Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CÜMHURtYET 28 Eylül 1974 ir milleti sil&hlanmaya ve askerl gücüml sürdürme ve arttırmaya yönelten etken, gördügü tehdit ve muhtemel düşrnanın imkan ve kabiliyetleridir. Etrafı banşçı ve dost ülkelerle çevrill, hudutları her türlü saldından emin olan devletler, ekonomik bünyes'i temellerinden sarsan, halkm refah ve yaşam standarriını azaltan büyük ve masrafîı ordular beslemek külfetinden kurtulurlar. Örneğin bugünkü Fransa, Dofu sınırında kendisine düşman bir Alman tehdidinin ortadan kalkması nedsniyle. pasif bir duruma çekilmiş ve var gücüyie ticaret den»esi açığımn kapaîılmasına ve ekonomik bünyenin kuvvetlenmîsine çalışmaktadır. Buna karşüık, Ortadogu'da. Araplar ve îsratl. milli gelirlerinin yiizde seksenini ekonomik alandan ayınp. silâhlı kuvvetlerinin güçlenmesine yöneltmışlerdir. İkinci Cıhan Savaşındsn sonra, harbin fmonomisinde köklü değiş.Kİikler meydana gelmıştir. Bugünkü harpler: BiHmsel ve teknolojik araştırmalann sağladığı, en modern ve en pahalı silâhlarla vapıimaktadır. Elektronık âletler ve her boyuta yönelen füzelerle donatılmıs modern bir uçak, orta.:ama 1015 milyon dolardır. Bir harp gemisi. bir tank ve bir zırhlı araç aynı oranda pahalıdır. Bu konvansiyonel araçlar dışında, nükleer sılâhlar ve kıtalar srası çok başlıkh fuzeler ise ancak endüs'rı döneminin ötesıne geçmiş. süper devletlerın tekelınde ve astronomik masraflara karsılık elde bulundurulmaya çabalanan denge kuvvetleridir. b) Modern teknoloji ve bilim. taarruz silâhlan kadar. savunma silâhlan alanında da güeü ve etkiyi arttırmıştır. Savunma süâhlarının kazandığı bu gelişme nedeniyle, havada, denizde ve karada uğranılan harp zayiatı faktörleri ve oranlan da eskisina göre son derece artmıstır. Son Ortadofu harbinde Arap ve tsrail orduları bir hafta içinde tank mevcutlannın yüzde onızunu ve uçaklannın yüzde kırkını kıybetmi?lerdır. Bu silahlann layiatıru karsılsmak ve yedeklenni ortaya koymak. baska bir mılletın askeri malzeme desteğır.e dayanan ve silâhmı ba*ka devletlerden tedarik etmek zonınlugunda bulunan, endüstri öncesi devletlerin oîanaklan dışındadır. Bu nedenledir ki, bu malzeme zayiatına birkac Rün ancak dayanabılen Araplar ve İsrail, hava yolu ile Rusya'dan 15.000 ve Ame•) B Amerikan Askeri Yardımı Refik TULGA rika'dan 22.000 ton malreme getirtmek zorunda kalmışlarciır. c) Arap devletleri taraiından petrolün bir silâh olarak kullanılması da askerlikte ve dış p o litikada yenı bir devir açmıştır. Petrol bir taraftan, büyiik oranda eneriiye bajlı bulunan endüstriyel devletlerin üretiminı re mali dengelerini tehdit ederken. diğer taraftan hareket kabiliyeri, rümüyle petıole bsğlı olan bugünkü modern harp silâh re gereierinin de harp meydanlarında hareketsiz ve kullanılamaz bir malzeme vığını halinde kalma sına sebep olmaktadır. Özetlenecek olursa. ülfra modern malzeme ihtiyacı. büyuk ve hızlı bir yıpranma ve zayiat, petrole olan bağlılık dolayısıyle bugünün harbi. ancak süper devletlerin başaracağı güç ve kanşık mali. ekonomik ve endüstriyel bir îaaliyet haline dönüşmüştür. lettir. Ta'.mr bu rtsvleöerle Tiirkiye'nin fizikl bağ antısı yoktur Denlz ve hava yollan ise, koıkunç bir hava • der.iz gücünün tehdiriı altmda bulunmaktadır. Bu nedenlerle Türkıye'nin kendİ5;ne yeter olma şartlarmı araması ve uzun vaderie ciahı ol?a bu hedefe doğru yürümesinde büyük faydalar vardır. Bu kendine yeterli olmanm yakın ve kıvanç verici örneğini son Kıbns harekâtlnda gr.rmüş bı;]unuyıruz Orada kullanllan modern piyade si.âhları Turk yapısı oldugu gibi, çıkarrr.a aracları ria Tiirk deniz tezgâhlarmda İnşa edilmiş tekneierdır. Hava indirme birliklerımizin kullandıS' paraşutler ve hplikopterler de TCrk milli bütçesinden sağlanmıçtır. Eğer bunların tedariki alanında müuefiklprimize ümit baslamıs olsaydjk, bu deeerli araçları elde edebilmck tçin yıllarca vüz suyu dökmek hahnsına da olsa yine »le seciremiyı cektik. Çünkü bir yahancı devlel, dcst da, müttefik de olsa kendi isteği dışındaki bir liRrekât maksadı için gerekli aracı vernıez sahip olan bu devlet, kudretli endüstrisiyle, ileri tekniği ve bilimsel gücü ile, tarafsızlığını yıllardan berı korumakta, kimşeye muhtaç olmadan, coğrafi şartlarının kendisine empoze ettiğı kurük, fasat modern bir orduyu idame edebilmektedir Ürettiği uçaklar, bugün diğer büyük devletlerin modplleriyle rekabet yapabilecek bir tfüzeydedir. Halbuki, 1900'lerin basmda, haştalık. yoksulluk ve fakirlik içindeki îsveç, Amprika'ya sröç etmekte idi. Genç Maliye Bakanımızın, vatansever blr duygu ile, Amerikan yardımını, kendi malî kaynaklanmtzla karşılama alanındaki enerjik sözlerini takrtir etmekle beraber, «taşıma su ile değirmenin dönmeyecegi» de bir gerçektir. Bu alanda daha köklü tedbirlere yönelmekte say.sız faydalar vardır. Harp endüstrısini, memleketm eenel endüstrisi rîoğurur. Bugün Türkiyemizde özel ve kamıı sektorüne ait oldukça ilerlemiş bir endüstrı vardır. Her gün biraz daha gelişmektedir. Bu tesisler ve bunlara eklenecek yenı tıatlarla, silâhh kuvvetler ıhf.yacının önemlı biı bölümü sağlanabilir. Bazı ileri teknik isteyen maizeme ile sofisîike âletler dış ülkelerden parçalar halinde ithal edilebilir. îsrail yıllarca evvel. dünya ordularmdan sal dışı edilnıiş tank ve zırhlı araçları bu metodla yenileştirerek kullanmakta, mevcut sanayi tesislerine yenı hatlar ilâvesı suretiyle nakliye uçaklar;, hehkopter. zırhlı ve motorlü araçlarla. elektronik cihazlannın ve Konvansiyonel süâhlarının imalât. yan imalât ve yedek parçalarını kendi kftvnakiarmdan sağlamaktadır. Harp endüstrisi için ikinci dönem. uzun vadede elde edilecek sonuçlara götüren tedbirlerdir. Eu alanda oilim, teknik, mali otoritelerin müşterek çaüşmaları, varılacafc hedefı ve gidilecek yolu seçer. Bu daha ziyade bir devlet Her ysl ulusal bütçeden elde edilecek ödeneklprie. dıçardan harp araçları satın almak ve bu sıırerle Amerikan Kongresinin yardıraı kesme kararına karşılık vermek isabetli bir yol ola majt. Genel butçenin bir çok fasıllannda köklü kısıntılar yaparak elde edilmesi rnümklin bUtun cdenekıeri üretim alanına ve özellikle ^enel endüstri alanına bir s:klet merkezi kurarak kaydırmak zorunludur. Gerçek özgürlük ve egemenüğın temeli, tamse^e, hiç bir alanda muhtaç ve bağımlı olmadan yasamaktır. Başımıza Taş Yağacak ünya değişlyor. Başlangıçta yuvarlak bir lâî gibi görünür ama. saglata bir sözdür bu: Dünya defişiyor. Istanbul sokaklarında sarmaş dolaş çiltler arada sırada kaçamak öpücükler auyorlar birbirlerınden Çoü degıı on yıl önce, bu tür olaylara ancak Paris'te Seıne kıyı.'arında rasladıklarmı Avrupa görmüş olanlar anlauri&rdı. Fransa'da öpüşme koklaşma özgürlüğü vardı sokaklarda. Bizde ise bir genç çift lâubali durumda görüldü mü halkm ayrinı kabanrdı. Hemen orada toplumsal bir patiama oiur, sevışmek için yer bulamayan gençler iyi bir kötek yer; böylec* kimi kadınsızlığın hıncını; kimi kıskançlığm intikam:ii!; kimi de mutsuzlugunun faturasını ödetirdi gençlere. Böyiece toplumun namusu kurtarılır, sonra da ortalık durulurdu. Şimdi sağda solda birtakım çiltler sokak ortasında alenen sarmaş dolaş; ve kimse bakmiyor. Ya uzun saçlara sakallara ne buyrulur? Bazı erkekiertn kAdın gibi saç bırakacagı. çok değil beşaltı yıl önce nangi kabaaayının akhna gelirdi? Tann göstermesin, hele Anadolu k£.sabalannda. böyle bir çılgınhğa girişecek delikanh ya tımaıhaneye yollanırdı, ya da kişiliğine detgüı en kötü dedikutiulara katlanmak zorunda kalırdı. Daha ötesi. uzun saçı onuruna yediremeyen kasaba gençleri biTRÜn yakalapp ç o cuğu adamakılh ıslatır, sonra da makasla favorüerini kesenerdı. 12 Mart'tan önce saçlı sakallı gençleri: Komünist misin ulan? diye tepelemek, isteyen gönüllülfei le doluydu ortalık. Ama şimdi en uzak Anadolu kasabasmda, eşraf ç o c u i iarır;can esnafa dek heryerde bir saç uzatma merakı baslamış Fabrika işçisi, yargıç, sejyar satıcı. memur, lüle lüle lırakmışlar saçlarını maşallah. Kimisine vakışıyor pek, k i . nrsi zibküye dönüyor uzun saçlanyla. Ama yurdumuzu fethetii uzun saç modası. 12 Mart'tan sonra saç, s^kal, favonyp karsı kabaran düşmanlık dalgası, söndü gitti; herkes k.onaünıstler gibi saçsakal bırakıyor artık. Oıaganüstü dönemden kulagımızda kalan nağmeler şunlardır: Stalin gibi bı;:klı, Marks gibi sakallı. Yavuz Sultan Selim'in pala bıyıklarıyla, Namık Kemal'in gür sakalmı yokmus varsayarak, dedelerimizin bıyık ve sakala ne denli meraklı olduğunu unutarak bıyık ve sakal düşmanlığını geliştirmemiz, komünizmle 6zdeşleştirmemiz. şajılacaic blr iştir. Neyse işadamlanmız ve çocuklan da uzun favorl, «aç, sakal bıraktıktan sonra bu çok önemli sorun çözümlendi. Dediğimiz gibi riünva değişiyor. Başlangıçta dirençle karşılanan yeni fikirler, yeni modalar zamanla benimseniyor. Saç, sakal, bıyık, ve solculuk artık doğal •ayılmaya bsşlandı bizim toplumda... Çok değil bundan 87 yıl önce; solcu demek kanun dışı demekti. O zamanki Içişleri Bakanı Faruk Sükan devlet yetkilisl olarak: « Solculann nefeslerini bile dinliyoruz..» (femişti. Çok merak ediyorum, şimdi CHPDP koalisyonu kurulsa, Faruk Sükan televizyona çıkıp zehir hafiye pozunda konuşarak: Solculann nefeslerini bile dinliyoruz.. diyecek mi? O zaman kendisine: Git de Başbakamnın nefesini dinle.. diye bağırırlar. Evet, dünya de|işiyor. Etekler kısalıyor; pantolonlann paçalan genişliyor; erkeklerin saçları omuzlarında; sakallar gerdanları süpürüyor; gençler sokakta öpüşmeye başladılar; solcular hükümet kuruyorlar; başımıza taj yağacak bu gidişle... Bırakın solculann hükümet kurmannı bir yana, MSP gibi Müslümanlık fiyakasını kimseye bırakmıyan bir parti, solcularla ortaklaşa kabineye katılıyor. Sonra efendim solculann Hükümetı Kıbns'a çıkarma kararını veriyor; herkes solcu Ecevit'e sokaklarda alkıs tutuyor. Vallahi başımıza t a ; \agacak.. Ama dünva rfeğiüiyor, taş yagmıyor. Merak edıyorum başımıza ne zaman tas yaîacak? Mini etek, uzun saç, süpürge sakal. solculuk, sagcılık, İslâmcılık. elele, kolkola; sokaklarda dolaşan genç çıftler gibi sarmaş dolaş, hatta koalisyonlarda kaçamak öpücükler hile alıyorlar bırbirlerinden... Çok riefil. besaltı vıl önce böyle birşey söyleseler: . H a ^ r d ı r ^ ş a l l a h ! dejir cimdiklerd.ik kepdjmizi. D Yardımı Kesme Kararı Amrrikan Tem?ilcıler Meclisi ve Senatosumın Türkiye'ye yapılan askeri yardımı ke.=me kararı. bu bakımdan son oerece önemlidir. Her ne kadar ya=sma orsanlarınln bu karan icrayı etkilemiyecepi Mmdilik bir tesflli olarak düşünülebilirse de, Amerıka'nın lç poütik bünye=indekl ba/ı e'mer.İPr, bİ7İm de bu slanda kcsin ve gerçekçi kararlar almamızı zorunlu kılmaktadır Turkiye güney ve cuneyrfoju bölgesi dıfinda kalan gfniş hudutları boyuncH, dsha uzun yıllar lehdıt şüphcsı alhnria v a ş ı ı r a y t mahkum bulııımaktadır Atlarvtik tttifakı ıçindeki müftefiklerindfen yalnız iki?i Bir.eşik Amerika v» B=ıtı Airranya, cndüstriyrl ve mali KÜçleriy:?, muhtemel bir riüsrr.ana karsı caydırıcılıs etkisınl süıdürmî'ktedırler. Gerçfkte Türkiye'ye askeri ysrd;mtia bulunan rta sadece bu ikı dev ve vermemlştir. Geçmişin acı derslp.inin ı«ıgı altında, Amerikan Kongresinin ksr;ırını irctlemek ve gerçekçi bir dü = ün ile yrni kararlara yönelmek znrunlUEiı vnrdır. Kenii mali kavnaklanmızı ne kadar zoriarsak zorlayalım, baskasının yaptığı «ilahı şatınalmakta, oolitik. ekonomik, ulı?ım sibi yenilmesı cuç zorluklar varriır. Bu nedpnle bütt'in gayretlerimİ7İ, satınalmadan zıyade imal ttmcve ynneitraek. başta petrol olmak Ü7i>r<» rfoâî»l kavno''arı harcketr cerirec k yoğun ve enerjik tedbirlere yörelmek :â?ımdır. İsveç Örneği 1 = VPC bu alanda bizım için rtpgerîl hir örnekrir. Turkıye'nın aynı coğrafi sınır şartlanna HERKES YERİN! BÜLSUN! Oktay AKBAL Evet Hayır Anayasa Mahkemesi Yetkileri f A £ f Anaya^ası ile çik l l l l l | ogejı bir devlet sıs• w w I temi getirilmiştır. Egemenliğır. kullanılması ria, bir kışıye, bir zümreye, bir mec lise bırakılmamıştır. Bır organlar sistemi egemenliği kullanır. Şef Hukuktur.. Şefi dile getiren. çok sesli orkestranın «nota»sıdır. Bu armoni içinde cgcmen ?es yoktur. Egemen olan yazılı ve yazılı olmayan Hıkuk demek olan «nota»dır. «Nota»yı sesşıı duran Anayaa Mahkemesi düe jetırır. Hukukun fsemfn srizcüsü Anaya=a Mahkemesi olritıJSunrisn sonuı;. ta. Anayasa Mahkeme»! «nota» olmaktarfır. Müzik yapacaksak notaya uymak zorundayız. Her enstrümandan başka bir ses çık tlğı gibi, demokrasinin gereği, kafadan bir se* çıkacakttr. bu se«.ler notaya uyg«TV olacagından âhenk sağlanmts olacaktır. Artık vaşama yoluyla, Anayasavı ihlâl suçu işlerveme?.. Anayasava ve Hukuka aykırı yasama olabilir Bu da Anayasa Mahkemesince düzeltilir. Sıya'al organ c.gunluk dikta<ı sağlavamaz. Toplumda üstün olan çojunluk iradesı değil Hukuk'tur. Artık tnplumria riüzen (reiiml sorunu olamaz. Düzen yüzünrien. halkın, gençliğin *okağa dökülmesı söz konusu « » lamaz. Her »orun demokratik kurallara göre ifade ve çözümlenmeye çalısılır Bunun dışında cfavranışlar olabiIİr. ÇünkC, Anayasalar suçu önlevici deâildir. Düzcni ve vönü belîrticidir. Düzen kaveast hitmhtir. Bunun dısındaki kavga suçtur. Ceza Hukukunun konusudur. Bununla kurucu orsan: 1 Demokrasilerin en zavıf tarafı olan çogunluk riiktaii olasılıâını nnlemek istemiştir 2 Kurucu organ yeniHen olajsnüstü bütün bir keyfilik olmadıkça: a) Yasama yoluyla. Ana.ys»avı ihlâl «ucunun islenriıgini, bu yüzden «?hpa!ar kuruldu£unu : b) özgürh'ik türkülert söylenerek, gençlerin sokaklara döküldügün(i; c) Ordu müdahalesinl gerektirir durumlar nlriuSunu: gormek i?tem"fflğinı ifade etmiştir. Ahmet GÜLER Sinop Ağır Ceza Mahkemesi Bşk. yol'ria Anayasayı ihlâl suçu iılenemıyeceği» yazılı olmadığı haltfp, bu bir gerçekse, Anayasada yazılı olmadığı halde, riüzenin temeli olan Anayasa Mahkemesinın yetkilermin kıtıtlanamıvacağı veya tamamen kaHırılamıyacağı da. o derece Hukuksal bir çerçektir. 2 Anava'îalann içinde dnhi, dijer hükumlere söre. «üstünnorm»lar olduğu kabul edil mektedir. Türkiye Cumhuriyetir.in Anayasasında üstün norm. TC'nin bir so«yal Hukuk Devleti olma«ıdır. Bunu sağiayacak olan Aı.ava** Mahkemesinin yetkilerine yönelik her sınırlama üstün "BİSiTÖ deâiştirmek olur. Bu üstün normları ise, norrnal yasama organları riejHstiremez. Bir drvrim sonucu, hem de Hıkukunu kendi getirrfiğini söyleyen yenı bir kurucu orsan yapabilir. Boyle bir organ Anavasa Mahkemesini tüm kalriırabileceği gibi. bütün düzeni de dpgistirebilir. O zaman bu is Hukuka uygun olur veya olmaz. fakat yeni organın adı kurucu organ olur. Bunun riışında d i7eni temelinden değiştiren bir yasama sessiz bir kar«ı devrim olur. Hukukun üstünliiĞünü yadsıyan freddeden) =p«siz bir karşı devrimin geçprlisi i=e. söz konusu olamaz. 3 Anayasa Mahkemesinin variıeinı kabul, yetkilerini tam olsrak kabul etmektir. Yetki kı=ıtlanması yasamayı denetİpmek için olan varltkl* çelisir. 4 Anayasanın 149 madrfesi, korrfi varlık ve görevlerini İl~:l"nr1iren alanlarda, Yüksek Kakimler Kurulu. Yargıtav, Danıstsv. Askeri Yargıtay ve ünivrrsitelere, bu yasaların iptali için dofrurian dogruya Ansyaça Mahkemesine başvurma hakkı tanımıstır. Buna karşılık Anaya«a MahkemeMnin yetkileri. vasalarla kısılırsa ne olacarı hrlirtilmemiştir. Kururu oraanın temel öge ilarak. Anayasa Mahkemesine hpsvı:abilen bu kuruluşları alriıîı. Anavasa Mahkemesini hiç hp = ahn katmadıfiı savlanamaz (irlriia edilemezV Aksine. kurucu organın, Anayasa Mahkemcsir.i temel diye düşündüğünden, bu en büviifiıin vetkilerînın kısıUbileceğını hiç riuşünmemış olduğunu gosterir. Ayr:ca Anayasa Mahkemesinın yetkilerini kısıtlama: a önc» 149. maddeye göre Arvaya«a Mahkemesıne dava açma hakkı olan kurulu?ların düzeltilemez şekilde haklarının kısıtlanması olur. b Sonra da. kurucu orpanın bütün kurum, kuruluşiarla k:şileri hak ve özgüriuklerıne bir sınırlama başlangıcı olacak olan, onun için tüm toplumu ve düzeni İİKİlendirdiğinden. el uzatılaröa* blldigi ve olasılığını nıç düşiuunediği bir dururr.u serçeİcİe>fIVmie olur. Bu durumlar kurucu organın ve halk oyunun iraries'ne 'ers düsmek olaoagindan, losıtlama hali savunulamaz. H ani bir Kimya Fakültesi dekanı vardı, bir bsyan profeör, Fakulte duvarlar.na asılmış Atatürk re.'imlcrinı söküp kaldırtmıştı. Sonra Trabzon Teknik Ünıversıtesınde de rektör o!du bu bayan. Orsda da Atatürkçü gencler» sıkıntılı günkr yaşattı. Babssı Atatürk'e karşı bir kişıymiş. kuçük yaşından b»ri hep bu olum?u7 duyeuyla bejlrnmif, bütün bu davranışları bu yuzdenmu! Öyle denıltfi. Verdiği demeçler de polıtika yapmadığını. bilimyurt'.arında polilika yapılmaSina İzin verrr.eyeceğıni bildirirdı. Şimdı bir de ne görel:m, bu bayan profesör Milli Hareket Parti.ıne uye yazılmış! Bana sorar«anu en iyi ıçı yaptı derim. İçinde «aklayamaoıcı, her fırsa'ta ortaya vurduğu a?ın sağcı riuşüncelenni bu par;ı İçinde yeterinçe dovurur, rahatlar. ögrencilerinl de. bızleri tîe «bu bayan, bilimcı mı politikacı mı?» terecîdüdünden kurtarır. Böylece geçen yıllarda bu bayan profesör için yazılsnlar, tn'ylenenleıin dojŞruluğu iyice a n l a ^ t a ı ş oluypr, Kendi jş£gh m Türk ?iya«al yelpazesinin en ^ajmda y e r ' â a n bir p'arti İçinde bulan bu profenörün Kirrvir W*filtesWW» M«rQf**m> «imlerini kaldırtıp yırttırırken, Teknik Üniver.=iterie Atatürk devrimcisi fençlere en ağır baskılan yaptırırk?n hansi amaca, hancı «ülk1j»ye yb'neldiği; rtemokratik ?ol düşünceleri bile komünist propayandası sayarken en asırı saijcı Könîçleri üstün tultuğu gün gibi ortaya çıktı. Demek yanılmamıçız, aldanmamifiz, okurlar da. kamuovu ria aldanmamış bu profesör bayanın karçidevrimci rfavranışlarını yorumlarken, kamuovuna anlatırken... Evet. herke« kenrtl yerinl hulmalı. Bilimciyjen billm yap?r?ın. Bilimin ke=in kuralları vardır; yan tutmamak. gerçekçi olmak. insanlığın yararına çalışmak gibi. Bugunkii toplumda bir insan hem gerçek bilimci oiarak, hem de aş.rı sa^cı, yani lrkçl, mutlu azınlıkçı, ötekı dünyacı ! Boyle bir kimsenin eerçek anlamıyla bilimle ilgisi olamaz. Vine de iyi yaptı bu bayan MHP'yi seçmekle. Ögrencileri rie, bi? de, k'jrtulduk politika yapan bir bilimciden Gıder Merlis « girer. a?ırı fağcılık yolunda çaba harcar. Açık sç:k. tam bir politikacı olarak... Kımse de bir şey diyemez. özgiirlük var, çojulcu demokrasi var. Bir zamanlar bövle birine «ya politikacı o! ya fiğretmen» diye seslenmiştim. Ağıza ahnrr.az küfürler etti gazetesinde, mahkemelere düstük. Ne vsr vani? Ben senin görüşlerine katılmıyorum, ama bu gorüşleri şavunnıana. yazmana, taraftar toplamana ses çtkarmıyorum! Geçersin gazete sütununa, çıkarsın particılik kürsüsüne savunvır«un görüşlerini. Kim ne diyebilır buna! Ama h^m profeför ol8caksın, hem lı=p ojretmeni olacakfin, hem de politikanın cn ınceMni, en göze batıcısını yaparaksın, bu nlmaz! Diyeceksiniz niye olmasm. bir cğretmen niye politika yapamaşın? O zaman bcn de derim ki solcu, aşırı «olcu, ılımlı solcu dive tanımlanan bir sıirü oerettnen bu j'üzden ne acılardan ceçti, işinden sücünrien, «aEİıSından, yaşamından oldu. Neydi onların suçu? Bir yanrla adamlar hem "Cretnıenlik hem politikacılık, hem dp ajır: yağcı po'.itikacılığı yaparaklar. jite ysndan Kemali^t Devrimin ilkelerini savıınan bir baçka oğreimen "SCİrıı» sayıl'.p isinden atılacak!... İ?te yıllardır < apıiasplen haksıziık budur.. Gözıien kaçtnayan, kimseye vııtturulmsyan haksıziık! Ne süzel, Kimys t'akültesı eski dekarl, Trabzon Teknik iiniversitesi e^ki rektorü bayan Alper çıktı ortava. düşüncelerinin. gorüslerinin hanai yöncle olduğunu bclli e»1i açık açık. Kimbüir belki de enıekü nlmuştur. bir sakınca kalmanııştır jerçek ki;iliĞınin kamunyuna açıklanmasnvla! Ama dekanken, rektörken asırı sagcılıga karşı çıkan öğrencilere «solcu, komünist» demişmiş. böyle bir kişinin sözieriyle o gençler öğrprvimlerinden, geleceklerinden olmuştormış. orası ayrı! Herkes yerini buluyor Bulsun. ona bır diyeceğim yok, »ma öğretmenken, profesörken. dekanken. rektörken yan tutma?lnlar. k?ndı görüslerine karsı çıkanları «komüni.'tlikle, aşırı folculukla» suçlamasınlar! Çık?ıtılar bu sörevlerden, or> dan «onr? renklerıni bellı e'*inler! Yapmazlar bunu. Yapmayacaklar ria. . Ama biz onları tanıyac?£:z. kimliklerini ögreneceğız, gornnüne seıeceğız Bu ki'ilerin eerçek gÖTÜşlen şudur, ınanmayın.. güvenmevın onlara rfemekte dırenecesiz. Bir gun gelecek, o «bilitn ıdami» gorüntü?ünrtfki kisilerm nasıl aşırı sağcı eğilımler besledikleri. bütün ya^arnları. ıörevleri boyunca bu eğılime uygun davrandıkları anla?ılacak. Işte bir örneği... Yasama Yetkisi Anayasa Mahkemesi. yasama işlemi için kunılmamıştır. Görevi Yasama degild:r Yasama, BM Meclisinin yetkısindedir. Ancak, yargı görevi verine getirilirken, yasa boşluklanmn doldurulması zorunludur. Bu doldurmayı yargı görevi olan yapar Bu noktada ve bu oranda yasama. yargı yetkisinm kabulünün doğal ve hukuksal sonucudur. örneğin. Medeni Kanunun 1. maddesinde. hukuk hâkimine açıkça bu yetki verilmiştir. Yargıtay'm. hukuk kuralı koydııguna dair bir çok örnekler vardır. încelendıginde. Danıştay'm da, Askeri Yargıtay'ın da bu tür kurallar getirdiklen görülecektir. Hele uyuşmazlık Mahkemesi görev konusunda da.ma kural koyuctı işlem yapmaktadır. Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkça söyliyerek Yasa boşluklarını doldurduğu görülmektedir. Anayasa Mahkemesinin bir konuda Anayasa'ya aykırılık savının bir kere incelenip yadsınmış olmasının a\nı konuda ikinci kez incelenmesine engel olmadı&ı şeklindeki kararı da bir Yasamadır. «Kanunsuz ceza olmaz» ilkesine karşı, Ceza Hâklmi bile yasama '«'erai vaomaktadır. örnegln. nırsızlık bır kimsenin taşmır malınm çalınmasıdır. Yasa böyle tammlıyor hırsızlıgı. Ovsa elekrrik hırsızlıfı bu Ya sal tanımm vapıidıgı samandaki anlamda bir taşıma degildir. Bir sinemaya biletsiz girmekle ne gibi bır taşınır mal çalındığı sorulabilir. Halbuki, cezactlar her ;ki eylemı de hırsızlık sayarak ceza yasalarırun hıriizlık t8nım:nı yasada defişiklilt yapılmaksızm degiştirmislerdir. Çiinkü, toplum vicdanı böyle düşünüp istemektedir. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi nin. •ipial hükmünün geriye yü riimeyeceei» şeklindeki Anayasa' nın 152 3. maddesinin dahi ceza h?kimi yönünden geçerliği yoktur. Türk Ceza Yasasının 2. mad desine paralel olarak. Anayasa'nın 33. maddesinde, •kimsenin, iş lendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fülLnden dnlayı cezalandırılamıyacağı» hükmü yer alrnajçtajlır. "Btl" dtrrumun tersi olan, «ışlen3ıj: ten jonra yapılan kanuna göre cü rüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayı kimsenin cezalandı rılamayacağı» hükmü de Türk Ce za Yasasının 2. maddesinde yer almakta ise de; Anayasa'nın 33. maddesine bu hüküm konmamıstır. Nasıl kı Anayasa'nın 33. mad desinin tamamı Anayasa'ya hiç konmamış olsaydı bile. Türk ceza yasasının 2. maddesi hukukun te mel ilkesi olarak. Anayasa'da yer almayan bir Anayasa] hüküm ola rak. eeçerli idiyse; islendikten sonraki yasaya göre suç olmayan bir fiilden dolayı hiç kimse cezalı ve tutuklu bırakılamıyacaem dan, Anayasa'nın. Anayasa Mahkemesinin iptal hükmünün geriye yürümeyeceği hükmü de ceza hu kııku yönünden geçersizdir. Bu bakımdan. • Anayasa Mahke mesinin iptal hükmünün geriye yürümeyeceâi» hükmünü ceza hâ kimi. ceza dosuran hükümlerin dı şındaki yasalann iptalinin geriye yürümeyeceei şeklinde anlamBk, ya da yeri geldiğinde Anayasanın 151. maddesi gereğince iptal hükmünün geri yürümeyeceği bendinin iptalini Anayasa Mahke mesinden istemek zorundadır Anayasa Mahkemesi ise. insanhk vicdanının gelişme düzeyinde teşekkül eden. «işlendikten sonraki yasaya göre suç olmayan bir eylemden kişinin cezalandrılama yacağı» ilkesini üstün tutmak zo rundadır. Görülüyor ki yargı yetkisi kuilanılırken. hukukun temel ilkele rini çiğnememek ve onları üstün tutmak için bir kısım hükümleri uygulamamak böyiece yasama iş leminde bulunmak görevden doğan bir zorunluktur. Anayasa Mahkemesi ceza dogu ran hükümlerin iptali halinde, bu iptalin yürürlüğünü geriye bı rakamaz, Bu hallerde yasama ala nında bir boşluk olacağı da ku; kusuzdur. Örneğin 1803 ssyıh Af Yasasının 5/A işaretli bendinin ıp taliyle bir boşluk olduğu da ger çektir. İptali gereken bir ceza yasasına göre yurttasların tutukluluklarının devam etnıemesini, iptalin yürürlüğü için bir süre ta nınmamasmı düşünenlerle; buna karşı. iptalle bir boşluk olacagından iptalin yürürlüğünün geriye bırakılmasını istiyen ayrtsık oydaki üyelerin de haklı olduğu bir durum dogmuştur. Sonuç'a rıza ile küçüklerin ırzı na tecavüz edenler 5 senelik aftan yararlanırken. zorla tecavüz edenlerin 12 senelik aftan yarar landırılması gihi çelişkiler içinde kalmmıştır. (Bu sonuçta, ceza miktarı itibariyle ikisinin de cezasız kalmalarını doğurduğundan pck eşitsizlik de olduğu savlanamaz.) Anayasa Mahkemesi bu küçök hesapiarın yanını değil, temel il kelerin yanın) tutmuştur. Ama sr.nuçta bazı tersliklerin olduğunu da kabul zorunda kalıyoruz. Bunun nedeni bu gibi durumlarda Anayasa Mahkemesine, hukuk hâkimine açıkça tanınmış belli olay için. yasama organınca yeni ya.a çıkarılıncaya kadar iptalle ha=ıl olacak boşhıeiı doldurma yetkisinin açıkça tanınmamıs olma sıdır. Iptâl, esasen olumruz bir yasamadır. Boşluğu dolciurucu ya s.îmalar. yasama organınm yetkilerine tfcaviiz olmayacak, yasaya saygıyı koruyacaktır. Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Giriş Sınavları Yürütme Komitesi Başkanlığından 19741975 «gTetim yıh için Okulumuzun Giyim ve Cocuk Gelişimi Egıtimı bdlümlerine müracaat edenler arasında giriş sınavına kabul edilecek adaylann, taban puanlan. aday kayıt tanhleri ve adaylardan istenecek diğer belgeler aşağıda saotanmıştır. BÖLt'MLER Gıyim Çocuk GelişimiEgirimi TABAN Pl'AN KONTENJAN 311 Toplam (B Türü) 150 307 Toplarn (B Türü) 125 Aday kayıtlanna, 25 eylül 1974 çarşamba günü başlanarak, çalısma saatlen İçinde olmak üzere 28 eylül 1974 cumartesi akşamı saat 17.00'ye kadar devam edecektır. (Bu sürede aday kaydını vaptırmayan adaylar hıçbir nak lddıa edemezler.) Aday kaydınm yapnnlması 1çin gerekll belgeler şunlardır: 1 Adayın Üniversitelerarası eiriş sınavında (B Türü) »ağladığı ajırlıklı puanlan gösteren belgenîn aslı veya £otokopisi 2 Kız Enstitüsü diploması veya noterlıkten aiınmış örneği (Diploması henüz onanmayanlann Kız Enstitüsü Müdürlüklerinden alacaklan çıkış belgesi). 3 Ünirersitelerarası sınav aırış kartı. 4 4,5x6 cm boyutunda 2 adet fotograf. 5 2.00 kuruşlnh pul vapıştmlmıs adresli zarf ve ayn c a 10. TL. posta DUIU. l â Yetki Kısıtlaması Anayasa Mahkemesinin yetkileri. yasama organınca kısıtlanamaz: 1 Kurucu organ, geçmiş siyasal orcanların yetkilerini kotüye kullanriıtını cörmü«tıir. Sivasal orsanın keyfi dav. ranıslarına «on veren bir H J kuk Devleti düzeni kurmak i.«femiş ve kurmuştur. Bunun rüvencesıni Anavasa yarzı?ında gnrmü<. hunu eercekleştirecek ve Hukuk egemenliğinı sagla yacak Anayasa Mahkemesini kurmustur. Cumhuriyet sözcüt ü artık ne olduğu belli olmayan sovut bir kavram degildir. Cumhuriyetir içeriği Hukukun egemen oldugu düzen riemektir. O lıairte Anava^a Mahkemesinin varllsı ve vetküeri hu Cumhurivetin temeliriir Bu yetkileri sınırlama. düzeni temelinc'en riegistirme «nnra ria herkesin gcirebileceei vpni değişikliklerr haşlangıç olur. Nasıl, Anavasada, «yasama İ CHP İstanbul II Başkanlığından Mahalle ve köy muhtarlık bolgesi parti görevüsi ve deleseleri »eçimi bütün ilçelerimizde 1213 ekim 1974 günleri yapılacaktır. Seçimlere katılacak «delege seçmen Usteleri» 1 ekim l»74 salı günü saat 9.00'da ilçelerde askıya çıkanlacak ve 3 eün süreyle askıda kalacaktır. Delege seçmen listeîerine yapılacak itirazlarla ilgili süreler ile delege seçim toplanülarmın her mahalle ve köyde hangi gün ve saatte nerede yapılacağı ilçelerimizde ilfln edilmiştir. İliîili tüzük ve yönetmelilderimiz uyarınca saym Uyelerimize saygı ile duy.ıruruz. İL MKKKE7! YENt TEL NO: 43 03 44 43 Ki 45 43 03 46 Cumhurivet 7^ Adaylar. yukana* belirtilen belg^lerle birlikte K.T.Y.Ö. Okulu ögrenci İsleri Müdür Yardımcılıfcına şahsen basvx> rarak aday kayıtlannı yaptıracaklardır. Posta Ue kayıt vapılmayacaktır. 6 Okulurnuza taban puanlann tesbit edilebilmesi ıcin daha önce ilân edilen tarihler arasında müracaatta bulunan adaylara bu ilân dıstnds oosta ile duyurma vapıtmayacaktır. GtRtŞ SINAV I'R(K.RAMI H no 12.no 13») 17iXJ 1 Ekim 1974 Test Sınavı K.co ı^m 1 Ekim 1974 l c Gıvırjı IS.MJ 17 tx) 2 EkUT 1974 Resım 9.00 12.110 •i Ekim 1974 Mülâkat 13.3u 17 uu 3 Ekim 1974 MülSkat 9.00 12.00 13 .İU 17.00 Çocuk Gelişimi • Eğıtimi 3ü Eylül 1974 MUlâkat 9.0tı 12.0ü 13.3U 17.00 1 Ekim 1974 Test Sınavı a.oo 12.00 1 Ekim 1974 Resım 13.3u 17.0U N O T : 1 Giriş sabah 2 Sınav ta ile sınavına katıiacak adaylann. sınav tarihıennde, saat 8.00 de okulda bulunmalan gereklidir. sonuçlan sıris sınavlarını kazanan adaylara posbildirilecektir. (Basın : 23027 7652) Giyim Bolümü: 30 Eyiüi 1974 Dıs Gıyım r»m»TT»n TEKNİK BOYA T.A.Ş'DEN BILDIRILMIŞTİR 1 Şirketimizin 24 eylül 1974 günü şirket merkezinde Istanbu! 3. Noteri huzurunda yapılan kuıa keşidesinde 30 eylül 1974 tarihinde vadesi hulul eden ""13 faizli 3. tertip tahvillerinıizden asağıda numaraları bildirüen 15 adedin itla ediMiği. TAHVİL NO .1.İS 2«2 396 338 278 357 272 354 254 387 260 296 370 377 298 MÎLI.Î PİYANGO 2 İtfa e d i l e n t a h v i l l e r i n v e v a d e s i h u l u l e d e n tîiğer k u poaların bedellerinin ödenmesine 110.1974 t a r i h i n d e n ıtibaren b a ş l a n a c a k t ı r . B u n a g ö r e t a h v i l v e k u p a n h a iBİllerinin L o n d r a Asfaltı, S a k a r y a D u r a ğ ı n d a k i ş i r k e t i m i z m e r k e z i n e m ü r a c a a t e t m e l e r i lazım geldiğj, 3 5 s e n e z a r f m d a t a l e p e d i l e m e y e n k u p o n b e d e l l e r i i l e 10 YARIN ÇEKILİYOR sene zarfmda talep edilemeyen tahvü bedellerinin zaman aşımına uğrayacağı. 4 İtfa edilen tahvillerin 5 ve müteakip kuponlanna itfa laıihinden itibaren ftiz ödenmiyeceği. tahvüler.n üzerinde 5 üe 10 nolu kuponlardan eksik olanlar varsa noksan kupon bedeilerinin tahvil bedelinden tenzil edüeceği tahvil sahipieıine duyurulur. Liii Yarm 9 Milyon 548 Bin Liralık servetten sizın de bir arslan payı almanızı dıleriz; (Basın: 22499 Eleman Alınacaktır Büyüz mr Siricetıe munaseoe serv.sınae uzere aşağıaaJd sartian naız eıem&nlaı a.ıiıa Aranan bartlar: ı Asgtn ııse mezunu oımak i. A&kerlıicJ* UIŞKISI ouıuıurmma&. 3. Azamı ii »aşındı olmak. 4. Asgan bır nJ ı* tecrüresıne «ahip oimslf MCHACAAT: sansen LajaioSiu b ı ç ö ırujdu Sokak Dr. Şevta Bey H*n K«t: 1iJ vCagalojlu Kx Sanat ttnstıtfisü Karsuı) Cumhurivet o 7648 Cumhuriyet 7655