17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«Önce elleri ayakları bağlanmış... Sonra enselerinden kurşunlanmışlar... Çöp çukurunda yakılıp gömülmüşler...» MURATAĞA KÖYÜNE 14 AĞUSTOS GÜNÜ SABAHIN ERKEN SAATLERİNDE GELDlLER.t: YAŞLI GENÇ HERKESİ KAMYONLARA DOLDURUP GÖTÜRDÜLER::, !raet Rna TALIN LEFKOŞE Leflcoşeye döndüğünde çügın gibiydi. " 79 yıluı gün görmüş, kötü günler yaşamıs insanıydı. Ams simdl büyük insan kırımı olasılıkları karşısmda dayanamıyordu. Anlattığına göre, «Murataga (Marata) köyünün tüm halkı Rumlarca alınıp götürülmüş, öncelen hayat kokan, insan varlıgıyla senlenen köyün dışı gibi, içi de garip blr sessizliğe gömülmüstü. Murataga köyündendi. Küçük Kaymaklı'da yaşarken göcmen olmus, göçmen evlerinda yaşamaya başlamışti Muratağa'da olaylan vaşaya nkişi olduğu gibi, Muratağa'nın ıssıa durumunu da saptayan ve Lefkose'ye duyuran ilk kişiydi. Tavukçuoğlu derlerdi kendisine. Mehmet Hasan T&vukçuoflu. 79 yaşındaydı. YAŞLI BİR ÇOBANIN; KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETİNİ UYARMASIYLA BAŞLAYAN KAZI; KORKUNÇ KIRIMI 1 EYLÜL 15:30'DA GÜN IŞIĞINA ÇIKARHI rftndfl. Ü«erlndekJ toprak alımneai ellerlnln arkadan bağlı olduğu ortaya çıktı. Basıyla ayagı yoktu cesedin. Kesmisler koparmıçlardı. Erimiş, etlerl ıremikİBrinden aynlmıştı, bir bas göründü. Kazj sürer, toprak kald:rılırken, ner kürek sallayışta bir el, bir ayak, sonra eller, ayaklar çıkıyordu ortaya. Ellerl, kolları ve bacakları bağlı insanlar. Etsiz, saçsız, enseleri delik govdeler. BAŞÇAVUŞ MEHMET ŞAŞMAZ'LA BİR MEHMETÇİGİN EŞELEDİKLERİ TOPRAK VE ÇÖP YIĞINI ARASINDAN CESET KOKULARI YÜKSELİYORDU: Birbirine bağlanan cesetler Cesetlerin hemen hemen tümü birbirine bağlanmış sonra' yakılmıştı. Çoğunun vücutlarmda kurşun delikJeri görünüyordu. Kadınlar, çoraplan veya elektrik kablolarıyle baflanmışlardı. Kimlikleri saptananlar epeyce kabarık. Daha önce listesi verilen 70 kişinin adları bir bir orthya çıkıyor 85'lik Hüseyin Osman. Sütlüce'de oturan Mustaia adlı bir soydaşımızm babası. Cesedi görür görmez babasım hemen tanıdı. Sonra ötekileri tanımaya başladı: Kızkardeşintn oğlu 8'incı >aşjıda Ahmet Erdoğan, dayısının eşi 50 yaşında Havva Derviş 50 yaşmda Ayşe Sülejman, 14 yaşmda Ayşe Hasan Katiiâm yerini saptayan Çoban Kcmal Mustafa'nm an'cası Hüseyin Osmanı tanımadı, sonra 6ö yaşındaki Nadır Süleyman ve ötekileri. «KÖY YAKININDA SİLAH SESLERİ İŞİTİYOR, BARIŞ GÜCÜNÜ UYARIYORDUK; TEDBİR ALMASINI İSTİYORDUK AMA; BİZE KULAK ASMADILAR...» « Köy yakınır.da silâh sesleri işltlyor. Bans Gücü'nu uyanyor, tedbir almasım ıstiyorduk. Ama bize kulak asmamışlar, uyanlarımızı önemsememişlerdi» diyordu. Ellerini göğe kaiüırmış. hıçkıra hıçkıra duaya bişlaymca herkes içine attığı hıçkırıklarmı hemen dışa kcvverivor: « Komutar.ım» diyordu bölge komutaruna, cKöjümüz karardı, kimsesiz kaldık. Bızı de siz kurtardmız. Bui kurtaranlar çocııklarıyle bir arada mutlu olsunlar. » Altı aylık bebekler Altı »ylık bebeklerln de bulundugu yitik insanıarın ara'tınlmannda, ilkin doksanlık bir thtiya:r, 14 yaşmda bir k>z çocuğu ve kucağında yavrusunu tutan bir kadın tamnıyor. kız çocuguaun kafasının arkasında bir delik bulunuyordu. Bölge komutanı, c Bunları kurşunlamışlar» demis, «özlerine çurüarı eklemişti: * Önce elleri ayaklan bağlanmış soydaşlarımızın. Sonra enselerinden kurşunlanmışlar. Görülen çöp çukuruna atılarak yakılmışlar, sonra buldozer kullanılarak, çöp molozia kapatıımışlar..» Ve bunu görenler... Ve bu sahneleri. pazar günü de. yenıden o!av yerine giden yabancı gazetecilerle Banş Gücü yetkilileri, dünkü pazartesi günü da gördüler, yaşadılar. Bakalıın, bundsn sonra da bu insan kınmmı yaratanları savunacaklar mı. Türk banş barekaunm Türk toplumunu bir kurtarma harekâtı değil de bır işgal harekâtı oldugunu ileri sürebilecekler mi?.. lngiliz askeri kurulu Türkiye'. ys gelir. Türkiye, Ü3 vermeyl îerideder. 4 şubat 1944'te Londra, VVashıngton'a Turk İngiliz ilişkilerinin donduruldugunu bildirir ve ABD'nin de ilışkilennı dcndurmasını ister. 2 martta İngiltere, 1 nisanda ise ABD Türkiye'ye silâh yardımına «on verir. Anglnamerikanlar Boğaz lardan Alman femilennin geçişıni protesto ederler, Almanya' ya krom ihracınm durdurulmasmı isterler. Kısa suren gergınlik d'önemi, Dışişleri Bakanı Me nemencioplu görevinden alınarak geçiştırilir. Kulak asan olmadı Murstağa'lılann hstesıni hazırlayan köy imamı da kazıyı lzlıyor: Çılgma dönenler 20 Temmua 1974 tarlhlnde eşi ve ikl çocuguyle bulunduğu Muratağa köj'ünde Ulusal Rum Muhafız Gücü askerlerince tutsak alınacak kadın, erkek, çocnk bütün köy halkıyle Magosa üçesinln Pıyı Peristerona köyüne götürülmüşler. Türk barış harekâtmdan çılgına dönüp ne yapacaklaTinı şasıran Rumlarıa çeşitli kataslarıyls k&rsılaşmışlard:. Saat, öğleye yaklaşıyordu... Ulusal Muhafız Gücü askerleri, aynı günün aksafcı Uzerl, yaşlı erkek, kadın ve çocuklan, geri, Murataga köyüne götüreceklerini söylüyorlar, ancak kendisi 79 yaşmda olmasınal karşın, öteki köylülerle biriikte Magosa kalesi yaiınındaJü karakol egitlm kampınagötürülüyorlardı. Magosa çevresindekl karakol. Sakarya, Bayrak ve Bogaziçi Türk bftlgelerinden tutsai alman kişilerle birlikte yiraü beş klşiydller. INGİLTERE'NİN TÜRKİYE'Yİ SAVAŞA SOKMA ÇABALARI İBRET VERlCİYDİ Türk îngiliz ilişkilerinin tarıhsel gelışımi Atatürk'ün son eünlerinde Almanya'nın ittifak önerisi, «Ne Ingiltere'yle, ne de öaska btiyük devletle ittifak yapanz» gerekçesiyle geri çevrilir. Ne var ki Başkan İnönü, mayıs 1939'da İngilttre'yle askeri bir ittifak imzalayacağını acıklar. Churchill arulennda Doğu'da ittifak aramada amacın, Almanya'yı batıdan doğuya çe\irmek oldugunu yazar ve şöyle devam eder: «•Bizim ana çıkarımız, Almany?vı bütün Balkanlarla ve dofu cephesiyle düşmanlık durumnna düşürmek yolundadır Bu nedenle Türkiye'jle bir antlaşma imzalamamn büyük değeri vardırj İngiliz ittifakına yöneliş, Almanya ve Sovyetler Birliği'yle Türkiye'nin arasını acar. Almanja askeri yardımmı durdurur. £ovjetler Birliğ:, Fransa ve İngılterenin Türkiye"deki üslerden havalanarak Baku petrollerini bombalama planJarına karşı tepki gösterir. Balkan devletleri Tür kiye'ye karşı çıkarıar Bu sert tepkiler karşısında müttefik İnEÜtere, Turkiye'ye en ufak destek getirebilecek durumda degildir. Vaadedilen askeri yardım gelmez, Alman yardımının kesilmesiyle askeri hazırlık köıüye gıder. Fakat bir desıek sağlamadığı halde, İngiltere, ttalva Franst'ya saldınnca ntıfî>k hükümlerine uygun olarak Türkiye'nin savaşa katılmasını ıster. Türkiye «antlaşmanın sırf lafzına uymaktan kaçınır» ve savasa girmejT reddeder. Alman orduları Yunanistan'a yürüyüp Bulgarıstan'a girmeye hazırlandıklan sırada da Churchill, «savaşa gir, voksa yalnız kalırsın» tehdidini savurur: • «Alman orduları Bulgaristandan geçerse. Bulsarlar onlara yardım etsin, ya da etmesin Türkiye derhal savaşa Rirmelidir. Eğer girmezse, tarr.amiyle valnız başına kalacak ve Balkan memleketleri birer birer yutulduğu 2tman, bizim ona bir yardımda bulunmamız mümkün olmayacakür...» bırakma» tehditlerine rağmen, Türkiyeyi bırakmaya hiç niyetli dcğiidir. Bu tutum Churchill ve Roosevelt'ın ocak 1943teki ünlü Casablanca Konferansında açıkça görülür. Konferansta Churchill, Türkiye'yı savaşa sokacağını söy ler. Türkiye'yı Rus tehlikesiyle korkutacağını, Türkieı savasa gırmekten kaçınan inatçı tutumlarını değiştirmezlerse Boğazıar konusunda Rusya'yı Kontrol edemiyeceği tehdicUni savurarak sonuç alacagını behrtır Churchill bunu yapacaktır, ama önce bir koşulu vardır: İngiltere'nin müttefiklerinin, ba§ta ABD ol mak üzere, Türkiye'nin İngiliz nü fuz bölgesi oldugunu tanımaları gerekir. Roosevelt Casablanca'da Türkiye'nin «İngiltere'nin işi» ol duğunu kabul eder. Türkıye'ye gönderilecek askerlerin çoğunlu ğunun İngiliz olacağını tanır. Fa kat İngiltere yalnız askeri değil po Htik ve ekonomik açıdan da Türkiye'yi tam nüfuz bölgesi saydığ» nı ABD ye teslim ettirmek ama cındadır. Casablanca'dan iki ay sonr» ABD'ye gıden Eden, bunu açıkça belirtir ve bir bildiriyle ilânım is ter. ABD, Başbakan Roosevelt ta rafından Churchill'e Casablanca'da verilen >manda»nın askerî olduğu kadar ekonomik ve politik alanları da kapsadığım resmen Unıyacaktır. Bildiri yayıralanmazsa da, nüfuz bölgesi kabul edilir. Prof. Edward Weisband, bu pa zarlığı şöyle yorumlar: nasıl davranacaklarsa, Ingilizler • Amerikalılar. Çinlilere karsı nasıl davranacaklarsa, İngilizler de Türkiye'de öyle at oynatacaklardı... Türkler için böyle blr denklem hiç de Istenilir cinstcn değUdi... ingiltere v e somürgeci bir devlet gibi davramnak hakkı tanınmı$tı> Churchill Casablanca'dan sonra Turkiye'ye gelir. Adana Konferansında Türkiye'yi güçlendirmek ten sözeder. Savaşa hemen gir demezse de Türkiye'nin savaşta tarafsızlığını çiğnemesini ister. Boğazların serbestçe kullanılmasını, Romanya petrol yataklarının bombardıman edebilmek için îngiliz Ve Amerikan uçaklarının hava üslerinden yararlanmasını ileri sürer. Üsler konusunda Churchill jöyle konuşur: «Yuvalar hazırlanmalıdır ki, kuşlar geldiğinde konacak yer bulsunlar! Zira yuvası olmayaa kuş, yaşayamaz ve çarpıjamaz.» Eşiyle iki oğlu... Tavukçuoğlu'nun 40 yaşındakl eşiyle on ve altı yaşlarındaM flü oğlu da, geriye, Murataga'ya götürülenler arasındaydı. Murataga köyünde kendisiyle birlikte tutsak alınan beş, Atlılar 'Alodâ) ve Sandallar köyünden alınan birer arkadasıyle birlikte Rum karakoi kampında tutsakken, akıllan hep köydeydi. Acaba eşlerine çocuk ve yakınlanna ne olmustu? Sağ mıydılsr. esen miydîler? 3 Agustos gününe dek tümü de korkunç sıra dayagı yemelerlrte karşm, yalnız bunu düşünüyorlardı. On dört günlük tutsaklıktan sonra yedi, bir de Tavukçuoğlu sekiz arkadaş serbest bırakılıp Banş Gücü'yle gert köSlenne gönderildiklerinde uğradıklan Athlar, Sandallaır ve Murataga köylennde bütün köylüler yerlerinde, evlerindeydi. Birleşmiş IVIilletlere girişimiz Türkiye 2 agustos 1944'te Almanya ile diplomatik ılışkilerinı keser. İngiltere, Türkiye'nin Birleşmıs Milletlere alınmasını sağlayacağını belirtir. Churcchill, şubat 1945'te Yalta Konferansında Türkiye'nın Birleşmiş Milletlere çağrılmasını tutanaklara göre şu ilginç sözlerle savunur: «Savaş başlamadan az önce, çok tehlikeli bir dönemde Türkiye, İngiltere ile bir ittifak imzalamıştı... Türkler, İngıltere'ye yardım etmeyi önermıştir, ama İngUizler onların önerisıni kabul etmemişlerdi. Churchill, kendi kendine soruyordu: «ıTürklere, ölüm döşeğinde bir nedamet fırsatı verilemez miydl?» Türkiye hu savunmadan sonra, Almanya'ya savaş ilân eder ve Birleşmiş Milletlere çağınlır. Çığlıklar Ancak Atlılar köyüne gelindiğinde bütün köylüler, bulunduklan taşıtın çevresini sarmışlar, çığlık ve ağlamayla kanşık inlemelerde bulunmaya başlamışlardı. Atlılar'lı iki tutsak kardeşin esleri perişan ve ılg;nç durumda, üstleri başları parçalanmıs, gögüslerinin acıdığını belirterek; « Bakın Rumlar bize ne yaptı?» diyerek yüzleriyle memelerlru ı gösteriyorlardı. Daha sonra ortays çıkarılacak 57 kişilik Atlılar (Aloda) suçsuz , insan kırı.r.ında iki çocuğu kucagında kurşunlanmış bulunan ka [ dınlardan bıri, bu iki kadından en perişanıydı. ı Öteki kadının da öldürüldüğü sapatndı, aynı yerde. j 79 yaşındaki Tavukçuoğlu, Lefkoşe'de göçmen evlennde oturduğu lçln Banş Gücü'nce başkente getlrilince olaylan boyle anlattı yetkiiılere. Köyün 90 kişi kadar olan halkının, bu aırada eşiyle çocuklannın ıvedi tedbirle kurtanlmasını istedi. Atlılar köyündeki korkunç kınrrun ortaya çıkanlmasmdan sonn Murataga'ya giden ük köylü, Kaymakhlı bir mücahit oldu: Ahmet Ali Rıza1. Bölüğiinden lzin alarak özel arabasıyle Murataga'ya ailesinJn sonunu öğrenmeye gıden mücahit, yakmlarından iıiç biruu bulamıyör, kendisine bilgi verecek köylüytl adeta mumla anyordu. Köye hayat veren o kadar kişiden yalnız eski öğretmen ve şlmdı Murataga imamı olan Hasan Nihat. eşi ve iki çocuğu kalmıştı. Köv imamı, 79luk Tavukçuoğlu'nun söylediklerinı tekrarıayıp doğruladıktan sonra, köylülerin acı öyküsünü söyle tamamlıyordu: « Türk banş kuvvetlerinin ikinci harekâtı baslamıstı. Hemen sonra, sabahın erken saatlerinde Rum Ulusaı Muhafız GücU askerleri köye girdiler. Tüm halkı, yaşlı erkek, kadın ve rocukları kam i yonlara doldurup Pıyı Peristerona Rum köyü yönüne hareket e'utiler. Bir baska taşıtla da köyün sürüierini götürüyorıarclı, bilinmejen bir yere dofru..» Doğan AVCIOĞLU İngiltere, Türkiye'yi nüfuz bölgesi ilân ediyor. Türkiye. TUrkAlman Snldırmazhk Paktı imzalamak zorunda külır. Fakat İngiliz ittifakı sürcürülür. İngiltere, ««tek başına «Susun, batıyoruz!» manşeti ile Fransa'da bir gazete kapandı • ÎLERÎCÎ «COMBAT» GAZETESİNİN KAPANMADAN BtR GÜN ÖNCE TİRAJ1 2400 İKEN, KAPAN1Ş SAYISI TAM 70 BÎN SATTI • 1945 YILINDAN BU YANA PARİS'TE ÇIKAN 32 GÜNLÜK GAZETE KAPANDI. KOSTA DAPONTE Türk Rus lUşkilerinde İngiliz hakemliği înönü ise, Almanya ile dostluğu yüzünden Rusyayla arası iyice açıldığından Rusya'ya karşı İngil tere'nin koruyuculuğunu sağlama ya çalışır. Fakat Churchill, «Savaşa girin. Gâlip devletler arasında yer alın. Birleşmiş Milletler kurulaeak, oraya yalnız faşist devletlerle savaşanlar alınacak. Birleşmiş Milletler sizi Ruslardan korur» oyalamalarıyla, bunu geçiştirir. Ama Rus Türk ilişkile rinde arabuluculuk rolünü benim ser. Türk Rus ilişkileri bundan böyle İngiltere nin aracılığıyla yü rütülür. Türkiye. hava üfleri işini sürün cemede bırakır. Kasım 1943te Eden, Türk Dışişlerı Bakanı Menernencioğlu'nu Kahire'ye çağırarak, hava üsleri verilmesini ister. Menemencioğlu bunun Istanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük yerleşme merkezlerinin Almanlarca bombalanmasma yolaçacağını, Tür kiye'nin böylece savaşa yan kapıdan sokulacağını söyler. Eden, üç hafta müblet verir ve Menemencioğlu'nu Rus umacısıyla kor tutur: « Ingiltere'nin isteklerini reddedecek olursa. Türkıye, Rusya karşısmda hiç de arzu edilmiyecek duruma düşecektir.» İngiltere'ye «Müttefikiz» dedirtmeye çalışıyoruz! Mart 1945'te Sovyetler Birliği, süresi dolan 1925 antlasmasını yenilemıyeceğini bildirir. Ankara Hükümeti, 1939 İngiliz ittifakına bagiı kalmak koşuluyla Sov yetlerle bir antlaşma yapmaya hazırdır. Ruslardan koşullannı bildirmelerinı ıster. Molotof, Moskova'daki Büyükelçi Selim Sarper'e sözlü olarak, bir anlasma yapmak için sınır düzeltmesi Boğazlarm ortak savunması gerefinde söz eder. Türkiye, Amerika ve İngütere'den bu konudr Rusya'ya uyanda bulunulmasmı ister. Her iki devlet de yanaşmaz. Londra'da Eden, Türk Dışişler: Bakanı Hasan Saka'ya şu öfütü verir: « Türk Hükümeti nâzik durumu ağırlaştırmaktan kaçınmalıdır.» Türkiye'nin bundan sonra bütün çabası 1939 İngiiiz ittifakınm varlığını İngıltere'ye teyit ettırme yolunda olur. Feridun Cemai Erkin, İnönü ve Saraçoğlu'nun onayıyla, bunun için çaba gösterir. İsteğimiz tngiltere Dışişleri Bakanının «İttifak yürürlüktedir» demesidır. Ankara'mn isteği İngiliz Elçillği kanalıyla Londra'ya iletüir. Hasan Saka, Londra'da konuyu İngiliz Dışişleri Bakanı Bevın ile görüşür. Bevin, isteği şu sözlerle reddeder: « Moskova'da Ingiltere'nin konuyla ilgili tutumunu Molotof'a anlattım. Bunun teyidi durumu aydmlatmaz. Hatta Kremlin'i kışkırtmak gibi bir sakmca yaratabilir.» Bevin, «ittifak yürürlüktedir» demekten bile kaçınır! Köyün imamı anlatıyor «Doksan kadar Muratağaiırun 14 Agustos sabahına kadar köyde olduklarmı» anlatan köy imamı, «83 kadarı alıp götürüldükten sonra ben, e.şim ve iki çocuğumla kendi ailemin dışındakl üç köylü kaldı» derken acı içindeydi. 26 Ağustos'ta eşi ve çocuklannı aramaya giden Tavukçuoğlu'yla cturmuşIaT, köyden alınanların listesini çıkarmışlardı Bu listede aa cak 70 kişinin adı vardı. Bir'le on yaş arasındakiler 24 kışiydi. Onla y:rmi yaş arasında on beş soydaşımız vardı. Otuz bir kişi de otuıla QOi.can yaşları arasındaydı. Ve sonuçta, 1 Eylül 1974 tarihinde, Magusa ilçesınin Sandal va Murataga köyleri arasında bir tarlada sürdürülen bir sazıda 7ü olaral< belırlenen Murataga ve 18 olarak belirlenen Sımaallı yitik soydaşlarımızm cesetleri bulunuyor, «Kıbns'ta ortaya çıkanlan ve büyük insan kınmı» olarak dünyaya ilân ediliyordu. Yaşlı bir çobanın, Kıbrıs TUrk barış kuvvetleri J%. Tümen tstihkâm Taburunu uyarması üzerine sabahleyin baslayan kazı, 1 Eylül'lin s&at 15.30'urıda ilk korkunç göriintüyü gün ısıgına çıkaracai, lzleyicilere acı gözjasları döktürecekti. Günün kararmasıyle projektörle aydınlatılan ve Murataga köyü dışında Sandallar köyüyle ortak olarak kullanüan çöpıük çukurunda üzerleri buldozer kullanılarak toprakla örtülmüş sayısız ceset vardı. Eaşçavuş Mehmet Şaşmaz'la bir Mehmetçik'in eşeledigı toprak v» çöp yıgını arasır.dan ceset kokulan yükseliyordu. İlk kürek sallayışta dirseğinden kopnıuş küçüeuk bir el çıktı. Bir yaşmda bir yavrunun eli, sonra yüzüstü vatan bir vücut gö l SILENCE, ON COULE! <h> iournmtxt COtİBİT dispnrait Çöp yığınlan eşeleniyor BM'ye başvuran Denktaş Güney'deki Türklerin güvenliğinin sağlanmasını istedi LEFKOŞE Kibns Cumhurbaşkaru rcuavlni ve otonom Türk yönetirai Başkanı Rauf Denktaş dün Murataga katliamı ile Ugili olarak verdıği özel demeçte «Bu ne ilk Rum vahşetidir, ne de son olacaktır* demiş, Birleşmiş Milletlere başvurduklarını, Güneyli Türklerin güvenliklerini BM üzerine almadığı takdirde onların güvenlerini sağlamanın kendüerinin ve Türklerin göre\ri olacağını söylemiştir. Denktaş demecinde özetle jiiyle demiştir: «1958'de Muratağa'nm yakınındaki köyleri yakılmış olan bu kardeşlerimizin köylerini gönüllü orduları üe yeniden inşa etmek suretiyle bu yere yerleştinniştik. Enosis için Türklerin artık öldürülmeyîceklerini, müşterek bir bağnnsız idareye kavuştuğumuzu zannediyorlar ve huzur içinde bugünkü köylerinde, Muratağa'da yaşıyorlardı. 1963 olaylarında yeniden göçmen oldular fakat bilâhare köylerine dönmek cesaretini bulmuşlardı. Silâhsız bir avuç Türk gözü dönmüş namert insanlann sal dınsma uğradı. Bu ne birinci, ne ikinci ve maalesef ne de sonuncu vahşet örneğidir. Bu Atldardaki ve Murat ağa'daki iki olay dünyaya, eraniyetimizi niye bir Türk bölgesi dı PARİS Bir gün önce satışı 2.400'ü geçemıyen «Combat» (Savaş) gazetesi kapandığı gün kapışüdı, ikinci baskı yapmak zorunda kaldı! 30 Agustos cuma günü, «Susun, batıyoruz» manşetli son sayı, 30 bin basılmış ve birkaç saatte bitmişti. Otuz yıllık gazetenın bu denli dramatik kapanışını teleşında sağlayamayacağıınıaı isb»t Tizyon ve radyolardan öğrenen Paris'liler Combat'nuı son sayıetmiş olmalıdır. sını herhalde «Hâtıra» olarak 1955lerden bu yana Türk, Rum saklamak istıyordu. un elinde siyasi birer rehine olaGazete bunun üzerine ögleden rak görülmüş, her fırsatta kadın, sonra kırkbın daha basarak daçocuk demeksizrn Türk öldürül gıtıma veriyordu. müş, Türk köyleri yakılmış, Türk İkinci Dünya Savaşı içinde, mallan talan edümiştir. Pransa Alman işgali altında iken Bunlara göz yummuş olan hris gizlice Paris'te hazırlanarak öntiyanlık dünyasını konuya dinl celeri Lyon'da, sonra da başaçıdan eğilmeye davet ediyorum. kentte basılan Combat gazeteÖldürülen masum insanlar si sinin ilk Yazıişleri Müdürü ünlâhsızdı, günaiısızdı. Bir harp sa lü Pransız yazan Albert Camus hasında kazaen öldürülmemişler olmuştu. Jean Paul Sartre ve dir. Büyük bir kinin ifadesi ola Andre Malraux'larm da geçtıgi rak, soğukkanlılıkla 7'sinden 70'ine gazete. kurtuluştan sonra cesur kurşuna dizilmişlerdir. Ve tekrar yazıları ve ileririliği ile tirajını ediyorum bu ne ilk faciadır, ne 180 bine kadar çıkarmışh. de son vahşettir. Aslında Combat gazetesi de, Olay ciddidir. Güneyde kalan savaş sonrası Fransasmda birbikardeşlerimizin emniyetleri hak j ri arkasından kapanan gazetelekında ciddi endi^elerimz vardır. re ekleniyor: 1945 yılmdan bugüBunlarm bir an evvel Türk bölge ne dek Pariste çıkan otuzikı sine gelmelerine müsaade edümegündelik gazete kapandı! lidir. Gündelik gazetelerin bir süreBirleşmiş milletler Genel Sek dir 1 Frank (3 TL.), haftalık derreterine durumu duyurduk ve bu gilerin de bu haftadan itibaren rum barbarlığmı toplum adına pro 4 . 5 Franga satıldığı Fransa'da testo ettik. Güneyli kardeşlerimiz basın, kâğıt piyasasındaki bunahmm da sıkıntısını çekmcge baş türk bölgesine intikal edinceye kaladı. dar emniyetlerinden mesul olmala rmı talep ettik. Aksi takdirde onBoş kalan sayfalar lann emniyetini rüratle ssğlamak «Direnişten Devrime» başlığı bizim vee Türkiyenin görevi olur. fle çıkan Combat gazetesinin Acımız büyük Türk toplumııa» •on sayısında boş bırskılan iç başsağlığı dileriz» (THA) •ayfalarında «Yeralöndan gelen Churchill, Rusya'yı Boğazlar için kışkırtıyor. Ecfen'in istekleri reddedilir. Tahran Korvferansmda, Turkiye'yı savaşa sokmak için Churchill olaganüsti. çaba gösterir. Stalin'in huzurunda, âdsta onu «Boğazları ve Istanbul'u al» diye kışkırtır. İ^tifakla bağlı bulunduğumuz Ingiltere'nin Başbakanının ibret verici sozleri, Konferans tutanaklanna göre şoyleriir: «Blz ln^ılızler Türkiye'nin müttefıkıyu. Yılbaçından önce, Türkiye'yı savaşa gırmeye İkna etmenin, ya da savaşa sok manın sorumluluğunu bız alıyoruz... Mareşal Stalmın yardımına muhtacız... İngıltere hü kümeti adına şunu soyleyebılırim ki, Türkıye'ye bir uvarı yapılacaktır: Savaşa glrmeyı kabul etmezse bunun Türkiye için çok önemli sıyapal sonuçlan olabihr. Istanbul ve Can^kkale Boğazları ü^tündeki haklan bakımından da etkifi olur bunun.» Tahran Konferansından sonra İnönü, Kahire'ye çağrılır. Churchill, Türkiye'den en geç 15 şubat 1944'e kadar savaşa girme vaadi alma kararındadır. Churchill, tnönü'ye 15 şubat 1944'te Amerikan ve İngiliz hava filolarının Türkiye'ye geleceğini, Türkler filoları kabul etmezse, müttefiklerin Türk:ye'yle işbirhği umudunu tamamen keseceklerini söyler. İnönü, «Bu, Almanlann Istanbul ve Boğazlar bölgesini işgali rfemektir» der. Sonunda înönü'ye üsler konusunda mühlet verilir. Bu amaçla ocak 1944'te bir Makus talih Türkiye'nin istediği silâhların verilmiyeceğini de sözlerine ekler. İngiltere daha sonra işine geldiği zaman ittıfakm varlığını teyid ve bu Ankara'da «makus talihi venriik» diye sevinç yaratır. Agustos İ9Ih Hüküınet Drogrumında Receo Pekfer açıklar: «Türkiye İngıltere ittifakı. geçmışte olduğu gib; gelecekte de, dıs politikamızın başlıca temeli olarak kalacaktir.» Ne var ki agir bir ekonomik bu nalım ıçine düşen İngiltere, 21 şubat 1947'de ABD'ye başvurarak, Türkiyp'ye askeri ve ekonomik yardım vapılması işini Amerika'ya devreder. Truman doktrini böylece sahneye çıkar. Bununla birlikte îngiltere, İngiliz ittifakına dayaü özel durumundan \azpecmez. Türkiye'yi Ortadoğu politikasnun terael unsurlarından sayar. Ama AnsloAmerikanlar Onikl Adalan o günlerde Yunanlüara vermekte tereddüt etmezler. COMBAT'NIN SON SAYISI tkinci Dünya Savaşı içinde Fransa. Alman ışgalı altmüayken gizlice Parıste hazırlanarak öncelen Lyon'da, sonra da başkentte basılan Combat jazetesınir. Uk vazı işleri müdürü ünlü Fransız yazarı Albert Camus olmuştu. Jean Paul Sartre ve Andre Malraux'ların da geçtiği gazete, kuruluştan sonra cesur yazılan ve ilericiliği ile tirajını 180 bine kadar çıkarmıstı. Combat eski yerine dönüyor» yazilı idı. Bu sayıda hiçbir günlük olaya ve haberlere yer verilraemış. Basın İşçileri Sendikasının, yazar kadrosunun bildirilerj yajnnlanmıştı. Arka sayfasında ise Combat'nın 21 Agustos 1944 günlü klişesi vardı. Gazetenin son başyansında İse, Combat'nın «Yaşadığımız ekonomık sistemin acımasız cezasının» bir sonucu olarak kapanmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Yazar kadrosu ortak bir yazıda, «Savaşunızı yitirdik. Gazeteyi ölüme mahkurn eden sorumluluklan yüklenmiyoruz. her gunkd mtlcadelemizden gurur duymaktayiz» diyorlar. servetini yitiren Henry Smajda geçen Temmuz ayında öldü. Daha önce geçen Nisan ayında da, gazetenin tutumu ile anlaşamayan bir grup gazeteci ayrılmış ve «I/Î Quotidien de Paris» adında bağımsız sol gündelik gazef ?yi çıkarmaya başlamışü. Bu bölünmenin arkasından gelen Henry Smajda'nın ölümünden sonra gazeteyi alan varisleri ise, ekonomik güçlükler karşısinda gazeteyi çıkaramayacaklannı anladılar ve öncekj gün Combat'da çalışan 20 gazeteciye «işlerine son verildiğini, gazetenin de kapan&c&ğınu bildirdiler. Combat'nın intikamı aknmalı! Bir Pransız gazetecisj bugiin, «Combat'nın intikanunı almalıjız» derken bir başkası da «Yaşadığı şehirde güzel bir köşeyi korumak için dövünenler, çevıelerindeki önemli bir şeyi yıtırmekte olduklannı farkederek Combat gazetesini kapışmakta biraz geç kalmışlardı!» diyordu. Albert Camus'un 194Tde gazeteden ayrılmasından sonra Combat'nın başına geçen n trtltun Y A R I N : İngiltere, NATO'ya girişimize karşj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle