23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 4 Nisan 1974 eden planlama? Bu soruya planeılar çeşitli cevaplar veriyorlar: • Kaynaklan (dogal, sosyal, ekonomık vs ) düzenli, optimal (yeterli ve g«rekli oranda) kullanıp israf etmemek, • Böylece gerekli ve yeterll üretimi sağlayıp, • Üretileni bireyler arasmda sosyal adalet anlayışı içinde bölüştürmek için planlama yapıldığıru söyleyenler olduğu gibi, bamları da; • Toplumun kapsamlı ve tüm gelişimini ve • Kişilere daha mutlu. daha rahat yaşam koşulları sağlamak, • Giderek mevcut dengesizliği ortadan kaldırmak... biçimmde cevapiandırmakta, bfr diğer grup da örneğin; • Pianlama Gereksinme (ihtıyaç) ve / veya sorun (problem) ikilisinden doğan kaçmılmaz bir eylem ve süreçtir. • Dolayısiyle hem bugünkü hem de varın belirmesi muhtemel sorun ve gereksinmelere cevap ve tatmin yollan bulmak içın planlama yapıyoruz... gibi ılk ikl kategoriye oranla belki daha atalcı v» gerçekçi bir yaklaşmıda bulunuyorlar. Bütün bu cevaplan değerlendirdiğimizde hepsinin ortak yönü olarak kişi ve çevresine (doğa + toplum) olumlu katkı'da bulunmak çabasında birleştiklerini görüyoruz. Ancak gerçek durumda ne göiüyoruz? Yanı gerek gelişmiş gerekse gelişmemiş (ya da Batılı plancılann daha diplomatık deyimiylo gelişmekte olan) ülkelerde planlama sonucu varılan durum gerçekten olumlu madur? Iste bu yeni soruya bir çırpıda evet'i bastırmak, sanırız planlama bilip oilmemek bir yana, baktığmı görebilen kişi içln dahi pek mümkün değüdir. Yukarıda sıraladığımn tüm toz pembe eözcükier, gerçek planlamada (örne*ın ulusal düzeyde ele alırsak) hemen her ü'Jceda tek bir amaça indirgenmektedır: Gayrisaîi Millt Hasıla (GUH)nın(l) a r t tınlması. Ve işin ilginç yönü, yine hemen her planlı kalkmmada (!) bu amaca ulaşılmakta ve GMH M Planlamada Amaca Ulaşma Prof. Sümer GÜREL (Danimarka Aarhus Mlmarlık Okulu Şehir Planlama Bölümü) sayısal olarak artmaktadır. Dolayısiyle karar verme mekanizması (yani politikacı) bu durumu «ülkemizde kişi başına düşen mılli gelir artmakta, refaha doğru...» diye başiay&n nutuklarla kamuoyuna sunmaktadır. İste bu durum katı bir nesneılık, gerçekçilık ve bılimsellik içinde bakt.ğımızda en azmdan çok öznel, gerçek dışı ve bilimsellikten uzak, k'.sacası halkın gözünün içine baka baka yalan söylemek demektir. Yalan ise tüm dünya ülkelerinde toplıımsal değer yargısı olarak ahlâk dışı bir tutum, bir davranış biçımindo eleştırilmektedir. (paradox) göstermektedir. Bu çelişki hemen tüm dünya uluslarınm anayasalarında jlk maddelerden birisi olarak yer almakt^dır Acep bu gözlemler sonucu umudumuzu yitirip, kotumserliğe mi kapılmak; yoksa seçenek (alternatıf) olanaklan mı araştırmak doğru olacaktır? Kuşkusuz, ülkücülük (idealizm) ikinciyl öngörmektedir. Ancak nedir bu olanaklar, nerede yatmaktadır gerçek planlama umudu? Köklü çözum, planlama lıteraturünde «sistem değişikliği» olarak önerilmekte, hatta Amerikah kuramcıları (teorisyenler) tanım«al yöı> den «planlama, sistemi değıştirmek için duruma müdahste etmektir planins is, to interfere in order to change the system» gibi bir yaklaşımda bulunmaktadırlar. Bu tanımın (en azmdan yobaz kafalarda, bir tür komünist bildirisi yatfaanarşist tahrik olarak yorumlanmasını önlemek amacı ile) Amerika Birleşik Devletleri gibi kapitalist bir ortamda yapıldığını hatırlatlp yorumlamağa çalışacağız. (2) Gerçek Durum Ister ülkemize, istersek nerhangl bir gelişmiş / gehşmemiş ülkeye bakalım: yukanda sözünü ettığımız «gayrısafi milli hasıla» artışmın, bu artışta başrolü(!) oynayan küçük bir zümrece bölüşüldüğünü görürüz. Fakat «artık değer» tum niifusa bölündügünde sadece sayısal olarak kişi başına düşen millî gelirin de artmış görüneceği matematikt!) bir gerçektir. Işte politikacı bu durumun demagojisi ile kamuoyunu uyutmaktadır. Ovsa, öte yandan durum, planlamanın asıl nedenleri (ya da gerçek amaçlar) olarak başlangıçta belirttiğımız «dengesizliği gidermek, üretüeni bireyler arasında sosyal &dalet anlayışı içinde bölüştürmek vb..» ilkelerle tüm çelişkı rim» kavramım «halkla birlikte, yani halkın kabul ve onayladığı bıçimde sisteme müdahale» gibi yorumlarsak o zaman tanım anlam kazanmaktadlr. Bir başka deyimle, halkın (ya da kamuoyunun) uygun bir ZAMAN süresi içinde eğitilmek suretiyle sistemin değişmesinin gerekülığine inanması ve bu inancını kendi insiyatifl İie sisteme müdahale etmek arzusu göstermesi biçiminde yorumlamak daha doğru olacaktır. Turk halkı bunun olumlu örneklerini bir kez Cumhuriyet dönemine geçişte bir kez ö"e yozlaşma ve soysuziaşmava son vermek üzere yakın bir geçmışte başarı ile vermıştir. Dolayısiyle, bu ulusal yetenek ve niteliğ» umut bağlamak pek de hayal olmayacaktır. Yalnız sozlerimizi bağlarken bir önemli konuya dikkatleri çekmek isteriz! Bu konu, kişisel olarak gerek planlama gerekse tüm yaşam açısmdan çok önemli bulduğumuz EGO olgusudtır. Uzmanlann «bendeki ben» diye tanımladıklan bu olgu belki de ilk ve en çok iavaşmamız gereken en büyük düşmarnmızdır. Hemen şuracıkta çözüm bulmak niyet •• yeteneğinde değiliz; ama gerek evrensel gerek^e ulu«al çapta bu konuda felsefe, politika, giderek eğitim sistemi ve ilgili tüm bilim dallarında yatınm'ara girişmenin çok büyük yararlar sağlayacağına inanmaktayız. EGO'yu yenmek eğıtimle olur. Yoksa bu artık değerleri «soı yal adalet anlayışı içinde bölüşturmek» gibi bir bildiri, daha pekçok yüzyıllar boş ve anlamsız bir cumlecik olarak kalmağa mahkümdur. EGOf yu yenmeden sosyal adalet sağlar»amaz ve planlama da amacına ulaşamaz. (1) Gayrisafi Millî Hasıla (GMH) deyimi «net olma\an ulusal gelir» biçiminde öz Türkçemize çevrilebilir. Deyim tngilizce'de Gros National Produet (GNP) dir. (2) Söz konusu kuramsal yaklaşım gnrnrla belirtmek isteriz ki ABD'de planlama Uonnsuncla iin yapmış Türk profesör sayın Hasan Özbekhan ile meslektajı Prof. Ackhoff'a aittir. işçi Eylemi? Sstanbul yazlarınm bundan çeyrek yüzyıl önc» bufünkflnIden sıcak olduğunu ileri sürenler var. Dün bunlardan bi•riyle konuşuyorduk, adamcağız şikâyetçiydi: îklim değişti efendim, diyordu, eski yazlarda göml«k terden sırtımıza yapışırdı. Okula giden çocuklara, ikümlerin, karaların, denizlerin T« hayvan türlerinin zamanla dpğiştiği öğretilir. Kısacık ömrümüzde bile bu değijime tanık olabiliyonu, Değişim hiç ku». kusuz yalnız çevremizde değil, benliğimlzde de geçerlidir. Gazetelerde sık sık bu türden olayların hikâyesini okuruz. Kırk yıllık veznedar. günün birinde kasadaki paraları alıp savusuverir. tjçbeş gün sonra Adana barlarında kızlarla âlem yaparken yakalanır. Dostları, komşuları, «jaşkınlıktan küçük dillerini yutarlar. Ya da hanım hanımcık bir kadmm günün blrinde çoluğunu çocuğunu bu"akıp sevgilisiyle sırra kadem bastığı duyulur. Tiraj gazeteleri hemen zavalh kocanın, çocuklarıyla birlikte fotoğrafmı basarlar, adam feryat eder: Evine dön kancığun! Bazı kişiler bu tür olayları «insan beşer. elbet jaşar» diy« açıklamaya çabalarlar. Oysa insan zaman içinde değişir. Çevreden gelen türlü etkilerle baskılarla değişen kisi günün birinde öyle bir iş yapar ki cümle âlem şaşırır. İnsanın kişiliğiyle yaptığı iş ve çevre arasında sürekli bağıntı vardır. Gencliğinde burnundan kıl aldırmayan nice devrimci, evlenip barklanınca, yolunu bulup zenginleşince karakterini değişti» rir. Bir yönetim kurulu arpahğma konmak için tutucu tüs'*" rin yanında yer alan çok kisiyi gördük. Ama genel yasalan yöntemleri yadsıyacak mıyız? Hiç kufkusuz hayır! Sözgelişi işçi smıfının devrimciliği bilim gerçeğidir. 18'inci yüzyılda burjuva sınıfınm devrimciliği n t denli doğruysa, 20'nci yüzyılda işçi sınıfınm devrimciliği o kadar doğrudur. Ne var ki bu genel yargıyla somut olaylardaki durumları da birbirine karıştırmamak gerekir. Bir bakarsınız. herhangi bir ülkede veya herhangi bir zamanda işçiler, ya da ijçi örgütleri. tutııcunun da tutucusu bir tavır alıverirler. İşçi ev'emlerini incelemoden, irdelemeden somut koşullara g s r e değerlendirmeden salt işçi eylemidır diye desteklemek devrim mantığına aykırıdır. Şili'de Haik Bırliğinin Başkanı Allende iktidara geçtikten sonra bazı işçi kesimleri o!madık işler yaptılar. Olağanüstü üeret istemlerine geçtjıer, grevler düzenlediler; sabırsız baskılarla sol tktidan iyir.den çıkılmaz koşullara ittiler. Ve eokiı sonu hikâyenın ortada... Işçîlerm ve işçi örgütlerinin tutucu ve geriei gmıflann Işine yarayscak eylemlere girişmeleri mümkündür Nitekim geçmis cönemde ülkemizdeki sendikalarm çoğu sarı sendika b'çınıinde çalışıyor; işçi bölgelerinde oylar da tutucu ve gerici partilere akıyordu. Genellemede işçi sınıfı devrimciydı ama, bu devrimciliğin oluşması içın zaman gerekiyordr Sömürgeleri olnıayan bir mazlurn ülkeydik. Yoksun köylü yığınlan üstüne bindirilen bir kalkınma yöntemmae işçi sermaye sınıfının peşinde sürüklendı durdu. Fran«ız aevrîminde fakir köylü, burjuva önderlığindeki devrim eylemlerine coşkuyla katılmamış mıydı? İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye'sinde dışardan pompalanan bağımlı sermaye sınıfı da seçim sandığına uzun füre egemenliğiru sürdiirebildı. Ar«ian geçen uzun bir sürede, koşullar de«tisti. Koçullar Qe6iî.ınce işçilerimızin yapısındaki devr'mci kıvılcımların parladığı görüldü. Sendikalar içindeki tartısmalar, olî'şmolar, çatışmalar, geleceğin devrimci vönelişlerinin liaıetler'du. Ama bugün emekçilere daha genjş özgürlükler ve uaha yoğun haklar vereceğini programına ıcoymuş bir koahsyon iktidara ısınmadan şurada burada patlak veren ışçi eylemlerini devrimci eylem sayma.k için olay« lan somut olarak irdeleyip karar vermek gerekır. önürr.üzdeki dönem toplu sözleşme dönemidir. Yükselen h'.vat pahalılığına karşı işçi ucretlerinin d e vükselmesi ıç:n yasal mücadele elbette sürdürülecek. Bu işçilerın ctğaı hakkıdır. Bir de sola açık taze hükümet! guç duruma oüşürmek için tezgâhlanmış kuşkulu işçi eylemleri vir. Bu ikisini birbirinden Utizlikle ayırmak Sonuç Yukarıdakl kuramsal (teorik) yaklaşımı ilk bakışta kötü niyetle yorumlamak, en azmdan bilimsel bir hata olur; zira tanımı yapanlar herhangi bir reçete vermemişlerdir. Fakat «Dev İNSAN KAVŞAĞI OKTAY AKBAL Evet Hayır BİR BAŞKA AÇIDAN Mart 1974 tarihll Cumhunvet gazetesinde Sayın Aslan Başer Kaiaoğlu nun «Kuşkular ve umutlar» başlıklı bir yazısı yayınlandı. Sayın Kafaoğlu bu yazisında yeni hükümetin iyi niyetinden umutlu, yavaşhğından ve bilgisizliginden ise, kuşkulu olduğunu söylüyor. Bunun kanıtlarından biri olarak da, Talu Hükümetince geliştırılmiş olan müteahhitlere zam verilmesi karannı, yeni Bayındırlık Bakanı Sayın Erol Çevikçe'nın hâlâ çıkaramamış olmasını gösterıyor. Mesleğimizi yakından ilgilendiren bu konuda birkaç söz söylemek gereğınl duyuyoruz. M duğu halde böylesi bir zam v» arasında Alaşehir Barajı H 40, / rilmemiştır. (Aşağıdaki çızelge Cevdetiye sulamalan °o 30 va o ye bakınız). önemll bir şikâyet V 40, Baymdırlık Bakanlığı DeHafızalan tazelemekte yarar de olmamıştır. Işte bu da çift miryolları dairesine ait Sıvas tüEski Uygulamalar görüyoruz. Fıyat zamlan Talu neli °o 31 tenzilâtla alıcı bu'mu? , katlı kadayıfın kaymağı. Hükümeti zamanmda geliştinlMevcut Aksaklıklar Boylesi tatlı kârları geçen lardır. Daha bir ay kadar önce miş bir meseledır. Talu Hüküiktıdar kendisini destekleyen Inönü sulaması "i 9 tenzilâtla iha meti gıderayak 8.1.1974 tarihindo Gerçekleştirilmeye çalışılan k v zumrelere bir fükran borcu o le edilmiştir. Aynca ihalelerin ya rarnamenin benzerleri 1959 yılınbı r karamame yayınladı. Bu kalarak vermek istemiş olabilir. pılmasında güçlük var ise bunun da da çıkmış ve önemli bir yarar rarname ile «2490 sayılı arttırma, Ama yeni iktid'ar, özellikle o sebebini artan maliyetler ile açrk sağlanamadığı gibi bir çok kişi eksiltme ve ihale kanununun 6. maddesi «i» fıkrasma dayanıla nun buyük kanadl kendisini ik lamadan önce şu sorularm cevabı haksız olarak, ekstra kazançlar aranmalıdır. Geçen iktidar dönetidara kimlerın getirdiğini, kim rak 5.12.1934 gün ve 2'1685 Sayılı sağlamıştır. Buna karşılık, işlertlere şukran borcu olacağını da minde yapılmayan ve yapılması zo ni zamanmda bitirenler, tutarlı Bakanlar Kurulu karamamesi ile runlu olan zamlar dolayısiyie deha iktidara gelmeden durust kabul olunan eksiltroe şartnabir iş anlayışına ve mesi formülü'nlin ilgilj madde ve içten bir tutumla liılttimazemeKıfrinm, lerine; lüzum görülen hallerde 'dı mı? Şimdi niçin bu iktidarı flurumlr T. , kısmen veya tamamen eklenebi eskisinin borçlarını yüklenmi nin, ihalelere etkisi nedır? 14 ler ve ekstra kazançlann besledı ekim seçünlerinden sonraki siya ği haksız rekabete dayanamıyalecek fıkralar ve esaslar» getiri yor diye kınayalım? sal iktidar boşluğu ihaleleri nasil rak tasfiye olmuşlardır. lıyordu. Bu uzun başlıklı kararZamlar Gerçekten etkilemiştir. Zam kararnamesinin namenin getirdiği yenilik, rayiçŞimdi getırılmesi için çalışüan müteahhitlerce duyulması ile iha «am kararnamesinde de: lerin artışı halınde birtakım mal Gerekli mi? zemelere fiyat farkı verilmesi Buttln bu düşünceleri bir ya le sayısının azalması arasmda bir a) Genel mukavele tadilâtı anla(ki bu esas, ana inşaat malzeme na bırakıp, sorunu objektif bir bağıntı yok mudur?. mına gelen yeni şekil için, leri için zaten mevcutru) ve ayyaklaşımla eleştirmeyi de ge Teknik Eleman Sorunu muhtelif idarelerin naaıl uynca rayiçlerin °»3 artışı haünd» rekli görüyoruz. Bu zamların gulama yapacağı ve Mallye, Işlerin yava? yürümesindeki tek birim fiyatlarm değiştirileceğinin verilmesi gerçekten bir zorun etkenin, hem de temel etkenin fiSayıştay, Damştay kademeltv hükme baglanması idi. Bu karar luluk haline gelmiş midir? Burinden geçişin nasıl olacağı. yatlar olduğu nasıl söylenebilir? name ile birlikte ikinci bir kanun eleştirisine girmeden önca ra.name de yayınlanmak istenıl temelde şu sorunun yattığını Bugün devlet kurumları işlerini b) Bu kararname ile her yıl tekrarlanması zorunlu hale gelen yürütecek teknik eleman bulama di ve rivayete göre Sayın Nebil belirtelim: Yeni iktldar birçok maktadırlar. Birçok devlet dairesi kesin hesap vb. işlemlerin geOktay'ın dürüst bir tavırla redana malzemeye zam yapmıştır, nin kadroları boşalmış, zayıflamış tıreceği zorluklar ve doguradi üzerine bu ikinci kararname emekçilerin ve dar gelirlilerin tır. Acaba Sayın Kafaoğlu teknik cağı yanlışlıklann nasıl çözüm yürürlüğe giremedi. Eğer girse ücretlerini arttırma kararında eleman problemi üzerinde niçin leneceği. idi bu karamamede halen devam olrfuğunu açıklamıştır. Bunla durmuyor. Bu yurtsever, bu bi c) Arttınmdan yararlanma sımetmekte olan işlere de fiyat farrın üzerine bır de sermaye kâr linçli kesimin haklarmı savunrının • 3 olarak bildirilm» « ' kı verilmesi mümkün kılınmı«s larının arttırılması yoluna gi mak, bu hakların verilmeyişinin sinin nedeni, olacaktı. dılmesi hangi gelişimleri geti yatırımlarm gecikmesindeki etki ve benzer bir çok sorunun cerecektir? Bu yolun sonu yuk sini aramak yerine, niçin sadece vabı yoktur. Her zaman nasıl olSayın Kafaoğlu'nun sözünü etsek fiyat politikası denen çık bugüne kadar devlet eliyle beslen sa zam gelir görüşüne dayanan, tiği kararname bu ikinci kararname olsa gerek. Her iki karar maza saplanmıyacak mıdır? ınis bir kesimin kârlannı arttır «hiç bir müteahhit batmaz», «işi name de, çoktan karaborsaya Zamlann gerekli olduğu iddi maktan başka bir şey söylemiyor. yapan degil, yapmayan korunur» düşmüş demire, çimentoya ve asını öne surenler bazı gerçek Yatırımlarm gecikmesi konusunda zıhniyeti böylesi tutarsız zam ka maliystinin altmda satılan pet ler göstermektedirler. Bunlar tek sebep bu mudur? Bizce Tek rarnameleri ile yerleşmektedir. role zam yapmaktan kaçman gedan birincisi inşaat maliyetle nik eleman sorunu çok daha ö Ve bu zihniyetin zararlannı heçen iktidarın mırasıdır. Bu zam rinden 1973 yılı içinde büyük nemli ve üzerinde durulması ge pimiz çekmekteyiz. ları gelecek hükümet yapsm diTaahhüt işlerinin düzeltilmesl sıçramalar olduğu ve bu artış reken bir sorundur ve yatırımlaye geciktıren Talu Hükümeti, lann mevcut işlerin yürütülme rm gecikmesinde temel etkenler ve düzene sokulması düşünülüdevletin ekonomik politikasmı yor ise yıllardır beklenen: sini engeüeyecek boyutlara u den biridir. kökünden etkileyecek böylesine a) Fiyat analizlerinin yurt gerlaştığıdır. Gördüğünüz çizelge kararları vermek istemiş ve bir D.P.T., D.ÎE. ve Bayındırlık İskenderun Demir Çelik çeklerine göre yeniden dUzenkısmını uygulamaya sokmuştur. Isnmesi. Bakanlığı verilerıne dayanılaMeselesi Yani bu kararlann özünde bir iyi b) 2490 ve 1050 sayılı kanunlann rak hazırlanmıştır. Bu çizelge Türkiye'deki birçok yatoüıeı niyet yoktur. Şükredelım ki, bir tadili. inşaat yatınm maliyetlerinin bakanın örnek tutumu, bu iyi ni 1970 1971 yıllan arasında Vc 22 kuruluş, 2490 sayılı kanum <abi c) Artık tipleşmiş, yüzlerce defa değildiK Bu kurumlar için kararyetten yoksun kararlardan hiç uygulanan işlerin. daha basit arttığı gbrülmektedir. Oysa bu namenin uygulanması söz konu&u olmazsa bırinin yürürlüğe girmeyollardan ihalesi. yıllarda herhangi bir fiyat zam olmadığı gibi bunlar hareketler'n. sini önlemiştir. Şımdi Sayın Kaml uygulanmadığı gibi Bayın de çok daha serbesttirler. Sayıa ç) Karne cîüzeninin değişmesl. faoğlu Talu Hükümetınm bile d) Teminat mektubu kurum» dırlık Bakanlığı rayıçlerinde de Kafaoğlu'nun verdiği İskenderun çıkaramadığı kararnameyi Sayın nun yeniden düzenlenmesi. Si 10'dan fazla bir artınm yapü Demir Çelik de bunlardaa biri e) Müteahhit firmaların finan»Çevikçe niçin çıkarmıyor diyor dir. İskenderun Demir Çei;k isve bunu bilgisizlik, yavaşhk di ması düşünülmemiştir. man sorunu. Akaryakıt ve demir, çimento terse zam yapar, isterse prim veye suçluyor. Yeni iktidarın iyi gibi temel inşaat malzemelerin rir. Bütün bunlar 2490 sayıh ka f) Zamanmda iş bitirenle, bitirnıyetmden kuşku duymasııun miyeni ayıracak ceza prim sis deki artışlar Bayındırlık Bakan nunla Ugili şeyler degildir. Dola nedeni olarak gösteriyor. teminin uygulanması, gibi lığı tip sözleşmeler gereği öde yısiyle Saym Çevikçe'hin «iyi ni Çift Kath tenir. (Bazı idarelerde ise işçilık yetle ele alıp ama hâlâ çıkarmadı müteahhitlik kurumuna ait Bun mel sorunlara el atılmahdır. Kararnameler hakkıncta gö farkları) da ödenmektedir. Mal ğı» (ve bize göre çok da iyi etti lar dunırken geçen iktidann bizemelerden dolayı bir zarara ği>, karamame ile İskenderun De le gerçekleştirmeyi başaramadırüşlerini içtenlikle aç'.klayan birçok müteahhit, bu uygula uğranılması söz konusu olamaz. mir Çelik'in bir ügisi yoktur. ğı, teknik, polirik, ekonomik ve ma için «çift kath kaymaklı ek Zam talebi içın tek mesnet isAyrıca İskenderun Demir Çe lıukukî bir çok sakatiıklarla mamek kadayıfı» deyimini kul çilik ve makina rayiçleri olmak lik'teki gecikmeler son bir yılm lul, palyatif ve tutarsız bir zam lanmaktadır. Bir müteahhit ar tadır ki çızelgede bu rayiçlerin gecikmeleri olmayıp esasen 1973 karamamesi ile sorunlara çözüm öbür ekonomik göstergelerden 29 ekimine yetişebileceği, İskende getinleceği kanaati toptan yanlışkadaşımızın şu sözleri de bu kararnamelerin niteliğini göz bağımsız olarak her yıl ortala run Demir Çelik Genel Müdürü tır. ma % 10 kadar arttırıldığı go olan şimdiki Ereğli Demir Çelik ler önüne seriyor: «Eskiden her Sonuç: Sayın Kafaoğlu, kafasırülmektedir. Bu eğilime gcire Genel Müdürü tarafından, Yük nı hep sermaye kârlanrun nasıl mahallede bir milyoner olacak bu yıl işçilik rayiçleri otuz lira sek Planlama Kurulu önünde •çok arttınlacağına yoracagı yerde, denirdi, bu kararnamelerden »••••••••••••••»••••• » • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • O sonra her apartmanda bir mil civannda olacaktır ki, bu zam önceden taahhüt edilmiştir. İsken biraz da çalışan insanlarm hakiçin çok zayıf bir gereîcçedir. derun Demir Çelik Fabrikaları in larım düşünmeli, bu haklarm veyoner olacak artık». Bu «çift şaatları ihalesi 2490 sayılı kanuna rilmeyişinin, kısıtlanmasının yatı katlı»lık nereden geliyor? AçıkBir başka iddia, ihalelere gire• lıyalım. Yayınlanmış olan ka cek kimse bulunamadığıdır. Bu tâbi olmadığı gibi, teklif isteme rımlann gecikmesine etkisini a• rarname rayiçlerin % 3 artışı iddia doğru degildir. D.S.İ., T.C. usulü ile yapılmaktadır. Ufak bir raştırmalıvdı. Doğrusu bu yazısıSeyir Hidrografl ve Oşinografl Dalresi BaşkanlJğmdan halinde birim fiyatlara zam K., Demiryolları ve Limanlar gi karşılaşhrma, fiyatlarm işin sür nı okuyanlar, Sayın Kafaoğlu' büdirilmiştir. getiriyor ve ayrıca artan mal bi birçok büyük yatırımcı k'trultı atini temin etmek için yeterli de nun iyi niyetinden ve bilgisinden • zeme fiyatı farklarını d veri şun ihaleleri geçen yıl içinds recede Yüksek ve Bayındırlık Ba kuskuya düşerlerse, bu çok ln• yor. Yani müteahhit aynı artış hem de vüksek tenzilatlarla »iıcı kanlığı fiyatlarının kaç misli ol safsız bir yargı olmıyacaktır, her• için iki defa zam alabılecektir. bulmuştur. 1973 ortalan ile sonu duğunu göstermeğe yeter. Bugün halde. • Bu işin «çift katlı»lığı, bir de 10 ile 12 Nisan 1974 tarihlerinde 09.00 ile 17.00 saatleri Çizelge: Muhtelif maliyet ve rayiçlerin vıllara göre art:ş oranları kaymağı var: Bayındırlık Baarasında, aşağıdaki noktalann birleştigi sahalar içinde, de• mirleme, avlanma, seyretme ve bu sahalann 12.000 metreye • kanlığı rayıçlerini izleyenler bı• kadar olan yükseklıkleri can ve mai emnıyeti bakurundan lirler, % 3 artış ülkemiz için İnşaat Yatmmian Fivat Endeksleri Bayındırlık Bak. Rayiçleri olağan bir artıştır. Bayındırlık Yapı Tcptan • tehlikelidir. • Bakanlığı'nın aşağıdaki işçi raİnşaat Düz 1 Yd3 TD 20 TD 25 Malzemesi Eşya Fviat KARADENtZ ÎSTANBUL BOĞAZI GÎRÎŞÎ • yiçleri düz işçi gündeliği tabloİnşaat Teçhizat (Yatınm) Işçı Ekskavatör Scraper Dozer Endeksi Endeksi BtRtNCt SAHA: K 14 SAHASI 19681969 4 5 6 11 0,0 0,0 0,0 6 • su bunu göstermektedir: 5 • 1 lnci nokta : Enlemi 41 derece 13 dakika Kuzey l'<691970 8 4 0,0 0,0 0,0 0,0 7 12 1968 18 00 • • Boylamı 29 derece 09 dakika Doğu. 19701971 20 28 22 10 70 17 53 9 18 1969 20.00 19711972 12 16 13 9 0,0 12 0,0 0,0 22 1970 20.00 • 2 ncl nokta : E4958 Anadolu Feneri Enlemi 41 derece 27 dakika Kuzey 19121973 15 14 İS 12 8 9 9 12 31 1971 22.00 Bovlami 29 derece 15 dakika Dogu 5 jıl için 1972 24.00 3 üncü nokta : Enlemi 41 derece 22 dakika Kuzey Toplam 1973 26.00 Boylamı 29 dere"^ 29 dakika Dogu artış Görülüyor ki bu kararname 4 üncü nokta : Enlemi 41 dere> 11 dakika Kuzey 106b1973 77,4 101,3 88,2 44,4 91,8 23,6 63,7 59,6 126,8 ile diğer işlerde her vıi zam alBoylamı 29 derece 29 dakika Dogu. mak mümkün. olacaktır. Oysa (Basın: 12637/2660) şimdiye kadar inşaat maliyet(NOT: İnşaat yatırımları artış omnlsn için D.P.T. deflator katsayılanntfan, fiyat endeksleri Içlnse ••••••••»•••>•••••••••••••••••••••••••••••• lerinde % 22'ye kadar artış olD.Î.E. yayınlanndan yararlanılmıştır.) ontaigne «Yolda ilk karjımıza çıkan insanla konuşur gibi yazmalı» der. Eyüboğlu'nun büyük başarıyle Türkçeye kazandırdığı «Denemeler>ini okursanız, görürsünüz bunu. 16. yy. dan bugune kalmasında, hiç bir zaman güncelliğini, sıcaklığını yitirmemesinde bu özelliğinin etkisi büyüktür. Yapaylıktan, bilgiçlikten, sıkıcılıktan kaçmıstır Montaigne. Yalnız kendindtn söz etmiştir, ya da yalnız kendinden söz ediyor havasını vermiştir. Oysa çağının, daha doğrusu bütün fağların insanının iç evrenin» inmenin yolunu bulmuştur. Yalın, rahat, konuşur gibi, hem d» yolda ilk karşısına çıkan insanla konuşur gibi yazarak... Çağdaş Yayınlannın son iki kitabını okurken Montaigne'in bu «özü aklıma geliverdi. Anday'ın «Yeni Tanrılar.ı, Gunyol'un. «Devlet İnsan mı?« adlı kitapları deneme türündeki yazıları kapsamaktır. Deneme adını verdiğimiz bu türün ilk başarılı, ölümsüz örneklerini Montaigne vermiştir. Bizde de Ataç, Eyüboğlu, Yetkin önceki kuşdklann etkili deneme yazarlanydılar. Ataç'dı en çok yolda karşısına çıkan biriyle konuşur gibi yazma özelliğın» uyan, yakışan.. Andayla Gunyol'un yazıları da bu özelliği taşıyor. Rahat bir anlatış, bilgiçlikten kaçış, oldukça kısa tümce yapısı, mantığın, zekânm ağır basması, en derin, en karmaşık bir konuyu bile ele •lıp incelerken aydın bir okurun okuyup bcğenmesini, ondan bir leyler anlsmasmı olası kılan bir yazış, anlatış biçimi..» Bu tür yazılar bir iki kez okumakla kalınmaz. Alır saklarsınız o kitabı, arada bir açıp okursunuz. Hem bir çağın rengini verir size, hem de düşünceyi açmanm, en zor, en karışık gibi gelen kavramların, «nlamların gizlerine gırmenin yolunu gösterir... «Yeni Tanrılar», Anday'ın şair, oyun yazan, denemsci niteliklerini; gerçek bir sahat ve düşün adâmı yânlarırü yânsrtan bir kilap. Bilime önde yer veriyor yazar, ama sanatı, kültürü billmin gerisinde bırakmıyor. Her şeyin başında sürekli bir kuşku, bir arama, herşeyi ayrmtılanyle inceleme, hiç bir şeyi ezberden, körükörüne benimsememe... «Doğrusunu söylemek gerekirse» diyor «bilim saygısının en yüksek dönemini yaşıyoruz bir bakıma. Belki de buna bilim aptallığı demek daha doğru olur. Her şeyi bilimden bekliyoruz, her sorunumuzu bilim adamlannın çözümleyeceğini sanıyoruz, sanatı edebiyatı bile onlann doğrulamasını istiyoruz. Oysa yoktur böyle bir bilim adamı» Montaigne de demiş ya, «Bizler, var olan bilimin bilginleriyiz. diye! Bilim çağdaş bilgilerin tümüdür, sanatsa çağuıı aşan bir güçtür. Öyleyse Anday'ın bu kuşkusu yerindedir. Deneme türündeki yazüarın benee en önemli özelliği şudur, gu olmahdır: kesinlemelere girmeden okuru kendisiyle tartışmaya çağırmak... Okur bizimle aynı görüşte olmayabilir, ama yazımızı ckurken bir kuşku büyümeli içinde, o mu doğruyu yazıyor, yoksa ben mi en doğruyu biliyorum diye. Yazarlık yaşantımın en güzel bir övgüsü sayarım bir genç okurumun bana yazdığı su cümleyi: «Her düsüncenize katılmıyorum, ama yazınızı okurken sizinle tartışıyorum içimde, sizinle tartışmak o kadar güzel ki» Ben bunu Anday'ın birbirinden seçkin altmış denemesini ardı ardma okurken yaşadun, bir okur olarak. O zaman anladım en başarılı yazılar, yazılarımız okurlan kendi kendileriyle tartışmaya çağıranlar, sürükleyenlerdir. «Yeni Tanrılar» da böyle bir yapıt. Başarısı, değeri de bundan... Gunyol'un «Devlet İnsan mı?»nm arka kapak notlannda şöyle yazılmış: «Batıdan edindiği düşünceleri bir sis gibi taşımayıp yurdunda bir işe yaramasını, uygulama alanında kendi koşullanmıza göre bir yer bulmasını isteyen bir yazardır V. Günyol.» Kitapta yer alan elliye yakın denemenin hemen hepsi somut bir gerçeğimizi işlemiş. En soyut konuları bile somutlaştırmak, pratik yaşamda bir anlama kavuşturmak dileği var yazarda. Derin kültürü, yaşam deneyi. zekâsı, mantığı bir bütündür. Her şey insanlar içindir, «yoîda karşımıza çıkan ilk insanla konuşur gibi yazmak., o karşılaştığımız insana, insanlara yarar sağlamaktır amaç. Boşuna söz yığınlan olmamalıd'ır yazı, deneme, sanat, insanlara bir yarar sağlamalıdır. Hiç değilse «insan kavşağı»nda buluşturmalıdır duyan düşünen kişileri. Sevgiyle, Ugiyle, inançla. Günyol için «insan olunamadan hiç bir şey olunamaz.» Vedat Gunyol'un yazıları «insan kavşağı»nın önemini duyuruyor bize. «Bir insan kavşağına varmıştım, tatları acıları dertleri sevinçleri ile yirmi sekiz yılımı dolduran, anıları içimde taptaze yaşayan, yaşayacak olan bir sıcak, bir taze insan kavşağına. Yıllar yılı bir kavşakta bulacaktım mutluluğu^. Öğretmen olmak, ama gerçek bir «insan öğretmen> olmaktır bunun adı. «Devlet İnsan mı?«nın hemen her sayfasmda sıcaklığı duyulan bir insan kavşağmda yaşamaktır. İnsan olmadan hiç bir şey olunamaz, na yazar, ne öğretmen, ne yöneticü... Bütün yazılar bir insanlık öğretisidir. Hepimizin yararlanacağı... «Yeni TaTirılar» olsun, «Devlet İnsan mı?» olsun, onlara benzer «insanı insan eden» başka yapıtlar olsun, hepsi bizleri bir «insan kavşağı»na götüriirler. Boşuna dememiş Montaigne »Yolda karşımıza ilk çıkanla konuşur gibi yazmalı» diye.... Bunu insanoğluna, yaklasmakta. sorunlarına eğilmekte en yararlı yol saymalı, o kavşaktakilerden biri olarak. Ne dışlarında, ne tepelerinde, ne uzaklarında... Içlerinden biri... Anday'ın, Gunyol'un kitaplarının gücü burdan geliyor... N TALU HÜKÜMETTNCE GELIŞTIRÎLMIŞ OLAN MÜTEAHHITLERE ZAM KARARI UYGULAMA BULURSA, MÜTEAHHITLER BUNUN «ÇIFT KATLı, KAYMAKLı EKMEK KADAYıFÎ> OLACAĞıNı BELÎRTÎYORLAR. İlkay İZER (însaat Yük. Mühendisi, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı) Zamları Kim Getirdi kilo hesabıyle detay resm! çlzen teknik ressamlaıdan, küçük çelik inşaat tasaronlarına kadar bir çok kimse İskenderun Demir ÇeLgın yüksek fıyatıarından yarar lanmışlardır. Iskenderunda fıyat sorunu soz konusu degildir. Ama bu pro.ienın niçm 2. defa tevsiine gidildiği halde üretim» geçırıimecuğı sorulmalıdır. Birçok özel veya resmi fabrikanın azçok zamanmda bitmesine karşılık İskenderunun gecikmesi araştınlmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki, büyük projelerın gecikmesi sadece fiyat artışlan ile açıklanamaz. Ve 2490 sayılı kanunla bir ilgileri olmadığı için sözü edilen karamamelerle de bağıntılan yoktur. DÜNY/Vda GATSBY/TÜRKİYEye GATSBY CANi YUCEL'ın kjvrakTurkçM ile 208 uhjie 12.; T. L BÜTÜN KİTAPÇILARDA X Gentti Oağtcım: BATSŞ AÖAOĞLU YAYINEVİ: Arif Pa,a Bok. Kurt i v HorH ^ csğaloğlu ST7 7 3 3 7 (Propagaada: 41) 2871 3.kitap: Dl^RİMİN S1N1FYAPISI VE KURTULU%\N SONRATÜRKİYE 864 sayfa 50 lira Genel Dagıtım: Tekin Yayınevi, Ankara Cad. Istaııbui MIUI ItURTlHUS CU.IH1 Deniz Kuvvetleri Komutanh Cumhuriyet 2670 Denizcilere ve Havacılara 25 Sayılı Bildirjt VEFAT Eski Boğazlar Kumandam Emin Paşa ve MUnevver Hanımın oğlu, Celile Zorlu'nun eşi, Semiramis Zorlu'nun babası MUZAFFER EMİN ZORLU vefat etmiştir. 4 Nisan Perşembe günü (Bugün) Tesvikiye Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Ztncirlikuyu aile kabristanuıdakl ebedl isUrahatgâhına tevdi edilecektir. AtLESl Radar Reklftm: 390/26T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle