22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMWTrRÎYET 3 Arahk 1974 ürkiye, yakm tarîhimizde çok önemli bir dönemeç noktasını dönmüştür: 12 Mart dönemeci. Bu dönemecin kendisi, karmaşık bir olaydır. Doğumundaki etkenleri, yönetiliş biçimindeki (üslubundaki) ögeleri, kendisinin doğurduğu sonuçları. sistemli bir bütün olarak aljulama ve değerlen dirme olanağımız henüz yok. Çünkü henüz tüm belgeleri ortada yok. Bunlar yayınlanmamLştır: Devlet arşivlerinde, özel çekmecelerde ve bireysel annaklarda yatıp durmaktadır. Bir siyasal büinci olarak bu karmasık olay uz* rinde şimdilik tek bir şey söylenebilir: Türkiye, genış bir gelişim süreei içindedir. 12 Mart bu sürecin örgüsündeki bir serittir ve Türkiye, henüz bu 12 Mart süreci şeridinden sıynlmış da değüdir. Şimdilik, sürecin genel tarihimiz ve sosyopolitik eelişim serüvenimiz olayı içindeki yerinin çiz gisini saptayabiliriz. 12 Mart'ı firsat bilerek. hatta onu sömürerek. gereğince de saptırarak kendisinegrubunasınıftnasiyasal kariyer kategorisine çıkar sağiamaya kalkısrnadaki çirkinlikleri, antidemokra. tik nitelikleriyle sergiliyebiliriz. Daha ötesini şira dilik yapamayız. Çünkü bu fenomenin tarih olgularını, sosyopo litik dinaraiğini kuran öğeleri henüz bilmiyoruz. Büemeyiz de.. Bölük pörçük ifşaat, sistemli irdeleme!?r niteliğinrien yoksun açıklamalar, bize onun tarihsel olguluğunu. siyassl dinamiğini veremez. Bunlar, birer sübjektivite olmaktan ileri gidemez. 12 Mart, günümüze çok yakındır daha.. tüm kl jileri. hemen hemen bugünkü olayların da içindedir. Bu kişileri yöneten düşünsel etkiler. siyasal görüş serpintileri halinde, günümüzün göğünden hâlâ yafıp durmaktadır. Bu kişilerin kimisi. belki 12 Mart'm felsefesiyle bütünleşmiştir. Kimileri, yalnızca 12 Mart'ın ey lem yönünde bir mekanizma «racı olarak kalmıştı. Kimileri de. askerlik mes'eğinin basamaklar zincıri içindeki yerinde yalnızca bir görev hukukuyle çevrili kalrmştı. Ama şimdi bu kişilerin nerelerde olduklarına bakalım: Kimisi, genis anlamıyle sosyopolıtik güç J Olaylar ve görüşler 12MAKT VE POLEMİK Prof. Bahri SAVCI lerden olsn bir ekonomik çevrenin belirli bir tipinin adamı olarak görevlidir. Kimisi. toplumun *ay g:nlıgını en yoğun oraniyle koruyarak tasıyan en yüksek sorumluluk yerinde toplum için en nazik koşulllar içinde görev yapmaktadır. Kimisi, demokrasimizin iş'.erliğinde benzeri, rakibi bulunma yan o tek arenanın içinde, ulus temsilciliği ödevini yerine getirmektedir. Kimisi, hem bu ulus temsilci liği arenasındadır, hem de, onun işlerliğinin vazgeçilmez koşulu olan partilerimizin saflanndadır. Yani bütün bu kişiler, ya tartışma dıçı kalması gereken hizmetlerin içindedir; ya da. parti kavgasına tutuşmuş. bir ortamuı içindedir. Öyle ise şu husus kendini zorİBmaktadır: 12 Mart'ın bu kadar çeşitli ve kimisi birbirine ters yerlerde bulunan ilgililerini de değerlendinne ola cak olan bir 12 Mart irdelemesi, onları da birbirine düşürecektir. Bundan. gereksinme duyduğumuz ba ns.çı siyasal iktidar olay) zarar görür. Bir başka deyimle; Türkiyemiz, 12 Mart'm kifüerinin kimisini. sosyopoütik güçlerden olan ekonomik çevrenin adarni yerine getirmekle; kimisini, en yüksek saygınlık makamına çıkarmakla; kimisini siyasal iktidar savaşmın ortaşına oturtmakla; 12 Mart sürecinin şericiini. günümüzden. yakın geleceğimize dotçnı uzs'm^tır. Böyleee U Mart'ın kendisi tümü ile değilse < e etkileriyle 3, sürebüecek yerdedir. Şimdi bu etkiler sona «rmeden. onların yeni olaylar doğurması olasılığı bitraeden, 12 Mart'ın değerlendirilmesine kalkışmak hem de onu yaratanlarea böyle bir yargılamaya girişmek bize hiç bir büimsei doğruyu veremiyecek olan bir boşuna polemiğe yol açar. Üstelik bu bojuna polemik, zararlar da getirir. Işte Ali Everdi Paşanm bir girisuni ve sozleri, böyle bir polemik içinde, 12 Mart'ı AP ile bütünleş tirmiştir. Bundan 12 Mart felsefe ve meçruluk açı smdan, uygulamadaki düzenlüik açısından bir ş.ey kazanmamıstır. Ama AP zarar görmüstür. Elverdi Paşanın, AP gibi bir büyük örgüte zarar vermesine ne gerek vardı? Şimdi de Saym Org. Batur'un bir polemiğiyle karştlaştık. Bu da. 12 Mart'ı. CHP ile bütünleştirme eğiliminin yolunu açtı. Bundan, ne 12 Mart, ne de omın yükünü tarih önünde tasıyacaklardan biri olan Org.'in kendisi bir şey kazanacaktır. Araa polemiğin büyüsüne kapılıp bu noktada dayatırsa. bundan CHP zarar grirecektir. Sayın Org.'in CHP gibi bir demokrasi tasıyıcılıjı savına kalkışmış bir partiye zarar getirmesine ne gereV vardır? Buna hakkı da yoktur. 12 Mart'ın yükünü taşıyacaklar, kendilerinı ya da 12 Mart'ı temize çıkarma çabalan ile böyle bir polemikte dayatırlarsa şöyle bir durum doğmaz mı? Evet 12 Mart'm bilimsel bir doğruyu saptamaya yarıyacak tüm öğeleri, belgesel olarak aydınlığa henüz çıkmamıştır. Ama. 12 Mart'ın «Gelişim serüvenimiz olayı» içindeki çizgisini tanımaya yetecek ip uçlarmın var olduğu da görülmektedir. Şimdi bunlara dayanarak, birisi çıkar da, muhtıracıların 12 Mart'tan önce, AP'yi destekleme anlamında olmak üzere, onunla yan bütünlesme içine girdikleıini söylerse, buna ne denebilir? Ancak, dinamik güçler katlarında Demirel'e du ynlan allerji yüzünden. o katlardan gelen bir itme ile, bu yarı bütünleşmeden vazgeçildiği ileri sürülürse buna da ne denebilir? Yine, alttan gelen aynı itiş ile, aynı muhtıra kadrosunun bu kez, bir reformculuğa dönüş gö rüntüsü altında, parlamentonun geleneksel eskil güçleriyle bütünleştiği savı ortaya atıhrsa, buna da ne denebilir? Ve hele böyle bir bütünlesme sonucu, 12 Mart'ın, özgürleşmeci demokrasileşmeci bir radikalizme geçişe fazla heves etmediği ileri sürülürse. buna da ne denebilir? Hatta. böyleee doğmuş bulunan bir bozbulanıklık içinde, muhtıra kadrosunun, hiç olmazsa onların denetim alanı içinde bulunan bir kesitin, faşizan bir yönetim türüne dönüklük kazandığı kanıtlanmaya kalkıhrsa, buna da ne denebilir? 12 Mart gelip gitti ama onun kişilerini, dinamiğini bize tajn tanıtacak belgeler henüz ortada yok. Öyle tae, böyle belgelerden yoksunluk dolayısıyle bilimsel niteliği olmayan değerlendirmeler le 12 Mart'ı polemik alanma getirmek, onun yorumlanması ijini de ancak saptırma »onucunu doğurur. Ve bu da, yeni siyasal kariyerlere parlak giris olmaz. CHP'nin Içi ülent Ecevit: « Ülkemizde olaylar o denli hızla gelişiyor kl, seçimler bir yıl önce yapıldı ama, bu Parlamento en azmdan on yıl toplurrnın gerisinde kalmıştır» dedi. Dofrudur bu söz... Ne var ki bir kez bu sözün doğruluğunu benimsedik mi, ardmdan başka gerçeklerin çağnşımı başlayacaktır. Çünkü bu söz, toplumdaki tüm kurumların yenileşmeye lhtiyacını dile getirmekle esdeğerlidir. Niteklm slyasî partiler kesimindelri bitmeyen çalkantı toplumdakl hızlı değişlmin yansımasıdır. Seçimlerin üstünden Dir yıl geçtikten sonra Parlamentoyu on yıl geride bırakan toplum değişinıi, acaba siyasl partilere nasıl bir etki yapacaktır? CHP bu etki alanı içinde değil midir? ^1 ve ilçe kongTelerinden gazete sayfalarına yansıyan parti içi çatışmalann sebepleri acaba nedir? CHP içinde gerçekten iki fikir akımı mı, çarpışıyor? Yoksa koltuk kavgası mıdır süregelen? Sorulara cevap ararken. önce bir noktayı kesinlikl» belirlemek gerekir: Yüzeyde fikir çatışması olarak görülen her tartışmanın altında bir ıktidar, yani bir koltuk sorunu yatar. Kişiseîliğe yükseldigi noktada işin ayrtntılanna girilir area, «Demokratik sol» ile «lortamn solu» fikirlerinin CHP çatısı altında hesaplaşmasının elbette bir nedeni vardır. Yoksa bunca yaygın bir çatışma parti örgütünü saramazdı. CHP yedi sekiz yıldır bu çatışmalann çalkantısını yaşamaktadır. Vaktiyle cortanm göbegi ortanın solu> tarüşması yaşanmıştı. Ortanın göbekçileri her konuşmalarında: « Bize neden göbekçi diyorsunuz, biz tfe ortanın solcusuyuz, aramzda hiçbir fark yoktur» diyorlardı. Ama tartışma durmadl. «Toplumsal olaylar o denli hızla gelişıyordu ki>, ortanın solu akımı Ecevit llderliğinde gelişti ve îsmet Paşa'yı kenara itecek bir güce ulaştı. Olay lar fikirlerden önde gidiyordu. CHP sola kaymak zorundaydı ve sermaye ile emek ıkileml arasında, emekji sınıflanna bir yaklaşımla, yeni bir taban anyordu. Şimdi sorumuza tekrar dönelim: Acaba CHP içindeki demokratik sol hareket, toplum değişimine paralel bir oluşum mudur? ve biraz daha sola kayış ve emekçiye dayanış ihtiyacının belirtisi midir? CHP bugün Türkiye'de merkezden en sol noktaya kadar bütün güçlerin yükünü taşımak zorundadır. Kimisi üç beş yönetim kurulu üyeligi kapmak, kimi boş duran binasını devlete kiralamak, kimi yeni özel girişimine ruhsat koparnoak için en yakın iktidar alternatiii CHP'ye yanaşabilir. Kimisi de Batı demokrasisi ve fikir özgürlüğü nedenleriyle CHP'den mecfet umar. Işçl sınıfı ideolojisinin Türkiye'de yasaklanması, bu ideolojiyi benimseyenlerden bir bölümünü de CHP »racmdan yararlanma taktiğine itebilir. Bu karmaşık yelpazede ağır basan nedir? CHP örgütünde bütün Türkiye çapında bir yenilesme hareketi varsa bir ciddl olayın varlığı söz konusudur. Kars'ta, İzmir'de, İstanbul'da, Muğla'da, Hakkâri'de, Çemtşkezek'te, Keşan'da birbirtnden habersiz kişilerde ve çevrelerde: Ortak bir demokratik sol dalga bir yenilesme ihtiyacını fikirde vs kadrolarda yansıtıyorsa, çeşitli tUzük ve kongre oyunlanyla bu dalgayı kırmak ilerde olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bizim uzaktan gördUğümüz şudur: Demokratik sol hareketin içinde türlü egilimler bulunuyor. Kuşkusuz parti yönetiminde iktidar paylasmasımn istemini, ya da koltuk kavgasını da içerir böyle hareketler: Bulanık suda balıfc avlamak lsteyenlerin de kapı aralığmdan kaymak eğilimlerl de vardır. Ancak bütün bunlar, olayın esasını açıklamaktan uzaktır. CHP ne taşayabileceğinden fazla yükü sırtına %'urmalı, ne de toplumua değişfrn ihtiyacını engellemelı... Sanınm bu ölçüyü saptayacak tek kişi bugün partinin liderinden başkası değildir. çünkü dün «Ortanın solu»nun bir lideri vardı parti çatısı altında: Bugün «demokratü soluun bir lideri yoktur. B KAYBETTİĞIMİZ BİR Hikmet Turhan Dağlıoğlu r.sanlar yaşadıgı sürece sevinçleıinl, UzUntUlerlni, ihtiraslarını, mallannı. mülklerini paylaçmak için çoğu zaman isrekli bulunmazlar ama gönülleri zengtn kafalan lçlek elleri »çık ınsanlar daha dofnısu eskilerin çok yerinde söyledikleri (Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imi?^ Kerçeğine inanmış olanlardır ki ölaükten sonra asıl vaşamaya hak kazanmış olurlar. Daha yeni topraga verdiğimiz Kemal Nijat Kavur maddi ve manevi değerleriyle çevresini, meslekdaslannra sevgisini, früvenini kazanmı? insanlardan biri ve parlak, başanlı bir haricij'esiydi. Galatasaray Lisesini. îstanbul Hukuk Palriiltesini bitirdikten sonra Dışişleri Bakanlıgında görev almış, derece derece yükselerek Berlin'de elçilik müsteşarlığı yapmış. Sofya, Helsin'ci slçılilderiyle Moskova. Tokyo. Londra ve Bern Büyükelçilikierinde bulunmuştur. îkinci Dünya Savaşının kan ve ateş kasırga'.arı içinde yurdunun hak ve çıkarlarını uzagı gören yeteneğiyle koruyabilmisti. Kavıır'u Milll Mücadele başlarken Ga'.atasaray'da çalı$kan bir ögrenci olarak gbrmekteyiz. Anadolu'da özgürlük uğrunda çarpışanlar arasında yaşının küçüklüfünden ötiirü Mîlli Mücadelenin içinde bulunamaması, içini kemiren bir yaraydı. Milll MUcadeleye katılmıs arkadaşlannı görünce hele bunlann gögüslerinde blr de îstlklâl Madalyası parhyorsa heyecandan gözleri yaşarırdı. AtatUrk dönemi hariciyecüerinden olmakla haklı bir sevinç ve Burur duyardı. Arkadaslannın, birllkte çalıştığ] insanlann sevgi ve saygısını kazanmış olmanın mutlulugu içindevdi. KOKKÜYU YENMEYI BILELIM Geçen haftakl (26 kasunl yaamızda 1974 ve 1975 bütçeleri üzerinde durmuştulc. O zaman gazetelerde çıkan haberler 1975 bUt çesinin 120 milyar lira olacagında birleşiyordu. Günler geçtikçe, haberler değiştl ve şimdi blitçenin 100 milyar civannda olacağı söylenmektedir, gazetelerde güvenilir kaynak gösterilerek verilen haberler bu merkezdedir. Ancak biz resml açıklama yapıimadan bütçe hacmi üzerinde durmayacagız. Burada bütçelenn devlet yaşamımızdaki yerl ve 1974 bütçe uyguJamalarının eldeld sonuçlan üzerinde durmak isteriz. 1974 bütçesinin ilk uygularna sonuçları dengesel bakimdan son derece iyimser ama yatırımlar bakunından da son derece kotümser yargılara varacak şekildedir. önce dengesel sonuçlara definirsek, temmuz sonu olarak, gelirler giderlerden 6 milyar lira daha fazladır. (Bu geçen yazımızda yanlışhlda 36 milyar llra olarak geçmlştir). Ama asıl önemli nokta, gellr rakamlanndan kaydolunan önemli degişiklikJerdir. Eskiden oldugu gibi gelirden ahnan vergüerden Mart Temmuz döneminde olduk ça dolgun bir tahakknk ve tahsilât rakarru göze çarpm8ktadır. Bıı yiLiçinde gelirden alınan ver gilerin bütçe tahmlnlerlnl" çok aşacağı anlaşılmaktadır. Vardıgımız sonuç, aslında, su nedenlerle ilgilidir: <J) 1974 yümda devlet memurlan ile ilgili katsaymın 8 e çıkanlması, bir yandan devlet ge lirlerinl, bir yandan da giderlerini artürnııştır. (?) Asgari Ucret düzeyinin artınlması ile isçi ücretlerinin artmış olması, aynca devlet (büt çe) gelirlerlnin artması sonucunu vermiştir. İ HAYVANCILIK VE BÎTKÎSEL YAĞLAR, METALURJÎ, ENERJİ, TIKANAN BAZI DIŞ ALIMIN (ÎTHALÂTIN) AÇILMASI, SULAMA VE GÜBRELEME ALANLARINDA CESUR HARCAMALARA GEREKSÎNME VARDIR. Arslan Başer KAFAOĞLU (3) Her türlü bunalım ve tat lık yazırıına (edebiyatına) karşın yüın ilk yansı iyi bir iş bul ma olanağı dönemi olmustur. Bu da ücretlerden alınan stopaj ver gilerinde önemli artıslar saglamıştır. (j) 1973 yılında ticaret ve lşleyim (endustri) kârlarının yüksek oluşu, bir jnl sonra vergi alı nan 1974 yılının görünüşUnü daha da parlak şekle getirmiştir. Ama bir yandan geçen yıllara göre yüksek tutulreuş tanmsal gelirler (destekleme aJımları ile) öte yandan yukarıda değinilen ücret ve maaş artısları, piyasada yeni blr istam birleşüni (talep kompozisyonu) dogurmuş ve bu îsteme uygun bir mal ve hizmetler birlesimi yaratılamayınca. bir y a n d a kıtlıklar, öte yandan iflas ve kondordatoya varan zor durumlar piyasanın genel görüntüsü olmuştur. Buradan şu iki sonuç çıkarılabilir: a) Bir piyasada gelir dagılımı nı parasal olarak düşük gelirliler lehine değiştirmek bir şeydir, ama çok şey değildir. Artan gelirlerin alıcı olacağı mal ve hlzmetleri de bir süre içinde ayarlayamayan bir gelir poUtikası amacına ulaşamaz. Aksine söyle nen parasal gelir artı§lannın bu artısları koparanlann eskisinden daha kötü duruma duşmeleri ola sılıgı yoktur. Ama, bazı bunalımları getirip bütün yurttaşlara zarar vermesi ve ekonomiyi köstekiemesi dUsünulmesl gereken bir sonuçtur. b) Daha özel bir sonuç da şudur: TUrk vergi düzeninin giderleri dengelemesi için bazı olumsuz gelişmeler şarttır. Bu olumsuz gelişmeler er.flasyon, büyük ölçüde ithalât (büyük ticaret dengesiziiği panasına da olsa), Ucretleri nominal olarak büyük artışlardır. TUrk vergi düzeninin bekleneni sağlaması en çok büyük ölçüde ithalâta baglıdır. Vergi düzenimiz herşeyden önce bu durumdan kurtanlmalıdır. İthalâtın etkisi öte yandan, ithalâtın büyük bir luzla artış kaydetmesi de bütçe gelirleri üzerinde son dereçe oiumiu bir etki yaratmıstır. 1974 yıhnda ithalâttan alınan vergileriabüteade tahmin edilen düzeyi aşacağı anlaşılmaktadır. Buaa karşüık mai satışları dolayısiyle aiınan vergılerin iyi gitmedigi görülmektedir. Bunun bir kag nedeni vardır: (T) En olumsuz gidiş Tekel gelirindedir. Tekel geçen yıl tutün alını fıyatlannı da, işçilik ücretlerini de artırmıştır. Bu durum, Tekelin Hazineye olan net gelir devrinin azalması sonucunu doğurmuştur. Bu sonuç bütçe bakumndan esefle karşıiansa bile gelir dagılımı ve gelişme hızı bakımından kas çatılacak bir gelişme değildir. © Şeker şirketi ödemelerl de (şeker istihlâk vergisi) bu kurumun içinde bulundugu zor durum nedeniyle aksamıştır. © Gider vergilerinin çok büyük bir kısmının alındığı tekstil endustrisi de düştügü bunalun dolayısiyle, ödemeîerinde aksamalara neden olmustur. Bu yılın ikinci yarısında ve sonunda yasal ve yasaya uymayan vergi ertelemeleriyie bu kesimde durum daha da ciddileşeceğe ben zemektedir. Bütçe vergi gelir eri bakunından aslında olumlu bir uygularna ya erişmişse de, giderler bakunın dan olsun, vergi dışı gelirler bakımından olsun aynı olumlu gelişme gerçekleşememiştir. Vergi dışı gelirlerden iç borçlanmanın iyi gitmedigini belirleyen. bil giler degilse bile, işaretler var dır. Yüzde ll'li vergiden bağışık iç devlet borçlan belgelerinin satışının agır gıtmesi kolay anlaşılacak şey değildir. Ama ne yapılabilir ki, durum onu gösteriyor. Bizce bu tahvillerin çıkanlmasında geç kaiınmıştır. Devlet giderlerinde de önceden kestirümesi olanagı bulunmayan Kıbns banş harekâtı ve Kıbns Türk toplulugunun ayakta tutulup kal kmdınLması için gerekli barcamalar azımsanaınayacak bir düzeyi bulmuştur. Hükürnetler bü tün bunlan bir arada düşünüp, bütçe dengesini bozmaktansa ya tınznlan yavas götürmeyi yeg tutmuşlardır. Bulundugu elçiliklerde bir çok dostluklar kurmuî ve bu «ayede ülkemize bir cok çıkarlar saglıyabilmiştir. Son ramanlarda anılanni yazmak İçin hazırlık yapmaktaydı. Gelenek ve yaisantılajı bakım;ndan btrbtrinderı apayn bir düzeyde bulunan msanlar ve Ulkeler aresında bulunmu? jraşamış olmak kendisinde renkli ve parlak teler. anılar bırakrıııstı. Açıkça söylemek gerekirse Osmanlı împaratorluSunun elçllerl arasında sefaretnamesi bulunanlar çoktur. Bunlann arasında bugün hâlâ çaftlannın sosyal. ekonomik kültürel degerlerinl yitirmemiş hatta taptaze kalmıs olanlar vardır. Rahmetli dostum Paik RüstU Onal'vn Tti'k Tarih Kurumu tarafindan (Sefaretnameler) adı altında vayunlanan Idtabi bunun canlı, ölmez blr örnegidir. Cumhuriyet dönemi elçilerimizln bu alandakl verileri çok lcısırdır. Rahmetli HUsrev Gerede'nin îran hakkındaki hatıralan bir lstisna teşkil eder. Bir bakın.E hartclyecller lçhı yurt demek gurbet demefctir. Ama marifet odur ki jrurbet illerde yasarken lnsanm kendisini vatanuı sıoak, refalı kovntında ya$adı£ını duymuş olmasıdır. İşte Kemal bu tip ir.sanlann başında Reliyordu. Insanlar için. hakkj teslim etmek gidilen yanlıs yollardan geri dönmesini bilmek ne biiyiik bir artamdır. Rahmetli Kıbns meselesinde gütttiStimüz siyasetin safcıncah ve düğümlü oldufunu söy'.er dururdu. Ancak Kıbns çıkartmp«ının başan ile sonuçlanmasmdan sonra Marmara Adasında bana: Yamlmışım Daglıoglu, Kıbns bi«im için artüt hayatl bir varlık olmustur demişti. Emekliye aynldıktan sonra Sosyal Dayanı?ma örgiitierinde çalışmayı adeta kendisi için bir görev savnv.sn. Sivil Emekliler DerneSine srirmesi için yaptıgım öneriyi sevincle kabul etmişti. Ve ölünceye kadar bu yolda biz« Derneğimize hızmpt'erde bnlunmuştu. Dernegimizin son Uç b°s yıi içinde Hüsrev Gerede. A?âh Aksel. Celal Abarıoglu. Numan Tahir Seymen gibi ço!: degerli elemanlarını kaybetmenin acısı içinde oldugunu üzüntU ile beürtmek isterim. Hepsini rahmetle an:vorum. Her oisun ınsanı yitirdikçe tarihi dejerlerimizin bir parçasır.ı daha topraklara jjömmekteyiz. Ancak avunmamız odur kl anılanni yasatmak için aüesinin ve değerlı oflu Celâl'in her türlü yeteneğe sahip olmalandır. Elbette dostları da Kemali unutmıyacaklardır. Rahmetli hatıralarını yazmış olsaydı bundan memleket çok yararlanacaktı. Ailesinin bu hizmeti yerine gptirrrjesini eönülden dileriz. Aziz Kemal, dostların seni daima anacaklar. Nur içinde "at. lhracatın açılması. (pamuk, teks til, çinıento ve fındıkta), 5 Sulaına ve gübreleme. Bu alanlarda esirgenecek ça balar, yapay bir enflasyondan korkup kısıntılı ve çekingen bır devlet harcamalan diaeni, 1971 den beri kaçınlan yeni bir fırsat olacaktır. Yetkilileri uyarmakta belki geç kaldıfımızdan korkanz. Ama yine de yetkililerin kısa süreli yokluk ve zorlukl&rdan fazla korkınamalarını, asıl korkulacak şeyin yukarıdakl alan larda ortaya çıkan fiziksel dengesizlilder oldugunu bir daha be lirtmekte yarar buluyoruz. Hükümet özellikle pamuk ihracatını açmat, hayvancılık ve besinde uzun süreli bir görüş içine girmek ve i!k uygulamalara başlamak, enerji kesiminde de cidden enerjik çabalar ve harcamalar yapmak zorundadır. Geçici yaygaralardan daha önemli o l a n sürekli bozukluklardır. Stabilizasyon asıl sürekli bozukluklara da çare aranarak ulaşılacak bir amaçtır. TUrk ekonomisi, stoklan, döviz rezervleri, potansiyel güçleri, ye tişmiş insan gücü kadrosu ile hem kısa hem de uzun süreli den gesizlüderi asacak yetenektedir. Yeter ki Başkan Roosevelt'in deyi miyle (korkuyu yenmeyi bilelim.» OKUYUCU MEKTUPLARI Erzincan'daki Atatürk Anıtını gerici dıkkatıne güçler kaldırttı Erzincan'da Atatürk'e karşı, Atatürkçülüğe karsı, O'nun ilkelerine yürekten bağlı olanlara karşı, sahneye konulmak üzere bir olay tezgâhlanmakt adır. Geçen yıl sag duyulu çevmlştlr. Aslında genls bır arelerin çabalan tonucunda laoa sahip olan Erzincan'da Erzıncan özleminl duyduğu yeraltı çarsısı yapılmasına bir esere üavuşturulmuş bugerek yoktur. Çarşı hikâyesl lunuyordu. Bu eser, ölmez anıtın kaldlrılması IÇİD uyve büyük Atatürk'ün heydurulmus blr yeraltı tertikelidir. Aradan bîr yıl geçbidir. Olayın altındaki glzll meden ATA'nm tnıtı kaldımaksat oedir: nlmaktadır. Yerel seçlmleri MSP'nin Gerekçe olarak; yeraltı deste£lnde AP kazanmış, çarşısı yapılması llân edilCHP adayı kaybetmistlr Seçimden önce anıtın yapılmasını lstemeyen gerid çevreler bir «day etralındı blrBir ahlâk leşmis ve adaylan kazandığı takdirde anıtın kaldınlması dersi kosula bağlanmıstır. Aynca 3. Orduya bir teklif vapılarak muhtemel blr karşı koyöğretmeni, ma hareketi önlenilmlştır. Bu nasıl olmustur? Erbakan'ı T E Ş E K K ÜR 2 kasım 197Tüc velat eden kıymetli varlığımız HÜSEYtN CEMAL CANDAN'm cenazesinin Londra'dan nakli, tstanbul'daki merasiminde yardımlan bulunan Londra Başkonsolosu sayın Savlet Aktuğ, Funda Tozok. Adnan Mahir. TH.Y Londra Meydan MUdürü savm tlhan Tufan, Dr. Sozer Ailesi. Sökmen Ailesi, Yesllköy Lisesi Müdür ve ögretmenleri, Emniyet Sandıği mensuplarına. çelenk. telera. veya bizzat gelerek acımızı neylaşan akraba ve dostlanmıza sonsuz mirmet ve sükranlarımın sunanz. Esi ve çocuklan (Cumiıuriyet: 9610) 1975 bütçesi üstüne 1975 bütçesi için düşundUkleri znize gelince, bürokrat ve akademik Uyeleri agır basan bu hü kümet, anladığımız kadan ile bir stabilizasyon (bunyeyi güçlendirme) poUtikası izleyecektir. Ama bu yeıerli değildir. Zamane enflasyonu artık eskisi gibi değil.. Bir yanı enflasyon ise, öte yanı durgunluk. Aslında ekonominin geçirdiği darüklar enerjl dışında yapaydır, geçicidir. Öte yandan çimentodan tekstüe, tu rizmden plâstiğe kadar bütün degilse bile çoğu ugraşı dallannda durgunluk vardır. Hükümet en çok 100 milyon dolarlık besin ürünleri ıthalâuımn (aslında bu bile fazladır belki 2025 milyon dolaruk) zamanında yapılamayışı dolayısiyle meydana gelen kıtlıklan genel bir enflasyon olarak yorumlar da büytlk ve uzun süreli dertlere çare anunazsa yazık olur. Aslmda asa ğıdaki alanlarda cesur hUkürnet harcamalanna gereksinim vardır: l Hayvanolık ve margarin (bitkisel yaglar), a Metallür Ji, 3 Enerji, 4 Tıkanan bazj »•ıııııııııııııııııııııımııı llllllllllllllllllilillHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİiniIIIIIIIIIIIIIIII'İ SÜNAR •SOKAKTA GÜRÜLTÜ VAR NADİK NADt • YENİ TANRILAR Melih Cevdet ANDAY BOYA DAĞITIM VE SANAYİt A Ş. •ÖLÜMSÜZ OYUN Oktay AKBAL MUHASEBE ŞEP YARDIMCISI Yüksek okul mezur.u ve asgari üç yıllık Muhasebe tecrübesina eahip, askerlıic görevini yapmış SATIŞ MÜMESSİLLERİ Anadoluda yerleşebılecek,oto ehliyetinft sahip, devamh seyahat edebilecek.genç ve dinamik(askerlik görevini yapnuj MUHASEBE ELEMANLARI Asgari lise merunu SEKRETERLER Süratli daktilo yazabilen, Jconuaundt tto» rtibeli •lcmantar alınaeaktır. Muracaatların el yazısı ile Boyata? Boya Dağıtım ve Sanayii A.Ş. Osmanh Sokak 1416 kat 1 Taksirn lıtanbui'ft ytpılmaaı. (Hâncılık: 95M) 9601 • KAHRAMANLAR DOĞMALIYD! Şevket Süreyya AYDEMfiR tsteme Adrpsi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cağaloğlu, HaJkevi Sokak 3941 Böylec* ç»J dıaı dhnlyetin bendeleri oyunlannı Atatürk çülük kozu üzerinde oynamaktadırlar. Bir bülten yaSayın Necmettln Erbakan yımlanarak kamuoyu uyutulKonya Milletvekili mak ve yanıltılmak tstenmlşMSP Genel Başkanı tir. Bu olup bittl olayı gerANKARA çekleşme durumundadır Beledive üyelerl olayı oylarıyla 16 kasım 1974 Güneell Telebelgeiemiştir. vizyonda olafan konuşmalarınıBüyük Atanın ölümünün ve zın birinde, CHP Genel Başkabizlere emanet ettiğj Cumhu nı sayın Bülent Ecevlt'e yöneriyetin 51. yıldonümünde ve len sözlerirüz aıasmda (ıkındıkonun ilkelerlne ters düşen Adı ve adresi ola}'a seyırci kalamayız. ça, sıkındıkça biz onun agzına saJiüdır. emzik verdik) gibi, genel âhlâka uygun düşmeyen konuşmalannız, kamuojTinca üzüntü ile karşılanmış bulunuyor. Bu sözler, sajon Ecevit Hükümetine yaptığınız politik baskılarla orta öğretime koydurduğunuz, ahîâk derslennln sınınnı zorlaCumhuriyet Gazetesl Yazı tşleri Müdürlüğüne, maktadır. îstanbul Erenköy 1965 yılındau bu yana Türklerle beraoer ya^ayıp, onlarla Kız Lisesinde ilk kez emnnizie galışan, ve böyleee Türklertn asaietme. dürüstlüğüne ve banşokutulmakta olan ahlak dersseverliğine tamk olan Amerikao uyruklu Du rüri dostu olarak, AmerUnn Hükümetlnln »on aJdığı karann Denl ne Kadar lerinin bir öğretmeni olaras, üzdüfiünü ve utandırdığım oelırtmek ıstenrn. Bu Karar. oırkonuşma fidabını ötrenmeni2 takım bilgisiı, kötü nlye'U Rendl çıkarlannı düşünen oy avuisı İçin sizi derslme dâvet eöneyı polltîkacıniD eseıidir. Banşsever, aydın blr Amerikalı hiçbir ahlâk dersi ideaünize uygun zaman böyle blr karan destekleyemeı. Türkıye'nnı haklı dabulduğumu bildırir, saygılanmı vasını desteklemek, tüm üerçekçı. mantıklı adalet VP barışsever Amerikalılann ?örevifjir Amerikan Hükümetının bu anJamsunarım. sız, yanlıs kararından vazgeçeceğını outün kalbımle ümit edlyorum. Ahlâk Dersl ügretmeni Bemzıye BATlRBAYGtL Joshna M. Bear ODTÜ öğretirr tîyesl «konuşma adabı» dersine çağırdı «Belerflye olarak sehrin dışmda bir Atatürk parkı yapılacaktır. Anıt bu parka fconulacaktır. tsterseniz, simdilik Orduevl bahçesine koya blllrslniz.» GUreş sporunun eski şöhretlerinden ve zamanın sayııı ış adamı ve servet sahiDİerinden bir zâtın, Karamürsel'ın Kavak semtinde ve Belediye sınırı içinde, sahilde vaptırdığı yazlık villâsmın önü, tapuda ve krokisinde haika açık kamu yolu ve kumsal band olarak gözüktüğü halde arsanın iki yanma duvar çekerek ve yüksek rıhtım da yaptıktan son ra kendine mahsus beton iskele de ınşa etmek suretiyle bu kısım halkın gelip geçmeye kapatıldığı halde. ilgili makamlar durumun eski haline getirilmesi için harekete ereçmemişlerdir. Bu yetmezmiş eibi, bir ay önce de aynı zât. bu kere yeni Yalova sosesinin açüması ile araclarm çeçmediği ve ancak, halkın ve hayvanların gelip geçtiği bitışiğtndekj eski şose yolunu etrafını yüksek briket duvarla çevirip kendi mülküne satmıştır. Metruk yol ların kanun icabı mülkiyeinin Belediye, Hazine ve^a Karayol larına ait oldugnnu işaret etmeye lüzum voktur sanınm. Fakir ve arkasız kişjlere karşı. kanunların her hükmü gecikmesiz uygulanırken kamu malının gasbedilmesine karsı, nüfuzlu ve servet sahibi kişiler için resmi mercıler kayıtsız kalmaktadırlar. Kaymakam lığa yapüan sözlü müracaatlar için, yazılı dilekçe verilmesi is tenmiş, dilekçe veren iki kişl ise kamu mahna tecavüz eden o şahsın adamiarı tarafindan dövtilüp tehdid edilerek. verilen dilekçeler geri aldırılmıstır. Kamu malına sahıp çıkma lan için Karamürsei'deki ilgilüerle Kocaelı Valiliğinin dikkatini çekmenizi rica ederim. Amerikalı Bilim Adamı Amerikanın tulumunu kınıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle