18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURfYET 2 Nisan 1974 ABDDUMAZ TURHAN SELÇUK NEİİM VAP. NWO{üM?!.X D i K l t L KKLf HAN'M !,„ i! YARALISIN ERDAL ÖZ 46 Büetler karabersa. Filmîn adını çıkaramıyor. Dilinirv ucunda ama çıkaramıyor. Buyuk fiürnmiş. Haftalarea inmemiş afişten. «Sinemanın önünü göreceksin. Nah böyle. Karınca yuvası. Sanırsın ki Mithatpaşa Stadmın önü. Sanki Fener Galatasaray maçı var. Öyle kalabalık.» Gişeler sabahtan kapanmış. Bir büet, değerinin dört beş katına alıcı buluyor. Ama Nuri1 yı tammayan yok. îki bilet, iki kelebek gibi gelip konuyor eline. «Biletler cebimde bekliyorum. Bekle gelmez, bekle gelmez. Tam yirmi dakika geç geldi. lyi mi. Aslmda reklâmlar var. Asıl fılm başlamamış daha. Ama niye olsun. Oldum bittim sevmem beklemesini. En illet olduğum şey beklemek. Bekle Allah gelmez, bekle Allah gelmez. Baktım, yirmi dakika sonra, bizimki alı al moru mor geliyor. Neymiş? Trafik tıkanmıs da. Ulan İstanbul burası, trafiğin tıkanmadığı gün mü var? Ona göre hesapla, ona göre çık evden, değil mi ama. Külahıma anlat sen onu, dedim. Nuri yutar mı. Sen misin geç kalan. Tuttum bunu elinden, çevirdim bir araba, attım bunu arabaya, doğru eve. Beşiktaş'a. Içeri girdik. Hiç bir şey sormadım çektim aleti, salladım kabasına, iyi mi, tam iki parmak.> Nuri anlatırken ayağa kalkmış. Elini arka cebine atıyor aleti çıkarır gibi yapıyor cebinden, sustahyı açar gibi de bir ses çıkarıyor diliyle dişleri arasında, «şık« diye açıhyor pırıl pırıl sustalı. Boşlukta savuruyor elindeki aleti, çelik yeşili bir çizgiyle giriyor sustalının soğuk çeliği Gül'ün kabalarına, • İyi mi, tam iki parmak.» Nuri, dikkatle geri çekiyor sustahyı Gül'ün kabalarından, sudan çeker gibi. «Şık» diye katlıyor, koyuyor zulaya; arka cebine. Çok değil iki parmak girecek sustalının yeşil yes.il bal kıyan diri çeliği Gül'ün yumuşak yerlerine. Bi raz da domuran kan belki. «lyi mi?.. • Aletsiz dolaşmam ben. Alet her zaman zulada olacak. Her zaman alesta bekleyeceksın. Dünya hali. Belli olmaz .» Havasına iyice girmiş Nuri, önünde bir o yana, bir bu yana dolaşıp duruyor. Daha bir aletli, daha bir güvenli atıyor adımlarını. Kalkıp yanınca yürüyorsun. Volta atmanı yadırgamıyor artık. Tam on iki yıl sevişmişler Gül'üyle. Nuri «Gül» diyor, asıl adı «Gülsüm>. Nuri'nin gözlerinde, mahpusanelerde geçen günlerin yorgunluğunu görür gibi oluyorsun. Kısa saçlarında, saçlarının ağaran yerlerinde Gül'ün özlemiyle geçen bıktıncı günlerin derin jara izleri var. «Bu akşam da mektup gelmezse.» Bir aydır mektup alamamış Gül'ünden. Nuri sıkıntılı. Nuri patlamak üzere. Nuri alabildiğine bunalmış. Deniz kıyısını. temiz bir şişe rakıyı, palamut ızgarayı, bütün bunların yanında en çok da Gül'ünü özlemij. «Gül'ü tanıdığımda Gül evliydi,> diyor. Gül'ün kocasının işi iyiymiş. Altında Mersedes arabası. Gül'ün iki erkek kardeşine de yantnda iş vermiş. îki kardeş, ablalarıyla Nuri'nin ilgisini öğrenince deliye dönmüşler. Namus konusu yapmışlar. Önce posta koymujlar Nuri'ye. Nuri delikanh adam, öyle posta koymalara pabuç bırakanlardan değil. •Tek başıma geçerdim evlerinin önflnden,> diyor. Nuri'nin iki gözlü bir evl varmıs. Nuri an» sıyla birlikte otururmus. • Biz geldik mi kocakarı toz olurdu arka kapıdan.» Gülüyor. Anası anlayışlı kadın, Osmanlı. •Ne günlerdi,» diyor. «Ne güzel sevmeleri vardı Gül'ümün. Başımı dizlerine koyardım. Çocuğunu okşar gibi sever okşardı beni, saatlerce. Bir çocuk gibi şımarırdım. Gözleri alır götürürdü beni. Hani beyaz badanalı daracık sokaklar vardır dalar gidersin güzelliğine, yürürsün yürürsün de, hiç ummadığm anda birden kocaman, engin bir deniz çıkar karjına. Öy le bir şey işte. Gül'ün gözleri, ne zaman baksam, beklenmedik denizler gibi şaşırürdı beni. Onun gözleri gibisine koca lstanbul'u dolaşsan raslayamazsın. Nasıl desem, gözleri Beşiktaş'ın ııhtımı gibi dalgalıydı namıssızım, tıpkı öyleydı. Az çırpınmadım, az boğulmadım o dalgalar da. Bebek'ten Arnavutköy'den bir sandala atlar, doğruca Göksu'ya giderdik. Göksü Deresi ni bilir misin sen? Sandalla derenin bittiği yere kadar sokulurduk. Sandal, dipteki batağı tı yırınca durur, atlardık kıyıya. Köpruye çıkardık. Oradan doğruca Hisar'a giderdik. .Baba» derdik. On iki yıl yatmıştı Baba, bir karı yüzünden. Onun lokantasına giderdik. Gittiğimiz de onu hep lokantanın eamlarını silerken bulurduk. Öyle de temız bir adamdı. Baba'nın lo* kantası kanarya doludur. Ben diyeyim yirmi, sen de otuz Köşede. camın dibindeki küçük masada otururduk. Bizim masamızdı orası. Gül le başbaşa ne çok rakı içmişliğimiz vardır o ma sada. Oralann dili olsa da söylese. Şöyle bir on beş yirmi dakika sonra elinde bir tepsiyle çıkar gelirdi Baba. Kalaylı, pırıl pırıl tepsinin içinde, gidip bizim için arayıp bulduğu taptaze balıklarla gelirdi. Sormazdı bize. Girerdi arka daki mutfağına, bir başına ça'.ışır dururdu. (Devamı var) HALlFESlZ 50 YIL BİLÂL N. SİMSİR Türkiye çizdiği yoldan dönmüyor TÜRKİYE'NÎN karanna tepki gosteren küçük azınlık, bir bakıma «Hindistan Hilâfet Komitesi» demekti. Gerçi bu komite dışında da tepki gösterenler olmuştu. Ama, bağırıp çağıranlann büyük çoğunluğu bu komite yöneticileriydi. «Hindistan Hilâfet Komitesi», Halifeliğin kaldırılması üzerine kurulmus bir dernek değildi. ötedenberi vardı ve kuruluş amacı dinî değil, siyasiydi. Merkezi Bombay şehrindeydi, şubeleri Hindistan'ın çeşitli bölgelerine yayılmıştı. Komite, ötedenberi Ingiliz sömürgeciliğiyle savaşıyordu. Bu savaşı, milliyetçiliğe değil, dine dayandınyordu. İslâm dinini ve özeliikle Halifeligi İngilizlere karşı bir silâh olarak kullanıyordu. Mütareke yıllannda da İngilizlere karşı Türkiye' yi desteklemişti. Mr. LJoyd George Hükümetinin Türkiye politikasını protesto için Londra'ya telgraflar çekmişti, TtirTtiye ile dayanışma halinde olduğunu göstermişti. Hatta Türkiye Kızılayı için Hindistan'dan yardım toplanması işinde bu Komite öncü rolü oynamıştı. Komite'nin belki tek hatası, îngiliz sömürgeciliğine karşı giriştiği direnmeyi, milliyet çüige değil de dine dayandırması ve bu savaşta Halifeligi bir sembol olarak kullanmasıydı. Halifeliğin kaldınlmasiyle HUâfet Komitesi birdenbire güç bir durumda kalmıştı. Sanki süngUsü düşüvermiş gibiydi. Halifelik kaldınlınca elindeki savaş silâhın: kaybetmişti. Telâşı, tepkisi bundandı. İngiliz makamlan HUâfet Komitesinin tutumumı böyto değerlendiriyorlardı. Komitenin telâşının «Majesteleri Hükümetine karşı kullandığı silâhın elden git tigi korkusundan ileri geliyor» diyorlardı. Türk Hükümetinin de aynı teşhisi koymuş olması ilgi çekiciydi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Ingilizlerin kendi aralarındaki gızli yazışmalarından habersizdi; Hindistan'da geniş inceleme yapabilecek durumda değildi, ama yaptığı değerlendirmede yanılmamıştı. tsmet Paşa, 20 Mart 1924 günü dış temsilciliklere gönderdiği bir genelgeyle, Halifeliğin kaldınlması olayının yankılannı topluca değerlendirdi: Hilâfet Komitesi konusunda şunları söyledi: «Hind Hilâfet Komitesinin sebebi mevcudiyeti ve cahil ve mutaassıp ahaliye karşı âmâli ihtilâliyesinin vasıtai revacı dahilen propagaiKİa edildiğinden yeni vaziyet karşısmda kendısine yenı bir hüviyet veremeyerek telâşa riüşmüs ve bazı istitlâata göre hasmane bir vaziyet almıştır.» elem tevlit ettl.. Gerek Zatı Devletlerine ve gerek Buyuk Millet Meclısine Hilâfet müessesesmin devamındaki ehemmıyet ve menafii istifsar etmelerini rica eyleriz... Eğe r Büyük Millet Meclisi bizzat Hilâfeti ilga ederse bu karar Âlemı Islâmda gay ret ve kuvvetin lnşikâkına ve ziyama sebep olacak (tır)... Yetmiş milyon Hind İslâmı Meclısi Milli âzası kardeşlerine bizzat Hilâfetin ilgasma aıt olan kararmı bir daha nazan mütaleaya almalarını istırham ederler ve mesele hakkında daha tam lzahat itası içın Ankara'yı ziyarete heveskâr Hindistan heyetine fırsat bahşetmelerinj rica ederler. Lütfen cevabınızı şu adreslere verıniz. (Hilâfet, Bombay, Şevket Ali, Merkezi Hilâfet Komitesi Reisi). (Kifayetullah, Cemiyeti ülema Reisi).» Akıl hocalığı HİNDİSTAN Hilâfet Komitesi, çok aşırı gitmektedır. Halifelik konusunda kendı düşüncelerinl söylemekle yetınmemekte, Türkiye Cumhurbaşkanına ve Büyük Millet Meclisıne «çıkardığınız kanunu değiştırin» demektedır. Egemen bir Devlet, bir kanun çıkarmıştır. Bu kanun yayınlanmış, kesınleşmiş ve yürürlüğe gırmiştir. Hatta kanun uygulanmıştir ve uygulanmaktadır. Türkiye'nin sınırlan dısında bir Komite, «hayır, böyle kanun olmaz, değiştirin onu» diye Türkiye Devlet Başkanına ve Parlamentosuna akıl öğretmeğe kalkışmaktadır. Böylesine bir akıl hocalığını, ancak bağımsız ve eğemen Devlet mefhumundan yoksun, sorumsuz bir komite dü şünebilirdi. Gerçekten başka hiç bir tarafta Türkiye'nin ıç ışlerine böylesine bir kanşmayı düşünen çıkmamıştı. Başka hiçbır kuruluş veya Devlet buna cür'et edememiştı. Hangı bağımsız ve egemen Devlet, kendı lçışlerine böyle karışılmasını kabul edebilirdi ki?! Hindistan Hilâfet Komitesı daha da ilerı gıtmekte, «daha tam izahat ıtası için», baş ka bir deyimle Türk Parlamenter lerine ve Devlet adamlarma baskı yapmak ıçın, Türkiye'ye bır heyet göndermek ıstemektedir. Çıkarılmış kanun konusunda tar tışma açacaktır Belki basında polemığe gıdilecektır. Yazılacak, çızılecektir. Halifelik konusu daha da dallanıp budaklanacaktır. Unutulup kapanmayacak, büsbütün körüklenecek ve canl» tu'ulacaktır. Genç Türkiye Cumhurıyetı yıpratılmağa çalişılacaktir. Çızdıği yoldan onu döndürmek içm Türkiye'ye karşı kampanyaya gırısılecektır. Bağımsızlığını, egemenlığıni bunca kan pahasına kazanmış olan; Anadolu'yu yeni baştan fethetmek lçın bunca yıl savaşmış olan; her türlü dış müdahaleyı şiddetle reddeden vs bağımsızlığının, eğemenliğinra üzerıne toz kondunnak ıstemeyen yeni Türkiye Cumhurıyetl böylesine bir yabancı müdahalesini kabul edebılir miydi? Y A RI N: Türkiye'deki gelişmeler DİŞİ BOND yEBl£Ş.\ J OzmirTan Duyuyormusu TİFFANY JONES MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU MAGLUP KAHRAMAf GARTH Kanunu değiştirtmeye kalkışanlar HİND Hilâfet Komitesi, yeni iurum karşısmda kendisini değiştirmeŞi düşüneceği yerde, Türkiye ' vüyük Millet Meclisinin çıkardığı bir kanunu değiştirmeğe kalkıştı. Komitenin, «Ali kardeşler» denen en aktif iki önderi vardı: Amir Ali ve Şevket Ali. Bunlardan Şcvket Ali, 11 Mart 1924 günü Yeni Delhi'den Türkiye Cumhurbaskanı Gazi Mustaia Kemal'e bir telgrai gb'nderdi, Halifeliğin kaldınlmasiyle ilgili kanunun yeniden gözden geçirilmesini ıstedi. Epeyce uzun olan bu telgraftan birkaç cümle aşağıya alındı. Şevket Ali şöyle diyordu: «Hilâfet Teskilâtı ile Cemıyetı Ulemanın faal Encümenlermin müşterek bir içtimaında Zatı Devletleri vasıtasile maruzatı âtiyenin Büyük Millet Mecasine ıblâğına karar verilmiştir: «Telgrafmız vazıh değildir. tfıllet Meclisi sadece ahiren kendisi tarafından tesis olunan ayrı Hilâfet vazifesini ilga etmiş de onun yerıne Cumhunyet Reisıne yalnız Türkiye Devletinin Reısı sıfatile değil, ayni zamanda Halife olması sıfatile biat mı etmiştir? Yoksa Büyük Millet Mec lisi l i r k i y e i ı i n Heyeti idaresı olmakla, Hilâfet tesmiye olunan tarihi müessesei islâmiye hususunda herhangi bir mes'uliyet kabulüne mütemayil degil midir? Hılâfetın ılgası hakkınaa şimdiye &adar alınan havadisler Hindli Müslüman kardeslerinız arasında derin bir ıstırap ve DSİ. XIV. Bölge Müdürlüğü tsale Hatları Başmühendisliğinden 1 Başmühendisliğimızce, Kağıthane Pompa İstasyonu Elektrik Mon*a] ve Tesisat emanet işi, kapalı zarfla, teklif alma usulii ile ihale edilecektir. 2 îşin geçici teminatı 6.0OO. TL. sıdır. 3 leklif dosyası ve eklen Başmühendısliğimlz; Gayrettepe. Yıldız Posta Caddesi, Yeşil Apt. No: 26/A Blok D 3 deki adresinde görülebilir. 4 Ihale 11 NİSAN 1974 Perşembe günü saat 14.00 de Başnıühendislik binasında toplanacak, îhale Komisyonu tarafından vapılacaktır. 5 Ihaleye girebilmek için, Komısyonumuzdan yeterlik belfeesi almması şarttır. Yeterlik belgesi müracaat evrakma eklenecek evraklar aşağıdadır. a) 1974 yılı tasdikli Ticaret veya Sanayi Odası belgesi, b) Bu nevi işleri yapmış olduğuna dair belgeler, c) MüteahhitUk kamesi. 6 Taşaronlann yeterlik belgesi İçin 5. maddedeki evraklan havi dilekçeleri ile 3. maddedeki Başmühendisliğimiz adresine en geç 8 Nisan 1974 Pazartesl günü saat 12 00'ye kadar müracaat etmeleri şarttır. PostadaM gerikmeler kabul olunmaz. 7 fComisyonumuzca yeterlik belgesi verilmesi uygun görülenler yeterlik belgesi ve ıcale evrakıru 9 NİSAN 1974 Sal: günü saat 9.00'dan itibaren, mesal saatleri dahilınde, 3. maddedeki adresımızden alacaklardır. B i'eterlik belgesi ve ihale evrakı alan Taşaronlar, teklif zarflann) 11 NİSAN 1974 Perşembe günü saat 12.00'ye kadar 3. maddedeki adresimize verebilir veya posta ile «önderebilirler. Saat 12.00'den sonra verilen veya postadan çıkan teklifler kabul olunmaz. 9 K.omisyonumuz 2490 sayılı lcanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın: 12938) 2599 İSTANBUL VİLÂYETt DAİMİ ENCÜMENİNDEN ENKAZ SATILACAK Fatih Kasap îlyas Mahalleslndeki Davutpaşa tlkokulu bahçesindekı 12 kapı numaralı binanın enkazı UJO0 lira kıymet üzerinden 9 Nisan 1974 Salı günü saat 15'de Sultanahmet Yerebatan Caddesmdekı özel tdare binasında toplanan Daimî Encümende kapalı zarf usulüyle tatılacaktır. Geçici teminatı 863 liradır. Şartnamesı Daımi Entümen kalemınden alınır. Isteklilerın ilk teminat makbuz veya mektubunu havl olarak hazırlayacakları kapalı zarflannı satış günü saat 14'e kadar Daimi Encümene vermelerı lâzımdır. (Basm: 12487) 2601 r FORKLİFT SATIN AL1NACAKTIR Fabrikamızın ihtiyacı için benzin motorlu ve azami 1,5 ton kaldırma kapasiteli bir adet forklift satın alınacakür. İlgililerin el'erinde mevcut belirtilen vasıflan haiz Forklift'in markası, motor gücü vesair özellikleri ile peşin satif fiyatı ve teslim müddetini bildiren tekliflerini kataloglariyla birlikte en geç "».4.1974 çarsamba günür.e kadar Bozüyük tlçesindeki (ahrikamızda bulunacak şekilde göndermeleri gerekmektedir. Fabrikamız Forklift'i satın alıp almnmakts veya dilediğind?n almakta serbesttir. S Ü M E R B A N K BOZÜYÜK SERAMİK FABRtKASI <Basınt 13U31) 2593
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle