19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖBT CUMHURİYET 31 Ocak 1975 î... EUifc'M KuPTu VAUiHİ. ABDÜLCANBA2 ME P£ âfil£L AOfrM. AŞK DA GEZER 45 DECİŞEN DÜNYA ve TÜRKİYE Doğan AVCIOĞLU Yazan: Necati CUMALI fcapısı UstUnde, «Ne de çabuk gırtun geldl birader. Gerisini çıkınca anlatırım...» Se\gi, hâlâ Rıfat'la geçirdiği bir gece »neeyi anlatıyordu Nursen'e. Tunç, Aydm'dan dönmüîtü. Oyundan sonra dördü birlikte olacaklardı yine. Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya deginmek gerekstnmesinl duyuyordu: «Rıfat evlenmek istiyor benimle. Bakahm, belki evlenmeye karar veririm »onunda. Sen ne dersin evlenirsem?» «Seviyorsan evlen tabii» «Ben öyle kolay kolay sevemem, işık olamatn daha dogrusu...» «Pefci ölçülerin ne?» «İlk evliliğimde âşıktım. Düçünüp taşınmadım evlenlrken. Biliyorsun, parasızdı kocam. Daha doğrusu savnıktu, hesap kitap bilmezdl. Ben de paran:n o kadar önerni yok sanırdım.» «Var mı?» • Var değilse bile yok da değil. Hiç değilse yokluğunu duyurma>racak kadar. Sen de bilmiyor mıısun sanki?» «Rıfat zengin görüntiyor...» «Harcamasına bakarsan öyle...» Eacide soknluyordu yanlanna: «Ne var? Ne oluyor?» Susuyor omuz silkiyorlardı: «Hiç.» «Neler konuşuyorsıanuz araruzda?» «Şundan bundan...» «Hadi gerisini getirin ben de duyayım bmrl...» SevM aklına geldigl gibi değiştiriyordu konuyu: «Şarkıcı olsaydık keşld dlyordum Nursen!» Şarkıcılar bizden çok daha fazia kazanıyor...» «Onu yeni mi ögrendin? Bilmiyor muydun?» «Şarkıcüann yanmda bizim aldığımır para oda hizmetçisi ayhğı gibi bir şey. Bizım bir ayda aldığ,mızı bir gecede kazanıyorlar...» Sacıde süzüyordu Sevgi'yi: «Demek bunu konuşuyorsunuz?» «Evet!» «Nereierdeydiniz bugün?» Sırası geldiği için birden sahneye koşuyordu Sevgı. Sacide'ye karşılık vermek Nursen'e düsüyordu: «Büyük Efes'in yüzme havuzundaydık.» «Bütün gün mü?» «Aşağı yukarı..» Sevgi'nin sahnede dsdikleri dujuluyordu: • Babacığım, nasıl inanabilirsiniz siz bu sözJere?. Belkıs odasına giderken çatıyordu Sacide ile Nursen'e: «Ne dikiliyorsunuz burada? Niye kapatıyorsunuz giriş çıkış yolunu?» Nursen, bir şey demeden hemen yana çekiliyor. Sacide, Nursen'i bırakıp Belkıs'ın arkasma düsüyordu: «Belkom, hayatım, hiç görü?emiyonız seninle. Bir dakika dinler misin beni?.» Belkıs kapatıyordu kadırun yüzüne oda kapısını: «Başka zaman.» Biraz sonra, yanmdan geçerken Nursen'e: • Bana bak, diyordu. sen kolay kanarsın; uıak dur o pezevenk kandan.» (DEVAMI VAR) «Neyim var lci benlm? Ne karsılık koparacak benden?» Ekrem'in telâşlı yüzü uzanıyordu soyunma odasının kapısından: «özer, sıranı kaçırıyorsun. Bırak çeneyi...» Az sonra sahnesi geçince özer kaldıklan yerden söze giriyordu: «Karşüığını bulursa alsm bakalım...» Böyle konuşurken gülmek istiyor, ama Haluk'un çatık kalan kaşlannı görünce gülemiyordu. «Dedikodu sütunlanna yem eder senl. Aslanlann önüne atar parçalatır...» Saim kendi hikâyesiyle sarhoştu. Durmadan Erael'den söz ediyordu. Emel bütünüyle büyiilemişti onu. «Harika kız, birader...» diyordu Özer'e. «Harika falan değil. Görmesem neyse. Ben de gördiim ne olduğunu...» «Ne denr.ek istiyorsun güzel degil mi yani?» «Güzel. ama o kadar. Harika falan değil. Sadeee güzel...» • Haklısm. Görüyorum senin harika dediklerıni. Bir kadırun harika olması için, sana göre daha tanışır tanışmaz erkeği odasına çağınp soyunması gerekir...» özer gülüyordu yine: «Tabü ya. beğenemedin mi?» Saim ciddıydi: • Güzel Ugi bir yana llç dil biliyor be! tngilizce, Fransızca, Almanca. öyle kültürlü ki..» «Tabii. sen de kültürlü olduguna göre...» «Ne sandın?» «Arkanızda falan bir yere gizlenip dinlemeli sizi. Kimbilir ne derln sonınlar konuşursur.uz...» Saim tutamıyordu ker.dini: «L'lan başlatma şimdi beni...» Odalarındaıki kırmızı ışık yanıp sönmeye başlarken Ozer takılıyordu yine: «Traşı bırak, rolüne yetiş hadi...» Saım bir iki adım gecikmiş giriyordu sahneye. Acele ile girişiyordu sözlerine. Cıkışta yakalıyordu Özer'i: • Bsn bununla garanti evlenirim. Bıınu kaç:rırsam bir daha böylesini bulamam...» • O seninle evlenir mi bakahm?» «Evlenmez mi?» «Ne bileyim ben birader? Kandırabilirsen evlenir...» «Bırak sululuğu...» «Sen de enayileşme öyleyse. Bu yaşa kadar kadın mı görmedin?» «Âşıkım ..» «Ne çabuk. Daha topu topu iki saat konuştun...» «Yeter öylesine...» «Ankara'da oturuyor demiştin?» «Evet Ankara'da...» «Tiyatro ne olacak? Ekecek misin bizi?» «İlle de Ankara'da oturacağız derse' Benim de Ankara tiyatrolanndan birinde iş bulmam gerekir...» «Dur bakalım hele anlaş önce de...» Yine kendi hikâyesine döndürüyordu sözü: «Sen hep kendini anlatmayı bırak da biraz da beni dinle. Tiyatroya gelinceye kadar odasındaydım. Anlıyor musun? Karı boşuna sağlamamış ününü. Yatakta şarkıcılığındkn usta..» Kırmızı ışık hızla yanıp sönüyordu oda özer kısa b!r an duralıyordu: ~ ~ 194873 DÖNEMİNDE KAPİTALİST DÜNYA ÜRETİMİ BÜYÜK BİR GELİŞME GÖSTEREREK 4,5 KAT ARTTI Çok uluslu şirketlerin ucuz fiyatlı hammadde yapması için seçtıklerırrin başında petrol gelıyordu Bazı ünlü kuramcılar kapıtalızmm cenneti yeryüzüne mdırdığmi ilerı sürüyordu Klmya ganayıinde kömürün yerıni petrol aldı. Petrokım;.a sanayii. boya, llâç. mureKkep, deterjan, plastık. halı. tekstil vb olmak uzere 8ü Din petrole dayalı tüketim maddesı ımai ecfecek ölçüde gellstı Biı sanayıcl, «Petrokimya. luksu de» mokratlaştırdı» dıye övunmelc» tedır 6u gibi, hava gibi ımUBrcıan petrol, enflasyonla 3eger:nı yıtırmış 1950'leruı dolarıyıa sdtılınak taydı. Ornegın, peıroı ure.ıoısi ülkeler. oır otumouıı ıınınk çın ISS.'lerde 10 ton petroı veıırKen, 1971) lerde ajnı otuu.obı» tCPi 51lıgında 21) ton peıro! vermelt ciurumunaa Kalıyoriaraı Peırol fiyatmı bır Kat artırmak. omar açısından 1950'lenn durumjnu gerı setırmek demek M HERKES TUKETEBILDIĞI KADAR TÜKETECEKTİL. apltalizmın şimdi soluğumın kesıldiği ileri sürülüyor, oysa kapitalizm 19481973 döneminde, geçmışinde rastlanmayan çok hıziı gelişme gösterdı. Bu dönemde Kapitalist Dünya "üretimi 4,9 kaf arftı.Keynes reçeteleri sayesinde", ekonomik dalgalanmalar bir ölçüde kontrol altına aSmabilmişti. Hatta kapitalizmin bundan böyle inişsiz çıkışsız, sürekli bir büyüme sağlayacagı ıddia ediliyordu. Keynes'çi iktisatçılar, 1P30 tipi bunalımlar:n artık tekrarlanmıyacağını söyleyebiliyorlardı. «Çabuk ihtiyarlama» yöntetni Kaynak yagma ve ısralı gelışmış kapııahst uiKt^erae Diı tüketım turyasıyla bırHKte gıtu. Kapıtai:st pazar, öoı r.rea ve bol reklâmiarla suni tr.'ijvçjar yaratarak ve çabuk e.skıyen nıallar yapımını gıuerck ^<;r.ı;.ettı. Kasım 1974 tarıhlı Le M ;nQe Diplomatique gazeres:n:n yazdığı na göre, teKelcı şırkatler, arastırma giderlerinin yuzdî 21) sıni dayanıksız, çürük maJ yapırru usullerini bulmaya narctunaktadırlar. Bu israfçı kapitalist 'üketimi belirtmek için, ıns'in süğlığıru ustalıkia scmüren ı>aç stnayıi örnek verilebilir. Kap'.'aiıs; Dünya ilâç sanayii, «ııl'jsıararası» denilen 21) tekelcı şnketin egemenliğmdedir. Bu şırkeııerın yıllık saıışiarı, 1972 yılırıd& 12 mılyar dolardır. 1980'leıde yıliıs tatışların 50 milyaı do!ara çıkması planlanmıştır! Gegmış dönemde ilâç satışlannı 34 «at ariıran şırketler, 50 milyar aoiata uıaşacaklanndan güveniidirler örnegin ABD'de, hükümetın hesaplarına göre, 100 ılâ 5 X bır çeşıt >) ilâç satümaktadır! Oysa DU kadar çok ilâç 2011 aktii maideden yapılmaktadır! Dünya Sağlık Örgütu'nün kayıtlanna ıjöre ise. yeryiizünde 500 hastaıik vhrdır. Bunların 15()'si en sık eörülen K ra geçtigini ve 2000 yılında bu «teknokratik seçkınler»in en kalabslık toplumsal grup olacagını yazıyordu Yeru çağ, otomobil, televızyon gibi dayanıklı tüketim raallan öze! mülkiyeunin eenişlemesi ve her çeşıt meta bolluğu i!e belirleniyordu. Herkes tüketebüdiği kadar tflk^tebilecefcti... Bu botlttk içiodo ve İşçi Sir.. nıfı sayıca gerilerken. sımf mücadelesi azalacak ve crtadan kalkacaktı. İdeolojiler son bulacaktı. Yeni düzen, hem kapitalizmin, hem de sosyalizmin yerinı alacaktı. Kısaca, ınsanlık. kapitalizmin yeryüzü cennetine girmek üzereydı Hıziı ekonomik büyüme üzerine Brzezinski, Bell. Rostow, Drucker gıbı ürüü kuramcüar, kapitalizmin cenneti yeryüzüne indırdigini ilân eylemişlerdi. Bu kuramcılara göre, «kitle tüketimi çap»na ulaşılmıştı, «sanayi ötesi toplum» kurulmak üzereydi. Brzezinski, «teknotronik çağa giriyoruz» diyordu. Amerika' mn bu çok ünlü kuramcısı, Ondokuzuncu Yüzyıl boyunoa ve Yirminci Yüzyıl baslannda köylülügün gerilediğini, işçi sımfınm ise yükseldiğini, ama şimdi işçi sınıfımn önemmi yitirdigini, bilgisayarlara korauta eden uzman ve teknisyenlerin ön pla Keynes reçetesi DiŞi BOND SÖYUEDISİM yfN YALAH TiFFANY JONES GARTH HZ4O Bu tatlı düşler, son zamanlara kaciar götürülebilmekteydi. Şimdi birden proletarja ihtilâllerinder. ve barbarlık çağından söz ediliyor. Bu tersıne dönüş nastl oldu n Soruyu yanıtlayabilmek için, kapitaüzmin kuramcılarına pek parlak gözüken kapitalist büyümeyi kalın çiZEİleriyle açıklamak gerek. Hıziı büyüme, 1930 Büyük Bunalımı'nın tekrarlanabileceği kâbusu içinde başladı. Bunahm, yalnız ABD'de 13 milyon ışsiz yaratmıştı ve Roosevelt'in New Deal politikasına ragmen, 1938 yılında yine 10 milyon kadar işsiz vardı. İzsızlik, ancak Dünya Savaşı ile SOR buldu. Bu nedenle, savaş sona erip askerler evlerine dönünce ve harcamalar azalınca büyük çapta işsizliğın yeniden dogmasından korkuluyordu. Bu korkuyla gerek hükümetler, gerekse iş çevreleri Keynes reçetesine dört elle sarıldılar. Keynes, iş çevrelerine şöyle diyordu: «Patronlar, işçilere karşı çok direnmeyiniz. Ücretlerı arttırınız. Buna karşılık sattıgınız mallarıri fiyatlannı da arttınrsmız.» KejTies, hükümetlere önerisinl de şu çarpıcı formülle belirtiyordu: . Gerektiğinde ücretle işçi tutup, banknotlan toprağa gömdürürsünüz. Sonra yeniden işçiler kiralayıp banknotlan gömüldükleri yerden çıkartıp dağıtırsınız.» Bu, tam bir enflâsyon politikasıydı. Açık bütçe uygulama, banknot matbaaiarını çalıştırma ıısuüeri yaygınlaştı. Bol ve ucuz kredi, bem gırişimcilere, hem de tüketıcilere sağlandı. Örneğin ABDde gırişimcüere açılan kredı, 1946'da 121 milyar dolar ıken, 8 kattan fazia artarak 1974 ortalaruıda bın milyar dolara yükseldi. Tüketıcilere açılan ipotek kredileri aynı dönemde 23 müya r dolardan 660 milyar doiara geçti Taksitle satışlar için yüz milyonlarca dolar kredî açıldı. Altina çevrilebilir dolar, ulusIararası para sistemınin temel birimı yapıldı. ABD. böylece serbest bir altm madenine sahip kılınmış oldu. ABD dolar basip bunu bütün kapitalist dünyada serbestçe kullandı. Amerikan girişimleri. dolar enflâsyonu sayesinde dünyaya yayıldılar rek çıkmiştı. Doğu Avrupa ve Çin, Sovyet bloku ıçinde yer almıştı. Böylece, bu ülkeler kay naklan ve pazarları, tekelci kapitalist gırışimlere kapanmak taydı. Sosyalist blokun geriletilmesı, hiç değilse gemşlemesınin önlenmesî zorjııluydu. Öte yandan İkinci Dünya Savaşı ile bırlikte miili kurtuluş hareketleri hız Kazanmıştı. Devrimcı nitelik tekı milü kurtuluş hareketleri, tekelcı yabancı şırketlerı kovmak, millî pazdrı ve kaynaklarinı ker.di bağımsız geiişmeleri uğruna kuüanma çabasındaydt. Bir Amerıkan yetkilisı, mıllî kur tuluşçuluk için. «Barutun icadından beri en tehlikeli buluş» diyordu. Neokolonyalist yön temlerle ve gerekirse zora 1)391.11 rarak, Vietnamiar yaratarak bu gidişin durduruiması şarttı. Hattâ tngiltere ve Fransa gibi eskı sömürge imparatoriukları pazar ve kaynaklannm da, yalnizca sömürgeci ülkenin tekelinde kalmayıp ABD gırişimlerine açılması gerekti. Aç:k kapı iîkesi uygulanmalıydı. Bütün bunlar, kapitalizmin dünya Jandarmahğına ihtiyaç şrösterryordu. ABD, bu ışi yüklendi. Dünyaya yayılmış binlerce üs kurdu ve askeri harcamaian genış ölçüde artirdı. llştirmeV lç!n »skeri harcamalan artırmak gere'Kıidır. Roma Kulübü, 1973 sıiâh harcamalarımn yüzde 10'unun dahı, yerjüzünde açlık çeken en fakir kırk ülkenin gıda, petrol, gübre ıhtıyacmı karşılayabıleceğinı hesaplıyor, fakat etkisi olmuyor. «Detantyumusama» politikası izlendıgı halde. bugün aakwibarcamaiar, yırmıbeş yıl öncekî soguk savaş dönemine göre, üç kat yüksek. Zıra askeri harcamalar. kapitalizmin vaz geçilmez büyüme aracı haline gelmiştir. Ekonomi^erin militarizasyonu gerçekleşmiştir. Tekel ci şirketler ve askeri vetkıliler arasında karşılıkh çıkar bağlan dogmuştur. Generaı Eısenhower dahı «askersanavici bilesimi» ni özgür toplum ıçın en büyük tehdît saymıştır Daha dogru bır deyimle, tekelci burjuvazi ile deviet bütünleşmıştir. Kap:talızm, «tekelci deviet kapitalizmi» asamasms eırmıştır Petrol ve hammadde yağması Devletle bütünleşen, enflasyon ve askeri harcamalarla gelişmeleri körüklenen tekelci şir ketler, Kapitalist Dünya'da hızla yayıldılar. «Çok uluslu» etıketini kazandllar. Bu yayılma dünya hammadde kaynaklarının hıziı yağmasma ve somürülmesine yol açtı. Dünya ham madde kaynaklan üzerindeki kontrollerini arttlran tekelci şırketler. büyük kârlar sağladıkları halde, «Cçüncü Dünya» ülkeleri büyük zararlara uğradılar. Yabancı tekeller. ttâr ola< rak, getirdiklerınden kat kat fazlasını götürdüler KaynakUrının hızla tüKenışmın yanı sıra, ucuz fiyatla elden çıkardıklan mallarına karşılık. gittikça fiyatı yükselen gelıstniş kapitalist ülkeler mallannı almak zorunda kaldılar. Bu yüzden milyarlar yitirdiler. Türkiye1. nin daht, ticaret hadlerinın a» leyhe dönüşü nedenıyle, milyariarca lıra kayba uğradığını Deviet Planlama Teşkilâtı hesaplamaktadır. Ucuz fiyatlı hammadde yajmasl konusunda bir fikir vermek için, petrole hücum blr örnek olarak verilebılir: Kapıtalist ülkeler, enerjı bakımından daha önce, kendi üreîtikleri kömüre dayahydılar 1960 yılıncfa dahi. gelişmis kapltalıst ülkelerin enerjl tüketimınin yüzde 51 'i kömürden gelmekteydi ve bu kömürun dörtte üçü kendi kaynaklarından sağlan maktaydı 1972'de ise. enerji tüketiminde petrolün payı yü^de 50'nin üstüne çıkmiştı ve bunun üçte ikisi az gelişmis ülkelerden aiınmaktaydı Bu hıziı kapitalist büyüme dö neminde ucuz petrol. hava ve suymuş gibı kullanıldı ü kadar kl, bir yetkili. «Tüketim top lumu istediğince petrol kullanmak değilse, nedir?» demektecfir. Petro) bunaiımınrian sonra Fransa'da girişılen bir parlamento arastırması gostermektedir ki, Dünya Petro) Kartelı kö mür yerine petrolü geçirebilmek için bilinçli bir ucU7 ve bol oetrol politikası ızlemis ve bunu başarmıstır Gerçekten kö mür bırakıldı, deviet parasıvl» petrole davalı a<fa!t yollar yapıldı. Demirvolu •erkedildı. Mılvonlarca ofomobil voüara döküldü Demlryohınrfan karavo lun» geçlj. 7 kat fa/la petrole dayal' ener.il kullanmak demekti. CeH?ln bırakılıp Bİiimtnvııma vfinelfnme<;1. 15 kat fazia enerji tüketllmesi anlamına gelmekteydi. Enflasyonla kamçılanan kapitalist ekonomilerin dünya hammadde kaynaklarına ve pazarlarına ihtiyacı vardı Bu yolla, yalnızca dünya ham madde Kaynaklan ve pazar.an kapitalist girişimlere açık tutul muş olmuyor, tekelci şirketlere askeri sıparişler yoluyla yüz milyarlar akıtılıyor, kârıarı ve yatırımları destekleniyordu. Ayrıca devletın yüklendıği askerî amaçlı araştirma harcamaian, tekelci g:nşimlere, sıvil kesımde de kullanabüecek.eri yeni teknolojileri parasız sunuyordu. Böylece, devamiı artan askeri harcamalar, kapitalist büyümenın başlıca araçlarından oldu. Bugvn terör dengesınden söz ediliT. Gerek ABD'nin, ge rekse So.yetler Bırlıği'nin elınde, bıribirlerıni 810 &ez yok edebilecek nükleer sılâh stoku bulunduğu beiirtiliyor. Sılâhlanmayı sınırlandırma anlaşmalan imzalanıyor. Fakat silâhlanma harcamalanndakı aruş durmuyor. Yeni askerî kuramlar ıcad olunuyor. Süâhlanma yarışının durdurulmasma yol açabılecek «terör dengesi» kuramlarmm ye rinı, «bir yıldınm zafer olasılığı» kuramları alıyor Denilıyor ki. çok sayıda nükîeer başlık ta şıyan V3 birçok hedefe bir çırpıda şaşmadan isabet kaydeden füzeler sayesinde, hasım, karşısındakının nükleer silâhlanm toptan yok etmeğe yönelmiş sürp riz bir yıldırım fıücumu göze alabıhr. O halde, füze sayilan sınırlansa bils. dana mükemmel füzeler yapmak, nükleer silâh taşıyan denizaltı ve uçaklan ge Az gelişmis ülkeler çok uluslu şirketlerin istilasına uğradılar nüfuslarının '% 80'i zarar gördü hastalıklardır. Oysa 600 bin çeçit ilâç vardır. Bu kadar çox ılâcm tüketımı, «çabuk ırıtıyarlama» denilen bıı saıış yönteınıyıe tağlanmaktadır. Yöntenı sucur: Devamlı pıyasaya yeru liaçlsr süreceksin. Yeni oian ıiâcıo yainızca fiyatı, acü ve SUJIU'UŞ oıçımıdir. Ve genış resıâı.ıla yeni ilâcın narıka ılâ; olauğunu duyuracaksınız. Reklâm ^isut ilâç satışlannın >üzde 8't draj.tıru^aya, yüzde 27'sı ise an.^alâj ve reklâma gıtmekıedır. ı'uzdt f'liK araştirma gıderlermın yuzöe 8'''i ilâçların tıcari açıdar, geliftırılmesıne harcanmaktaaır • Maliyet ve satış fiyatiarı aras;nda 45 kat fark vardır. Orneğın transa'da. ortalama bır netapıa, 10 dolara tüketıcıye >anıan bıı ilâcm maliyeti 1,93 aomrnıı Amerika da ilâç fırmalan ao^ısı Daşına 3 bin dolar rekiâm haroaması yapmaktadıriar Bol reklsm ve çeşitlendirrne voluyla nastalara vaniış ve eerekiiz ılâçlar bol mıktarrta satı!?.bilmektedır. Tekeller Uzerinde araştırma vat>an ABD Senato Altkomısvnnunda açıi?land:Ş:na sö're receteM tlâc satı?larn:n vü?.r!e «< 1 ilâ HO'ı. vanlış ve düsünüîmpdpn va7i!miş reçetelenn snnıifudur. «tnsan İc'n Hpkımliks vaoıt.ının vasarı Or. Hr.rrv F. Ooıvüng'e aö're. rii7de nn'inin nicbir zaman .ya7i!msmas' jerekmektedir! 22 mavıs V.i tarihli N'evvvork TiTnes, Amerıkan hastanelprirrip (Devamı 7. Saytada) Ekonomilerin militarizasyonu Enflâsyonia kamçıianan kapitalist ekonomilerin dünya ham madde kayr.aklarına ve pazarlarma ihtiyacı vardı. Kaynak ve pazarlarm, tekelci kapitalist gırişimlere açık tutulması gereklıydi. Oysa bu kaynaklar elden gitmekteydi. îkinci Dünya Sava Bindan sosyalıst blok genişleye yENf BfB S&NA soz ve S Ş y . BİP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle