Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c Ekonoml Ekonomi Ekonomi Ekonomi Ekonomi Ekonomi Arap ülkeleri, Türkiye'nin Enerji Ajansma katılmasını iyi karşılamadı Petrol üreticisi Arap ülkelerine karşı bir örgüt olarak nitelenen Uluslararası Enerji Ajansına katılma fikrine önce karşı çıkılmıştı Dışişleri yüksek kademesi ile OECD nezdindeki Türk delegasyonunun çabalariyle girilen Enerji Ajansına Fransa ile Yunanistan katılmadılar cu üye olarak katıldığı ögTenilmiştir. Dışişleri Bakanlığmın yüksek düzeydeki memurları ile OECD nezdindeki Türkiye delegasyonu, Türkiye'nin bu örgüte katılması için büjiik istek ve çaba göstermişlerdir. Enerji Ajansına Fransa ile Yunanistan katılmamıştır. Türkiye'nin petrol da dahil yakın iüşki kurduğu ve denizlerde petrol arama ve çıkarma konusunda ileri adımlar atan Noıreç de örgütun dışında kalmıstır. Norveç'in yakın bir zamanda Arap ülkelerinin ağırlıfındaki petrol Üreten ülkeler örgütü OPEC'e girmesi beklenmektedir. Norveçi izleyerek Finlandiya da Enerji Ajansı*na katılmamıştır. de tepki ile karşılanmıstır. Irak, bu tepkisini, şimdiye kadar oldukça itidalli davrandıgı petrol alacaklan konusunda eski tutumunu degiştirerek Türkiye'nin petrol borçlarau hemen ödemesini isteyerek gösterrniştir. Bu durumu gören baa yetkililer bundan sonra Türkiye*nm ihtiyatn olacak petrolü «Dışişleri Bakanlığı saglasın» demektedir. üluslararası Enerji AJansı'nda oylar, Uye ülkelerin tüketim hacimlerine göre dağıtılmıştır. Buna göre Amerika Birleşik Devletleri, bütün geçerli oylann yansını elinde bulundurmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı'nın ilk görevi Batı blokunu yeterli petrol stoku yapmak şeklinde tanımiamaktadır. Ajans. ilk aşamada 60 günlük. ikinci asamada 90 günlük petrol stoku yapmaga çalışacaktır. TÜRKIYE'nin de üye oldugu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bir «ekonomik» NATO örgütü haline getirilmektedir. OECD çerçevesinde kunılan ve Türkiye'nin de kurucu 11ye olarak katıldığı Uluslararası Enerji Ajansı, bu konuda atılan llk adjm olmaktadır. NATO'nun doğu blokuna karşı bir askeri pakt olmasma karsılık, yeni biçimiyle OECD Batı blokunun petrol üreten ATBP ülkelerine karşı bir ekonomik pakt haline dönüşmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı, ilk kez 1974 yılı şubat ayında Washington'da toplanan ve Arnerika Birleşik Devletleri. Birleşik Krallık, Norveç, Hollanda, LUksemburg. Japor.ya, İtalya, trlanda. Federal Almanya, Danımarka. Kanada ve BelçikaYun katıldığı Enerji Koordinasyon Gnıbu toplantısında ortaya atılmısür. Bu toplantıda petrol tüketicisi gelişmiş ülkeler. petro) üreten ulkelere karsı birUkte hareket etmek için bir örgüt olusturmak ihtivacını duymuşlardır. mayacağını düşünerek bu öneriye karşı çıkmıştır. Bunun üzerine Amerika Birlesik Devletleri, enerji ajansını OECD çerçevesi içinde kurmayı planlamışOr. Böyle bir istek, bugün artık etkinliğini kaybetmeye baslayan OECD'nin yapısına da uygun diiş müştür. Uluslararası ekonominin dalgalanmaları sırasında sadece arada bir rapor yazarak sesini duyurmaya çalısan OECD, ileri kapitalist ülkelerin en önemli ve stratejik sorunlarını inceleyen bir kurulus olmaya talip olrcus Norveç'le denizlerde petrol aramaya ilişkin ışbırlıgı çabaları engelleniyor iskandinav ülkeleriyle sıkı ilişkilerin kurulması yolundaki eğilime. Türkiye'nin ABD'nin doğrudan etkisinden kurtulmasını istemeyenler ile Türkiye'ye tepkiler TÜRKrYE'nin Enerji Ajansına katılması en çofc Kıbns Barış Harekâtı sırasında petrol bakımmdan Türkiye'ye çob büyük destek gösteren Arap ülitelerin yabancı petrol şirketleri karşı çıkıyorlar EGE DENÎZt'nde petrol arama konusunda işbirlifi olanaklarım araştırmak üzere beş kişilik bir kurul, geçen aym sonunda Norveç'e gitmiştir. Amerikan şirketlerinin Türkiye ile Yunanistan arasında anlaşmaz lık konusu olan Ege'deki arama tur. Baykal karşı çıkmıştı McNamara ne dedi? BAŞTA Arnerika olmak üzere büyük petrol tuketicisi ülkeler, enerji ajansı için ilk önce Dünya Bankasını düştinmüşlerdir. Ancak Dünya Bankası Başkanı McNarnara. Dünya Bankasını. az gelismiş Ulkelere daha duyarlı hale getirme politikasıyla yeni 8rgütu kurrna girisiminin bağdaş OECD çerçevesi içinde bir enerji ajansı kurulması, 1974 yaz başında Paris'te yapılan OECD üyesi ülkelerin Maliye veya Ekonomi Bakanlannın katıldıgı toplantıda ele alınmıştır. îtalya ve Belçika temsilcileri, petrol üreten ulkelere karsı ortak politika uygulacak bir örgüte ihriyaç duyulduğunu ileri sürerek Türkiye' nin de bu konuda ön ayak olraasını istemiştir Ancak sftz koniısu toplantıya katılan eski Maliye Bakanı Deniz Baykal, Araplara karsı bir örgütte bulunan öneriye karşı çıkmış ve îtalya ve Belçika'nın isteklerini geri çevirmiştir. Ancak daha sonra, kasım ayı içinde Ecevit Hükümetinin istifasından hemen sonra. Uluslararası Enerji Ajansı fcurulmuş ve Türkiye'nin de bu örgüte kuru Türkıye'deki mevcut petrol rezervleri 10 yılda tükenebilecek YERLİ veya yabancı fırmalara ait olup Türkiye topraklannda bugüne dek saptanabılen petrol rezervlerinin toplamı 30 milyon tonu bulmaktadır. Buna karşıhk Türkiye'nin yıllık oetrol üretimi 3 milyon ton çevresindedır. Bu yüzden eğer Türkiye'de karada veya denizde yeni petrol rezervleri ortaya çıkanlmazsa mevcut rezervler 10 yılda tükenecektir. Gerek dünyada ve gerekse Tür kiye'de toplam enerjt kullanımı içinde petrolün yerı büyümektedır. Avrupa'da 196Ü vılında topl»m enerji tüketımi içinde netro lün oranı vüzde 30 tken. bu oran şimdl yüzde 60'a çıkmıştır. Aynı oran Türkiye'de 1960 vılında vüzde 1S iken 1973 vılında yüzde 49 olmuştur. lara yardımcı olmak Istememelen üzerine Non'eç'le anlaşma sag lanmasına çalışılmaktadır. Ecevit hükümeti feurulduktan sonra, Türkiye'nin siyasal ve ekonomik iliskilerini İskandinav ülkeleri lehine degiştirmek için güçlü bir eğilim belirmiştir. Ecevit, uluslararası ilişkilerde daha taratsız davranabilen, iç ilişkilerinde ise diğer ülkelere göre daha demokratik bir yapıya sahip olan İskandinav ülkeleri ile yakın ilişkiler kurmak istemiştir. Önemli fırsat • TPAO'nun durumu TÜRKÎYE'de petrol arama ile forumlu ulusal şirket. Türkiye Petrolleri Anonım Ortaklığıdır. Ancak, TPAO. temel eörevi petrol aramak olmakla birlikte çeşit lı nedenlerle petrol aramaya gerekli zaman ve harcamayı ayırmamaktadır. Kesin hesaplann bi hndiği son yıl olan 1973 yılında 402 milyon lira kâr eden TPAO'nun aramalar için vautıfcı harca TPAO, Uluslararası Enerji Ajansına bilgi vermekie yükümlü olacak l TÜRKİYE, TPAO ARACILIĞIYLA ARAP ÜT.KKT.ERİYLE YAPACAĞI PETROL ANLAşMAİ AR1 HAK KINDA AJANSA BİLGİ VERMEK DUPUMUNDA KALACAK. ULUSLARARASI ENERJÎ AJANSI, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Kissinger'in «endüstrileşmiş demokrasi» ülkelerini tehdit eden konusmasından bir gun sonra kuruimustur. Kissinger'in Batı ülkelerine alârm veren bu konuşmasından sonra Fransa'nın petrol üreten ve tüketen ülkeleri bir araya getiren bir ajans kurmı önerisi mağlup olrauş ve Amerika'nın öncülüğünde Fransa'nın dışında, Türkive'rtin içinde olduŞu UluMararası Enerji Ajansı doğmuştur. Dr. Kissinger, kasım ayının 14'ünde Chicago'da Batı'nın «endüstrileşmiş demokrasilerini» bir lik halinde petrol üreten ulkelere karsı harekete çağıran konuşmasını yapmıştır Bu konuşır.ada, batılı ülkeler bir araya gelip petrol konusunda birlikte hareket etmezse Batı ülkelerinin cözgürlüklerinin tehlike altına gireceğinı» açıklamıştır. Amerikan Dışişleri Bakanı tüketici ülkeler «kendi sorunları için tutarlı bir program gelistirilinceye kadar» petrol üretici ülkeieri de içine alan bir örgütün kurulmamasını savunmuştur maların ancak 123 milyon lirada kalması, aramalara verilen önemin azlıgını göstermektedir. Yerli petrol şirketinin petrol aramalarına bu kadar az kaynak ayırmasmm şirsetin boyutlanm asan siyasal ve ekonomik neden leri bulunmaktadır. Fakat bu so runlann dışında. şirketin kendisi ni bir petrol arama örgütü olmak • an çok bir petrol işlerce kurun,u olarak düşünmesi de arama eylemlerinin eerı piana Itilmesine vol açmaktadır. TPAO'mn kuruluş yasa»mdakl bazı hükümler de şirket vrtneticilerini, arama faaltyetlerinden caydıncı bir rol oynamaktadır. Kuruluş kanununun lU'uncu mad aesinin c fıkrası yıllık kânn yüz de beşinin çiuışanlara dağıtılma sım öngörmektedir Çalışanlar arasında ise en bü\1ik oayı üst düzeydeki yöneticiler almaktadır. Ege'nin önemi ARTAN oetrol Iıyatlan karşıSinda Türkiye'nin oetrol bagımsızlıgını saglayabilmesi, yeni petto rezervleri bulup bunlan ışlet meye baglı olmaktadır Bu tse ka rada olduğtı kadar denizlerde de petrol arama taaliyetlerinl hıziaudırmayı eerektirmektedır. Dünya tıam oetrol tiyatlirının hızlı biçimde artması denizlerde petrol aramayı kârh bir bale ge tırmiştir. Denizlerde ise Detro) bulma olasılıgınm en vüksek oldugu yerler. iki kara parcasının denizin dibinae DirleştiSi ver olan kıta sahanlıklandır. Bu vüzden tnuıltere Ue Norveç 'in oarsellediSı Kuzev uenlzln den sonra Ege Denızî kıta sahan lıftı. Yunanistan ve Türkıve için petrolde bagımsızlıgı sağlama ba kımından büyük önero taşımaktadır. YORUM KIBRIS'TA ZAMAN YALÇIN KÜÇÜK ŞtMDÎ, Türkiye'nin Akdeniz'de bir derdi var. Kıbns'taki Ruml»nn birbirini vurmasından endişe ediliyor. Makarios'un dönüşünün, böyle bir kavgayı alevlendireceği ileri sürülüyor. Bu yüzden Türkiyc, Makarios'un Ada'ya dönmesinden endise duyuyor. Ada'ya dönüje karşı. TÜRKİYE, hep başkalarının derdini dert edinmiş bir ülke. Böyle bir tezi, böyle bir ünü var. NATO'ya girişi, kalışı ve NATO'yu savunması hep, yakın zsmanlarda Kissinger'in piyasaya sürdüğü deyim!e, <endüstrileşmiş demokrasileri» korumak içgüdüsüne dayandırıidi. Bunu bir ölçüde, kendi dertlerinin, endüstrileşme ve demokratlrşma sorunlannm çözümünün ertelenmesi pahasına yaptı. Türkiye başkalarını düşünmekten kendi dertlenni unutan bir ülke. GÖRÜNÜM, bu. Görünüşte ileri süriilen tezler, bunlar. Ama gerçeğin de böyle olduğunu iddia etmek zor. Üstelik, Makarios'un dönüşüne yöneltilen itirazm salt Rumlar arası çatışrnaya veya bu çatışmanın Ada'daki Türklere sıçraması olasılığına dayandırılması da pek inandırıcı değil. Hiç olmazsa Ada'da yeterli bir güç bulunduran Türkiye'nin böyle bir sıçramadan rahatsız olabileceğini düşünmek için sebep yok. MAKARİOS'un dönüşünün Türkiye için yaratacağı sortınlar Kıbns'ta değil. Kıbrıs'ın dışında. Dünya politika platformunda. Makarios, dünyanın bloksuzlar bloku denilen üçüncü kesimindeki ülkeler erasmda saygınlık, güvenirlik kazanmı; bir lider. Haklı veya haksız. Aslında çok da haklı değil. Yönetimi sırasında Ingilizlerin üslerini hıç bir zaman problem yapmamış. Amerika'ya askeri olmasa bile b»j ka üsler vermiş. Kıbns, şimdi de bir Amerikan propaganda üssii. Türkiye'ye, Ortadoğu'ya propaganda yayını japan güçlü Amerikan istasyonlan KıbrıVta. Bazısı, silâhlı kuvvetlerin kontrol ettiği bölgelerde. SAYTLAR1 artan, Birleşmi} Milletler gibi uluslararası sahnelerde Sfsleri güçlenen yeni ülkelerle ilişkilerde Makarios'un güçlü olnusı mümkün değil. Ancak başkalarımn güçsüz olmasından doğan bir güç liilük söz konusu. Kıbns banş eylemi, Türkiye'nin dıs politika^ı üze rinde büyük bir sis perdesi yarattı. Uzun yılların çekingen uygulamalanndan sonra bir atılım olarak ortaya çıktı. Ama dış politikanın genel yönünü değiftirınedi. Eskiden Amerikancı bir dış politika vardı. Şımdi, «kişilikli. oldu. Bu da. kisiliğe düşkün bir ülkede çok jeyin değiştiği kanısını yaratıyor. TÜRKtYE'NlN Batı cephesinde degişen fazla bir şey yok. Kıbns sortınu dolayısiyle Arap ülkelerini gocundurmamak için Yunanistan'ın girmediği Enerji Ajansı'na Türkiye, balıklama girdi. Dışişleri bunu «ikinci Kıbns çıkartması olarak niteliyor. Büyük basarı sayı yor. Yunanistan'ı Amerikadan koparmak, dışişleri için büyük başarı. Hâlâ ajnı mantık. Amerika'nın dümen suyunun en emin yol olduğunu düşünen mantık. Çeşitli uluslararası oylamalarda, bugün bile kendisini gösteren bir uygulama devam ediyor. Böylece Makarios da kendisinde olmayan bir gücü elde etmiş oHuyor. tÇ politikasında Makarios. dışardakinden daha güçlü değil. Bir kez. Kıbrıs'ın büyük burjuvazisinin temsilcisi. AKEL'in destegine sahip. Kıbns burjuvazisi, Yunanistan'dan çok emperyalist ülkelere bağİL Ticarl ilişkileri öyle. Enosisci olması için bir neden yok. Aynca, Türklerle bütünlefmede ekonomik çıkan var. Pazan genişleyeceRI için. Kilise, Kıbrıs'ın en gerici kurumu. En büyük toprak ağası. Fanatik, enosis'ci. AKEL ise enosis şövenizminin ağır baskısı altında. Açıkça ıçnosis'ci. Bu tutumu ilt Yunan Komünist Partisiyle bile anlcfmazlığa düştüğü oldu. MAKARİOS, iç politikasında da dengeci. Dengeci olduğu için de demokrat. Yönetimde olduğu zaman Kıbrıs'ın Runı kesiminde burjuva demokrasisi geçerliydi. Şimdi de öyle. Ama dengeci olduğu için de Kıbns'da demokrasiyi koruyacak araçları kullanamadı. EOKA'cılann üstüne güçlü bir biçimde gitmedi. Kendi solundan korktuğu için gerekli hazırlıklan yapmadı. Faşist darbe «geliyorum> dedi. Ve geldi. DENKTAŞ'ın bugün bile en büyük boy nedeli Majcarios Faüzmin sembolü. Samson degil. Bunda Kıbns'taki TUrKienn Maxarios döneminde çekmiş oidugu acıların, Kıbnslı T>jkifcrin kullandığı güzel deyimle ezgilerin (işkence), rolü mutlakh v^r. Türlt'ıe'de veya Türkiye dışındaki bazı solculann bilrcesi yaraılı. AKEL'e ragmen, AKEL'in desteğindeki Makarios yonetip.ir.de Türkler ger çekten insanlık dışı bir y&şantıya mabkum edilmıştı. ANCAK. faşist darbenin Türklere, mutluluK ve z^ytın dalı getireceğini düşünmek için hiç bir neden yok Buni karşm, Denktaş ve yanmdakjler faşist darbeden rahatsız olmaaık'&rın. hemen açık ladılar. Çünkü faşist darbeyi dofru değerlendirdilti. Amaç Kıbns' ın Türk kesiminde hâlâ var olmayan, Rum kesiminde hâlâ geçerli o lan demokrasiyi ortad&n kaldırmaktı Darbenin ic* vöneıik a^nacı bu idi. Böylece Kıbns'ın iki yakası demokrasi yoıclugunda eşitlene cekti. şlMDI olanlar, büindigi gibi, oldu. Geride savaşın bıraktıgı bir yıkıntı kaldı. Bu yıkıntıdan bir bans çıkarılmaya yalışılıyor. Türkı ye, barışı eski bir teze dayandırmak istiyor. ı9&t yuında Londra Konieransında Türkiye'nin ilk kez ortaya attığı cifrafi temete dayalı federasyon tezi. Bu tez, Türkiye'nin «resmen» redcettıği tansune en yakın bir görüç. Taksim ise geçerliligi olmayan Ada'v» da. Dölge ye de banş getirmeyecek olan bır tez. BARISA, erken bir barışa, hiç kimsenin itırae oıamaz Ancak, bir banş planından dofrudan doğruya ilgili halk'arın isıek ve özlemlenne uygun olması halinde. Bugün Kıbns'taS: iki toplulugun da gerçekten ne ıstedigtni. neyi isteyebüeceğinı soılemeK çok zor. ÇUnkü bir bölümU, ne istediğini, neyi isteycbilccefiiru ortaya soyacak bir örgütsel düzenden, demokratik tartışma or.amından yoksıın. «Türklerin» durutnu böyle. «Rumlar» ise henüz tannısaı sanavi ve konutla ilgili varlıklannın en büyük bır bölUmün'uı kendi kontrollarından çıkışını içlerine sindirememiş bir durunıda Yeni realite, kendisini duyuracak kadar zaman geçmedi. TÜRKLERÎN, yeni örgütsel bir düzen kazanması, şıddetten ekonomik çıkan olmayan yeni bir Udenige Kavuşn'ası icın zamana gerek var. Makariosiu Rumların ise, Türklerin de nıhayet msan ol duklarını aniamaları için bir süre düşünmelen g°rekiı. Asıl önem lisi, her iki toplum da, ikiye aynldıgi zaman her cin ıçın oldııgundan da küçülecek bir Ada'da bir arada vaşama zorunluiuğunun or taya çıkması gerek. Bunun İçinde zaman geçmeli. MAKARÎOS. 1961 vılından itibaren 1974 yazına kadar geçen za manı kullandı. Şimdi sıra değiştı. Zanianı kullanırak şansı başkalarında. Bu zamanı, Ada'da yasayanlann, Türkiye'njı ve bölge güven liğinin yararına kullanmakta yarar çok. Zamarun. rrazır ve a«eleci çö zümleri eskitecegini düşünmek mümkün. Ekonomik sözlük ENERJİ BUGÜN enerji denilince akla petrol geliyor. Petrol üreten ülkelere karşı kurulmuş bır örgüt kendine ad olarak, Uluslararası Enerji Ajansı 'nı alıyoı. Buna bakarak enerjınin sadece petrolden olustugunu düşünmek mümkün. ASLINDA petrol, ekonomik tarihin belli bir aşamasında ekonomık olarak kullanılabilen çeşıtl! enerji türlerinden birisi. îlk enerji türü ise insanoğlunun kendi enerjisi. Bugün de hâlâ en önemli kaynak bu. Diğerlerinin hepsı, bunıara, daha verimli olarak kullanma olanağım sağlayan makinalarla, insanoğlunun enerjısini arttırmaya yarayan unsurlar. ENERJİNÎN tarih boyunca gelişımı, ınsanlığın, ınsan toplum I a nnın aşamalarını da ortaya çıkanyor. Insan enerjısinın sadece kendi yaşamını sürdürmeye yetecek bir verim sağladığı zamanlar, ilkel komünizm aşaması oluyor Böyle oır durumda. bir ınsanuı dığerı üzeruıde egemenlik kurmasınm anlamı yok. Daha sonra msan varUğıru sürdürmenın ötesinde üretinı yapacak bir güce erişince kölelik ortaya çıkıyor. ÎNSANOGLUNUN kendl enerjisıne, rüzgâr ve su enerjısini kattığı zaman feodallet tarib sah nesine çıkıyor Manüfaktür aşamasında ise mekanik enerjınin kullanılmaya başladığı görülüyor. TARİH içinde buhar enerjisinin kullanılması yeni bir aşanıanın başlangıcı. Bır zamanlar buhar makınası olmayan fabrıka düşünmek mümkün değildi. Fabrikanın ortaya çıkışıyla buhar enerjısinın Kullanılmasının ve sermayenin önem kazanması hep aynı tarihte oluyor. BU ÇAĞ, kapıtalizm çagı. Ama tarih burada durmuyor. 19'uncu yüzyilın sonu, yirmlnd yüz yılin başı iki yeni bırincil enerjinin doğuşuna tanık oluyor. Elektrik ve petrol enerj ileri. Biryandan içteı. yanmaü, diğer yan dan elektrikli motorlaı ortaya çıkıyor. Bu ikisinin sanayıde kullarulması ise büyük tşletmelerin yaygınlaşmasına denk geliyor. PETROLÜN, doğrudan dogruya veya elektrik üretimi yoluyla enerji kaynağı olarak kullanılması, yirmınci yüz yılda hızlı bir biçimde yayılıyor. Bunda, özellikle Arap ülkelerindeki petrolün cömert bir biçimde Batı dünyası sanayij için tnıllarulmasinın önemi büyük. ARAPLARIN Filistin sorunu, petrol için yeni bir kullanım alanı yaratıyor: Petrolün, siyasal araç olarak kullarulması. Araplar. bu silâhı ilk kez kullanınca Batı ekonomılerinin çok büyük biçimde etkilendiğini gördüler. ı'ETROLÜN silâh olarak kullanılması, ilk önce bir «Amerikan Oyunu» olarak değerlendirildi. Gerçekten dünyanın büyük petrol tekellerinin Amerikalılara ait olması, petrol fiyatlannın yükselmesiyle bunlann kârlannın artması, ilk önce doların kuvvetlenrr.esine yol açtl. Fakat kısa bir zaman sonra petrol enerjisine dayalı Batı ekonomisi, bir yandan fıyat artışlanyla, diğer vandan. başta otomobil olmak üzere tüketim yavaşlaması nedeniyle ekonomik durgunlukla karşı laşö. Bu yüzden Amerika, kendi dtlzeni tehdit eden bu yeni tehlikeye karşı, yeni bir pakt örgütledi. TÜRKİYE'nin Ege Denizi'nde petrol arama çalışmalanna ba&iamış olması. İskandinav ulkelerinden Norveç'le sıkı işbirliği sagiamak bakımından önemli bir fırsat yaratmıştır. Ege Denizi'nde Türkiye adına petrol arama çalışmalarını yaptnak üzere anlaşma yapmış olan Amerikan şirketinin yükümlülügünü yerine getirmekten vazgeçmesi, bu işbirlığini daha çok istenir bir duruma getirmiştir. iskandinav ülkeleriyle ekonomik ilişkı kurulmasırun bazı siyasal boyutları da oulunmaktadır. Bunlardan birisi, Kıbns barekâtından sonra Karamanlis liderlıgındeki Yunanistan'ın Ortakpazar Avrupası ile kurmus oidugu yaJun ilışkıdaı. Amerıka'nın hem rtirkiye'yi hem de Yunanistan'ı «idare etmeye» çalışması karşısmda. Türkiye Kıbns sorununda Batı Bloku içinde yeterli destek Duiamama güçliiğüyle karşılaşmıştır. İskandinav ülkeleri ile yakın ilişkiler kurmak, böyle bir eksikliği gidermeyi de amaçlamaktır. Direniş ANCAK, TürKıyenın İskandinav Ulkelenyie kurmak ıstedıği yeni ilişkilerin direnişle karşılaştığı göruimektedir. Direnışin bır kaynağı, Türkiye'yi doğrudan Amerikan etkisinden kurtarmak istemeyenlerden ileri gelmektedir. Diğeri ise yabancı petrol şirketlerinin gösterdigl tepkidir. Her iki direniş somut olarak, petrol arama konusunda Norveç ile yapılacak görüşmeleri önlernek biçiminde ortaya çıkmaktadır. Yabana petrol şirketlerinin etkisiyle hareket eden bazı yüksek memurlar, Ege'de petrol arama ışiertnin geciktirilmesinde ve dolayısıyla bu konuda Norveç'le yapılacak görüşmelerin çıkmaza sokulmasında yarar bulmaktadır. Böylece üerde Amerika'nın şemsiyesi altında bir Türkiye • Yunanistan anlaşmasından sonra. Ege Denizi'ndeki aramaların yine Amerikan şirketleriyle isbirliği içinde gerçekleştirilmesi plânlanmaktadır. ÜRETIME GEÇMEMİŞ İSI ETMELERE TEŞVIK BELGESİ VERİLDİ ANKARA, (ANKA) Sanayi ve Teknolojı Bakanlığınca ekim ayında toplam yatınm tutan 700 milyon lira oian 16 projeye teşvik belgesı verildiğı öğrenilmıştir. Tasarruflan yatırıma özendirmek ve yatırımlann kalkınma planı ilkelerine uygun olarak yapıimasuıı sağlamak üzere getirilen teşvik sısteminden daha önce tamamlanmış yatmmların da yararlandığı bildirilmektedir. Ecevit hükümetinin istifasından sonra ekim ayj içinde verilen 16 teşvik belgesınin dördü, 1974 yılmdan önce üretime geçen projeler için çakartılmışür. Teşvik olanaklarmdan yararlandırılmasına karar verilen yatırım projeierinın dördünün, Uretime geçiş yıilan olarak 1972 ve 1973 yillan gösterilmektedir. Daha önce üretime geçmesi planlanıp da, lff?4 yılı ekim aymda teşvik belgesı alan projelerin bütünü, ulastırma sektöründedir. Bunlardan ilki, Istanbul'daki bir nakliyat şirketinin 2530 bin tonluk bir akaryakıt tankeri alımıyla ilgiîidir. 1973 yılında tamamlanması öngörülmüs olan 148 mılyon liralık tanker alımı yatirımı için 1974 ekim ayında teşvik belgeşi venlmiştir. Diğer üç proje, frigorifik treyler ve çekicısi alımı için yapUacak yatırımlardan oluşmaktadır. Bunlardan binsi, Istanbul'daki nakliyat firmasınm 62 milyon üraya 40 adet frigorifik treyler ve çekicisi alma projesıdır Bakanlığa yapılan başvurmada alım ışi nin 1972 yılında tamamlanmasının planlandıgı bildirilmiştir. Bunun gibi, 1973 yılında tamamlanması planlanan ve Ankara ve Gaziantep'tekı iki nakliyat firmasının 28 ve 41 mılyon lirahk frigorifik treyler alımlan da teşvik belgesine bağlanmıştır. Davetsiz misafir mi? KİSSİNGER'in bu sert konusmasından bir gün sonra Pariste 16 OECD ülkesi, üluslararafi Enerji Ajansını kurmuştur. Endüftrilesmiş (Ekonomik Işbirliğl ve Kalkınma örgütü) demokrasi ülkeleri savılan Fransa ve tskan dinav ülkeleri Kissinger'in çağrısına olumlu cevap vermemişler. fakat Türkiye, Kissingcr'in tanımına göre muhatap olmamasına ragmen kendisini davetli sayarak Ajansa katılmıştır. Yeni kurulan Uluslararası Enerjl Ajansı'nın tüzüğünün 25. maddesine göre Ajans uluslararası petrol piyasası ve petrol şirketlerinin eylemleriyle ilgili olarak bilgt toplayacaktır. 26. madrie ise, petrol şirketlerini tanımiamaktadır. Buna göre, culuslararası şirketler. ulusal şirketler bütünleşmemis şirketler ve uluslarara sı petrol endüstrisinde önemli bir role sahip diger kuruluşlar» petrol şirketi savılmaktadır Bu tanıma eöre. TPAO bir ulusal şirket oldugu için Enerji Ajansı'nın bilgi toplama işleminin kapsamı ıçine girmektedir. Ajans'ın 27. maddesinde petrol şirketlerinden toplanacak bilgiler sıralanmaktadır Buna göre, petrol stokları şirketin mali durumu, yatırımları, belli başlı ham petrol kaynaklanyla yapmış olduğu anJaşmaların içeriği, üretimi, üretimde beklenen değişiklikler, hanı petrolün dağıtıra biçimi ve koşullan ve Ajans'ın isteyeceği diğer bilgiler, Enerji Aiansı'nca toplanacaktır. Engelleme eylemleri NORVEÇ'e gidecek kunılun gezisinin geciktirilmesi ve bu arada Norveç'in Türkiye ile işbiriiğıne ıstekll olmadığı konusunda haberlerin çıkarılması, bu engelleme eylemlerinin örnekleri olmaktadır. Bütün engellemelere karşın, sis mik arastırmalar da dahil denizde petrol aramanın çeşitli kollannda incelemeler yapmak Uzere beş kişilik bir kurul Norveç'e gitmiştir. Kurulda TPAO"nu temsilen Genel Müdür Raşit Ceylan, Genel Müdür Yardımcısı özer Altan, Batman Sondaj Müdürü Aydın Güzelce ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığmı temsilen Doç. Dr. Bilsay Kuruç ve Doç. Dr. Tuncer Güvenç bulunmaktadır. 700 bin ton pamuğun elde kafacağı bildiriliyor tZMİR, (Cnmburiyet Ege Bürosn) Tıcaret Borsası Baskanı Hasan Güven, değen 14 milyar liraya varan 700 bin ton pamuğun ihraç olanağı kalmadığı için elde kalacağını bildırmiştir. DUzenlediğı basın toplantısında, pamuk sorununun «Çığ» gibi büvüdüğünü belirten Güven, şöy le konuşmuştur: «Türkiye'nin 600 bin tona ulaşan yeni rekoltesine ek olarak geçen yıldan devreden 100 bin tonluk stokla birlikte 700 bin tonluk pamuk ürününün değerlendinlmesı ve pazarlanması alınan ısabetsiz kararlarla güçleşmiş bulunmaktadır. Özellikle Ulkemizirj hızla azalan döviz rezervlerı ve döviz girdileri muhavecesinde sorun daha da büyUmektedlr Bu nedenle, denk bir ödeme Dütçesı blânçosu elde edebilmek ve ekonomik gelişmenin zorunlu kıidığı yatırun mallan ile endüstri ham maddelerinin ıhracından elde edi lecek döviîlere olan thtiyacımız artmış bulunmaktadırjt Borsa Baskanı. pamuk toplama işçisine 1.5 milyar lira ödendiğinı de bu arada oildırmiş, toplam ıhracaiır vansı olan pamuk ve pamuKMı marldelpnn ihraç olanajının KIS» zamanda &ğ lanmasını istemiştir. NORVEÇ, BÜYÜK BİR PETROL ÜRETİCİSİ ÜLKE HALİNE GELİYOR KUZEY DENlZl'nin Norveç'e ait kıta sahanlığında petrol ve doğal gaz bulunması, Norveç'i dünyanın en büyük petrol üreticisi ülkeleri arasına sokmaktadır. Norveç, bu büyük petrol kay nağınm kullanılmasında uluslararası petrol tröstlerinin etkisini kınnak isterken, bir yandan, diğer ülkelerin kamuya ait petrol Joıruluşlarıyla, diğer yandan da petrol üreten az gelişmiş Ulkelerle işbirliği yapmayı planlamaktadır. Yakın zamanlarda denizlerde petrol kaynaklannın ekonomik açıdan isletilebilir hale gelmesi en çok küçük bir Ulke olan Norveç'i etkilemiştir. Norveç'in Kuzey Denizi'nde yapmış olduğu ara ma ve üretim eylemlerinin olumlu sonuçlar vermesi. bu Ulkenın uluslararası politika ve ekonomi piyasasında önemlni artırmıştır. Yapılan araşfırmalara göre Norveç. bıısiin 12 milyar ton arasında degişen petrol rezervi ile 10002000 milyar metre ktip arasında oynayan bir dogal gaz rezervine sahiptir. Bu rezervlerin işletilmesine başlanmış olup, Norveç, 1975 yılında hem petrol, hem de gaz bakımından net ihracatçı durumuna geçecektir. 1978 yılında ise 35 milyon ton petrol ile 25 milyon petrole eşdeğerli doğal gazın üretilebileceği tahmin edilmektedir. poru», Norveç'in petrol konusunda izleyeceği politikanın ana çizgilerini ortaya koymaktadır. Buna göre, bu büyük servetin üretilip işletilmesinde «Demokratik bir şekilde seçilmiş kuruluşların tam kontrolü ellerinde bulundurmaları» temel ilke olmaktadır. Bu yüzden «Yerli ve yabancı özel girişimlerin petrol arama ve üretim alarüannda çalışabilme olanagı» tanınmakla birlikte «ilerde doğal kaynaklan işleme haklan istisnai durumlarla sınırlı olacaktır» denmektedir. Norveç, petrol işlerinin örgütlenmesinde resm! kurumların, tam kontrola sahip olması Ukesini kabul etmektedir. Bu maksatla derlet petro) şirketi olan Statc Ue, resml petrol politikasının yüriitülmesinde «en önemli kuruluş» olarak tanunlanınaktadır. veç Toplumunda Petrol EndÜstrisi» adlı belgede hükümetin uluslararası petrol tröstlerine karşı tutumu da açıklanmaktadır. Belge, çok uluslu petrol tröstlerinin petrol üretimi ve pazarlamasında oynadığı büyük role dikati çekerek, bunlann «kamu kontrolü altına konulmasında uluslararası yarar vardır» demektedir. Norveç, uluslararası petrol tröstlerinin Norveç kıta sahanlığındaki petrol eylemlerine «en fazla bir azınlık hissedarı» olarak katılmasma izin vermekte ve bunun yerine petrol Üreten Ulkeler önrfltü ve diger Ulkelerdekl devlet kuruluslanyla Uişkl feurmayı tercin etmektedir. Bu son konuyla ilgili olarak «diğer Ulkelerdekl karauya ait petrol şirketleriyle işbirliği doğal bir gelisme olacakür» demektedir. Yükümlülük Bü DURUMDA. Türkiye, ulusal petrol örgütü aracılığıyla petrol üreten Arap ülkeleriyle yapaoağı petrol anlaşmalarını Batılüann bilgisine sunmak yükümlülügü altına girmektedir. Tüzüjun 37 ve daha sonraki maddelerinde ise Ajans'ın petrol şirketlerivle lşbirligi yapacağı açıklanmaktadır 37. maddenin birinci fıkrası şriyledir: • Katılan ülkeler Ajans'da, ülkelerden birisi veya bırkaçının, uygun bir biçımde. petrol endüstrisinin bütün önemli sorunlanyla ilgili olarak. petrol şirketleriyle danışmalarda bulunacagı ve onlardan bilgi İsteyeceği bir sistem kuracaktır. Bu sistem içinde katılan ülkeler, yapılan danısmalarının sonuçlarına. bir kooperatif anlayıjl içinde, ortak olabilırler» ABD'nin ilgisi NORVEÇ'in petrol bakımından kazanmış olduğu bu önem Batı dünyası liderlerinin ve bu arada Amerika Birleşik Devletleri'nin Norveç'le daha yakından ilgilenmesine yol açmıştır. Amerikanm öncülüğu ve liderliğinde kurulan Uluslararası Enerji Ajansı'na Norveç'in de katılması için baskı yapılmış, fakat bu baskılar bir sonuç vermemlştir. Norveç Maliye Bakanlığı'nın hazırlayarak Norveç Parlamentosuna sundugu «Parlamento Ra Kamu denetimi NORVEÇ Parlamentosunun bir raporu olarak kabul edilen «Nor