16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTTRÎYET 8 Şutiat 1974 rkadaşım dedi ki: Ccçende bır tamd>ğım dikfcatimî çekti; tavuk beslemek, vetıştırmek isteyenlerin tümu, ör.o bır kıtap alır okuılar, ondan sonra girişirîer tavukçuluga; oysa çocuk yetıştırenlerin nerdcyse hıç bın, çocuk yetiştirme konusunda yaz.lmış bır kıtap buup onuma gereğinı duyr^ı.yor. Tanıdığımın hakkı vardı, bizler çocuk buyütmeyı tavuk yeti«tırr>,ekten daha onemr.z, daha kolay bir iş sanıyoruz. Boyje ddı arkadaşım ve bu «ozler gerçekten de dogm idi Çocuk büvütaıekte, başka bır deyışle, adam yaparker. bı'ımsel h'ç b:r yonteme, giderek oğüde aldırmayon, sadece geleneğe, goreneğe uyan Kısinın, sıra tavuk, yuırurta ışme geldi mı kitaplara başvurması, 6ğutlere kuıak asması, araştırmalara gırısmesı çaçılacak bır tersiık değü de nedır? Gerçı yoksul köyluier îçın, davarın çocumn daha değerli clauğu çok soylenmistir. ol& m, çocugu kendisınuı "apmasmdan gel°n ve her zaman yapabıleceğı ınancına dayaııan bır euven duygusundan dofmadır bu değsr yargısı; oysa davar bır urctım aracıdır onun ıç'n, b'r yatırıra Konusudur, bbyle olunca, ışmi rastlantıya bırakmaması, çocuklara gelınce yazgı (kader) anlayışır.a oayanması pek de vadırganacak bır görüş elrr.asa gerektir. A Olaylar ve görüşler TAVUK VE ECİTİM Melih Cevdet ANDAY bilgi ve ilke, bütün hayvsncılık ıçin geçerlıdır. Hayvani&ra ıyi bakılacak ve oruardan vararlanılacak inaı çocuk yetiştirmekt* de başlica llke bu değıı 'Lidir? Ister köyde oturun, ıster kentte, çccujfiruzu en başta hastalıklara karşı koruyacakrm'z ^.onra da onun üretıc. olmasım. ya da yaşanuıı sürdurmesı ıçın gerekli bır işi oğrenrnesırı sa£lıyacaksınız. «Bır baltaya sap olmak» de,in\.' bunu çok güzel anmtır Bu 15ın. ana baba açısından da yararlı oıması onca onemlı aeği'üır bızım konumuzda. Neden derseniz offlıun r.uyusun de ılerde oana baksm, yaşlıhğımda rahat edeyım dıye düşunen bır baba ile, ç.cLgı.nu boyle bencil bir amaçıa degil de, çociıgımu kcrdısı ıçın yetiştıren oır baba ara. smda, gpjç. oldukça büyuk bir aynl vardır, ama ıkısmm de çocuk yetiştirme tutumunu onca etkıltınez bu ayrım. Yaşasın ve uretsın (kasansın). oğludur, bu bakımdan onun iyi ve dogru oîması, yalnız kerdıne değü, uikesıne ve ınsanlıga da yararlı o'iıaSi gerekır, bundan öturü, hayvan bakımı \<e çocuk bakımı bır tutulamaz.» Ben d° ısterdim öyle olmasını ,ama ne yapalım kı a'ğıl öyle. Çocuk yetiştirme konusunda anilar babalar, çevrelerme kendilerını ol duklanr.<ian başka gostenyorlar. hadı dılimi ' rutma7< \na, yalan soyliiyorlar. ÇünkU hlç bir ana bibs, çocugunu, cOglum, ivılık, elındekını yoksullsra dagıtmaktır, sen de dağıt? Dogruluk, haksızhga goz yummamaktır, gerekırse bu ugurda uJvm' göze almaktır, sen de al:» dıya eğıtauycr. Tevfik Fıkret bile. oğlu Haıuk'a, ö'.me lakat sen... demıştı, b'lırsınız. En uygar, en uvanık ana babanın DU konuda yaptıgı, yapabıldıgı çocugunu yalancı)ı£a karşı uyarmak. başkasınm kışüığıne. mairt, canına karşı onda saygı uyandırmaktır, o kadar. Ama çoğu ne yapıyor' Çocuklarını îırsatçı, kurnaı, açıkgöz vetıştırmek ıstiyor, pttrb tutkusu aşılnor. mal duşkunlugü eğUtlüyor, gemisinı kurtaran taptan her koyua kendı öacagından asılır, bir eiın sesı <çıkmaz, sana re gıbı sozlerle anJatııan tutum ve davranıyiar. verleştınyor onda Bakıyorsıınuz, mılyon'arcr. zela, temız, ıyı çocuktan, müyonlarca benci. katı, acımasız açıkgöz ergiıı yetışmiş Vine uaşa dönelim, çocuk yetıştirnıelt ıçin eve bır ftap aldıgımızı varsaysak yeter mı bu kıtap. fvıih olur mu bu konuda başarı kazanmamızp? Hıç sannuyorum. Çocuklarm yeti^me sinde aiH babanın payı kadar, belM ondan da çok okuııu ar'sadaj ve mahalle çevresının, modanın, riremalann, salguı muzığın. kafa kol kırma sponmun, resımlı macera romarüarının, radyo v« televızyonun etkısi yok mu? Hem o etkiler ana babanın etkısinden daha gtıçlu değıl mı? Bakın bızım televızyon. gunlerdır bır Amerıkah pols gorevlısmın. bır mafva haydudunu yanalamaK ıçin ne akla gelmez kurnazlıklar ve scnunda *ift ne tuyler ürpertıcı ışKenceler yaptıfını gcsîerıp duruyormuş.. «Oh olsun nayauda!» dıveznezsınız. dememelısınız; bır çocuğun ıskenf^vı olağan sayarak Duvumesı. ışkence goren <ım olursa olsun. ıstenen ıyı karakterın oluş jrrmıda yararlı olamaz. Sarmısak Eafalılar bdülhamit döneminde özgürlük sorunu ortaya atıldığı zaman gorkemli Osmanlı nazırları sakallarını sıvazlıyarak ağır ağır konuşur: Halk daha olgun değıl... derlermiş. Sultan ve çevresı. halkın olgunlaşmadığma bir iyi ınanmıslar. Bır avuç aydındakı ozgurluk ozlemlerını de kımvurduya cetirmek kolaymıs o ııra. Birını Taif'e surersın, otekıni Magos»'ya kapatırsın, berikini korkutursun, bır başkasına üç • beş kese altln çıngırdatırsın. O dönemde Avrupa gumbur gumbur gelişmekte. Batı Yırmlncı Yüzyılın butun sancılanyle kıvranıyor Marks ve Engels öğretılerı her yanı sarmış. Fransız devrîmınden mıras kalan fikirlerle sarmaş dolaş. Yeni dünyadan habersız Osmanlı Imparatorluğunda çok onemlı sadrazamlar, pasalar, nazırlar, Cuma selâmlıgında devlet protokolune katışıp, arada sırada birbırlerıyle konuşurken çok bılmiş eda ile: Halk daha olgun değıl... Bırısı kalkıp: Bre sarmısak kafalılar! Asıl siz olgun değılsiniz... dese, o saat hafıye, zaptive, cellat, kanun, devlet adamcağızın yakasına yapışıp lâhzada yok edecek. Yirmincı Yüzyıla doğru bir yandan sanayı devrimlerı gerçekleşirken, bulus üstüne billmsel buluş toplumların yaşamını değistirirken, fikir hareketleri Avrupa'vı baştan başa dalgalanchrırken buım Osmanlı ekâbıri devletı yonetmenln. zorluğundan dem vurup: Halk dah» olgun değıl. derlermis. Oysa ülke yarısömürge derekesioe düşmekte, yabancı kumpanyalar yeraltı ve yerüstü zengmliklerımizi paylaşmakta, bir avuç zaptiye kafalı politikacı da çıkarlannın puslasında e)etek öpüp, lskembelerini doldurmak içın tıkınmakta Olkemiz çağ dısına duşmuş, somuru çarkında benliglnı yitırmış; umurlarında mı hazretlenn! Bır avuç avdın o sıralar başka çare bulamayıp Avrupa'ya kaçmışlar. Iyi • kbtü bırtakım fıkır hareketlen baslamış Ikıncı Mesrutiveti hazırlayan bu çabalardır. Ama bu aydınlann tumu de Abrfıılhamıt nazırları ıçın vatan haınıdir. Devletm tapusu tannısak kafalı nazırların cebınde olduğundan durup durup ahkâm kesmışler: Bize özgürlük far.» gelir. Şımdı ne zaman VXyr özgurlüğüne karşı duran bir polıtıkacıyı ya da partl lıaenni gorsem aklıma AtKiulhamıt* ın sarmısak kafalıları gt ıı O tanhten vuz yıl sonra fıkır ozgürluğunu gerçek;eştırmek ısteyen bır koalısvon hem de haurtan. ve cala çok köylüden, ışçıden vetkı alarak iktıdara geçmiş; bı'nt karşı çıkıp: üzgürlük bize fazla «ehr.. diyen politikacılar var. Eskıden saımısak ssfalı Abdülhamit pohtıkacısının ellne hiç olmazsa bır sozde mazeret vardı: Halk daha olguruaşmadı! Şımdikılenn e:ınie bu sozde mazeret de yok. Halk seçtığı kişılere fıkir ozçür'üğü için yetkı verdl. Ama hallt olgunlaşu, bıanı sanr.ıs?k kafalılar hamlaştı. Ftçr özjrtlrlugünün bilim bzgür.üğu demek oldugunu: fıklr bzeürlüğü olmayan ülkede bılım OTgtırlügU de olamıyacağını vani bılimin varolamayacagm.; bılimin varolamamgı Ulkenın çagdısı kalacağını seçtren bılıyor da bızım sarmısak Italablar hâlâ: özgürlük bize fas:tıuir« dıyorlar. Butılann islmleri ttrîhln kütügüne bu marifetlerivle vazılmıştır artık Çoiuk cocuklan hepsının fotoğraiını Abdülhamit paçalanna betısesin dıye Bitpazarındaı alınmı» yıldızlı çerçevelere otunu/ sonra da venl kuşaklara: İşte bızım bab?mız! Türk halkmın Turk ulusunun öEgürlüge lâyık olmaaı^uı. parlamentoda savunmakla tarıhe geçmi» bir polıtikatdu. derler. Bugün Türkiye'de özgürlük isteyen bir demokrat h8kfi. met karşısmda, özgurlüge karşı bır faşist muhalefet var. Roller tersine dondu. A Ahlâk Dersi Gerçt'k'p bır çocugu iyi insan yapmak lçin kitaba başvurmak, onu tavuk yerıne koymaktan başka anıama gelmez. Dahası, obvle bır davranış, ıy^ ırsan yetıştirmenın belli reçetelen ol. duğu ınarcnı da gosterır. Boyıe Dir ınanç msanın ta;uk gıbı değışmez bır varatık oldugu anlayışına dayanabılırdı ancak. Guzeı ama yetıştmcı aurıtmunda olanlar. böylesi bir kusursuzluğa ^nr.^ler mıdır kı, kendueruıe bunca guvenıycr;w7 Onları nasıl egıtmeh? &ımd:'te değın bılınen, çocuk'an güzel sanatlar eg:f>nra ve bilgi ögretımı ıla yetistırmekti, yem hJkumet. okullara «ahıâk> dersı koy> maga yc.u.'dıgıne göre, demek yazının (edebıyatıni, rc.ım ve muzığın, matenıatık ve doğa bılımlerırı n «:yı» olmakta nıç bır rolıi yokmuş Evet, gı?t sanatlar eğıtımınden geçmis, bilgıler edmmış olar.lar arasından da kotüler çıkmıyor değıl, ana o der», «ahlâk» dersı vüzyıllardır bütun cışOnürleri ugrasbrsn «ıyunin ne olduJu sorapi'DV bır kalemde çozebilecek mi? . Evlerflri'zc çocuk yetisürme kitap]an aldık, okullar)r"ı?^ ahlâk dersleri koyduk ve dlyelim butun çocuKlarımızı ıyı bırer ırsan olarak yetıştırdık. O zaman partılenn hıç bır gereğı kalmayacak'T F.rtık. herkes ıyı olduktan sonra belkı huk rr.etın de . Ben iStüluğun çocuklardan geldığini sanmıvonm. Çocukların ahlaksal durumu gunun konusu nieu mu, vetişkınler bir suçlarını saklamak tstıyorlar yıne, dıye düşünurüm. Ancafc çocuk da bir üretim aracı degıl mıflır köylü içın? Çocuk, çocukluğunu bir an önce geçırdıktcr sonra, tarlada, bagda, bahçede, orrhanda babasına" yardım etmeye baslamayacak mıdır? Oyıe ıse, koylunün, davara. ata, eşeğe, koyuna, sanfana, orafa, arabaya, nacağa nasıl bakıyrrsa oğlana da oyle bakması, cmu koruması ve hep çalışmaya hazır tutması gerekır. Ger. çekten S», makıneli tarıma geçılrnemtş ülkelerde koylulrr 5çın insan gücu biiyuk bir önem taşımakta''". Evlât sevgisi, babalık duygusu gıbı içıne çıkar karısmamıs duygulann ortaya çıkması ıçm fcentlesmey! beklemek çerekecektir ve işte koylerdekı «Tanrı verdı. Tanrı aıdı» ınancı ya da lescüısı, gerı kalmış tarım yaşamı ıçındekı aıle ılışkılerını bu bakımdan buyuk bır guçle etkılcmektedır. Tavuk^uluğun temeli nedır' Hayvanlann hastalıkl£.rı (olüme) karşı korunınası ve bol yutnurtlsması (Yabancı olduğum konuya laz!a dalrmyal''i elbette kesım ıçni vapılan tavukçulukta etın geregınce beslenmesi). Bu temel Bir Kitap Yeter Dıyecet>ırr., arkadasıma, tavukçuluk fle çocuk yetişur're arasında o ilglnç Karsüaçürmayı yapan tfrıdığı, bu açıdan bakılırsa. pek de haklı göra: müyor. Bır aile, evıne tavukçuluk, •rıcılık, k'ışyuluk üstune bır Kitap aldı mı, o kitaba 'i&,!ınarak çocuk da yetıştırebihr Tumtinde ılJıe bırdır çunku. B'ıiyoium. bu anlayışa karşı çıknnlar diyecekleı lo, tÇocuğun sadece hastalikıardan koranmasj v? bir baltaya sap olması yetmez, o bır tavuk, k?vun, ınek, öküz, an değildir, ınsaa BİR BÂSIN EMEKÇtSt OKTAY AKBAL Evet Hayır Hükümet Programında Kooperatifçilik ooperatifçıliği türlü yönlerden ıncelemek mumkündür. tleri bır toplum duzeyine ula$mi| ülkelerin çoğunda kooperaufler, >alnız bır ekonomık girişim, tıcari bır faalıyet için araç olarak go rulur. Oysa, devleün çeşıtü koope ratıfleri kurma grişımıni elmde tuttuğu gelışmekte olan ulkelerde koopeıatiflerde sosyal unsur, genel çıkarlara \ardım du;uncesi daha belırgindir. Yuz yılı aşkm geçmi?ine rağmen bizde kooperatifçilik, Batı ül keleri duzeyinde gerçekleşememış, batılı anlamına varamamiştır. Batı dunyasının kooperatıf düşünceleri ve kurumları, ülkemı zı gereğince etkileyememistir. Ko operatif sozcuğu. ekonomik yaşan tımızda bır kuruluş ya da gırijimın adı olarak sık sık kullamlmakta ise de, bunlar gerçek anla mında birer kooperatif değil, fakat çok kere belli kişilerın, belü kışi gruplarınm çıkarlarını giıttü gu arajlardır Bızım kooperatıfçı ^Sgimiz halka malMlİememiştir. "İBatı ••uygarhk halfcası içinde ya«a dığmı ileri süren, fakat Şark'ı dü çunen bir garıp halimiz var. Âde ta ut'la senioni çalıyoruz. da Babıâli'nin eskilerinden olmuîtu. Genç «ekreterler, mudurler tanımazlar elbet. Bu yuzden ölum ılânı birçok eazetede çıkmadl. Oysa yokusumuzun renkli kişilerindendı Ölmuş, cenaresi kalkmıs. ailesınin teşekkür ilâmnı gorürv ce farkettım. Ahmet de yok artık! Daha bırkaç hafta once karşılasmıstım, konuşmuştuk eski günlerden. Saglığı iyiydı, olumun vanına yaklaşamıyarağı kadar yaşam dolu bir ın^andı. E'kidık Babıâli'de . Ya?lılık ne zaman başlar bılmem. Kımi ellısinde, kirai sekseninde bulur yaşlılığı. kımı de daha yırmısindejken \aslıdır. Inönu yaslanamadı yıllarla. Muhsın Ertuğrul hepımızden genç. Velıdedeoğlu'nun yazılarına bakıp yaşının altmışın ötesinde olduğunu duşunebilır misıniz? Yaşlanma, bır yaş birikimidir, bir anı yoğunluğudur, o kadar . Ahmet Dızer'ı tanımaz^ınız. Okurlar gazetelerde yalnız imza sahıplerını bihrler. Hergun yazılarını okudukları kısılerı Yazı mudurlerı, sekreierler ancak duruşmalara çıktıkça adları duvulur re«ımleri basılır, Bır de tutuklanrfıkları zaman' Başlannı tutukluluk. durusma çıkma<ia kım tanıyacak buvuk gazetelerin sorumlu mudurlerinl? Nerden tanıvacak"" Hele dızıcıler, sayfa bağlavıcılar bü^bütün bılinmezler. Basının adsız kahramanlandır onlar Butun bır bmrü verırler bu işe Sabah, aksam, gece, geceyansı demez, haberlerı. vazılan dızerler, baslarlar, basarlar. Ancak olduklerınde •Falarvc« Ustayı kaybettik» aıye bir haber gBrunre ağre7ifrSnız"VaTlfflanru .. ' ""* ' '.' Nerden tanıyacak'inız Ahmet Dizer'ü... Şimdl o, 1952'den I960'a kadar geçen vıllan gün gun gece gece hatırhyorum. Bır gazetenin koskoca dızimyeri. O zamanlar g37eteler sabaha karşı baskıva gırerdi. Bır gun önceden satılmazdı bır gun sonraki Razeteler! Geceyarısını beklerdık. son ajans haberleri gelecek, radvolarda son yaymlar izlenecek, sonra savfalar bağlanacaktı.. Saat ikive gelirdi. Zamanla yanş başlardı artık. Ikive çevrek kala bır tramvay kalkar Eminönün'den, Edirnekapı'va. Ona yetışmeli! Olmazsa üçe çeyrek kala kalkan tramvaya... Bir koşuşmadır giderdi o anlarda. Bir haberde ufacık bir değişıklık yapmak, dört sütıma sıgmayan bir başlığı beş sütuna çıkarmak sinırleri a!t üst ederdi. Ahmet, tatlı bir öfkeyle fırlardı linotipınm basmdan «Olmaz ki kardesim, bunun sığmayacağı belliydi» diverek. Genç sekreter yardımcılan ürkerlerdi. Sonra Ahmet kendiliginden bir sözcüğu atar, yerine daha az harfli bır sözcük buluverir, iş olur biterdi. Bir koşmaca başlardı ardından. Hava yağmurludur, karlıdır. Divanyolundaki Adliye duragı dolmuştur. Yorgancının vitrıni ışıl ışıl yanar, pembell, mavili yorganlariyle... Gazetelerden gece emekçıieri gelırlerdi koşarak. Çantalar, sefer tasları ellerinde.. Gecikirdi tramvay, başlardı öyküler. Ahmet'ti en çok konuşan, en tatlı anlatan... Ne çok da yaşanmış seriiveni vardı' Bakardık tramvay yok, baslardık yürümeye. Çarşıkapı, Bevazıt.. Havuzbaşında bir mola verilir, bir cigara tüttürülürdü. Sonra yine yola... Teker teker aynlırlardı arkadaşlar, saat uç. iıç buçuktur artık, horozlar dtmektedır. încecik, upuzun Ahmet Dizer'in bitmezdi öyküleri. En sona ikımır kahrdık. Fatih'te orururdu o sıralarda, bir apartıman katında. Yalnız kalınca aile sıkıntılarına sıra gelirdi. Derken onun evıne varırdık. Yüzlerce gece geçti böyle birbirinin aynı. Yıllar tükendi. Yollar aynldı. Yıne gorüyordum, karşılaşıyordum arada. başka gazeteydı, işçi sorunlannı çözümlevenler arasmdaydı, uyanık zekası, durmaksızın artırdığı bilgisiyle emeğin, emekçinin hakkını elinden geldiğince savunanlann basındaydı. Hiç oleceğe benzemezdi Ahmet. Ama kim öleceğe benzer? Belki kımse. Benzesın benzeraesin, olum ayrım yapmıyor .. O K TÜRK KOOPERATtFÇtLÎK HAREKETÎNE NİHAYET GERÇEK DEĞERÎ VERİLMEKT£ VE BU OLUMLU YOLDA KÖYÎŞLERt BAKANLJĞI YENt BIR NİTEIİK KAZANMAKTADIR. Harun PASTANOÛLU ketlerini desteklemek ve geliştırmek üzere Kbyışlerı ve Kooperatifçılık Bakanlığına bağlı Kooperatıfler Bankası kurulacaktın» denilmek suretiyle, ekonomınin her kesımınde kurulacak kooperatıflenn desteklenecefi anlaşılmaktadır. Burada, Turk kooperatıfçilıginin gelışmesı yonünden üzennde dikkatlerı toplayan nokta Köyışlerı Bakanlığının görevlerının genışletılerek bır «Kooperatifler Bakanlıgı» nıtellğmi de kazanmas: ve bu Bakanlığa baglı bır «Kooperatifler Bankasınnın kurulmasının öngorulmesıdır Bugün Tlirkıye'de kooperatıfleşmeyi teşvık eden resml ve öıel, çeşitli kuruluşlar vardır. Bunlar arasında, çalışmalann bel lı hedeflerın cerçekleştırilmesi yönünden, hiç bır koordınasyon ve bağlantı yoktur. Bu itibarla, kooperatıflerin sadece kuruluş döneminde değil, örgutlenme ve iyi bir işletme olma yolunda sür dürülen çabalarm birleştirılmesi, ya da bunlar arasında uyum sag lanma<:ı için bir Kooperatifler Bakanlığına olan ihtıyaç. kooperatıfçılerın oteden ben uzerınde ısrarla durduklan onemlı bır nokta ıdı. öte yandan, kooperatif lsletmeciligını gerçekleştirmek ve kooperatifçilikten beklenen yarar ları sağlamak araacı ile yapılacak devlet yardımlannı koordıne etmek, kooperatif gınşimlert kredilendırmek üzere, kooperatifçilığın ileri oldugu belli başlı Ulkelerde oldugu gibı, kooperatif çi hareketin kendine özgii finansman kurumunun, bir Kooperatifler Bankasmın kuruîmftsmın dUşünıUmuş oünası da bir ba.;ka önemü naktaâir.^Z^l Eğitim tşi Kooperatifçi hareketın nitelik ve nıcelik yönünden gelismesın Yeni Bir Dönem Kooperatıfçılığimizi halkın yararına ve bir halk gırişımi olarak kuramayışımızm çeşitli nedenleri vardır. Aslında, geri kalmı; toplumlarda kooperatifçilik hareketi nın halkın gırişıminden gelmesi beklenemez. Ulusun refah ve mut luluğundan sorumlu olan hukumetlerin bu vadide gerekli ortamı hazırlamaları onerılmektedır. Kooperatifçilik kadrolarınm yetiştırılmesıne yardımcı olmak, ko operatifçiliği örgütlemek ve denet lemek, hiç değilse bir süre için, ekonomik, sosyal, hattâ siyasal faktörlerin gereğidir. Kooperatiflerin belli bir grubun kazanç ve çıkar düşüncesinin esiri olarak yo lundsn sapmaması içın buna zaru ret vardır. Kooperatifçilik, yöntemini kullanmasmı bilenlere, özellikle modern bir gelişme özleminde bulunan toplumlara büyuk yararlar sağlar. Bu yararlar, ya bilgisizlikle, ya da kumazlıkla kapısına «Kooperatıf» levhasını asmış olan herhangi bır gınşimden beklenemez. Turkiyemızde şimdi kooperatıfçilık açısından yenı bır dönemın başlamakta olduğuna tanık oluyoruz. Koalısyon protokolünde ve hükümet programmda kooperatıfçıhğe gereken onem ve yerın verildiğinı gorüvoruz. Toplumumuzun ekonomik ve sosyal adalet gereklerıne göre rahat yaşaması yolunda kooperatıfçıliğe ağırlık verılmektedır. Aslında bu, Anayasamızın 51. maddesının «Devlet, kooperatifçihJSin gelışmesmı sağlavacak tedbılren alır» hukmünün bır geregı de olmaktadır. de temel etkenl oluşturan kooperatıf eğıtımine de programda yer venlmekte ve «kooperatifçilik hareketinm yayılması ve geliştınlmesi ıçın gerekli egıtım çalışmalarma hız venlecegı» kaydedılmektedır. Bır süreden berı, Devlet Plânlama Teşkılâtında kooperatıf eğıtımınin her tıp kooperatıfı konu olarak alacak bıçımde sağlanması ıçın bır genel Eğıtım Merkezı'nın gerçekleştırümesı yo lunda yapılan ve bızım de Türk Kooperatifçilik Kurumu adına katıldığımız çalışmaların bu vesıle ile hızlandınlacagı ve kısa zamanda olumlu bır sonuca ulas tırılacagını umut etmek istenz. Hükümet Programında Türk Kooperatifçilik hareketınin yeni ve verimli bir düzeye sokulması konusunda daha başka tedbırler de öngorulmüş bulunmaktadır. Ancak bu tedbırlenn gerçekleştırılmesı yontemlerinin nasıl olacagı, çabalara nereden başlanacağı konusunun tespit ve tayuıı de '<5hem kazanmaktadu*. Planlı ve düzenli bir " kooperafifçifıgın vadettigı eKonomık güvenin kurulması hususunda tiım koopenıtifçi düşünürlerimizm ortak çaba harcamaları geregine inanıyoruz. ST MAKfâA ;l;fi:' ; MÜHENDİSLERİNE ÇAĞRI • Üyelerinin haklaruu manç ve cesaretle savunacak sorunlannı çbzecek, • Kardeş odalarla tatn bir uyum içınde çalışacak. # Demokrası, bagırasınıK ve sosyal adalet ıçinae. sana. , yılesme mücadelesıae oılerek ve ınanarak katkıda bu. lunacak. Bu yönetim kurulımu, emekleriyle geçinen makına milhendıslermin gerçek temsılcilerini seçmek ıçın, G ö r e T e tLERİCt DEMOKRAT MARİNA MÜHENDtSLERİ S1C Şubat, DS! KcrJerans Salonu. t*. (Has: 436) 1112 " ı ' " : <»>"!»ı\, tJ y •4 EÖİTİM CİDOİ • KURUMLARIN İSİDİR 4 4 •4 4 4 <4 4 • * D1Ş 7ABİBÎ FEN BILİMLERİ MERKEZİ UNhfERSİTEYE ı HAZHUJK Y E N İ SINIFLAR İÇİN KAYITLAR DEVAM EDİYOR n. Cad. No 71 Beşiktaş^ Tel48 09 50 3 Orhan TÜZÜN Saat 1130 19 30 Samatya Cad No: 400 TEU 21 M 82 Cumhuriyet 1100 Ajanstür 46881089 Istanbul Üniversîtesi işletme Fakültesi Dekanlığından Maliyet Muhasebesi ve Davranıs BUimteri Kürsülerınde açık birer asistanlık kadrosuna «ınavl» doktora ögrencisı seçilecektir. tsteklilerin 14 Şubat 1974 Persembe günü metal saati tonuna kadar müracaatleri ilân olunur. 1975 yılında Üretime geçmesj plânlanmış büyük bir T. M. M. O. B. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ÜYELERİNE ÇAĞRI ^ Odamız XIX. Genel Kurulu 24 Şubat 1974 Cumartesi günu saat 14.30 da Türk Standardlan Eiıstitüsü Konferans Salonunda çalışmalarma başlayacaktır. Üyelerimtzın kimlik kartları ile katılmalannı rica ederiz. ...,.» T * .*, } r Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Cumhuriyet 1096 Eıda sanayii fabrikalar topluluğu Kuruluş, işletme, imâlât sorumluluğu taşıyacak, mevcut bir makarna fabrikasının tevsii işlemleriyle uğraşacak, yönetici Bakanhğın Yeni Niteliği Programda, özellikle tanrn ke simmde kooperatıfçılığin gelıştırılmesı yolunda açık ve seçik tedbırler,e yer verilmış olmakla beraber, «Kooperatifçilik hare #» »• • • • • • • • • »•» > • • • • • • • < aramaktadır. Makine Yüksek Mühendisi Ön görülen özellikler : Cumhuriyet Matbaacıhk ve Ğazetecilik T. A. Ş. ; Yönetim Kurulundan Sicil No: 34599/3430 Türk Tİcaret Kanunu ve Şirket esas mukavelesinin hükümlerine uyarak. şirketimızin htssedarlar umumî neveti 28 Mart 1974 Perşembe günü saat 10. da jirketımiz merkezi olan Cagaloğlu Halkevı Sokak 39/41 numaralı mahalde alelâde surette toplanacaktır. Sayın hissedarlann sahıp olduklan nısse senetlenni toplantı ırününden en az bir nafta öncesine Kadaı şirket veznesıne tevdi ederek karşılıgında gıris kartı almaianr.ı rica edenz. 1973 yıh bilanço. kirzarar hesaplan ile vönetım kurulu ve murakıp raporlan şirket merkezınde toplantı gününden onbes gün evvel Türk Ticaret Kanununun 362 mafldesı eereğince hıssedarlarımızın tetkiklerine hazır bulunduruiacaktır. YÖNETtM KURCLO G ON DE M : 1 1973 yılı tnuamelat ve hesaplarına aıt vönetim kurulu ve denetçl raporlsrının müzakere edılerek tasvıbı 2 1973 vılı bilanço ve k&rzarar hesaplarınm tetkik ve tasdıkj Ue vönetım kurulu üyelennın ve denetçınm ıbra'ı. 3 Esas mukavelenamenın 24 üncü maddesı eereğınce 1974 Yill ıçın vönetım kurulu üye adedının tesbıtı ve seçımi Ue ücretlermın taylni 4 Esas mukavelenamenın 37 ıncı maddesı geregınce 1974 yılı içın denetçi seçimi ve ücretinın tavini Cumhuriyet W»8 Üçüncü Şahıslara Duyuru \ Fırmamız adına pars tshsıl ettiğini ve ısmımuı kuılandığını oğrendiğımız KAYHAN ÜKAY isimlı şahsm, Fırmamizla hıç bır ıigr» olmadıguıı 3'üncü şahıslara duyururuz. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Kıymetli meslektaşımiz Tekel Tütün Eksperi AMERİKAN NEŞRtTATI BÜROSÜ \ (Rektaş: 1105) 1110 ABDULLAH ŞENEL 5 şubat 1974 günü Izmir'de vefat etmıştır. Kendisine Al lah'tan magfiret, kederli aılesine başsağlığı ve sabırlar dılerız. Tekel Tfitün Eksperleri Cumhuriyet 1108 MEVLlT Babamız Emekli Toa. Pilot Yarbay Sedat CAMAN'ın aramızdan avrılışının 40 ncı giinüne rastlayan 10 Şubat Pazar gunu ıkındı namazını müteakip Kadıköy Osmanaga Camımde aziz ruhu ıçın Kur'anı Kerım ve Mevlıdi Şerıf okunacaktır. Sevenlerıne duyururuz. AtLEİSl Cumhuri\et 10a. 8 Şubat Muharretn 15 Rumî 1389 Ocak 26 Hıcri 1394 Güneş 7.02 1.30 Oğle 12 28 6.55 tkındi 15.15 9.42 Akşam 17 S5 12.00 Yatsı 19.07 1.33 5.24 îmsak 11.52 TAKVİM # En az bir fabrika montajını doğrudan doğruya veya yardımcı olarak gerçekleştirmiş olmak. # Gıda Sanayii ile ilgili veya değil, idarî ya da teknikyönetmen tecrübesine sahip olmak. # Ingilizce, Italyanca, Alman. ca, dillerinden birini iyi bilmek. ^ Askerlik görevinı tamamlamış olmak. LUtf«n, «n ge»ç 28.2.1974 tarıhıne kadar tüm olanaklanmzı, açıkca ve oyrıntılonyla, !ş adresıniz, ev adresınız ve telefonlannızla bırlıkte. Istanbul, Beyoğlu P K. 615e yazıyla bıldırmenizi rica ederız. Müracaatmız gızlı tutulacaktır Anlaşma ıçın mutlaka davet edıleceksınız. Olumlu. olumsuz her müracaat cevaplanacaktır. TÜRK DONANMA VAKFINA YAPILACAK HER TÜRLÜ BAĞIŞ ŞANLI DONANMAMIZI GÜÇLENDİRECEKTİR. xr<
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle