27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 Bülent Ecevit Avrupa'nm en iyi sosyal demokratı,, kâyelerinl dinlemekten usa&dı. Ama gene de, çamur atıldıgı yerde iz bırakır. Herşeye tepeden bakıp, «Biz yapmadık» demek olmaz. Ithamları delilleri ile reddetmek ve cevaplarda çok dikkatli olmak lâzım.» Field, bir soru üzerine, «Biz îngilizler, kuvvetli olantn alîcenap olması gereğine inanınz» demiş ,şöyle devanı etmiştir: «Şimdi Türkiye, kuvvetli bir durumda. O halde, demokrasisini yeniden kurmaya çalışan küçük, zavallı Yunanistana karşı alicenap olmak zorundasınız. Dünya kamuoyunun büyük kısmmın sizin yanınızda olduğunu bildiğinizi sanıyorum. Ama dikkat etmezseniz, eleştirilirsiniz.» ANKARA, (ANKA) Başbakan Bülent Ecevit'in eşi ve en yakın çalışma arkadaşı Bayan Rahşan Ecevit, haftalık «Yankı» dergısinin Başbakanla ilgili sorularını cevaplandırırken, «Bülent'in başansını görüşleri kadar inatçılığına da borçlu olduğuna inanırım. înatçıdır, ama sert inatçı değil... Yumuşak, çok da sabirlı bir Inatçıdır. Zamana önem vermez, bekler...» demiştir. Bayan Ecevit, bir soru üzerine ev yaşamalarında son 10 yıldır düzen diye bir şey kalmadığını belirtmiş, «Eşiniz neler yer?» sorusunu da şöyle karşılamıştır: «Kahvaltımizı yapmaya çalışınz kalktığınıız zaman... Ama kalktığımız saat belli olmuyor. Çok geç yattığunız zamanlar oluyor. Ona göre, sekiz veya dokuzda kalkıyoruz. Kırk yılda bir eve erken geldiği zaman erken yatmaya çalışıyoruz, o zaman da çok erken kalkıyoruz. Genellikle yemek yenemiyor. Ikimizin bün. yesel zayıflığı bundandır, sanınm. öyle yemeği saat 3'de yeniyor, akşam yemeğinin saati şaşıyor... Ve neticede yemek yenmeden yatılmiş oluyor. Işlerimden fırsat bulup yemek pişiremediğim zaman çoğunlukla peynir ekmek yiyoruz. Bundan da artik bıktık.» "Karmcayı incitmezdi, bir de harp geldi başına!,, dı. Korodaydı, 1944 yılında mezun olduk. Hani neredeyse birbirimizi kaçırıyorduk. Beni çeken, bakışlanndaki iyilikti. Ilk o şekil de bağlandım. Evlenmemiz bütün evlilikler gibi çok zahmetli oldu. Analarbabalar meselesi girdi işin icine.. Ancak bir vıl sonra nişan yapıldı. Halen 28 vtllık evliyiz.» Giyim konusu Bayan Ecevit, eşi ve yaşamlanyla ilgi'.i diğer sorulan da şöyle cevaplandırmıştır: Soru Giyim konusunda titia midir? Cevap Cok titizdir. Fakat ak si gibi, hayatımız çok karışık ol duğundan, bu titizliğinden vazgeç ti. Yülar sonra beyaz gömlek giy mekten vazgeçti. Koyu renkler bilhassa gezilerde çok işimize ga liyor. Çünkü beyaz renkler adeta çamur gibi oluyor. Çoğu zaman mavi giyer ve bu rengi de sever. Soru Boş zamanlarda ne ya par? Cevap Şiirle uğraşır. Çok yorgun olduğu, bunaldığı zaman İar daima şiire dönmüştür. Oku maya veya yazmaya... Son sıralar da yazacak vakti yok tabii. Ama yazmaya çalışmakla oyalandığl oluyor. Resim yapmaz, ama çok llgilidir. Sporla hiç ilgisi yoktur. Hayatta (ki defa maça gitmiştir. tkisi de Başbakan olduktan son ra. Yaptığı tek spor. yürtimek.. Açık havayı çok sever. Seçimler den sonra muhalefettp kalsaydık dinlenme imkânı bulurdu belki.. Ama iktidar olunca fırsat kalma dı. «Kanncayı incitmeyen adam» ın bir de harp eeldt bsşma..» ANKARA, (ANKA) Muhafazakâr TngiiİT: «Daıiy Telegraph» gazetesinin Paris Büro Şefi Michael Field, Başbakan Bülent Ecevit'in «Avrupa'nın en iyi sosyal demokratı olduğunu» söylemiş, «O, ikna edici bir adam... Kriz esnasında onun yanında olup da etkisinde kalmayan bir yabancı gazeteci görmedim» demiştir. Field, Başbakan Ecevit hakkındaki izlenimlerini şöyle anlatmıştır. «Onunla Ilk konuştuğumda, kendi kendime, «işte güvenilecek bir adam» dedim. Üzerimde bıraktığı tntiba ile ilgili olarak söyleyebileceğim şey muktedir bir deviet adamı olduğu ve dünyada pek az rastlanan tavazua sahip bulunduğudur.» Ecevit'i başka bir deviet adamıyla karşılaştırmanın çok zor olduğunu belirten Field, «Belki, samimiyeti ve kişiliği bakımından Fransa'nm Mitterand'ma benziyor, denebilir...» demiştir. Fizikî çatışma mı? Bayan Ecevit, «Hiç eşinizin kın p da kavga ettiğini gördünüz mü?» şeklindeki soruyu şöyle cevaplamıştır: «Dışanda lçini dökmez, içerlde döker. Dışanda kızdiğtaı gören yoktur. sanırun. Hiç bagın p çağrrmamıştır. En çok, ken / dince nazikâne bir çıkış yapar. Sonra gelir der ki: Bugün o kadar kızdım o kadar kızdım ki... Ne yaptm? derim Anlatır. Bakarım, hiçbir şey yapmamış. Ha • .. • ...• V I konurken tanışmıştık...» Faust piyesi sahneye konurken tanıştık.. Kolejde.. Ben rol yapmasını bilmediğim ve iyikötü elimden geldiği için dekor yapıyordum. Bülent'in bir rolü varne zaman tanıştınız?» sorusuna, «Bizi şeytan birleştirdi..» diye ilginç bir cevap vermiş, şöyle devam etmiştir: «Şeytan birleştirdi... ÇünkU, Rahşan Ecevit, eşi Bülent Ecevit'i anlattı: « Bizi şeytan birleştirdi; çünkü Faust piyesl sahneye yatında hiç fiziki çatışmaya girmedi» Türkiye İngiltere «Daily Telegraph» Paris Büro Şefi, Adadaki durumla ilgili olarak, Türkiye tngiltere ilişkilerine değinen sorulan şöyle cevaplamıştır: Soru Barış Gücüne havaalanını Türklerin saldırisından korumak için Fantom filosu verilmesine ne dersiniz? Cevap Bu anti Türk bir hareket değil. Havaalanının Birleşmiş Milletler elinde olduğunu göstermek için bir yoldur. Soru Bu Fantomlardan birinin Türkiye tarafından k&zara düşürülmesi tehlikeli olmaz mı? Cevap Son derece kötü olur. Son derece tehlikeli olur. Soru Türkiye ile tngiltere arasında ne olur ? Cevap îngiltere teessürlerini bildirir. Ingiliz basını kıyamet koparir. Büyükelçi harekete geçer. Soru Bu durum tehlikeli değil mi? Cevap Bütün durum tehlikeli ... Dünya kavga istemiyor. Başbakan Ecevit de, «Burası dünyanın en önemli bölgelerinden... Türkiye ve Yunanistan sadece kenüilerini düşünemezler» derr.edi mi? Ne zaman tanıştık? Bayan Ecevit, «Bülent Beyle Ecevit zirvede Haftalık «Yankı» dergislnin sorularını cevaplayan Field, muhalefetin tutumuyla ilgili izlenimlerini de şöyle ortaya koymuştur: «Bana kahrsa muhalelet kendı yapamadığını başkasının da yapmasını önleme politikası güdüyor. Türkiye'nin Kıbns politikasındaki değişiklik, bugün, Demirel'in durumunu açıkça sarsiyor. Ecevit bütün jeopolitik yaklaşimları Türkiye lehine çevirdı. Ben bunda muhalefet partilerinın bir tutam tuzu bulunduguna btle inanmıyomm. Türkiye'nın iç meselelerine girmek Istemem ,ama Ecevit zirvedeki adam durumundadır.» «Yabancı basınm Türkiye aleyhıne dönmeye ba^Iadığı görülüyor. Ne dersiniz?» sorusunu Field, şöyle cevaplamıştır: «Dünya gerçek dışı zulüra hiTürk taşıma uçaklarıyla helikopterlerinin. Girne dağlarının güneyine iıviirdikleri Türk komandolarmm bir bölümü, Baf şehri Türk kesimini (îöven topların sustuğu saat 20.00 sıralarında, yamaçlarını tuttuklan dağları, Kırnı ve Ağırdağ bölg*5inden tırmanmışîar; çetin te peleri, önlerinde buldukları düj man yuvalarmı temizliye temizliye aşarak, yüzyılların yerinden oynatamadığı St. Hilarion kaleçinin önündeki düzlükte bir leşrr.işlerdi.. Yunanistan, Kurtuluş savaşımızda yabancı basını nasıl elde etmişti? «Pek sayin Başbakanım, Bildiğinız üzere Paris'teyken olduğu gibi burada da elimden geleni zaten yapmaya çalışıyorum. Burada «TİMES» konusundakl çalıs mam başanlı oldu diyebilirim. Bu işi candan benimsedim, zlra bir defa bu gazetenin pek tesirli bir yayın orgam olduğunu anlamıştım. Ben durmadan uygun zemin hazırlıyorum. Steed'in dostluğu önemlidir. Onu M. Kaklarnanos'un aracılıgıyla tanıdım ve serefine ver diğim ikinci yemeğe Genadyus ile Karatzas'ı çağırdun. Bunlann Yu nanlılarla sık sık buluşmalannda yarar var. Sağlığı nedeniyle sayfiye de oturmakta olan Northciiff ile de tanışmanın çarelerinl anyorum. «TÎMES»in beyni ve ruhu olan Steed pek değerli ve kültürlü bir adam ..» «Roma Kongresindeki çalışmalan için Steed'i sizin adınıza tebrik ettim. Ve ttalya ile olan görüş ayrılıklarımızın giderilmesi konusunda bize yardım etmesini istedim. Kabul etti ve yakın dostu olan îtal yanlarla. bu arada tanınmış gazetedlerle dünden itibaren görUşmele re başladı. Yavas yava? Yunanistan'la ilgileniyor. Bulgarlara karşı da ondan ist:fade edeceğimiz günün gelmeslni bekliyorum » Yukarıdaki mektup 16 Haziran 1918 günü Londra'da bulunan Yunanistan Tarım Bakanı Andrea Mihalakopulos tarafından, Atina'dakl Başbakan Elefterios Venizelos'a yazılmıştır. Mektubunda övdüğü kişi Wickham Steed, bugün de dünyanın en Unlü gazetlerinden biri sayilan «TİMES» gazetesinin dış politika bölümü şefidir ve aradan 8 ay geçmeden gazetenin genel yayın müdürlüğüne getirilecektir. Mihalakopulos'un mektubunda tanışmak için çareler aradığı Lord Northcliffe ise îngiltere'nin en çok satan iki gazetesi (Daily Mail» ve «Times»in sahibi bir basın kıralıdır. Daha sonra kendisinden «Yunanistan'm hadimi, vatanın kurtancı sı ve koruyucusu» olarak söz ettirecek olan Flefterios Venizelos, düşündeki «Büyük Yunanistan»ı gerçekleştirebilmek amacıyla başvuracafı girişimlerde Batı dünyasının desteğini sağlıyabilmek için daha 1918 yüının başmda Avrupa'da büyük bir örgüt kurma yoluna gitmiş tir. Bu örgütün ana ve tek amacı propaganda idi. Venizelos'un bu konudaki ilk girişimi, 1918 yılı başlarmda Paris'te sinüzit hastalığını iyileştirmeye çalışan Yunanistan Tarım Bakanı Andrea Mihalakopulos'ı Avnıpa'da Yunan propagandası işleriyle görevlendirmek oldu Komando Tugayı Birinci Tabur Komutanının deyişiyle, «50 yd savaş görmiyen Mehmetçık, daha ölmediğini>, işte burada, aziz mü cahitlerimizin yapabildiğinden son ra, araziyi 11 yıldan beri tanıma üstünlüğüne de kavusan Yunan karsısmda gösteriyor; insanüstü güç. yurt ufrunda gerçek bir ealr gemezlik örneği veriyordu.. Venizelos 17 Mayıs 1918"üe Mihalakopulos'a yolladıgı blr mektup ta şunlan yazıyordu: «Paris'te kaldıguuz kısa süre içinde çeşitli politikacılarla ve hatta gazetecilerle sürekli llişki kurmarun ne derece yararlı olduğunu sia de görmüşsünüzdür. Hele biz, Kralın tutumu yüzünden dUşmüş olduğumuz durum nedeniyle yeniden itibar kazanmak zorundayız. Harp teki gayretlerimizin itibarımızı iade konusunda bize yardun edeceği kuşkusuzdur. Ama sözü geçen ülkelerin yöneticilerini propaganda yo lu ile etkilemekten de geri kalmamalıyız. Ta ki Yunan miUetinin Cle mencuau'nun sandığı kadar suçlu olmadığım, tersine milletçe sorum luluğumuzun pek az olduğunu, hele savaşın başmdan Selânik hükümetinin kuruluşuna kadar Antand devleüerinin Yunanistan'ı nasıl yal nız bıraktıklan da göz önünde bulundurulursa, hiç kusurumuz olma dığı arüaşılır.» Satın alman gazeteciler Ünlü Megalo îdea'lannın ilk saldırgan adımını Anadolu toprakları üzerirvde atmışlar, üstelik «büyük deviet», «büyük uygarlık» aduıa gerçekleştirdikleri bu girişim insanlık dışı ve barbarca bir katlıamla başamıştı. Yunanhlann 15 mayıs 1919 Izmir çıkarraası o denli vahşice olmuştu ki, Avrupah yandaşlan bile artlk Antik uygarlığın mirasçısı Yunanistan'ı kınamak zorunda kaldılar. Bu noktada «Büyük Yunanistan» düşü içindeki Yunan yöneticilerinin yapacakları tek şey bir an önce dünya kamuoyuna haber ulaştıran yayın organlannı elde etmek olaeaktı. Işler kanşınca Atina'nın Avrupa'daki bütün temsilciliklerine verdiği talimat. «Tüm ajanların ve dostlann seferber edümesiydi». Yine Yunanlı tarihçi Kitsikiz'in tanımlamasına göre, Atina'nın «Ajan» olarak nitelediklerl ücret karşılıgı çalışanlardır. örneğın J. Saxon Mills ve başkalan gibi. «Dostlar» ise, bir ücret istemiyecek kadar zengin olan, üstelik Yunan propagandası için kendi cebinden para harcamaya bile gönüllü olanlardır. Atina'nın gelişmeler karşısındaki kuşkusuna ve telâşına karşılık. Yunanistan'm Londra Büyükelçisi Kaklamanos, «Endişe edilecek hiçbir şey olmadıgı»nı bildiriyor ve yolladığı yazıda, hele Türkiye konusunda diyor. kamuovu büHinüyle bizden yanadır. Kaklamanos, aynntılara girmekten de kaçınmayarak başkentte «Daily News, Manchester Guardian ve Daily Herald gibi Liberal ya da sosyalist gazeteler Anadolu konusundaki Yunan isteklerinin haklı olduğunu belirtiyorlar» demekten de sakınmıyordu. Bu arada, Büyükelçi Kaklamanos, îngiltere ve hatta Avrupa'nın en önemli yayın organlanndan «Times»ır> Genel Yayın Müdürü Wickham Steed, «Sunday Times»m yöneticisi Rees. «Daily Telegraph» ve «Morning Post.tan Gwyne, «Daily Express»ten R.D. Blumenfeld. ile çok ileri ilişkiler kurdugunu da Başbakanına bildiriyorcîu. Yunanistan'm Avrupa'daki propaganda 5rgütünün beyni olan Londra Büyükelçisi, 7 ekim 1919 tarihinde «Times» gazetesinden Vernon Barlet imzasıyla şu mektubu alıyordu: «Sayın büyükelçi, M. W. Steed 25 eylül tarihli mektubunuz için zatıalinize teşekkürle beni görevlendirdi. Sir Arthur Crosfield'in mektubu 27 eylül tarihli «Times»de yayınlanmış bulunuyor. Reuter Ajansı Müdürü, yakın dostumuz Dr. Sargint'in arkadaşı olarak tanışmak serefine erdiğimi ekselanslan belki hatırlayacaklardır.» «Times» gazetesi Genel Yayın Müdürü M. W. Steedin, Yunan Büyükelçisi Kaklamanos'a cevap yazmakla görevlendirdîği Barlett'in gazetede 27 eylül günü çıkmış olduğunu bildirdiği yazı, Ana. doluya çıkan Yunan birliklerine karşı Türklerin işledikeri cinayetleri anlatmakta, hatta daha da İleri giderek işgal altındaki Türk kentlerinde yaşayan Rumların katledildiği ileri sürülmektedir. Yunanistan'm Lonrfra Büyükelçisi Kaklamanos, «Times» gazetesinin Genel Yayın Müdürü Steed'e 2 ekim 1918 tarihinde bir mektup yolluyor. Bu mektubun bir bölümü de şöyle: «Azizim Mr. Steed, geçen günkü ricamı kabul etmiş olmanıza müteşekkirim. Times'in buküngü başyazısında sizin Yunan ordusunun harpte ve Îngiliz ordusu yanında oynadığı role dair anlayışlı ve yertnde düşüncelerinizi derhal tanıdım. Böylece, duygu bakımmdan olduğu kadar çıkar bakımından ö*a gerçek, yüzyıllık geç mişe dayanan bir dostluğu savaş alanlarmm anısına bağlıyarak pekiştirmiş oldunuz...» Oysa ki, Yunanlıların îzmir'e çıkışlannda yaptıklan katliam ve yaratüklan vahşet o kadar büyüktü ki, İngütere"nin Yunanlılarca satın aunmış gazetecilerinin tersine yayınlarına rağmen. arada ortaya çıkan namuslu kişiler gerçeği vazmaktan cekinmediler. Örneğin Daily Express, olayı aradan 15 gtin 6^çnıes;ne rağmen, «Tutsaklann Rumlar tarafından öldürülüşü. İzmirde yüz kızartıc; bir olay» başlığı altmda veriyor ve «Albay Herbert Avam Kamarasında, Yunanlıların İzmir'de ve müttefik savas tıemılerinin önünae tutsak Türkleri öldürdüklerinden hUkümetin naberi var nndır? diye soruyordu. Ne yazık kı, buna ce\ ap veren nükümet sözcüsü bile, üzülerek olayın doğru olduğunu, Türk subay ve erlerüıın sözil geçen şartlar altında öldürüldüğünü bildirdi» şekıune iıaDtrin avnntılannı Dildiriyordu. İngiliz basmında böylesine bir çıkıştan sonra, felâşlanan Yunan Dışişleri Bakanı. 21 mayıs'ta Londra Büyükelçiligint volladığı bir telgrafla, •Yanlış söylentileri en tesirli yoldan derhaı yalwıhyabilmeniz için size, îzmır olaylan konusunda günü gününe b&ber vereceğim» demektedir Londra'daki Yunan Büyükelçisi KaklamanosVn öu teigrafa 24 mayıs'ta verdiği cevap şöyle. «Times ve diger gazeteleı açıklamamıra karşı dün haberler yayınladılar, daha önceki açıklamalanmiz da belirtilmiş olduğu ölçüde ciddî olmuştur... Bana İzmıı ola^iarından artık söz etmemek daha uygun olacak gibi eeliyor...» Tepeler, sırtlar birer birer düsmandan temizlenecekti Kıbrıs'ta Tüık Barış Harekatından izlenımier Ormanlar yakıhyor «Düşman. cüngm; Türk ko. rrandolan yorgurıdu. Düşman, üstte, Doğruyol, Beyaz Ev ve öteki tepelere egemen; Türk komandolan, altta. açıktaydı. Türk ^omandolarının, o ortamda tek üstünlükleri. vanlması bir kat d&ha güçleşen ereklerine, önünde scnunda ulaşacaklanna olan inançlan. güvençleriydi..» «Bu inanç ve güvenç«i belirten komandolara göre, «harekâtı güç leştirmek için, doğa zenginliği ormanlar, düşmanlarca yakılmıştı. Çarn ağaçları. yapraklarıyle gövdeleri arasında sakladıklan orman yaratıklannın bagırışlan arasında, yanıyordu.» Mehmetçik'in ölmediğini gösterdiği koşullar. bunlardı. İlkin, düşmanın sinsice aldıgı Türk tepeleri ele geçirildi. Sonra, «ilk erek» olarak gösterilen tepeler. «ikinci erek» sayıldı. Doğruyol'un en üst korunganındaki mazgahn iç yanı, 1963, 64. 65'lerin mermi kovanlanyle doluydu. Mücahitleri basarak, uy ku ve nöbet yerlerinde öldüren, 40 metre derinlikteki uçuruma atanlar, mücahitlerin, komutanla nyle birlikte alm teri dökerek yaptıkları bu koruganı mücahidimize güç katmıya gelen Türk komandolarına karşı kullanmıslardı. Patlıyan kum torpalanrun içini aolduran mermi ve mermi kovanlanna dayanarak mazgala uzandım. Karşıdaki Yanıktepe'nm Rum koruganlarında Yunan askerleri görülüyordu. Dağlarda temizlik Dört saat sonra, Gime dağlarında büyük uygulama, büyük temizlik başlıyacaktı.. Çıkarma ve indirmenin daha birinci gecesinde. mücahitlerin, 11 yıldan beri, binbir yoksunluk içinde ellerir.de tuttuklan bölgeler karşısmrfaki düşman tepeleri temizlenecek; çıkarma birüklerinin Zeytinlik (Templos> köyü üzerinden Boğaz bölgesine ulaşmaları daha da kolaylaştırılacaktı.. Girne • Lefkoşe ana yolunun güvenliği, bu temizlikle sıkl sıkıya ilişkiliydi. Türk komandoları, çeşitli böl gelerde harekete başlarken, bu bölgelerin çevresindeki Rum Yunan güçleri de, çok ölçülü ve gizli bir harekete geçmişler: 700. ü aşan bir güçle, Türk mücahit lerinân bulunduğu sırtlara çıktnışlardı... tzzet Rıza YALIN «Mazgala uzandım... Karşıdaki YaniKtepe'nin Rum koruganlarında Yunan askerlerl görülüyordu... Korugandan çıkarak. sağda kalan Kayalıklardarı uçu ruma eğildim... 40 metre derinlikte, Boğaz'a doğru inen yamaçta mücahidim vatıyordu İki ağaç mezar taşları gibiydi ..» dan temizleme durumunda kalacaklar; sonra bütün güçlerini, daha önceden saptanan Yanıktepe gibi ereklere yönelteceklerdi. lere. insanüstü bir güç, yurt uğrunda gerçek bir esirgemezlik ge rektiriyordu; ancak kendüerini as kerliğe adamış, askerlikle yoğurulmuş kişilere vergiydi bu yer leri savunmak; ürnağına kadar si lâhlanmış düşmana karşı uzun sü re koru7abilnıek. Düşman, tırnağına kadar en mo dern silâhlarla donatılmış, profes yonelliğin verileriyle, Barış Hare kâtınm gerektirdiği «savaş hazır lığı> buyruğuna seve seve koşan ve çok az sayıdaki dağ savunuculannı tamamlıyan yedek mücahit lerin arasına girmişti. St. Hilerion sırtlan Türk ve Rumlar arasındakl bu bölgede yıllardan beri süren olağan crurumun bozulması, kendilerini, ancak Türk birlikle rinin nereden gelecekleri yonünde çaba göstermeye itiyor; çevredeki durum ise, ancak ken di canları bakımından önem taşıyordu.» Bu nedenle Rum Yunan güç lerinin, St. Hilerion kalesine giden sırtlardaki gizli hareketinl pek sezinliyemediler veya «mü dahale başka konu!» diyen Barış Gücü Komutanının görüşüne uyarak görmezlikten geldiler.. Düşman sayıca öyle çok, Yuran komondolaruıın Türk tepeleri ni ateş altında rutabilen dağhk ko numlarından harekâtı öyle sinsiy di ki. en ön mücahit birlikleri derken, Doğruyol Türk Karargâhı'na çıkılmış: Lefkoşe Girne Anayolu denetim altına alınmıştı. Altta kalan Beyaz Ev, Sahinler Tepesi gibi Türk bölgeleri de Yunan biriiklerinin elindeydi.. Türk komandolan, düşman yu valanndan temizlemiye hazırlan dıkları Yanıktepe gibi çok önem li düşman tepesiyle, bu tepenin karşıs:nda. mücahitlerin elinde bulundu&u büinen Doğruyol'un arasındaki koyasın sonunda, St. Hilarion kalesi önlerindeki düzlükteydi. reketi, bir bakırua, Komando Tu gayı 1. Taburunun, giicünü, mü cahitlerin elinde bulunan ve düî man eline geçen yerlere harca ması, demekti. Nitekim mücahitlerle el ele veren. komandoların yüzde otuz yitikle, önce bu tepeleri düsman Tırnağma değin silâhlı düşman Adun adım gezdiğüniz bu yer RUMLAR1N IŞGALINDEKI TURK BÖLGELERİNDEN GELEN MEKTUPLAR 34 temmuz tarihli Cenevre Anlaşmasında yer alan hükme uymamakta direnen Rumlar, Kibrıs'ta isgal altındaki Türk bölgelcrin<len çekilmeye hiç niyetli görünmüyortar. Bn bölgderde esaret altında yaşayan Türklerden her nasılsa Lefkoşe'ye ulasabilmi? olan Uü mektubn aynen yayımlıyorur.. • .ANLAŞMA ÜZERtNE StLÂHLARIMIZl BARIŞ GÜCÜNE TESLtil ETTÎK. RUMLAR DA ANÎDEN TÜRK SEMTİNE GİRtP BtZt ESİR ETTİLER.. • etDOKTJZ GtŞt GELİP BÎZÎ ASGERÎ RUM KAMPINA GÖ TÜRDÜLER... KAKDIRA KAKDIRA BÎZÎ YERE DİZDÎLER...» «Sevgili erlfttlanm: Ne haldesiniz. înşallah hepteiz selametdesiniz. Biz çok şükür olsun biz eyiyiz, rahatız. Yalınız giceleri karanlık olduğu için korku voruz. Birkaç gice korku çekdik. Bu korku İle giceleri Sema'nın evine hep komşular toplamp orada sıtır olurduk. Şimdi evimizde kaurtak niyetindeyiz. Bizi teslim aldıklan zaman beni. anneni, Semayı, babasını,...'ı, kahvecl...'u, kansmı,... efendiyi, vekilin kansı... hanunı... hanımının annesini 9 gisi alıp bizi asgeri Rum kampına götürdüler. Kakdıra kakdıra orada bizi yere dizdiler, karşunıza 6 dane silâhh karşımıza geçdiler. Cok fena korkduk. Zan etdik hepiml zi Maşınka (makineli tüfek) ile kesecekler ssan etdlk. Diyer halkı hep top sahasına götürdüler. Çüıkîar, feryatlar, ama klm duyar. Bir sa at kaldıktan sonra bir emir gelir. Bizi bakdılar. Geri dönüp geldik ve korkular çekdik. AHah yeter eylesin. Şündi rahatız, ama sizd ağ lanz. Annen ağlar husolmaz (suaolmaz)... asger idi. ...'yı, ..."ı da al dılar mı? Çocuklar TMnni^ir, ti««iimniT Vasıta bulursanız te« bize bildlrin. Çok raaraz ediyorum. Şimdi marazunız (UzüntUmüz') sizsi niz. Aban. enişten, «...'cım, ...'güncüm, ...*ciın, Ramadan'cım» bir bir söyler aglanz. Hiç rahatnnız yok. îşallah gycüğnüz, büyüğnüz afiyetde olmanıza duacıyutı. Afiyetinizden hayırlı cevabınızı beklerim Yazarım ama nasü yazanm bümem. Ağır silâhlann atüışından ser semik. Aman evlâtlanm tez cevap beklerim. îşallah hayırlı naberini zi alacağmı ümit edertm. Çocuklann da sizlerta de hepinizl ayn 8yn kucaklar; Operiz. Allah bütün müslümanlan selamet* çıkarsın. Allah Türkiye'ye kuv vet versin. Dört şehidimiz Komando 1. inci tabunı Dinlenmiye bile olanak bulamadan. son durum yargılamasında bulunan Komando Tugasn L Tabur Komutanı, hareket anmı daha Snceye alma kararuu verdi.. îşte bu karar. tümünün de kur tulmasmı. hattâ Girne Bölgesi' nin alinması sırasında. tüm Boğez bölgesinin yitirilm?si ve hiç beklenmedik pelişm»lerin olu^ma sı tehlikesini ortadfin kaldınyor: Türk Barış Harekâtı'nm, başan ya ulaşma olanaklarını artınyordu. Gime'nin düsmandan armdınl»asını da geciktiren düjmaa ha «Sevgili Aliciğim, yengem, kukardeşim, eniştem ve kızım! Biz hepimiz hayattayız. Hiç bir şey olmadık. Bütün endişelerüniz sizlersiniz. İnşallah sizler de iyisiniz. Cumartesi günü saat 12.00'de denizden ve karadan Baf Türk semti ağır silâh ve havan yağmuruna tutuldu. Gece saat 20.00'ye kadar. Hepimiz çarpıştık, hiç bir kaybmuz olmadı. Pazar günü sabah saat 03.40'da yine ağır havan ve bazuka atişına tutulduk. Biıüerce havan gelişi güzel evlere düştü. Ve her traftan sarıldık. Saat 08.00'de anlaşma üzerine bütün süâhlanmızı Barış Gücüne teslim etük. Ve onlann müdafaasına sığındık. Rumlar ani olarak Türk semtine girdi ve hepimizi esir aldılar. Katliam yapmak için bizi sahaya taşıdılar ve B. M. itirazı ile önlendi. Kayıplanmız, 3 kişi şehit, 14 hafif yaralı oldu. Baf köylerinde feci şekilde katliam oldu. Meselâ Yeşilova (Mandıra)da 40 kisiyi tarayarak öldürdüler. Mezalim devam etmektedir. Bütün Türk dünyası VaTamian zaferi kutlarken Baf halkı esir edildi. Bu esarete tahammül zordur. Çünkü fanlı bayrağımız gözümüzün önünde yırtılarak yerlerine Yunan bayrağı asıldı. Bize insan dışı hareketler uygulanıyor. Bu esaret, hepimize çok acı geliyor. Bu yerlerde Türklere hayat kalmamıştır. Hiç irtibatımız yoktur. Olaylar cereyan ederken uçaklar Baf'a geldi ve Rumlara iyl bîr ders verdi. Fakat Rumlar, Türk semtinde mevzilendiler. Uçaklara karsı koymağa kalkıştılar. Lütfen bana hepiniz ve Serapçık için en erken bir zamanda Barış Gücü vasıtasıyla haber gönderin: çünkü çok merak ederiz. Kazanılan zaferin hepimize kutlu ve mutlu olmasını diler; hepinize sonsuz selâmlar iletir; esaretten bir an önce kurtulmak için •»bırsızlanırız. İMZA Korugandan çıkarak, sağda kalan kayalıklardan uçuruma eğildim. 40 metre derinlikte. Boğaz'a ınen doğru yamaçta. iki ağaç arasında mücahidimiz yatlyordu. tki agaç. mezar taşları gibiydi. Daha sarp bir verden. güçlükle görünen yurt toprağmda. boyiu bovunca dört sehidımiz uzanmıştı. Yatı ve nöbet verlerinde öldürülen mücahitleriıniz kaldırılmıştı. El cantalan kalmıştı birer anı olarak. Şimdi onlann yerinde, Mehmetçikler dinleniyordu, öclerim almanın kıvancı, şehit arkadaşlarının direnç gücüyle... Mücahitlerin göğüslerine mermi. lerle çizilen haçlara karçı ayın savaşmı vermişlerdi; dinlenmek Rauter de işin içinde haklarıydı... Bu arada biraz daha eski bir tarihte olmak sartıvle îngiliz Buralara tırmamrken, düşman Reuter Ajansı da, Yunanistan'm yanında yer alıyordu mermileriyle nakışlandığını görYunanistan'm Londra'daki Büyiikelçüiğine başvuran nerfces yedüğumüz Doğruyol Karargâhımn terince bilgi ve belge sağlayabilmekte. üstelik bu eibı Kişilere her ilerisinde, Lefkoşe Girne ana türlU kolaylık da sağlanmaktadır. yolumı kuşbakışı gören kerpiç Nitekim, 25 kasım 1918'de Londra'daki Yunan Buyükelçisine yapının önii de, avuç avuç toplaMary Gardner imzalı bir mektup gelir. Bu mektunta Yunarüstan'ın dığımız mermi kovanlarıyle doson savaşta oynadığı rolle ilgili bilgi istenmektedıı. luydu. Ağaçlann altmdaki yapraklann yerini, bunlar almıştı. Mektubu yszan Mary Gardner oldukça önemli ilışküer ıçinde olaa bir kişiydâ üstelik. Îngiliz Ordusu Binbaşılarından Wilson'un taa Kadifekale önünden bu anılarve Îngiliz Dışişleri Bakanlığı tarih bölümünde »örevlı üniversite la çıktığımız Doğruyol'da. egitimlertni bir eün önce tamamla \ öğretim görevlisi bir arkeolog olan Profesör Ernest Gardner'in eşiydi. yıp, bu çetin tepelerde. büyük baskından sonra aörevlendirilen Bu Büyükelçinin kendisi Bayan Gardner'e 14 Ağustos 1918 mücahit komandolar. vıllann günü bir telgraf çekerek rapor verdir eğitimiyle Dişmıs komandomeh • Gönderdlğiniz 5328 sayılı ve 24 haziran 1918 cannlı leıgrafdald metçikleri hayranlıkla izliyorlaroilgiden yararlanarak Yunanistan'm savaşta larradıgı cabaiara dedı. Şin geniş bir yazı vazdım İneiliz basmında genis ver bulabilmesi için bu yazıyı Reuter dağıtacak. Metni postayla size volluyorum. Kendilerinin eelismden Bnce Kaklamanos..» şehit edilen arkadaşlarının öldüBu arada, bu telgraf metnim aldıgımız KitsiklzJir kitabında, rücülerine, özellikle düşman koşöyle bir cümle de var. «Reuter'in müdürü Mr. N.P. Sargint il« mutanına, gerekli dersi veren yiKaklamanoa arasında sıkı dostluk ilişkileri varâ*ır..» ğitlerdi bunlar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle