19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUTTKTTRÎYET 1975 anlığm en azgm aşamasmda, yataga bağiandığım günlerde idi. Torunumun bir arkadaşı ufak bir mor menekşe demeti getirdi, pek sevindim. Geçtiğimiz yılın son günü de, benim menekşclere tutkun olduğumu bilen sevgill bir arkadaşım telefon ederek odasına koyduğu mor menekşelerden «öz etti ve içimi açtı. Bu çiçeklerle başlamak istedim yılın ilk yazısma. Belki kimi okurlarım, bafta hükümet bunalımı olmak üzere, ülkenin bunca ciddî sorunu dururken Hoca yılın ilk pazar söylejisinin konusunu niçin menekşelerden seçmiş? dlye merak edecekler. Hemen söyleyeyim: Insanın ve toplumun sorunları ciddl de, doğa güzellikleri daha mı az ciddî! Sanırım hayır. Hattâ az çok görmüş geçirmiş bir kisi olarak diyebilirim ki, insan dışındaki doğa insandan daha ciddidir. Çünkü doğanın, insanınki gibi, zekâsı, kurnazlığı, hilesi. bilinçli oyunu, dolabı yok. Sadece hep aynı biçimde ve ayrıcalıksız uygu ladığı, kimisi belki acımasız, fakat hepsi ciddl yassları v^r. «Özdeş nedcnler özdeş sonuçlar doğurur. doğada.. Bu, hep bbyledir ve doğa bunun için ciddidir. Insana gelince; zekâsı onu kaypak yapabilmektedir. Doğa gibi dosdoğru değildir insan. Bu neden le. yukandaki gibi düşünen okurlarım varsa onlara derim ki. kendimizi ve sorunlarımızı her zaman çok ciddiye alıyoruz. Bir yanılgıdır bu. 1975'in percesi açılırken doğanın kuşkusuz en renkli süsü çiçekjerden ve bunların da en güzel örneklerinden bl r: o!an menekşelerden yıllardan beri ilk kez söz açmamı yadırgamasmlar, sevgili okurlarım. Dediâim gibi, ben oldurn olası menekşelerc tut kıınum. Bunlarm moru vardır, hercaisi, uzun sapIIÜI ve boduru vardır. Kır menekşesi vardır. Ayn ayrı ksrakterde olm«kla birlikte. hepsi de çok güzeldir bu çiçeklerin. Çiçeğinden çok, koyu yeşil ve geniş bir yaprak övtüsü bulunan ve güzelliğini sarıki bu yeşQ örtünün alîında gizlemeye çalışan utangaç edalı rr.or menekşeyi. çiçekçiler ve pembeli, sarıiı çingene kızlsrı küçük demetlcr haünde saterlar. Ayaklı, saydam kristal bardaklarda seramik vazoda durduğundan daha güzel durur ve bahçede gizlemek istediği güzelliğini bürim Inceliğiyle tneydana serer. Hele ince parmaklı sanatkâr bir kadın e!i hiç üşenmeden onları yeşil yapraklarıyla çerçeveleyerek birer birer ve sabırla bardağa dizerse, bakmağa doyum olmaz mor menekşelere. S Olaylar Menekseler ve Insanlar Hıfzı Veldet VELiDEDEOĞLU nnm serln gölgesine jığınırlar. Mor taçlı bajlarmı yeniden gömek için hemen bol su vermek gerekir onlara. Sanki toprağın değil, soyun çiçeğidir mor menekseler. Tıpkı nilüferler gibi... Bence mor menekşe çiçeklerin en hüzünlüsüdür. Belki de kısacık ömiirlü olduğunu bildiğindendir bu. Onun bu hüzünlü tutumunu insanlar çok eskiden farketmiş olacaklar ki, sevdiklerinin mezarım baharda ziyarete gidenler, bir demet mor menekşe bırakırlar oraya. Bu küçücük demetçik, bütün öbür çiçelderden yapılmış koca bir buket, ya da bir çelenkten daha değerli, daha anlamlıdır. Çünkü görılün acısını ve özlemini temsil eder. Ayrı ayn dünyalarda bulunan gönüllerden birbirine mesajlar gö'.üriir. Ne güzel bir görevdir bul mistir. öğrenmemiştir, bskmamıçhr ve özelliklerini görmemiştir onların. Oysa bakılacaJc, göıülecelt, se vilecek çiçektir kır menekseleri. Kır Menekşesi Bunlar menekşelerin en iddiasızı, gerçekten en alçak gönüllüsü, fakat en bağımsızı, en soylusu ve bence en ince güzelliğe sahip olanıdır. Hele içinde azıcık su bulunan küçük bir kristal tabağa gelişigüzel. fakat kır menekşesinin doğasına yaraşan ka nşık bir uyum içinde kıvrım kı\Tim yerleştirildikleri zaman ne taüı bir mutluluk verirler insana. Alçak gönüllü görünümleri içinde vakarlı, hattâ gururlu bir ruh taşırlar kır menekşeleri. Çünkü yaşamak için, öbür soydaşları gibi, insanlara muhtaç değillerdir. Bahçeler, parklar gibi belirli vatanlan yoktur. Her yer vatandır onlar için. Dağda, kırda, bayırda, başlarma buyruk bir bohem yaşamı sürdürürler. Öyle çapalama. gübreleme, sulama gibi bakım ve özene gerekseme duymazlar hiç; beğendikleri ortamda beğendikleri biçimde büyür ler. En umulmadık yerde, hiç yejillik bulunmayan kıraç toprağın ortasında, ya da bir kayanın dibinde bir dere yatağında rastlayabilirsiniz onlara. Kimi zaman tek başına, kimi zaman birkaçı bir arada. Alacalı bulacalı giysi taşımazlar. Genellik' le açıkh koyulu mor rengi yeğlerler. Çok seyrek olarak. sarısına, ya da beyaza kaçan açık krem renklisine raslanır. Bütün bitkilerin ak bir örtü altında uykuya daldığı kıs mevsimi dışındaki bütün mevsimler onlarındır. Yalnız her mevsimde morluklarmın tonu değişir: îlkbaharda eflâtuna kaçan açık, yazın daha koyu bir morlukta görünmeyi severler. Güzün ise, tıpkı başta sözünü ettiğim mor menekseler gibi. morun çok parlak tath ko\*uluğuna bürünürler. İnsan ayıramaz gözlerini onlardan. Hele sarı veya kreme çalan ak bir menekşe de kanşmışsa aralarına büyülenirsiniz. Bir bale temsilinde koyu renk giysiler içindeki güzel balerinler arasına birden karıjan bembeyaz giysili başbalerinin yarattığı tatlı bir sürprizi duyar insan, böyle bir görünüm karşısmda. Tam 32 yıldtr kır menekşelerinin yaşamım izlediğim ve ruhca on larla sanki sarmas dolaş olduğum halde, bir tek san tar menekşesinin yöresini sarmıs mor renkli menckşeler topluluğuyle yalnız iki kez karşılaştım. lkisi de Uludağ'da. Hiç unutamıyorum o gü zelim küçük menekşe cennetini. Birçok yazar, edebiyatçı, ressam hattâ bpiki de falcılar, çiçeklerle insanlar arasında zaman zaman koşuüuk kurmuş, benzetmeler yapmışlardır. Bilindiği gibi gerek divan, gerek halk edebiyatmda «gül» soyut olarak »sevgili»ye benzetilmiş, âşık «bülbül» hep o sevgili için feryat ettirilmiş ve sevilen genç kız «gonca gül> ile temsil edilmiştir. Halk ozanları, sevgili için tmanekşe gozlü yârim» diye türkü yakmışlardır. Ozan Ömer Bedrettin Lîşaklıgil •Sevgilime» başhklı bir şiirinin sonunda ît?ndisi için Menekşe türbelî bir mezar yeter» dileğinde bulunmuştur. Bir Alman ozanı yine sevgilısine seslenen ve: «Anlat sevgilim / Anlat da ne anlatırsan anlat» diye başlayan şiirinin sonunda: •Eğcr benim de duyraamı istersen anlattıklannı / Taze toprağıroa / Bir dcmet mor menekşe at» demektedir. Victor Hngo. ömürlük sevgilisi Juliette Dronet için yazdığı şürlerden kimisinde de söz etırılştir çiçeklerden. Daha birçok şiir ve yazıda da... Fakat sadece menekşelerle insanlar arasında benzerlik ya da parale! kuran bir yazı veya şiir ammsamıyorum ben. Gerçi sözünde durmayan dönek insanlar için «Hercai» derler dilimizde. Ama bu, bireysel bir benzetmedir, toplumsal ve sınıfsal değil. Mor menekşeleri ben öteden beri toplumda kendini saydıran, ince, sanatkâr ruhlu kişilere benzetirim. Magrur dururlar ama, toplumun ilgisine muhtaçtır bunlar. Bu ilgi olmazsa sanatlan yeşerip gelişemez. Mor menek?eler için su ne Ue, sanat ve sanatçı için de toplumun Ugisi odur. Hercai menekjeler kent burjuvalan gibi renk renk ve türlü türlüdur: Namuslu olanı, olmayanı vardır; ciddisi vardır, züppesi vardır; terbiyelisi, terbiyesizi, utanırı utanmazı, doğrucusu, yalancısı. çalışkanı, sömürgeni vardır bunlann. Kır menekseleri ise, bütün menekselerin henüz bozulmamış kökeni olup, kırsal bölge insanları bun lara benzerler. Her türlü meşakkate, açlığa, susuzluğa, güneşe, soğuğa karşı dayanıklıdırlar. Dağ, ba yır, yamaç. orman, kıraç demezler; oralarda kendi kendilerine doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Ne ba kım, ne özen... Türk köylüsü gibi yapmacıksız, cömert ve yüreklidirler, ve, dikkatli bakmasını bilen ler için, güzeldirler. Kır menekşesinin parlak rengi köy çocuğunun gözlerindeki islenmemiş zekâ ışınla rı gibidir. Vatan bu üretici kırsal insanlaruı sağlam omuzlarında durur. Bilim ve bilinç bu insanl» rın suyu ve besini olduğu gün bu vatan sadece omuzlarda durmayacak boy verecektir. Ben pek severim o caanım, o sevilesi, koklanıp öpülesi kır menekşelerini.... Güzel Akıl, Parlak Zekâ! A Hercai Menekşe Yaprağından çok çiçeği bulunan hercai menekçeler. renk renk giysüer ve takılar içinde, her bulundukiarı toplulukta gözleri kendi üzerlerine çekmek isteyen kimi genç hanımlara benzerler. Mor mcr.ekşe gibi gözden kaçmak deği!. göze çarp maktır emellpri. Hele renklerin her türünden bir damga taşıyan uzun boylulan çok girgindirler. Gü nesten ve inson göz!erir,den sakınma?lar keniilerini. Hüzünlü değil, neşelidirler. Bahçeleri sanki her an bir «renkler müziği» ile çınlatmak isterler ve çiçeklerin sesini duyabilenler için çınlatırlar da. Hafif bir yağmur, renkli giysîlerinin üzerindeki tozları yıkayarak onlara daha parlak, daha oynak bir görünüm sağlar. Hele yağmur sonu güneş açınca, üzerlerinde kalmış olan minik damlaları pırlanta mücevherler gibi kullanırlar ve bunda da gerçekten başarı kazanırlar. Güzel mankenler gibi bütün endamları ve incelikleriyle kendilerini gözönüne sermesini bilirler. Hercai menekşelerden kimileri alacalı değil, tek renkli giysiyi yeğlerler: Mor. eflâtun, beyaz, sarı, ya da açık krem gibi. Ister çok, ister tek renk li olsunlar, her zaman neşeli olduklan için, kaybedilmiş sevgililerin topraklarında görünmekten pek hoşlanmazlar, hercai menekseler. O toprakları mor menekşelere bırakırlar. Çok kişi dikkat bile etmez kır menekşesine. Hattâ birçok kimse menekşenin morunu ve hercaisini bilir de kır menekşesini bilmez. Kimileri ise bunlaruı bütün türlerini birbirine karıştırır ve hepsine birden «menekşeı der geçer. Çünkü ilgilenme Mor Menekşe Ömürleri kısadır bunlann. Bahann ilk blrkaj haftasmda sönüp giderler. Yoğun yapraklarının arssından uzanıp insana ürkek bakışlarla gülümseyen o mor başlar görünmez olur artık. Sadecs gür ve dalgalı bir yaprak örtüsü kalır yerlerinde. Mor menekse, gerçi mahçup ve alçak gönüllü fakat soyludur, vakarhdır. tAl beni demez. Gören gözler. bilen gönüller toplar onları. Güneşten kaçıp gölgeye gizlenmeyi, her gOn yıkanmayı, insam büyüleyen o eşsiz mor renginin her zaman temiz ve pırü pınl yansımasmı isterler. Bazan sıcak olan bahar günlerinde ardarda iki gün sulanmazlarsa, boyunlarını büküp genia yaprakla Uzayda Bir Mezar tlk yazıya çiçekle başladığımız 1975 yıhnda vatanımızın, bütün Türk halkı için, bir çiçek bahçesi kadar iç açıcı duruma gelmesini dilerken birçok aydını mapusanenin soğuk dört duvarı arasından ve Kıbrıs Türklüğünü de hepten yokolma tehUkesinden kurtaran ve «zaraan» toprağına rahmetll 1974 yılına da. isterseniz, hayallerimizin engin c3mertliğiyle. kucak kucak menekşe yığuüanndan bir türbe kuralım uzayda. AÇIK AÇIK GÖZDAĞI OKTAY AKBAL Evct Hayır Sağlık Hizmetinde Eczacının Yeri ağlık Bakanlığının ilacın BUGtİN HEKİMİN, ARTAN İLÂÇ ÇEŞİDİ KARucuzlatılabilmesı araacı ŞISINDA ECZACININ YARDIMINA HER ZAile yapüğı kâr haddi indirimlerı, ilâç ticaretiyle uğraMANKİNDEN FAZLA İHTİYACI VARDIR. şan çeşitU kademelerde bazı tepkllerle karşılastı. Bu arada iki hafta önceki eczanelerin boy Doç. Dr. M. Uğur DERMAN kotu nedenıyle basmda çıkan yazılar bu konuda bir fikir bir llğl olmadığını gösterdi. Bu dn rumds her iki tarafın d» bazı yönlerden haklı olabtleceğî karaftaki ılâcı en çabuk bulup pa n tatmln etmek mümkün olma nısı doğdu. Bakanlıkça tanınan ketleyen kişi, öksürüğü nedeniy yacaktır ve eczane sahipllğinın kâr hadcfl, rakam olarak C.'c le hekim yerine eczaneye başgeleceği hiç de parlak değildir. 20) mantıkl görünürken, iflâs vuran hastaya en son çıkan anti Nasıl Kurtulunur? durumunda olduklarını söyle biotıgi tavsiye erfen kişi, veya yen büyük şehirlerdeki eCzaO halde eczacılar bu kötü vitrınlnde en süslü deniz *one sahipleri haksızlar mı? durumdan nasıl kurtulabllirler? punu bulunduran kişi tarifieri Bu ancak eczane sayısını azaltbu sorunun kar^ılığı degildir. 1 Brüt olan bu kâr haddinıakla mümkündür. Bu takrtir Kırk elli yıl önce bu sorunun nin ne kadannın masrafa gide ciro artacek, azaltılan kâr cevabını vermek çok kolaydı. tdeceîi ec?anenin bulunduSu şeh oranı bîle eczaclyı miişkül du lâç ımalâtı fabnkasyona dore ve yöreye göre çok değişir. ruma sokmayacaktır. Eczane sa nüşmeden, çoğu ilâcın hazırlan2 Bir müessesenın kârı. Itâr yısı azaltılırsa bu kadar eczacı ma.«ı eczacının mesleki bılgi ve >Ü2deı;i kadar cıroya (satılan ne yapacaktır? yetenegıni gerektirir ve bu işmalın rr.iktarına) da baglıdır. lem erzanelerde yapılırdı Ecza Bugün eczaneler eczacıların Bugün biie büyük şehlrlericılar mesleklerl olan, ilâcın has mesleklerinl ıcra ettiklerl yer mizde eczanelerın omuz omuza taca en faydalı ve kolay şekilolmaktan çoktan çıkmıştır Bu açılması. rekabeti ve lflâstan de kullanılır hale getirilmesini, hususun yurdumuzda halen kurtulma çabasını vitrinlerini hangi ılâçların bir arada kullafarkedılmemi? olması hayret oyuncakla dolduracak hale «ünılıp kullanılmayacağını tayin vericidir. rüklemiştir. etmeyi ve ilâcın dozunu ayarla Bugün mezun olanlann % 9O'ı mayı bılfiil eczanede yaparlardı. Bu durum 1955'te nüfus başıbir eczane açmakta, veya mesul na eczane smırlanması kanunu Bugün bu bilgîlere ihtiyaç kalmüfiür olarak çalismaktadır. nun kaldırılması sonucurfur tlk mamiş mıdır? Tam te r sine. tlâç Halbukl eczacı olabilmek için bakışta eşıtlige aykın gibi göçeşidt o kadar çoğalmıştır ki bu okudukları biîgılerle. pratikte züken sınırlama, eczacıların çokonularda eczacının hekime yar yaptıklarının ileİJİzliSİ açık rie ğunluğunun da İsteği ile kalkın dlmı her zamankinrlen daha geğil midir? Eczane sahipleri mes ca, bugünkü her köşebaşında reklııiir Bu»\'in Türkive'de ilâç lekî deeerlprinden aşa§ı sevibirkaç eczane tablosu çizilmeye çeşidi 9000 (dokuz bine) ulaşmış yede ve de.îişik bir işle uğraş başlanmıçtır. Mezunlann çalıştır. Yalraz imalât fabrıkasjona tıklannm bilincincie degiller mi? ma yerleri ve ihtiyaç sayısı plsn dönüştügtinden ilâcın hazırlanBu konudaki tersliği ortaya koy lanmadan, özel fakültelerin açıl ma işlemi eczane dışına çıkmış mak için su «oruyu sormak veması ve ünlversite kontenjanlatır. Yeni imkânların bulunduğu ter rının sorumsuzca arttınlması bir devirde de havanla ilâç haile bu durum daha da kötüye zırlamak pratik değildir ve bu Kim iyi bir eczacıdır? gitmiştir. Bugünkü hal devam sanat ortadan kalkmıştır Deeder ve tedhir alınmazsa, kâr Herhalde en okunakçız yazıh mek ki artık eczaneler eczacıhaddi ne olursa olsun eczacılareçeteyi bile okuyabilen kişi, lıgın icra edüdiği yer olma niteliğini kaybetmistir ve bugün eczacının işyeri deSildir. övleyse eczacılar, hekime yardım fstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler görevıni nerede yapmalıchrlar? Eczacılık da bir sağlık hizmeti olduguna göre bu soru cevabını Akademisi Başkanlığından: verirken genel sağlık hizmetlerinin bugünkü durumunu Akademimiz tstatistik ve Araştırma Metodlan KUrsüsü ve yönünü dikkate almak geiçin «KARAR VE TAHMİN TEKNÎKLERİ METODOLOJÎSt» rekir. Hastasının teşhis ve tekonulannın öğretiraini yapacak geçici bir davisinde buEÜnkü imkânlan kullanmak isteyen hekim bu or S 5 u gözdağına bakın! «Sizlere ihtar ediyonız. Bu defa adam gibi oturun. Yürüyüşlere, forumlara katılmayın... Bu defa açık oynamak zorundasınız. Ya tam komünistlerden yana olup sonuna kadar onlarm safında kalacaksıruz, yahut da bugünden itibaren devletirii milletin ve milliyetçilerin yanında yer alacaksınız. Artık «tarafsıjlık» mümkün değüdir. O takdirde «asker kaçağı« sayılırsmız. Cephenizi seçiniz. Bizden soylemesi...» Bir doçentin başyazılar yazdığı sağcı bir gazetede çıkan uzun bir yazı bu. Başhğı tüniversitelerin gedikli anarşistlerine hatırlrtmn.» Milliyetçi Cephe, sola açık. devrimci. Kemalist, sosyalist eğilimdeki üaiversite profesörlerini, doçentlerini, asisfanlarını kendıne katılmaya çağırıyor! Ya Milliyetçi Cephe denilen sağcılar toplulusunda yer alacaklar, ya da Komünistlerin cephesine katüacaklarm:ş. Başka yolu yokmuş! 12 Marttan sonra ?u ya da bu yoldan yakayı kurtarmışlar, bu keı aynı jey olmayacakmıs. «Artık. ne her srye rağmen sizi himaye etmiş olan bir lsmet Prşa var: ne sizlerle aynı gaflete düşmüş bir Batur, bir Gürler, bir Kayacan var: ne de havalarda bir Erim, bir Koçaş ve çok nıerhametli bir Sunay. bir Tağmaç var. Herkesin sabrı da, merhamet ve miisamaha duygusu da tükenmiştir. Anlıyorsunuz değil ıı.i öğretim üyeleri.» Başka bir yerde de şöyle denilmekte: «Türk Devleti dünden daha güçlü ve akıllı ellerdedir. Devleti ayakta tutan müessese ve güçler hepinizin ne olduğunu fimdi çok iyi öğrenmiş bulunuyor.. Bu sağcı gazetede ikide bir sağcı üç beş profesör bildiriler ysyınlsr; sağcı bir doçent her gün Milliyetçi Cephe'nin övgüsünü, MHP'nin propagandasını yapar. Günden güne hızını arttırıyor, nfreye1 gidecek sonunda bilemem! Bu gözdağlan bir yere mi dJtyar ". bir yerden mi güç alır, yoksa üç beş sağcı profssör politikscı kendiliğinden .hava» mı basar kamuoyuna, orası daha be!li değüdir. Ama «devleti ayakta tutan müessese^yi kendilerinden yana saydıkları kuşkusuz!.. Neyse o «devleti ayakta tutan müesses?!» Nasıl, neden onlardan yanaysa!.. Bir de uzun bir liste var bu Bözdağı yazısmda. Üniversltenin öŞretim üyelerinin adlan... Ya komünistlerle ya da kendilerıne «milliyetçi", •sagcı» diyen faşistlerle işbirliği etmek seçenefti ile başbaşa bırakılan Prof.iar. Doç.iar. asistanlar arasında kimler yok kımler! Birkaçını okuyalım birlikîe: Erdal Inönü. Bülent Nuri Esen, Bahri Savcı. Cahit Talas. Nermin Abadan. Uğur Alacakaptan, Velidedeoğlu, Tunava. Lüifi Duran. Avtekin Afaay. Faruk Erem, Ragıp Sarıca. Ö7tekin Tosun, ümi» Doganay. Nevzat Gürelli, Haluk Alp, Macit Gnkberk, Celâl Öker gibi profesörler, Ataöv, Sanca. Çaoan. Teziç Belge eibi doçentler... Anlıyorsunuz değil mi, CHP'nin demokratik sol görüşlerini savunan kisiier de «anarşist. ve «tehlikeü» kim?eler sayılmaktadır Milliyctcı Cephe'nin adsız zorbalannın gozünö*e... Kemalist devrimi övmek. savunmak .. Gertciüğe. fasizme, çağdışı görüşlere kar«ı çıkmak ria .. Bu açık cözdaŞı, bu acik rreydan okuma yasalara ne denli uygunrtur, bilemem Ama Türk halkının sağduyusuna ters riüştüsü ortacia . Halkımız bir takım kimlerin «anarç:stçe ortalıSı kanştırdıklannı görüyor. Yollarda adam bıçaklayaniann. kurşun sıkanlann ardında ktmler var, Türkive'yi yeni uçıiTumlara «ürüklemek lsteyenler hangi cephode. cörüyor.. Millete, h3İka ters riüçmüşlerdir zorbalıSa 5l.5ıran!ar, aö?dağı vererek aytiınlan sincîireceklerini sananlar «An'ıvorsunıız dpŞü mi» dive korkular jalmak. «devleti tutan müesseser.in» kpndılerinden yana olduğu savlanyle goz ooyamak kimsevi kandıramaz, aldatamaz, ürkütemez, yolundan döndüremez. Türkıye'de demokrasi vardır, Anayasal bir düzen vardır. İnsan haklannı koruvan yasalar vardır Belirli bir düşünceni?. görüslorini? varsa siyasal alanda uygularsınız. Ama halkın ovunu Hİar3k Gider=iniz erken bir seeime. konuşursunuz. anlatırsını? isteklerinizi. dileklerinizl. Halk verir yargısını. bu çirkin ovun da biter ke'inlikle... Gözdaglan, korkutmalar, anarçi*îce navrsnı<ilar /orbalıklaı 1975 yılının Türk toplumunda geçerli olamaz Bir seçimlik canınız var. İlk genel «ecimde. Hayancılgını/ güçlerın. partilerin, cephelerın nas;l iflâs ettiğini göreceksiniz Sandıktan kaçıp zorbalığa sıelnmakla bu sonucu şindiden blldiğinizi gösteriyorsunuz zatsn Yanlış mı? yelerlnde bulundurması geregl açık olarak ortaya çıkacaktır. Halen hastanelerde bulunan ec zanelerin maksada uygun olma dıklanr.ı burada not etmemizde de fayda vardır. önerdiğimia hastane eczanelerinin hizmet sa hası yatan hasta, poliklinik hastasının ilâcını sağlamak dışına da genişletilmelidir. Eczacı kad rcları arttırılmış ve bu mesleğin sahiplerine lâyik oldukları olanakları sağlayan, Uâç çeşîdi mü kemmel hastane eczanelerinin sağhk hizmetindeki faydası bu sistemi uygulayan, ömeğin ABD de, açık seçik görülmektedir. Eczacı • hekim İşbirliği böylece yakınlaştırılmıs bir hastanede sağlık hizmetinin iyileşeceği şüphesizdir. Ergeç bu şekle yönelecek eczacılık mesleğinin bir an önce eczane sahipliği niteliğinden kurtanlması ve yıllarını eczacıhk için veren gençlerimizin esas mesleklerinl yapmalan nı saflayacak kadro ve olanak ların planlanması şarttır. Tabi atıyle eczacı (akültelerinin öğren ci sayısının da bu değişikliğe uygun şekllde ayarlanması ve azaltılması gereklidir. Eczanelerin hastaneler içinde merkezileştirilmesi sisteminin gerçekleşmesi ilâcın ucuzlamasını da kendiliğinden sağlar. Çok miktarda ilâç kullanan bu eczaneler ihtiyaçlannı doğrudan doğ ruya imalatçılardan sağlayabilir. özetlersek, ilâcın fiyatının yük selmesinde en mühim etken eczanelerdir. Büyük şehirlerde eczane tahdidinin kalkması ile eczane sayısı o kadar artmıstır ki, verilen kâr hadleri eczane sahibini tatmin edemez. Esasen ilâç imalatı fabrikasyona dönüştükten sonra eczaneler eczacılık mesleğinin uyguladığı yer niteliğini kaybetmjştir. Bugün eczacının yeri hastanede ve hekimin yanındadır. Eczacılık hizmetinin hastane içinde merkezileştirilmesi sosyalleştirilmek ve herkesi sigortalamak çabasında olan sağlık hizmetinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu takdirde doğrudan doğruya imalât^ıdan, hastaneye ilâcın teminj de mUmkün olacak ve ilâç ucuzlayabüecektir. Eczacılü: mesleğinin bu gelişen şartlara göre planlanması, bu mesleğe hevesli gençlere eczacıliğın artık eczanede yapılamayacağının anlatılması ve fattllte kontenjanlarmın bu anlayış içinde ayarlanması lâzımdır. nkara Ticaret Odasınca düzenlenen «Millî Harp Sanayii» konulu seminerin ürünlerinı birkaç günden beri gazetelerde okuvoruz, radyolarda dinlıyoruz, televizyonda seyrediyoruz. Bu seminerde konuşan, ya da konuşturulan kişilerin söyledikleri Ticaret Odası'mn amacına pek uygun ve kısaca şu: Bir Millî Harp Sanayii kumlmalı, ama özel KktSr Bncülüfünde oltnalı. Özel sektör. ba işe bazır!. Yeni bir tatlı pazarı tezgâhlamak isteyen sermaye nnıfımız kolları sıvamış görünüyor. Hem bu kez «Vatan, Millet, Sakarva» üstüne oluşturulacak girişimlerin müşterisi önceden hazır Bir ülkede silâh endüstrisi kuruldu mu kimdir müşteri? Sokaktaki vatandaş, uçak, makineli tüfek, tank, top alacak degil ya!. Savaş silâhlan üretiminin müîterisi devlet'tir. Yaptığını deviete satarsın, böylece zarar denen kavram birinci günden silinir. özel sektör, zaranna çalışacak. hatta kârsız yaşayacak bir yapıda olmadığına göre, Yüce Devletimiz Ödalar tüccarı muteberanına şimdiden teminatlı bir pazann kapılarını açmalıdır. Güzel akıl, keskin zekâ. parlak buluş!. Böylece sermaye sınıfıyla devlet ve ordu. »na! »skerl bütünleşmeye yönelir, faşizmin altyapısı da oluşur. Bir yancfan teminatlı kâr, öte yandan güvenll siyasal ortam sağlanır. Ikinci Dünya Savaşından sonra Tiirkiye'de devlet eliyle sermayeci yaratmak için parlak formüller bulunmuştur Hazinenin olanaklannı bazı işbtlir kişilere aktarmak için kullanılan formüllerden en geçerlisi hangisidir? Devlet, ya da devletin herhangi bir kurumu, Sümerbank. Etibank, Makina Kimya Endüstrisi ve benzeri bir kamu iktisadî girişimiyle bazı akıllı işadamlan bir ortaklık kurarlar. Gerekirse halktan para toplanır, Ne vSr ki ortaya çıkan şirketln sermayesi, kefaleti, teminatı hep Devlet'in sırtına binmiçtir. Buna karşılik özel sermaye kesiminden açıkgöî birkaç kişi, şirketin yönetimine, bütün parasal olanaklanna, karar kademelerine egemendir. Böylesin» kurulan şirketin yönetim kurullan da siy»sl »rpalık'tır. tutucu siyasi partilerden seçim kazanamamıs eski mebuslarla, sermaye sınıfına kafaca yatkın birkaç emekli general de yönetim kurullan koltuklanna oturtuldular mı; gel keyfim gel .. Türkiye'de bu formülle kurulmuş yüzlerce şirket vardır. Ama Türkiye'de olmayan şey, gerçek bir kalkınmadır. Çeyrek yüzyıl içinde ne sanayileşebildik, ne komşularımızı aşablldik. Dışa bağımlı bir sermaye sınıfı üreterek kendi kendimizi aldattık Ulusal savaş endüstrimizi kuramadık; var olanı da gellştiremedik, hatta durdurduk. Siyasal alanda birbirlmizi yedik, asker! darbelerle, olaganüstü mahkemelerle, ve sıksık kurulan darağaçlarıyla geldik bugünlere... Bütün bu kargaşa ve çatışma, ülkeyi yirmi beş yıldan beri yöneten ve giderek zenginleşen egemen sermaye ırnıflannın suçundan ve günahından başka nedir? Şimdl de Ankara Ticaret Odasınca tfüzenlenen »eminerde, ulusal gavaş sanayilni Szel sektSr öncülüğünde ve akıl hocahgmda kurmak İçin nutuk atanlar da günah lsliyorlar. Mazlum bir ülkede savaş sanayii kurmak, bCytlk fedakârhk İsteyen, ve sağlam bir planlamaya oturtulması gereken bir iştir. özel sektörün piyasa koşullanyla Ugisi yoktur bu atılımın... Bir toplumda topyekun sanayileşm» eyleml varsa, filah Sanayii de kurulabUlr. Bunun İçin d« ulusal gelirin önemli bir bölümünü »aptanan amaçlara ayırmak gerekir. Açıkçası kemerlerl sıkmak, köklü bif vergi düzeni yaratmak, ve: Nasıl olsa Deviete satıp kazanınra, teminatb istlr... dlye içten pazarlıklı hesaplardan uzak durmak gereklr. Ülkemizde özel sermaye yelpazesi köklü bir vergi reformunu sürekli biçimde engellemiştir. özel sermayenin temsilclsi siyasi partiler de Devlet Hazinesinin olanaklannı, kredi d'ağıtım politikasını kân yüksek tatlı işlere yöneltmiş, Devlet eliyle kişiyi zengin etmek politikasını uygulamıştır. Hal böyleyken şimdi kalkıp: «Millî Harp Sanayii» kurmak yolunda özel sektörü ortaya atmanın arf lamını artık sokaktaki çocuklar bile çaktyor. MODERNEĞİTİM DERSANESİ ÇIRAĞAN CAD. 43 45 BEŞİKTAŞ (Arabul: 2233/1131 UNIVERS1TEYE HAZIRLAMADA » • » • • • • • • • • • • » • • • • • • »•• • •• • • • • • • • • • •• • » • • • • Opr. Dr. ŞEKiP AKPINAR «J Esietik PUstik Af« Çene Orrahlsi Mfitehassm Muayenehanesini: Bevoğlu, Galatasaray Kall&vi (Lion Mağazasının bltişiğindekl) sokak No: 14'e nakletmiştir. Telefon: 49 o4 33 • • • » • • • • • • • • • • • • •• • »»» • • •• • • • • • • • • • • • • » • O»» Cumhuriyet 128 TEŞEKKÜR Esün ve annemiz NAZENDE SÜZME'nin hastalığını tam teşhis ederek başanlı bir ameliyatla sağiığma kavuşturan Cerrahpasa Hast. Kulak, Boğaz, Burun Kliniği MUtehassısı Prof. Dr. FiKRi ŞENOCAK gerek ameliyatı ve gerekse tedavisi sırasında büytitc alâka gösteren Doç. Demircan AKAN, Dr. Nihat ŞEKERCtOGLÜ, DT. Cengiz YAGlZ, Dr. Yalçm ORAN. Dr. Emir HALEF İle diger servis hemsire ve müstahdemlerine içtenlikle teşekküT ederiz, üsl: Mehmet Sfizme Çocnklan: Ahmet Suzme, Fahriye Ergin Cumhuriyet 127 Ögretim Görevlisi Alınacaktır îlgili Kanun ve Tüzükler geregicce geretü şartlan haiz olanlann 15 ocak 1975 tarihine kadar Akademi Genel SekreterUğine başvurmalan duyurulur. (Basın: 10069/122) f t * • « ••» • • * • • •»» • • • » • « «• • •• • • «*• • • • • • ISTANBUL PTT B Ö L G E BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Kapah zarf usulü ile Istanbul Tophane Paket Postahanesi ve Nakliyat Müdürlügü binasında Onarım İşleri Yaptırılacaktır • • • • 2 Keşif bedeli 335.001.00 ve geçici teminatı 17.150.04.Uradır. 3 Bu işe ait eksiltme 9 ocak 1975 günü saat 15.30'da Büyükpostahane bınasında toplanacak ihale kurulunca yapılacaktır. 4 Sözleşme ve eksiltme şartnamesi mesai saatleri dahilinde her gün Ern'.âk Içler: Âmirliğinde görülebilir. 5 Eksiltmeye istirak edecekler bu İşe ait Vapı İşleri Eksiltm"! Şartnsmesinin li. maddesi f ve h maddeleri gereğince ihale gününden ec az 3 gün önce idareye müracaatla ıştirak belgesı alacaklfr ve bu belge ile diğer lüzumlu vesikalan teklif mektuplarına ekliyeceklerdir Teklıf mektupları en geç ihale günü saat 14.30a kadar Başmüdürlüğüınüz EML\K tÇLERİ AMİRLİĞİNE verilecektir. S Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 7 Teşekkülümuz 2490 sayılı artırma eksiltme ve ihale kanununa tâbi olmayıp ihaleyi dilediğine yapmakta veya hiç yapmamikta serbesttir. (Basın: 26208/125) tamın ancak teşkilâtı geniş hasta nelerde bir araya gelebildlğinin bilincindedir. Aynı nedenlerle, artık hekimin genel tıb bilgisi ni aşan ilâç çeşitlerinde ve kullanılışında hekime yardımı şart olan eczacının da hastane içinde, hekimin yanıbaşmda çalışması sağhk hizmetlerinin iyileşmesinde zorunludur. Sağlık hiz metlerinin sosyalleşmesi ve bütün vatandaşın sağlık sigortası gerçekleştiğinde hastanelertn ec zaneleri ve eczacılan kendi bün ÜÇ İİNLÜ İSİM Kuaför ZEKİ, ŞÜKRÜ ve YAŞAR, Şık hanımlann saç bakımı için bir araya geldiler. Nişantası, VaU Konajı Caddesi, 6/1 Tel: 47 73 73 (Cumhurıyet 133) BÜYÜK BİR SINAÎ KURULUŞ Ust Kademede Yönetici Sekreteri Arıyor BİLÎMve 1 TEKNİK'in ] 86. Ocak Sayısı ÇıktL Bütün bayilerde bulunur. 1. Ingüizce dilini ana düi seviyesinde bümek, aynca Fransızcayı kullanabilmek 2. 3. 4. 5. En az lise mezunu olrnak Yönetici sekreteri olarak en az 5 yıllık tecrübesi olmak İngilizce steno bilmek, bu olmadığı takdirde Türkçe steno bilmek Gündelik muhaberatı ve büro işlerini yönetecek inisiyatife sahip olmak gereklidir. Yukarıda belirtilen vasıflan haiz adaylarm en geç 24 ocak 1975 tarihine kadar el yazüarı ile özgeçmişlerini, referanslarını ve bir fotoğraflarını P.K. 16 Levent adresine yollamaları rica olunur. Bütün müracaatlar gizli tutulacak ve seçimi müteakip müracaatçının talebı halinde iade olımacaktır. Ücret adayın vasıflarına göre tesbit olunacaktır. MAÜYE BAKANLIĞI MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KONTROLÖRLÜK ADAYLlGl GIRIŞ S1NAVI Evvelce 20, 21, 22.1.1973 tarihlerinde yapılacağı duyurulan giriş sınavlan, görülen ltlzum üzerine 5, 6, 7.2.1975 tarihine ertelenmiştir. Duyurulur. (Basın: 10075/121) TBTflK (Basın: 10076115) KAYIP KJIJL. den aldığım dtpiomamı kaybettim. Hükümsüzdür. ÖMER LAÇİNER Cumhuriyet: 135 B»B • 1 • Yeni Ajans: 16 112
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle