18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHITRÎYET 12 Nisan 1974 ABODLCANBAZ TURHAIVJ SELÇUK YARALISIN ERDAL Ö Z 5 6 Bir fotoğraf yine. Tanımadığın bir yüz Kara kaşlı, kara gözlü, kara bıyıklan egemen biri. Kaşları birbirıne bitişik. «Bu kim?» •Boyacı Nuri. Bizim arkada; olur. Şimdl Adana'da yatıyor.» Fotoğrafın altına «Boyacı Nuri» sunları yazmıj Nuri için: «Susuz çesmeden su dolmaz / Muslugu aîtın olsa büe / Düşenin dostu oimaz / Kendisi arslan olsa bile.» Hemen altında da bozuk bir tümce: • Bunu yazan şanlı hükümdar mahkum arkada;a bir hatıra.» En altta da koeaman yazılaria bir adres: «Konya Karaman, Kâzım Karabekir îlçesi, Konyalı Nuri Boyacı. imza .» Bdylece sürup gidiyor. Defteri kapatıyorsun. «Alıyorum defteri.» •Olur.» Olur'un r*si yine yok. •Bir de fotoğrafın varsa,» diyor. «Sayfanıa üstüne yapıstırmak için.» Ellerini kaldtrıp sanki kendini gösteriyorsun: •Yok.» diyorsun. «Bir seyim yok. Böylece »lıp getirdıler beni.» Anladığını basıyla belirtiyor. »Olsa verirdim.» Sıkıldın sen. Belli etmemeye çalısıyorsun. «Yazabilırsem biraz sonra getiririm belki. 01mazsa gece yazarım.» •Tamam,• diyor. Yedi sekiz yaşlannda bir çocuk saflığı Içinde yazılmıj ilkel siirlerle dolu defteri kolunun altına sıkıjtırıp çıkıyorsun. Avlu sıcak. Hemen herkes orada. Güne? avlunun yansir.dan çekilmiş. Günejte dolaşanlar az: Belden yukarıları çıplak, güne?in son tadını çıkarıyorlar. Herkes gölgeye sığmmıj, ayakta duracak yer yok, tıkış tıkış. Güneşe karşı, duvar dibinde bir yer buluyorsun. Elindeki defteri yere koyup üzerin» oturuyorsun. Önünde doıaşanlar var. Bu yiizden ayak. larını uzatamıyor, karnına çekiyorsun. Hemen herkesin elinde bir tespih. Sanlı, kırmmlı, yesilli, morlu tespihler. Güneı oldukça yaük; yüksek ta; duvarların üstünde, telörgülerin arasma şıkşıp kalmıs gibi. Tutuklu bir günes. Bitkin. Ötesinde, açık mavi, dümdüz lekesiz bir gökts sütbeyaz bir yarımay. Biri çıkmif oraya, o açık mavi atlasa elindeki süt sişesinin ağzını sürmüş, sütün kaymaklı bulajığı kalmıj orada. «Arkadaşlar!» Kıdemli Nuri, avluya açılan kapının ağzında. Bütün yüzlerin kendisine dönük olduğunu görm» nin tedirginliği içinde. Bundan anlatılmaz bir tad aldığı da gözlerindeki parıltılardan anlagılıyor. Sanşın Nuri de yanında. «Arkadaşlar. fdarenln emrl: Saçlar kesfleeek > Avludan bir ufultu yükseliyor. Kıdemlinin yüzünde sözde yatıstıneı bir gülümseme bulaşığı. Sarıgın Nuri Kıdemlinin kulağına eğilip bir feyler iöylüyor. • Arkadaslar.» Bu kez konufan Sarı Nuri. Sesl eılıı çıkıyor. Kimsenin ona aldırdığı yok. Kıdemlinin yüzü birden kansıyon •Kesin lan tantanayı!» Elini yanındaki demir kapının ortajına güm güm vuruyor. •Kesin dedim!» Uğultu kesiliyor. «Cazgırlık istemem.» Avludaki bütün baslar eğik. Kim»* üzerina alınmıyor. •Dinleyin.» Kıdemlinin sağladıgı suskunlufa, Sarısın Nuri, daha da sarışınlasan yüzüyle, rleri yin» sile sile konuşmaya bajlıyor: •Arkadaşlar, bu taç konuıu. bildifiinis gibi, idarenin emriyle, bugün bütün saçlar kesllecek arkadaşlar. Saç kesilir yine uzar arkadaşlar, saçın kökü bizde. tki berber getirdik arkadaşlar, şimdi içeride, surada, koridorda keseeekler. Demek ki arkadaglar simdi sırayla, hepimlı arkadaşlar, akşam yemekten önce saç yoklamast yapılacak arkadaşlar, idarenin emri arkadaslar, emir emirdir arkadaslar, emirlere uyalım arkadaşlar.» Kıdemli atılıyor: •Bak yemekte, saçını kestlrmemlı blrlni fSrürsem, tamam mı?» Sanşm Nuri'nin fısıldadıklannı duymak için bajını eğiyor, dinliyor, basıyla hak veriyor ona: «Önce ben kestireceğim saçımı arkadaşlar, tamam mı?» Avludan birkaç alayeı saksakla birlikt* yükselen uğultunun içine an^çılmaz sovgüler, gizlenmiş sinlk yuh'lar karışıyor. Kıdemli gidecekken yüzü al al olmuf dönüyor, diyecek bir jey buhmifor kapıdan ıçeri giriyor. Mırıldanmakta olduğun türküyü kesip saşkınlıkla çevrene göz atıyorsun; kiırse scninle iljili değil. Altından defteri çekiyorsun. B^fon sıcaeık, içine işliyor. Sanşm Nuri'nin «ana ayırdığı sayfayı açıp yazmaya baslıyorsun: • Sanşm arkadasa. Işte sana mahpusane türkü lerinin en güzellerinden biri. «Içinden geleni yaz» demiştin îçimden bu türküyü söylemek gel di birdenbire. Defterine de bu türküyü yazıyo ClA, MAFlA ve EROİN Derleyen: Şevki ADALI EN GÜZEL MÜCADELE ÖRNEĞİNİ SİNGAPUR VERDİ ÜYÜŞTÜRÜCT7 madde kaçakçüanrun faaliyetlerinin bir türlü önlenememesı, dünya kamuoyunda karamsarlık yaratmıştır. Çok kişı. ne yapılırsa yapüsın, bu tür kaçakçüığın önüne geçmenın mümkUn olamayacağı kanısına saplanmıştır. Dofru değildir bu. Ciddi şekilde girişilen mücadele uyuşturucu madde kaçakçıhgını büyük ölçüde önleyebılır, hatta ortadan kaldırabılır. Singapur bu konuda en lyi örneği mej'dana getirmektedir. 1947 yılmda Singapur'da 25 bin uyuîturucu madde müptelâsı bulunuyordu. Ülke uluslararast uyuşturucu madde kaçakçılığının merkerlerinden biri halindeydl. En az beş cürüm sendıkası burada faaliyet gösteriyordu. Singapurlu yetkililer bu duruma son vermek için radikal planlar hanrladılar. Esrar gibi uyuşturucu maddelerin ortadan kalkmagı halinde, bunun yenni eroinin alacagını bilyorlardı. Bunun üıerina mücadetelerini doğrudan doğruya cüriım sendikalanna yönelttiler. Polis bu büyük kaçakçı örgütlerinın beşinin de liderlerini tutukladı ve sınırdısı ettt. Daha sonra da tutuklamalara devnm edıldi. Bunun üzerine kaçakçılar Singapur'u listelerinden çıkardılar. Singapur HükUmetinin kesin kararlı olduğunu anlamışlardı. Bugün Singapur'da hafıf cins uyuşturucu madde kullananların sa>Tsı 8 bine düşmüstür. Bunların büyük bir kısmı da 40 ile 60 yaş lan arasında kimselerdir. Singapur Hükümetınin konu ile ilgili hassasiyeti ise devam etmektedir. Bu nedenledir ki ülkede bir tek eroinman bile yoktur. Singapur örneği, istendigi takdirde uyuşturucu madde kaçakçılığının önleneceğini ve uyuşturucu madde kullanma ftfetinin önüne geçilebilecegini açık şekilde göstermistir. Endonezya, Füipinler, Hong Kong ve diğer Güneydoğu Asya Ulkeleri yetkililerinin Singapur ömeğinden alabilecekleri çok ders vardır. elçıligine atandı. Artık serefin* baskent Vietiane'de nyafetler veriliyor, kokteyl partiler düzenleniyordu. 33 Nisan'da başkent sos yetesi kendisini geçirmek üzere Wattay havaalanmda toplanmıştı. Laos'un yeni Fransa Büjükelçlsi uçağına binmeden önce yaban cı diplomatlar v» Laoslu yetkililerle vedalaştı. Uçagı Paris'e indi ği zaman aynı şekilde şaşaalı bir karşüama töreni yapıldı kendisi için. Bütün Laos elçüiği mensup lan havaalanına gelmişlerdi. Aralannda Fransız yetkililer de bulunuyordu. Karçılama töreni sona erip, Prens Sopsaisana alandan aynlacağı zaman, bavullarından blrinin ortada olmadığmı gör dü. LBOSIU prensin renpi sararmıştı ve öfkeden titriyordu. Fran sız yetkililer İse özür diliyor ve bavulun derhal bulunup kendisine teslim edilecegl hususunda te tninat veriyorlardı. Prens Sopsaisana bu garantilere rafmen hava alanından aynlmıyor, bavulunun bulunmasını istJyordu. Havaalanmda bu olaylar cereyan ederken, gümrük memurlan kayıp bavulun içindeklleri ortaya çıkarmışlardı bile. Aslında bavulun kaybolduğu falan yoktu. Bir ihbar üzerine prensin bavulu kaçınlmış, havaalanının bir odasın da açılmıştı. Fransız tarihinın en büyük eroin kaçakçılıklarından biri çıkmıştı ortaya bavulun açıl masiyle birlikte. Fransız Hükümeti olayı gizll tutmayı tercih etmişti. Bir hafta sonra bavul kendisıne teslim edildigi zaman, Prens Sopsaisana bunun kendisi ne ait oidugunu inkâr etti. Tabıı buna kimseyi inandıramadı. Fran sız yetkililer ise, itimadnamesinin tarihlnde Uos'un Tnnaa. Büyük kabul edilmlyecegtni kendisine bildirdiler. Prens Sopsaisana iki ay Paris'te işsiz güçsüz oturdu. Daha sonra Vıetiane'ye geri çağnldı ve bütün görevlerinden uzak laştınldı. Laos'ta bulunan Amerikalılar ise olayın üzerine fazla gıtmedıler. Bunun nedenı de var dı tabiı. Prensin bavulunda bulunan eroin, CIA tarafından kurulan Meo ordusu generallennden Vang Pao'ya aitti. Bu bakımdan meseleyı fazla deşmeğe gerek yoktu. PRENS Sopsaisana olayı, bir gerçegi de doğruluyordu. Eroin kullanma alışkanlığı Amerika'da hızla yayılmağa başladığı zaman, bir çok Amerikalı yetkili meseleyi fazla basitleştirdiler. Bunda, Fransızlann verdiklerl bılgilerin rolü büyüktü. Fransızların ileri sürdükleri iddiaya ve Amerikalılann inançlanna göre, Amerika'ya giren eroinin yüzde 80'i, Türkiye'de üreülen hashaştan elde ediliyordu. Türkiye'den getirilen bazmoriin daha sonra Marsilya'ya getiriliyor v burada eroin haline getirüdikten sonra Amerika'j'a ihraç ediliyordu. Fransızlann bu iddialanyla ilgili olarak biraz derinltgine tahkıkat yapılsaydı. gerçegin bu kadar basit olmadıgı anlaşılırdı. Bütün Güney Fransa'da uyuşturucu maddeler trafığini kontrolle görevlı Fransız polismın elinde üç otomobil n 11 memur bulunuyordu. Bu zayıl kadroyla, Fransız poüsinin sağlam bilgilere sahıp olması olanaksızdı. Nıtekim Amerikalılar, Türkiye'de hashaş ekiminin yasaklanmasıyla bırlıkte gerçekleri görecekler ve Amerikaya sokulan eroinin büj'ük bir kısmmın Güneydoğu Asva'dan getirildijjıni anlavaraklardı. Amerikan askerl ve siyasi faaliyetlermi yofunluy kazandıgl 1960'larda, Güneydoğu Asya'dan Batı'ya yönelen uyuşturucu mad de kaçakçılıgı da büvük hız kazandı. özellikle Burma ve Tsyland'da haşha? üretıminde büyük artışlar görülüyordu. Komünist gerillalan kontrol etmek amacıyla kurulmuş ve Milliyetçi Çin ordusunun artıklanndan kurulu Kuomintang ordusu, CtA"mn a m nl onayıyla, bUtlln bu faaliyetleri yönetiyordu. Üretilen haşhaş ürününün hemen bütünü Kuomin tang birlikleri tarafından kurulan kervanlar aracılıgı ile Kuzey Tayland'a getlriliyordu. Burada ürün Çinliler tarafından yönetılen bir şebekeye teslim ediliyor, bun lar da haşhaşı lşledikten sonra, bir kısmım iç piyasaya sürüyor bir kısmını da Hong Kong ve Malaysia'va ihraç Miyorlardı. Y A R 1N: Yanlış yöntemler DİŞİ BOND rum: (Deramı r»r) MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU MAGLUP KAHRAMÂIM TİFFANY JONES JOWM, BLSTUN yLepı<siN SEyLEEOEN GARTH Bir prensin öyküsü 0YUŞTTJRUCU maddelere karşı mücadelenin kolay bir şey olmadıgı da bilinmelidir. Bu «is alanında» faaliyet gösterenlerin hepsinin adı gangsterler olduklan sanılmamalıdır. üluslararası uyuşturucu madde trafigini yönetenler diplomatlardan, sanatçılardan, politikacı ve devlet adam lanndan, askerlerden de yararlamrlar. Mücadeleyi güçleştiren unsurlar bunlard'.r. Laoslu Prens Sopsaisana'nın öyküsü ıyi bir ömektir. Laos kraliyet ailesi Xieng Khou ang'm en parlak kişilerindendi Prens Sopsaisana. Ulusal Meclisin Başkan Yardımcısı, Laos Barolar Birliğinin Başkanı ve Laos Basın Birîiginin Genel Sekreteriydi. Dostlan kendisine Sopsai diye hitab ederlerdi. Hemen herkes çok parlak bir geleceğin kendisini beklediğinden emindi Laos'ta. Prens Sopsaisana 8 Nisan 1971 Istanbul Vilâyeti Daimi Encümeninden Yıyecek Maddesı Almacaktır Maltepe Huzur Evine şubat 1975 sonuna kadar lüzumlu 23 kalem kuru erzakın 104.000. lira çevresinde alımı. llk teminatı 6.450. liradır. Huzur Evine Şubat 1975 sonuna kadar lüzumlu 49 kalem yas meyva ve sebzenin 86.465. lira dairesinde alımı. tlk teminatı 5.574. liradır. Huzur Evine Şubat 1975 sonuna kadar lüzumlu 35.000 tane ekmeğin 35.000. Ura dairesinde alımı. tlk teminatı 2.625. lıradır. Tahmin bedelleri ile ilk teminatlan yukanda yazılı yiyecek maddeleri 16. Nisan. 1974 salı günü saat 15.00'de Sultanahmet Yerebatan Caddesindeki Özel tdare binasında toplanan Daiml Encümen'de ayn ayrı kapalı zarf suretiyle satın almacaktır. Şartnameleri Daimi Encümen Kalemin'de görülecek veya Huzur Evinden alınacaktır. tsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu fle 1974 yılı Ticaret Odası vesikasım havi olarak hazırlayacaklan kapalı zarflarını alım ?ünü saat 14.00'de kadar Daimi Encümen'e vermeleri lâzımdır. İLAN TEKEL AMBALÂJ FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Fabrikamız ihtiyacı için (5000) kilo Kırnuzı Samsun Rotogravür mürekkebı 199.750. TL. a muhammen bedel karşılığında şartnamesi ve Tekel Genel Müdürlüğü Döner Sermave Tahmatnamesi hükümleri gereSmce pazarlık suretiyle satın almacaktır. 2 İhaie 25 Nisan 1974 Perşercbe günü saat 15.00'de Cevizli Tekel Ambalâi Fabrikasj Satınalma Komisyonunda vapılacaktır. 3 Buna ait şartname her gtîn (Mesal saatleri lçeristnde) Fabrikamız Levazım Amirliginden temin edilebillr 4 Şartnamesi hükümleri gereğince aiâkalı firmalanp thalere iştirak eriebümeleri için (20) kiloluk (1) bidon mürekkep nümunesini ihaleve (7) eün kala Fabrikarruza teslim ptjneleri lâzımdır. 5 ''azarlık güntoden evvel Reçicı teminsrr olaD 11.237İ0 TL.'sının Fabrikarnı? ve7nesine vatırılaratt alâkaluar eıacaklan makb'.zls !v.fiif>ve ışMrak eiebilirier. 6 Satınalma Komisyonumuz ihaleyi vapıp vfpmamakt* serbesttir. (Basın: 13583/2ri3) • 81521 ntsan«k acıimr f özel ' İ MODERN EĞfTiM DERSANESİ . 43.45 g (llâncılık: 6586/2907) (Basın: 13016/2912)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle