28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 25 Şubat 1974 YARALISIN ERDAL Ö Z 1 O Gittikçe karanhğa alışmıştm. Birbirine yskın koyu dort duvar, dizinı çarptıgm basık tahta seki yavaşça belirıp çızilmişlerdı boşluğa. Karanlığı azaltan şeyin duvarın tepesındeki el kadar küçük pencere olduğunu sonradan görmüştün. Daracık bir yerdi. Duvarlar terlemiş gibiydi, ıslaktı. Ayaklannın altında, dbrt bir yana yayılmış, kurumus, kurumamış, öbek öbek insan pishkleri vardı; keskin, yogun sidik kokusuyla birleşince, içerinin kapatılmıs havasır.da boğulacagını sanmıştın ilk anda. Altıncı günün sabahı, artık. unutuidugunu, dlrl diri gömüldüğün o mezarda çürüyüp gıdecefini düşunmeye basladığın bır anaa alınıp dışarı çıkanldın. Ne güzeldi toprakla gök arasında insarun soluk alması. Gözlerin yanmıştı günün aydmlığından. Cığerlerine yapışıp kalan ağıı kokulardan arınmak ister gibi derin denn soluklamıştm uçsuz bucaksız serin sabah havasını. Başm dönmüştü. Önce sendelemiş, yere. çakıllann üzerine kapaklanmıştın. Kendin kalknuştın. Gözlerini aralayıp bakamıyordun, göremıyordun çevreni. Sular sızıyordu gözlerinden. Sonra yavaş yavaş alıştın aydınlığa. Güneşli bir gün sanmıştm. Oysa tepede hüzünlü, basık. agır bir gök vardı. Gecekondular yıne beş gün önceki yerlerınde, uzanan yaslı kel tepelerin yamacındaydı. Yine iri çakılların üzerinde yuvarlanır gibi güçlükle yürümustün. Bırakılacak mıydın? Üstün başın pislik içindeydl. Oisundu. SaUverirlerse bu kılıkta hem de kentin ana caddesinden yürür giderdin evine. Getiriürken arabada aldıklan anahtannı verirler miydi? Nasıl girerdin eve? Çakıllar tükenınoe iki katlı bir başka yapımn altında sıra sıra muslukların buıunduğu beton bir aralığa sokmuşlardı seni. Ne güzeldi su, diriltmışti. Soyunabildiğin kadar soyunmuş, verdikleri köşeli, kuru, yeşil bir kalıp sabunla ellerinl, kollarmı, bacaklannı, yüzünü bir güzel yıkamıştın. Pisllkleri akıta akıta bıtiremiyordun. Başında dikelıyorlardı. Ne derlerse onu yapıyordun. Ayakkabılarını bile yıkatmışlardı. Sonra da verdikleri fırçayla giyimlerini fırçalayıp temizlemiştin. Ama ıçine sinen agır kokuyu giderememiştin. Temizlik lşi bitmce izin alıp avucunu musluğun altına sokmuş, fışkıran rakı beyazlığmdaki kö'püklU gürbüz sudan kana kana içmiştin. Agzanda yine keskin bir klor tadı kaunıstı. Sonra seni bir odaya sokmuşlardı. Tek pencereli küçük bir odaydı. Köşede, üstü s i . gara yanıklarıyle dolu küçük tahta bir masu, pencerenin önünde de iki eski tahta iskemla vardı. Yanda, camı çatlak uyduruk bir tahta dolap duruyordu Dolabın lçı dos\als»rla tıka basa doldurulmuştu. Yerlerde sıoımlere bağlanmış, kirlenmış bir sürü kıtap vardı. Görebildiklerinin adlarını sırt yazılarından okumaya çalışmak oldukça oyaladı seni. Orada, kapınm yanında, duvar dibınde seni bekleyen iki gorevhnin onünde bır saate yakın bekletildin Durdugun yerden, pencerenin dört köşesi içine sıkışmış çıplak boz tepelerden bıri görünüyordu. Kurtulacağını oeklerken, gidıp kendı yatagının kendin ıçm oyulmuş çukurluğunda delıksız bır uyku çekeeeğıni kafanda gelistirip suslerken, minibüse benzer, dort bir yanı kapalı gri bir arabaya bindirilip, gözlerıne kara bır kuşak bağlanacağını nasıl düşünebilirdin? Bu kez çok daha korkunç, çok daha uzun sürecek bir amansız yolculuğa çıkarüacuğını nereden bilebılirdın. Ama dogruydu. Daha tek sonı sorulmamıştı sana. D O K U Z «tllc gece uykusuzluktan gebersen de uyuyamazsm.» Yozgatlı haklı gibi. Bir el dokunuyor omuzuna. Koğuş nöbetçisi. Yeni bıri. Bır domates, bir sivri bıber almış elıne. Kolunda, pazusunun üstünde bir dovme var. Mavi bir gül. Altına da büyük harflerle «GÜLÜM» j*azılmış. «Kır şunlan arkadaşım,» diyor. «Sağol, yiyemem şımdi, eksik olma.» «Yersın. Acıkmışsındır. Bastınr. YenlsiE. Bilirün yiyemez İnsan. Ama boşver. Yemene bak.> Tutusturuyor eline orta boy bir domatesle «an kıvnk çarliston biberini. «Ekmek de var. Getireyim » cYok, ekmek istemem, yeter bunlar. Sağol.» «Boşver be arkadaşım, alışırsm.» Belinden yukarısı çıplak. Tüysüz göğsünde, yüreginın tam üstüne işlenmiş kocaman, mor bir dö\Tne daha var. Uçlan yukarı çevrık bir ay; ortasmdan geçen uzunca, yatay bır leke. Ne olduğunu kestiremıyorsun. «Nerelisin?» Hep bildigın sorular. «tçinden mi?» «tçinden.» «Siyasiymlşsin?» «Sıyasiyim.» îç geçıriyor. «Adım Nuri,» diyor. «Gılay Nuri derler bana. Istanbulluyum.» Uzakiaşıyor. <DEVAM1 VAR) DÜNYAMIZIN TÜKENEN KAYNAKLARI Vehbi BELGIL SU BiLE GİTTİKÇE DAHA AZ BULUNAN BİR MADDE OLUYOR Bir fıkra Yazıma, daha kolay anlasılmasını sağlamak için, bir fıkra lle başlamak istiyorum: Adamın bıri ölumden çok korkuyormuş. Kurtuluş olmadığını da bıliyor. Ne yapsın? Fıkra bu ya, gıdip Azraille bir anlaşma yapmış: Ölüm meleği, son ziyaret gününu hazrete çok öncelerden bilcfirecek. Adam da ona *nre lşlerini bıtlrecek, ölurae hazırlanacak. Aradan yıllar geçmiş. Adam, geleceğini garantide gördüğıi için, anlaşmasını unutmuş bi!e. Fakat bir gun, hiç beklemedıği bır anda, Azrail, clinde orağı ile başma dikilivermiş. Hadi bakalım. Hayrola... Ne var? Camnı almağa geldim. Ama olmadı .. Hani anlssmamız vardı? Hani geleceğın gunu çok önceden haber verecektin? Oooo, kaç defa haber verdim, ama sen hiç oralı olmarin. Yapma yahu!. Ben hiç hatırlamıyorum. Bak anlatayım da hatırla: Hani on yıl kadar onoe. bır sun midenrfe buyuk bir ağrı duvmustun, ne yaptl isen geçirememiştin. Doktor, hoca, hekim gıiç kurtulmuştun. Daha sonraları gozlerın iyi gormemeye ba?Umıstı, gözlük almak zorunda fcal mıştın. Başka bır sefer de ovnak yerlerinde muthiş ağrılar başlamıştı. Yıne kendini puç kurtarmıstın. Sonra sonra rilzlerınde dermansızlık, kalblrde duzensizlikler başlamıştı... Daha sayayım mı? Işte bunların hepsi sana birer haber, bırer İhtar idi. Ama sen her defa.«nria boş verdin. Hadi, şimdi kalk bakalım .. 8l de âz gellşmljliğin çeşftll ksdemelerinde bulunan Lâtin Amerika, Afrika ve Asya ülkeleri maden tuketen ulkeler değıl, tam tersine, madenlerini bir çanak pirinç fıyatına zengin ülkelere satan ülkelerdir. Hayvan, insan, balık neslini tüketenler bu kıtaların mazlum insanları değıl, kapıtalist israf ekonomisinin gözü doymaz canavarlarıdır. Günümüzün en. gellçmiş ekonomisine sahip Amerika Birleşik Devletlerlni örnek verelim. Bu ulkede her yıl 80 milyar teneke kutu, 34 milyar cam şişe, 40 milyon ton kâğıt. 7 mılyon adet otomobil, 8 milyon adet televtzj'on, 3 mılvon tondan faz la plastik. çopluğe atılmaktv dır. Bu ülkenın yıllık katı çop üretımı 5 müyar tonun uzerındfdir. Durum, biraz cfaha küçuk çapta olmak üzere Batı Avrupa'nın zengin ülkeleri için ds avnıdır. Tükenmeye yüz tutanlar Balık nesli butun dünyada hızla tükenmektedir Balına resli hemen hemen tükenmış durumdadır. Karasularının 3 ımlden 200 mıle çıkarılmak is•tenmesinın bir nedeni, eksilen balık kavnaklarmın mümkün ol duğu kadar çoğuna sahip çıkma arzusudur. Uluslararası anlaşma lar balık avlamayı düzenlememiş olsa idi bugün balıkları sadece tabiat tarihi müzelerinde gorecektik. Zira, yakın zamana kadar, denizler ve okyanuslar «nn.«uz balık kaynaklan sanılmıştır. Gunümüzun en önemli enerjl kaynaklarından biri olan petrolun en erken 20 yıl, en geç 100 yıl sonra tükeneceğini uzmanlar haber vermektedir. Atom santrallarının ana maddesl olan uranyum daha şimdıden azalma alâmetleri göstermiştir. Böy le olmasa bile, bu maddenin kul lanılması yüksek, çok yüksek teknik bilgiye, çok büyük sermaye yatınmlarına ve atom reaktörlerinin artık maddesi olan radyoaktif küllerin zararsız hale getırilmesi yine çok büyuk yatırımlara ihtiyaç hissettirmek tedir. Su enerjisl, öbür enerji kaynaklarının yerini tutabilecek kadar çok değildir. Esasen, su da gittikçe daha az bulunur metalardan biri olmuş tur. Üç tarafı denizle çevrili olduğu halde yine de susuzluktan kıvranmakta olan ülkemiz in sanlan bun.u en iyi anlayacak durumdadır Toprakların erozyonla denizlere akması, daha fazla gıda vermeye zorlanması, mümbıt topraklar üzerinde şehırlerın kuruîması. bbcek ve bitki öldüriicu ilâçlarla tarlaların kısırlaştınlması gibi nedenlerle topraklar da azalmaktadır. Korkunç bir hızla artan nüfusun gıda ihtıyacını karşılamak. bır me^ele olmuştur. Afnka'nm, Güney Asya'nın müzmın gıda kıtlıgı çeken ülkelerini bir yana bırakalım. Gelısmiş ülkeler olan Rusya, Çin halkları, her gün sofralarında kıracaklan ekmek somunlan için baska ülkelere muhtaç durumdadırlar. Ve nihayet, hava kirlenmesi dediğimiz zengin ülke hastalıfı, dünyayı sarmış durumdadır. Atmosfer gittikçe zehirlenmekte, gittikçe ısınmakta. Iklim sartlarını insanlar için olumsuz bir yonde degiştırmektedır. rın kbkünü kunıtmaya hiç bir kuşagın hakkı yoktur. Hammaddelerin tükenmeye yüz tutması sorunu gunümüzun belki en buyük sorunudur. Bu nedenle. bu sorun üzeruıe eğılmeltte yarar gördük. 10 gün kadar sürecek olan bu yazı dizımızde İsraf ekonomisınin etkileri, nüfus patlaması, madenlerin. enerji kajTiaklannın tükenmesl, gıdaların gittikçe azalması. canlılann tükenmesi, toprakların, suların, havanm yetmezhği. gibi konular üzerınde ayn ayn duracak, mevcut durumun bir tablosunu çızecek, sonra da bütün bu sorunların en uygun çözüm yollanna baglanması için neler düşünüldügünü özetlemey8 çalışaCağız. İnsanlık macerası Hammadde kıtlığı sorunu, çözümü olanaksız gibi görunen sorunlardan bıridir. Palcat, şunu unutmamalıyız ki. İnsanlık. yuzbınlerce yıllık geçmışi boyunca çözümü :mkânsi2 gıbı görünen daha pek çok sorunlarla karşıiaşmış, fakat bunlan pek âlâ çözmenin vollannı bulmuştur. Bu sorunun çözümünü bulacagına da hiç şüphe yoktur. Zira, doga, insanı akıl denen ve başka hiobir yaratıkta bulunmayan müthiş bir yetenekle teçhiz etmiştir. Insanoğlu. vüzbinlerce yıl süren insanlık macerasından sırf aklı ile başanlı çıkmıştır. Sözlerimizl, onyedind ytlzyılın büyük Pransız filozofu Pascal'm şu sözleriyle bitirebiliriz: (İnsan, doganın en zayıf varlıgı olaıj bir sazdır, fakat düşünen bir sazdır.) Ne yapmalı? Bugün dünya nüfusu 3,5 milyar civanndadır. 26 yıl sonra bu rakam iki misline ula^acaktır. Bu gün insanlara yetrnez görünen madenlerin. balıkların, suların toprakların, enerji kaynaklarının durumu o zaman ne olacaktır? Azrail'in bu çeşitli ihtarlarına şimdiden kulak vermemiz gerekmektedir. ücuz ve kolay yasama olanakları artık tükenmiştir. Git tikçe küçülen dünyanın, bütün insanların ortak malı olduğunu, kaynaklarının sınırlı olduğunu Jjıce anlamalı. rotamızı ona göre çızmeliyiz. Zira, yeryüzündeki canhlarm yaşamasını mümkün kılan ham maddeler yalnız bugünkü değil, aynı zamanda gelecekteki kuşakların da yaşam ve mutluluklarınm teminatıdır. Binnetice, (Benden sonra tufan) havası içinde bu ham maddele Y A R I N : Zengin Ülkelerin İsraf Ekonomileri DİSİ BOND MALKOCOĞLU yazan veçizenrAyhan BAŞOĞLU TİFFANY JONES Bugünkü durum însanlık, bugün, üzerınde yaçadığı dünyanın hammadde kayrıakları bakımından bu duruma gelmis bulunmaktadır. Azrail ilk haberleri vermeye, ılk ihtar]arı japmağa başlamıştır. İkazlara kulak asmadığımız takdirde bir gün kendisini başımızda dıkilmış bulacağız. Dunyamızın madenleri, er.erji kaynaklan, gıdalan, hayvan ve bıtkilen, toprakları, suları, hatta havası hızla tükenmektedir. Zira. çok gelişmiş ülke'er, bunları insafsızca harcamaktadırlar. Kaj'nakların böyle hızla tükenmesinin nedenlerini araştırdığımız zaman, karşımıza iki suçlu çıkmaktadır: Kapita'.it duzenin israf ekonomisi, bır de nufus patlaması. Fakat, baş suçlu olarak. lsrsf ekonomisi yüzumüze sıntmaktadır. Emperyalist ülkeler her ne kadar baş suçlunun nüfus patlaması olduğunu ileri EÜrilyor ve dikkatleri bu yola yöneltmek istivorlarsa da, durum, goren gozlerden saklanamamaktadır. Ne divor Karagöz: Her ne ım'an ile baksan olur iş âşikâr, Kılmış lstilâ cihanı hâbı gaflet perdesi. Vakıa, nufus artışı, daha uygun bır deyimle, nüfus patlaması, her türlü tahmınleri aşan bir şekilde tarih sahnesinde yermi almıştır. Lâtin Amerika'nın nüfus artıs hızı % 2^; Afrika'nın % 2.6; Asya'nın % 2 3'tür. Buna karşılık Avrupa'nm nüfus artışı binde 8, Kuzey Amerıka'nınki % 1.5'tur. Birleşmış Milletler Istatıstik Yıllığmdan alınan bu rakamlar, kabahati nufus patlamasına yukleyenlere hak verdirecek gibidir. Fakat, şurasını hemen belirtmek gerekir ki, hemen hep GARTH Garnizon Komutanlığı tnşaat Emlâk Başkanlığından İSTANBUL Aşağıda niteliğl yazılı gayrimenkuller M. S. Bakanlığı, K.K.K. lığı Askerl hizmetlerinde kullamlmak üzere HAZÎNE namına 6830 Sayılı Kanun gereğince istımlâk edilmiştir. îstimlâke ait her turlü uyuşmazlıklarda husumeün M. S. Bakanlığına tevcıhı ıcap eder. İş bu tebligat Istimlâk Kanun ıınun 13'üncü maddesi gereğince Uânen ügüilere duyurulur. tll ve tlçesi Köy veya Mah. lst/Üsküdar Sarıgazi Köy » » » Pafta No: Parsel No: 4 285 4 287 Miktart M2 Mevkii Cinsi 26000 M2 Çamaşır Dere Tarla 21200 M2 . » Hissesi Tam tstimlak Redeli 312000 1"L. 254400 TL. Maliki Tahsın Ozbey Mustafa Ölöc jj O (Sayı: 1806 Basm: 11173/1534)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle