19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 2 Ocak 1975 lümünün birinci yıldönümünde tnönü AnıtKabir'de resmi bır törenie amidı. Ürkek ve tedirgîn bır resmi tören. Dsvlet katılmak istemiş, yarısıyla katılabilmiş Saygı duruşu yapmafc istemişler, ancak yan durmayı göze alabilmişier. Partiler de oisun ıstenmiş, vaktiyle 1tendisiyle siyasal çatışma içinde olan partiier tems<lci göndermekten kaçınmışlar. Halk, bu tür törenleri dııvgulu, anlamlı, içten yapan; orada yatanlartn gerçek sahibi, kendiliğinden gidıp dua eden ya da önlerinde saygıyla eğilen halk törende hesaba alınmamış. Bütün bu şaşkınhgın nedeni ne şu. ne de bu. Gerçek neden kafamızdaki kavram kargaçası. Atatürk'e engin bir minnet. çok içten bir ssygı duymuştuk; ölünce bu duygulanmızı anıtlaşürmak istedik. ülusun bu ortaklaşa isteğınin sonunda AnıtKabir yapıldı. AnıtKabir bir bakıma tümüyle Kurtuluş Savaşı kusağına saygının bir simgesiydi. Bu arada çok partili hayat başlamıştı. Yalnız devrimlerin değil, Atatürk'ün de her türlü e'.eştirinin dışında tutulması zorunlu görüldü. Atatürk'ü övmek artık bir çeşit yasal görev olmuştu. AnıtKabir'de hiç yamlmamış. hiç yenilmemiş. hiç bir özürü ve eksiği olmayan. essiz, erişilmez bir üstiin insan yatıyordu. Yıllar geçti. Toplum yapısı değişti. Halk eskisinin üç katı çofaldı, şehirlerde oturmaya başladı: yeni yerlerde yeni ilişkiler içinde yeni Urünler yaratarak yaşar oldu. Köyün ihtiyarlannın, komşularm. kasabadaki eşrafın etkileri de. yerleri de değismeye başladı. Köytinün dışında olup bitenleri büıneyenlerin yerini evlerinden dünyada olup bitenleri izleyenler aldılar. Düşündügü nü açıkça söylemek, begenmedlSini korkmadan elestirmek önce hak oldu. simdi eğitim oluyor, yakında töre olacak. Toplumun gerisinde kalanlar. daha doğrusu eski ropîum yapısmda köklü çıkarlan olaniar Atatürk'ün »ski toplum vapısına göre, günün ko şullan gereğince söyledlklerinin baztfannı «değişmez gerçekler» olarak kabul ettinnek istedi ler. Önce «erişilmez» yapılan Atatürk, sonralan böylece «anlaşılmaz» hale getirildi. Artık Atatürk büyük, çok büyük ama uzak. erişilmez, halkın dışında bir soyut kişilife bürünüyor. Bir O ölaylsır m go«i|lel ANITKABÎK'DE ÎNÖNÜ Necdet UĞUR şair Atatürk üzerine yeni çıkan bir kitabında (1) bakınız ne diyor: Soranlar vardı dün: Sultan mı Atatürk. Padişah mı? Soracaklar bir gün Atatürk essah mı? yunca bundan, yeter. tnsaclaru rmtlasmastndan hajîr gelmez..» Înönü, düşüncesını gnuştirerek sözjcrine sonra şöyle devam etmişıi: «Efendim, benim bu «onuca gorü^üm açıktır. İnsanlann kusurları, eksik'erı v»dır tıpkı yetenekleri, gtlçleri oldufn ^ibı. t ıfaı lible (yanılmaz) insan yoktur. İnsan buvükse bütün ku surİBrmın; eksikierinin U inder büytilftür. Bunlann olması büyüklüğe f:ıgej degıldir. Buiı.ann oiması tabıidir..» Yine bir gün tnönü istanDuı'aa 2fi agustos'ta MaluJ Gazüer Yurdunda konuşurken tarihte büyük girişimler ve bunlann başan olasılıkları üzerinde dunnuştu: «Eonuç olumlu çıkarsa büyiiK kararlar, cüyük girişimler tarihte büyük kalır Çıfctnazsa insaJ sahipleri hakkını verir Büyük ıcararlarda umut zafer bıçiminde Eörülraeı Siz canını^ı verinceye kadar çalışırsınız. uğraşrsınız. öv'e vapmai.dır Zaferin bir saat sonra cleteü ni b'lemezs.niz Gelince: Bir saat varT.ış. dersimz. r,elmeyince: Herkes demişti. olmnyacskti, diye söylenir.» «Kendimde hiç Ustünlük Ftfrrr.edim. Kendi mln bir sade insan olduğunu üüiünınüşür'ıdüj Önüme gelen konuyu ayrıntnarivie ınreler sonr, da üstünde düşünürüm. Dün çece ju koıtuktiı sabahladım ve bu konuyu dü>ünaüm Aradaki fark bu> demişti. İnönü, Kurtuluş Savası'nm oaı günierinde Atatürk'le olan bir konusmasın. o giimeri veniden jaşar gibi anlatırdı: «Bir gün Atatürk'le Konuşuvorduu. Kendisıne den yanarak dedim ki Muharebede bazan bunalıyorum, çaresizlik 1,mcte ıraİ!\oram Ü zaman canımdan beziyor, ölme» istıvorun.. Her şeye atılıyormn. Her şevi zonu'orum. ö'.ümtl anyorum. Ne dersin? Atatüık: Bu senin söylediğin büyük kumandanhk has'.etidir Bütün büyük kumandanlar umutsuzluk anınaa ölüme koşmuşlar ve ancak böylece umutsuzluls anını zafere dönüştürmüşlerdir. diye cevap vermıst: • Lâflar Ve Gerçekler MHP ll Gençllk örgütü bir açıklama yaparak «Türk filkflcttlerinin emperyalizme karsı savas lârdfirdügflnfi* ileri sürmüş ve şu düşüncelerı belir'miştir: • Sol, bngün Tflrkiye'de gelfşen TflrkcO dttşüneeyi diğer ülkelerdeki sağ hareketlerle kıyaslıyarak yornmlamaktadır. Ülkücu gençlifi sağ liberal kapitalist düzenin kornynculan, militanları olarak suçlamaktadır. Oysa Türkçü genelik milletimizin kalkınma yolnnn. Tflrk toplnmonnn sosyoekonomik yapısını ve çagın gerçeklerini taesaba katarak çiımistir.» «Gerici sol sartlanmanın çüdnmündeki basın, biıi "asırı safrı. komando. fagist" diye snçlamaTa, öte yandan çıkarcı çevreler bizi kallanmayı planlamaya devam edednrsnn, bb davamı» gençüge. halka indinniş darnmda Daha Niceleri Gelecek AnıtKabtr ya da benzen verlerin yalnıy eksiksiz. vanılgıstz, eşsiz üstün ta»aniar için oldıığunu sananlar böyle insan olmadığını, tnsanlan boyle göstermenin de tonlum: hic Dir yaraı sa6lamadığını artık oğrenmelidirler. Ömeğin Atatürk'ü ıtsan olaraK oldugu gib, özürleri ve yetenekleri, yanılşııan ve Dasarılanyle birlikte ortaya koyunuz. İcınden şimdıkinden daha büyük bir insaij çıkacdktır. Hem bizim gibi, bem bizden üstün. riem özürlü, nem ulu Bizim dUnyamızdan çıkmış ve bi2 O'na büyüts demişiz. Canlı ve gerçek büyük tnönü bir yıldır orarta EkMk^en yanı'gılanyle, ama büttin bunlann geris'Jiden gittikce beliren büyüklüğüyle orada. YadırganiBdan. tedirgin olmadan O'na tören vapını* Ya da daha lyisi bırakınız halk kendi saygısmı nendince eöstersin Daha arEm;2dan nlceler! kend'.ıenni tnsanlara adayabildikleri için eksikleri vanilgılp.n da olsa oraya, oralara gidecekler Oralarda onlara baktıkça kendımizi venmeyi kendimizi asmayı, kendimizî insanlar» adamayı ögrenecegiz. Onlara saygı biraz da içimizdeki insanın büyiiklügüne saygıdır. (1) Nözhet Erman, Gazi Mustafa Kernal AUtnrk (Güldestr) Hayır Gelmez Bir gün Kurtuluş Savaşı kusağının ikinci btlyük kişisi, înönü de öldü. Onu AnıtKabir'e almamak olmazdı, aldılar Ama bu yeni gelen. arkadasının yanına otuz bes yıl sonra geliyordu Bu otuz beş yılın son yirmi Uç yılını halkla. halkın arasında, halktan biri gibi geçirmişti. Araınızda kendişini kıyaşıya eleştiriyorduk özürleri, eksikleri, yanılgıları olan. bazan kızıp yerdi ğimiz, bazan sevdiğimiz. övdügümüz, gizliden gizliye de hep güvendiğimiz biriydl. Otuz beş yılın tor>lumda vaptıjh değisiklik!eri anlamak, izlemek ve bjnlan siyasal yaprya yansıtmak için vene yerîîe. yara bere içinde kavga veriyordu Rir gün anılannı anbnrken Irönü bu lconulara da değınmişti: «Soyadı kanunumı çiKardi£;m:z gUnierdcvdi. Mustafa Kemal'e ad arıy.jrduk. Bir kurul kurduk. çalışmaya başladılar. Ealttım, adamJann akhna O'nu ilâhlastıran. putlastıran lâriar geüvor. K>ndUerine dedim ki: « Düşündüiünüz adlann hiç biri olmaz. O insandır, dtğerli büvüfc bir ınsan O kadar. öteye gitmavin Cok ı^ktik tarih bc Bir Sade însanın Büyüklüğü 1970'lerde bir gün uzurı süren bir toplantının sonunda tartışılan konuya O, Înönü açıklık getırmiş ve herkesin oefendıği Dir çözüm önermişti. Toplantıda bulıınsnlar kendisiru övdüler, büyüklügünü belirtenler de oldu. Toplantı dağıldıktan sonra biraz da kendi »erdiı e konuşuı gibi: YALAN OKTAV AKBAL Evet ZehirJenen Kent: Ankara ls »ylannı girdiğimlz su günlerde, Ankara halkı yıllardır artan bir tehlikenın içine tekrar girmektedir. Artık kesinlikle saptanmıştır ki, Ankara kentinde oturanlar gün geçtikçe toplu bir olümün içine ıtilmektedirler Pek çok yetkili tarafından abartılmış olmskla suçlanacağını bıldiğim bu ıddia her kim ne derse destn kesin e bilimsel olarak saptanmıs bır gerçektir Ayrıntıların» daha sonra girecegim, pek çok bilim sel araştırma sonucunda çeşitli arastırmacılar maalesef bu so nucu taptamışlar, ancak seslerini duyuramamısiardir. Bu araştırmacılann içinde eski Sağhk Bakanı Prof. Dr. Türkân Akyol, Prof. Erol Ulug gibi ciddi ve güvenillr kişüer Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Orta Doğu Teknik Üni versitesi ve Dünya Sağlık Teşkilâtı gibi yetkili kuruluşlar bulunmaktadlr. K «Bana bir yalancı gösterin, ljte size bir hırsıı dıyeyim.» Ingiliz düçünürü G. Herbert'in bu sözü doğru raudur sizce? Her yalancı, bir hırsız mıdır? Doğru'yu, gerçek'i çalar yalanrı; yanlış'ı, sahte'yi, uydurma'jı zorla benimsetmek ıster. Gerçek hırsızdır yalan söyleyen kişi. Kira yalan söylemez? Herkes yalan söyler zaman zaman, diyenleriniz çıkacak. Bir hasta. ölüme dofru gıdiyor, bugün yarın: geçmişsinız karşısına «Oh ne kadar ıyisin, yakında kurtulacaksın» demişsiniz, bunda bir zarar yok, bir hırsızlık, bir kötülük yok. Yalan kimseye zarar vermedıği sürece, hatta belki geçici bir iyilik de yarattığı için hoşgörülür. Ama bunun ölçusü nerde, kimde? İyilik ve kötülük gibi kavramlar görece şeylerdir. Birine göre iyidir, birine göre kötü. İyilik diyerek yalan «öylerken belki de en büyük kötülügü yaptığımızı bir bilsek... «Yalanın azı olmaz» der Victor Hugo «Sefiller»inde. Bu demektir ki, en küçük, en değersiz yalanı söyleyen kiji en büyüğünü, en zararhsını da söyleyebilir. Kendilerini küçük, masum, zararsız yalanlar söylediklerine, ona buna İyilik için gerçeği sakladıklarına inandıranlar kulak versinler iyice bu söze. Yalanın azı yoktur, cBir kez yalan söyleyen bır daha söyleyecektir» der Beaumarchais. Hepimiz özel deneylerimizde de görmüşüzdür bunu. Yalan, yalanı çağırır. Tek bir yalanla kalınamaz. ondan. Bir yalanı sıkıca saklamahyız başka yalanlarla onu çevreleyip, sanp sarmalayıp. Belki bir gün o yurlamn doğru olduğuna kendimizi de inandırabiliriz. Ben hiç bir zaman yalan söylemedim, nerde o yalamm, haydi gösterin, diyebilmek için. Yalancı, kendi yalanının altında ezilir, insanlığının küçüldüğünü duyar. Batar o yalan içine. «vicdan» dediğimiz bir şey varsa, ona. Kadlnların erkeklerden çok yalan söyledikleri yaygın bir kanıdır. Bir düşünür «Yalan. kadmlann savunma sllâhıdır, erkekler yanlarında silâh taşır, kadınlar yslan» derken bunu hoş göstermeye çalışmış olmah. Erkeklere karsı üstünlüğü kurrr.anın yolu budur, yalan sılâhını kullanmaktır, gerekli gereksiz. Bu yüzden bir kadının en küçük yalanını vakalayan erkek kuşku canavarından vakasını sıyıramaz bir türlü: Ya başka dedikleri de yalansa. ya yalnız baçkalarına değıl. bana da yalan söylüyorsa! Politikacılık bir €yalancılık» mesleği sayılır! En lyi yalan söyleyen, en büyük yalan söyleyen, en başarılı politikacı diye geçinir. Nerde? Belirli bir kültür düzeyine ulaşmıs toplumlarda değil elbet, insanlarınm çoğu okumasız yazmasız, kolaylıkla kanrfırilacak durumdaki toplumlar «yalan«a baflanırlar, umutları. hayalleri. hatta mideler! blle yalanla beslenir, doyar. YıSınları yönetmekle sorumlu kişüer ise yalan üstüne yalan atarlar. En olmayacak şeylerl yapacaklarını söylemekten başlar bu yalan, halk yığınlarmı uyutan, aldatan nice r.ice göz boyayıcı sözlere kadar gider. Bir politikacı, <Bir Türkiye'yl iki, üç yapacagız, büyük Türkiye'yi yaratacağız» der de o ülkeyi eskisinden beter hale getirirse en büyük yalancı değil midir? Bunun gibi «biz milliyetçiyiz, onlar halkçı, öyleyse onların kökü dışarda, bizim içerde» demek de ayrı bir yalancılıktır. Yalsndır, çünkü gerçekte böyle bir şeyin olmadıgını herkesten önce o sözü söyleyenler, yazar.lar biliyorlar. «Seçim isteriz» deylp de «eçimden kaçmanın türlü yollr.rını aramak da başka tür bir yalana sapmadır. Nice nice yalan var. yalancı var, cörüyorsunuz. Toplum yaşamında, özel yaşamımızda, her yerde her yanda. . Montaigne, «Yalan söylerken o yalanı söylediğirn Insandarv çok kenrlimi aşağılamış oluyorum» dermiş Gerçek insan elbet böyle düşünecektir. Aldstmanın, kandırmanın, yalan yoluvla gerçeği, doğruyu gözlerken saklamaya kalklsmanın o yalanı söyleyeni ne denli kiiçülttüSünü görmek için İnsan nıteliklerine sahip olmalı! Isini bitirmek, çıkar sağlamak, göz boyamak için yalana başvuranlar ise küçük, kısa, ömürsüz bajar.lar ardınriatîır. însanlıkla. İnsan olmak çabasiyla ilgisi yoktur. tşin bu yp.nını aklına bile getırmez. Montaigne istediği kadar «Yalancllık igrerç bir zaaftır. Blz lnsanız. birbirimizle ancak söz yoluyla anlaşabiliriz. Yalanın ağırlığlnı ve kcrkunçluğunu bilsek, onu öteki suçlar kadar öfkeyle kovalanz» desin; Fenelon, «Yalan söyleyebilen bir kimse insan sayılmaya lâyık değildir» buyursun! Nerden çıktı bugün de cyalan» konusu karsimıza? dtyeceksiniz belki. Yalan her an karşımı/da. önümüzde, içimizde, varlığımızın bir ayrılmaz yanı... Ne kadar kaçsak, etkisinden kurtaramayız kendimizi. Apaçık, şozlerin İçine baka baka söylenen yalanları duyunca kişi insanlıgından utamyor. Bu utancmı da başkalanyia paylaşmak istiyor Söyleşerek, dertleşerek. üzsrinde düşünerek... Gelin bir şairir.. I.amartinein bir sözüyle bltirelim bu zehir acısı konuyu: «Her şev söylenmez her zaman. Bu budalalık olur. Ama söyledigirJ* söz sizin gerçek inancınız, gerçek düşünceniz olır.alı. Bunun tersi ahlâksızlıktır.» An Gerçekler ,, fiV Pünya Sağlık Teşkilâtı uzmanlanndan Prole«or KC.'Hboper (Toronto Oniversitesi öğretim Üyesi) 1973 yılı kışmda Ankara'da yaptıgı resmi lncelemeler sonucunda «Ankara'da, 1952 Londra faciasının tekrarının mukadder olduğunu açıkça belirtmiştir (Turkey 3101 ONDP/ TVR/72/039 sayılı rapor, sayfa 9). Hatırlanacağı gibi 1952 yıllnda Londra'da hava kirliliğinin yagunlaşması sonucu 4000'in üzerinde insan ölmüştü. Bu uzman, durumu o kadar tehlikell bulmaktadır ki gene aynı raporda, her an vukuu muhtemel böyle bir durumda, süratle halkın uyarılarak alârm tedbirlerlnln uypılanmasını önermektedir. Aynı şekilde. Dünya Sağlık TesMlâtı taraftndsn mart 1974' te Anksra'ya gönrferilen Profesör Hans Werner Schlipköter de (Düsseldorf Üniversitesi Ssğlık Bilgisi Enstitüsü Direktörü) hazırladığı raporda bulgulan incelemekte ve özetle «bu bulgulann gösterdiği şiddetll hava kirlilifi durumu kentle yaşayanlar için kesinlikle bir risktir. 1952'de Londra'daki şartlara benzer şartların doğduğu gö rülmektedir Bir felâket meydana geiebilir» demektedir Bütün bu raporlar. yazarlann kişisel görüşlerine değil, uzun yıllardır yetkiH kamu kuruluşlarınca yapılan ölcü ve gözlemlere rfavanmaktadır. Nltekim Türkive Pilimjel ve Teknik Araştırma Kurumunun NATO tarafından desteklenen çalumalan sonucunda 1970 yılında şehrin 13 ayn noktasında ölçme istafyonları kurulmus ve günümüze kadar sürekli olarak hava kirliliği ölçümlert vapılmıştır. Aynca Hıfzıssıhha Enstitüsü'ne ait Ölçme istasyonlarında da bu tür ölçömler yapılmaktadır. hava bir kapak gibi kapanarak kirli havanm yükselerek dağılma sını önlemektedir. özet olarak. An kara kentinin bulunduğu alan bü yük bir kentin kurulmasına elverifli değildir. Dah» 1927 yılında Prof. Rethly tarafından Ziraat Vekâletine verilen bir raporda An* kara'nın bu sakmcalı durumu belirtilmekte, yerleşimin Etlik'te ge Hsmesi önerilmektedir. Nitekim 1933 yılında, kentin ilk imar plânını yapmakla yükümlenen Prof. Jansen, «eğer bana Ankara'nın fthir plânı bakımından mecburi nok Tuğrul ERKiN talar verilmeseydi hiç bir zaman sehri bu Çukura sokmaz Etlik Y. MÜHENDÎS ıırtlarına koyardım» demistir An cak günümüze kadar. maalesef bu yanlıç kentles^ne son bulmayılda bir kez çıkılmastna iztn kara'da 196068 döneminde solu mı?. arsa ve inşaat spekülasyonu\erilen degerm ise iki katıdır. num yolları hastaiıklarının 11 nun verdiği hızla gittikçe artmıstır. Bilindiği gibi Bahçelievlerin Ayrıca azami konsantrasvonun misli arttığı, akciğer kanserinin yerlerine 56 katlı apartmanlar ya tam 16 misline cıkan eünler ise 1965 yılından itibaren 9,5 mis li artış Eösterdigı »esbit edil pılmış sürekli olarak kentin yovardır. ğımluğu artmış ve yesil alanlan miştir. Artan Hastahklar ise azaltılmıstır. Hâla devam etBu durumda, tıemen herkes tarafından bilinmesine ragmen, mekte olan bu sağlıksız kentlesme Kent navasıru kırıeten oaşka durdurulamadığı ve çözüntleneme bir kirletici de halk arasında iş feenellikle hafife alınarr tru so diği takdirde uzun dönemde kenrunun üzerine ciddSyetle egilveya kurum denilen tam yanmatin hava kirliliğini önleyecek hiç madan doğan partiküIleTdiı. Bu mek gerekmektedir Bütün bu bi bir teknolojik ve ekonomik çözüm Hmsel bulgulara ragmen soruna partiküllerin de solunum vollair.anmamak veya çözmeye giriş yolu kalmayacaktır. Alınacak her nna zararlı etkilen vardır. tedbir kent içindeki nüfus artısıy memek, büyük bir sorumsuzluk Dünya Saglık reskilâtı nalk olacaktır la orantüı olarak belirli bir lüre saglıgına zararlı olmayacak 24 sonra yararsız kalacaktır. Yapılan saatlik azami konsantrasyonun hesaplar sırf nüfus artışına bağlı Kirletici Etkenler . m3 havada 75 mıkrogram olduolarak hiç bir tedbir alınmadığı ğunu tesbit etmiştir. Gene aynı takdirde bugünkü kirletici unsurla Ankara'da hava kırliliğini şekilde yılda bır kez asılabile ğuran etkenlenn saptanması do rm 1990 yılında < o 0 %400 ora V3 0 socek değer ise 260 mikrogramdır. runun çözümü için ilk aşamadır. nında artacağını göstennektedir. Ulus'da 19711972,6 aylık kış orHava kirliliğini doğuran yakıtlar, talaması 426 mikrogram olmuş Bu etkenler şurüardır elverdiği tur. 1000 mikrojtramın üzerine (T) Ankara'nm coğrafî konu teknolojik imkânlann arınsalar oranda kirleticilerden bi çıkılan günler de çoktur mu ve yanjış kentleîine: le sırf nüfus artışının doğurduğu Hava kirliliğini doğuran en ö artan tüketim nedeniyle 10 yıl Karbon monoksit ve hidrokarnemli etken, kentin 1000 1200 m. içinde kent tekrar bugünkü kirli bonlar gibi saglığa zararlı başka yükseklikteki dağlarla çevrili bir lik derecesine varacaktır. kirleticiler de Ankara havasında standanilann çok üzerindedir. doğal çanağın içine kurulmu} ol Ayrıca hidrokarbonJarın kanse masıdır. Rüzgâr hareketleri bu ça (T) Ankara kentinde kullanılan lojen etkisinden bahsedilmekte nak üzerine biriken kirli havayı yakıt türleri: dir. dağıtacak nitelikte değildir. Bu Ankara kentındekl hava kirllnedenle kentin üzerindeki sıcak Yapılan bazı çaiısmalarda. An Uği kış aylannın ürünüdür. Nitekim kış aylannın 656 mikrogram/m31ük kükürtdiokslt yoğunluğu yaz aylarmda 1520 mikrogram/m3'e düşmektedir. Kış aylanndaki klrlenmeyi % 97,7 oranında ısıtma, "b 1,6 oranrnda sanayi oluşturmaktadır. Yaz aylarında kirlenmenin nedeni ise Her gün öğleye Kadar •• 65,8 oranında ısıtma, % 23,7 / ' İNGİÜZCE DAKTİLO SPOR oranında sanayi ve *.'o 9,6 oranm da ulaşımdır. KUkürtdioksit en D ve SOSYAL FAALİYETLER fazla fuel oil'den ( 'o 60) oluşmak tadır. ANKARA'NIN, ÖZELLİKLE KIŞ AYLAMNDA, CANLI SAĞLIĞINI BÜYÜK ÖLÇÜDE TEHDİT EDÎCİ HAVA KÎRLENMESÎ ÎÇINDE OLDUĞU TESBÎT EDÎLDÎĞÎ HALDE, SORUMLULARIN TEDBÎR ALMAYA YANAŞMAMASI ŞAŞIRTTCI. MHP îl Gençlik örgütü bu açıklamayı yaparken Başbuğ Türkeş'in AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'ln yedeğinde «Milliyetçi Cephe» oyununa katıldığını unutmuj mudur? • Başbuğ Türkes»'in Süleyman Demirelle lşblrlığinl iki veya üç partı arasında hükümet kurmak için yapılmış bir koalisyon sayamayız Koallsyon programları ve ilkelerl arasında yakınlık bulunan partilerin ortak bir proşram çevresinde buluşmasıyla oluşur «Milliyetçi Cephe» böyle değildir. Cephe'nin lideri Süleyman Demirel'in de çeşitli kez söylediği gibi hükümet kurma işleraini aşan blr bütünleşme çabasıdır Cephe hareketi; ülkü ve flkir ber»berligidir ts höyle olunca MHPIi ülkücülerin, eençlerin başlanndaki kalpaklan ç^kanp önlerine kovmalan ve derin derın düşünmelerı gerekir Çünkü koskoca Türkiye"o*e Süleyman Bejrln klm olduğunu, AP nin neye hizmet ettiğini bilmeyen kalmam;stır. Eğer ülkücüler bu bilgilerden habersizse çok ayıptır; eğer haberli olarak bu açıklamayı yapıyor ve bildirilerin altına imza atıyorlarsa daha da ayıptlr Dünya âlem bilmektedir ki, yabancı serma\e tfüdümUndeki çevrelerin egemen bulunduğu bir Dartıdir AP.. SUleyman Beyin bu partintn başına eelişi de yabancılann isiemlerine uygun biçimde oluşmuştur. Çünkü Demirel AF Genel Başkanı seçileceği zaman kendisi için verilen bileiler şövleydi Herrüz Türk halkı SUleyman Demlrelt tanımıyor ama. yabancı çevreler ve işadamlan bu vapıcı ve becerikK gahsiyeti pek iyi tanımaktadır. Süleyman Beyin AP Genel Başkaniıfı seçıminde basan kazanması için ABD Başkanı Johnsonia vanvana v* samlmî pozlan bastınlarak elden ele dağıtıldı. Bı.v Demirel"ın geçmişi de çok üginçtı. Amerikan Morrison Kumpanyssi müteahhitliğini ve komisyonculuğunu yapıyordu. Hatta bu sirnet lehine ve «Uevler» aleyhine davalan da olmustu. Konusmaları ise bastan sona dek vabancı sermaye ve Amerikancılık üstüne propaganda kokuyordu. AP Gene] Başkanı olduktan sonra. BasbakanlıK koltufuna sıçrayan SUleyman Beyin zamanında dıst beğımh sermaye smıfının politikası tam anlamında uygulandv ÜlKenip yeraltı ve yerüstü servetlerinin sömünisü voğuniastı Ernperyalizm ülkenin harimi Ismetine daha da mıyur sdilai. Petrol, Boraks Bakır ne varsa yabajıcııar» oeskes cekilai. Bu hızlı sömürü öylesine Dir bunalım yarattı ki Ulkc çaikanmaya başladı. En sonunda 12 Mart'ta Ordu Dir Muhtıra verdi: SUleyman Bey Ulkenin geleceğını agır tehlikt altına düşürmUştür, çekilmelidlr. Ve çekıldi SUleyman Bey. serefle KoruyamadJ Kenaislne verilen emaneti tşte şimdi bu Süleyman Bey ve bu AP'nin güdümUnde «Milliyetçi Cephe» içindedır MHP ve .tıeşhuı başbugu... Ülkü ve düşUnce birliğinde ivıce ıtaTiasmîslardiT Durum böyleyken kalkıp «biz emperyalizme karsıvız bu sağcı degiliz, biz kapitalist düzenin koruyucun. ne6ııız> eı bi lâflar söylemek, kamuoyunu degil, kend4 Kenclin'. aı.iatmsJt olur Adma «Milliyetçi Cephe» denilen eyierr •» Ulkü birliği; emperyalizmın, kapitalizmin. dışa Dağıml: seımave sınıfının bal gibi örgütüdür. •(>••' ~jîb;r"/:tTBf« .. .„.»„!, S Mİ:' Okuyucu Mektupları M. Eğıtım Yetkılılerı Yanıltılmak ıstenıyor Kars'ta mahalli bir gazeteat şöyle oir naı^erıe narştıaîtın «Kars Alpaslar. Lisesinde meydana gelen olaylijı prctest^ eden öğrenciler, Milli Eğitim Bakanı ve Genelkurmay Başkaruıjıns telgraf çektiler..» Daha sonra lise mUdürünün görevini yürütemeyişi. lise ıda recilerinln haksız davranışlarda bulunduklannı anlatmava çalışıyorlar. Yalanın bu aenlisine dlyecek yok! Uydurmalarla bır kisiyi veya okul idaresini naksıı ola rak iftiralara hedef etmek Insanı utandırmalıdır Alpaslan Lısesinin eeçmişini eleştirecek olursak. bu yıla k&dar lise idarecilerinin vöneticilikle ilgisi olmavan. her »evı kişisel çıkarlarıntn doftrultusuna sürUkleyen ortamın adamlan. düzenin valtakcüan sözde idareciler olduklann'. eörürüz. Biz pansıyon ögrencılen oıarak. bir kaç nldır bu okulda bulunmamız nedenivle Berseve vakından taniK oluyona Geçen vıllaraa, /oksuı takir Dan siyon öSrencilerı kadertne terk edilmişti. Bu öerencıler ıaareciler tarafından eeryken tlsı ve vakınlı*ı eöremivorlardı Bu idarecUer. idarecilık görevıerini unutuvor bananelikten ae liyorlardı Her «evi sopavle na! letroeye calısan tdarecıler öSrencileri bir havvan sürüsü eibi düşünüvorlardı Pansiyonda kalonlerler »anmamaktaydı. öğrenciler sogukta ders çalışamaz tıaJe geüuışlerdi. Vemeklere gereken ılei gösterilmiyordu. Yemek vemeden acizdik Disıplir sagıanamaz olmuş dershaneler bırer kahve misall olmuştu. Olaviar şimdi olanların lcat kat üstündeydl. öğrenci «Sretmen çatışması her etin oir sorundu Bueünkü idareciler ve müdürün calısmalan sotıucu nak sızlıklann cofu dana simdiden eiderilmiş durumdadır Pansiyon ögrencııeri ve diğer öğrenciler müdürden ve öğretm^n lerden sereken ilgi ve kardesligi Börmektedirler. Artık panslvonda Kalorilerler yanmakfa. voksuj ögrencilerin soğuktan korunma sorunu halledilmlş durumdaaiT Her konuda fedakflrlık ve sıkı bir çalısmadan kendilerini esir eemeyen ıdareciiertmiz oaşts müdür olmak Uzere ögrencinin vüzde doksanı tarafmdan sevilmekte ve destekJenmektedir. Bazı sahte ve oasıanmıs ;deoioiilerın tutsaSı olan topıumun vüz ıtar&sı (cisıler dürüst V«neticilert lcisısel emelleri uğruna rtarcamava calısmalan. gerçek düşünen tüm vtcdan lan rahatsız eder kanısındayız. Alpaslan Liseslno? aldatılmış, çıkarcı çevreıertn masası dunımuna eetirilmis. bazı feisıler olay varatmak oiyetındedir Düsünce ve tartujnıavia başarı gösteremedikıen an KBba kuvvete oasvur&n uvuşturulmus. afyonlanmıs Sisıler toplumun çıkarlarını ıtısısel çıkarlanna alet etmektedırıer Bu masa vazifesinı vürUtmek için de liseyi sorumsuzcasıns eleştirmektedirler. Millî Eğitim vfetkililertnl ve Bakanlığı bu versiz ve valnn suçlamalar. ounlarır. altında vatan kallesçe "vunlan eörmeleri için uyarınz Pansiyon öğrencüeri okuldışıkalmış ÖĞRENCİLERE > AKSAM DERSLERİ < ING1LIZCE FRANSIZCA ALMANCA MUHASEBE DAKTİLO • • • • SEKRETERLİK JUDO KARETE ve SOSYAL FAALİYETLER • • • • • KAYITLAR DEVAM ETMEKTEOİR 1 VUCEl DERSnnESi Tel; 22 17 37 SULTANAHMET Kirletici Miktarlan Adres : ( Eski Amferikan dersanesi ) Sultanahmet Alemdar Cad. No. 2 3 Bütün bu ölçümler sonucunda aşağıdaki bulgulara varümıstır: Ankara kentinde hava kirlillgini doğuran başllca kirleticiler ve miktarlan şöyledir: Kükürt dioksit. ıssnn saglıgını en çok etkiieyen kirleticilerden biridir. Solunum vollarını tshriş ve epıtel hilCTeleri tatırip eder. Bu nedenle solunum la jriren yabancı madde ve mikroplan taşıyan oalganun dışan atılrr.ası giiçleşerek solunum yollan iitihaplarma ve kronik bronşite neden olur. Dünya Saghk Tescllâtının 30 1 Müessesemiz Defterdar Pabrikasında mevcut muhtenısan 1971'de tesbit ettiği esaslif tip 7900 metr» kumaş ve 63 adet battaniye üe bunlara göre, nalk saglıfcıniD kolann parçal«n 8A/1975 günü saat 16da kapalı larfla runması için 24 saat içinde müteklif alma auretiyle satılacaktır. şahede edilen azami kükürt diok sit konsantrasyonu 1 m3 havada 2 Istekliler mallan ve şartnsmeyi Defterdar Fabrikası150 mikroeramı asmıyacaktır. na müracBat eimek suretiyle mesai saatleri dahilinde Amerikan stanrlardlarına söre görebilirler. de. bu değer vıida ancak bir kez 3 Müessesemiz mallan satıp satmamakta veya dıledl365 mikrograma varabilır. tuıkağme satmakta serbesttir. ra'da 1970'den öen vapılan 81çümler ömegin Kızılay semSÜMERBANK ttnde 6 ayhk ortalamanın 656 mkrojrram oıau^unu ve natta YÜNLÜ SANAYii MÜESSESESi 2348 mikTograma kadar çıkilan (? ocak 1972) Rünlenn varlıgım Böstermlytir. Yani (tünlük ortaDefterdar Eyüp lama Dünya Sağlık Teçkllâtı standartllannın tesbi» ettttı a(Btsm 28776) 42 zt»mı konsantrasyonun 4 katı ve Kekiâmcıük:: 7/33 SATIŞ ILANI KUMAŞ VE BATTANİYE SATILACAKTIR Ankara Telefon Başmüdürlüğünden Ünitemız Şehırierarası servisinde çaiıştınlmalc üzere 15. Ocak. 1975 Çarşamba günü saat 14.00'de yapılacak sınavla Bayan Memur Alınacaktır: . Partiküllerde İse yazkış yoğunluk farkı daha azthr. Kısın kömür zerreciklerinden doğan kirlenme yazın tozdan olmaktadir. Böylece 426 mikrogramlık kış ortalaması yazın ancak 200250 mikrogram inmektedir. Kış aylanndaki partiküllenn •o 87,6'sı yaz aylarmda ise % 41,8'i yakıtlardan oluşmaktadır Yakıtlar içinde İse ev ısıtmasında kullanılan kömürler (•/• S5) en önemli etkendir. Düşük vasıflı yakıtlann yanında yakma tekniklerinin iyi bilinmemesi ve yakıt araçlannm vasıfsızlığı da kirlenmeyi doğurmaktadır. (?) Traıifc : Ankara kentinde Kızılay • Sıhhiye gibi trafikçe yogun semtlerde özellikle karbon monoksit ve hidrokarbonlardai doğan kirlenme başlamıştır. Trafiğin sıkış tığı baa saatlerde bu kirleticilerin miktan standartlan sasırtjcı oranlarda aşmaktadır. ff) Sanayi • Çör> yakma ve buharlaşma pfbi nedenler : Diğerlerine oranla bu kirleticiler daha az önemlidir Ancak g"ün aeçtikçe özellikle düzensiz ve kontrolsuz olarak geliştikçe etkileri artmaktadır. ömeğin şehir içindeki lâstik ve akü imalâthaneleri başı bo? bir biçimde çevreyi kirletmektedir. Öğretmenin . derdine çare tlkokuı öğretmenierinın derdinden anlavacak bir hükümet kurulduğu gün Türlı Milli ES;tım:nln nalli için temele da ilk harç konmuş olacak Köy ve şehirlerde rtgretmenlenmızın vüıue seksenı hizmei derdinden çok aeçim derdine düşmüştür tlırililer nil* bu srerçegi kavramamış ıseiet özürleri kabahatlanndan büyük demektir Köyde öğretroen mezun ettiği ılkofcul öğrencısının Dir kaç vıl sonra kendısinden Ç K O para kazandıgını görünce $aşınr öğrencisinm durumunn sevinirken. kendi durumu onu kahreder ögretmen kendi mesleğının efendisı olmaktan çifcmıştır «rtık. geçimın kölesı olmuştur. Ö&retmen van gplin olmayan ve°âna memur ticıdir ÖŞretmen artık fedakar ds defildir zıra «açlık sofuluğu bozmustur » Ay mideler Ü7erinde bina edilmeğe çshşılan Mİ115 Egitım davasının muzaffer olamıvaoagına ögTetmen kanniiT Bunu ilgililenn anlivacağı günü beklemektedir Bütçe. büyük memur. mebus, Mlccar ve taban fiyatlariyle şişirılirken enflasvor hiç akta gelmiyor ufsk memur re öSretmene Dara vermege eelince kUTimet kopar Bu bizim havatımı? üzerinde ovnanan bir kumardır Bu kuman sefai^imı? ü?ennde ovnamaktan v ,T Mçin artık Bizden korkmanız söz konusu olmadıgma göre lütfen Allshtan korkun oari... MÜ»ltN KABADAYI öeretmen Mndama Sonuç Ankara kentl özellikle kış ayiannda canlı sağlığını çok ciddl bir şekilde tehdit eder ölçüde kirlenmektedir. Tehlikenin büyüklüğü kesinlikle saptanmıştır. Kirlenme sebepleri açıklıkla bilinmektedir. Bu sebepler her seçen eün azalmamakta aksine artmaktadır Buna ragmen hiç bir ciddi tedbir ahnamamakta, risha doğrusu hiç bir klmse bu sorumlııluğu ve görevi kabul lenmemektedir. Böyle bir tehlikenin varlıgını bilmemek ya da bilmealikten gelmek korkutucudur. Asağıda belirtilen şartları halz olan lsteklilerin 14. Ocak. 1975 Salı günü mesai sonuna kadar nüfus cüzdanı ıle tahsil belgelerinin asıilaıı ve 2 aJet fotoğrafla birlikte personel servlsine şahsen müracaatlan gerekmektedir. Fazla bilgi 115272 numarah telefondan alınabilir. ARANIIAN SARTIAR \ En az Orta ve Dengi Okul meuzunu olmak, 2 18 yaşından küçük, 25 yaşından büyük olmamak. (Basın: 37114/36)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle