27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURrYET 24 Ağustos 1974 ABDULCMBAZ TURHAM SELÇUK > Jt/T 3 ü . {0R.u$rfiN YAM IrîZıKîSîN rSTÎKÖAli 47'LILER FÜRUZAN 61 Seyhm'm yaftma tepisini zor tasırmısçasjn» sarsıntılar geçıren, vücudunu yeniden kurmaya çalıjmıştı Emine. Kolayca dü§ünebüiyordu. Oirimi hemen yükieniyordu Seyhan. Ölumu belgeleyen o gazetedeki fotoğrafsa gerçeklığe dönüşemiyordu. Seyhan'ın yattığı tasların çevreainde uzayıp giden aokağın insanlan birikınişti. Günün yeni ışıyan tullü akhğında, duydukları seslere nedir diyerek çıkar çıkmaz gördiiklerini kavrama durumunda kaUkalmışlardı. Günlerdir duyurular okunan radyolarında, gazetelerinin birincı sayfayı kolayca satışlı kılabüecek olay başlıklarında gördüklerinden, duyduklanndan birileri mıydı ölenler? Bakınıyorlaıdı. Yerdeki genç ölüniin ba fi yana kaymış, açık gözleri ilerde bir noktayı araştınrca bakıyordu. Bir alt kat penceresinin perde kıyısma sığınmış bir kadınm, dışarıyı görüşe anca erebılen çocuğunun başı, sarı taçları, kurşun rengi sabahın donukluğunda ışıyordu. Arnavut kaldırımlarının çukurlanndaki yanar dö ner su birikintileri, sokak kapılarmm içerligine sığınmış meraklı, korkulu yüzler. Görevlilerin tekdüze sıralamşı. O erken saaUerden beklenmiyecek denli düzgün giyinmiş, bırkaç adamın oian ları görüp görmediklerini açığa vurmayan kıpırtısızlığı. Sokağın ötelere açık bağlantılarını kejruiş arajlar. Iki çöp bidonu, kuyruğu kopufc bir kedi. Seyhan yüzünde gülmeyle şaşma arası çsril» kalmış anlamla elleri karnına basılı ağır ağır dii{üyordu kaldırımlara. Artık bir şeyler yapmalıyız. diyordu. Bu tekelci burjuvazinin ayak oyunlarına dayanamıyorum. Örgütlendik saytlmaz mı? Haydar düşünceli: Kızma Seyhan. diyordu. BiHrİTn beni »eversin. Bölünmeler başladığmdan beri kujkuluyura, bizi birbirimize kırdıracaklar diyorum. Ben de yan seçmedim mi. evet seçtim. Kenrlmce halka ulaşma yolu saydığımı. Köy çıkıjlı işçilerimizi ve Almanya'dakileri düçünüyurum. Greve katılmıyorlardı ilk gidenler. Dur bak dinle, |rev kırıeı biliniyorlar. Sonra sonra başta isçi otnavı ögrendiier. Katkıları olmsdığında da «entıayvnirt dönüp büyümeyeceğini öğrendiler. Sonra greve katıldılar. Kendi yerel gğızlarıyle Türkçeyi konuşurlarken yılmadan Aimanca bellemeye sıvan dılar. Durulması gereken nokta bııdur diyorum. î;çi olma sorunu. köylüyii Uçileştiren kapalı köy ekonomisinden sanayi toplumuna geçiç. Bizler iyı uzmanlar olsa da örgütlenebilsek ortamı geli? tirsek bunu azımsayabilir miyiı? tşçilerle göbek bağlanmızı iyiden pekiştirsek. Onlann rerçekleri sahiden bizim olsa. Bürokrat olmak deeil sakın ha. Soruları birlikte soralım. Sakin ol, b:rak elin dekini. Bürokratlar devrimi yürütenlsr değildir, evet ya, temeli hazırlamak önemli değil mi? Bu kıran kırana dalgalanmanın yarari kime? Yaygınhğımız ne kadaı? Elbet eskisinden farklı. Bu faık yeterli mi? İktisat ve siyaseün, işlevini yaşsmın ve düşüncemin elverdiğince didikliyorum. Osmanlının kurulduğundaki dünyayı, toprak, devlet, Batı ilişkilerini araştırıyorum. Kendi ıınırlanmca elbet. Kolay söyleniveren bir söz çık masm ağzından lütfen. Sakın çıkmasın. Yok «siz> deme. Arkadaşlarımsınız, geride duracaS değilim elbet. Geliyorum. Cesaret ve yiğitlık kavramını da yeniden düşünmekteyim. Bazen hayır diyebilmek cesaret olmalı. Evet, geHyorum. Haydi Haydar, unutan kim? 3iz işçi defiliz. Aydınız. Ama yeni türeyen bir »ydı.ı. Niçin h»?.ır olmasın halk bövlesine bir sömurüye Rar İşçilerin yeterince hazır olduğuna inansak diyorum. Anlatamadım değil mi? Hep cn k:sa za.manlar içinde düşünmeye çalışıyoruz. îşçiler yeterince hazırdırlar diyelim. Biz de buna inanalım. bak dikkat et, bilsek deTiıyoruın Çünkü anlajnları çok ayrı bu iki söxcü£ıin. lnanmak soyut. bilmek gerçpk. Biz öğrencüer sınıf mıyız ki. temeli etkin ekonomik eüçlete dayalj bir örgüt müyüz ki? Oaha uzun okuyup, daha çok düşünsek. Yok arkada?. diyordu Seyhan. sana saygım kesindir, efendi sorular ;ormar.ın zamanı çoktan geçti. Eksikleri hep kendmizdo mi arayaca ğız, vakit kalmadı. Seyhan'ın saçları, göml=î:n;n bükümleri. uzun bir koıunun rüzgârıyle dolmuş sanki. S?J elinin altından lura lekeler ysyıhyor. Eoıirıe'nin gazeteyi eline Uk aldığın'ia görüşünden diî»rı kaymn, ya|lı bir kadın kollırını Seyban'ın vıkı lacağı yön« dogru uzatıyor. Kadının ardmdaki, basından örtüsü kaym;ş, aya^nâj lâstik çizmeler olan, dudaklarını ısıran çcnj kadın öteki uza nanı omuz'arından geri çekiyoi". Resmin renksizliğiyle kiğıdın donukluğunoa kalakalan her ;eyi ajan devinim uzanıyor Emtns'va. Seyhan'ın dıjarı çıktıjı güneş almaz ara sokaklarm, özensiz apartmr^Ların, tek kaiıptan L'Ökulmüse benzeyen camlan KıriK demi.< kapuannın çıkışından doğrulan nimi seçyor. i.kinci tanıdık yüz bu. Ahmet. Hukuktan. Pekj o epeydir yoktu ortalıkta. Kaçtı diyor'.ardı. Niçin kaçsın. demijti Era'.n?, niçin? Silâh taşıyormu$ diyorlar. Sılâhlan llkten onlar kullandılar. Biz en boguntuya getirildiğımizde molotof kokteyline ba;vurmuştuk. O zamanlar bunua için öğrencilerl toptan avlamıyorlardı. Alanlarda birden bizi kur$unlamaya başladılar. Ahmet silâhlı olamaz. Öylesine ince, incıtmekten aakınan biridir ki, o su yürümüş a|aç larır. taze dallarından düdükler yapmamış mıydı bize Bir Mayıs Bayramınd'a? Ahmet niçin kaçsın? Bizim suçluluğumuzu gereksinenler var. t? böyle gelifiyor bak. Ahmet söz konusu şımrii onu konuşalım. Çünkü ölümcul bir suçla yargılayamazlar. Kamuoyu içir* inandıncı tanıt bulamazlar. Daha neler! Üstelik hukuk fakülteıtnin en başanh ögrencilerinden. Roma hukuku profesörünün csiz büyük bir hatip olabilirsimz» diye yan alay yan övgü kalabalıktan ayırt ettiği bir öğrenci. Saint Jo^eph'ten çıkma, Frânsızcayı çok iyi bilen, «table d'lıonneur»e gcçemevijinin t e * nedeni orta ikiden sonra. disiplin noturıun arasız yedi oluşu. Papazlardan birinin Jea.n Jaurfs'i anlatırken çizdiği kişilikten heyecana kapılıp günlerce içini yatıştıramayarak. «ahahlara değin üvumami}. Şair ssyılabilir. Gftzle'rl ğün ısiğında açık, kapalı yerlerrie ko. yu mavi, kı^aya yakın orta boylu, Franz Fanon'dan söz açarken kendini bir Cezayirli gibi duyan, Zekâ araçlsrın ereklere uyarlanmasını ssğlayınca değer kazanır der ikide bir. Biz ereğimize yeterince yatkınlaçan araçlar, eylem ve tutum demek istiyorum, kullanabiliyor muyuz? Çağımızdaki özgürlük ve hukuk anlayışına köktfn getirüecek yenilikler emekçi kitlenin yönetimindeki tğırhğıyla gerçekleîebilir. Baba. yanından Aydınlı bir ailenin oğlu. Baba$ı topraklannın bakımını amcalarına devretmış. Yılda birkaç kez gidip incir, üzum, tiitün pivasasının kontrolünü yapar. Istanbul'a yerleşmiçler. Annesi Neriman Hanım Kadıköylü. Ahmet'in Jean Jaures'ten onre etkilendigi iiçüncü kisidir. Kız sanat okıılundB biçki • dıkiş öğretmeni. Ahmet doğunca okuldan ayrılıyor. Çocuğuna böylesine düşkünlüğü tanıç çevresınde <tek oluşuııdanrfır» diye yorumlanmıştır. Istanbulluyum desem yalan olacak, der di Ahraet. Annem ezilmeyi bana ilk kez iyılikmiş, incelikmiş gibi aktaran annem lstanbulludur. Beni hırçjnlaştıran düşkünlügüne, arasız nazlatmalarına karşın gerçek bir Istanbul ki7i olan annemı hâlâ severim. Aydın'ı da pek bilıyorum sayılmaz ya Liseyi bitirene kariar babam her yıl bir kez beni Aydın'a gritüriip ora insanlarını tanıttıjından beri de tam Istanbulluyum diyemem. Ben bir Dokuz Eylül bayramı izlemiştim orda. öff. giimüşlerim. Anlatılır gibi değil efelerin kasılmaları. Şöyle kollarırvı yukarı kaldırdıkça cepkenlerin içli yenlerinin sıyrılmasl. Yazın sıcağının eylüle kol atan tembelliği. Bağlarda üzümlerin. incirlerin ağırlaşması, öz'erinin ballanışı. «Haydi efeler> diye bir çınlama. Neyse şimdi epik anlatmayı bırakalım. Amma da epik ha. Sen epik ne bilmiyorsur» oğlum Ahmet. Çünkü senin Fransız» can var. Ve epik'lik Aiman Brechtin i?idır. (UKVAMJ VAR) İKİNCİ BÖLÜM Derleyen: omanı 'Mhtilâl parası Rahmi'nin zevk parası değildir,, Bir gün Kumandan beni çağırdı, yanında Hüseyın Rahmi de vardı: Behçet Efendiye söyleyin, gö rev zamanı burda bulunsunl Ben: Kumandan:m, dedim, Behçet Efendi emir subayıdır, görevini benden alır, benim sikâyetim olmadığına göre şikâyetçi kimdir? Hüseyin Rahmi cevap veıdi: Tümen kurmayı! Şu halde Tümen Kurmayı, Kurmay Başkanlığı görevınin sınırını kumandanlık anlamına gelecek kadar geniş tutmak hevesın dedir. Hiç kuşkusuz bu hevesi tat min edip etmemek konusu kuman danlık kararmdadır. Birkaç gün sonra Bekir Sami Bey beni yeniden çağırdı. Önünde ımzfl.va gt]mn bit kâğıt vardı. Bu Rıza Beyin Atranos Orhaneli Şube Reishğine tayin emriydi. N« emrediyorsunuz? diye sor dum. O da bir soruyla «vap verdi: Ne yspalım? Siz biliısiniz. Hayır. sen söyle! • Halen bulunduğu görevde kalacaktır. deyip, geri yollamanızı düşünürüm. Kumandan öyle yaptı. Oysa bu tayini öneren Rahmi'ydi. Kumandanm red cevabı üzerine gelip bana dedi ki: Önce Kumandana teklifi red dettirmen arkadaşlığımıza sayRisızhktır. Ayrıca bu içi ben senin çıkarın için yaptım. Kulağını ar kaya ver de dinle. Bu öneriyi ge ri cevirmenin senin aleyhinde ol duşunu anlayacağın gün uzak deeildir. olarak ba?%'uruyorlardı. tzin ısteyen subay, işi olan nefer bizrnı evin kapısını aşmdırmaya b»«lamıştı. Ben başlangıçta istek'eri yerine getirirken, sonradsn Mt^m lerin dogrudan doğruya karargâha ve kumandana yapılmasını doğ nı buldum. Hiç kuşkusuz bu tutum hafif bir kırgmlık yarattı. Bu arada Rahmi hastalanmış. gi yatik olmuıtu. Doktorlar banyo yapmasmı öngörmü?ler. Benden para istedi. Kırk lira verdim. Bir hafta sonra tekrar para istedi. Sebebini arastırdım: Rahmi aile siyle gitmisîı banyoya.Otuz lira yolledım. ve bir daha para isterse göndermiyecegimi de ekledim. Rahmi. bunun üzerine kumandana mektup yazmış. Oysa, ben bu parayi elimîzdeki gizli kasadan veriyordum. Bekir Sami Beye olayın içyüzünü anlat tım. Kumandan dedi ki: Kendisine yaz! İhti'âl parası Rahmi'nin zevk parası değilrlir Ben de kendisine aynen yazdım. Böylece Rahmi Ue aramızdaki didijme sürdü. Anadolu İhtilaline Doğru llhan SELÇUK 1$ buraya gelince patladım: Bir İcan ve ihtilal arkada?:na hiirmet etmesıni bilmeyen •dama bizde kumandan demezler. Bu şifreyı ımzaladığı andan itiba ren benim için ne dün vardır. ne de yarın. Böyle bir şifreyi imzalayan adamın hüviyetinin ne olduğunu yarın hep beraber görürıiz... Deyince Hüseyin Rahmi he yecanla: ver Selahattin'den bazi sualler toruyor. Tekerrüriine meTdan TeriJ memesini. sorulacak birşey varsa, zatı devletlerinin doğnıca bende nize emrttmesıni rica ederim. Ta bıır ve topçu zabitlerinin gönderilmesi kabildir. Bekir Sami Bu yazıldı. Kumandan onayladı, odasına çekildi. Şifre subayı ?ifrevı hazırlamaya başladı. Biz de evlere gitmek üzere kalktık. Odadan çıkınca Rahrnr. Haydi Kumandan* Allahau marladık diyelirn. Sen söyl« dedim, yürüdüm. Rahmi Kumandana Allahaısmarladık dedikten sonra arkam dan yetiçti. Yanyana yürüyorduk. Bir sessizlik vardı. Bir sürs sonra sessizlıgi Rahrni bozdu: Sen kızdın galiba dedi. ama bu gerçek: Sen iyi bir askersin, hakkı kabul etmek lizımdır. Ben susuyordum. Epey söylen dı, adeta bir nakarat tutturdu; sonunda: Kumandana Aliahaısmarladık demeden aynlman büyüJt bir terbiyesizliktir. YARIN: İSTANBUL'UN TEPKİLERt MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU BANYA LUKA'NIN TOPLARI Kan ve ihtilâl arkadaşı Bu dıdişmenin en ilginç çatışması daha sonrakj günlerde şöyle oldu: Bir gece yemekten sonra Rah mi ile daireye geldik. Bekir Sami Bey de oradaydı. Bizim odada otururken bir şifre aldık. Şifreji Tegmen Murteza'ya verdim. açtı getirdi. Yirminci Kolor du Kurmay Başkanı Binbaşı Sai fet (Arıkan) Bey'den bana yazılan şıfre öz«tle şöyle diyordu: «Sizden bir piyade taburuyla iki topçu subayı isteyeccğu. Eğer bunlan yollamak imkânı varsa emir verece|iz. Mümkün olup olmadığının bildirilmesini rica ede Şifreyi okuduktan sonra Kumandana verdim. O da okudu: Mümkündür, dedikten sonra Hüseyin Rahmi'ye uzatarak: Eak bakahm sen ne dersin erkânıharp? Hüsejnn Rahmi ııfreye bir %6t attı: Ben cevap vermem. Burada S'.z k'jmandansımz, ben Kurmay Başkaruyım, Selâhattin'irı ne sıfatı var ki, soru ona yöneltiliyor? Beklenmiyen bu cevap karşısın da ben şaskınlaştım ve sustum. Bekir Beyle Hüseyin Rahmi bir ileri bir geri tartıştıktan «onra, şöyle bir şifre yazdılar: Virminci Kolordu Kumandam Ali Fnat Paşa Hazretlerine, S«lâhiyetsiz olan Erkâmhırblve Reisiniz, askerl barekât için Ya İhtilâl içinde küçük çatışmalar Hattâ Rahmi bu isteğini bir ge ce bizde yemekte Bekir Sami de varken açtı. Sofradaydık. Afife Hanım ve Kaymvalde de bulunu yorlardı. Valde üe aralaruıda ha fif bir tartışma çıktı. Nazmiye Ha nım: Hiç olmazsa bizi Gemlik'e yol layın. dedi. Bekir Sami. tartışmaya kendini kaptırmıştı. kabalık etti: Rıza Bey çok rahat askerlik yaprms, biraz dağda yaşasın! Aynı gece Kumandan, kalpazan Iığı bırakıp doğru dürüst çahîmasını Behçet'e söyliyerek Bekir Sami'nin ekmeğine yağ sürdü. Anlaşüıyordu ki Rahmi beni ve çevremi yıpratmaya çabalıyor. Çevredeki insanlar H ksyina valide Nazmiye Hanuna süıekli rim.» TİFFANY JONES TEPEOED ZULÜBEYE KILİTLE M.S.B. NATO ENF. DAİRE BASKANLlGlNDAN îstanbul îli datuiınde. tahmtni keslı bedeii iu.uuO.OOO. TL. olan tünel tipı bir inşaat ve tesisat tsj telclit aima «uretiyle ve bırim fiyat esasına grre ıhaleye çıkarıimıstır NATO Emniyet belgesını hatz firmalann bu tje ait notifikasyonlan 2 evlül 1974 eünü saat 17.00've Kadar a$a*v dakl adrese dilekçe Ue müracaat ederek bizzat veya büvekâle almalan ilân olunur. A DR E S: NATO ENF. Tes. Dz. îns. Grp. Bsfc. UJı Şimşeit SokaŞı No: 23 Asağı ayrancı • ANKARA (Benn: 21338) 6726 •••••••••••••••••••••••••••••••••• Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Baskanlığından Maliye Müfettiş Muavinİiği Giriş Sınavı Maliyt Teftıj Kurulu'nca 16/9/1974 Pazartesi giinö «»• at 9^0'da, Ankara ve Istanbul'da. Mally» Müfettıs Muavınlıgl girif cınavı açılacaktır. Gıriş ıınavıns katılabilmek lçtn: a) Devlet Memurlan Kanuou'nuD 48'inel maddesind» yazılı nıtelıkler» tahip olmak; b) mak; 1/1/1974 tarihind* (30) yaşım doldurmamı* buluo GARTH | % ö SAMSUN İLİ DAİMİ ENCÜMEN BAŞKANLIĞINDAN MUlklyed öeel tdareye att fD> blotaj reras ns!no«tı aylık 7500.00 lira muhammen Itira bedell özennden 2490 sayılı kanunun 31 lnd maddesi gere^lnce lcapah aart usi> lilyle kıraya verilecektir. C«ç1ci teminatı 14.550.00 lira olup. lhale» 35.1»74 salı gtmü saat ıs.dO'de özel îdare MUdürlügll «. tatındaB ll Daim! EncOmen Baskanlıiında vapılacaktır. Talipierin 2490 sayılı kanunun 32 ncj maddeslnin tarlflne ureun olarak naTTrlavacakltın kapalı zarflsnm ssat 14'de kadar fcomısvomımuza makbuT muksblU vermeleri l&zımdır. Postadakt srsrikmpler nazara «lınmazGenel ve nususi sartlan mesal aaatlert dahtltnde Dalm) Encümen kalemlnde eörtllebillr. fSum: 21157) 6725 c) StyasaJ Bügiler. HukuR. lktuat Fakaitelertyl* tk> tl«adl ve Ticar! ll:mler Akademılen vey« bu vaııflan halı olduğu MilM Eğitim Bakanltüınca Uudik edtlccek U k ü t te veya yüktek Akuliardaa birınl bıtirmu olmak: gerekir. îsteklilenn sınav için gerekli tormalıte »* eelgelerl gösttren v* iinâv Konulan hakktnda lü^umlu Biljrılerl re» ren bro;urü, adlan geçen Palctil'e v» Akademtlerl» An* kara ve lstanbul'da Teftl» Kurulundan. tzm1r*d* L)efter« darlıktan, bızzat başvurmak »uretiyl» veya oiektupla «»2lamalan v* başvurma ısınt ektikslz olarak 29/8/1974 Persedbe sünü çalısma «aattmn bitimıne kadar tamamlaraa» lan lüzurtu ilân olunu ••••••••••••••••••••I (Basuı: 17715) 6724
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle