18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 18 Haziran 1974 Edebıyat Sohbetleri aşamla ölümden birini seçmek zorunluğunun doğo*uğu zamanlar olmalıdır. «lçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık... / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor. yazık!» d:yen yaşama sevinci büe. «Bu def'a farkına vardım ki ihtîyarlamıjım.» diye duraklar önc?, sonra sorar: «Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin / Bir çâre yok mudur buna yâ Rabbelâlemin?» (Beyatlı) Y Onurun ölümü nı hâkin, hayatın rağmına.» însanın. korumak istediği iyüikler, güzellikler, ctoğruluklar var dır yaşamıyla birlikte; bunlar yitirilirse ömür sanıldığından büyük bir yük haline gelebilir: «Ölmek değildir ömrümüzün en feci içl / Müskül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.» Ke yapmalı, nasıl saklayabilmeli o gerekli onuru? Yalnızca soluk alıp vermekten oluşan ülküsüz bir ömre karşı şaşkınlıkla bakar Namık Kemal: tNedendır halkta tuli hayata bunca rağYENÎ YENt TtTERKEN OCAKLARIN DUMANI KADIN EN BÜYÜK KUVVET ERKEĞİNtN İŞİNDE ERKEKLERİ KAÇTI. KADLNLARI KAÇTI EVLER DtLSİZ ŞİKAYET KAÇMIŞLARIN PEŞtNDE. Ş t DÜNYADA OTURACAK O KADAR YER YAPIL0I: KtTLÜBELER. EVLER. HANLAR, APARTIMANLAR.. BÖLÜŞCLDÜ KAPI KAPl BÖLÜŞÜLDÜ ODA ODA. AMA SİZE HİÇ BİR HİSSE AYRILMADI DUVAR DtPLERİ, YANGIN YERLERt HALKI, KtLHANLARDA, SARNIÇLARDA YATANLAR! (BEHÇET NECATtGİL, Evler) betler / Nedir lnsâna bilmem mentaat hıfzı emanetten» diye torar, çünkü «Kaçar mı merd olan bir can için meydanı gayretten?» Ne var ki bütün bu ölümü yeğleme sörlerinde bir eylemin kesinliği yoktur, yalnızca jözdürler. «Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı?» sorusuyla başlayan iç hesaplaşmada gerçekten uzun ve güzel yaşamaktan doğan bir yorgunluk birikimı vardır. Çün kii «tnsanlar anlaşıldı. Cihânın rfa sırrı yok». Onun için «Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma» dileği, yaşamanın son döneminde bulunmanın hilincinden doğmaktadır: «Bit?in hayırlısiyle bu beyhude sonba har!». îhtiyarhk dönemidir gelip çatmış olan. Bir merhaleden güneşle deryanın, bir merhaleden her iki dunyanın göründüğü ömür merdiveninde «Bir /.aman bakacaksın semaya ağlayarak». aşamasma gelinmiştir. Çünkü «Son merhale bir faslı hazandır ki sürer / Geçmiş, gelecek cümlesi rüya görünür.» Sanınm bütün bu deyişler «Artık demir almak günü gelmişse zamandan». doğrudur. Bu yaş sınırına gelmemiş yaşamların direnci ise bambaskadır. Ölümle o kadar dostçasına buluşmuş gibi davranan Cahit Sıtkı Tarancı ise, hastalıkların, yalnızlıklann, mutsuzlukların saldırısı karsısın da önce yenik düşmüş gibi konuşur: «Ne doğan güne hükmüm geçer / Ne halden anlayan bulunur; / Ah aklımdan ölümüm geçer, / Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.» Daha yirmi alü yaşlarındadır; otuz beş yaşma, jDante gibi ömrünün ortasma bile gelmemiştir, onun için baş kaldırır, acıları göğüsler. ölmeden önce yeterince yaşamak için kendinde bütün güçleri bulur: «Ve gönül tanrısına der ki: / Pervam yok verdiğin elemden; / Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden!» Rauf MUTLUAY mekle kaaimse yer üstünde h a y a t . / l h t i y â r et altı Aslolan yaşamaktır, ama bazı değerlerle, kutsallarla birlikte îüphesiz. «Yaşamak zevki nedir bılmez ölümden korkan!» dizesi Yahya Kemal'indir; Namık Kemal'in ülkücü davranışıyla birleşir: «Hâke yüz sür dan serdi. Diz çöktü. sevgi Ue okşadı. Dar bir yatak boyunda topar ladı otları. Dizi ile yatağının dört bir yanını döndü. Gözü ile öptü yeniden yeni yatağım.. Korktuğu bir umut doldu yüreğine. Hayatı sever gibi oluyordu. Oysa ki ölümdü bütün dileği. Belki de alümden, ahiretten daha ötede görür gibi olduğu ağza bol tadı dol duran başka, daha başka bir âleme göçecekti.. Bakışı bakır ren gini yavaş yavaş sarıya bırakan aya takılmışü! Senin gül haürm diye mırıldandı. Yalandan güldü. Sonra büyük bir suskunluk doldu içine... (6768) • SON ÇIKMAZ Orhan Kemal'in «Balık» hikâyesıni hatırlar mısmız? Altı yaşındaki Altan babasının getirece ğini umdufu balık özleminde ko ca ninesiyle çekişmektedir. İkisinde de açlığın bekleyişi, ikisinde de gururlanma içgüdüsü vardır. Koca nine küçük torununun alaycı sözleriyle kızgın, yakınır: «Kız anam, bu oğlana hiç mi terbiye vermiyorsun? Az evvel kocasınm getirdiği balıkla rı temizlemekte olan kadın «ge ne ne var» diye başmı kaldırıp bakmadan sordu: Sanki balık istiyen varmıs gibi, sana balık vermiyeceğiz diyor... Temizlenen balığa gözlerini dikerek devam etti: ..Biz nelerden geri kaldık.. Balığın da sözü mü olur? Hey gidi günler hey. Rahmetlinin zamanında, nur içinde yatsın... O öyle sıyrılmaz kız, tersine tersıne çal bıçağı! Çömeldi, Altan' ın annesinin elinden bıçağı aldı.» (1940). Koca ninenin o balıkta payı vardır. olmalıdır, çünkü hâlâ elinden iş gelebilmekte, kadınlığı^jn becerikliliğiyle bir şeylere emek katabilmektedir, tıpkı Ulu guş Nine, Irazca, Meryemce, Kır Abbas, Koca Halil.. gibi bir şey lere yarayabilmektedir. Üstelile ne de olsa nazlanabileceği aile kişileri vardır çevresinde. Hüseyin Ağa ne yapsm? Bir iç yükümlülüğü duyduğu herkesten gerekli yardımı gördükten, artık: el açamıyacak onur sınınna gelip dayandıktan sonra? Padik Hatun ona niçin can şenliği olsun ki? Geçmişte yaşanmiş ortak mutluluk anıları bulunmadıkça. Ne Naü Efendiden bir şeyler bekliyebilir, ne Hamamcı Mustafa' dan artık? Karşılıksız yardımların insanı sıkıştırdığı son çıkmaz içinde .. bütün caresizligiyle başbaşadır mutsuz... Abbas Sayar'ın yaşattığı roman kahramanınm dramına dalınca onun söz ve deyim zenginlifir.i, ar.latım ustalığını, yazarlık gücünü belirtmeye yer kalmadı pek. Sanınm gene dönülebilir bu konuya. Ben «Can Şenlığı»ni (E Yayınevi) tanıyan okurlanmla bir ınsanın onur ölümünde buluşup düşünmeyi seçmiş oldum. «ölmek kaderde var bize ürküntü vermiyor» demişti şair. Ne kadar vipranırsa yıpransm bir insan ruhunda da, utançların, hüzünlerin, yenilgilerin birikip toplandığı, artık çekilmeı olduğu zamanlar bulunabilir: Cniarla vaşamanın ıstıraOı zordur, Hüseyin Ağanın düğümü bu işte. Woody Herman Caz Topluluğu I 8 YAŞINDA MtZİK HAYATINA ATILAN "VE YILLARDIR DtNYANIN ÜNLÜ CAZ SÎMALARI ARASINDA YER ALAN WOODY HERMAN İLE ARKADAŞLARI 8910 TEMMÜZ TARÎHLERÎNDE ÎSTANBULT)A ÜÇ KONSER VERECEK... • CAN ŞENLİĞİ Erhan EVRENSEL • CAZ dünyasınm yetistirdiği en iyi sanatçılar arasında yer alan ve yıliardan beri ününü koru yan Woody Herman ile topla'uğu, II. I«tanbul Festivaline «Pı'lnıak üzere Türkiye'ye geleeek ve 89İ0 temmuz tarihlerinde toplam üç konser verecektir. Çaedıs caz m'i ziğinin en etkili isimlerinden biıi olan Woody Herman, sekiz yasında müziğe eğilmi? ve o günlerde klâmet calmaya baslamı?t:r. Uzun süre çeîitli gruplarda saksofon ve klarnet çalan Herman, bir aralar zamanın ünlü «Tom Gruen» ve «îsham Jones» gibi top luluklannda yer almıstır. llk orkestrasını kurduğu günlerde Blues türüne önem veren sanatçı, bir süre sonra dikkati çekerek adını duyurmayı bajarmıstır. • EBONY CONCERTO. 2. Istanbul Festivali Ünlü Piyanist Panenka Leylâ Gencer geldi. festıvale Deniz SOM katılamıyor Ünlü soprano Leylâ GEN'CER... ÜNLü violonıst J. s u k a od«oek olan piyau \ ı ı Lnfn;%s'rın geçirrn ?. '"Iduğu oir ka/?. sonucu Uluslararası I1 Is n nbul Festivsiine kat'.îamıyacaftı uildinlmiştır 23.6.1974 günü Aya trini vapısında gerçeklestirılecek olan programın aksanıaması için J. Suk Istanbul KüJtür ve Sanat Vakiı'ndan bir Türk sanatçısının eşliğini talep etmiştir. Christian Ferras'ın 15.7.1974 tarihınde verecegı konsere piyanist olarak katılacak J. ü<uğ, Suk'a oa eşlik edecektir ÎKİNCÎ Istanbul Festivali'nin son hazırlıkları sürerken konuk sanatçılar da gelmeye başhyor. Örnegin geçtiğimiz Cumartesi Yeşilköy'e 4 konuk indi. Carmen Operası'nda yer alan Carmen Gonzales, Wilma Vernocchi, Giovanni Gibin ve Nicolae Herlea. Ve bu dört konukla birlikte İtalya'dan gelenler arasında Leyla Gencer de vardı. • LEYLA GENCER ULUSLARARASI bir üne ula?an soprano Leyla Gencer önceleri Italya'da çeşitli opera topluluklarına başrollerde katılmış, daha sonra çalışmalannı tümüyle yurt dışında sürdürmüştür. Dunyanın en ünlü operaları arasında yer alan ttalyan Tearro Alla Scala, Teatro Di San Carlo, Teatre Del Opera'larında kazandıgı başanlarını ABD, SSCB. Hollanda. Batı Almanya, İngiltere, Viyana ve Parişin de büyük operalarında başrollerdeki olaganüstü sanat gücü ile pekiştiren soprano Leyla Gencer sanat yaşamını halen İtalya'da sürdürmektedir. Gencer opera literatürünün en büyük yapıtlarından beşka son 50 yıldan beri dünya sahinelerinde oynanamayan birçok operanın yeniden ramp ışıklarına kavuşmasını sağlamış ve bunları başarı ile yorumlamıştır. Gen Bilirsiniz klâsik tiyatronun, eski tragedyalann bir özelUği de olaylar dizisinin, çok zaman baş kahramanın yaşamınm son gününü, yalnızca yirmi dört saatlik bitim dilimini işlemeleridir; sanınm o yoğun etki biraz da burdan gelir. Kurban da edilse, özgeçiyle kendini verse de ölüme razı olmanın, yenilip süriinmeden bilinçle bir ülküye adanmanın büyüklükleri vardır; ve nice edebiyat eseri işte bu dram noktasmın konusunu yeğlemiştir. Ya sıradan bir yaşamın, yardımsız ve desteksiz bir yaşlılığın dramı nerdedir? «Can Şenliğinnin bana dokunan taratı işte bu oldu. • YAŞLI YALNIZLAR Bizim Goriot Baba'mız katarba»t Hüseyin Ağa; «.. kendinden uç kurluklu, kimi kimsesi yok. Tümünden yılkılık.. Oğlan oynamı? oyuna gitmiş, çoban oynamış ko yuna gitmis. Kalmış orta yerde sersevil.. Dağ gibi adamı kuru çö pe çevirmis gâvur yokluk..» <910^. Abbas Sayar'ın kahramanı iyice bırakılmış. yapayalnızdır. Ne Mehmet Akifin Seyfi Baba'sı gi bi ev oeul sahibidir. ne Yakup Kadrinin Naim Efendisi gibi es ki bir konağın bekçiliğinde. Hat ta ne Fakir Baykurt'un Kır Abbas'ı. Temelos'u, Uluguş Nineri, Irazca'sı.. gibi aile büyüğü. Ya şar Kemal'in Meryemce'si, Koca Halil'i, Demirtaş Ceyhun'un Çamasan Dede'si, Sultan Kurban'ı da yalnızdırlar; ama kendi topraklarında, kendi inatlarında özgür, bir baçına kalsalar da kendi dünyala rında bazı şeylerle desteklidirler. Aslında bu roman kahramanlarının hepsinde hüyük hüzünler, derin arılar vardır: ama çevrplccindeki roman l^işileri kalabalığıyla hep biraz kenarda bırakılmislardır. Olaylar çemberi biraz teğet geçer yazgılarma. Abbas Sayar ise bakısinı yalnızca Hüseyin Ağa'ya, bu onurlu yaşlının erkeklik umu duna. yalnızlığına dikmiştir. Bütün öteki olaylarla kişileri kenara iterek bize onun dünyasını yansı tır. Bir türlü ısmmayan toprak üzerinde seksenlik bir viicut: «Ku rumuş otları getirdi. Kaba tarafın cer, dünyanm en güç begenir sanat eleştirmenlerinin de begenısini kazanmıştır. «Gitarın Paqan:nileri» «Gitarın Paganinileri» olarak nitelenen Los Romeros Kuarteti Istanbul Festivalinde yer alacak başlıca topluluklar arasında gösteriliyor. Barok. klâsik müzik ve Flamenco örnekleri sunacak olan topluluk baba Celedonio Romero ile üç oğlu; Celin, Pepe ve Angel'den oluşuyor. 1958'de Amerika'ya göç ede rek Kalitorniya'ya yerleşen ailenin, dünyaca ünlü bir kuartet meydana getirmesinde en büyük pgv oğullarını teknik ve yorum yönünden eğiten Baba Romero'ya ait. Avrupada da büyük ün yapmıs olan topluluğun konserleri ilgi ile izleniyor. Gazetelerdeki yer alan yazılar arasında ise «Ispanyol Gitarının Kral Ailesi», «Gitarın dört ateşli temsilcisi» gibi cümleier yer alıyor. 1946 yılmda, Woody Herman ün lü besteci ve yönetmen Igor Stravinsky'ın bir bestesini «Carnegie Hall» konserinde seslendirmij ve neticede büyük caz klasiği «Ebony Concerto» doğmuştur. Woody Her man'ın çalışmalarını hayrjnlıkla izleyen Igor Stravinsky'ın özel olarak bu konser için bestelediği eser, Herman'a ayrı bir değer ka zandırmıştır.. Zirveye ulastıktan sonra çeşiüi gece ve caz klüplerino>'prögfam yspari "Woody Her man ve Orkestrası «Woodchopper's Ball» adlı plaklarıyla ünlerini Amerika dışına yaymayı başarmıs ve >Caldonia> ile Laura> g;bi yapıtlarıyla da halkm beğenisini ve takdirini kazanmıstır. • MALI KRtZ 1940 yılı sonlan ile 1950 başla Dünyanm ünlü cat isimlerinden birt olan Woody Herman çağriaş caz müziğinin en etkili simalarından biridir. Otuı yıh aşkın bir süredir ününden bir şey kaybetmemiştir. rmda Amerika'da konser salonlan, caz demekleri ve gece klüpleri malî krizle karşılaştılar. Televizyonun krize, büyük çapta etki ettiği bu durumda ytizlerce kliıp, dernek ve salon kapandı. Bu arada, eleman sayısı yüksek orkestra ve toplulukları birarada görm« olanağı hemen hemen kalmamıştı. Ancak, güçlU ve sanat değeri yüksek isimler adlarını koruyabiliyorlartiı. Bu isimler arasında bulunan Woody Herman' da; Duke Ellington, Count Basie ve Stan Kenton gibi simalar ile bu engelleri aşan ve ününden hiçbirşey kaybetmeyen şöhretlerden biri olmuştur. Caz dünyasında. otuz yılı aşkın bir süredir popüler bir isim olarak yer alan ve kendini yenile yerek ününü konıyan Woody Her man ile topluluğunun II. İstanbul Festivali konser programı ise şöyledir: 8 Temmuz 1974: Saat 18.00 ve 21.30 (Büyükada), 9 temmuz 1974: Saat 18.00 ve 21.30 (Kadıköy Budak SinemasO, 10 temmuz 1974: Saat 18.00 ve 21.30 (Harbiye Konak Sineması)... Aşıklar şöleni ULUSLARARASI n Istanbul Festivalı'ne Tüık riaik Ozanları da katılıyor. 6 Temmuz'da Yedikule Zindarüan'nda, 7 Temmuz'da da Gülhane Parkı'nda yapılacak göstehlerde A$ıklar. kendı yapıllarıyla eski ozarüardan örnekler okuyacaklar. Festıvaie çagrılan 3ö halk ozanı «Âşıklar Şöleni »ndf atışma da \apacaklar. DİS TABtBt ORHANTÜZÜN Samatva Cad Na 400 saat asa vaıa vv.u n n e Gıinün kitapları JARıHVEDEVRıM ; YAYINEVİ SUNAR Abbas Savar dr. Hikmet Kmlcımh DIYALEKTIK MATERYALİZM Oaörtffn Tarüı ve Oevrim Yaym&vi/İstanbul fehteCamıısokagı Mataiitbeypasaiı 47/12 Akaray EROĞLU YAYİNEVİ Şinasi ÖZDENOGLU'nun Yeni yapıtını sunar: Fakir Baykurt Köygöçüren 2.Basım 20.Bin © Remzi Kitabevi ısT AN B U L rsıvııııhırııı liâııeti PHILip l^NDENBERG 5000 yıldan günümüze ulaşan esrara „ . „ . . bilimsel JACÇUES LANZMANN'ın DEV ESERİ Ozgürlük (Yeni toplumcu akım bildirisiyle) Genel Datıtım: BATE9 İçin Olmek • *• A3MERİKAN FARESM Genel dağıtım ve Isteme adreshMiLLJYET dağıüm İST. ÇIKTf! bakış Genel Dağıtım: Bateş 1.THR roman» !5Iİra YONTEM SUNAR ERDAL ÖZ 2.baskİB (MAHKEME DOSYASI) YARALIS1N Bu roman, dırenen adamın destaruüıı Va#ar Ke. mal. Salt baskıyı, salt işkenceyı değıî oouru, ınsan onurunu anlatıyor Erdal Öz. Fakiı Bavkurı CANŞENUGi TÜRK DİL KURUMU1O7Q ROMAN ARMAGANIİ9 ' O ABBA^ SAYAR ın yeni romanı Türkiye Muhasebe Uzmanları Dernegi Yaymları: Orta VadeU Krediler 70. TL. Türkiye'de Muhasebe Uzmanlığı Mesleği 25. » Bilânço ve KârZarar 30. » Sanayi îşletmelerinde tşletme Sermayesi y« Anaüzi S5.» ödemell f sterae Adreal: P İ C 508 Karaköy • ÎSTANBUL Telefon: 48 42 37 GERCEK YAYINEVİ • İ pk.655 ıstanbul dizisinde sunar 12 Mart'tan sonra Anayasa'da yapılan değişikliklerin sınıfsal açıdan İlktahlili./Ek: DEĞİ$TİRİLMİŞ AN A. YASA(Dağiştirilen maddelerin eski şekilleriyle birlikte); Baştan başa yeniden yazılmış 2.baskı./3Otı mümtaz soysal anayasanın anlamı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle