22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 15 Aralık 1975 ABDUECA AŞK DA GEZER CHP Kurultayı Nedeniyle HALKÇ1LIK Prof. BAHRi SAVCI 1 Yazan: Necati CUMALI rak aıkerüğinl taraamladıktan sonra feri dSner ken. hureunun içinde kaçakçılardan aatın aldığı iki Iran taban halısı ile, bavulunun yanında alay marangozuna yaptırdığı küçük bir tahta sandıil dolduracak kadar kitabı vardı. Cebindeki parası ise onu Istanbul ya da Ankara'da dört bef ay yasatmaya yeterdi. tlkin tzmir'e ugradı. Annesinl babasım, kendisinden küçük blri kır öbürü erkek iki kardesim gördü. Birlikte büyüdükleri baba evinde ablasından kalan bosluğu duytfu. Bir hafta lonra Bergama'ya kadar uzandl. Oraya yerleşen ablasım aradı, enistesiyle tanııtı. Halılanndan birini düğün hediyesi olarak ablaıına gdtürdü. Bergama dönüsü lımir'de bir hafta daha kaldıktan tonra, ucuzundan bir otobü» yolculuguyla kapağı Istanbul'a attı. tlk iki jece otelde kaldı. Üçüncü gün Beyoğlu'nun ara •okaklarından birinde, rful, yashca bir Rum kadının apartmanında kiralık bir oda buldn. Iıtanbul'a yerleşti. îş aramakta aeelesi yoktu. Çoktandır İçinde yasattıfcı o önseziyle nasıl olsa en kısa bir »üre içinde ilk oyurvunu yazacagını biliyordu. Bu rahathkla Istar.bul'un kalahalıgır.a kanfip sabahtan aksama kadar özleminl çektıgi sokaklarda basıbos dolaşıyordu. Kımsenin gözune batmadan, tanınıp bilinmeden buvük bir kentin kaldırımlarında yasamanın doyulmaz bir tatfı vardı. Sevinçle istekle doluvdu, Nereden geldıâinı anlamadıgı bir ataklıga. konuşma rahatlığına ermisti. Hoşuna giden kadmlann kızların ardına düsüvor, sinemadan sinemaya taşınıvordu. Bir gunde iki, baren ur fi'm "hrrilSıı hir W a buluşmusken, bir başkasından söz ya ö"a telefon numarası kopardı»ı oluyordu. Gecelen tıyatrolarda görülebüecek degerde bulduğu oyunları pördü. Dolu rfizgin geçirdıgi bövle bir üç hafta »onunda birdenbıre gelen bir toklukla vaşayışı kendiliginden düzenine giriverdl. Çoktandır tasarladıgı «Türkân' ın Kı«meti»ni yazmak için önüne geçilmez bir istekle odasına kapandl. Yemeklerini^odasıj> 3a yîyördu. Küçük bir ispirto ocagı vard*:*Bazen vumurta pişıriyor, çoklukla yoğurt, pevnir, salata, meyva, soguk etler gibi şeylerle karın doyuruyordu. Geceli gündüzlü yirmi gun «iiren bir çalışma <onuno*a oyununu üç kez yeni bastan yazdı bltlrdl Bir arkadasından emanet aldıgı yazı makinesiyle, küçük riu7eltmeler vaparak. bir kez daha yazdıktan sonra oyununun oynandığı tiyatroya verdi. Türkân'm Kısmetı'nin Ergun'a kazandırdıgı biraz para ile, tiyatro çevrelerinde bazı yeni tamsıklıklar bir de uzun yıllar unutamıvacaâı hir ask oldu. Türkân rolünü oynayan Avlâ Sarıl'a komaya jfirdi denilecek kadar sarsıcı bir bagla tutuldu. Aylâ virmisino*evdi o «ıralar tki yıl olmuştu tiyatroya gireli. Yükselmesi, süre yitirmeden, çok çabuk oldu. Ma'iım duruşlu, yaradılıstan hüzne vatkın. kolavhkla aşırı duvarl.JSa kapılan bir kızdı. însanda ille de saçını yanaeını oksamak isteji uvBrriıran eiizP' ki7 çncuklarını andınrdı. O da bu güzelliginl cömertlikle seyircilere dafıtır, daha doğru'iı okşanmak için saçlarını seyircilere uzatır gibi dolanırdı sahnede. (I>vamı varı BtRtNCİ BÖLÜM Ergm» TTJurlu, ilk tiyatro oyunu «TflrVln'ın Kı=Tnetı»ni yazdıği yıl yirmi dört yaıındaydı. A'kerlığini yeni bitirmifti. Oyun, e yıl, »ıeağı sıcağma Istanbul'un en aeçkin tiyatrolanndan bırinde oynandı. Çok da iyi karsüanarak o döneme göre olağanüstü sayılacak bir başarıya ulaştı; dört aya yakın bir siire afiste kaldı. Ergun'un oyun yazdığını duymak arkadaslan içjı faşırtıcı oldu. Ünivereite öğrenciliği yıl larında onun herkesçe bilinen en büyük tutkusu atlarıydı. Arkadaslan arasında yan» hastası olarak adı çıknuştı. Ankara Dil Tarih v» Coğrafya Fakültesi arkeoloji bölümünde okuduğu dort yıl boyunca, Ergun'u arayanlar, fakülte kantininden çok yarıj tutkunlannın devam ettiği Ruzgârh Sokaktaki kahvelerde bulurdu. Ergun, dört yıl o kahvelerde jokeyler, seyi» ler. at merakhlan ile düstü kalktı. Yedek Subay OkuJuna gireceği sırada, Hipodrom yöneticilerınden bir tanıdığırun aracılığı ile süvariye ayrıl masını sağladı. Okulu bitirirken kur'ada, herke sin sürgün gbrüyle gördüğü, Karaköse'yi çekince, o sağlam yayla havasında, dağda taşta doya doya ata bineeeği için seviniyordu. Karaköse'de kaldığı 3'il tek mektuplaştığı insan ablası oldu. Aldığ; mektuplardan ablasının kendısini isteyen hıç tammadığı bir adama, bir iki kez karşıdan gormekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreğı burkularak izledi. Yıhn yedi ayı karlarla kaph Karaköse'de, talım saatleri dışında, genç süvari teğmenlerinm yapabileeekleri çok şey yoktu. Kasaba batı An?dolunun büyuk köylerinden biri kadardı. Üs telık daeınık kuruluşuyle. bir evden öbürüne gıderek b r yabancıyı o m d a bırakıyor, bir çeşıt goz altında tutuyordu. Bu ortam içinde aşk umutiarı olamazdı. Anılarıyle, düşledikleri gönul serüvenleriyle avunuyorlar, içiyor, poker oynuynrlardı. Ergun, içse, poker oynasa bıle, her gun üç dört saa'ıni okumaya ayırıyor. Istanbul, Ankarj kitapçı'arindan durmadan kitap getırtiyordu. Öteden beri şiıri edebiyatı seven, en yakın arkadaşlarından bile gizli tutarak araea bir §i.rler yazardi. Yazdığa mflşrJft yayug.lanması ısteğini hiç duymuyor, anlatılması güç bir duyguyle yazgısmın şıırden çok tiyatroya bağlı olduğuna, başanü oyunlar yazabüeceğine inanıyordu. Daha adını koymadığı tek satırını yazmadığı halde, iîk oyunun oynanmasmın çok yakın olduğu gibi bir önseziye kapümıştı. Bu duygu gun geçtıkçe yüreğinde kokleşiyor, ken dme olan güvenını arttınyordu. Doğrusu ondaki bu duygunun kaynağını açıklamak oldukça güçtü. O yaşa gelınceye kadar sahnede görduğü oyunları sayrr.asını istesenız iki elinin parmakla rını zor tamamlardı. Fransızcası yabancıları rahatlıkla okujnıp ^nlamasma yeterli değildi. Ayrıca da sabırsızdı. Kısa surede çok şey okumak, tiyatronun devlerini bir solukta tanımak istiyordu. Günde bir bazan iki oyun okuyor, Shakespeare'ın, Musset'nin, İbsen'm, Çehov'un herkesin bildıği gibi, o yavan, bozuk dile yapılmış, çarpuk çurpuk çevırilerinden, sanki oynandıkları en b ü ^ k tiyatrolarda görmüş kadar büyük tatlar alıyordu. Pokerde ise oyun arkadaf lannın kâğıt yaptığmdan kuşkulanacakları kadar şaruı açıktı. Karakdse'ye orta boy bir bavul, bir de yatağı ile portatif karyolasını yerleştirdiği hurçla gelmiştl. Süvari teğmeni ola Halkın gereksinimine göre uygulama Girlş <Halkçıhk»a, Atatürk bir anlam vermıştır. Bunun, tarihsel bir değeri vardır. Siyasal oluşumiar »lanında da bir geçerliügi... Fakat halkçılık kavrammı, bir ucundan tutup populizm romantızmi içinde yitiklige uğratabüiriz. Ama, onu yaşayan top lum olayı olarak da değerlendırebiliriz Cumhuriyet Halk Par tisi'nin Kurultayından, kurultay larından ve düşünsel çalısmala rınoTan bu beklenir. Atatürk'ten kalkan, demokratik soia yönelcn bir partıdir Halk Partisı .. Bu tarihsel ve eylemsel kavramı, herkesfen önce, onun kavraması ve kavratması gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi, geç reddinde (reddi mirasta^ bulunabilir. Bu onun hakkıdır. Ken disine, Yeni Cumhuriyet Halk Partisi diyor. Fakat burada de fısmeyen bir öge var: «Halk» ın partisı olma ögesı.. Ayrıca îunu da «tiylemek gerekir: Halk Partisi bu tarihsel ve eylemsel kavramın temelindeki nuans üzerinde j'ürüyerektir ki. «demokratik sol»a bir toplum'al destek. bır toplumsal temel bulabilsin.. kavramı»nda blr belirsiriik. çeşit lilik vardır. Halkçılık, Türklerin tcadettifi bır terım değıldır belkı.. Bu terımin butün dünya için birleşik bir anlamı. içeriği yoktur, ama Ataturkçülük halkçılığını. bız, öteki '.erden olan ayrmtılan ile. âdeta bızim mahmızmış gibi anlamlaştırabılmiş ve ona o kadar belırsız olmayan bir içerik koyabılmışizdir. Bunu daha iyi anlamak için önce dünyada bu kavrama yakıstın lan belirsizlikleri ve ondan doğan çe?itl:liklerı işaret etmekte yarar vardır. Genel olarak halkçı'.ık. sınırları bellı ıçeriğı kesin hir ıdeoloji değildir. Halkçılık, siyasal bilim açı smdan bakılınca, pevşek bir ideo "olafalc gözukur. OTturfü tezlerden kurulur. Bu tezlerden ağır basanın niteliğine göre türlü halkçılıkîar ortaya çıkar. Halkçılık aslmda «zihinde meydana gelen bir yönelim'dır. Onun, sıcak bir duygu halinde beliren bu. •yönelim o!ma> niteliği, ivi görülebilir de. içeriğini kesin ola rak gösterme pek zorlaşır. Bununla birlikte halkçılıjın g* ri?ınin her zaman bır «sosyal içerik. teıkil ettiği söylenebilir. Öyle kı kimi halkçılık faşizme varma eğilimi göstermesLne karıın, o, her zaman için böyl» bir fosyal içerik sahibi olmaktan vmz feçmemiştir. Halkçıhk, büyük kitleleri teşkil eden taban sınıflarm «iktidar» olayından dısarıd» kaldıjı zaman ortaya çıkar. Tabandaki sosyal ka tegorileri, âdeta sınıf bilincine ulajtınr, bu kavram.. Bununla birlikte dikkate değer bir noktadtr ki bu sosyal kategorileri bir sınıf savasına da itmez. Hıç olmaz sa bundan kaçınır. Halkçılık, genellikle. kooperatifçüık temelinde ekonomik model ler arar. Büyük toprakları. ban kaları. baskaca büyük 's'etmeleri bu ulusallastırmaya egilen bir kprma eknnnmiyi yeğler 'tercih ederı gözükür. Kövlüve davanan halkçılık ol dıığu giHi sphirli halkçılık hareketleri de görülmüstür. Ilımlı hir ırkcıhga müsaade edPn halkçılık lar da çörüİTiemis deâildir. Halk cılıktaki so?val içerik. mutlak e^'tlıği mutlaka amaç edinmediEİnden. bir randan halkçılıktan hareket ederek pek ileri bir sos yaiizm savunmasma «ridenler oldııeu s'bi. fssİ7mi savıınanlar da olmuştur. Iste bu s*ibl belırsizliklert ve ceşitlilikleri oldufu ve sınırları bpll: kalıpsızlıkları bulundugu i«in ona beUi içerid olan kesin bir ideoloii olarak Oakmazlar pek. Bu yüzden halkçılık. kimi ül kelerde bü%ük kitlenin toprak pereksinmesini. kimi Ulkelerde para eereksinmesinı dovurmada bir sıvasal araç olmuştur. Birlesik Amerika'da büvük sermaye büvük tıcaret armatörlük büyuk arazı «ahıpliklennin ya rattıgi ekonomik agırlıga tarşı öteki çıftçıieri koruyan «çıftçi hareketı» olmuştur Bu bır cemaat tipi vasam bıcımme enşmış bır nalkçılılt sayılabılir. Buna Itarsılık venı Afnka Ul kelerindekı nalkçıhk da, koy yasam bıçımının erdemlennı ile ri sürmeKtedir. Litin Amerika'da ise halkçılık. setıire de köye de davanan bir oirlesik siyasal akıra olmuştur. ünun lcın türlü sektörler tarafından desteklenmiştir. Bir sözcük İle belirtmek tterekırse. halkçılık Prof. Nenrun Abadan Unat'ın da belirttiji üzere ve dünvadakı denevlere Eöre içinde halka vönelik bır s.cakhk bulunan oır akım bir zıhınsel vöntem olarak belinr. Çerçevesı belli ıçerijı Resın olmadıâmdan türlü verleruP w s vali7m fası^m arası aenis bir sıvasal akım «erdı Uzerınde kav ma istidadı kazandıSı göriılmüstür Knvle davandıgı eibi sehıre de davanmısfır Kooperatıf çılık modeli bır ekonomi aradıgı «rbi. ekonorrunin tüm sekWrlerınde büvük mfllılpstırmeler de aramıstır. Irkçılığa kayan vönleı kaydettı*ı gıbı ulusal Dütün lüğün düsünsel temeli olmak istedifi de eörfllmüsuir Küçük ser maveyi hos eören vnnü ile büyuk sermsyecilerin düsmanlığını kazanmıştır. Kuruiu düzenı moderniz* etmek ısteven vönü dolayısivle. özellikle vaoancı ban kaclık ona karsı gelmiştir BUyük devlet'erio kamtslis», • emperyalist hegemonyalanndan kur tulup tam bir ekonomik varaîj c l ı k istedijinden. büvük devlet lerin eneellenmesi ile karsılanmıştır. Türkiye'dekl duruma gelinee: Yukarıda gösterilen hususlann bir çofu Türkiye için d« söz konuîudur. Türkiye İçin halkçılık, Ata türkçülugün devrim ldeoloiı=inın temellermden bırldır. ö\le ki. Atatürkcü düsünıin ıcenâi'i teskil erfici öeelfr olsn Bİl'm ve bıl'm zıhniveti. lâyik'ik. özgürlük devletçı sosvalrıllk ile ulns çuluk. Cumhurlvetçilik. dem"krasi temel! (İ7Prinde slvasal mo dernİ7a<vonruluk (lenen öe"lerın varattıSı devnm tdeoımiM «halkçılık»ta devim'enmPkten'r Kpza bu ideoloji halkçılıgın siva sal anlam! olan «ulu»ruhık»ta da devımlenmektedır elbet .. Atatürkçü halkçıhkta çıkış noktası ve vönü: însan ve halk Atatürkçü halkçılıüı tüm kav ramak için onun çıkış noktası ile. buradan vönelerek ksrandı5ı flnŞrultuvu ve vardıSı verl ara<:tırmak ferPİcir Hınun ıcin de »oruna türl'i acilartfan h»kmak eerekir. C'inkit bu açılarrian. örnegin Hhe'al thtilSllerin açısı Atafürkçülı'iSe «öreür In«an» içeriğini gp'iTTni'tır Fakat TürMve've Brrii larihsel emnpratifin rorıınhıluSun açı«ı d», Ata^ürkcfiiıiüe .taban fratefrriler» İi7er1ndp b'ittinleşme vani halklasma oleusunu eetfrmlştir Bir baska dpv'mle sövlemok Rerekirse, ortada şunu göriirö»: Atatürkçül''iktekı p«pnnin knkü «insan»dadır Fi^'kpntelloktfielekonomik bir cevher hsHnd«>ki •bövle açtlart War) Wr Wflm ha lindeki «İn5an»dadır. Ata*ürkcü halkçılık. tarih**l buyrujİM dolavnlvle bu cevherrlen. bu bt. rımden kalkarak «halk» olgusuna vanr Y ARI N: SORUNA TÜRLÜ AÇILARDAN BAKIŞ Kavramdaki belirsizlik, çeşitlilik Atatürkçülugün üzerlnde çok durulması gereken «ideolojik örgü» ögelerinden biri de halkçılıktır. Bunun anlamı, sınırları, Atatürk'un bu terımden neyi kastettiği, ve bu terim eğer bır Atatürkçüluk ldeolojisi ögesi ise, bunu lojik çıkış ve gelışim noktalarının neler olduğunu be llrtmek gerekir. Genel olarak dünya halkçılık VEFAT Merf urrı Hâkim Hakkı Şahenk 11» merhum» Ayje Şahenk'ın o^ıu, Dr. Fahriye Şahenk'in eşi, Pınar Türksr, Çına Safenk ve Selim Avtan'm babaları, merhuın Hilmı Şv.rnkın kardeşı ve Tahire Erkan Ue merhum Ekrem Sahonkjn ağabeyleri, Tevfık Türfcer, Tekin Türker v« Kerem Çr.hcnk'ın dedeleri, Lerzan Toker ile Silkran Bora'nın dayılan. SiraJ Tontaş ile Hakkı ŞahenVin amcalan Hayrerin Kibar Hatice Bodur, Hayrünnisa Ülken ve Rebi» Serpz'ın erı?iteleri, Erol Türker, Meral Şahenk Te ŞükrU Artan'ın kayınpederleri, Doğan Bodur, lsmaü Hakteı Ülken ve Orhan Serez'in bacanaSı, Sa|l:k Bakaniıfı esid Munascbe Müdürü r« Devlet Demir Yollan Muhnsebe Daıresi Baskanlığından emekJİ, Istanbul tüccarlinndan VEFAT Konya eşrmfından, îstanbul tüccarlarından, merhume H. Elmas Yapıcı'nm muhterem eşı, Emine Kulluk. îbrahim Yapıcı'nuı sevgili bsbalan, Dr. Muzaffer Kulluk, Zehra Yapıcı'nm kıymetli kaympederlen. Halil. Mustafa, TUlin Kulluk ve Ali, Ahmet, Jale Yapıcı'nm musfik büyükbabalan, hayırseverlijH ile tanmmj? H. Ahmet YAPICI 14.12.1974 günü Allatun vftsi rahmetine lcavusmustur. Cenazesi 15.12.15^74 pazar günü rbusün) öğle namazını müteakıp Şişli Camiinden kaldıniarak Tuzla'daki çok sevgili aileslnin yanına defnedilecektir. Allah rahmet evleve. NOT: Çelenk eönderilmemesi rlca nl'inur EVT,ATLARI DiŞi BOND DUM A/&CTE (SÖBDÜM R«W9mcılıIt: 21299996 PREMSEfi I BIBJ MALİVBd \ SOM, Ö B Ü e D C?H \ HUtUCOJ 300TM ALİ RIZA ŞAHENK / ttfKK BtLAA&Z. Çok Âcı Kaybımız Çok toymetll babamız. ortağımız ve patronumuz, sirkeUmlt kuruculanndan yardımsever. büyük İnsan H. Ahmet YAPICI an! olsrsk Haklnn rahmetins kavuşmuştur. Kederli aiiesıne b&şsaslığı dileris. TİFFANY JONES / ONUKİ OEGe 14.12.ltT4 günü vefat etmlçtlr. Cenazeal, 15.12.1974 paar günü Erenköy Camlinden (Bagdat CaddesiBdekl) ögle namazım müteaidp kaldınlarak Maltepe KabrUtajuna defnpoüecektir. YAPICI KOLL ŞTt. MFNRT'PI.İRI V ^ i GARTH 1M '•«Vjf"" İR AİLESİ Keklâmcılüt: 213O!»»7 VEFAT Ş'rketımiı lnıruculanndaa ve îdaxe Mecılsl Ba^kanımız, kadırşinas ve büyük insan YALOVA DEVLET ÜRETME ÇİFTÜĞİ MÜDÜRLÜÛÜNDEN: »196 ALI RIZA ŞAHENK'ı Jcsybetmıj bulunuyoruz Kederlı aılesınln derır acılarına istirak td"r başsağlığı diler. merhuma ranrıafın ranmet niyaz ecena ASFARMA tLAc SANATİ TÜRK SPASTÎK ÇOCUKLAR DEKNTfit Doğuştan geri zekâlı çocuklar maddî ve manevt yaınırrUnnızı bekler. Tapı ve Kredl 3ankası, Kedıkry Şubesi Hesap No: 920250/7 Inek Sîîtîi ve Vumurta Satılacaktır 1 1975 yiü çmiıgımto ıstlnsau tanmınen iio ton tnek siitü 19.12.1974 persembe çünü saat 14JU da. 3 1975 vılı çiftllglmlî ıstıhsalı 25O.UUU aöet yemekJik vumurta 19.12.İÖ74 Dersembe eünü saat 15.00'de açık artırma surp'ıvle satılacaktır Alıcı çılcrnadıeı takdlrde her Ikl Uiaie de 3 ocak ıa7.s tanhinde avnı saatlerde vernien vaDilacaktiT 3 Sütün muhammpn beden 32(i ttr aeçını teminati 84.0TX) Th. vumurta adedi luo kr «eçıcı temir.at) 2S.nui' FL'dır 4 Bu ^afısa an sartname tstanbuJ tzmlt Bursa Teknlk Ziraat Mudürlıiklprıvlp Devlet (İret. me Çtfthklen Gpnel MudürlüSü Ankara ve Çiit ıık Merkezinde eörtllebillr. (Basm. 2o^ul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle