19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 18 Ocak 1975 Dostlar Tiyatrosu ve "Kerem Gibi,, NAZIM HÎKMET'ÎN ŞÎÎRLERİNDEN UYARLADIĞI OYUNLA GENCO ERKAL «KEREM GİBİ» ÎLE «ŞÎÎR TÎYATRO TİYATRO ŞÎÎR» ÖRNEĞÎ SUNUYOR. TİYATRO Dostlar Tiyatroşj 19741975 mevsiminde, uyguladığı «abone sistemi» ile birükte. süreKlı oir repertuar düzeni içinde. üç ayn oyunu (haftanın belirü günierı ve saatlerinde olmak üzere) oirden sunuyor seyircilerine... 3u üç oyun: Nazıra Hikmet'in şiır.erinden Genco Erkal'm uyariadığı ve oynadığı «Kerem Gibi», Menmet Akan'ın yönettifti «Alpagut Olayı» ve Genco Erkal'ın yönettiği «Havana Durusması». «Kerem gibi» Dostlar Tiyatrosu. kuruldugjndan bu yana uyguladıgı çağımızır. Üeri ve toplumsal tiyatro yönünde «belgesel oyun», (Rosenberg' ler Ölmemeli, Havana Duruşması), «çizgıromantiyatro» denemesi (Abdülcanbaz), güidürü ve rnirah öykülerinden esinlenen «hikâyetiyatro» (Azizname) gibi tür' lerin yanısıra; Genco Erkal'ın deyişine göre «Kerem Gibi» ıle ŞıirTiyatroTiyatro Şiir örneği sunuyor Ve gene «Kerem G:bi»yi uyarlayanın ve oynayanın sözüne göre: «...Bir oyuncu beliriyor OZAN'ın ardından ve OZAN'ın sözcüsü oluyor, onun geçtigi yoilardan adım adım geçerek . » Oyuncu (Genco Erkal) der Ki: «Gosterinin kurgusunu. OZAN (Nazım Hikmet)'in yapıtlanmn ve yaşamının diyalektik gelışmesi belirler. Gosterinin dinamıği çelişkilerle, zıtlann çatışmas.yla bütünlenir: Burjuvazi işçi sınıfı, kafa • gönül (yürekt, savaş • barış, yaşama ölüm gibi. Oyun cunun görevi: Bu çelişkilerin altını çızerek seyırciye iletmek ve bır senteze ulaşmalarına kaıtada bulunmak oimaiıdır. Oyuncu OZAN'ı oynanıamalı. Ona beıızetmek olmamah oyuncunun çabası. OZAN'ın yaşamını sahnede yeniden yaşamak hıç degil. OZAN'ın ürünleriyle. oyuncunun arasındaki ahşveıişten bır aniaşma dogmah. Bu bır çeşit tutkudur ve başkalarma iletıneden edemıyeceği, iletmesi gerektiği bir tutkudur . » «Kerem Gibianin müziğını Arıı Erkin bestelemiş ve uygulaınıs. Bu gösteriye resım graiık v 3 lo toğraf çalışmalarıyla kasılan sanstçı'.ar arasında Balaban, Güner Ener, Orhan Taylan, Gündüz Gölönü, tbrahim Niyazioglu, Gültekin Çizgen var. Slayd'lar Ferıt Erkal'ın. Gosterinin önemli yanlanndan biri de Ruhi Su'nun «Dâvet», «Kadınlarımız» ve «Ağıt» bölümlerinde sesi ve ezgileriyle katılmı? olması. «Kerem Gibinnin böiümlenmesi de şöyle: Önce Ozan ülkesini ve ınsanlarım anlatır. Bunu Ozan' ın inançlan, umutları. büyük insanhğın bitmeyen kavgası izler. Sonra Ozan'ın hapisteki meKtupları yer alır. Hapisten sonıa ise sürRündeki ozan'ın bitmez lükenmez yolculuğu ve vatan özıeıni di'.e gelir. Gosterinin sonu Yaşarnaya ve Ö'.üm'e ayrılır .. SONUÇ Çok derinden ve öziü incelenmesi cereken oir insan • yaşantı davranış konusunu ele alıyor; çok zor bır çabay. getiren bir uğraşıyı ^ ^tföuıca bir girişimi getiriyor . unumuzün Türk tiyatrosuna Genco Erkal Dostlar Tiyatrosu'nda. SELMt ANDAK HALDUN TANER'İN .KEŞANLI ALİ DESTANLNIN' ÇEKOSLOVAKYA DA BR.NU DEVLET TlYATROSUNDA OYNANIŞINDAN BİR SAHNE G ÖRÜLÜYOR. «Keşanlı Ali Destanı» Çek Basınında övgüyle karşılandı Haldun Tanrr'in yazdığı ve ülkemizde topladığı geniş ilgi dışında, yabancı diyarlarcia da olumlu yankılar uyandıran 'Keşanlı AH Destanı» adlı oyun, Almanya, İngiltere ve Lübnanda başanyla oy nandıktan snnra, Çekoslovakyada Brno Devlet Tiyatrosu'nda üç aya yakın bir süre içinde büyük :ağbetle karşılanmıştır. «Keşanh Ali Dostanı, sözü ge çen Brno Devlet Tiyatroşu'nda ge niş yankılar uyandıran ilk oynanı şmdan bugüne kadar ıkapalı gişe> oynamakta ve dopdolu salonda gerek Çek tiyatroseverleri, gerek tüm tiyatro otoriteleri tarafın dan coşkunlukla alkışlanmaktadır. Çek basmında. tiyatro eleştirmen lerinin. «Keşanh Ali Destanı»nın Çekoslovak sanaiçıları iarafından o\nanışında bu yapıt konusundaki yorumlarını. özetler halinde su nııyoruz: PROCE'de Dr. Zdnek Srna imzasıyla çıkan eleştiride: tOyunun kahramanı yalan bir efsaneye dayanan, amma sonunda çevrenin baskısı ile bu efsaneyi gerçekleştirmek zorunda kalan bir dış ma halle kabadayısı. Haldun Taner. bu halk komedyası'nı Türk tema çası'nın geleneksel biçimlerinden ve anti illüzyonist ögelerinden yararlanarak yaratmış. Reji, saf kan bir tiyatrocu olan Engin Cez zar'ın orijinal ve şaşırtıcı buluşla rı ile yüklü idi> denmektedir. SVOBODNE SLOVO'da su yoruma rastlıyoruz: .Oyunun başlıca meziyeti, duyularak yazılmış ol m?sı ve Türk gclrnckscl tiyatro su'nun araçlan ile işlcnmiş o'.ması dır. Ikincı meziyeti ise. kişılerin çok iyi çizilnüş bulunmasıdır. Özelilkle helf.c: Şerife Abla roiü. çok güçlü bir kompozisyon olarak öne çıkıyor. Bu değişik rolü Vlasta. Fialova. olağsnüstü bir ba şarıyla oynadı.» BRENESKY VTGERN'İKte Vladimir Cech: 'Bugüne dek Nazım Hikmel dışında. Türk oyun yazar hğı hakkında bilgimiz yoktu. Ka şanlı Ali Destanı b'ne güçlü bir çağdaş yazannı. Haldun Taner'i tanıtmış oldu. Mizansen'in özelli ği oyunculara tck tck tüm ifade güçleıini en iyi biçimöe ?ergi',eme olanağı vermesı idi. Yaiçın Turanm Türk folkloruna dayanan. ba zan VVeil'vari müzik cflikleıinden oluşan müziğı güçlü bir müzik. Ne var ki. bunu icra cdecek aktörler bazan giıçlük çekiyorlaıriı. Mehmet Akan'ın Loukas Ogun'un. olusturduklan korcografi'leıı ser gilcyen ilk bölüm özellıkle göile re bir zivafetîi' diyor. PROGRAJVIda Maromir Vavrof imzalı eleştiride: <Haldun Taner tıpkı Karel Çapek. A. Haas. Fran tisek Laneer gibi. kiin'ik insanlar dan yana bir vnz.ıı. Bizc on'arın zengin dünyasmı yansıtıyor. Oyun. gecekonducular ile büyük kenüilerin iki ayn dünyası arasında geçiyor. Yazar. bu iki anta * gonist aürf^ayı "pârodı \'e' sâti? sınırlanna varchrıp. ne yapscağını çok iyi bilen ustalıkh bir güçle karşılaştınyor. Yalan bir efsanenin üstüne konan Ali, sonda zorun'.u olarak bu efsaneyi gerçekleştirirken. kapılandığı büyük ken t:n kofluğunu anlayan vp orda iğveti bir kukla olm;4:tansa. basit amma gerçek benliğine dönmeyi yeğüyen Zilha çok daha oleun bir oluşıım gcçirivor. Keşanlı Ali Destanı öz hahımından halkçı ve ger çekçi. isleyiş bBkımından doğal eüldürü yf.eneklsrinden yararlanan. açı bakımından da toplumsal yergici bir yapıt. Onu. kendimize bıından otürü. bunca yakın bulu vnruz deniyor. LİDOVA DEMOKRACİE'de Arlur Zadodsky eloFtirisinde: Oyunutı en başarılı sahneleri. hiç kuş kusuz. Ali'nin Seçim Kampanyası Sr.hnesi ile Züha'nm "kihar evinde Medeniyct dersi. aldığı sah ne idi. Rejisör Engin Cezzar, özel likle bu sahnelerde dinamik bir ritm sağlamış ve oyunun ironik uslubuna uygun bir vureulamayı basarmıştır. Jaroslsv Hufrk «Ali» rolü için adeta biçilrni.ş sibiydi. Geniş el ve kol harckcfleri i!e ve koyu renk giysiieri içinde. tecrübeli bir demagos» fis'jrü çiziyordu. Ali'nin. yara'ıl:şı gereği. durmp.daıı değişen çiz^laesine uvinayı. bir durumdnn obürüne füratle ve doâal bir biçimde geçmeyi çok iyi başardı. Zdenka Herforta da Zilha rnlü'nc sindirdiği olağan üstü dinamizm'le, ondan aşağı kal mıyordu> diyor. Çekoslovak basmında Haldun Taner'in «Kesanlı Ali Destanı» oyunu için yaymlanan bu olumlu eleştiriler. çağdaş ve ileri Türk tiyatrosu adına uluslararası alanda önem ve değer taşımaktadır. TÖBDER, "grev hakkına sahip sendika,, için yoğun kampanya yürütülmesini istedi ANKARA. (ANTCA) Tüm Ögretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TOBDER) îstanbul Şubesi tarafından. «Grev hakkı olan b i r sendika» için kamuoyu oluffuşına ca^ınsmda bulunulmuş ve öğrelmenlerin yürüyüşler düzenlemesi, seminer, afiş ve bildiri yayımlamaları önerilmiştır. TÖBDER yayın orgam kanalıyla yapüan çağnda, «Grevîi sendika. bizim hakkımızdır. Bu hakkı almak için somut eylemlere girışmeliyiz» denilmiş. bu konuda haklar alınıncaya kadar bütün yollann deneneceği ve bu talebm bürün kamu personelinin ortak talebi oldugu savunulmuştur. Kamu personeli örgütlerır.e de «TÖBDER'ie birleş>> çağrısı yapıldıktan sonra, öğretmenlerin grevli sendika hakkı için kamu oluşturulması ve her bölgede hızîa afişlemeye geçmesi ıstenrniştir. Çagrıda böleg ve geniş çapta yürüyüşler düzenlenmesi. bildiriler hazırlanması ve seminerler yapılması da önerilmış. Millet Meclisinm telgraf yaemurana tutularak siyasi partiierin sendikalan oluşturmak için her türlü çabanın gösterilmesini irtenmiştir. Çağnda, küçük tylemlerden sonra, büyük eylerr.e de geçilecefi belirtilmektedir. GENCO ERKAL Ellere uzaktan bak Eller insanları bırbirine bsğlayan tutamak organlan. Birbir.yle sıkjşan ıki el gördük. mü dış yardımlaşma sembolüdür bu eller. Organlarımızaan ellerimız kadar hünerîisi var mı?... Gözünü, kulagını, burnunu yıtiren kişi el yordamı ile görür, işitır. hisseder. Karanlıkta kalsak bıle el yordamıyle koltufa erişebiliyoruz. el yordamıyia çevremize çamur atabiliyoru?. Doğum hekimlijir.de de eüerin bu hünerinı kamtlayan bir lâf var: Jinekologlarin gözleri parmaklarmm ucundadır... Sopaya. zıpkma, ok'a. süngüye sarılan ellerimız evrim sonucu kazmaya, çekice, sabana, makineye daha sonra da kaleme, kemana, palete, voleybol, hentbol topuna, rakete, gülle ve ciride sarilacaktır. Her türlü silâhı bıraktıktan sonra kişinin ellerini gökyüzüne İhsan ÜNLÜER Birbirimize verilecek ellcrimiz var Uzaklara götüreyim sizi tutun elimden Birbirimize verecek ellerimiz var Daha güzel değil hiçbir şey Birbirimize bağlanmaktan.. doğru kaldırmasını Filozof Alain nasıl deyımliyor bakın: «Kendımi savunmayı aklıma bıle getirmeden, hiç bir tedbire başvurmaksızın, hiç korku duymadan tüm vaılığımla uçsuz bucaksız evrene teslim oluyorum.» KARATE de ilk kez papazların uyguladığı AÇIK ELsaldırgan olmayan el demektir. Ozan Cenab Şehabeddinse Osmanlı Devletıni bır çmara ve çınarın yapraklarını da yabancı devletlere açılan bır E l e benzetiyordu: Bir zınisn hasnıeti meydanı ört<"n bu çınar Şimdi mazidekj daraiını hasretle anar. Bir başkasına el vermek ona baglanmaktır. Karşıdakınin elıni sıktıgım süre bır saidırıya karşı elımi sigortalamışim demektir. Bunun içindir ki düzenbazlar doğru dürüst el vermesini bilmezler. Eli kulağında, elı şakağında. el işte göz oynaşta diye laflar edilir. Eli uzun denır. İki parmağı «V» harf; şeklinde iutulan el zafer işaretı demektir. Aynı işaret bir fotoğrafta boynuz anlamına ge'.ir. Avuç açan bir el ırOy oyucıılugun ya da goygoyculugun semboiüdür. Eı var manikürlü, boyalı. e! var nasırlı. El va r demirdfn. el var tenekeden. El var kirlı, el var lekeii. İşte Laydi Makbet'm rü:.ası: Çık ellerimden korkunç leke çık diyorum sana Nedir bu, hep kirli mi kalacsk bu eller Kan kokuyor hâlâ bak . TOSKA'nın elleriyse despot. hain SKARPİA'yı bogazlayıp sırtına bıçagı sapiayan • ellerdir: «Bulandmız Itanla' '"" ey muzaffer eller.» Gorüyorsunuz ki bugün hepimiz EL OYUNLARI oynamaktayız: El üstünde kimin eli var? «Hanya manya kumpanya» Tek mi? Çift mi Sonuca gelince. EL aman! El fatiha!... VEL BASÜBADEL MEVT (ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME) Yapımcılığa başlayan Ayhan Işık, ilk filminde afyon sorununu işliyor Yirmidört yıllık sinema oyuncu su Ayhan Işıl:, kendi admı taşıyar. bir yapımevi kurarak yapımcılığa başlamıştır. İlk filmini (Yavuz Sultan Selim ve Yeniçerı Hasan) 1951 yılında çeviren, 132 filmin başrolünde oynadıktan sonra 197J yılında «Kızın Var Mı Derdin Var» filmiyle perde çalışmalarma ara verip. Klâ sık Türk Müzıği dalmda sarkıcılığa başlayan Ayhan Işık, uzun süren bir hazırhk döneminden socra yapımcılığı gerçekleştirmiştir. TV ve rcklâm filmleri dışmda yılda dörr bes konulu film yapacağını, bunlarm hepsinde oyuncu olarak roi alacağını belirten Ayhan Işık'ın ilk yapıtı «Afyon» adım taşımaktadır. Senaryosunu Erdoğan Tünaş'm yazdığı «Afyon» filminin yönetmeni Natuk Bajtan. görüntü yönet^ menı Ali Ugur'd.ır. Sinemamn öışmdan alınacak oyuncular için seçtığimiz hafta bir gazınoda yapıian seçmelerden olumlu bır sonuç alınamamışnr. Senaryo bittikten ve oyuncular saptandık tan sonra bu ay içinde çekime bajlanacaktır. ÖZGÜR DİCLELİ le bazı tilkelerce satm alınabileceği inancındayım. «Afyon»un, günümüz insanmın aynası olacağı, onların eşit yönlerini yansıtacağı için. her yerde aynı ilgiyi göreceğini rahathka söyliyebilirim.» değindiğini belirttikten sonra «Dolaylı da olsa, uzaktan da bakılsa, Türkiye'nin uluslararası alana sıçramış çok önemli bir sorununa, haşhaş davasına. bunun uzantısı olan çıkarcılarma da kameramı çevireceğim. Afyon filminde ir.sanların ıç dünyalarıyla birlikte, ekonomik ve siyasal sorunlar da iç içe, el ele o'.acak» demektedir. Ayhan l>ık, bugüne dek filmcilik alanında yapmak isteyip de bir türlü gerçekleştiremediği tasarılarını, yirmicfört yıllık meslek deneyinin sağladığı güvenceyle, bu kez uygulama alanır.a kendi usu ve eliyle koydu ğunıı belirftilct^n demektedir: tonr» çöyle Boğaziçi Köprüsünden 1974'de elde edilen gelir 170 milyon liraya yakın 1974 yılında Bofaziçi Köprüsünden 11 milyon 569 bin 996 araç geçmiş ve bu araçlardan 169 nülyon 260 bin 182 lira geçiş ücreti almmıştır. Devlet İstatistik Enstitüsünden alınan bilgiye göre 1974 yılında Boğaziçi Köprüsünden Asya kıtasına geçen araç sayısı 5 milyon 958 bin 121, Avrupa kıtasına geçen araç sayısı ise 5 milyon 911 bin 875"tir. Boğaziçi Köprüsünden 1974 yılında Avrupa ve Asya kıtasına geçen araç cinsleri ise şöyledir: Otorr.obil 4.820.277 (Avrupa'ya), 4.894.852 (Asya'ya). Motofiklet 24.856 (Avrupa'ya), 25.080 (Asya'ya). Pikap ve minibüs 483.335 (Avrupa'ya). 483.871 (Asya'ya). Küçük otobüs 7.100 (Avrupa' ya). 7.188 (Asya'ya). Büyük otobüs 93.310 (Avrupa' ya). 52.712 (Asya'ya). 37 akslı treyler 12.863 (Avrupa' ya). 15.398 (Asya'yai. Belediye otobüsü 46.434 fAvruı pa'ya), 46.412 (Asyaya). Kamyon 423.750 (Avrupa'ya), 432.606 (Asya'ya). Toplam: 5.911.875 (Avrupa'ya'), l 5.958.121 (Asya'ya). Haşhaş yasağımn perde arkası KAZIDA ÇIKAN TARİHİ KtFLER.J Ayhan Işık, Düyük kentin esrarlı ve karanlık köşelerini ışıtan, kaldınmlara ıızanmış uyuşturucu madde kullanan tükenmiş insanlarm öyküsünü yansıtan bu yapıtında, afyonun kökenine dek inerek, yasaklanan haşhaş ekiminin ardındaki gerçeklere. sürdürü'.en pazarhklara da Öyküsünü kendı.s:n:n hazırladığı «Afyon» yapıtı üzerinde yedı yıllık incelemesi ve dört yıllık çalışması olduğunu belirten Ayhan Işık, şöyle demektedir: Haşmet İNÖNTEPE «Tüm dünyayı ilgilendiren bir konu yakaladım ve oluşturdum. Dünyadaki afyon savaşının nedenleri ve d o r ırduğu sonuçlara lerini yansıtan izleri; çok seçik Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinin da konunun elverdiği fılçüde deolarak. kazılsrda ortaya çıkan tadoğu güneyinde, Ankara İzrihi yapıtlardan ve kitabelerden ) ğınmege çahştım. Gerçekçi hümir Eskişehir yolunun kavşaokunmaktadır. ı manist bir öyküsü var «Afyon» ğmdan 13 kilometrelik bir ara yol dört milyar üzerinde bulunan 'Ballıhisar KöTarihî «Pessinus Kenti. kalıntı, un. Yeryüzündeki insamn ortak öyküsünü göreceyü» yöresinde; 1967'de başlatılan larında: kentin mabedi, binaları. ğiz bu filmde. Güncel olayların Belçika Üniversitesi İlkçağlar uy su kanallaıı, hamam ve yıkanma akışı içinde, kend: yaşantımız igarhkları Profesörü Pieter Lambarajları. işlenmiş mermeılcri, ti brech« yönetimindeki bilimsel ar yairosu. geniş pazar yerleri, taş j çinde insan sorunu içinde olaykeolojik kazılarla, bugün tarihi larla işlenmiş mezarları ve sayı i ları sıraladım.» «Pessinus Kenti» tamarnen yüze sız tarihi yapıtları göze çarpmak Dünya pazarına çıkacak çıkmıştır. tadır. ' Ayhan Işık, Amerikada edindı• Pessinus Kenti»nin büyük bir ği deneylerden de yararlanarak, Milâttan Önce 50(1. yılda. tç batı konunun evren^eu.ği nedeniyle ilgi topiaması üzerine Eskişehir Anadolu'da yaşamlannı sürdüren filmi dünya pazarına çıkarılaValisi Mthmet Saraçoğlu. Turizm insar topluluklarmın ana tanrıça ve Tanıtma Bakanhgmdan sağ'.a , cak biçimde çekime başlayacağı<Kybele> varhğını kabullenerek dığı G) bin Hralık ödencğin üssü . m, aynı ar.da İngüizce seslendirt ve «Kybele» adına îapma törenmenin de yapılacağım belirttikne; Özel Idare bütçesinden 49 bin leri yapmak için. dini merkez ken lira daha ekleyerck 109 bin lira ; ten sonra şöyle demektedir: «öti olarak «Pes?:nus> kentini kurlık bir yatırım projesi ile Ballıhi j nümÜ7dekı Cannes Film Şenüğiriukları tarihçiler tarafından belir sar köyünde. modeiTi «Dinlenme I nin pazarlama bölümür.e bu film tilmektedir. Konutu. ile Lokanta ve Otopark ' le kahlmak istiyonım. DüşündüFrik Galat Hellen Roma luristik tesislerin inşaatını ba} i ğiim düzpnlpmedc sonuca ulaşaBizans Osmanlı uygarlıklarının laüniftır. • büirsem, filmin ödül almasa bıbirbirini etkileyen ve tüm öıellik M.O; 500 YILINDA KURULAN «PESSİNUS KENTI» ORTAYA ÇIKARILDI «Sinemaya yapımcı olarak dışardan gelenler, bugüne dek hıç bir olumlu ış yapmamışlardır. Ne sinema piyasasına bir sermaye getirebilmişler, ne de dün ya pazarına çıkma olanağı sağlamışlardır. Meçleği bllmediklerinden, işi kavrayamadıklanndan, sinemamn çilesini çekmsdiklerinden olmuştur bunlar. Türk sineması, gerçek kımlijine, oyurkcular aralannda bırleşip, ekonomik gücü arttır.iıkları an kavuşacaktır. Oyuncuların işe sarılmasıyle, bugün piyasada egemen olan sözüm ona yapımcılar, ortahktan çekilip, filmciliği gerçek ellere teslim erieceklerdir. Egemenliğin oyuncuların eline geçmesi, uzak bir olsüilık rteğildir artık.» ! Bugün Batı'da yapımcılığa yö nelerek başarıya ulaşmış bir Paul Newman. bir Alain Delon örneği, bizde de şekillenmeğ<;, boyut kazanmaja başlamıştır. Bu kaçımlmaz sonuç, erşrec ger çekle^ecektir. önceki yıllarda bizde de bunun bazı denemeleri olmu?, Orhan Günşiray, Göksel Ar«oy, Cahide Sonku, Lâle Oraloğlu gibi oyuncular yapımcıhğı rienemişler, ancak sonunu gelirememislerdi. Bugün. Yılmaz Giiney. Hülya Koçyiğit, Türkân Soray sihi ünlü ovuncuların yapımevi kurduklanna, ya da kurma girisimir.de bulun duklarına tanık oluyoruz. Bu çok gerekli ı«ın fincelikle olu«ıturuîmasını lîtiyoruz. Yeni kur duğum yapımevind'e konulu filmlerin dışında TV dizi filmleri de yapacağım. Bugünlerde TV için sinemayl oldürüvor var j gısl yaypın halrie. Herkes bundan ürküyor. ölüyoruz, batıyoruz diye haykırıyor Kimse kay ! gılanma«ın b'inrian. TV. sinema düşmanı degil. onun yararlanacağı, zamanla basvuracağl bir £ö«!eri kolunrian öte bir sey rieğildir. Ovuncuların sinemaya egemen olma^ıvle. TV'rvin sınemayı korkutan sörüntü«ü de ortarian k^lkacaktır. Yapımevini kurarken e'.eütirilere uîradım. Saldırıların çojıı. yapımrı ; larrfan SPİİvorriu. Ylld:ramadılar, ürkütemeriiler beni. Artık büyüdüm. irileştim. Prodüktör hpri calı^tıramsz. R«rı k»ndim] çaiıştıracaiım bundan böyle.» ' T A KV iM 18 OCAK 1975 Güneş 7.21 2.14 Öğle 12.24 7.17 îkindi 14.53 9.47 Ak.şam 17.08 12.00 Yatsı 18.44 1.36 İmsalc 5.39 12.32 KATIP Korede Savasanlar Derneginden aldağım 3742 No. lu kimlik kartımı kaybettim. HUkümsüzdür. Dursun DtNÇER Cumhuriyet: 430 KAYIP Emekli Sandığından aldığım 234 Ao 112.518 sayıll 1975 yılı çeklerimi zayi ettim. Hükümşüzdür. Behice ATLI Cumhuriyet: 429 KAYIP 34 NZ 928 No. İU pl»kayı zayi ettik. Yenisini alacağımızdan, eskisinin hükmü yoktur. ARGON KtMTA Cumhuriyet 440 TÜKk SPASTÎK ÇOCUKLAR Birleşellm. gert zekâb çocukla» nmız ıçın rehabilitasyon merltezl kuralım. KııdıkÖT Malitaea Cad.a İ*O; 30, Teleion: 37 55 9» Dört milyar insanın öykiisü YapınıcılığH b«}layan Ayhan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle