee, GUnseli'ya biraa Nursen'le oturacağını sbyleyerek Oışanya çıktı. Günseli henüz on dokuz yaşındaydı. İki yü ol muştu tiyatroya gireli. Kimsenizı işine karışmaz, başkaiannm yaptıkları ettikleriyıe ügisiı görüniirdü. Bu türiü bulmustu tiyatroda ezilmernenin yolunu. O Ekrem gibi aegildi. Gazino da olanları gözünden kaçm?mıştı ama, anlama mış göründü. «Ben uyuyacağnn» aedı. Yatağına girdi. Sabaha karşı Sevgi odava girdiğinde. ge lişini duydu ama. uyur göriinmeıı doğnı buldu. O gece, biri eski bir atlet, bıri eskı bir fut bolcu olaa, ticaret taahhüt işleıiyle uğraştıkla rını söyleyen, kendilerin: îzmir'in köklü zenginlerinden olarak gösteren o iki gençle, Kordon, Kadife Kale, lnciraltı demeyip sabaha ka dar gezmişlerdi Sevgi ile Mursen. Bin otomo bilin ön, öbiirü arka Koltuğunda, birbirlerinin göıü önünde sevişebilecekleri kadar senşmi? lerdi paylarına düşen sevgilüeriyle. (Devamı var) Ingilizlerin başarısız baskını Dublinliler gelişmelere seyirci kalıyor ve olayları bir yabancı gibi dışarıdan izliyordu Pearse ile Mac NeiU birbirlerlne karşı en agır suçlamaları savurarak karargâh odasmda tartıştüar. Mac NeiU Pearse'ü romantizmle suçluyor, başlatacakian hareketin hiç bir sonuç vermiyeceğini, gereksiz yere kan akıtılacagını ve îngiliz baskısının artmasma yol açacağını söylüyordu. Sonunda; «Beni aldattınız» diye bagırdı. «Kan dökmenize müsaade etmiyeceğim». «Evet aldatnk» diye cevap verdi sakin bir sesle Pearse. «Ama bu gerekliydi. Uygulanacak yöntem bakımından görüşlerimiz başından beri farklıydı. O yüzden seni aldattık ve senin isminden yararlandık. Şimdi artık sana da ihtiyacımız kalmadı. Yolun bundan sonraki kısmını kendimiz tek başımıza yiiriiyeceğiz». «îrlandah Gonüllüler bu harekete kEtılmıyacak. Sana söyluyorum Pearse, ayaklanmayı durdurmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Hayatlanndan sorumlu olduğum kişileri mahvetmenize göz vummayacagım. Bu gece bütün Gonüllüler örgütü ile temasa geçip dunımu kendilerine ileteceğim. Seninle de sonra tckrar göriişecefiz». Mac Neill bu sözleri söyledikten sonra öfke içinde Pearse'ün yanından aynldı. Kararlıydı. Sonu felâketle bitecek bir planın uygulamasını ne yapıp j'apıp dur Bclfast'ta katoliklerin ateşe verdiKlerı Dinaıar ve îngiliz kuvvetleri Kuzey lrlanda'cia .^.J y.l.:.j.:ı b:: s'::^ •: . ;• r • •..;• l : r gerlîin» dayanan protestan • katolik dü^manligımn bütün taze liğiyle devam ettiğini ortaya çıkarmıştır. Kalolıkler, adanın t ü m ü uzeıinde İrlanda egemenliği kuru'.nıadikça mücadeleyı durdurmayacaklarını bildiriyorlar. DiŞi BOND TiFFANY JONES durması gerektiğine bütün içtenligi ile inanıyordu. Mac NeiU'i kararından caydırmak için harcanan çabalar sonuç vermedi. Dublin Üniversitesinin bu ünlü profesöni, îrlandalı Gonüllüler ö'rgütünün diğer liderlerine gizli bir mesaj gönderdi ve hiç bir gönüllünün, 23 nisan günü baçlatılacak bir harekete katıl mamasının sağlanmasmı istedi. Bununla da yetinnısdi Mac Neill. 22 nisan günü Sunday İndependent gazetesine şu ilânı verdi: «İrlandah Gönüllülere! 23 nisan günü başlatılacak bir harekete katılmamanız için. gerekli emirler birlik komutanlarınıza gönderılmiştir. Her gönüllü bu emiriere uyarak gösteri ve yürüyüşlerden uzak duracak, silâhlı hiç bir eyleme katılmıyacaktır. Emirlere uymayanlar hakkmda gerekli işlemJerin yapılacağını bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz». Clark, Pearse, Connolly ve diğerleri bu ilânı görünce deliye döndüler. Ingilizlere açık bir ihbar niteliğindeydi bu i'.ân. Önce hareketin tarihint değiştirdiler ve 24 nisan pazartesi günü öğleye dogru harekete geçmeyi kararlaştırdılar. Clark o gün akşam üzeri mütevıaı tütüncü dükkânma dönerken yardımcısı Pierce Beasley'e; «Mac Neil her şeyi berbat etti. Ağlamamak için kendimi güç rutuyorum» diyordu. Ingilizlerin karan GARTH H215 Sunday Independent gazetesinde çıkan ilâna ragmen Ir.gilizler uyanmadılar. Aslmda bazı şeyle • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • » • • » • » • > » » • • • • • • • • • • • • » • • • • • • • • » •» • •• •« » »»• rin olacağıru seziyor, ancak Lorıd . • ra'nın da baskısıyla, savaş içinde • bir de İrlanda sorunu yaratmas istemiyorlardı. Ancak mıllıyetçilerin cephesinde olaylann akışının çok hızlandığı bir sırada, İngiliz yöneticilerlnden Lord Wimborne, bazı istihbarat raporlarmdan endişeya kapüarak harekete geçmeye karar verci'. İrlandalıların ne yapmak niyetinde olduklannı kesinlikle bilmiyordu. Kendisine gelen raporlarda da İrla^dalı milliyetçilerin plânları hakkında fazla ayrıntı yoktu. Buna kprşılık Sinn Feincilerden kuşkulanıyor ve baŞÎRKETİMÎZİN SAMSUN İSLA.TME MÜDÜRLÜGÜNDEN: zı olaylar çıkarabileceklerini düşüntiyordu. Enstrüman Elektronik Başmühendısi olarak çalıştınlacak. Askerlik çörcvîm Tapmı». tngiLord Wimborne 23 nisan pazar lizce bılen, 5 yıl işletme lecrübeü filestronik veya zayıl akım Elektrik VilKSftk vJüı.enau» veya Muhendisi; gecesı Dublin Kalesine gelerek kuşkulannı Sir Matthew NatMakina Konstrüktörü oıurau çahstırılanak askerlik görevini vapmıs. (eknik resırc oılgis' han'a açıkladı. Sonra da Sinn Feolan, 5 yıl tecrübeli Tekniker ükuiu yeva San«» Enstitüsü menınu: in'in liderlerini tutuklamak amacıyla Liberty Hall'ü basacağını bildirdi. Sir Matthew Nathan bu plana karşı çıkınca, Lord Wimborne bütün sorumluluğu üıerine aldıgını ve Londra'ya kendisinin cevap vereceğini sbyledi. Hazırladıfı listede 60 Sinn Fein liderinin ismi vardı. O gece geç saatlere kadar îngiliz yetkililer planı tartıştılar. Sonunda Sinn Feincileri evlerinde tutuklamanın daha doğru olacagına. Liberty Hall'ü basmağa imkân bulunmadığına karar verdüer. Toplantı pazartesi sabahı 2'ye doğru sona erdi. Ayaklanmanm başlamasına da 10 saat kalmıştı. Tarihe «Paskalya Isyan^ diye geçen ayaklanma hareketinin 24 nisan pazartesi günü öğleye doğru nasıl başladığı daha önce anlatılmıstı. O gün akşam üzeri, Dublin'in merkezinde başta postane olmak üzere bazı kilit noktalan kontrol altına alan milliyetçüerle Ingilizler arasmriakı çarpıjmalar, daha çok birbirınln. gücünü 61ç me amacını taçıyordu. özellikle lngilizler, ayaklanmaya katılanlann gücü hakkmda yeteri kadar bilgi sahibi deği'Jerdi. Ba zı İngiliz yöneticiler, isyancılann Almân silâhlarıyla donatıldığı kanısında olduklanndan, genel bir salcfınya geçmeden önce, isyana katılanlann yıpratılması amacına yönelik bir savaş taktiğinin uygulanmasını istiyorlardı. Oysa daha önce de bellrtildiği gıbi Dublin'de ayaklanmaya fiilen katılanlann sayısı 700 kadardı. tngilizlerin elinde ıse 25Ü0 kişilik bir kuvvet vardı. Dublin Kalesindeki yöneticiler eyaletlerle temasa geçmeyi de unatmamışlardı tabii. Eyaletlerdeki tngiliz kuvvetlerinden yar dım istiyorlardı. Kısa bir süre içinds Dublin'deki İngiliı kuvvetlerinin sayısjnın 14 bine yü.t selmesi bu şekilde mümkün oldu. Pazartesi günkü çatışmalar şid'detlı olmadığı halde Yurttaşlar Ordusu ile Gonüllüler ör gütlerinden yaralanan ve ölenlerin sayısı bir hayll kabankn Silâhlan yeterli olmadığı ve hazırliklı bulunmadıkları halde, verdiklert kayıplara raâmen, bir adım bile gerilemeden direnmeye devam ettiler. Postaneye salduı Akşam üzeri bir İngiliz .lüvari birliği, Lancerler, ağır ağır Sackville caddesindekı merkez postane binasına doğru Uerlemege başladı Askerlerin görünüşü etkileyici idi. Disıplinliydiler. Birliğin başındakı komutan 6r.ce postane bınasının önündeki meydana göz gezrhrdi. Bınanın önünde dalgalanan bayraltlan ve olavlan daha iyi izleyebilmek için elektrik direklerine tırmanmış, kaldırımlara yayılmıs halkı gördü. Postanedekiler lse silâhlarını kapıp pencerelere koşuştular. Süvariler saldırıya geçtiklerinrie üzerlerine ates açıldı. Bır kaç süvari kanlar içlnde yere yuvarlandı. Digerleri atlanndan inip kapı aralıklanna gizlendiler ve postaneye ateş açtılar. Milliyetçilerin karargSh olarak kullandıklan postanede de yaralanan ve ölenler oldu. Biraı sonra askerler geri çekildiler. Geçici îrlanda Hükümetinin ve ayaklanmanın merkezi olan Dublin postanesl kurtulmustu. Salı eünü sabahın erken taatlerinde silâh sesleri duyulm*ga baylandı çene. Halk sokaklara dökülmüştü. tngilizler milliyetçilerin bulunduju bölgenin etrafırva kurrlukları çemberi daraltma*a başladılar. Her iki taraf da kayıplar vererek carpışmaya saatlerce devam ettiler. Kan dökülmesine, başlangıçta ciddiye »lınmadıgı halde gittikçe bir gerçek savaş görünümü almasına ragmen Dubllnliler gelismelere seyirci kalmaSa ve olaylan bir yabancı gibi dışardan ızlemege devam ettiler. Jame? Connolly'nin en güvendisi işçi sınıfı mahallelerırvde bile en ufak bir kıpırdanis yoktu Halkta sabırsızlık bajlamıstı. Bir an finee ayRklanmar.ın bastırılması ve durup dururken olay çıkartan bu bir avuç senivsncinin cezalartimlmasını isteyenler bile vardı. Y A RI N : HALKIN TUTUMU DEĞÎŞİYOR. KARADENİ2 BAKIR İŞLETMELERİ A.Şden Teknik Personel Aranıyor TAKViM SABTW.CACl.DSU 'B V1BPATÖCG'Bl •VUTMAK. OfBl" ©İB OA O VTAPSOLV f OCAK 1975 Günes 7.24 2.30 öğte YiM 7.26 Ikindi 14.42 9.4» Aksam 16.56 13.00 Ystaı 18 M 1.38 6.40 12.46 Elektronik Teknisi'en. oıarait jaı.jtınlacak tecrübeli Vüksek Tekpiker veva Tekniker Okulu ve Sanat Enstitüsü mezunNn aranmiiktidır. Ccretlcr tatminkâr oıup y.da ıto maas tutarında ıkramiye ve loimars veri.mektedlr. tsteklilerin mümkünsp şahrçn veva özgeçm;sını ve kpsin isteklerin; Deıir*«n m**i[tupU' «Karadrniz Bakır tsletmelen A. S. Samsun İşletme Miidürliigü SAMSLN adıesine basvurmaları rica olunur. (Tarıkts: 1/152)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle