16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET r 28 Mart IÖ74 dBDULCAHBAZ TURHAIU SELÇUK YARALISIN ERDAL ÖZ 41 Dipte. karsılıkh iki duvar arasında gidip geliyorsun boyuna. Belli etmeraeye çalışarak bir elinle oranı ovuyorsun. Acı veriyor, yani yor, ama iğdis edemedıklerini anlaymca çocukça bir sevince kapılanıyorsun. Dizlerin bu rahatlama içınde daha da güç taşıyor seni. Köbetçilerin de ökçe seslerinin kesildiğl korkunç sessizlik anları oluyor. Yaşam duruyor tanki. Nöbetçiler koridorun bir yerinde dikeliyor olmahlar. Belki gizlice sigara içiyorlardır. Bir sigara olsa. İçin bir sigara özlüyor. Unutmaya çalışarak adımlarını sıklaştınyorsun. Bir öksurük, bir inleme, türküye benzeyen bir mırıltı, sürünen sinirli bir terlik sesi. Kira ler bu odacıklara kapatılmış olanlar? Sabah, değişik gündelık gürültülerle başlıyor. Uyku dolu nöbetçilerin. yerini uyumuş, daha dinlenmiş yenl yeni yüzler ahyor. Koridorun iki başındaki ağır demir kapılar daha sık açılıp kapanır oluyor. Seslerden, birini alıp götürdüklerini anlıyorsun. Uykusuz, ayakta geçen bir günün bütün yorgunluğu bacaklarına binlyor. Bekliyorsun. Yeni başlayan günün ne acılar getireceğini kestiremiyorsun. Direnmeni nereye kadar sürdürebilceksin? Bir gün öncenin korkunç deneylerinden sonra edindiğin güven duygusu, ağaran günle birlikte lnceliyor, azalıyor. Dayanabilmeyi, gerekirse ölebilmeyi göze alabilecek misin? Dayanamaz da konuşmak zorunda kalır san, mantıklı şeyler söylemeyi istiyorsun yine de. «Kimseyi tanımıyorum, hiç birini bilmiyorum» diyeceksin. Ad vermeyeceksin. Yoksa kim senirv yuzüne bakamazsın. Hep bu istekle Içinden konuşuyorsun. Birden bire üç klşiler. Parmaklıgın önünd» ler. Ne zaman geldikierinl göremedin. Kapıyı açıyorlar. Içeri giriyorlar. «Ayakkabılarını giy.» Koşeden ayakkabılarını alıp güçlukle giylj'orsun. «Çok sıkıyor.» «Sıksın. Yiirü bakalım.» Ayakkabiyle yürümek çok 6*aha güç. Taban ların, ayakkabılann içinde ikiye katlanmış gibi. Sancıyor. Itiyorlar ardından. Koridor bitlyor. Ağır demlr kapıdan geçiyorsunuz. Bir taş merdiven. Merdivenin ortasında, bir den, yere çomelmeni, dört ayak üzerinde yurumeni istiyorlar. Hiçbir şey anlamıyorsun. Tek meler, tokatlar her şeyi anlatıyor sana. Isteııileni yapıyorsun. Sürekli olarak sırtımn ortasına yumruklar fniyor, kıçma tekmeler yapışıyor. Taş basamaklarda, ellerınin, dizlerinin üzerinde yukan çıkmaya çalışıyorsun. Hiç bir anlam veremiyorsun bu yürüyüç b'.çımine losanı hsyvanlaştırmaktan başka ne amaçl&n olabilir. Sürekli aşağılînroanın seru yıkacRgına inanıyor olmalılar. Biliyorlar bu isin incellklerini. Tas basamakların ortaian erlmls, çukurlaşmış. Kollannla başını ko:umaya çalıştığın oluyor. Bileklenndeki yara'.ı yerlerin inen yumruklarla sancıyor, kanıyor. Ayakkabılar daha da sıkmaya basladı. Ayaklınn zorücluvor. Kıçın, sırtın, yağmur gibı ynğan tekmelerle nerdeyse ahşacak gibıyken, merdiven bitiyor. Yerde, görevlilerin kalın ökçeM nyakkabılarının arasında, kuyruğunu bacaklarına kıstınnış. sinmiş, tekmelenmiş bir köpek giDisin. Adamların bu isı büerek yaptıklan bir gerçek. Bur.u mu istiyorlar? Kan beynine doluyor. Gilç tutuyorsun kendinl. Bir kapının önünd« durduruvonar. Kaldınyorlar. Duvara yüzünü döudürüyorlar. Arkanda bir kapıyı tıklatıyorlar. Kam açıüyor. Biri içeriye senin adını sb'ylüyor. «Getirin.» Içeri sokuluyorsun. YİRMÎ ÜÇ Ma&alar dolmus bile, tıkhm tıklım TTfakIık Nuri, önünden geçtigin masamn ortalarında bir yere oturmus. «Gel, sıkışırız,» diyor. «Oimaz. Ayakta da yerim ben.» Gılay Nuri de karşısında, az örede. «Ayakta olmaz. Gel,» diyor. «Biraz sıkısahm arkadaşlar.» Vfaklık, yanında oturanıara seslenince, sağında solunda oturanlar sağa sola kayıp sıJuşıyorlar. • Gel gel, bir kıçlık yer açıldı burada.» Ufaklığın yanında açılan yere geçip oturuyorsun. Önüne boş bir çanakla bir kaşik gönderiyorlar. Masanın ortasında yığılmış çeyrek ekmekler var. Elinla yokluyorsun;, l a s «Biliyor musun, Nuri'yi bu sabah Dostaladılar.» diyor Ufaklılt, yavaşça. «Hangi Nuri'yi?» «Pehlivanı.» «Yok yahu. Yozgatlıyı mı?» «Yozgatlıyı.» «Niye?» «Kıdemliyle kapışmıştı ya.» (Devunı rar) HALlFESİZ 50 YIL BİLÂL N. ŞİMSİR Bîngazi ve Trablus'taki hutbelerde İtalyan Kralının adı anıImıştı TÜRKLERE verilmek istenen ögütlere gelince, unutaıamak gerekir ki, bunlar kırk yıl önco çürütülmüş öğütlerdir. Tâ 1883 yılında M. Gabriel Charmes, Avenir de la Turquie (Türkiye'nin geleceği) adlı kıtabmda, Abdülhamid'in Halifelik itibannı yükseltmefe çalışırken kendi ülkesini ihmal ettiğine parmak basmış ve şunlan yazmıştı: «Abdülhamit, Halifelik prestijiyenileyip gençte^tirmeyi deı»r ken bir şeyin farkına varamaaı: Seleflerinın asıl bu dinî otor;tesidir ki, Osmanlı İmparatorl.ıgunun içerde sıyasî yenileşmesıni, diplomatık bakımdan da Avrupa Milletler Camiasında yerini alma sını felce ugratmıştı. Osmanlı Sultanlan yalnız dünyevî otorite sahibi olsalardı, yani normal Hadışah olsalardı, ülke çıkarlarını din çıkarlarının üzerinde tutarlardı; ama HalUfe olduklan ıçindir ki, ülkelerinin çıkarlannı dın çıkarlanna feda ettiler. Türkiye' nin bütün felâketlerine sebep olan en büyük hata budur!» Ve Temps sözünü düğümlerti: «HaJıfeligi kaldırmakla Türkler, bu öldürücü hatayı kökten düzelttiler... Fransızlar bundan nasıl şikâyet edebilirler ki? Hayali Arap Halifesinin yolunu kesmek için Abdülhamid'in kötü miıs sını tahrıke bizim gerçekten hiç ihtiyaeımız yoktur.» 1924 yılı Mart ayının ilk yansında Fransız basınındaki yazılaf hc.kkında yukardaki başyazı aa çok bir fikir verir. Mart ayının ıkinci yarısında yazıların azaldığ! görülmektedir. Kral Hüseyın* ın Halifelığinin ciddiye alınanıayacağı anlaşılmağa başlanmış r« bundan ilk başta telâşlanmış olan bazı Fransız gazeteleri yavaı yavaş yatışmaga doğru gitmişler dir. Türklye'ye karşı ilk günlerAe yayın yapmış Fransız gazeteleri de yavaş yavaş yatışmışla> dır. Halifeliğin feshedılmesıne Fransız sömürgelenndeki müslü manlardan herhangi bir tepki gel mediği görülmüştür. Tunus, Cezayir, Fas, Madagaskar gibi yerlerdeki Müslümanlar, HaUfeligın kaldınlmasına tamamen ilgisiz kalmışlardı. Müslümanlar ses çıkarmazlarken, Halifeliği savunmak Fransızlara mı düşecekti? Gazeteler bunun farkına varmağa ve kendiliklerinden susmağa baş lamışlardı. Suriye ve Lübnan'ın sözde Haltfe Hüseyin'in etkisinde kalmayacağının anlaşılması da Fransız gazetelenni rahatlatmıştı. Fas Sultanını Halife yapmaga da hıç gerek yoktu. Halifelik konusu yavaş yavaş Fransa'da unutulmaga yüz tuttu. çekineceklerdi ve almağa kalksalar bile ellerinde tutamayacaklardı. Ama İtalyanlar kaygılanıyorlardı. Kral Hüseyin'in Halife ilân edildiği haberi îtalyan kaygılarını biraz daha arttırdı. Buna karşı yazılar çıktı. tslâm Hukuku açısından Kral Hüseyin'in Halife olamayacağı yazıldı. Çünkü Hıiseyin daha önce meşru Halifeya karşı ayaklanmış bir kimseydi. Ayrıca Halife ilân edilirkea de lngiliz himayesinde sayılıyordu. Bu yüzden Islâm hukuku bakımından hallfeligine cevaz olmadığı soyleniyordu. Böyle söylenmek le birlikte italyan gazeteleri de kaygılıydı ve tıpkı Fransız gazeteleri gıbi îngiltere'ye saldırıyorlardı. 1924 Mart ayı sonlanna dogru İtalyan basınındaki yazıların ve kaygıların azaldığı görülecekti. Basında yayınlar yapılırken îtalyan Hükiimeti çevreleri resmen herhangi bir açıklama veya yorum yapmadüar. Halifeiığin kal dınldığı günlerde yine Türkiye'de bulunan Şeyh Sünnisi'yi Halife j'apmaga kalkışmak gibi bir davranışta da bulunmadılar. BununJa beraber İtalyan Dışişlerinin îngiltere nezdinde nâzik, ama mânâlı bir teşebbüsü oldu: Ha?imi Ürdüntln Roma'daki temsilcisi İtalyan Dışişleri Bakanlığma bir nota göndererek Kral Hüseyin'in Halife seçildiğini bıldirmiş ti. İtalyan Dışişleri Bakanlığı buna cevap vermemişti. 24 Mart günü Londra'daki Italya Bü>1ikelçiliği Ingiltere Dışişleri Bakanlığına başvurdu. İngütere'nin de böyle bir nota alıp almadıgını, aldıysa bu konuda ne yaptığını sordu. Bu sorunun arkasında Hüseyin'in Halifeliginin Ingiltere tarafmdan tanınıp tanınmadığı, daha doğrusu Igiltere'nin Hüseyin' in Halıfeligini destekleyip destek lemediğini resmen öğrenmek fıkri yatıyordu. Bunu resmen öğrendikten sonradır ki, Italya da resmen bir tutum takınacaktı. ad El Hatip, îngiltere Dışişleri Bakanına bir telgraf göndererek Kral Hüseyin'in Halife ilân edildigini bıldirmişti. lngılizler bu telgrafa cevap vermemiçler, telgrafın alındığını da bildirmemişlerdi. 17 Mart gü nü Ingıltere'nin Roma Büyükelçisi Sir R. Graham, Roma'daki Arap Maslahatgüzarından aldığı bir notada Kral Hüseyin'in halife seçildiğinin bildırildiğini, buna, yalnız notanın alındığını bildirmekle yetineceğıni tellemişti. Ingiliz Dışişleri Bakanhğı, bu Arap notasına hıçbir cevap venlmemesi için Roma'ya hemen talimat iletmişti. Yine 17 Mart günü Londra'daki Hicaz Maslahatgüzarı Dr. Naci El Asil, Kral Hüseyın'. in Halıfelıği konusunda İngiltere Başbakanıvle gnrü^mek için Dışişleri Bakanlıgına bir notayla başvurmuştu Kendı«ine 20 Martta verılen yazılı cevapta, Halifelik konusunda görüşme isteğinin kabul edilemiyeceği, çunkü Jngiltere'nın bu konuyla ilgilenmediği ve ilgilenmeme politikası izleyeceği bildirılmişti. Bu konuda teşebbüste bulunan İtalyan Büyükelçiligine, yukardaki noktalar açıkça, fakat özetle bildirilrfi Arkasından 27 Mart günü, Italya BüyLkpİçiliğinir tesebbüsü ve bu teşebbüse verılen cevap Ingiltere'niı» Roma Büyükelçiligine de yazıldı. Arşiv belgelerinden anlaşıldığı na gbre, Ingiltere'nin•tarjra'ya verdiği cevap doğruydu. O gün lerd» IngiHer» Hüküm«(i^ser .,. çekten Kral Hüseyin'in Halifeliginin Îngıltere tarafmdan desteklendiğı bıçimınde yorumianabilecek en ufak bir davraniftan bile dikkatle kaçımyordu. Buna ragmen, diğer ülkeler gibi Italyanların Ingiltere'ye kar şı besledıklerı kuşkunun tamamen giderilmiş oldugunu söyle» mek güçtü Çünkü. 26 Mart günü îngiltere'nin Roma Büyukelçisi Sır H. Graham, Bıngazi ve Trablus'ta cuma namazında okunan hutbelerde Halife yerine ftalyan Kralının adının anıldığını Londra'va haber verdi. Gerçi Trablusgarp Müslümanlarının buna kendiliklerinden karar verdikleri sövleniyordu, ama çok muhtemelen bu kararın arkasında ttalvan makamları vardı. Ne olursa olsun bu davranış, Kral HıiseyinMn Halife ilân eriilmesine itarçı bir tepkivdi tfalvan vnnetimf altındaki Müslümanlar. îtalvan Kralının adını anacaklar, ama Ineilir hfmavesinriek) bir Halıfeve biat etmiyeceklerd! îngıltere Drsişîeri Bakanhgın» bır gnrevli «ama bu davranış öteki Müsh'imanlar arasınrfa büyük infial yaratıyor» dedi Arşiv kavıtlarında, öteki Müslümanların bundan henü? habrrlpri bile olmadıSına bakınca, Mü«lümanlar arasında degil Fnreign Offire vptkilileri içinrl» infial dosdugu söylenebilir. Ama bu infial lngilizlerin içınde kalmı<=tı. Cevapsız kalan nota 13 MART gunü Hasimi Arap Hukumeti Dışişleri Bakanı Fu YARIN: ~ Amerika'nın tutuoıu DİŞİ BOND ÖLUML) Ü2C3ON,I2UWUUÜ'J MALKOCOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOGLU TİFFANY JONES GARTH Jtalya'nın kaygıları «MUSTAFA KEMAL'in Halifeyi Türkiye'den kovması bizce bir hatadır, çünkü bundan îngıltere yararlanacaktır. Kemal Halifeyi düpedüz İngiltere'ye hediye etmektedir. Eğer Kral Hüseyin'i Halife yapmak gıbı gülünç fikrinden vazgeçerse Ingiltere, Mısır'da oturacak Abdülmecid ile Imparatorlugu diriltmek için yaman bir silâha kavuşmuş olacaktır.» Halifenin kovulduğunu duyar duymaz Faşist ttalyan gazetesl Epoca bunları yazdı. Yazarken Kral Hüseyin'in Halife ilân edildiği haberi henüz yoktu. İtalyan gazetesi, Türkiye'den çıkanlan eski Halifenin Mısır'a gideceğini, bundan da Ingilizlerin yararlanacaklarını sanıyordu. Başka bir deyünle italyan gazetesının kay gısı da, Halifeliğin Ingıltere'nın elıne geçmesı noktasında topla nıyordu. Türklye'ye yönejtiien yergı ıse, Türkiye'nin Halifeliği kaldırmış olmasından ziyade, «Ha lıfe'vi îngılızlere hediye etmiş» olması kuşkusuydu. Gerçi bu «hediye» oldukça dikenliydi, tngilizler de bunu ellerine almaktan PTT Fabrika Müdürlüğünden Şoför Alınacaktır Fabrikamız ihtiyacı için şoför alınacaktır. Taliplerın askerlik görevini yapmış, 35 yaşını geçmemiş, OrtaokuJ mezunu (bulunmadığı takdirde ilkokui mezunu'» ve ağır vasıta ehliyetine sahip olmaian şarttır. Tamamlayıcı bilgı almak isteyenlerin mesai saatlerınde Omraniye'de bulunan Fabrikamız Malzeme Amırlıgıne müracaat etmeleri rica olunur. (Basın: SAT1LIK MAKINELER Matbaacılılsta ve cllt ışlennde Kullaniıabııecek 'Kapalı Köşe Makinası, le) Oikis Makiı>asr Katlama Makinası, Biiyük Yaldız ısUmpam. Kiiçiih Istampa Pres ve Bobin Kesme (VlaRinaaı satılacaktır. Ilgilılerin C'umlıuriyet Gazetesine mürataatlan Cumhuriyet 2448 28 Mart R. Evvel 4 Hlcri 1394 5 49 Otlneş 12 19 Oçle 15 50 İkindl 18 29 Akşam Yatn 20 02 4.11 tr * TAKVİ M Rumı 1390 Mart A LTIN Cumhuriyet P.ejat Hamlt Aziz Napolyon 24 22 ayar avar 540 5 4 5 700 720.S?i 540. 50C. 510 600 610 76 00 76 50 68.70 69.20 r K IR A L I K Sahil yolunda Lokal Bakı köy Sakıza^acı MatiHllesı laşnan caaaesl Wo. 82/84 0eni7 maıı/aralı sahibi eli>le devren icua'ıktır. leielon 71 15 9b baat: 13 14 avası Cumhuriyet 2449 15 11 21 5 51 9.22 12 00 1.32 9.44
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle