23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5•.*:•• ,'.;" J. CUMHURÎYET 27 Haziran 1974 ABDUUANBAZ TURHAM SELCUK 47'LİLER FÜRUZAN 2 ÖZET : «XİLERDEN EMİNE SEMRA KOZLU. SELÂHATTtN KIZI. NÜVEYRE DEN DOGMA. DOĞUMU 1947. ISTANBUL, BEŞİKTAŞ. ISTANBUL ÜNİVERStTESt EDEBÎYAT FAKÜLTESt SOSYOLOJİ ÖGRENCİSt. TAKINTISI YOK. BEKLEMEMtŞ, ÇALIŞKAN. ZEKt DEVRtMCt BtR KIZ. EMtNE ARADA BtR AtLEStM TANITIYOR: DEDELERİ KAFKAS GÖÇMENt. AtLESt ERZURUM'DA GÖREV YAPIYOR. ANA İLKOKUL ÖGRETMEM, BABA AYNI OKULUN BAŞOGRETMENİ. EMfNEtER t Ç KARDEŞ. ARALARINDA ÜÇ DÖRT YAŞ FARK VAR. HERŞEY BtR SÜREDİR GERÇEKLÎGÎNİ YÎTtRMtŞTİ EMİNE İÇİN. O GÜNLER GÖZLERtNtN ÖNÜNDEN GEÇİYOR. HLCREDEKt GÜNLERt... IŞIKTA SARI SARI PARLAYAN CEKET DÜGMEStNt TUTAN ADAMIN «BAGIRIP DÜRMA YİNE KALTAK OROSPL. İSTEDİĞÎMÎZ KAGlDl ÎMZALAYANA KADAR BLRADASIN. BİZ DELİ NUMARASI FtLAN YVTMAYIZ» 8ÖZLERt.. EMÎNETÎ DURMAKSIZIN SUÇLANDIRIYORLAR: YIKICI EYLEMLERE KARIŞMIŞ. AMERİKAN FtLOSUNU PROTESTO İÇİN YAP1LAN MÎTİNGE KATILMIŞ. BOYKOT KOMlTEStNDE GÖREVLENDtRtLMtŞ.. V. I. Lenin. Iki Taktik Kemalist Devrim îdeolojisi. E. T. Eliçin Demir öltçe, Jack London . Şeyh Bedreddin Varidat Kral Marx Türkiye Üzerine. Afiş baskı fotoğraflar. Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi Anadolu îhtilâli Tabiatm Diyalektiği Bajdat Demir Yolu Grevi Orman Köylermin Sosyo Kkonomlk Dummu Fallh Rıfkı Atay, Yeni Rusya TUrkiye'de Amerikan Mandası Meselesi Türkiye'nin îçtimai ve îktisadi Tarihi tşçi Arkadaş, Dinle. broşür. Memleketimden tnsan Manzaraları. ölüm Emri Agatha Christie. Koraünıst Hareketleri Aclan Sayılgan Suç ve Ceza, Karamazof Kardeşier Dostoyevski . Pugaçef tsyanı Puşkin Molloy Samuel Becket Haziran Olayları broşür. Karl Marx. F. Engels Gotha ve Erfurt Programlarının Eleştirisi Luigi Pirandello Gölgedeki Adam. Duvara yazılmış kışkırtıcı bir şiir: «Fakat açllgın karanlıgın ve çığlıklarm içinden.» «Güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan.» «Gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiç blr..« Bu ve bunların benzeri birçok kitap için zabıt tutulmasında direnmekle gülünç bir istekte bulunan sanıklara, bunların yıkıcı faaliyetlerin unsurları olduklan anlatılarak, son Türk devletinin, kökü dışarda bir takım cereyanları kesinlikle bitirme kararım verdiği iyice anlatümıştır. Dış kapıya çıktıklarında tan yerınde iki gümüs çizgi belirmişti. Kapıcı aynı yerde onları gör müyormuş gibiydi. Görevlilerden biri yarı yoldan dönüp apartmana girdiğinde araçların motoru çabjtnaya başlamıştı. Türküyü yine duydu. Ustüne doğru abananlan, eziyet edenleri sanki bir bir silkiyordu türküyü dinledikçe. Kulaklartnt avuçlarıyle sıkı sıkı kapadı. Duymak istemiyordu. Gelebilirlerdi. Ağlamaya alışmaması gerekiyordu. Günlerdir ba ğırıyordu ya ağlamak yoktu. Türküyü duymamalıydı. Leylim ninenin çocuk Kiraz'ı elinden rutup çıkıp gelmeslni engellemellydi. Yine de duyuyordu sesi. Kulaklarma girip turiu soğuk sularda onu zorla yürütenlerden birinin olmaiıydı o ses. Nastl da unutuyordu türküyü söylerken olduğu yeri. Üstlerinin azarlayacağmı ya da tokatlayabileceğini nasıl unutuyordu. Şimdi köylü oturuşuyle duvar dibine çömmüş. olmaiıydı. Bu durumda tomsonunu yanına dayaması zorunluydu. Buysa görev başında bağışlanmaz bir suçtu. Söylediğine içienlikle kaptırmı«.tı kendini, sesinin yükselmesinden belliydı. Taş koridorlan, ağaçsız bir iç avluya açılan pencereleri görmediği kesindi. Süveterinin etek uçlarından yünleri ditti. iki topak yapıp kulaklarına tıkadı. Avuçlarmı da olanca gücüyle bastırdı kulaklarına. Türkü dindi. Ötelerden kentin ara denizini geçip duran va purların gemilerin düdük sesleri geliyordu. Dışardakiler vaktinde kalkan vapurlarla gidip geliyorlardı. Öylesi seslerin çağrıştırdlğı her seye açıktı. O, günlerdir çabalayıp edindiği katılığı bölemezlerdi. Türküyse dayanıksızlaşünyordu onu. Acı duyardı. Acı vardı elbet Yumuşama yoktu. Duygular yoktu. Acı vardl. «Bana bir şcy söyletemezler. Hem neyl söyleyeceğim ki.» Beyninin içinde türkünün sarı sarı yankılandığını duydu. Korkunç bir telaşa kapıldı. Hücresinin dört duvarı arasında dönenmeye başladı. Beş adıma beş adım ve yine beş adım. Alabildiğine hızlı. Terli. Leylim Nine. üstünde etekleri tirfillenmiş asker kaputuyle, elinde kar kürediği küreğiyle duvarı yarıp çıkıyordu. «Elektriğe gideceğim, beni buradan götürün» diye bağırmaya başladı. Yaz, diyordu adap. Kız değil, muayenede kız çıkmamıştır. Örf ve törelerimize bile saygıyı bilmeyen bunlar üstelik... Kız değilim elbet. Bana dokunmaym. Dokunmayın diyorum. Adamın dudağının üstünde tkinci Dünya Savaşından kalma bir bıyık vardı. Küçük parmağında sarı mühür taşlı altın yüzük. Kolunu çekip tartaklıyordu: Çocuk bile düşürmüştür. rahmi gevşek. Eteklerini çarçabuk indiriyor. Odada içinde deve tabanı olan saksının ardında asılı büyük bir Türkiye haritası, fiziki. Yalan Alçaklar. satllmışlar. Ellerinizi dokundurmayın Alın bu orospuyu burdan, bizi beğenmedi. Günlerdir, belki de aylardır hiç birinin önunde ağlamadan dunnuştu. Evet bağırmıştı. Hem de tanınmaz. inanılmaz seslerle bağırmıştı. Gırtlağından parçalar ayrışıyordu her çığlıgında. Ses teüeri çözülüp duyduğu aclyı dışlaştırabilecek bağırmalarım elverdiğince çoğaltabilmesi için değişip durmuştu. Sonunda sesi cinsiyetini yitirmişti bağınrken. Tarlaklanıp sövülüp elektrikle dağlanıp bırakıldığı zamanların birinde kendisiyle konuşmaya başlamıştı. Önce bir köşeye siniyordu. Başını eği vordu önüne. Emine. diyordu. Korkma. Nasıl olsa bu bitecek. Kimseyi ele vermedin; verecek kim vardı ki. Geçecek hepsi. Sen güçlü kızsın. Olduğun yeri biliyorsun. O yere aklınla. yüreğinle geldin. Korkmaktan utanrna. Vücudun korkuyor...> Erzurum'da ateşlenip yattığı hastalık günlerinin yarı düşsel sayıklamalarını anımsatan konuşması belli bir yorgunluğun ucuna değin sürüyordu. O noktada küçüklüğünün dertsiz dönemlerini süsleyen Kiraz kız beliriyordu önünde. Evlerine geldiğinde Kiraz sekiz on yaslanndaydı. Kirpiklerinin kara sıklığından yanaklarına koyu kadife yumuşağı gölgeler inerdi. Zayıf yüzünde çocukluğunu yitirmemif ağız çizgisinin ona verdiği hüzne y»tkın anlam göreni yadırgatıyordu. Ne bilip de söyler misin banada.Yaptım ya hanım. Çitiverdim çoraplarını kızların hınım. Küçük gövdesinden umulmaz bir gücü vardı. Kiraz'm. Odunluktan iki kolunu tepeleme doldurup da çıktığında sıkıntl duyardı ona bakan. Şakir Zümre üç numara sobanın yanına varana dek sıska bacaklanndan ötesini kapıyan odunların ar dındın gelen seti duymak (aşkınlık verirdi: Simdicek koyveririm hanım. öglenın bulaşığını ediverdim mi yemeji kurmaya duruyorum. Kiraz odunlan sıralarken Emine, karde;inin, ablasının. annesinin, kendinin korunakh bir dünya içinde olduğunu düşünürdü. Erzurum'da bu yerli cvinin aitı tastan kalın duvarlarla örülü, üstü iyl ısıtılan oturma odalan nm verdiği bu duyguyu tajkınca duymak, okuduğ\ı ödevden bajını kaldırıp odalarını yeniâen gözden geçirmeye iterdl onu. Annesi, çogunluk babalan dönmediğinden. onun matasma yayardı ögrencilerinin kâğıtlarını. Ondüleli koyu kettana rengi saçları kulak bitimindeydi annesinin. Dudaklarmı belli belirsiz boyardı. Kolundaki altından kayifa geçiı yerinde küçük iki elmas taşı olan saatı hiç çıkarmazdı. Ortaya yakın kısalıktaki boyu, glydiklerinin değişmez renklerden olutan tek düzeliği, annedndeki arıda bııtıran öfk» buluUarmı daha da keskinle|tirirdi evdekilerde. Bir gün, Kiraz'm alındığımn galiba üçüncü ayıydı, çocuklannın üçüne de çıkışıyordu. Küçük kardeşi avukatm kızına afıza alınmayacak çirkin bir söz söylemişti. Öyle diyordu anneleri. Naaıl olur? Nasıl olur? Anadolu'nun bu dağında bizlerin çocuklan böyle yeti^irse.. Üstelik egitim ordumuzun iki görevlisinin çocuğu. Bu evde sen hiç böyle konusulduğunu duydun mu? Çocuğun annesi gelip beni buldu, «Oglunuı kızıma bu sözleriyle ne demek istedi diye tordu. Anlayamadlk. Çok üzüldük. Müsameredeki rondda beraber olmalannı acaba çimdi de uygun görüyor musunuz?> dedi kıdın. Ben ahlâk için canımı vereyim. Bsbanız da öyle. Burda annesinin sesi değismij. boğazuıı temizlemisti. lyi ki.. Emine rastgele: Ne demiş anne Kubilay diye. soruvermişti. O sırada Kiraz içeriye girmiş kızarmıs ıslak ellerini eteğinin ucuna kuruluyordu. Üstelik annesi bu savrukluğu bağışlamazdı ya görmerr.isü anlasılan Seni karım yapayım mı dedim. Babarr.ın anneme yaptıklarını ben de sana yaparım dedim. Kubilay ilkokul öğrencisi olduğu o yıl bile hâlâ bebek, çocuk yüzünü yitlrmemijti. Evin tek oğlu olmasmın büyüklerce alttan alta sürdürülen kayırma, hosgö'rü dolu bir tutumla karsılandığını bilmek. çocukta her aklına geleni yapıvaren bir şımarıklığı büyütüp gelistirmiîti. Kiraz gülüyordu. Küçük yüzünde kirpikleri kısılıp koyuluyor, yanaklarının kuruluğunu bile yenen çukurcuklar oluyordu gülüsüyle. Giyiminin ince kumaşını dirsek kemikleri sivriltiyordu. Kiraz'ın gülmesi büyümüs, seslenraiş, kahkahalara dönmüştü. Kahkahalarında serin, başıbos, yabansı tınılar vardı. Annesinin, babasının, oğlan kardeşinin böylesi kahkahaları hiç duyulmamıştı evde. Emlne'de aileden olmayana duyulan ayınmı yabancılamayı o yıllar seçebümişti. Kiraz sanki büyüyordu gülerken Genç güze] bir kız oluyor Erzurum'un karlı kışlannı, karanlıgın tez indigi sokaklarını, çevreleyen dağlarında koşup duran masal cerenlerini andırıyordu. Yabanıl gülüşünün odayı kaplaması annesini olduğunca tutuvermişti. Kubilay o sıra'.ar yedi yaşlarındaydı. Söylediklerini unutmuş, vü~ünde gülmeye doğru giden yumuşamalarla Kııaz'a tutkuyla bakıyordu Kubilay da. Annesi bu gülme selinin sarıp sarmaladjğı aykırı durumdan kurtulma isteğiyle dönüp kapıda duran Kiraz'a yaldaşmışü. Odaların kapılarma kı; gelince içerden çuhalar asarlardı. tlkten çuhayı kaldırıp, sonra kapıyı açardı kişi öylesine bir kıştı ki ora kışları sokak kapılarım, sofa kapılarını, ardından da oda kapılarım örtmek soğuktan korunmaya yetmezdi. Mavanın sızan kıyı cı ince süzülüşü engellenemiyordu. Sus, demişti annesi Kiraz'a. Sus. Gülünecek ne var? Hanımım, demişti Kiraz. Kiraz'm yüzü kızarmış, bütünüyle güzelleşmişti. Hattâ kadın ca bir çekicilik kazanmıştı. Küçümen oğlana bak ki bıyığı yetip eli ekmeğe ermeden kocalık, erlik taslıyor. Annesinin Kiraz'ın yanağma inen tokadı olan «esleri kırmış dağıünış. sobanın mutluluk, dinginlik veren çıtırtılarını bile yoketmişti. Kiraz yüzüne çarpan elin gücüyle sarsıhp küçük gövdesinı dik tutmaya çabalayıp birden dü;mu$tu. Düşer düşmez de toparlanıp kalknu;U. 1? anam. Ne ettim ki? Ardından da bilmedikleri bir ağlama tutturmuştu. Kahkahaları gibi ağlaması da yabansı, dikti. Arada hıçkırıklarını kesip: Vay başım, dertli başım, diyordu. Odalarına karanlık dolmuştu sanki. Yanan sobanın saldığı sıcaklık dısarda dar ara sokaklarda bile ezilip yokolmayan fırtınanıa sesiylt yi tip gidiyor gibiydi. (Arkası var) 1 Petrol bunalımı, Batı Ekonomileri ve Türkiye Arslan Baser KAFAOÛLU Karşı karşıya bulunulan ortak sorun fiyat artışları Petrolcü ülkeler gelir artışlarını ithalatta kullanacaklar OECD ülkelerinde gelişme hızı yüzde 5'ten yüzde 1,5'a kadar düştü asınımız nedensc Avrupa 1|birliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) son B»k«nlar düzeyindeki toplantıya pek az yer verdi. Oysa gerek toplantının gün demi, gerekse yapılan görüşmeler ve yayımlanan bildiri ile ortak görüş belgesi son derece önemlidir. Önce elimizde bulunan belg» lerle toplantının önemini anlatmaya çalışahm. Gelifme ve ifbulma hızıni rumada haşarısızlik kuşkusuz toplumsal gerginlikler doğıı* racaktır. Serbest ahşveriş ve ödemeye ilişkin sınırlamalnr ile azgelişmiş ülkelerin malî durumlarının daha da kötüye gitmesi ortaya çıkabilecektir 99 • Petrol flyatlannın artmasından ileri gelen açıklar üs> tündeki dış ödeme açıklannıa derhal kapatılması. Ayrıca para ve dış ticaret politikalan, toplulukta önceden belirlenmlj ilkelere uygun olmalıdır. İstem ve para kurlan politikalan uygun ve birbirin» paralel olmalıdır. Tek tarafh sekilde cfış ticareti ve digeı dış islemleri etfcüeyecek adımlar atılmamalı bu konuda. Bakan. lar toplantısında karar abamahdır. B "29 30 mayıs günlerî Paris'te ya pılan r tsplantı için Genel Sekreterlik gündemi saptarktn konulan önem sırasiyle enflasyon, i|bulma (1), dış ticaret. yatırım ve para olarak saptıyordu. Sekreteryanin Bakanlar toplanüsı için hazırladıfı not İSe şöyle özetlenebilirdi: • önemli petrol ıhracatçısı olan ülkelerin geçen yılın ekim ayında almıs olduğu kararlar, dört duyarlı alanda zaten güç olan durumu daha da ağırlaştırmıştır: Fiyat enflâsyonu, işbulma düzeyi, dış ticaret ve yatırımlar ve daha az geliftniş ülkelerin öz varlıkları. Zaten birçok problem varken, petrol alanında alınan kararlar, problemleri bir yönden çözerken öte yandan da yeni problemler ya ratmaktadır. Bu durumda Avrupa İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) bu meydan okuyus lara kararlı bir politika tedbirleriyle çıkabilmesini sağlamak için, Bakanlar düzeyinde bir toplantı zorunlu olmuştur. yar dolar fazla bulunacağı samlmaktadır. Bu beklenmedik ve alışılmadık açık, dıjardan gelen ser maye ile karşılanacaktır. Çünkü OPEC ülkelerinin bunları endüst ri ülkelerinde kullanma dışında alternatifleri yoktur. Ancak bu kaygıları soğutmaya yeterli değildir. Çünkü dif ödemelerde ödenen yüksek petrol faturalarından ötürü meydana gelen dış açlklar, sonradan kapanse da, bugün için iç yapılarda tehlıkeli dengesizlikler doğurmaktadır. Ayrıca, birçok ülkeler petrol zammı olmadan da büyük açıklar vermekteydi. OPEC ülkelerinden tekrar en düstri ülkelerine dönerek fazlala rın bu »çık veren ülkelere döneceği de söylenemez. Bu durumda ihtiyatlı olraak için bazı ülkeler dışardan borçlanmalara girmiçler dir. Uluslararajı ödemeler düzeninde egemen olan kararsızlıkta bazı hükümetler ve piyasaları it hal maHarını kısma ya da zorl*ma şeklinde ihracatı gelistirme tedbirleri almaya itebilir. kede ayn ayrı alınmakla birlikte birbirine uyumlu politikalarla karşı çıkılabilir. Bugün için bu yolda saglam ekonomik savaş araçları hep bılinen şeylerdir. Birçok fiyat kararlılıgı tedbirleri her bi r Ulke ayn uyguladıkça etkısiı kalabilir. Ama, kullandıgı ham maddelerin yüzde 80'ini kendi saglayan ve birçok maluı fiyatını kendı saptayan lantlınca bu tedbırlerin etkisiz OECD elinde uyumlu olarak kul kalacagı düşünülemez. Çolt örelve ümıt ederiz ki geçicı şunuş kesintileri, bölge içinde ve dışında durumu kötüleştirebilir. Ama uyumlu bir politika içinde bunlar bile etkisiz kalabilir. (Ancak sekreterya, fizik planlamaya dayanmayan ekonomiler de, enflâsyon hızını küçültmenin zorluklanm bildiğinden, buna az da olsa değındığinden, somut adımlar öneremiyor. Sekreteryanın önerdikjeri: Fiyat artış ları hakkında bilgı vermek, nedenlerini araştırmak üzere ulusla.arası kuruluşlar ve OECD ile fikir danışmak, tarımda rekolte kıtlüt ve bolluğunu önceden tah min edip bildirmek, tutlıkları önleyici adımları atmak, «ihracatı artıracafım» d>ye fiyatların yapay sekilde içerde yükselmesi yoluna gırmemek v.b. Bunlara Bakanlar bildirisini eleştirir ken yine değineceğiz.) mitesi, şubat ayında talebi artırma yerine yatınmı tüketime yeğ tutan geçici ve selektif adım lan salık vermlştir. Ama illâ tüketimi de artırmak gereklyorsa, ücret ve fiyat baskısını hafifletecek adımlar, dolaysıı vergilerde geçici olarak indirim gibi tedbirler üzerinde önemle durulmalıdır. Aynca üyeler dah» aı gelişmiş ülkelere akçalı yard^mlann» artırtn»lıdJr. Bu şolla kîynak yardımı yapan ülkelerde de ekonomik girişimier canlanacak ve OECD'nin ödemeler dengesi güçlenecektir. Ayni «amanda daha fakir ülkelerin sorunları hafifletilmış olacaktır. (3) SONUÇLAR Genel sekreterlik raporunun birinci kısıra önerilerl özetle şu sonuçlara varmaktadır. • Enflâsyon konusunda talep kontrolünde ortak esaslar lcabul ederek. uygun gelir politikalannda blrleşmek • İt bnlma konusunda. daha iyi (güçlü) durumda olan ülkeler özellikle dikkatli olmak ve daha jtüçsUzlerin çabalınnı 6zellikle antienflâsyonlst polttlkayla dıs ticaret açıklannı düzeltmeye yöneltmelerinl saglamalıdır. Şimdilik dikkatler özellikle kısa sürel] amaclara yoğunlasmalıdır, bu Szel bunılim seçtikten sonra lstenirse talebi kısıeı. istenirse talebi arttırıeı adımlar atıiabilir 0 Atışveriş ve Bdemeler: Bu konudaki öneriler oldukça açık olarak yukarıda verfldiginden burada tekrar ele almıyoruz. Para politikası % Ticaret, yatınm ve para politikalan: Kuşkusuz »çık veren ülkelerin, dış ticaret dengelerinde önemli açıklara yine tanık olacağız. Bu olağanüstü ve tatsız durum ne kadar sürebi lir? Bunu. OECD ülkelerinin enerjı • tasarruf eden endüstrilere gidişindekl başarı, petrol fiyatlarındaki artışln durması ya da sürmesl ve petrol satanİarın fazla gelirlerini ithalâta çevirme temposu belirleyecektir. Aslında mutlu ve gelismekte olan bir dünya ekonomisi böyle sırf bir ödeme modeli nedeniyle bunalımlara niçin düşsün? Ama bir ülke yalnız kendini düsünen bir karar aldı mıydı, bu kararın etkileıi diğer ülkelere de yansımaktadır. Bu nedenle eğer üye ülkeler, önümüzdeki bunalımlı günlerde dış ticaret konusunda alınacak tedbirlerde oybirllğine vanrlarsa iyi günler için önemli bir adım atılmış olur. Strateji ne olmalı? Petrol fiyatlarınm anışındajı dört ay sonra Roma'da «Yirmiler komitesi» toplanan son gelişmeleri inceledikten sonra geniş uygulamaya açık ilkeler uzerinde durmuşlardı: İş düzeyını ayakta tutacak ve enflâsyonu en aza indirecek politikalar, ticaret ve ödemelerde yansmacı fiyat inellnnelerinden kaçımlması, uış açıkların normal yollarla kapatılması ve gelişen ülkelerin para gereksinimlerinin uygun yollardan karşılanması gibi. Daha sonra şubat ortasında Washingtonda toplanan on Uç OECD ülkesi bakanlan, durumun uluslararası işbirliğinin sıklastırıltnasını gerektirdifini belirtmişlerdi. Şimdi bu politikalar ve işbirliginin saptanmasi zamanı gelmiştir ve bu konuda «OECD» nin ftzel bir sorumlulugu vardır. Bu tedbirler şöyle sıralanabilir: • Fiyatlarda kararlılık politikası: Fiyat artışları problemlerin en keskini ve önemlisidir. Buna ancak akıllı ve her ül İstihdam politikası • Gelişme ve 19 bulma polıtikalan: Gelişme ve iş bulma hızını korumada başarısızlık kuşkusuz toplumsal gerginlikler doğuracaktır. Aynca şu riskleri de getirecektir: Serbest ahş veriş ve ödemeye sınırlamalar ve daha az gelişmiş Ülkelerin akçalı durumlarının daha da kötüleş mesi. Fiyatlarda egemen olan belirsizlik nedeniyle enerjiye yoğun üretimde fiyat artıslannı be lirleyen yeni model, bir çok ülkedekı potansiyel gelişme hızını yavaşlatacaktır. Hiçbir ülke de 1973 yüksek konjonktürüne dönmek için, istemi (talep) artırmayı göze alamıyacaktir. Bu nedenle, Ekonomi Politikası Ko Enflâsyon • Fiyatların artması (enflâsyon): OPEC ülkelerinin (2) ham petrol fiyatlartnı artırmalan ile OECD içinde fiyatlar yüzde 1.5 v« Avrupa'dB yüzde 25 oranında yük selmiştir. Ayrıca bu olay, fiyat v» ücret artışlarını sempatik göstermeye yaramış olmakla, 1974 yıh fiyat düzeyinin 1973'e göre yüzde 10 yüksek olarak meydana çıkma sı sonucunu dofurmustur. Oysa, 1974de fiyat artışları oramnın düj mesi bekleniyordu. 1973 1974 fiyatları yılda yüzde 16'lık bir hızla artmıştır. Kaldı ki bugün için. 1974 sonu ya da 1975'ten önce fiyat artışı baskısının eksilmeyeceği anla filıyor. Hattâ bu baskınm gelecekte gevşeyip gevşemiyeceğini kestirme olanağı da yok. öneriler Bu kararlann neler olacagında bir önceki paragraf kadar soyut kalınmamıs. Önerilen kararlar sunlar: • Malı satabilmek için para değerinin keyfl olarak düşurülmemesi. (1) İstihdam yerine «îş bulma» deyimini kullanmaktayız. (2) OPEC : Petrol thraç eden ülkeler Srgütü. (3) Eskisi gibi «gelismekte olan ülkeler* denilmiyor, ya «fakir ülkeler» ya da «daha as gelişmiş ülkeler» deniyor, sekreterya belgelerinde. Y A R I N: ABD • Ortak Pazar İlişkileri İstihdaır 9 Üretim ve iş bulma düzeyi: 1973 yılının ikinci yarısından beri istem ftalep'ı anormal yüksek bir düzeyden, aşağı bir düzeye doğru inmektedir. Bunun nedeni, hükümetlerin ajırı mal ve hizmet istemini gemleme çabalarıdır. Ancak bu politikalar sonucu, OECD içinde gelişme hızı, yüzde 1,5'a kadar düşmiiştür. Oysa. düzenli bir yüzde 5 her zaman için zor olmayan bir gelişme oranıdır. Çok zayıf bir ilk yarım yıldan sonra yavaş bir düzelme bile (düzenli ya da düzen siz) olanak dısı görünüyor. 1973'te kaynakların fazla zorlanmış olma siyle. 1974te iş bulma düzeyi de gerekli olanın altın a düştü. Petrol zamlan ile işler daha belirsiz bir hal aldı. Petrol zammı yapan ülke lerin mallarumza karşı istemleri ayni ölçi'He artmadığından, bunun iş hacmine kısıntı getirecek etkenler olacağı da kesin. Belki bu eksilticilere karşı artıncı etkenler de ortaya çıkacak, ama bunlann etkilerini göstermeleri de çok z?man isteyecektir. DİSİ BOND GARTH Ödemeler dengesi • Ödeme dengeleri Problemi: Para kurlarında yıl içinde yapılan değisiklikler sayesinde, 1973 yılında daha kararlı dengeler görünme ye başladı. Petrol fiyatlarınm artıçı sonucu, petrolcü ülkelerin ge lirlerindeki artıslarla. endüstrilel miş ülkelerden mal almaya çalifa cağından, 1974'te 40 milyar dolarlık dış ödeme açıgı, 1975"e 5 mil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle