19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AP Muhabiri bir Türk köyünden yazıyor: "Çıkarma başlar başlamaz BM Barış Gücü, köydeki gözleme noktasını bosaltıverdi!.. Amerikan Associated Press Ajansımn muhabiri Roger Jensen, Cenevre Anlaşmasmın imzalandığı saatlerde, bir Türk köyü olan Şatos tan izlenimlerini şöyle yazıyordu: ŞATOS (KIBRIS) Burası bir zamanlar çobanların 5'aşadığı bir köydü. Ancak şimdi, köyün bir kısmı Kıbrıslı Rum askerlerinin, diğer bir bölümü de Kıbnsh Türklerin elinde bulunuyor. Türk askeri birlikleriyle görüştiirülmeyen Kıbnslı Türkler, yiyecek ve su bulabilmek için çırpınırlarken, Türk birliklerinin en" kısa zamanda kendilerini kurtarmaya gelecekleri umudunu his yitinmyorlar... Yerolakko Kilisesi içine yerleştirilmiş top, çıkarma birliklerimize ateş kusu/ordu... Kıbns Rum Radyosu, olağan yajindan, olağanüstü yayma geçmişti... Savaş müziği ve marşlar arasında askeri bildiriler yayımlıyor; «Rumları. Leonidaslar gibi diren miye» çağınyordu. Siyasal tutuklular için genel af da çıkanlmıştı... Çıkarma bölgesiyle Girne'ye giden asfaltyolun iki yanın dan deniz kıyıları ve dağ sırtlarına yayılan Rum korunak ve barınakları, Türk jetlerinin bombalarından bir kül yığı nı haline gelmişlerdi. rek Girne şehri doğrultusunda ilerlemek istiyen Birinci ve İkinci Dalga Çıkarma Birlikleri, tank ve asker taşıyıcılarla birlikte, tepkisiz top, uçaksavar, havan, roketatar, A4, A6, piyade tüfeği ve bombalar karşısında ılerlemiye çalışıyordu... St. Hillarion'a tırmanma Tank ve «kariyer» adlı asker «taşıyıcıslarla karaya çıkarken çok şiddetli Rum ateşiyle karşılasan îkinci Dalga Çıkarma Birlikleri, Birinci Dalga Çıkarma Birükleri'ne bu hava içinde katılıyor; bir yandan Zeytinlik (Templos) yönünden inen mücahitlerin öncülüğünde, St. Hillarion bölgesi'ne tırmanırken, öte yandan da Girne şehri yönünden gelen şiddetli direnmeyi kırmaya uğraşıyordu... ateş sıçnyan tarla ve topraklardaki ağaçlar birer kömür kütügüydü... Güzeüm zeytin ağaçlan, «kıyıcının kötülüğünâen kurtuluşun duasını edercesine, Tanrı önünde diz çökmüştü sanki...» Direnme yuvaları... Direnme yuvalan temizlendikçe, zeytin ve harup ağaçları, silâhından bir iz aldığı Mehmed'e yol veriyor; bir düşmanın ölüsünü, dallannın arasına, bir başkasmı devrilen gövdesinin altma alıyordu... Top atışlan... murunun altından Uerliyerek 2 gün sonra Boğaz'a ulasan komutanlardan bin, « Öyle bir atış ve savaştı ki bu, Kıbns'ta bir ba n ş harekâtının yürütüldügü biIinmese, gerçek bir film sahnesi nin çekildiği sanüabilirdi» diyecekti... caya kadar sürmüş; Türk taşıma uçaklan, Adanın iç kesimlerine kadar ekgereç atıp geri dönerken, Girne üzerinden çok alçak tan uçarak, Rumlarla alay edercesine geçip gitmişlerdi.» Muhabir, «Rumların, büyük bir öfke içinde uçaklara otomatik silâhlarla ateş açtıklannı. fakat başarı sağlıyamadıkJannı» da anlatmaktaydı. Kıbrıs'ta Yunan Darbesinden Türk Barış Harekâtına Girne kalesi Türk Savaş uçaklan, bu arada, Girne Kalesi'nin dört yanındaki uçaksavarlara ateş açmış; «Karantina» binasım yerle bir eder ken, bunlan da, kale üzerinde bü yük izler bırakarak susturmuş tu.. Jetlerin susturmaya çalıştıkla n arasında, kale çevresindeki Girne Rum Polis Merkezi'yle Ulusal Muhafız Gücü karargâhı da vardı. Kilise ve top Çıkarma bölgesi, taa Yerolakko (Eskikuyu)'da kilise içinde bu lunan top ve Atalasa'nın gerilerinde bulunan «Yeri» köyündeki sahra toplanyla dövülmekteydi.. Akdeniz'le birlikte Kuzey kıyılan da, toprak ve su sütımlan haline geliyor; birçok askerimizi içine alıyordu... Kül yığınlan Çıkarma Bölgesi'yle şehre giden asfalt yolun iki yanında deniz kıyıları ve dağ sırtlanna yayılan Rum korunak ve bansakIan, Türk jetlerinin bombalarından, bir kül yığını; buraiardan Top atışından yaralananlar sayısızdı. Karmi gibi Rum dag köyleriyle tepelerdeki Rum mevzilerindsn atılan mermiler, birlikler arasında patlıyordu... Türkiye'nin daha birçok yerinden Kıbns'a koşan birçok Meh metçik, camnı, yaralanmakla kur tanyor; «sa^•aşı daha da sürdüre memenin acısı»yla dönüyorlardı anayurda... Maç izler gibi Dünyanın en büyük haber ajanslanndan Reuter'in Kıbns'taki muhabiri, bu gerçek Türk çıkarmasıyla harekâtım, «bölgeye egemen bir yerden tribünlerden maç ızliyen biri gibi heyecanla izliyor»; bu gerçek sahne sırasmda, «Türk jetlerinin, kendi lerine ateş açan Rum ganıbotlan nı batırdığını, Girne'nin Batı ucundaki Rum Ulusal Muhafız Gücü kamplarını bombaladığmı» görüyordu. «Hava akmlan. hava karann İzzet Rıza YALIN Tüm ateş yuvaları... Ancak Türk Birliklerinin tank ve asker taşıyıcılarla bu görüntüler içinden ve Gime şehrinın ortasmdan geçerek, anayoldan Boğaz Bölgesi'ne gitmeleri, ertesi sabah, Albay Karaoflanoglu' nun şehit olmasının sonrasında Ölüm yağmuru... Sabah saat 11.00'de artan top ve çeşitlı silâh atışı, saat 17.00' ye kadar sürecekti; bu ölüm yag hızlanan harekât ve tüm düşman ateş yuvalarının temızlenmesi üzenne gerçekleşecekti... O ana, daha iki gün vardı. B t TTİ Bir Türk polisi Lefkoşe'rvin 15 mü doğusunda yer alan Satos'ta, kendisiyle görüştüğüm bir Türk polisi Adnan Celan, «Türk birliklerinin, Yunanlıları bölgemizden çıkartmalanm beküyoruz» derken, ordusunun ilk olanakta yardımlarına koşacağından emin görünüyordu. Başkentir» bu şirin köyü, son savaştan önce. koyunları, sığırlarl bu da ; Ş > ' tarlaları, un değirmenleri, açık hava sineması ve bir BM gözlem noktasıyla, içinde yaşayanlann günlük gereksinmelerini cpvaplandırabiliyordu. Şatos'ta yaşayan gençlerden 120'si üniversite öğrencisiydi. Köyün bir de futbol takımı vardı... Otuz sekiz Kıbns'lı Türk «Îkinci Dalga Çıkarma Birlikleri» arasmda, 38 Kıbns'h Türk de vardı... Kıbns'taki Banş Harekâtı"ru. Türkiye'deyken öğrenmişler; çalmadık kapı bıraionıyarak Kıbns' a gönderilmelerini istemişlerdi. •^ f •. «Yavruyurt» tehlikede, anayurt ; askerleri Kıbns yolundayken, Türkiye'de kalamazlardı... Türkiye'nin çocuğu Kıbrıs'ta çarpışırken, Kıbns'm Türkiye'de kalan çocuğuna yan gözle bakmazlar mıydı?.. Çıkarma ve Barış Gücü Kendisiyle görüştüğüm okul müdürü Hüseyln Karadağ lse, «Biz k?ndi kendimize yeten insanlarız. Barış içinde yaşamak tek arrumuzdur» dîyordu. Fakat 20 temmuz günü. Türk birlikleri Ada' nm kuzey kıvasında yer alan Girrıe'ye çıkarma yapınca, tsveçli BiKeşmiş Milletler birlikleri Şatos'taki gözleme noktasını boşalttılar. Ertesi gün, Kıbns Rum Ulusal Muhafız Gücü görevlileri, Türk iskân ünitelerine sa'.dırarak, beş küçük Türk köyüne ateş açtılar ve Şatos'u kuşattılar. Şatos yakınlarındaki difer köylerde vaşayan 4000 kadar sivil Türk, yıkılmış köylerini ve öldörülmüş davarlarını arkalarında bırakarak, doğuya doğru kaçmağa başladılar. Omuz onıuza... Direneceğiz! Şatos'takiler ise, köyü terketmeyerek, direnmeğe kararlıydılar. Shâhlannmj çobanlar ve beş Türk askeri, iki gün süreyle Kıbrıslı Rumiann yakm mesafeden açtıklan havan topu, roket ve ağır makineli tüfek ateşlerine karşı koydular. Şatos'u koruyanlardan beş kişi öldü, or» kişi yaralantfı ve beş kişi de kayboldu. Yaralı ve kayıpların arasmda, kadın ve çocuklar da bulunuyordu. Çarpışmalar, ateşkesten sonra da türa hızıyla devam etti... Kıbnslı Rumlar, polis merkezini, futbol sahasını ve köyün 300 evinden 60'ını işgal etmiş bulunuyorlar Bugün Yunanlıların eüne geçmiş bölgelerde yer alan binaların tümü, yangın yerinden arta kalmış bir görünüm içinde. Yunanlılarm elindeki polis merkezi ise. Rum Ulusal Muhafız Gücü'nün komuta noktası olarak kullanıhyor. Mehmet'le birlikte omuz omuza Kıbns kıyılanna çıkmaü, Ada içlerine doğru dayanışarak ilerlemeliydiler... Bir aşamadan öteki asamaya ulaşan bu dilekler, çok geçmeden karşüık buldu. Eli silâh tuttuğu anlaşılan 38 Rıbns'lı Türk, yavruyurt uğrunda önce saçlannı, sonra da canlannı vermiye hazırlandılar...» Bir başkası, «iki eliyle kavradığı silâhı başmın üzerinde. denize atlamış; çıkarma birliklerina kanşmıştı...» Ayyorgi köyü «Ayyorgi» köyü içinden geçeMEHMETÇİKLER OMUZ OMUZA.. TANKLAR GÎRNE DOLAYLAR1NDA.. fler an tetikte... „ . , t Çarpifmaiar IresildJkten sonra, Kıbrıslı Rum asksrUr! ve Türk siviller, Şatos'ta birbirlerinden elli metre uzaklıkta , her an tetikte yaşıyorlar. tki taraf ta, salı gecesi radyoda yayımlanan Cenevre Deklârasyonunu rîikkatle izlediler. Hasan Karadağ, bu konuyla ilgili olarak ta sunlan söylüyordu : «Rumların, bölgemizi terketmeleri gerekir. Belki de köyü boşaltmak için Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin tekrar gelmelerini bekliyorlardır. Birleşmiş Milletler görevlüerinin Şatos'a dönüşleri, bizi de sevindirir. Belki de böylece, elimizde kalan son mallarımızın, Rumların eline geçmesl önlenmiş olur.» Gerçekten de, Şatos'un ekonomm perişan bir haldedir. Sürüler gitti Köylülerin bugün çayırlarda otlstabilecekleri hayvar.lannın fayısı çok azaldı. Sürülerinin büyük bir kısmı savaşta ö'.dürüldü. Kurşunlara hedef olmaktan kurtulabilen davar'.ar Ue, açlık ve susuzluğa dayanamayarak ölrfüler, Savaş başladıgmda, buŞday tarlalarındaki ekin henüz toplanmamıştı. Bu neder»!e, kövCn un değirmenlerinde bulunan az raiktardnl<i bııgday, köyün savaş sonrası sakînlerini ve civar köylerden gelen göçmenlerin karınlannı oldukça zor doyuruyor... Kıbnsh Rum askerlerin. iki toplum arasındaki yolu kontroüert altında bulundurmalanna rağmen, bazı Türkler bu bölgeden kaçmayı basararak, tarlaların çevrelerindeki patika yollarda arkadaşlarıyla buluşmayı basardılar. BONN Cenevre'de beş gün beş gece stiren yogun çalışrnalardan sonra vanlan anlaşmamn yankılan, Batı basınmda sürmektedir. İsviçre ve Batı Alman gazeteleri genelükle Türkiye'nın dıplomatik zaferınden sözetmek tedirler. Aynca Kıbns olayıyla birlikte Türk dış politikasinın daha kişilikü ve bagımsız bir niteüK kazanmağa başladıgı da kaydedilmekted r. DIE ZEIT « Türkiye, her ne paha sına olursa olsun Ba tıya yaranmak eğiliminden vazgeçmişdir» Almanya'run en büyük haftalık gazetesi Die Zeit, «Karaoğlan ulusun sevgilisi!» başlığı altmda çok uzun bir yazı yaymlamıştır. Bu yazıda, Bülent Ece vit'in zaferi, Türkiye'nin yeniden doguşu olarak nitelenmektedir. Yazıda üzetle şöyle denıl yor: «Ecevıt, şu noktayı herkese apaçık anlatmıstır: Türkler, Yu nanistan yeniden demokrasinin kucafına döndü diye bunun faturasını ödemeye hazır değildirler. Aynca. her ne pahasına olursa olsun Batıya yaranmak eğihminden de vazgeçmişlerdir. Pinlüar, Yunanlılan zaten her zaman Türklere yeğ tutmuşlardır. Türkler. gerçi Avrupa'ya dönükrürler ama. Batı, onlan Avrupalı olarak kabul etmez. Yüksek bir Türk memunı. şöyle demıştır: «Bız şımdiye kadar dostlarımızdan çok az iyılik gördük, fakat buna karşı lık Sovyetler Birliğı bızi etkin olarak destekJemiştir.» Ecevit'in Amerika'nın itirazına rafmen adaya müdahale etmesı ve Türk çıkarlanna kesin olarak öncelik verroesi, Türklert eşi göriilmemiş bir ulusal hayranlığa sürüklemiştir. 20 temmuzdan beri Türkler baş YAĞMÜR ATSIZ lannı yeniden dik tutmaya başlamışlardır. Bu duygu, bütün çevrelen ve partileri sarmaktadır.» süren yoğun müeadeleden sonra. Yunanistan için anlaşmayı ı.nzalamaktan oaşka çıkaı yol kalmamıştı..• $ekünde bir yorum yapmışiır Yorum şöyle devam etmektPdır: «Cenevre'deki son gece oldukça hareketli geçtı Milletler Sarayının toplantı salonunda met'i'ler imzalandıktan sonra. tnsiltere Dışişlen Bakan) Callagnan. Türk ve Vunan meslektaş:annın elleriru aynı anda, hararetle sıkıyor, Mavros ve Günes ise, birbirlerinı kucaklıyorlardı. Bu an, herhalde Yunanlı diplomatlar için. oldukça güc ve acı saatlerdi. Ancak her seye rağmen, onların Türk mesleKtaslarıyla kucaklaşmalarım ikiyüzlUıük olarak tanımlamamai: gerek. Gerçi ateşkes andiaşması tümüyle Türklerin taiepıenne cevap verır şekilde düzenlenmiştı, ancak Yunanlılarm da elinden daha faz la bir şey geırruyordu. Kıbns'taki roller, ikj hafta içinde ters yüzü olmuştur. Eskiden Ada'da Türkler, czavalu toplum» dular. Türklerin çıkarmasmdan sonra Du deyim Yunanlnar için kullacüır olmağa başladı. FRANKFURTER ALLGEMEINE « Cenevre'de beş gün beş gece süren yoğun mücadeleden sonra, Yunanistan için anlaşmayı imzalamaktan başka çıkar yol kalmamıştı» Almanya'run vüksefc tirajlı ?azetelerinden Brankiurter Aİljremeine, öncek; gijnkü baş makalesinde. cBeş gün bsş gece Yeni Yunan Hükümeti, Kıbrıs'taki zor durumu büyük bir soğukkanlılıkla kabullendikleri ve başka çıkar yolu olmayan bu çözümü. yiğitlikle karşılayabildikleri için övülm«ğe deger. Gönüı ister ki, Yunan kamuoyu da hükümetinin bu tutumunu kavrayabılsin ve Cenevre sonuçlannı hazmetsin! Cenevre'deki ateşkes ve barış öncesi deklarasyonunun tek taraflılığı, bazı noktalarda çok belırgin olarak ortaya çıkıyor. Örnegin Türk birliklerinin Ada'dan çekilmelen ile ilgili madde oidus ça belirsiz. Türk kuvvetlen. isterlerse yıUarca Ada'da kalabilme olanağını elde etmış durumda. NEUE ZÜRCHER ZEITUNG t Anlaşma gösteriyor ki, kazanan Türklerdir. İleriki müzakereler için ellerinde bir koz var. Türkler, Cenevre'deki inatçı mü zakere yöntemleriyle sonunda istenen sonucu sağlamışlardır» tsviçre'nin en ıtibarlı gazetelermden Neue Zürcher Zeıtung da, aynı konuya ayirdığı uzun yazıda, cTürkler galiptir!» diyerek özetle şöyle devam ediyor: «Anlaşma gösteriyor kı, fcazanan Türklerdir. Üerideki müzakereler için ellerinde bir koz var. Türkler, Cenevre'deki inatçı müzakere yöntemleri sonunda istenen sonucu sağlamışlardır. Batılı müttefiklerinin daha çok tavız vermeleri yolundaki isteklerini ya hiç yerine getinnedüer, ya da çok kısıtlı olarak taviz verdiler. Başmdan itibaren kendilerini daha güçlü hissediyorlardı ve Cenevre'de bir sonuca varma kiçin acele göstermedüer. Nasıl olsa, zaman onlara çalışıyordu. Çünkü vakit geçtikçe adadaki askeri konumlannı daha da güçlendirtne olanağma sahiptiler. Üstelik Türkiye'nin NATO içinde önemli bir ağırlığı olması da Ankara için bir kozdu Ve Kissinger'in bunu da gözden uzak tutmaması gerekiyordu. Bu durum karşısında Albaylar rejiminin safrasmı da taşımak zorunda kalan, henüz ışine pek alışamamış yeni Yunan hükümeti Cenevre'da ister ıstemez apaçık daha zayıf kozlarla oynamak zorundaydu» , Nasıl bir Iokma? 8 ağustos günü başUyacak Îkinci dönem toplantılan da güç sorunlar bekliyor. İki taraf ta, hiç değilse dısa karşı Ada'nın batımsızlığı ve bütünlüğü yolunda karar aJmış durumda. Ancak Yunanlılar için bunun kolay yutulur bir Iokma olmadığı da bir gerçek. Ayrıca. yeni Anayasa gereğince, federatif bir sistem içinde, Ada'daki Türklerin otonom bir yönetime kavuşınalan öngörülüyor. Ada'da yürürlükte olan eskl Anayasa, Cumhurbaşkam Yardımcısı ve Türk toplumu yürütme kurulu baskanının veto hakkını belirsiz durumda bırakmıştı. Ada'da gelecekte banş içinde bir arada yasayabilmek için, Türk bölgelerine beürli bir otonomi tanınması söz konusudur. Bu dururada bir de Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısmın veto hakkı eklenince, Türkler lehine çok şey değişmektedir. Belki de bu durum, gelecekte, Kıbrıs'm bağımsızlığımn işbirliği ve korunması yönünden zaıarlı olacaktır..» Yiyecek kıt Bu konuda tekrar Adnan Celan'ı dinleyelim: ... «Yiyeceğimiz oldukça kıt. Rumlar, Girne'den gelen suyumuzu da kestiler. Ama bizim, Cenevre görüşmelerinin sonucuna olan güvenimiz tamdır. O zamana kadar dişimiri sıkarak, ayakta kalmayı başaracağız.» (AP) New York Times gazetesinde Kıbns olayıru NATO açısından ele alan Robert Kleıman irazasıyla bir yazı yayımlandı. Geniş bir özetini okurlanmza sunuyoruz: «ABD Dışişleri Bakarüığı, Kıb rıs bunalımında NATO'nun tehlikeye girdiğine dair bazı yakınmaiarda bulundu. Kıbns bunalıını her ne kadar sürekli tırmarnna gösterdiyse de, yapılan değerlendirme kuşkusuz biraz da mübalâğalıydı. Herşeye rağmen, çok yoğun görüşmeler ve lyi niyet, ekim'deki Ortadoğu savaşından sonra mütteüklerin parçalanmasını engellejniş görünmektedır. Aslında Türkiye ve Yunanistan gibi, iki NATO üyesinin birbirleriyle askeri bir sür tüşmeye girmeleri, daha önce ABD ile Avrupa'nın birbirlerine cephe almalan gibi yakıjık almayan bir durumdur. Bunahm sırasında Kissinger'in doğrudan doğruya Londra, Paris ve diğer merkezlerle yaptığı uulslararası yoğun telefon konuşmalan müttefiklerin birbirleriyle olan ilişküertnde yeni ve önemli bir aşamadır. TUrkiye ile Yunanistan arasındaki bir savaşı önleyen de NATO'nun Brüksel'de üst tiste yaptığı on toplantı olduğu kadar uluslann birbirleriyle olan iüşkileri ve yürüttüklerj eylenv lerin gayet iyi koordine edilmesidir. Geride bıraktığımız dönemde Washington ve Batı Avrupa tamamen ortak bir davranış içindeydiler. Ve sözü edilen merkezlerin birbirlerine ters düsen ufak tefek anlaşmazlıkları şu anda varılan sonuca engel olmaktan çok. yardım etmiştir. ABD'nin asıl amacı, Yunanistan'daki Amerikan üslerinin muhafaza edilmesiydi gayretli tuttununun sonucudur. İngilterenin baş konuşucu olduğu ve Fransa'nın Ortakpazar ülkelerine öncülük ettiği Birleşik Avrupa, Samson'a karşı kesin cephe aldı ve Amerika'nın uzun süren sessizliği karşısında eyleme geçsrek o katili Cumhurbaşkanlığından uzaklaştırdı. ABD ise sürekli Yunan cuntası ile görüşürken Türkiye'ye Atina'da genç subaylann hazırladığı bir darbenin haberini vererek, bu aşın subayların Türkiye ile topyekün savaşa gıreceklerini bildirdi ve böylece Türkiye'yi erken bir ateşkese ikna etti. ateş kesmesi için baskıda bulun muştur. Fakat ateşkes o şekilde gerçekleşmiştir ki. Türk kuvvetleri ancak müzakereler sonunda Adadan aynlacaklardır. Bu karşı konulmaz gerçek, Samson'u uzaklaştırdığı gibi, Atina Cuntasınm düşmesine de yol açmıştır. Fakat son durumda Atina'da Cunta gitmeden önce. artık belki de Türklerle bir görüş Güçlükler Kıbns Anayasasıyla ilgili böiumlerin ıkincı aşamada görüşüleceği Cenevre Konferansmda güçlükler, daha ilk günden kendini beUi etti. Türkler, ük etapta askeri başanlanmn politik ağırhğını ortaya koydular. Yunanistan'm, buna karşılık sunacak fazla bir şeyi yoktu. İngiltere ise, Cenevre'de daha genel Eorunlarla ügileniyordu. Amerika'ya gelince, ABD geri planda sımsarlık görevini üstlenirken, Yunanistan ve Türkiye üzerindekı etkisinı tehlikeye düşürmemek için büyük çaba harcıyordu. Atina'daki veni hükümet, bu sorunda Türklerle savaşın kendüeri için bir çözüm yolu olmadığmı kavramışlardı: Kıbns'ta katliâmcılar ve onlara karşı olanlar arasmda Çjkan savaş. kesinkes Türk Yunsn savaşına dönüsmeden yerinde halledümeUydı. me masasına oturmaya ran olmsys başlamışlardı. Avrupa . ABD Bu beklenmedik gelişme Amerika ile Avrupa arasındaki ana aynüklan ortadan kaldırmış gözükmektedir. Avrupa hükümetlerinin bir çoğu hâlâ Makarios'u başkan olarak görmek isterlerken, Washington komünistlerin taktiklerinden korkmakta ve öğrencisi Glafkos Klerides'i anlaşmalar sırasında başrolde görmek istemektedir. Bütün bunların yanında, Karamanlis'in Başbakan olarak dönmesi herhalde sorunun çözümü için en önemli etkendir. Çünkü kendisi Waşhing ton'un sivil yönetime geçmesi yönünde kuşkusu olmasına rağmen, sürekli yeni ve sivil bir hü kttmct yöTünde çaba gcstermiş bir kişidir. AETnin tavrı Avrupa'nm da Kıbns olaylann dan dolayı Atina'ya sürekli hakaret yağdırması Yunanistan da ters yönde geiişen yeni bir siyasal değişimin nedeni oldu. Karamanlis Hükümeti bu koşullarda kuruldu. Bir anda değisen durum Atinalı generalleri telâşa sevketti. Bir yandan Yunanistan NATO ile bağlarının koptuğunu hissederken, öte yandan Avrupa Ekonomik Topluluğu ile büyük bir yabancılasma içine girmişti. Oysa Atiaa'nm ana amacı AET'na üye olmaktı Kim kazanabilirdi ki? Cenevre Konferansmda, daha baştan berl bütün kazanma şanslan Türklerin tarafındaydı. Ancak dıplomatik alanda yapılabilecek agır bir hata. konferansın iki taraf için de daha eşit bir sonuca ulaşmasmı sağlayabilirdi. Callaghan ve Mavros'un düştükleri hata konferansı daha başındayken, yalnızca ateşkes sorunu kapsanu içine smtrlandırmamak oldu. Diger sorunlar ise, zaten Türkiye'nin insiyatiö altındaydı. Ankara elde ettiği başannın meyvalannı. karşısmdakiyle paylaşmadan tek başma toplamağa karariıydı. Buna da şaşmamak (terekir. Çünkti, Türkiye, komşusu Yunanistan'm milliyetçüiğini ve ENOSİS ideaUerini gayet lyi biliyordu. Nixon Yeni brr dönem mi? BAŞKAN NİXON Ta nsler elden gitseydi!» dan önce NATO Genel Sekreteri General Joseph Luns Yunanistan'a özel olarak Türkiye'nin NATO içindekı öneminin Atina'dan daha fazla olduğunu kesin bir dille vurgulamıştı. Luns ayrıca, Türkiye'nin Yunanistan'Ia coğrafî yakınlığına dikkaü çekmiş ve Atina'ya bir pakt içinde olduklannı hatırlatmıştı. Avrupa'daki sözü edilen bu atmosfer, büyük bir olasıükla Türkiye'yi Uk kez bu tür bir buna!:mdan alıtil davranmaya itmiş ve daha önceleri meydana çıkan anlaşmazlıklardan farklı olarak Türkiye Adaya asker çıkarmıştı. Avrupa bu çıkarma harekâünı sürprizle karsılarken, bir sonrmki a&amada ABD ile Türkiye'ye Erken ateşkes çabalan ABD, bölgeye erken bir ateşkes götürmek için tüm çabalannı harcamıştır. Aynı şekilde Atina ve Lefkoşe'deki son siyssal değişimler de, Avrupa'nm Yunan markası taşiyan Kıbns darbesıne gösterdiği ding ve Yunanistan'daki Amerikan üslerinin korunması Nison yönetiminin ana amaçlanndan biri idi. Aynca aynı yönetim müttefikler arasmda bir savaştan asla yana değüdi. Amerika'nm Türkiye ile ilişkileri ise, yeniden haşhaş ekimi nedeniyle gerginlcş mişti ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi konu üzerinde bilgi vermek amacıyla geri çekilmişti. Buna karşı, Avrupa daha önceleri Atina Cuntasma eleştirici bir tavır takınmıs ve bunalım Ortadoğu savaşmdan ayn olarak son Kıbns olayı NATO'yu daha fazla ilgilendirmiştir. Çünkü ortak bir çıkar söz konusudur burada. Londra, Paris ve Bonn'daki yeni hükümetlerie Washington Kendini daha yakm hissetmektedir. Sorun sırasında bir başan kazanümıştır. Bu ortak politik ve ekonomik problem lertn Avrupa ve Amerika tarafm dan daha anlayışla ele alınmasına yolaçacak yeni bir dönemin başlangıcıdır.» Bütün yurtta Hava Kuvvetlerini Gflçlendirme Vakfma yardım kampanyası açılmıştır. Kampanyaya satılmaK isteyen vurttaş'anmız v&rdımlannı: 1 Genel Merkeze gönderilmek üzere, Türkiye'dekl bütün banka «ubelerine 2 Posta çekleri merkezindeld lüüKia52 No. JU uesaba gönaerüme1 üzere. bütün PTT subelerine vatırabilir, 3 Ankara'da «Hava Puvvetlerinl Güçlendirme Vaktı Mithatoasa Cad. No 12/5 Sihhives adresine eetirebilirler. Daha fazla bilgi için 18 22 27 17 20 44 No. lu telefonlara başvurulabilir. HAVA KUVVETLERtNÎ GÜÇLENDtRME VAKFI Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakiından Bildirilmiştiı: *••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Cumhuriyet 6212 HAVA KTJVVKTTFPtl^Tf nOÇLKNMTR\TF KARA VE DENİZI ANCAK GÖKLER TAMAMLAR VAfCFI t t • • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • ••»••••••••••••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle